amerika - TNT Haber https://www.tnthaber.net En Son Haber, Güncel Haber Thu, 18 Dec 2025 11:40:06 +0000 tr hourly 1 https://wordpress.org/?v=6.9 https://www.tnthaber.net/wp-content/uploads/2025/02/cropped-favicon-32x32.jpg amerika - TNT Haber https://www.tnthaber.net 32 32 Daha Fazla Ukrayna’ya Finansman Çatışmayı Uzatabilir Macaristan Başbakanı Uyarıyor https://www.tnthaber.net/dunya/daha-fazla-ukraynaya-finansman-catismayi-uzatabilir-macaristan-basbakani-uyariyor/?utm_source=rss&utm_medium=rss&utm_campaign=daha-fazla-ukraynaya-finansman-catismayi-uzatabilir-macaristan-basbakani-uyariyor https://www.tnthaber.net/dunya/daha-fazla-ukraynaya-finansman-catismayi-uzatabilir-macaristan-basbakani-uyariyor/#respond Thu, 18 Dec 2025 11:39:59 +0000 https://www.tnthaber.net/?p=9167 Macaristan Başbakanı Viktor Orban, Avrupa Birliği’nin Ukrayna’ya devam eden mali yardımlarının Rusya ile savaşın uzamasına yol açabileceği konusunda uyarıda bulundu. Bu açıklama, Brüksel’deki AB zirvesi öncesinde gazetecilere yaptığı değerlendirmelerde geldi. Orban, Batı’nın Ukrayna’ya mali destek vermesinin, dolaylı olarak savaşı sürdürme riskini taşıdığını savundu. Orban, Avrupa Komisyonu’nun Ukrayna’ya kaynak sağlama önerisinin, Rusya’dan dondurulan varlıkların el konularak […]

The post Daha Fazla Ukrayna’ya Finansman Çatışmayı Uzatabilir Macaristan Başbakanı Uyarıyor first appeared on TNT Haber.

]]>
Macaristan Başbakanı Viktor Orban, Avrupa Birliği’nin Ukrayna’ya devam eden mali yardımlarının Rusya ile savaşın uzamasına yol açabileceği konusunda uyarıda bulundu. Bu açıklama, Brüksel’deki AB zirvesi öncesinde gazetecilere yaptığı değerlendirmelerde geldi. Orban, Batı’nın Ukrayna’ya mali destek vermesinin, dolaylı olarak savaşı sürdürme riskini taşıdığını savundu.

Orban, Avrupa Komisyonu’nun Ukrayna’ya kaynak sağlama önerisinin, Rusya’dan dondurulan varlıkların el konularak Kiev’e verilmesi fikrini de içerdiğini belirtti. Ancak Macar lider, bu yaklaşımın yeterli siyasi destek bulamadığını ve bu nedenle ötelenmiş olduğunu söyledi. Bazı AB ülkelerinin bu öneriyi desteklemediğini vurgulayan Orban, bu tür finansman yöntemlerinin savaşın devamını teşvik edebileceğini savundu.

Macaristan’ın bu konudaki kararlı tutumu, Orban’ın “Avrupa Birliği’nin savaşa dahil olmamasını arzu ettiğini” söylemesiyle somutlaştı. Başbakan, Rus varlıklarının ele geçirilmesine dayalı planların artık “ölü fikirler” haline geldiğini, çünkü AB liderleri arasında bu tür radikal adımları destekleyecek yeterli çoğunluk olmadığını ifade etti.

Orban, Avrupa’nın Ukrayna krizinin çözümünde daha dengeli ve barışı destekleyen adımlar atması gerektiğini söylerken, devam eden mali yardımların çatışmayı daha da derinleştirebileceği konusunda endişelerini dile getirdi. Bu açıklama, hem AB içinde hem de uluslararası arenada Ukrayna’ya verilen desteğin niteliği ve sınırları üzerine süren tartışmaları yeniden gündeme taşıdı.

Macar lider ayrıca Avrupa Komisyonu’nun önerilerini eleştirerek, “bir tarafın mali kaynaklarını alıp diğer tarafa vermenin”, gerçekte savaşın taraflarını daha da kamplaştırdığını ve barış çabalarını sekteye uğrattığını söyledi. Bu yaklaşımı, sadece ekonomik ve siyasi bir strateji meselesi olarak değil, aynı zamanda savaşın seyrini ve sonucunu doğrudan etkileyen bir faktör olarak değerlendirdi.

Orban’ın bu uyarısı, AB’nin dış politika ve güvenlik stratejilerinin yeniden gözden geçirilmesi gerektiğine dair süregelen tartışmaların bir parçası olarak değerlendirilmelidir. Ukrayna’ya sağlanan askeri veya mali yardımların savaş sonrası barış sürecine olan katkısı ile bu yardımların olası olumsuz sonuçları arasındaki denge, AB içinde farklı görüşlerin ortaya çıkmasına neden oluyor.

Sonuç olarak, Macaristan Başbakanı’nın açıklamaları, Avrupa’nın Ukrayna politikaları konusunda derin fikir ayrılıkları yaşandığını ortaya koyuyor. Orban, Avrupa Birliği’nin Ukrayna’ya sağladığı desteğin niteliği ve etkileri konusunda daha temkinli ve barış odaklı bir yaklaşım benimsemesi gerektiğini savunuyor. Bu tavır, AB içinde hem siyasi hem de diplomatik tartışmaları daha da yoğunlaştıracağa benziyor.

The post Daha Fazla Ukrayna’ya Finansman Çatışmayı Uzatabilir Macaristan Başbakanı Uyarıyor first appeared on TNT Haber.

]]>
https://www.tnthaber.net/dunya/daha-fazla-ukraynaya-finansman-catismayi-uzatabilir-macaristan-basbakani-uyariyor/feed/ 0
ABD’den Ruanda’ya Sert Suçlama Barış Anlaşması İhlal Edildi Doğu Kongo’da Gerilim Tırmanıyor https://www.tnthaber.net/dunya/abdden-ruandaya-sert-suclama-baris-anlasmasi-ihlal-edildi-dogu-kongoda-gerilim-tirmaniyor/?utm_source=rss&utm_medium=rss&utm_campaign=abdden-ruandaya-sert-suclama-baris-anlasmasi-ihlal-edildi-dogu-kongoda-gerilim-tirmaniyor https://www.tnthaber.net/dunya/abdden-ruandaya-sert-suclama-baris-anlasmasi-ihlal-edildi-dogu-kongoda-gerilim-tirmaniyor/#respond Mon, 15 Dec 2025 12:39:59 +0000 https://www.tnthaber.net/?p=9151 ABD, Ruanda’yı Demokratik Kongo Cumhuriyeti ile imzalanan barış anlaşmasını ihlal etmekle suçladı. Washington’dan yapılan açıklamada, Doğu Kongo’da son günlerde artan çatışmaların barış sürecini tehlikeye attığı vurgulandı. Özellikle Ruanda’nın destek verdiği iddia edilen silahlı grupların yeniden saldırıya geçmesi, bölgedeki kırılgan dengeleri sarsmış durumda. ABD’li yetkililer, kısa süre önce imzalanan barış mutabakatının açık hükümlerine rağmen çatışmaların durmadığını […]

The post ABD’den Ruanda’ya Sert Suçlama Barış Anlaşması İhlal Edildi Doğu Kongo’da Gerilim Tırmanıyor first appeared on TNT Haber.

]]>
ABD, Ruanda’yı Demokratik Kongo Cumhuriyeti ile imzalanan barış anlaşmasını ihlal etmekle suçladı. Washington’dan yapılan açıklamada, Doğu Kongo’da son günlerde artan çatışmaların barış sürecini tehlikeye attığı vurgulandı. Özellikle Ruanda’nın destek verdiği iddia edilen silahlı grupların yeniden saldırıya geçmesi, bölgedeki kırılgan dengeleri sarsmış durumda.

ABD’li yetkililer, kısa süre önce imzalanan barış mutabakatının açık hükümlerine rağmen çatışmaların durmadığını ve bunun kabul edilemez olduğunu belirtti. Açıklamada, barışı bozan tarafların sorumluluklarından kaçamayacağı ve diplomatik ile siyasi sonuçlarla karşılaşabileceği mesajı verildi. Washington, bölgedeki tüm aktörleri anlaşma şartlarına uymaya çağırdı.

Doğu Kongo’da faaliyet gösteren M23 adlı silahlı grubun son dönemde bazı stratejik noktaları ele geçirmesi, krizin yeniden derinleşmesine yol açtı. Söz konusu ilerlemeler, barış anlaşmasının imzalanmasının hemen ardından yaşanması nedeniyle uluslararası toplumda ciddi soru işaretleri yarattı. ABD, bu gelişmelerin tesadüf olmadığını ve dış destek olmadan gerçekleşemeyeceğini savunuyor.

Birleşmiş Milletler raporları ve bölgedeki gözlemciler, Ruanda’nın M23 üzerindeki etkisine uzun süredir dikkat çekiyor. Kigali yönetimi ise bu iddiaları reddederek, Kongo tarafının kendi iç güvenlik sorunlarını örtbas etmeye çalıştığını öne sürüyor. Ruanda, sınır güvenliğini tehdit eden silahlı unsurlara karşı önlem aldığını savunurken, doğrudan bir destek ilişkisini kabul etmiyor.

Çatışmaların yeniden şiddetlenmesi, siviller üzerinde ağır bir insani yük oluşturmuş durumda. Binlerce kişi evlerini terk etmek zorunda kalırken, bölgedeki temel altyapı ve sağlık hizmetleri ciddi şekilde zarar gördü. Yardım kuruluşları, insani krizin derinleştiği uyarısında bulunuyor ve acil ateşkes çağrıları yapıyor.

Doğu Kongo, zengin maden kaynakları nedeniyle yıllardır silahlı grupların ve bölgesel güç mücadelesinin odağında yer alıyor. Bu durum, çatışmaların sadece güvenlik değil, ekonomik ve jeopolitik boyutlar da taşımasına neden oluyor. Uzmanlara göre barış anlaşmasının kalıcı olabilmesi için yalnızca silahların susması değil, bölgedeki ekonomik çıkar çatışmalarının da kontrol altına alınması gerekiyor.

ABD’nin Ruanda’ya yönelik suçlamaları, Orta Afrika’daki krizin yeniden uluslararası gündemin üst sıralarına taşınmasına yol açtı. Diplomatik baskının artması beklenirken, barış sürecinin geleceği belirsizliğini koruyor. Tarafların atacağı adımlar, Doğu Kongo’da istikrarın sağlanıp sağlanamayacağını belirleyecek kritik bir dönemece işaret ediyor.

The post ABD’den Ruanda’ya Sert Suçlama Barış Anlaşması İhlal Edildi Doğu Kongo’da Gerilim Tırmanıyor first appeared on TNT Haber.

]]>
https://www.tnthaber.net/dunya/abdden-ruandaya-sert-suclama-baris-anlasmasi-ihlal-edildi-dogu-kongoda-gerilim-tirmaniyor/feed/ 0
Warner Bros’ta Güç Savaşı: Dev Medya Şirketinde Anlaşma mı Kriz mi? https://www.tnthaber.net/dunya/warner-brosta-guc-savasi-dev-medya-sirketinde-anlasma-mi-kriz-mi/?utm_source=rss&utm_medium=rss&utm_campaign=warner-brosta-guc-savasi-dev-medya-sirketinde-anlasma-mi-kriz-mi https://www.tnthaber.net/dunya/warner-brosta-guc-savasi-dev-medya-sirketinde-anlasma-mi-kriz-mi/#respond Sat, 13 Dec 2025 10:26:56 +0000 https://www.tnthaber.net/?p=9148 Amerikan eğlence sektörünün en köklü markalarından biri olan Warner Bros, son dönemde perde arkasında yaşanan büyük bir güç mücadelesiyle gündemde. Sinema, televizyon ve dijital platformları kapsayan dev yapının geleceği, şirket içindeki anlaşmazlıklar, yönetim kararları ve olası ortaklık senaryoları nedeniyle tartışma konusu haline geldi. Sektör kulislerinde “anlaşma mı, kopuş mu” sorusu yüksek sesle sorulurken, yaşananlar küresel […]

The post Warner Bros’ta Güç Savaşı: Dev Medya Şirketinde Anlaşma mı Kriz mi? first appeared on TNT Haber.

]]>
Amerikan eğlence sektörünün en köklü markalarından biri olan Warner Bros, son dönemde perde arkasında yaşanan büyük bir güç mücadelesiyle gündemde. Sinema, televizyon ve dijital platformları kapsayan dev yapının geleceği, şirket içindeki anlaşmazlıklar, yönetim kararları ve olası ortaklık senaryoları nedeniyle tartışma konusu haline geldi. Sektör kulislerinde “anlaşma mı, kopuş mu” sorusu yüksek sesle sorulurken, yaşananlar küresel medya dünyasının nasıl bir dönüşümden geçtiğini de gözler önüne seriyor.

Warner Bros, son yıllarda dijitalleşmenin hızlanması, geleneksel televizyon gelirlerinin düşmesi ve dijital platformlar arasındaki yoğun rekabet nedeniyle ciddi bir yeniden yapılanma sürecine girdi. Bu süreçte alınan bazı radikal kararlar, şirket içinde farklı görüşlerin ortaya çıkmasına neden oldu. Bir tarafta mali disiplini ve borç azaltmayı öncelik haline getiren yönetim anlayışı bulunurken, diğer tarafta yaratıcı özgürlüklerin kısıtlandığını savunan yapımcılar ve içerik ekipleri yer alıyor.

Şirketin çatısı altında yer alan film stüdyoları, dizi yapım birimleri ve dijital platformlar arasında denge kurma çabası, zaman zaman sert tartışmaları da beraberinde getirdi. Özellikle büyük bütçeli yapımların iptal edilmesi ya da ertelenmesi, sektörde şaşkınlık yaratırken, Warner Bros’un marka değerinin bu süreçten nasıl etkileneceği merak konusu oldu. Bazı çevreler bu adımların kaçınılmaz olduğunu savunurken, bazıları ise şirketin uzun vadeli yaratıcı gücünü zayıflatabileceğini dile getiriyor.

Öte yandan, Warner Bros’un geleceğine dair olası anlaşma ve ortaklık senaryoları da kulislerde konuşuluyor. Şirketin parçalı yapısının yeniden şekillendirilmesi, bazı birimlerin satılması ya da farklı şirketlerle stratejik iş birliklerine gidilmesi ihtimalleri masada. Bu durum, yatırımcılar kadar çalışanlar ve izleyiciler açısından da belirsizlik yaratıyor. Eğlence dünyasında böylesine büyük bir markanın alacağı her karar, zincirleme etki oluşturarak sektördeki dengeleri değiştirme potansiyeline sahip.

Tüm bu gelişmeler, yalnızca Warner Bros’un değil, genel olarak küresel medya endüstrisinin içinde bulunduğu kırılma dönemini de yansıtıyor. Geleneksel stüdyo sistemi ile dijital çağın dinamikleri arasında sıkışan şirketler, hem mali sürdürülebilirliği hem de yaratıcı üretimi korumak zorunda. Warner Bros’ta yaşanan bu mücadele, önümüzdeki yıllarda medya devlerinin nasıl bir yol izleyeceğine dair önemli ipuçları sunuyor.

Warner Bros cephesinde yaşananlar basit bir şirket içi anlaşmazlıktan çok daha fazlasını ifade ediyor. Bu süreç, eğlence sektörünün geleceğine dair büyük bir sınav niteliği taşıyor. Anlaşma sağlanıp yeni bir denge mi kurulacak, yoksa kriz derinleşip köklü değişiklikler mi yaşanacak sorusu, hem sektör profesyonelleri hem de izleyiciler tarafından yakından takip edilmeye devam ediyor.

The post Warner Bros’ta Güç Savaşı: Dev Medya Şirketinde Anlaşma mı Kriz mi? first appeared on TNT Haber.

]]>
https://www.tnthaber.net/dunya/warner-brosta-guc-savasi-dev-medya-sirketinde-anlasma-mi-kriz-mi/feed/ 0
Fed’de kritik toplantı: Piyasalar indirimi bekliyor https://www.tnthaber.net/gundem/fedde-kritik-toplanti-piyasalar-indirimi-bekliyor/?utm_source=rss&utm_medium=rss&utm_campaign=fedde-kritik-toplanti-piyasalar-indirimi-bekliyor https://www.tnthaber.net/gundem/fedde-kritik-toplanti-piyasalar-indirimi-bekliyor/#respond Tue, 09 Dec 2025 05:10:48 +0000 https://www.tnthaber.net/?p=9133 ABD Merkez Bankası Fed 9 10 Aralık tarihlerinde yapılacak yılın son politika toplantısına hazırlanıyor. Bu buluşma, küresel finans piyasaları için “kritik kırılma noktası” olarak görülüyor çünkü para politikasının seyri, piyasa beklentilerinin şekillenmesinde belirleyici olacak. Neden bu toplantı önemli? Ne bekleniyor? Piyasa katılımcılarının büyük bölümü, politika faizinin 25 baz puan indirilerek düşürüleceğini öngörüyor. Bu adım, hem […]

The post Fed’de kritik toplantı: Piyasalar indirimi bekliyor first appeared on TNT Haber.

]]>
ABD Merkez Bankası Fed 9 10 Aralık tarihlerinde yapılacak yılın son politika toplantısına hazırlanıyor. Bu buluşma, küresel finans piyasaları için “kritik kırılma noktası” olarak görülüyor çünkü para politikasının seyri, piyasa beklentilerinin şekillenmesinde belirleyici olacak.

Neden bu toplantı önemli?

  • Son açıklamalar ve piyasa sinyalleri, Fed’in bu toplantıda faiz indirimi yapabileceğine işaret ediyor.
  • Özellikle Nomura kurumunun yorumları dikkat çekiyor Nomura, daha önce “faizleri sabit tutma” yönündeki beklentisini değiştirdi ve Fed’in bu kez indirim yapacağı görüşüne geçti.
  • Fed içindeki yetkililer arasında da “güvercin” (yedek para politikasına eğilimli) ve “şahin” (sıkı para politikasından yana) görüş ayrılıkları devam ediyor; bu da kararın sürprize açık olduğunu gösteriyor.

Ne bekleniyor?

Piyasa katılımcılarının büyük bölümü, politika faizinin 25 baz puan indirilerek düşürüleceğini öngörüyor. Bu adım, hem ABD’deki borçlanma maliyetlerini hem de küresel finans piyasalarının yönünü etkileyebilir.

Aynı zamanda, Fed’den gelecek açıklamalar ekonomiye dair görünüm, enflasyon ve işgücü piyasasının durumu 2026’daki faiz politikası için de sinyal verecek.

Olası senaryolar ve riskler

  • Eğer Fed indirime giderse, küresel borçlanma maliyetleri düşer; bu, hisse senetleri, emtia ve döviz piyasalarında yukarı yönlü hareketler getirebilir.
  • Ancak kararın beklenenden “şahin” olması ya da indirimin çok sınırlı kalması, piyasada hayal kırıklığına yol açabilir bu da sert fiyat dalgalanmalarına neden olabilir.
  • Fed üyeleri arasındaki görüş ayrılığı ve ekonomik verilerin kafa karıştırıcı olması, karar sonrası iletişimin önemini artırıyor; çünkü sadeleştirilmeyen mesajlar belirsizliği derinleştirebilir.

Neden tüm dünya buna odaklandı?

Fed, dünya ekonomisinde “referans merkez bankası” konumunda. Onun faiz kararı, doların değerini, borçlanma maliyetlerini, emtia fiyatlarını ve küresel sermaye akımlarını belirliyor. Dolayısıyla bu toplantı, sadece ABD değil tüm dünya için kritik.

Piyasalar şu an zil çalıyor. Fed’in bu toplantıda atacağı adım, ekonomik dengeleri yeniden şekillendirebilir.

The post Fed’de kritik toplantı: Piyasalar indirimi bekliyor first appeared on TNT Haber.

]]>
https://www.tnthaber.net/gundem/fedde-kritik-toplanti-piyasalar-indirimi-bekliyor/feed/ 0
Maduro Yönetimi Ateş Püskürdü ABD’nin Tanımlaması Gerçek Dışı ve Tehlikeli https://www.tnthaber.net/dunya/maduro-yonetimi-ates-puskurdu-abdnin-tanimlamasi-gercek-disi-ve-tehlikeli/?utm_source=rss&utm_medium=rss&utm_campaign=maduro-yonetimi-ates-puskurdu-abdnin-tanimlamasi-gercek-disi-ve-tehlikeli https://www.tnthaber.net/dunya/maduro-yonetimi-ates-puskurdu-abdnin-tanimlamasi-gercek-disi-ve-tehlikeli/#respond Tue, 25 Nov 2025 13:47:52 +0000 https://www.tnthaber.net/?p=9096 Latin Amerika ekseninde sular yeniden ısınıyor. ABD yönetiminin Venezuela ile ilgili attığı adımlar, bölgede diplomatik ve güvenlik dengelerini aynı anda sarsıyor. Özellikle Donald Trump cephesinden gelen son hamle, krizi yeni bir boyuta taşıdı: Washington’un uzun süredir yaptırımlar ve baskı politikalarıyla sıkıştırdığı Nicolás Maduro ile doğrudan görüşme planı gündeme bomba gibi düştü. Ancak bu planın ardındaki […]

The post Maduro Yönetimi Ateş Püskürdü ABD’nin Tanımlaması Gerçek Dışı ve Tehlikeli first appeared on TNT Haber.

]]>
Latin Amerika ekseninde sular yeniden ısınıyor. ABD yönetiminin Venezuela ile ilgili attığı adımlar, bölgede diplomatik ve güvenlik dengelerini aynı anda sarsıyor. Özellikle Donald Trump cephesinden gelen son hamle, krizi yeni bir boyuta taşıdı: Washington’un uzun süredir yaptırımlar ve baskı politikalarıyla sıkıştırdığı Nicolás Maduro ile doğrudan görüşme planı gündeme bomba gibi düştü.

Ancak bu planın ardındaki en kritik detay, ABD’nin kısa süre önce Maduro rejimini ve rejime bağlı bazı yapılanmaları “yabancı terör örgütü” kategorisine alması oldu. Özellikle Venezuela güvenlik yapıları içinde yer aldığı iddia edilen “Cartel de los Soles” (Güneşler Karteli) adıyla anılan oluşumun terör listesine eklenmesi, tansiyonu dramatik biçimde yükseltti.

Terör Listesi ile Diplomasi Arasında Çifte Yüzlü Politika

ABD’nin söz konusu tanımlaması, sadece diplomatik bir mesajdan ibaret değil. Terör örgütü etiketi, Washington’a hem daha sert yaptırımlar uygulama fırsatı sunuyor hem de askeri-siyasi müdahale seçeneklerini genişletiyor. ABD iç hukukunda terör örgütü ilan edilen bir yapılanmaya karşı ekonomik, siyasi ve operasyonel adımların önü açılıyor.

Bu nedenle, bir yandan terör tanımlaması yapılırken diğer yandan Maduro ile “doğrudan görüşme” niyeti, uzmanlar tarafından ciddi bir çelişki olarak değerlendiriliyor. Diplomasi dilinde kapı aralansa bile güvenlik literatüründe kapı hızla kapanıyor.

Caracas: “Bu Tanım Gerçek Dışı, Siyasi Manipülasyon”

Venezuela cephesi ise ABD’nin bu adımını sert bir dille reddediyor. Caracas yönetimi, terör tanımının “tamamen gerçek dışı ve siyasi motivasyonlu” olduğunu savunuyor. Maduro yönetimine göre Washington, bu tür tanımlamalarla ülkeye karşı yeni bir müdahale gerekçesi oluşturmaya çalışıyor.

Venezuelalı yetkililer, söz konusu listelemenin ülkenin iç işlerine açık bir müdahale olduğunu, ekonomik ablukanın yeni bir faza taşındığını ve bu adımların ülke istikrarını hedef aldığını belirtiyor. Ayrıca bu yaklaşımın, bölgedeki diğer Latin Amerika ülkelerine de baskı mesajı içerdiğine dikkat çekiliyor.

Uzmanlar Uyarıyor: “Müdahale İçin Zemin Hazırlanıyor Olabilir”

Siyasi analistler, bu gelişmelerin yalnızca bir diplomatik hamle olmadığını, çok daha derin bir jeopolitik satranç oyununun parçası olabileceğini dile getiriyor.

Birçok uzman, ABD’nin Maduro yönetimini terör örgütleriyle ilişkilendirmesinin, ileride uygulanabilecek askeri ve operasyonel müdahaleler için hukuki ve siyasi zemin oluşturabileceğini belirtiyor.

Washington’un bölgedeki enerji kaynakları, göç akışı ve Çin–Rusya etkisini sınırlama hedefleriyle Venezuela’ya özel bir önem verdiği biliniyor. Bu nedenle atılan her adım, sadece iki ülke arasındaki gerilimi değil, tüm bölgeyi ilgilendiren bir dış politika bileşenine dönüşüyor.

Diplomatik Riskler Artıyor: Çatışma Olasılığı Yükseliyor

Trump yönetiminin Maduro ile görüşme isteği, yüzeyde bir yumuşama girişimi gibi dursa da aslında arka planda çok daha sert bir strateji barındırıyor olabilir. Zira terör tanımı, görüşme masasına oturulsa bile Washington’un elini güçlendiren, Caracas’ın ise hareket alanını daraltan bir unsur.

Bu çelişkili yaklaşım, bölgede:

  • Ekonomik ambargoların derinleşmesi,
  • Diplomatik kopuşların hızlanması,
  • Askerî gerilimin tırmanması,
  • Dış aktörlerin (özellikle Rusya ve Çin) daha fazla devreye girmesi gibi riskleri beraberinde getiriyor.

ABD Venezuela Hattında Belirsizlik Tavan Yapmış Durumda

Bölgedeki son gelişmeler, yalnızca iki ülkenin ilişkilerini değil, Latin Amerika’nın gelecekteki güç dengelerini de doğrudan etkileyecek bir dönemece işaret ediyor. ABD’nin hem diyalog çağrısı yapıp hem de terör tanımıyla baskıyı artırması, krizi daha öngörülemez hâle getiriyor.

Önümüzdeki süreçte atılacak adımlar, ya diplomatik bir çözümün önünü açacak ya da bölgeyi yıllardır görülmemiş bir kırılmaya sürükleyecek gibi görünüyor.

The post Maduro Yönetimi Ateş Püskürdü ABD’nin Tanımlaması Gerçek Dışı ve Tehlikeli first appeared on TNT Haber.

]]>
https://www.tnthaber.net/dunya/maduro-yonetimi-ates-puskurdu-abdnin-tanimlamasi-gercek-disi-ve-tehlikeli/feed/ 0
ABD’nin Gemi Operasyonu Eşiğinde Karayip’ten Pasifik’e Narkoterör Avı https://www.tnthaber.net/dunya/abdnin-gemi-operasyonu-esiginde-karayipten-pasifike-narkoteror-avi/?utm_source=rss&utm_medium=rss&utm_campaign=abdnin-gemi-operasyonu-esiginde-karayipten-pasifike-narkoteror-avi https://www.tnthaber.net/dunya/abdnin-gemi-operasyonu-esiginde-karayipten-pasifike-narkoteror-avi/#respond Tue, 11 Nov 2025 14:04:05 +0000 https://www.tnthaber.net/?p=9059 ABD Savunma Bakanı Pete Hegseth, Donald Trump yönetimindeki yeni askeri operasyon kapsamında Karayipler’den Pasifik’e uzanan bölgede dört gemiye düzenlenen saldırılarda 14 kişinin öldüğünü, bir kişinin ise kurtarıldığını açıkladı. Bu olayla birlikte eylül ayından bu yana düzenlenen operasyonlarda toplam ölüm sayısı 50’yi geçti. Yetkililere göre, hedef alınan gemiler uyuşturucu taşımakla suçlanan “yasadışı gruplara” aitti. Operasyonların uluslararası […]

The post ABD’nin Gemi Operasyonu Eşiğinde Karayip’ten Pasifik’e Narkoterör Avı first appeared on TNT Haber.

]]>
ABD Savunma Bakanı Pete Hegseth, Donald Trump yönetimindeki yeni askeri operasyon kapsamında Karayipler’den Pasifik’e uzanan bölgede dört gemiye düzenlenen saldırılarda 14 kişinin öldüğünü, bir kişinin ise kurtarıldığını açıkladı. Bu olayla birlikte eylül ayından bu yana düzenlenen operasyonlarda toplam ölüm sayısı 50’yi geçti.

Yetkililere göre, hedef alınan gemiler uyuşturucu taşımakla suçlanan “yasadışı gruplara” aitti. Operasyonların uluslararası sularda gerçekleştirildiği, bazı gemilerin radar kayıtlarında kaçakçılık rotalarında tespit edildiği ifade edildi. Ancak saldırıların yasal zemini konusunda ciddi tartışmalar yaşanıyor.

Pete Hegseth, bu operasyonları “narkoterörle mücadele” olarak tanımlarken, bazı hukukçular ABD’nin bu tür askeri eylemleri Kongre onayı olmadan yapmasının uluslararası hukuk açısından sorunlu olduğunu belirtti. Eleştiriler, özellikle kimlerin hedef alındığı ve öldürülen kişilerin gerçekten suçlu olup olmadığının bilinmemesinden kaynaklanıyor.

Operasyonların coğrafi kapsamı da giderek genişliyor. Başlangıçta Karayip Denizi ile sınırlı olan saldırılar, kısa sürede Pasifik kıyılarına kadar uzandı. Hegseth, bu genişlemenin sadece denizde değil, gerekirse kara hedeflerinde de operasyon yapılabileceğinin işareti olduğunu söyledi. ABD donanmasına bağlı uçak gemileri ve destroyerlerin bölgeye yönlendirilmesi, kampanyanın kapsamının büyüdüğünü gösteriyor.

Latin Amerika ülkeleri ise bu gelişmeden rahatsız. Kolombiya ve Venezuela yönetimleri, ABD’nin bu saldırılarını “yeni bir emperyalist müdahale” olarak yorumladı. Bazı bölge liderleri, operasyonların bölgesel istikrarsızlığı artırdığını ve sivil kayıplara yol açabileceğini dile getirdi.

Uluslararası hukuk uzmanları, bu operasyonların Birleşmiş Milletler ilkeleriyle uyumlu olup olmadığının belirsizliğine dikkat çekiyor. ABD’nin “terörle mücadele” gerekçesiyle başka ülkelerin kara sularına veya açık denizlere askeri müdahale düzenlemesi, diplomatik kriz riskini de beraberinde getiriyor.

Analistlere göre bu kampanyanın arkasında yalnızca uyuşturucu trafiğini durdurma hedefi yok. ABD’nin bölgede artan askeri varlığı, aynı zamanda Çin ve Rusya’nın Latin Amerika’daki etkisine karşı bir güç gösterisi olarak da değerlendiriliyor. Bu durum, operasyonların jeopolitik boyutunu güçlendiriyor.

Sonuç olarak, ABD’nin Karayipler ve Pasifik’te yürüttüğü deniz operasyonları, sadece uyuşturucu ile mücadele değil, aynı zamanda yeni bir askeri stratejinin sinyali olarak görülüyor. Bu hamle, bölge ülkeleriyle diplomatik gerginlikleri artırırken, uluslararası hukukun sınırlarını da yeniden tartışmaya açıyor. Önümüzdeki haftalarda operasyonların kara hedeflerine uzanması bekleniyor.

The post ABD’nin Gemi Operasyonu Eşiğinde Karayip’ten Pasifik’e Narkoterör Avı first appeared on TNT Haber.

]]>
https://www.tnthaber.net/dunya/abdnin-gemi-operasyonu-esiginde-karayipten-pasifike-narkoteror-avi/feed/ 0
New York’ta tarihi zafer Mamdani Trump’a göz kırptı Demokratlar coştu https://www.tnthaber.net/dunya/new-yorkta-tarihi-zafer-mamdani-trumpa-goz-kirpti-demokratlar-costu/?utm_source=rss&utm_medium=rss&utm_campaign=new-yorkta-tarihi-zafer-mamdani-trumpa-goz-kirpti-demokratlar-costu https://www.tnthaber.net/dunya/new-yorkta-tarihi-zafer-mamdani-trumpa-goz-kirpti-demokratlar-costu/#respond Wed, 05 Nov 2025 08:00:26 +0000 https://www.tnthaber.net/?p=9031 ABD’nin en kalabalık şehirlerinden biri olarak öne çıkan New York City’de gerçekleşen belediye başkanlığı seçiminde, adaylık süreci kadar sonuçları da dikkat çekti. 34 yaşındaki Zohran Mamdani, eski vali Andrew Cuomo ile Cumhuriyetçi rakip Curtis Sliwa’yı açık ara geride bırakarak şehrin yeni belediye başkanı seçildi. Mamdani, seçim gecesi yaptığı konuşmada doğrudan Başkan Donald Trump’a hitap ederek […]

The post New York’ta tarihi zafer Mamdani Trump’a göz kırptı Demokratlar coştu first appeared on TNT Haber.

]]>
ABD’nin en kalabalık şehirlerinden biri olarak öne çıkan New York City’de gerçekleşen belediye başkanlığı seçiminde, adaylık süreci kadar sonuçları da dikkat çekti. 34 yaşındaki Zohran Mamdani, eski vali Andrew Cuomo ile Cumhuriyetçi rakip Curtis Sliwa’yı açık ara geride bırakarak şehrin yeni belediye başkanı seçildi.

Mamdani, seçim gecesi yaptığı konuşmada doğrudan Başkan Donald Trump’a hitap ederek “Sesini aç” diyerek meydan okudu. Bu ifadeyle, sadece şehir yönetiminde değil, ülke genelinde yükselen popülist ve bölücü söyleme karşı bir mesaj verdi. Ayrıca görev başlangıcında New York’un göçmenlerle kurulmuş bir şehir olduğunu vurgulayıp, “Bu şehir göçmenlerle inşa edildi, bu gece itibarıyla göçmenlerden biri tarafından yönetilecek” dedi.

Seçimin bir başka öne çıkan yönü, rekor düzeyde katılımla yapılması oldu. Şehrin oy verme mekanizması ve seçmen mobilizasyonu, son elli yılın en yüksek düzeyine ulaştı. Bu durum, seçmenlerin değişim arzusunun güçlü olduğunu ve mevcut siyasi yapıdan memnun olmadıklarını göstermesi bakımından önemli.

Mamdani, zaferini ilan ederken sadece kendi başarı hikâyesini değil, partisi için de kritik bir dönemeç olduğunu ima etti. Bu zaferle birlikte, ülke genelinde Demokrat Parti için de önemli bir moral kaynağı doğdu. Zira aynı gecede Abigail Spanberger Virginia’da, Mikie Sherrill ise New Jersey’de iktidar partilerinin koltuğuna oturdu. Bu zincirleme başarılar, parti içindeki ilerici eğilimlerin ve genç liderlerin yükselişte olduğuna dair sinyal verdi.

Eskiden vali olarak görev yapan Andrew Cuomo’nun adaylığı ise birçok analist tarafından stratejik bir hamle olarak görülmekle birlikte, seçimin sonucuna doğrudan etkili olamadı. Araştırmalara göre Mamdani, diğer adayları toplam oy yüzdesiyle geride bıraktı ve bu açık fark, Cuomo’nun adaylığıyla ilgili tartışmaları gölgede bıraktı.

Zafer konuşmasında Mamdani, “Bu şehir bir ışık olacak” sözünü kullandı ve bölünmüş yapıların yerine birlik mesajı verdi. Şehrin yönetimi boyunca özellikle konut, ulaşım ve göçmen entegrasyonu gibi alanlara ağırlık vereceğini ifade etti. Ayrıca antisemitizmle mücadeleyi öncelikleri arasında saydı.

Bu sonuçlar, ülkenin siyasi coğrafyasında önemli bir kırılma noktasını işaret ediyor. Seçim gecesi, sadece yerel yönetim için değil, ulusal siyaset için de bir gösterge niteliği taşıdı. Özellikle genç, çeşitliliğe açık, ve değişim isteyen seçmenin yön verdiği bu sonuç, önümüzdeki süreçte hangi politikaların öne çıkabileceğini de göstermesi bakımından değerli.

New York şehrinde yaşanan bu değişim, yerel seçimlerin ötesinde bir sembol haline geldi: gençliğin, çeşitliliğin ve ilerici siyasetlerin yeniden sahneye çıktığı bir zaman dilimi. Zohran Mamdani’nin zaferi sadece bir belediye başkanlığı kazancı değil; daha geniş anlamda bir siyasi yön değişiminin habercisi olarak okunabilir.

The post New York’ta tarihi zafer Mamdani Trump’a göz kırptı Demokratlar coştu first appeared on TNT Haber.

]]>
https://www.tnthaber.net/dunya/new-yorkta-tarihi-zafer-mamdani-trumpa-goz-kirpti-demokratlar-costu/feed/ 0
Elon Musk’ın Grokipedia’sında Güven Krizi Akademisyenler Alarm Veriyor https://www.tnthaber.net/gundem/elon-muskin-grokipediasinda-guven-krizi-akademisyenler-alarm-veriyor/?utm_source=rss&utm_medium=rss&utm_campaign=elon-muskin-grokipediasinda-guven-krizi-akademisyenler-alarm-veriyor https://www.tnthaber.net/gundem/elon-muskin-grokipediasinda-guven-krizi-akademisyenler-alarm-veriyor/#respond Mon, 03 Nov 2025 20:24:57 +0000 https://www.tnthaber.net/?p=9024 Dünyanın en zengin insanı konumundaki Elon Musk, yapay zekâ destekli yeni ansiklopedisi Grokipedia’yı büyük bir amboyla tanıttı. Proje, “gerçeği, bütün gerçeği ve yalnızca gerçeği” sunma iddiasıyla piyasaya sürüldü. Fakat akademisyenlerin ve bağımsız denetçilerin yaptığı ilk değerlendirmeler, platformun bu vaatlerinin oldukça sınırlı kaldığını gösteriyor. Platformun ilk haftasında yaklaşık 885 000 makale yayınlandığı bildirildi. Bu geniş içerik […]

The post Elon Musk’ın Grokipedia’sında Güven Krizi Akademisyenler Alarm Veriyor first appeared on TNT Haber.

]]>
Dünyanın en zengin insanı konumundaki Elon Musk, yapay zekâ destekli yeni ansiklopedisi Grokipedia’yı büyük bir amboyla tanıttı. Proje, “gerçeği, bütün gerçeği ve yalnızca gerçeği” sunma iddiasıyla piyasaya sürüldü. Fakat akademisyenlerin ve bağımsız denetçilerin yaptığı ilk değerlendirmeler, platformun bu vaatlerinin oldukça sınırlı kaldığını gösteriyor.

Platformun ilk haftasında yaklaşık 885 000 makale yayınlandığı bildirildi. Bu geniş içerik hacmine rağmen, birçok içeriğin Wikimedia Foundation tarafınca desteklenen Wikipedia’dan büyük oranda alındığı, hatta bazı bölümlerin neredeyse birebir aktarıldığı analiz edildi. Bu da Grokipedia’nın “yeni bilgi kaynağı” iddiasının gölgelendiğini ortaya koydu.

Akademisyenlerin eleştirileri üç ana eksen üzerinden yoğunlaşıyor: içerik doğruluğu, ideolojik yönelim ve şeffaflık eksikliği. Öncelikle, birçok makalede tarihî veriler ve biyografik bilgiler ciddi hatalar içeriyor. Örneğin Cambridge Üniversitesi tarih profesörü Sir Richard Evans kendi biyografisini kontrol ettiğinde, Grokipedia’daki bilgilerin gerçeklerle örtüşmediğini tespit etti. Buna göre bu platformda “chat odası katkılarıyla akademik yayınların eşit statüde yer aldığı” bir durum söz konusu. Hierarşik bilgi üretiminde ciddi bir sapma olduğu yönünde uyarı yaptı.

İkinci olarak, içerikler ideolojik yönelim açısından dikkat çekici. Grokipedia’da özellikle güncel politik ve toplumsal konularda sağ-görüşlü söylemler ağırlıklı olarak yer alıyor. Örneğin Ukrayna-Rusya savaşıyla ilgili madde, resmi Rus terminolojisini referans alırken, bu konuya dair Wikipedia’daki yaklaşım oldukça farklı. Bu da bilginin tarafsız şekilde sunulması kaygısını doğuruyor.

Üçüncü olarak ise üretim süreci şeffaf değil: Makaleler büyük oranda yapay zekâ tarafından oluşturulmuş durumda ve insan editörlerin denetim süreci, eğitildiği veri setleri ya da düzeltme mekanizmaları net biçimde açıklanmamış durumda. Bu da “kim gerçeği belirliyor?” sorusunu yeniden gündeme getiriyor.

Bu durumu daha geniş bir bağlamda düşünürsek: Ansiklopediler tarih boyunca bilginin derlenmesi ve paylaşılması için kullanıldı. Ama bu kez işin temelinde yapay zekâ ve büyük teknoloji vizyonu var; bu vizyon, bilginin üretimi, kaynağı ve kontrolü hakkında önemli sorular doğuruyor. Grokipedia büyük bir vizyonla ortaya çıkmış olabilir ama içerik hataları, ideolojik sapmalar ve şeffaflık eksikliği bu vizyonun ciddi şekilde gölgelenmesine sebep oluyor.

Grokipedia vizyoner bir adım olarak dikkat çekiyor ancak güvenilir bir başvuru kaynağı haline gelmek için henüz önemli ölçüde yol kat etmesi gerekiyor. Kullanıcıların bu platformu birinci başvuru noktası olarak görmeden önce içerikleri başka kaynaklarla karşılaştırması öneriliyor.

The post Elon Musk’ın Grokipedia’sında Güven Krizi Akademisyenler Alarm Veriyor first appeared on TNT Haber.

]]>
https://www.tnthaber.net/gundem/elon-muskin-grokipediasinda-guven-krizi-akademisyenler-alarm-veriyor/feed/ 0
Ford’dan Şaşırtan Hamle: Dev Otomotiv Şirketi Kâr Beklentisini 1 Milyar Dolar Düşürdü https://www.tnthaber.net/ekonomi/forddan-sasirtan-hamle-dev-otomotiv-sirketi-kar-beklentisini-1-milyar-dolar-dusurdu/?utm_source=rss&utm_medium=rss&utm_campaign=forddan-sasirtan-hamle-dev-otomotiv-sirketi-kar-beklentisini-1-milyar-dolar-dusurdu https://www.tnthaber.net/ekonomi/forddan-sasirtan-hamle-dev-otomotiv-sirketi-kar-beklentisini-1-milyar-dolar-dusurdu/#respond Sat, 25 Oct 2025 10:32:30 +0000 https://www.tnthaber.net/?p=8982 ABD merkezli otomotiv devi Ford Motor Company, 2025 yılı kâr beklentisini 1 milyar dolar aşağı çektiğini açıkladı. Bu karar, elektrikli araç üretiminde yaşanan yüksek maliyetler, tedarik zincirindeki aksamalar ve küresel talepteki yavaşlama nedeniyle alındı. Şirketin yeni açıklaması, otomotiv dünyasındaki dönüşümün köklü markalar için bile ne kadar zorlayıcı hale geldiğini gösteriyor. Ford’un üçüncü çeyrek finansal sonuçları, […]

The post Ford’dan Şaşırtan Hamle: Dev Otomotiv Şirketi Kâr Beklentisini 1 Milyar Dolar Düşürdü first appeared on TNT Haber.

]]>
ABD merkezli otomotiv devi Ford Motor Company, 2025 yılı kâr beklentisini 1 milyar dolar aşağı çektiğini açıkladı. Bu karar, elektrikli araç üretiminde yaşanan yüksek maliyetler, tedarik zincirindeki aksamalar ve küresel talepteki yavaşlama nedeniyle alındı. Şirketin yeni açıklaması, otomotiv dünyasındaki dönüşümün köklü markalar için bile ne kadar zorlayıcı hale geldiğini gösteriyor.

Ford’un üçüncü çeyrek finansal sonuçları, beklentilerin altında kaldı. Gelir artışı sınırlı kalırken üretim maliyetlerindeki yükseliş şirketi kâr hedeflerini yeniden gözden geçirmeye zorladı. Revize edilen tahminlere göre, Ford’un yıl sonu net kârı 10 ila 11 milyar dolar arasında olacak. Bu rakam, daha önce açıklanan 11 ila 12 milyar dolarlık tahminin altında kaldı. Şirket yetkilileri, rekabetin özellikle elektrikli araç pazarında yoğunlaştığını ve Tesla ile Çinli BYD’nin fiyat politikalarının sektördeki dengeleri değiştirdiğini belirtiyor.

Ford CEO’su Jim Farley, konuyla ilgili yaptığı açıklamada “Kısa vadeli kârlılıktan ziyade uzun vadeli sürdürülebilir büyümeye odaklanıyoruz. Elektrikli araç dönüşüm süreci zorlu ama kaçınılmaz bir adım” dedi. Farley, batarya teknolojisi, yazılım altyapısı ve otonom sürüş sistemlerine yapılan yatırımların gelecekte meyvesini vereceğini vurguladı.

Şirketin elektrikli araç bölümü Model e’nin ise zarar etmeye devam ettiği belirtildi. Ford, bu birimden 2025 yılı itibarıyla yaklaşık 4 milyar dolar zarar öngörüyor. Buna karşın ticari araç birimi Ford Pro ve klasik modelleri kapsayan Ford Blue birimleri güçlü kârlılığını koruyor. Özellikle kamyon ve SUV segmentleri, Ford’un ABD pazarındaki satışlarının bel kemiğini oluşturuyor.

Otomotiv uzmanları, Ford’un kâr tahminini düşürmesinin, küresel elektrikli araç piyasasında yaşanan dalgalanmanın bir sonucu olduğunu ifade ediyor. Devlet teşviklerinin azalması, pil üretim maliyetlerinin beklenenden yavaş düşmesi ve tüketici ilgisinin hibrit modellere yönelmesi bu tabloyu destekliyor. Birçok üretici gibi Ford da üretim hedeflerini yeniden düzenliyor, bazı pazarlarda ise kapasite azaltımına gidiyor.

Ford’un hisseleri açıklamanın ardından borsada yaklaşık yüzde 3 geriledi. Analistler, şirketin önümüzdeki yıl hibrit modellerini ön plana çıkararak bu kaybı dengelemeye çalışacağını öngörüyor.

Sektör genelinde ise tablo net: Elektrikli araç dönüşümü devam ederken, büyük üreticiler maliyet ve talep dengesini kurmakta zorlanıyor. Ford’un kâr revizyonu, bu dönüşümün henüz kazançlı bir yapıya kavuşmadığını bir kez daha ortaya koydu. Uzmanlara göre önümüzdeki birkaç yıl, hangi markaların bu zorlu süreci başarıyla yöneteceğini gösterecek.

The post Ford’dan Şaşırtan Hamle: Dev Otomotiv Şirketi Kâr Beklentisini 1 Milyar Dolar Düşürdü first appeared on TNT Haber.

]]>
https://www.tnthaber.net/ekonomi/forddan-sasirtan-hamle-dev-otomotiv-sirketi-kar-beklentisini-1-milyar-dolar-dusurdu/feed/ 0
Rusya’dan Avrupa’ya Yaptırım Uyarısı: Dondurulmuş Varlıklar Alınırsa Ağır Yanıt Veririz https://www.tnthaber.net/dunya/rusyadan-avrupaya-yaptirim-uyarisi-dondurulmus-varliklar-alinirsa-agir-yanit-veririz/?utm_source=rss&utm_medium=rss&utm_campaign=rusyadan-avrupaya-yaptirim-uyarisi-dondurulmus-varliklar-alinirsa-agir-yanit-veririz https://www.tnthaber.net/dunya/rusyadan-avrupaya-yaptirim-uyarisi-dondurulmus-varliklar-alinirsa-agir-yanit-veririz/#respond Thu, 23 Oct 2025 10:34:09 +0000 https://www.tnthaber.net/?p=8976 Avrupa Birliği, Ukrayna’ya mali destek sağlamak amacıyla Rusya’nın Avrupa’da dondurulmuş varlıklarının bir kısmını kullanma planını görüşürken, Rusya Dışişleri Bakanlığı “yağma” olarak adlandırdığı bu uygulamaya karşı sert bir tepkiyle geldi. Brüksel’de yapılan zirvede, AB Komisyonu tarafından hazırlanan ve yaklaşık 140 milyar euro tutarındaki “reparasyon kredisi” önerisi gündeme geldi. Bu plana göre, Rusya Merkez Bankası’na ait Avrupa’daki […]

The post Rusya’dan Avrupa’ya Yaptırım Uyarısı: Dondurulmuş Varlıklar Alınırsa Ağır Yanıt Veririz first appeared on TNT Haber.

]]>
Avrupa Birliği, Ukrayna’ya mali destek sağlamak amacıyla Rusya’nın Avrupa’da dondurulmuş varlıklarının bir kısmını kullanma planını görüşürken, Rusya Dışişleri Bakanlığı “yağma” olarak adlandırdığı bu uygulamaya karşı sert bir tepkiyle geldi.

Brüksel’de yapılan zirvede, AB Komisyonu tarafından hazırlanan ve yaklaşık 140 milyar euro tutarındaki “reparasyon kredisi” önerisi gündeme geldi. Bu plana göre, Rusya Merkez Bankası’na ait Avrupa’daki bloke edilmiş menkul kıymetlerden elde edilen nakit, Ukrayna’nın 2026–2027 finansman ihtiyaçlarını karşılamada kullanılacak.

Ancak teklif, tüm üye ülkeler tarafından hala net şekilde benimsenmiş değil. Örneğin Belçika Başbakanı Bart De Wever, “hukuki dayanağı belirsiz” diyerek teklife şimdilik karşı çıktı ve üç garanti şartı sundu. Belçika’nın finans sisteminde önemli yer tutan varlık saklama kurumu Euroclear’un bulunduğu ülke olması bu tutumu anlamlandırıyor.

Buna karşın Finlandiya Başbakanı Petteri Orpo ve İsveç Başbakanı Ulf Kristersson gibi liderler, teklifin hukuken sürdürülebilir olduğunu ve donmuş Rus varlıklarının kullanılmasına geniş destek olduğunu belirtti.

Rusya tarafı ise durumu “uluslararası hukuk dışı”, “hukuksuz el koyma” ve “hırsızlık” olarak tanımlıyor. Dışişleri Sözcüsü Maria Zakharova, Avrupa’nın Rus varlıklarını ele geçirmesi halinde “ağır yanıt” vereceklerini duyurdu.

Aynı zamanda, Rusya yeni yaptırımların etkisiz olduğunu öne sürüyor. AB’nin bu yıl savaş nedeniyle uyguladığı 19. yaptırım paketi kapsamında Rus sıvılaştırılmış doğal gazı (LNG) ithalatının yasaklanması da yer aldı. Rusya Dışişleri Bakanlığı, bu tür yaptırımların esas olarak AB’ye zarar verdiğini savunuyor.

Çin de sürece dahil oldu; Pekin yönetimi, ABD’nin Rusya’ya uyguladığı enerji odaklı yaptırımları “uluslararası hukuka aykırı” olmakla suçladı ve bu tür yaptırımların barış sürecine katkı sağlamadığını belirtti.

Bu gelişmeler ışığında şunlar öne çıkıyor:

  • Ukrayna için ciddi ve uzun vadeli finansman bulunma çabası, AB cephesinde somut adımlara dönüştürülmeye çalışılıyor.
  • Hukuki, politik ve teknik engeller halen mevcut; varlıkların hangi koşullarda ve nasıl kullanılacağı tartışma konusu.
  • Rusya’nın tepkisi yalnızca ret değil, muhtemel ekonomik ve diplomatik karşılıklarla dolu.
  • Bu durum, Avrupa’nın Ukrayna’daki savaşa verdiği tepkide yeni bir aşamaya işaret ediyor — sadece yaptırım uygulamak değil, karşı tarafın varlıklarından destek sağlama yönünde bir strateji.

Kısacası, varlıkların el konulması ya da kredileştirilmesi yoluyla savaş finansmanına ulaşma çalışması, hem Avrupa içindeki uzlaşma ihtiyacını hem de Rusya ile daha derin ve tehlikeli bir karşılaşma olasılığını beraberinde getiriyor.

The post Rusya’dan Avrupa’ya Yaptırım Uyarısı: Dondurulmuş Varlıklar Alınırsa Ağır Yanıt Veririz first appeared on TNT Haber.

]]>
https://www.tnthaber.net/dunya/rusyadan-avrupaya-yaptirim-uyarisi-dondurulmus-varliklar-alinirsa-agir-yanit-veririz/feed/ 0
Paris Louvre’da 7 Dakikalık Soygun: 9 Mücevher Çalındı İmparatoriçe’nin Tacı Hasarlı Bulundu https://www.tnthaber.net/dunya/paris-louvreda-7-dakikalik-soygun-9-mucevher-calindi-imparatoricenin-taci-hasarli-bulundu/?utm_source=rss&utm_medium=rss&utm_campaign=paris-louvreda-7-dakikalik-soygun-9-mucevher-calindi-imparatoricenin-taci-hasarli-bulundu https://www.tnthaber.net/dunya/paris-louvreda-7-dakikalik-soygun-9-mucevher-calindi-imparatoricenin-taci-hasarli-bulundu/#respond Mon, 20 Oct 2025 11:00:19 +0000 https://www.tnthaber.net/?p=8971 Paris’in simgesi haline gelen Louvre Müzesi’nde yaşanan soygun, dünyanın dört bir yanında büyük yankı uyandırdı. Müzenin ünlü Apollo Galerisi’nde sergilenen tarihi mücevherlerin çalınmasıyla sonuçlanan olay, sanat tarihinin en dikkat çekici hırsızlıklarından biri olarak kayıtlara geçti. Olay sırasında İmparatoriçe Eugenie’ye ait olduğu bilinen taç, hasarlı halde bulundu Fransız polisi tarafından yapılan açıklamada, dört kişiden oluştuğu tespit […]

The post Paris Louvre’da 7 Dakikalık Soygun: 9 Mücevher Çalındı İmparatoriçe’nin Tacı Hasarlı Bulundu first appeared on TNT Haber.

]]>
Paris’in simgesi haline gelen Louvre Müzesi’nde yaşanan soygun, dünyanın dört bir yanında büyük yankı uyandırdı. Müzenin ünlü Apollo Galerisi’nde sergilenen tarihi mücevherlerin çalınmasıyla sonuçlanan olay, sanat tarihinin en dikkat çekici hırsızlıklarından biri olarak kayıtlara geçti. Olay sırasında İmparatoriçe Eugenie’ye ait olduğu bilinen taç, hasarlı halde bulundu

Fransız polisi tarafından yapılan açıklamada, dört kişiden oluştuğu tespit edilen bir hırsız grubunun sabah erken saatlerde müzeye girdiği belirtildi. Şüpheliler, müzenin Seine Nehri tarafındaki penceresinden içeri girip dakikalar içinde dokuz değerli mücevheri alarak kaçtı. Kamera görüntülerinden anlaşıldığına göre soygun, son derece planlı bir şekilde gerçekleştirildi ve yalnızca yedi dakika sürdü.

Kültür Bakanı Rachida Dati, olayın ardından yaptığı basın açıklamasında, iki ayrı alarm sisteminin devreye girdiğini ancak hırsızların buna rağmen kaçmayı başardığını duyurdu. Dati, “Louvre Müzesi dünyanın en güvenli kültürel kurumlarından biri olmasına rağmen bu olay, güvenlik protokollerinin yeniden gözden geçirilmesi gerektiğini gösteriyor” ifadelerini kullandı.

Soygun sırasında çalınan eserler arasında bulunan İmparatoriçe Eugenie’nin tacı, olay yerinden birkaç sokak ötede, hasar görmüş halde bulundu. Müze yetkilileri, tacın değerli taşlarının bir kısmının yerinden çıktığını, ancak eserin tamamen kaybolmadığını bildirdi. Yetkililer, tacın restorasyon sürecine alınacağını ve yeniden sergilenmeden önce güvenlik önlemlerinin artırılacağını belirtti.

Savcılık sözcüsü Laure Beccuau, dört şüphelinin kimliğinin belirlenmesi için geniş çaplı bir operasyon yürütüldüğünü açıkladı. Polis, hırsızların mücevherleri karaborsada satma ihtimali üzerinde duruyor. Fransız basınına yansıyan bilgilere göre, mücevherlerin bazı parçaları şehir dışına çıkarılmış olabilir.

Louvre yönetimi ise ziyaretçilere güvenlik konusunda endişe etmemeleri çağrısında bulundu. Yetkililer, müzenin belirli bölümlerinin geçici olarak kapatıldığını ancak genel ziyaret programının sürdüğünü ifade etti. Bununla birlikte, olayın ardından müze çevresindeki güvenlik önlemleri büyük ölçüde artırıldı.

Uzmanlar, bu tür olayların sadece bir hırsızlık vakası değil, aynı zamanda kültürel bir felaket olduğunu belirtiyor. Sanat tarihçisi Pierre Lambert, “Bir tacın maddi değerinden çok, taşıdığı tarihi anlam önemlidir. Bu tür eserler, ulusların belleğini temsil eder. Dolayısıyla bu olay, Fransa’nın kültürel mirasına yapılmış ciddi bir saldırıdır” değerlendirmesinde bulundu.

Soygunun yankıları yalnızca Fransa ile sınırlı kalmadı. Avrupa genelinde birçok müze yöneticisi, benzer olayların önlenmesi için ortak bir güvenlik protokolü oluşturulması gerektiğini dile getirdi. Özellikle yüksek değerli eserlerin sergilendiği galerilerde, gece devriyelerinin artırılması ve dijital izleme sistemlerinin yenilenmesi gündeme geldi.

Paris polisi, olayla ilgili soruşturmanın sürdüğünü, halka şüpheli kişi ve eşyalarla ilgili bilgi vermeleri çağrısında bulundu. Louvre Müzesi’nde yaşanan bu olay, tarihin en önemli sanat eserlerinden bazılarının korunmasının ne kadar büyük bir sorumluluk gerektirdiğini bir kez daha hatırlattı.

The post Paris Louvre’da 7 Dakikalık Soygun: 9 Mücevher Çalındı İmparatoriçe’nin Tacı Hasarlı Bulundu first appeared on TNT Haber.

]]>
https://www.tnthaber.net/dunya/paris-louvreda-7-dakikalik-soygun-9-mucevher-calindi-imparatoricenin-taci-hasarli-bulundu/feed/ 0
Papa 14. Leo’dan Gazze Çocuklarına Büyük Destek: 5 Bin Doz Antibiyotik Gönderiliyor https://www.tnthaber.net/dunya/papa-14-leodan-gazze-cocuklarina-buyuk-destek-5-bin-doz-antibiyotik-gonderiliyor/?utm_source=rss&utm_medium=rss&utm_campaign=papa-14-leodan-gazze-cocuklarina-buyuk-destek-5-bin-doz-antibiyotik-gonderiliyor https://www.tnthaber.net/dunya/papa-14-leodan-gazze-cocuklarina-buyuk-destek-5-bin-doz-antibiyotik-gonderiliyor/#respond Wed, 15 Oct 2025 11:47:43 +0000 https://www.tnthaber.net/?p=8944 Katoliklerin ruhani lideri ve Vatikan Devlet Başkanı Papa 14. Leo, Gazze Şeridi’nde yaşanan insani krize duyarsız kalmayarak, bölgede sağlık hizmetlerinden mahrum kalan çocuklar için 5 bin doz antibiyotik gönderilmesi talimatını verdi. Bu yardım, Papa’nın Mayıs ayında göreve başlamasının ardından Papalık Hayır ve Yardım İşleri Ofisi aracılığıyla gerçekleştirdiği ilk insani yardım eylemi olarak kaydedildi. Gazze, son […]

The post Papa 14. Leo’dan Gazze Çocuklarına Büyük Destek: 5 Bin Doz Antibiyotik Gönderiliyor first appeared on TNT Haber.

]]>
Katoliklerin ruhani lideri ve Vatikan Devlet Başkanı Papa 14. Leo, Gazze Şeridi’nde yaşanan insani krize duyarsız kalmayarak, bölgede sağlık hizmetlerinden mahrum kalan çocuklar için 5 bin doz antibiyotik gönderilmesi talimatını verdi. Bu yardım, Papa’nın Mayıs ayında göreve başlamasının ardından Papalık Hayır ve Yardım İşleri Ofisi aracılığıyla gerçekleştirdiği ilk insani yardım eylemi olarak kaydedildi.

Gazze, son iki yıldır yoğun İsrail saldırıları nedeniyle büyük bir insani krizle karşı karşıya. Bu süreçte sağlık altyapısı büyük oranda tahrip oldu, ilaç ve tıbbi malzeme temini ise ciddi şekilde kısıtlandı. Çocuklar, bu koşullarda en savunmasız grup olarak öne çıkıyor; enfeksiyonlar, yetersiz beslenme ve tedavi eksiklikleri nedeniyle sağlık sorunları artmış durumda. Papa’nın gönderdiği 5 bin doz antibiyotik, bu çocukların tedavisinde önemli bir adım olarak görülüyor.

Vatikan’ın resmi yayın organı Vatican News’te yer alan habere göre, Papa 14. Leo, Papalık Hayır ve Yardım İşleri Ofisi’ne Gazze’deki çocuklar için 5 bin doz antibiyotik gönderilmesi talimatını verdi. Bu yardım, Papa’nın göreve başlamasının ardından gerçekleştirdiği ilk insani yardım eylemi olarak kaydedildi.

Papa 14. Leo, 12 Ekim’de yaptığı açıklamada, Gazze’de 10 Ekim’de yürürlüğe giren ateşkesin bölge için “umut ışığı” olduğunu belirterek, tarafları adil ve kalıcı barışa doğru teşvik ettiğini ifade etti. Aynı zamanda, Vatikan’ın Ukrayna’ya yönelik gıda yardımlarının da sürdürüleceğini duyurdu.

Papa’nın bu insani yardım kararı, uluslararası toplumun Gazze’deki insani krize duyarsız kalmaması gerektiğini bir kez daha hatırlatıyor. Uluslararası kuruluşlar ve devletler, Gazze’deki sağlık ve yaşam koşullarının iyileştirilmesi için daha fazla çaba sarf etmeli ve bölgedeki çocukların temel sağlık hizmetlerine erişimini sağlamalıdır.

Bu tür yardımlar, sadece sağlık alanında değil, aynı zamanda uluslararası dayanışma ve barış çağrısı açısından da büyük önem taşımaktadır. Papa’nın attığı bu adım, insani değerlerin ve uluslararası dayanışmanın önemini bir kez daha gözler önüne sermektedir.

The post Papa 14. Leo’dan Gazze Çocuklarına Büyük Destek: 5 Bin Doz Antibiyotik Gönderiliyor first appeared on TNT Haber.

]]>
https://www.tnthaber.net/dunya/papa-14-leodan-gazze-cocuklarina-buyuk-destek-5-bin-doz-antibiyotik-gonderiliyor/feed/ 0
Fed Başkanlığı Yarışı Kızıştı: Aday Listesi Beşe Düştü https://www.tnthaber.net/dunya/fed-baskanligi-yarisi-kizisti-aday-listesi-bese-dustu/?utm_source=rss&utm_medium=rss&utm_campaign=fed-baskanligi-yarisi-kizisti-aday-listesi-bese-dustu https://www.tnthaber.net/dunya/fed-baskanligi-yarisi-kizisti-aday-listesi-bese-dustu/#respond Fri, 10 Oct 2025 20:28:54 +0000 https://www.tnthaber.net/?p=8918 Amerika Birleşik Devletleri’nde Merkez Bankası Fed başkanlığı için yürütülen süreçte liste daralıyor. Hazine Bakanı Scott Bessent’in öncülüğünde yürütülen değerlendirme sonucunda, başlangıçta 11 kişiden oluşan aday listesi beş isme indirildi. Bu kritik sürecin sonunda nihai kararı ABD Başkanı Donald Trump verecek. Trump’ın yeni Fed başkanını belirlemesiyle birlikte, ülkenin para politikası yönü ve küresel finans dengeleri açısından […]

The post Fed Başkanlığı Yarışı Kızıştı: Aday Listesi Beşe Düştü first appeared on TNT Haber.

]]>
Amerika Birleşik Devletleri’nde Merkez Bankası Fed başkanlığı için yürütülen süreçte liste daralıyor. Hazine Bakanı Scott Bessent’in öncülüğünde yürütülen değerlendirme sonucunda, başlangıçta 11 kişiden oluşan aday listesi beş isme indirildi. Bu kritik sürecin sonunda nihai kararı ABD Başkanı Donald Trump verecek. Trump’ın yeni Fed başkanını belirlemesiyle birlikte, ülkenin para politikası yönü ve küresel finans dengeleri açısından yeni bir döneme girileceği değerlendiriliyor.

Kalan beş aday arasında öne çıkan isimler şöyle: Fed Denetim Başkan Yardımcısı Michelle Bowman, mevcut Fed Guvernörü Christopher Waller, Ulusal Ekonomi Danışma Konseyi Direktörü Kevin Hassett, eski Fed Guvernörü Kevin Warsh ve BlackRock Sabit Getirili Yatırımlar Direktörü Rick Rieder. Bu isimlerin her biri, ekonomi dünyasında güçlü profilleriyle dikkat çekiyor.

Scott Bessent’in bu beş adayla ikinci tur görüşmeleri yapacağı, ardından nihai listeyi Başkan Trump’a sunacağı bildirildi. Sürecin birkaç hafta içinde tamamlanması bekleniyor. Yeni Fed başkanının belirlenmesi, yalnızca Amerika ekonomisi için değil, küresel finans piyasaları için de büyük önem taşıyor. Çünkü Fed’in faiz kararları, doların yönünü ve dünya ekonomisinin genel seyrini doğrudan etkiliyor.

Adayların ekonomi politikalarına dair yaklaşımları incelendiğinde, bazı isimlerin daha sert, bazılarının ise daha ılımlı bir para politikası taraftarı olduğu görülüyor. Örneğin Christopher Waller ve Kevin Warsh, “şahin” olarak tanımlanan sıkı para politikalarına yakın duruyor. Faiz oranlarının enflasyonu düşürmek için gerektiğinde artırılması gerektiğini savunan bu isimler, finans çevrelerinde daha geleneksel politikalarıyla biliniyor. Buna karşın, Rick Rieder gibi isimler ise piyasa dinamiklerini ve büyüme faktörlerini ön planda tutan daha esnek bir yaklaşımı benimsiyor.

Michelle Bowman ise bankacılık sektöründeki denetim tecrübesiyle öne çıkıyor. Bowman’ın özellikle küçük ve orta ölçekli finans kuruluşlarının ekonomideki rolüne verdiği önem, onu diğer adaylardan farklılaştırıyor. Kevin Hassett ise Beyaz Saray’daki ekonomi danışmanlığı döneminden edindiği deneyimle güçlü bir makroekonomik vizyon sunuyor.

Trump yönetiminin, Fed’in bağımsızlığına ilişkin tartışmaların sürdüğü bir dönemde bu kararı alacak olması da dikkat çekici. Yeni başkan, yalnızca faiz politikalarını değil, aynı zamanda Fed’in iletişim stratejisini ve piyasa güvenini de belirleyecek. Bu nedenle, atanacak ismin karakteri ve geçmişteki politik tercihleri piyasalar için büyük önem taşıyor.

Uzmanlara göre, Trump’ın seçimi büyük olasılıkla ekonomik büyümeyi destekleyecek, istihdamı koruyacak ve aynı zamanda enflasyonu kontrol altında tutacak bir dengeyi hedefleyecek. Ancak, Fed başkanının kim olacağına dair kesin bir öngörüde bulunmak şu aşamada zor görünüyor.

Yeni başkanın atanmasıyla birlikte, 2026 yılına kadar ABD’nin para politikası yol haritası yeniden şekillenecek. Faiz oranlarının seyri, tahvil piyasaları, dolar endeksi ve gelişmekte olan ülke ekonomileri bu karardan doğrudan etkilenecek. Dolayısıyla Fed başkanlığı yarışı, yalnızca Washington’da değil, dünya genelinde yakından izlenmeye devam edecek.

Fed başklığı için süren yarış artık son viraja girmiş durumda. Beş güçlü aday arasından seçilecek yeni isim, yalnızca ABD’nin değil, küresel ekonominin de geleceğini belirleyecek stratejik bir figür olacak.

The post Fed Başkanlığı Yarışı Kızıştı: Aday Listesi Beşe Düştü first appeared on TNT Haber.

]]>
https://www.tnthaber.net/dunya/fed-baskanligi-yarisi-kizisti-aday-listesi-bese-dustu/feed/ 0
Kaliforniya ve Oregon Donald Trump’ın Ulusal Muhafız Planına Dava Açtı https://www.tnthaber.net/dunya/kaliforniya-ve-oregon-donald-trumpin-ulusal-muhafiz-planina-dava-acti/?utm_source=rss&utm_medium=rss&utm_campaign=kaliforniya-ve-oregon-donald-trumpin-ulusal-muhafiz-planina-dava-acti https://www.tnthaber.net/dunya/kaliforniya-ve-oregon-donald-trumpin-ulusal-muhafiz-planina-dava-acti/#respond Mon, 06 Oct 2025 12:15:34 +0000 https://www.tnthaber.net/?p=8911 Kaliforniya Valisi Gavin Newsom ve Oregon Valisi Tina Kotek, Donald Trump yönetiminin Ulusal Muhafız birliklerini Oregon’a gönderme kararına karşı ortak bir dava açtı. Federal hükümetin, Portland’daki göçmenlik ofisleri çevresinde artan protestoları gerekçe göstererek Kaliforniya’dan asker göndermesi iki eyalet arasında büyük gerginliğe neden oldu. Olayların fitilini ateşleyen gelişme, cumartesi gecesi Kaliforniya’dan 100’ü aşkın Ulusal Muhafızın Oregon’a […]

The post Kaliforniya ve Oregon Donald Trump’ın Ulusal Muhafız Planına Dava Açtı first appeared on TNT Haber.

]]>
Kaliforniya Valisi Gavin Newsom ve Oregon Valisi Tina Kotek, Donald Trump yönetiminin Ulusal Muhafız birliklerini Oregon’a gönderme kararına karşı ortak bir dava açtı. Federal hükümetin, Portland’daki göçmenlik ofisleri çevresinde artan protestoları gerekçe göstererek Kaliforniya’dan asker göndermesi iki eyalet arasında büyük gerginliğe neden oldu.

Olayların fitilini ateşleyen gelişme, cumartesi gecesi Kaliforniya’dan 100’ü aşkın Ulusal Muhafızın Oregon’a geçmesiyle başladı. Oregon yetkilileri, bu birliklerin gönderilmesiyle ilgili olarak kendilerine hiçbir resmi bildirim yapılmadığını, askerlerin nerede konuşlandığının bile net olarak bilinmediğini belirtti. Bu durum hem güvenlik hem de anayasal yetki tartışmalarını yeniden gündeme taşıdı.

Trump yönetimi, Portland’daki protestoların “kontrolden çıktığını” savunarak, federal tesislerin korunması için bu adımın zorunlu olduğunu ileri sürüyor. Ancak Oregon ve Kaliforniya yönetimleri, bu kararın eyalet yetkilerini hiçe saydığını ve halk üzerindeki gerginliği daha da artıracağını savunuyor.

Mahkeme, şimdilik Trump’ın planladığı 200 kişilik yeni Ulusal Muhafız konuşlandırmasını geçici olarak durdurdu. Karar, federal yargıç Karin Immergut tarafından verildi. Immergut, Trump’ın önceki başkanlık döneminde atadığı bir isim olmasına rağmen, hukukun üstünlüğü ilkesine dayanarak geçici tedbir kararı verdi. Bu durum, siyasetin yargı üzerindeki etkisiyle ilgili tartışmalara da yeni bir boyut kazandırdı.

Trump ise sosyal medya üzerinden yaptığı açıklamada karara sert tepki gösterdi. Yargıcı eleştiren Trump, “Portland kaosa sürükleniyor, biz düzeni sağlamak istiyoruz” ifadelerini kullandı. Trump’ın bu çıkışı, eyalet valileri tarafından “tehditkar ve kışkırtıcı” olarak değerlendirildi.

Kaliforniya ve Oregon yönetimleri, davayı yalnızca bir güvenlik meselesi değil, aynı zamanda anayasal yetki sınırlarını koruma mücadelesi olarak görüyor. Eyaletlere göre, federal hükümetin yerel kuvvetleri doğrudan yönlendirmesi, anayasanın açıkça eyalet yönetimlerine tanıdığı savunma ve iç güvenlik yetkilerini ihlal ediyor.

Oregon Başsavcısı Dan Rayfield, yaptığı açıklamada, “Federal birliklerin eyalet sınırları içinde izinsiz konuşlandırılması, gerginliği azaltmaz, tam tersine derinleştirir” ifadelerini kullandı. Kaliforniya Başsavcılığı da benzer bir açıklama yaparak, davaya birlikte müdahil olduklarını ve süreci Anayasa Mahkemesi’ne taşımaya hazırlandıklarını duyurdu.

Uzmanlara göre bu dava, Trump yönetimi ile batı kıyısındaki eyaletler arasında uzun süredir devam eden siyasi gerilimin bir yansıması. Son dönemde göçmenlik politikaları, çevre düzenlemeleri ve kamu güvenliği gibi konularda sık sık karşı karşıya gelen taraflar, bu kez doğrudan asker konuşlandırma yetkisi üzerinden karşı karşıya geliyor.

Şu anda federal mahkeme, geçici tedbirin kalıcı hale getirilip getirilmeyeceğine karar verecek. Sürecin önümüzdeki haftalarda daha da büyümesi bekleniyor. Gözlemciler, davanın sonucunun yalnızca Oregon ve Kaliforniya için değil, tüm eyaletlerin federal hükümet karşısındaki yetki sınırlarını da belirleyeceğini vurguluyor.

The post Kaliforniya ve Oregon Donald Trump’ın Ulusal Muhafız Planına Dava Açtı first appeared on TNT Haber.

]]>
https://www.tnthaber.net/dunya/kaliforniya-ve-oregon-donald-trumpin-ulusal-muhafiz-planina-dava-acti/feed/ 0
Trump’tan Tarihi Açıklama: “İsrail İlk Çekilme Hattını Kabul Etti Ateşkes Kapıda!” https://www.tnthaber.net/gundem/trumptan-tarihi-aciklama-israil-ilk-cekilme-hattini-kabul-etti-ateskes-kapida/?utm_source=rss&utm_medium=rss&utm_campaign=trumptan-tarihi-aciklama-israil-ilk-cekilme-hattini-kabul-etti-ateskes-kapida https://www.tnthaber.net/gundem/trumptan-tarihi-aciklama-israil-ilk-cekilme-hattini-kabul-etti-ateskes-kapida/#respond Sun, 05 Oct 2025 16:20:47 +0000 https://www.tnthaber.net/?p=8902 Ortadoğu’da haftalardır süren gerginlikte tarihi bir dönüm noktasına gelindi. ABD eski Başkanı Donald Trump, İsrail ve Hamas arasında yürütülen ateşkes görüşmelerine ilişkin önemli bir açıklama yaparak, İsrail’in ilk çekilme hattını kabul ettiğini duyurdu. Bu gelişme, bölgede uzun süredir devam eden çatışmaların sonlanması adına umut verici bir adım olarak değerlendiriliyor. Trump, yaptığı açıklamada, müzakerelerde belirlenen çekilme […]

The post Trump’tan Tarihi Açıklama: “İsrail İlk Çekilme Hattını Kabul Etti Ateşkes Kapıda!” first appeared on TNT Haber.

]]>
Ortadoğu’da haftalardır süren gerginlikte tarihi bir dönüm noktasına gelindi. ABD eski Başkanı Donald Trump, İsrail ve Hamas arasında yürütülen ateşkes görüşmelerine ilişkin önemli bir açıklama yaparak, İsrail’in ilk çekilme hattını kabul ettiğini duyurdu. Bu gelişme, bölgede uzun süredir devam eden çatışmaların sonlanması adına umut verici bir adım olarak değerlendiriliyor.

Trump, yaptığı açıklamada, müzakerelerde belirlenen çekilme hattının İsrail tarafından onaylandığını, Hamas’ın da kabul etmesi halinde ateşkesin hemen yürürlüğe gireceğini belirtti. Sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, “Müzakereler sonucunda İsrail, tarafımıza sunulan ilk çekilme hattını kabul etti. Şimdi sıra Hamas’ta. Onay verirlerse ateşkes derhal başlayacak,” ifadelerine yer verdi.

Ayrıca Trump, paylaşımına sürece ilişkin bir harita da ekleyerek, barış planının ilk aşamasının netleştiğini gösterdi. Haritada, İsrail’in geri çekilmesi planlanan bölgeler ile güvenli geçiş alanları işaretlenmiş durumda. Trump, “Bu harita barışın yol haritasıdır. Adım adım ilerleyeceğiz. Her şey Hamas’ın onayına bağlı,” diyerek sürecin hassasiyetine dikkat çekti.

Uzmanlara göre bu gelişme, Ortadoğu’daki güç dengelerini yeniden şekillendirebilir. Uzun süredir devam eden çatışmaların ardından böyle bir kabulün, diplomatik anlamda büyük bir kırılma yarattığı ifade ediliyor. İsrail’in çekilme hattını kabul etmesi, hem uluslararası baskıların hem de bölgedeki insani krizlerin geldiği boyutun bir sonucu olarak görülüyor.

Trump’ın açıklamasında ayrıca rehine takası sürecine de değinildi. ABD yönetiminin, ateşkes anlaşmasıyla birlikte rehinelerin serbest bırakılmasını kolaylaştıracak yeni bir mekanizma üzerinde çalıştığı belirtildi. Trump, “Ateşkesle birlikte karşılıklı güven inşa edilecek. Rehineler serbest kalacak ve ikinci çekilme aşamasına geçilecektir,” ifadelerini kullandı.

İsrail tarafı henüz resmi bir açıklama yapmasa da, bazı diplomatik kaynaklar çekilme planının sınırlı bölgeleri kapsadığını belirtiyor. İlk etapta Gazze çevresindeki bazı askeri noktaların boşaltılması, ardından belirli bir güvenlik koridorunun oluşturulması planlanıyor. Hamas’ın ise bu planı “kalıcı barışa giden ilk adım” olarak değerlendirmesi bekleniyor.

Birleşmiş Milletler (BM) ve Avrupa Birliği (AB) temsilcileri de gelişmeleri yakından takip ediyor. BM Sözcüsü, “Tarafların karşılıklı olarak adım atması, ateşkesin kalıcı hale gelmesi için büyük bir fırsat sunuyor,” açıklamasında bulundu.

Trump’ın açıklaması dünya genelinde geniş yankı uyandırdı. Pek çok analist, Trump’ın yeniden uluslararası siyasette aktif bir rol üstlenmeye başladığını ve bu çıkışın, olası yeni bir diplomatik stratejinin başlangıcı olabileceğini belirtiyor.

İsrail’in ilk çekilme hattını kabul etmesi, uzun yıllardır süren çatışmaların ardından Ortadoğu’da kalıcı barış umutlarını yeniden yeşertti. Hamas’ın vereceği karar ise sürecin kaderini belirleyecek. Eğer taraflar anlaşmayı onaylarsa, yıllardır süren kanlı çatışmaların ardından bölgede yeni bir barış dönemi başlayabilir.

The post Trump’tan Tarihi Açıklama: “İsrail İlk Çekilme Hattını Kabul Etti Ateşkes Kapıda!” first appeared on TNT Haber.

]]>
https://www.tnthaber.net/gundem/trumptan-tarihi-aciklama-israil-ilk-cekilme-hattini-kabul-etti-ateskes-kapida/feed/ 0
Kanada’dan Filistin’e 47 Milyon Dolarlık Yeni Destek Fonu https://www.tnthaber.net/dunya/kanadadan-filistine-47-milyon-dolarlik-yeni-destek-fonu/?utm_source=rss&utm_medium=rss&utm_campaign=kanadadan-filistine-47-milyon-dolarlik-yeni-destek-fonu https://www.tnthaber.net/dunya/kanadadan-filistine-47-milyon-dolarlik-yeni-destek-fonu/#respond Fri, 26 Sep 2025 09:50:19 +0000 https://www.tnthaber.net/?p=8872 Kanada, Filistin’e yönelik desteğini artırmaya devam ediyor. Ülke yönetimi, daha önce taahhüt edilen yardımlara ek olarak 47 milyon dolarlık yeni bir fon oluşturduğunu açıkladı. Bu adım, hem insani yardım boyutunu hem de Filistin’deki kurumsal yapının güçlendirilmesini hedefleyen stratejik bir destek niteliği taşıyor. Filistin’i Tanımanın Ardından Gelen Adım Kanada’nın geçtiğimiz aylarda Filistin’i resmen tanıması, uluslararası arenada […]

The post Kanada’dan Filistin’e 47 Milyon Dolarlık Yeni Destek Fonu first appeared on TNT Haber.

]]>
Kanada, Filistin’e yönelik desteğini artırmaya devam ediyor. Ülke yönetimi, daha önce taahhüt edilen yardımlara ek olarak 47 milyon dolarlık yeni bir fon oluşturduğunu açıkladı. Bu adım, hem insani yardım boyutunu hem de Filistin’deki kurumsal yapının güçlendirilmesini hedefleyen stratejik bir destek niteliği taşıyor.

Filistin’i Tanımanın Ardından Gelen Adım

Kanada’nın geçtiğimiz aylarda Filistin’i resmen tanıması, uluslararası arenada geniş yankı uyandırmıştı. Bu tanımanın ardından atılan yeni finansal destek adımı, ülkenin iki devletli çözüm vizyonuna bağlılığını ortaya koyuyor. Kanada yönetimi, Orta Doğu’da barış sürecinin ancak Filistin halkının haklarının tanınması ve desteklenmesiyle mümkün olabileceğini savunuyor.

Fonun Amacı

Yeni fonun en önemli hedeflerinden biri, Filistin’de ekonomik ve sosyal yapıyı güçlendirmek. Özellikle Gazze ve Batı Şeria’da sivil altyapının geliştirilmesi, adalet sistemlerinin daha verimli hale getirilmesi ve yönetim kapasitesinin artırılması öncelikli başlıklar arasında yer alıyor. Böylelikle sadece acil ihtiyaçların karşılanması değil, aynı zamanda uzun vadeli kalkınma sürecine katkı sağlanması hedefleniyor.

Kanada’nın Öncelikleri

Kanada hükümeti, Gazze’de acil ateşkesin sağlanması, tüm esirlerin serbest bırakılması ve sivillerin korunması gerektiğini vurguluyor. Ayrıca insani yardımların hızlandırılması, temel gıda ve sağlık malzemelerinin bölgeye ulaştırılması için uluslararası topluma da çağrıda bulunuyor. Bu bağlamda yeni fon, yalnızca insani yardım değil, aynı zamanda siyasi bir mesaj niteliği de taşıyor.

Bölgesel Etkiler

Kanada’nın bu kararı, diğer ülkelere de örnek olabilir. Benzer adımların farklı devletlerden gelmesi halinde, Filistin’e yönelik uluslararası destek daha güçlü hale gelebilir. Bu durum, hem bölgede istikrarın sağlanmasına hem de barış sürecine katkıda bulunabilir. Özellikle Batı ülkelerinin Filistin’e yönelik diplomatik ve mali desteklerini artırması, sorunun çözümüne yönelik umutları güçlendirebilir.

Zorluklar ve Beklentiler

Her ne kadar bu fon büyük bir destek anlamına gelse de, uygulamada karşılaşılabilecek zorluklar da göz ardı edilmiyor. Bölgede süregelen çatışmalar, güvenlik sorunları ve kaynakların adil dağılımı, fonun etkin şekilde kullanılmasını zorlaştırabilir. Bunun yanı sıra, yardımların şeffaf ve hesap verebilir biçimde yönetilmesi de büyük önem taşıyor. Kanada hükümeti, fonun doğru kanallardan aktarılması ve denetlenmesi için çeşitli uluslararası kurumlarla iş birliği yapmayı planlıyor.

Uzun Vadeli Kalkınma Hedefi

Bu yeni destek paketi, sadece kısa vadeli yardımları değil, aynı zamanda uzun vadeli kalkınmayı da merkezine alıyor. Eğitim, sağlık ve hukuk sistemlerinin geliştirilmesi, Filistin halkının yaşam standartlarının yükseltilmesi açısından kritik görülüyor. Uzun vadede bu tür destekler, hem halkın refahına hem de bölgesel barışın kalıcı hale gelmesine katkıda bulunabilir.

The post Kanada’dan Filistin’e 47 Milyon Dolarlık Yeni Destek Fonu first appeared on TNT Haber.

]]>
https://www.tnthaber.net/dunya/kanadadan-filistine-47-milyon-dolarlik-yeni-destek-fonu/feed/ 0
Rusya, Ukrayna’da Bir Bölgeyi Daha Kontrol Altına Aldı https://www.tnthaber.net/dunya/rusya-ukraynada-bir-bolgeyi-daha-kontrol-altina-aldi/?utm_source=rss&utm_medium=rss&utm_campaign=rusya-ukraynada-bir-bolgeyi-daha-kontrol-altina-aldi https://www.tnthaber.net/dunya/rusya-ukraynada-bir-bolgeyi-daha-kontrol-altina-aldi/#respond Mon, 15 Sep 2025 10:34:50 +0000 https://www.tnthaber.net/?p=8834 Rusya-Ukrayna savaşında cephe hattında dikkat çeken yeni bir gelişme yaşandı. Rusya Savunma Bakanlığı, Ukrayna’nın doğusunda yer alan Novonikolayevka yerleşim biriminin tamamen Rus güçlerinin kontrolüne geçtiğini duyurdu. Bu hamle, savaşın gidişatında hem askeri hem de stratejik açıdan önemli bir dönüm noktası olarak görülüyor. Açıklamaya göre Rus ordusu, yalnızca bölgeyi ele geçirmekle kalmadı; aynı zamanda Ukrayna ordusunun […]

The post Rusya, Ukrayna’da Bir Bölgeyi Daha Kontrol Altına Aldı first appeared on TNT Haber.

]]>
Rusya-Ukrayna savaşında cephe hattında dikkat çeken yeni bir gelişme yaşandı. Rusya Savunma Bakanlığı, Ukrayna’nın doğusunda yer alan Novonikolayevka yerleşim biriminin tamamen Rus güçlerinin kontrolüne geçtiğini duyurdu. Bu hamle, savaşın gidişatında hem askeri hem de stratejik açıdan önemli bir dönüm noktası olarak görülüyor.

Açıklamaya göre Rus ordusu, yalnızca bölgeyi ele geçirmekle kalmadı; aynı zamanda Ukrayna ordusunun hava unsurlarına da ciddi bir darbe indirdi. Rusya, “İskender-M” kısa menzilli balistik füze sistemi kullanarak Ukrayna’ya ait insansız hava araçlarının fırlatma noktasını vurdu. Bu saldırıda, İHA kontrol merkezinin yanı sıra 25 insansız hava aracı ve 5 araç imha edildi.

Stratejik Önemi

Novonikolayevka gibi küçük görünen yerleşim birimleri, savaşta büyük anlamlar taşıyor. Bir bölge ele geçirildiğinde:

  • Cephe hattı daralıyor, savunma zayıflıyor.
  • Lojistik ve ikmal yolları kontrol altına alınabiliyor.
  • İleri karakol olarak kullanılabiliyor, gözlem ve istihbarat üstünlüğü sağlanıyor.

Bu nedenle, Rusya’nın yeni hamlesi yalnızca harita üzerinde küçük bir değişiklik değil; Ukrayna’nın savunma kabiliyeti açısından da büyük bir zayıflama anlamına geliyor.

Askeri Teknoloji Kullanımı

Rusya’nın özellikle İskender-M sistemini devreye sokması, modern savaşın geldiği noktayı gösteriyor. Bu sistem, yüksek hassasiyetle hedefleri vurma kabiliyeti sayesinde Ukrayna’nın gözlem gücünü ve saldırı kapasitesini ciddi şekilde azaltabilir.

İnsansız hava araçları, son yıllarda savaşlarda en kritik unsurlar arasında yer alıyor. Ukrayna’nın bu alandaki kaybı, cephede anlık istihbarat toplama ve operasyon yönetme kabiliyetine darbe vurmuş durumda.

Ukrayna ve Uluslararası Tepkiler

Ukrayna açısından her kayıp, daha güçlü bir savunma hattı kurma ihtiyacını beraberinde getiriyor. Bu nedenle Kiev yönetiminin kısa vadede:

  • Uluslararası destek arayışını artırması,
  • Askeri yardım ve silah sevkiyatını hızlandırması,
  • Özellikle hava savunma sistemlerine odaklanması bekleniyor.

Rusya ise bu tür ilerleyişleri hem propaganda malzemesi olarak hem de sahada moral üstünlük sağlamak amacıyla kullanıyor. Bölge halkı üzerinde “güvenlik ve istikrar” vaatleri ile etkisini artırmaya çalışıyor.

Uluslararası kamuoyunda ise bu gelişme, savaşın daha da uzayabileceği ve Avrupa güvenliği açısından risklerin büyüyebileceği yönünde endişeleri güçlendiriyor. NATO ve Batılı ülkeler, Ukrayna’ya yeni askeri destek paketlerini gündeme almak zorunda kalabilir.

Rusya’nın Novonikolayevka’yı ele geçirmesi, savaşın seyrini değiştirecek nitelikte bir gelişme olarak öne çıkıyor. Ukrayna için bu kayıp, sadece bir bölgenin düşmesi değil; aynı zamanda hava gücü ve istihbarat üstünlüğünde büyük bir zayıflama anlamına geliyor. Rusya’nın teknoloji destekli saldırıları, cephedeki dengeyi kendi lehine çevirirken, Ukrayna ve Batı için yeni stratejik adımların zorunlu hale geldiğini gösteriyor.

The post Rusya, Ukrayna’da Bir Bölgeyi Daha Kontrol Altına Aldı first appeared on TNT Haber.

]]>
https://www.tnthaber.net/dunya/rusya-ukraynada-bir-bolgeyi-daha-kontrol-altina-aldi/feed/ 0
NATO’dan Polonya’ya Güçlü Kalkan: Rus İhlallerine Karşı Hava Desteği Artıyor https://www.tnthaber.net/dunya/natodan-polonyaya-guclu-kalkan-rus-ihlallerine-karsi-hava-destegi-artiyor/?utm_source=rss&utm_medium=rss&utm_campaign=natodan-polonyaya-guclu-kalkan-rus-ihlallerine-karsi-hava-destegi-artiyor https://www.tnthaber.net/dunya/natodan-polonyaya-guclu-kalkan-rus-ihlallerine-karsi-hava-destegi-artiyor/#respond Sat, 13 Sep 2025 09:37:02 +0000 https://www.tnthaber.net/?p=8824 NATO, Polonya’nın güvenliğini tehdit eden son Rus dron ihlallerinin ardından bölgedeki hava savunma kapasitesini güçlendirme kararı aldı. İttifakın “Eastern Sentry” (Doğu Gözcüsü) adını verdiği yeni hava güvenlik misyonu kapsamında Fransa, Almanya ve Danimarka gibi ülkeler, savaş uçakları ve donanma unsurlarını Polonya sınırına yakın bölgelere konuşlandıracak. NATO Genel Sekreteri Mark Rutte, alınan önlemlerin sadece Polonya’nın değil, […]

The post NATO’dan Polonya’ya Güçlü Kalkan: Rus İhlallerine Karşı Hava Desteği Artıyor first appeared on TNT Haber.

]]>
NATO, Polonya’nın güvenliğini tehdit eden son Rus dron ihlallerinin ardından bölgedeki hava savunma kapasitesini güçlendirme kararı aldı. İttifakın “Eastern Sentry” (Doğu Gözcüsü) adını verdiği yeni hava güvenlik misyonu kapsamında Fransa, Almanya ve Danimarka gibi ülkeler, savaş uçakları ve donanma unsurlarını Polonya sınırına yakın bölgelere konuşlandıracak.

NATO Genel Sekreteri Mark Rutte, alınan önlemlerin sadece Polonya’nın değil, tüm doğu kanadının güvenliği için hayati olduğunu vurguladı. Rutte, “Sınırlarımızı ihlal eden dronların kasıtlı olup olmaması önemli değil, bu kabul edilemez” ifadelerini kullandı.

Rus Dronları Polonya Hava Sahasında

Polonya ile Rusya arasında artan gerilim, geçtiğimiz günlerde 21 Rus yapımı dronun Polonya sınırını aşmasıyla zirveye çıktı. Bu dronlardan bazıları Polonya hava savunma sistemleri tarafından düşürüldü, ancak biri 250 kilometre içeriye kadar girerek dört havaalanının kapatılmasına neden oldu. Polonya Başbakanı Donald Tusk, bu ihlalin tesadüf olamayacağını belirterek, Moskova’yı kasıtlı provokasyon yapmakla suçladı.

NATO’dan Caydırıcı Yanıt

Yaşanan gelişmeler üzerine NATO, caydırıcılık mesajı niteliğinde bir dizi önlem açıkladı. Buna göre:

  • Danimarka, iki F-16 savaş uçağı ve bir hava savunma firkateyni gönderecek.
  • Fransa, üç Rafale savaş uçağıyla katkı sağlayacak.
  • Almanya, dört Typhoon savaş uçağını görevlendirecek.
  • Birleşik Krallık ise birkaç Typhoon jetini Polonya’ya konuşlandırmayı değerlendiriyor.

Bu yeni güçlendirme, NATO’nun doğu kanadını Arktik bölgeden Akdeniz’e kadar kapsayan geniş bir savunma hattına dönüştürmeyi amaçlıyor. Özellikle dron ve füze saldırılarına karşı daha hızlı tepki verebilecek bir hava savunma ağı kurulacak.

“Eastern Sentry” Misyonu

Yeni misyon, klasik hava savunma önlemlerinin ötesine geçerek dron tehdidine özel çözümler geliştirmeyi hedefliyor. İttifak, radar sistemlerini güçlendirmenin yanı sıra elektronik harp ve erken uyarı mekanizmalarını da devreye sokmayı planlıyor. NATO yetkilileri, bu adımın sadece askeri değil, psikolojik bir caydırıcılık da yaratacağını belirtiyor.

Rusya’nın Tepkisi Bekleniyor

Moskova’nın bu kararlara vereceği tepki merak konusu. Rusya, son dönemde barış görüşmelerinin çıkmaza girdiğini duyurmuş ve NATO’nun doğuya doğru genişleyen askeri varlığını sert şekilde eleştirmişti. Uzmanlar, Rusya’nın bu hamleyi yeni bir provokasyon olarak nitelendirmesinin olası olduğunu ancak NATO’nun birlik içinde verdiği mesajın caydırıcılığı artıracağını ifade ediyor.

Polonya’nın Güvenlik Kaygıları

Polonya, uzun süredir Rusya kaynaklı tehditlere karşı NATO’dan daha güçlü bir varlık talep ediyordu. Son dron ihlalleri, bu çağrıların haklılığını ortaya koydu. Polonya hükümeti, ülkenin güvenliğinin yalnızca ulusal değil, aynı zamanda Avrupa’nın ve ittifakın bütünlüğü açısından da kritik olduğunu savunuyor.

NATO’nun yeni hava destek kararı, sadece Polonya’ya değil, tüm doğu kanadına yönelik güçlü bir güvenlik mesajı taşıyor. Rusya ile yaşanan gerilimin yeni bir tırmanışa sahne olabileceği endişeleri sürerken, alınan bu önlemler ittifakın dayanışmasını ve caydırıcılığını bir kez daha ortaya koyuyor.

The post NATO’dan Polonya’ya Güçlü Kalkan: Rus İhlallerine Karşı Hava Desteği Artıyor first appeared on TNT Haber.

]]>
https://www.tnthaber.net/dunya/natodan-polonyaya-guclu-kalkan-rus-ihlallerine-karsi-hava-destegi-artiyor/feed/ 0
Polonya Hava Sahasında Rus Drone Krizi: Tusk’tan Sert Tepki https://www.tnthaber.net/gundem/polonya-hava-sahasinda-rus-drone-krizi-tusktan-sert-tepki/?utm_source=rss&utm_medium=rss&utm_campaign=polonya-hava-sahasinda-rus-drone-krizi-tusktan-sert-tepki https://www.tnthaber.net/gundem/polonya-hava-sahasinda-rus-drone-krizi-tusktan-sert-tepki/#respond Wed, 10 Sep 2025 08:47:00 +0000 https://www.tnthaber.net/?p=8789 Rusya’nın Ukrayna’ya yönelik geniş çaplı saldırıları sırasında Polonya hava sahasının çok sayıda insansız hava aracı tarafından ihlal edildiği bildirildi. Polonya Başbakanı Donald Tusk, parlamentoda yaptığı konuşmada, “geçen gece hava sahamıza büyük sayıda Rus dronu girdi, bunların bir kısmı düşürüldü” dedi. Tusk, en az üç ya da dört dronun vurularak imha edildiğini açıkladı. Başbakan, olayın yalnızca […]

The post Polonya Hava Sahasında Rus Drone Krizi: Tusk’tan Sert Tepki first appeared on TNT Haber.

]]>
Rusya’nın Ukrayna’ya yönelik geniş çaplı saldırıları sırasında Polonya hava sahasının çok sayıda insansız hava aracı tarafından ihlal edildiği bildirildi. Polonya Başbakanı Donald Tusk, parlamentoda yaptığı konuşmada, “geçen gece hava sahamıza büyük sayıda Rus dronu girdi, bunların bir kısmı düşürüldü” dedi. Tusk, en az üç ya da dört dronun vurularak imha edildiğini açıkladı.

Başbakan, olayın yalnızca teknik bir hata ya da sapma olmadığını, “açıkça kasıtlı bir provokasyon” olduğunu ifade etti. Bunun üzerine Polonya ordusu ve güvenlik güçleri alarma geçti. Podlaskie, Mazowieckie ve Lublin bölgeleri bu ihlallerden doğrudan etkilendi. Güvenlik nedeniyle başta Varşova Chopin Havalimanı olmak üzere dört havalimanı geçici olarak kapatıldı. Daha sonra bazıları yeniden açıldı ancak olağanüstü güvenlik önlemleri sürdürülüyor.

Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy de yaptığı açıklamada, en az sekiz dronun doğrudan Polonya’yı hedef aldığını belirtti. Zelenskiy, bunun Avrupa için son derece tehlikeli bir emsal oluşturduğunu ve Rusya’nın bilerek sınır ötesi gerilim yaratmaya çalıştığını söyledi. Ayrıca bu saldırının, Ukrayna’ya yönelik yaklaşık 400’den fazla dron ve onlarca füzenin kullanıldığı geniş çaplı bir harekâtın parçası olduğunu vurguladı.

NATO üyesi ülkeler Polonya’ya destek mesajları gönderdi. Fransa, Almanya, Hollanda ve Çekya başta olmak üzere birçok ülke, bu olayın yalnızca Polonya’ya değil, ittifakın bütünlüğüne karşı yapılmış bir provokasyon olduğunu ifade etti. Hollanda’ya ait F-35 uçakları ile Polonya’nın F-16 savaş uçakları hava savunmasına katkı sağladı. NATO Genel Sekreteri ile sürekli temas halinde olunduğu ve konunun Kuzey Atlantik Konseyi’nde görüşüleceği açıklandı.

Avrupa Birliği de sert tepki gösterdi. AB Dış Politika Yüksek Temsilcisi Kaja Kallas, olayın savaşın başlangıcından bu yana en ciddi sınır ihlallerinden biri olduğunu ve muhtemelen kasıtlı yapıldığını belirtti. Avrupa Birliği’nin, Rusya’ya karşı yeni yaptırımlar ve savunma kapasitesini artıracak ek adımlar planladığı da gündeme geldi.

Polonya ordusu, bu olayla birlikte ilk kez doğrudan Rus insansız hava araçlarına karşılık vermiş oldu. Bu durum, NATO üyesi bir ülkenin doğrudan askeri tepki göstermesi açısından “tarihî” olarak yorumlanıyor. Uzmanlar, bu gelişmenin NATO-Rusya ilişkilerinde yeni bir dönüm noktası olabileceğini ve ittifakın caydırıcılığının sınandığını belirtiyor.

Sivil alanda da etkiler görüldü. Lublin bölgesindeki Wyryki köyünde bir ev, düşürülen dron parçaları nedeniyle zarar gördü. Neyse ki herhangi bir can kaybı veya yaralanma yaşanmadı. Ancak halk arasında endişe büyük. Yerel yönetimler vatandaşlara dikkatli olmaları ve resmi uyarılara uymaları yönünde çağrıda bulundu.

Özetle, Rusya’nın Ukrayna’ya saldırıları sürerken Polonya’nın hava sahasının ihlali, hem bölgesel güvenliği hem de NATO’nun gelecekteki adımlarını doğrudan ilgilendiren ciddi bir gelişme olarak kayıtlara geçti. Varşova yönetimi bu saldırıyı “saldırı” ve “provokasyon” olarak tanımlarken, uluslararası toplum da olayı büyük bir kaygıyla izliyor.

The post Polonya Hava Sahasında Rus Drone Krizi: Tusk’tan Sert Tepki first appeared on TNT Haber.

]]>
https://www.tnthaber.net/gundem/polonya-hava-sahasinda-rus-drone-krizi-tusktan-sert-tepki/feed/ 0
ABD Karayipler’e Askeri Sevkiyat Gönderdi: Bir Denizaltı ve 7 Savaş Gemisi Bölgeye Ulaştı https://www.tnthaber.net/dunya/abd-karayiplere-askeri-sevkiyat-gonderdi-bir-denizalti-ve-7-savas-gemisi-bolgeye-ulasti/?utm_source=rss&utm_medium=rss&utm_campaign=abd-karayiplere-askeri-sevkiyat-gonderdi-bir-denizalti-ve-7-savas-gemisi-bolgeye-ulasti https://www.tnthaber.net/dunya/abd-karayiplere-askeri-sevkiyat-gonderdi-bir-denizalti-ve-7-savas-gemisi-bolgeye-ulasti/#respond Sat, 06 Sep 2025 16:04:11 +0000 https://www.tnthaber.net/?p=8762 ABD, Latin Amerika ve Karayipler’deki güvenlik dengelerini yakından ilgilendiren kritik bir adım attı. 28 Ağustos 2025 tarihinde, bir denizaltı ve 7 savaş gemisinden oluşan askeri bir filo Karayipler’e sevk edildi. Bu adım, özellikle bölgedeki uyuşturucu kartelleri ve Venezuela ile ABD arasındaki gerilimin tırmanması açısından büyük önem taşıyor. Sevkiyatın Amacı ve Beyaz Saray’ın Açıklaması Beyaz Saray […]

The post ABD Karayipler’e Askeri Sevkiyat Gönderdi: Bir Denizaltı ve 7 Savaş Gemisi Bölgeye Ulaştı first appeared on TNT Haber.

]]>
ABD, Latin Amerika ve Karayipler’deki güvenlik dengelerini yakından ilgilendiren kritik bir adım attı. 28 Ağustos 2025 tarihinde, bir denizaltı ve 7 savaş gemisinden oluşan askeri bir filo Karayipler’e sevk edildi. Bu adım, özellikle bölgedeki uyuşturucu kartelleri ve Venezuela ile ABD arasındaki gerilimin tırmanması açısından büyük önem taşıyor.

Sevkiyatın Amacı ve Beyaz Saray’ın Açıklaması

Beyaz Saray Sözcüsü Karoline Leavitt, askeri sevkiyatın ABD’nin Latin Amerika kökenli uyuşturucu kartelleriyle mücadelesinin bir parçası olduğunu belirtti. Sözcü, “Amerikan halkının güvenliğini sağlamak için gerekli adımları atıyoruz. Bölgedeki istikrar ve güvenlik, hem ABD hem de bölge ülkeleri için öncelikli konular arasında yer alıyor” ifadelerini kullandı. Leavitt ayrıca, birçok bölge ülkesinin ABD’nin bu hamlesini desteklediğini vurguladı.

ABD’nin Karayipler’e sevk ettiği filoda bir denizaltı, 7 savaş gemisi ve binlerce deniz piyadesi bulunuyor. Bu adım, hem deniz hem hava sahasında kontrolü artırmayı amaçlıyor. Uzmanlar, askeri sevkiyatın, bölgedeki güvenlik operasyonlarını güçlendireceğini ve uyuşturucu kaçakçılığı ile mücadelede önemli rol oynayacağını belirtiyor.

Venezuela’dan Sert Tepki

Venezuela Devlet Başkanı Nicolás Maduro, ABD’nin Karayipler’e askeri sevkiyatını “bölgesel egemenliğe bir tehdit” olarak nitelendirdi. Maduro, yaptığı açıklamada, “Denizlerimizi, gökyüzümüzü ve topraklarımızı biz savunuruz. Hiçbir ülke Venezuela’nın kutsal topraklarına müdahale edemez” dedi. Venezuela’nın bu tepkisi, ABD ile olan ilişkilerde yeni bir gerilime yol açabilir.

Uzmanlar, Venezuela’nın sert tutumunun, bölgedeki askeri ve diplomatik dengeleri daha da karmaşık hâle getirebileceğini belirtiyor. ABD’nin askeri hareketliliği, Karayipler’deki diğer ülkeler tarafından da dikkatle takip ediliyor ve bu durum, bölgedeki diplomatik ilişkilerin seyrini etkileyebilir.

Bölgesel ve Küresel Etkiler

ABD’nin Karayipler’e yönelik askeri adımı sadece Venezuela ile sınırlı kalmayabilir. Bölgedeki diğer ülkeler de bu durumdan etkilenebilir. Bazı ülkeler, ABD’nin adımını desteklerken, bazıları temkinli bir yaklaşım sergileyebilir. Karayipler, uluslararası deniz ticareti açısından kritik bir konumda olduğundan, askeri hareketlilik küresel ekonomi üzerinde de etkiler yaratabilir.

Bölgedeki gerilimin uzun vadede nasıl şekilleneceği, tarafların diplomasi ve diyalog yoluyla çözüm arayışlarına bağlı olacak. ABD’nin askeri sevkiyatı, hem bölgesel güvenlik hem de uluslararası ilişkiler açısından önemli bir dönüm noktası olarak değerlendiriliyor.

ABD’nin Karayipler’e yaptığı askeri sevkiyat, bölgedeki güvenlik dinamiklerini önemli ölçüde etkileyebilir. Venezuela’nın sert tepkisi ve bölgedeki diğer ülkelerin tutumları, önümüzdeki süreçte gelişmelerin seyrini belirleyecek. Uzmanlar, uluslararası toplumun bu duruma dikkatle yaklaşması gerektiğini ve diplomatik çözüm yollarının öncelikli tutulmasının kritik olduğunu vurguluyor.

Bu gelişmeler, hem bölgesel hem de küresel güvenlik açısından dikkatle izlenmeye devam ediyor.

The post ABD Karayipler’e Askeri Sevkiyat Gönderdi: Bir Denizaltı ve 7 Savaş Gemisi Bölgeye Ulaştı first appeared on TNT Haber.

]]>
https://www.tnthaber.net/dunya/abd-karayiplere-askeri-sevkiyat-gonderdi-bir-denizalti-ve-7-savas-gemisi-bolgeye-ulasti/feed/ 0
Trump’a Mahkeme Şoku: Küresel Tarifeler Yasa Dışı Bulundu https://www.tnthaber.net/dunya/trumpa-mahkeme-soku-kuresel-tarifeler-yasa-disi-bulundu/?utm_source=rss&utm_medium=rss&utm_campaign=trumpa-mahkeme-soku-kuresel-tarifeler-yasa-disi-bulundu https://www.tnthaber.net/dunya/trumpa-mahkeme-soku-kuresel-tarifeler-yasa-disi-bulundu/#respond Sat, 30 Aug 2025 10:28:01 +0000 https://www.tnthaber.net/?p=8714 ABD Federal Temyiz Mahkemesi, Başkan Donald Trump’ın küresel gümrük vergilerine yönelik yetkisini büyük ölçüde yasa dışı bularak önemli bir karara imza attı. Mahkeme, Trump’ın Uluslararası Acil Ekonomik Güçler Yasası (IEEPA) kapsamındaki uygulamalarının yetki aşımı olduğunu kabul etti. Bu karar, ülke ticaret politikaları ve ABD’nin uluslararası ekonomik stratejisi açısından dönüm noktası olma potansiyeli taşıyor. Trump yönetimi, […]

The post Trump’a Mahkeme Şoku: Küresel Tarifeler Yasa Dışı Bulundu first appeared on TNT Haber.

]]>
ABD Federal Temyiz Mahkemesi, Başkan Donald Trump’ın küresel gümrük vergilerine yönelik yetkisini büyük ölçüde yasa dışı bularak önemli bir karara imza attı. Mahkeme, Trump’ın Uluslararası Acil Ekonomik Güçler Yasası (IEEPA) kapsamındaki uygulamalarının yetki aşımı olduğunu kabul etti.

Bu karar, ülke ticaret politikaları ve ABD’nin uluslararası ekonomik stratejisi açısından dönüm noktası olma potansiyeli taşıyor. Trump yönetimi, ABD’ye mal ihraç eden ülkelerle pazarlık için bu tarifeleri güçlü bir koz olarak görüyor; ancak yargı, bu yetkilerin sınırını çizmiş durumda.

Kararın İçeriği: Yetki Aşımı ve Geçici Uygulama

Temyiz mahkemesi, önceki kararı büyük ölçüde onayladı. Ancak, tarifelerin hemen iptal edilmesi talebini reddederek, Trump yönetimine bir fırsat tanıdı: Gümrük vergileri geçici olarak kaldırılmayacak, 14 Ekim’e kadar yürürlükte kalacak. Bu süre, yönetimin olası temyiz süreci ve Yüksek Mahkeme’ye itiraz hazırlığı için kritik önem taşıyor.

Trump’tan Tepki: “Karar Felakettir!”

Trump, karara sosyal medya üzerinden sert tepki gösterdi. “Tüm tarifeler hâlâ yürürlükte. Partizan temyiz mahkemesi yanlış karar verdi, ama sonunda biz kazanacağız,” ifadelerini kullanan Trump, kararın uygulanmaya devam etmesinin ABD’yi “tam anlamıyla yok edeceğini” savundu.

Trump, tarifelerin hem işçilere hem de yerli üretime destek amacı taşıdığını öne sürerek, “Made in America” vurgusu yaptı. Anayasal olarak yalnızca Kongre’ye ait olan ticaret düzenleme yetkisinin, Başkan tarafından nasıl aşılabildiğine dikkat çekti.

Savunucuların Bilinçli Stratejisi: Yüksek Mahkeme’ye Açık Kapı

Mahkeme, kararın tarifeleri derhal iptal etmeme tercihiyle, uygulamanın temyiz süreci boyunca devamını sağlıyor. Bu dinamik yaklaşım, Trump yönetiminin Yüksek Mahkeme’ye başvurma şansını korurken, kararın nihai safhasını dikkatli biçimde izlemesini mümkün kılıyor.

ABD Federal Temyiz Mahkemesi, 30 Ağustos 2025’te verdiği kararla, Başkan Donald Trump’ın küresel gümrük vergileri uygulamasının çoğunu yasa dışı buldu. Ancak mahkeme, tarifelerin derhal iptalini isteyecek kadar ileri gitmeyerek, geçici olarak uygulama sürecine devam edilmesine izin verdi. 14 Ekim’e kadar. Trump, bu karara “Amerika yok olur” sözleriyle tepki gösterirken, mahkemenin kararının “partizan” olduğunu öne sürdü. Bu süreç, hem hukuki hem siyasi açıdan Beyaz Saray ve Kongre arasında güç dengesini yeniden şekillendirebilir. Ayrıca, Yüksek Mahkeme’ye yapılacak itiraz süreci de dikkatle izleniyor. Kararın “kapsamlı ve dikkat çeken bir başlık” altına sıkıştırılması, geniş okuyucu kitlesinin ilgisini çekecek şekilde tasarlandı.

The post Trump’a Mahkeme Şoku: Küresel Tarifeler Yasa Dışı Bulundu first appeared on TNT Haber.

]]>
https://www.tnthaber.net/dunya/trumpa-mahkeme-soku-kuresel-tarifeler-yasa-disi-bulundu/feed/ 0
ABD, Koreli Teknoloji Devlerine Çin’de Yeni Kurallar Dayattı https://www.tnthaber.net/gundem/abd-koreli-teknoloji-devlerine-cinde-yeni-kurallar-dayatti/?utm_source=rss&utm_medium=rss&utm_campaign=abd-koreli-teknoloji-devlerine-cinde-yeni-kurallar-dayatti https://www.tnthaber.net/gundem/abd-koreli-teknoloji-devlerine-cinde-yeni-kurallar-dayatti/#respond Sat, 30 Aug 2025 10:10:23 +0000 https://www.tnthaber.net/?p=8713 ABD Ticaret Bakanlığı’na bağlı Sanayi ve Güvenlik Bürosu (BIS), Çin’deki yabancı sermayeli yarı iletken fabrikaları için sağlanan “lisanssız ihracat” imkanını ortadan kaldırarak yürürlükteki ihracat kontrolündeki boşluğu kapattı. Bu adım, Samsung ve SK Hynix gibi dev üreticilerin faaliyetlerini kritik bir dönemde yeniden düzenlemelerini gerektirecek. Bu düzenleme, 29 Ağustos 2025 itibarıyla resmen ilan edildi ve şirketlere 120 […]

The post ABD, Koreli Teknoloji Devlerine Çin’de Yeni Kurallar Dayattı first appeared on TNT Haber.

]]>
ABD Ticaret Bakanlığı’na bağlı Sanayi ve Güvenlik Bürosu (BIS), Çin’deki yabancı sermayeli yarı iletken fabrikaları için sağlanan “lisanssız ihracat” imkanını ortadan kaldırarak yürürlükteki ihracat kontrolündeki boşluğu kapattı. Bu adım, Samsung ve SK Hynix gibi dev üreticilerin faaliyetlerini kritik bir dönemde yeniden düzenlemelerini gerektirecek. Bu düzenleme, 29 Ağustos 2025 itibarıyla resmen ilan edildi ve şirketlere 120 gün süre tanındı; bu süre içerisinde ihracat lisansı başvurusunda bulunmaları gerekiyor.

Bu karar, söz konusu çip üreticilerinin Çin’deki mevcut tesislerinin işletilmesine izin verilirken, yeni kapasite artırımı veya teknoloji yükseltimi gibi adımlar için ayrıcalıklı bir muafiyet uygulanmayacağını net bir şekilde ortaya koyuyor. Bu durum, halihazırdaki üretim modellerine devam edilebilme imkânı sunarken, inovasyon ve genişleme önündeki esnekliği ciddi şekilde kısıtlıyor.

BIS Müsteşarı Jeffrey Kessler, ABD yönetiminin uzun süredir ihracat kontrollerindeki boşlukları kapatmayı hedeflediğini vurguladı. Özellikle ABD şirketlerinin rekabet açısından dezavantajlı duruma düşmesini engelleme düşüncesiyle bu adım atıldı.

Samsung ve SK Hynix’in Çin’de yoğun çip üretimi yaptığı ve önemli bir neo-dönüşüm merkezi olarak kullanıldığı biliniyor. Bu şirketler, halihazırda düşük lisans gereksinimiyle donanım ve yazılım ithal ederek operasyonlarını sürdürebiliyordu. Ancak yeni düzenlemeyle yapılan değişiklik, bu ayrıcalıklı durumu sonlandırıyor.

Bu hamle yalnızca üreticiler açısından değil, aynı zamanda ABD merkezli ekipman sağlayıcılar açısından da kritik bir etki yaratıyor. Lam Research, Applied Materials ve KLA gibi firmalar, Çin pazarına yönelik ekipman sevkiyatlarını sürdürme konusunda daha fazla bürokratik engelle karşılaşabilir; bu da potansiyel satış kayıplarına yol açabilir.

Küresel tedarik zincirlerine bakıldığında, bu kararın etkisi yalnızca Samsung ve SK Hynix ile sınırlı kalmayacak. Micron gibi rakip firmalara göre Çin pazarında avantaj sağlayabilecek bu adım, Çinli ekipman üreticileri için de önemli bir boşluk oluşturabilir—çünkü Çinli üreticiler zaten benzer kısıtlamalardan etkilenmiyor ve lisans süreciyle karşılaşmıyorlar.

Öte yandan, Güney Kore hükümeti konuyu yakından takip ediyor. Tedarik zincirindeki istikrarın korunması gerektiğini vurgulayarak ABD’yle diplomatik temaslarını sürdürüyor. Priorite, küresel çip arz güvenliğini tehlikeye atmamak ve ani üretim aksaklıklarına mahal vermemek.

Bu düzenleme, aynı zamanda küresel çip endüstrisinde stratejik bir yeniden şekillenmeye işaret ediyor. Çin’e yönelik sıkılaşan politikalar, teknolojik ve üretim odaklı yatırım stratejilerinin yeniden gözden geçirilmesini öne çıkarıyor. Yatırımcılar, bu tür politik kararların çip stoklarına yansımalarını yakından izliyor; özellikle Nvidia, Broadcom gibi firmalar, bu tür gelişmeler nedeniyle değerleme baskısı yaşayabilir.

ABD’nin bu kararı yalnızca kısa vadeli bir düzenleme değil; aynı zamanda teknolojik rekabet, küresel üretim dengeleri ve uluslararası ticaret politikaları üzerinde derin etkiler yaratabilecek stratejik bir hamle. Şirketlerin bu süreci nasıl yöneteceği, uzun vadeli üretim planlarını ve tedarik zinciri dayanıklılığını belirleyecek önemli bir faktör olmaya devam edecek.

The post ABD, Koreli Teknoloji Devlerine Çin’de Yeni Kurallar Dayattı first appeared on TNT Haber.

]]>
https://www.tnthaber.net/gundem/abd-koreli-teknoloji-devlerine-cinde-yeni-kurallar-dayatti/feed/ 0
Powell’dan Jackson Hole Sürprizi: Eylül’de Faiz İndirimi Masada https://www.tnthaber.net/ekonomi/powelldan-jackson-hole-surprizi-eylulde-faiz-indirimi-masada/?utm_source=rss&utm_medium=rss&utm_campaign=powelldan-jackson-hole-surprizi-eylulde-faiz-indirimi-masada https://www.tnthaber.net/ekonomi/powelldan-jackson-hole-surprizi-eylulde-faiz-indirimi-masada/#respond Fri, 22 Aug 2025 14:56:58 +0000 https://www.tnthaber.net/?p=8659 ABD Merkez Bankası (FED) Başkanı Jerome Powell, Wyoming’de düzenlenen Jackson Hole Ekonomi Sempozyumu’nda yaptığı konuşmada, piyasalarda merakla beklenen faiz politikalarına dair önemli mesajlar verdi. Powell, Eylül ayında faiz indirimi ihtimalini tamamen dışlamadığını belirterek, işgücü piyasasındaki yavaşlamaya ve enflasyon baskılarının seyrine dikkat çekti. Bu açıklamalar, hem küresel piyasalar hem de Amerikan ekonomisi açısından yeni bir dönüm […]

The post Powell’dan Jackson Hole Sürprizi: Eylül’de Faiz İndirimi Masada first appeared on TNT Haber.

]]>
ABD Merkez Bankası (FED) Başkanı Jerome Powell, Wyoming’de düzenlenen Jackson Hole Ekonomi Sempozyumu’nda yaptığı konuşmada, piyasalarda merakla beklenen faiz politikalarına dair önemli mesajlar verdi. Powell, Eylül ayında faiz indirimi ihtimalini tamamen dışlamadığını belirterek, işgücü piyasasındaki yavaşlamaya ve enflasyon baskılarının seyrine dikkat çekti. Bu açıklamalar, hem küresel piyasalar hem de Amerikan ekonomisi açısından yeni bir dönüm noktasına işaret ediyor.

Eylül İndirimi Masada

Powell konuşmasında, “Ekonomik veriler doğrultusunda hareket etmeye devam edeceğiz. Gerekirse Eylül ayında faiz indirimi gündeme gelebilir” ifadelerini kullandı. Ancak kesin bir adım için henüz erken olduğunu da vurguladı. Bu yaklaşım, FED’in hem enflasyonu kontrol altında tutmak hem de yavaşlayan işgücü piyasasını desteklemek arasında hassas bir denge arayışında olduğunu gösteriyor.

Piyasalarda uzun süredir tartışılan konu, FED’in 2024’te başlayan faiz artırımı sürecini ne zaman sonlandıracağı ve indirime geçeceği yönündeydi. Powell’ın mesajı, Eylül ayında faiz indirimi için güçlü bir sinyal olarak yorumlandı.

İşgücü Piyasasında “Tuhaf Denge”

Powell konuşmasının en dikkat çeken bölümlerinden birinde, işgücü piyasasını “tuhaf bir denge” olarak niteledi. Ona göre, hem iş arayanların sayısı hem de işverenlerin yeni eleman talebi azalıyor. Buna rağmen işsizlik oranı hâlâ düşük seviyelerde seyrediyor. Bu durum, istihdam piyasasının görünürde güçlü ama aslında kırılgan bir yapıya sahip olduğunu ortaya koyuyor.

Ekonomistler, bu tabloyu “görünürde tam istihdam, ancak altında yatan zayıflıklar” olarak değerlendiriyor. FED’in faiz indirimiyle işgücü piyasasına destek verme isteği, enflasyonla mücadele hedefiyle çatışma riski taşıyor.

Enflasyon ve Gümrük Tarifeleri

Powell ayrıca, ABD Başkanı Donald Trump yönetiminde uygulanan yüksek gümrük tarifelerinin enflasyon üzerindeki etkilerine değindi. Ona göre, bu tür politikalar fiyatlar üzerinde kademeli ve geçici baskılar yaratıyor. Yani FED, tarife kaynaklı fiyat artışlarını “kalıcı enflasyon” kategorisine koymuyor.

Ancak bazı analistler, ticaret politikalarının küresel tedarik zincirlerini zorlayarak daha kalıcı enflasyonist baskılar doğurabileceğini savunuyor. Powell’ın bu noktadaki temkinli söylemi, FED’in henüz net bir pozisyon almadığını gösteriyor.

Piyasalarda Coşkulu Tepki

Powell’ın açıklamaları, özellikle Wall Street’te büyük bir iyimserlik yarattı. Dow Jones endeksi 700 puana yakın yükselişle günü kapattı. S&P 500 ve Nasdaq endeksleri de benzer şekilde hızlı artış kaydetti.

Yatırımcılar, Powell’ın sözlerini “Eylül’de faiz indirimi kapıda” şeklinde yorumladı. Chicago borsasında işlem gören CME FedWatch verilerine göre, Eylül ayında faiz indirimi ihtimali %75 seviyesine çıktı. Bu da piyasaların Powell’ın mesajını güçlü bir beklentiye dönüştürdüğünü ortaya koyuyor.

Siyasi Baskılar ve FED’in Bağımsızlığı

Powell’ın konuşmasının bir diğer önemli noktası, FED’in siyasi baskılar altındaki pozisyonuydu. Trump yönetimi uzun süredir faizlerin hızlı biçimde düşürülmesi gerektiğini savunuyor. Beyaz Saray’dan gelen bu taleplerin FED üzerinde baskı yarattığı biliniyor.

Powell ise konuşmasında, kararların yalnızca ekonomik veriler ve objektif analizlere göre alınacağını belirterek, FED’in bağımsızlığını vurguladı. Bu açıklama, hem piyasalara hem de siyasi otoritelere güçlü bir mesaj niteliği taşıyor.

Beş Yıllık Politika Çerçevesi

Powell, konuşmasının son bölümünde FED’in beş yıllık politika çerçevesi değerlendirmesine de değindi. Özellikle “maksimum istihdam” ve “fiyat istikrarı” hedeflerinin nasıl dengeleneceği konusunda görüşler paylaştı. Bu çerçeve, FED’in uzun vadede hangi araçları ve öncelikleri dikkate alacağına ışık tutacak.

Analistlerden Yorumlar

Finans uzmanları, Powell’ın açıklamalarını “sigorta politikası” olarak nitelendirdi. Yani FED, olası bir ekonomik yavaşlamaya karşı şimdiden faiz indirimi seçeneğini masada tutuyor. Bu yaklaşım, piyasaların ani bir şok yaşamasını önlemeyi amaçlıyor. Ancak enflasyon risklerinin devam etmesi, bu politikanın ne kadar uygulanabilir olduğuna dair soru işaretleri bırakıyor.

Bazı ekonomistler, FED’in fazla gecikmeden faiz indirimi yapması gerektiğini savunurken, diğerleri enflasyonun henüz tam olarak kontrol altına alınmadığını belirterek, aceleci adımların riskli olabileceğini dile getiriyor.

Jerome Powell’ın Jackson Hole konuşması, ABD ekonomisinin içinde bulunduğu belirsizlikleri gözler önüne serdi. İşgücü piyasasındaki tuhaf denge, enflasyon baskıları ve siyasi müdahaleler FED’in kararlarını zorlaştırıyor. Ancak Powell’ın ihtiyatlı ve veri odaklı yaklaşımı, piyasalarda güven verici bulundu.

Eylül ayında faiz indirimi kararı alınırsa, bu hem Amerikan ekonomisi hem de küresel piyasalar açısından yeni bir dönemin başlangıcı olabilir. Eğer enflasyon yeniden yükselişe geçerse, FED bu kez daha karmaşık bir tabloyla karşı karşıya kalabilir. Şimdilik piyasalarda iyimserlik hâkim, fakat önümüzdeki haftalarda açıklanacak ekonomik veriler, tüm dengeleri değiştirme potansiyeline sahip.

The post Powell’dan Jackson Hole Sürprizi: Eylül’de Faiz İndirimi Masada first appeared on TNT Haber.

]]>
https://www.tnthaber.net/ekonomi/powelldan-jackson-hole-surprizi-eylulde-faiz-indirimi-masada/feed/ 0
Trump ve Putin Alaska’da Ukrayna Barışı İçin Kritik Görüşme Yaptı https://www.tnthaber.net/gundem/trump-ve-putin-alaskada-ukrayna-barisi-icin-kritik-gorusme-yapti/?utm_source=rss&utm_medium=rss&utm_campaign=trump-ve-putin-alaskada-ukrayna-barisi-icin-kritik-gorusme-yapti https://www.tnthaber.net/gundem/trump-ve-putin-alaskada-ukrayna-barisi-icin-kritik-gorusme-yapti/#respond Sun, 17 Aug 2025 14:57:07 +0000 https://www.tnthaber.net/?p=8628 Alaska’da gerçekleştirilen Trump Putin zirvesi, uluslararası gündemi derinden etkiledi. Zirve öncesinde sadece geçici bir ateşkes beklentisi hakimken, Rusya’nın Ukrayna’ya NATO’nun 5. maddesine benzer güvenlik garantilerini kabul edebileceği ortaya çıktı. Bu gelişme, Ukrayna’nın NATO’ya tam üye olmadan da caydırıcı bir korumaya kavuşabileceği ihtimalini doğurdu. Putin’den Tartışmalı Bölgelerde Taviz Mesajı Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in, Donetsk dahil […]

The post Trump ve Putin Alaska’da Ukrayna Barışı İçin Kritik Görüşme Yaptı first appeared on TNT Haber.

]]>
Alaska’da gerçekleştirilen Trump Putin zirvesi, uluslararası gündemi derinden etkiledi. Zirve öncesinde sadece geçici bir ateşkes beklentisi hakimken, Rusya’nın Ukrayna’ya NATO’nun 5. maddesine benzer güvenlik garantilerini kabul edebileceği ortaya çıktı. Bu gelişme, Ukrayna’nın NATO’ya tam üye olmadan da caydırıcı bir korumaya kavuşabileceği ihtimalini doğurdu.

Putin’den Tartışmalı Bölgelerde Taviz Mesajı

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in, Donetsk dahil olmak üzere beş tartışmalı bölge konusunda bazı tavizler verebileceği iddia edildi. Ancak bu tavizlerin kapsamı ve şartları netlik kazanmadı. Rusya’nın bu adımı, savaşın gidişatını değiştirebilecek bir hamle olarak yorumlandı.

Zelenskyy: “Savaşın Bitmesi İçin Saldırılar Durmalı”

Ukrayna Cumhurbaşkanı Volodimir Zelenskyy, Rusya’nın ateşkese yanaşmamasını barış sürecini tıkayan en büyük sorun olarak değerlendirdi. Zelenskyy, “Saldırılar bitmeden barış olmaz. Barışa giden yol saldırıların sona ermesinden geçiyor” diyerek ülkesinin kararlılığını vurguladı. Ayrıca Pazartesi günü ABD Başkanı Trump ile yapacağı görüşmeye dikkat çekerek, uluslararası toplumun desteğinin hayati olduğunu belirtti.

Trump: “Geçici Çözümler Yetersiz”

ABD Başkanı Donald Trump, zirve sonrası yaptığı açıklamada geçici ateşkesleri başarısız bulduğunu söyledi. Trump, “Geçici anlaşmalar uzun sürmez, kalıcı bir barışa yönelmek gerekir” diyerek farklı bir yaklaşım sergiledi. Trump’ın bu açıklaması, sürecin hızlandırılması için baskı unsuru olarak değerlendiriliyor.

Avrupa’dan Endişeli Sesler

Avrupa liderleri, ateşkes süreci atlanarak doğrudan barış anlaşmasına gidilmesinin Rusya’nın pazarlık gücünü artıracağı görüşünde birleşti. Almanya Başbakanı Friedrich Merz, ABD’nin güvenlik garantileri sağlamaya hazır olduğunu belirtirken, bunun detaylarının belirsizliğini koruduğunu söyledi. Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ve Finlandiya Cumhurbaşkanı Alexander Stubb da Washington’daki kritik toplantıya katılacak isimler arasında yer aldı.

Ursula von der Leyen: “Sınırlar Güçle Değiştirilemez”

Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, “Uluslararası sınırlar zorla değiştirilemez” açıklamasıyla tavizlere karşı net bir duruş sergiledi. Bu açıklama, Ukrayna’nın toprak bütünlüğü konusundaki hassasiyetin altını çizdi.

İngiltere’nin Stratejik Duruşu

İngiltere Başbakanı Keir Starmer, Trump ile kurduğu beklenmedik yakınlığı kullanarak ABD’nin güvenlik garantilerinden geri adım atmamasını sağlamaya çalışıyor. Starmer, Trump’ın kişisel yaklaşımını avantaja çevirmeyi hedeflerken, Avrupa’nın ortak duruşunu da korumak istiyor.

Moskova’nın Masadaki Şartları

Diplomatik kaynaklara dayandırdığı habere göre, Moskova barış için Ukrayna’nın Donetsk ve Luhansk’tan çekilmesini, Kırım’ın statüsünü tanımasını ve Kherson ile Zaporizhzhia cephe hattının dondurulmasını istiyor. Bu şartlar, Kiev açısından oldukça zorlayıcı bulunuyor. Özellikle Kırım’ın statüsü, Ukrayna için kırmızı çizgi olmaya devam ediyor.

Donbas ve Toprak Tavizleri Tartışması

Guardian’ın değerlendirmelerine göre, Trump’un Donbas’taki bazı bölgelerde taviz verilmesiyle barışın hızlanabileceğini söylemesi dikkat çekti. Ancak Avrupa liderleri, bu yaklaşımın Ukrayna’nın egemenliğini zedeleyeceğini ve Rusya’ya stratejik avantaj sağlayacağını düşünüyor.

Washington’da Kritik Hafta

Pazartesi günü yapılacak Washington zirvesi, savaşın geleceğini belirleyecek en önemli toplantılardan biri olacak. Zelenskyy, Trump ve Avrupa liderleri bir araya gelerek kalıcı barışa giden adımları değerlendirecek. Toplantıdan çıkacak sonuç, sadece Ukrayna değil, tüm Avrupa güvenliği açısından kritik görülüyor.

Kalıcı Barış Mümkün mü?

Zirve sonrası oluşan tablo, kalıcı barış ihtimalinin masada olduğunu ancak şartların çok ağır olduğunu gösteriyor. Putin’in güvenlik garantilerini kabul etmesi önemli bir adım olsa da, toprak talepleri Kiev için kabul edilmesi güç koşullar sunuyor. Trump’ın hızlı çözüm isteği ve Avrupa’nın temkinli yaklaşımı arasında denge kurulup kurulamayacağı önümüzdeki günlerde netleşecek.

The post Trump ve Putin Alaska’da Ukrayna Barışı İçin Kritik Görüşme Yaptı first appeared on TNT Haber.

]]>
https://www.tnthaber.net/gundem/trump-ve-putin-alaskada-ukrayna-barisi-icin-kritik-gorusme-yapti/feed/ 0
İngiltere: Gazze’de Çocuklar Açlıkla Savaşıyor https://www.tnthaber.net/gundem/ingiltere-gazzede-cocuklar-aclikla-savasiyor/?utm_source=rss&utm_medium=rss&utm_campaign=ingiltere-gazzede-cocuklar-aclikla-savasiyor https://www.tnthaber.net/gundem/ingiltere-gazzede-cocuklar-aclikla-savasiyor/#respond Thu, 14 Aug 2025 19:16:30 +0000 https://www.tnthaber.net/?p=8601 Birleşik Krallık’ın resmi açıklamasına göre, İsrail’in Gazze’ye yönelik uyguladığı insani yardım kısıtlamaları, uluslararası hukuka ve insanlık değerlerine açık bir aykırı durum olarak değerlendiriliyor. İngiltere, bu politikaların Gazze’deki insani kriz halini derinleştirdiği uyarısını yaparak, kısıtlamaların “derhal kaldırılması” çağrısında bulunuyor. İngiliz Dışişleri Bakanı David Lammy, BM Şartı’na atıfta bulunarak, “Çocuklar açlıkla mücadele ediyor, İsrail’in yardımı damla damla […]

The post İngiltere: Gazze’de Çocuklar Açlıkla Savaşıyor first appeared on TNT Haber.

]]>
Birleşik Krallık’ın resmi açıklamasına göre, İsrail’in Gazze’ye yönelik uyguladığı insani yardım kısıtlamaları, uluslararası hukuka ve insanlık değerlerine açık bir aykırı durum olarak değerlendiriliyor. İngiltere, bu politikaların Gazze’deki insani kriz halini derinleştirdiği uyarısını yaparak, kısıtlamaların “derhal kaldırılması” çağrısında bulunuyor.

İngiliz Dışişleri Bakanı David Lammy, BM Şartı’na atıfta bulunarak, “Çocuklar açlıkla mücadele ediyor, İsrail’in yardımı damla damla sunma yaklaşımı ise tüm dünyayı dehşete düşürüyor” sözlerini dile getirdi. Bu tutumunun, uluslararası toplumun ve BM normlarının ruhuna taban tabana aykırı olduğunu vurguladı.

Hükümetin buna ek olarak, “insani yardımın siyasi ya da askeri araç olarak kullanılmasına kesinlikle izin vermeyeceği” mesajı da net biçimde veriliyor. İngiltere, İsrail’in bu tutumunun kırmızı çizgi olduğunu ve uluslararası toplumla birlikte daha sert karşı tedbirler alabileceğini ima ediyor.

İngiltere yalnız değil: Nisan ayında İngiltere, Fransa ve Almanya, Gazze’ye yönelik ablukayı “tahammül edilemez” olarak nitelendirmiş; kısıtlamaların ivedilikle kaldırılmasını talep etmişlerdi. Ayrıca Temmuz ayı başında 25 ülkenin oluşturduğu bir grup, özellikle Gazze’de yardım dağıtım noktaları çevresinde hayatını kaybeden sivil can kayıplarına dikkat çekerek, İsrail’in “insani yardımı damla damla sunma” modelini ağır ifadelerle eleştirmiş; insani haklara saygı gösterilmesini, kısıtlamaların kaldırılmasını ve insani yardımın örgütler aracılığıyla sorunsuz ulaşmasını istemiştir.

Durumun vahameti devam ediyor: Bugün itibarıyla, Oxfam, Sınır Tanımayan Doktorlar (MSF), Care ve benzeri 100’den fazla uluslararası yardım kuruluşu, İsrail’in yeni düzenleyici taleplerini “yardımı silahlaştırma” olarak tanımladı. Özellikle bağışçı listeleri ve Filistinli personel bilgilerine dair taleplerin, yardım faaliyetlerini tehlikeye attığını, personelin güvenliğini riske attığını ve yardımların engellenmesine bahane oluşturulduğunu belirttiler. Temmuz ayında 60’ın üzerinde yardım teslimatı İsrail tarafından engellenmiş; milyonlarca dolarlık gıda, ilaç ve hijyen malzemesi desteğinin Birleşik Krallık-Ürdün sınırıyla Mısır’da bekletildiği bildirildi.

Bunların ışığında, Birleşik Krallık şu adımları benimsiyor:

  • Diplomatik baskının güçlendirilmesi: Yardım tedbirlerinin kaldırılması için hem İsrail’e hem de uluslararası platformlara baskı yapılması.
  • İnsani girişimlere destek: Ürdün üzerinden Gazze’ye hava yoluyla acil yardım (airdrop) planı ve kritik durumda olan Filistinli çocukların tahliyesi gibi proaktif adımların atılması.
  • Palestine devletini tanıma niyeti: Dışişleri Bakanı Lammy, BM Genel Kurulu’nun Eylül ayındaki oturumunda Birleşik Krallık’ın Filistin Devleti’ni tanıma yönünde somut adımlar atmayı değerlendirdiğini belirtti.
  • İnsani yardım ortamının korunması: Yardım operasyonlarının güvenli ve tarafsız şekilde yürütülmesi, siyasi manipülasyonlardan arındırılması konusunda kararlılık sergileniyor.

İngiltere, Gazze’deki insani kriz karşısındaki konumunu net biçimde ortaya koyuyor: İsrail’in kısıtlamaları “derhal kaldırılmalı”, insani yardım siyasi ya da askeri hedefler için kullanılmamalı, ve uluslararası toplum bu konuda birlikte hareket etmeli. İngiltere, insani yaklaşıma dayalı, uluslararası hukukla uyumlu çözümleri destekliyor, hem yardım girişimlerinin hayata geçirilmesi hem de uzun vadeli barış ve güvenlik stratejileri açısından aktif rol üstleniyor.

The post İngiltere: Gazze’de Çocuklar Açlıkla Savaşıyor first appeared on TNT Haber.

]]>
https://www.tnthaber.net/gundem/ingiltere-gazzede-cocuklar-aclikla-savasiyor/feed/ 0
Kolombiya’da Senatör Miguel Uribe Turbay Suikast Sonrası Hayatını Kaybetti https://www.tnthaber.net/dunya/kolombiyada-senator-miguel-uribe-turbay-suikast-sonrasi-hayatini-kaybetti/?utm_source=rss&utm_medium=rss&utm_campaign=kolombiyada-senator-miguel-uribe-turbay-suikast-sonrasi-hayatini-kaybetti https://www.tnthaber.net/dunya/kolombiyada-senator-miguel-uribe-turbay-suikast-sonrasi-hayatini-kaybetti/#respond Thu, 14 Aug 2025 19:09:43 +0000 https://www.tnthaber.net/?p=8598 Kolombiyalı Senatör ve 2026 başkanlık seçimlerinde aday adayı olan Miguel Uribe Turbay, 11 Ağustos 2025 tarihinde hayatını kaybetti. Uribe, 7 Haziran’da Bogotá’daki bir kampanya etkinliğinde başına iki, bacağına bir mermi isabet etmesi sonucu ağır yaralanmış, geçirdiği ameliyatlara ve yoğun bakım sürecine rağmen yaklaşık iki ay sonra yaralarından kurtulamamıştı. Uribe Turbay, köklü bir siyasi aileye mensuptu. […]

The post Kolombiya’da Senatör Miguel Uribe Turbay Suikast Sonrası Hayatını Kaybetti first appeared on TNT Haber.

]]>
Kolombiyalı Senatör ve 2026 başkanlık seçimlerinde aday adayı olan Miguel Uribe Turbay, 11 Ağustos 2025 tarihinde hayatını kaybetti. Uribe, 7 Haziran’da Bogotá’daki bir kampanya etkinliğinde başına iki, bacağına bir mermi isabet etmesi sonucu ağır yaralanmış, geçirdiği ameliyatlara ve yoğun bakım sürecine rağmen yaklaşık iki ay sonra yaralarından kurtulamamıştı.

Uribe Turbay, köklü bir siyasi aileye mensuptu. Büyükbabası Julio César Turbay Ayala, Kolombiya’nın 25. Cumhurbaşkanıydı; annesi Diana Turbay ise 1991 yılında Medellín Karteli tarafından kaçırılmış ve kurtarma operasyonu sırasında hayatını kaybetmişti. Bu trajedi, Miguel Uribe’un hayatındaki en güçlü anlamlı bağlardan biriydi. Hayatını siyasi şiddet kurbanı olarak noktalaması ise kaderin ironik bir cilvesiydi.

Siyasi Kariyeri

Uribe, genç yaşta siyasi sahnede ortaya çıktı. 2012–2015 yıllarında Bogotá şehir konseyi üyeliği yaptı, ardından 2016–2018 yılları arasında şehir hükümeti sekreteri görevine getirildi. 2019’daki başkanlık yarışı girişimi başarısız olsa da, ardından Harvard Kennedy Okulu’ndan yüksek lisans eğitimi aldı. 2022’de ise Demokratik Merkez (Centro Democrático) partisinden senatör seçildi ve burada partisinde en çok oy alan adaylardan biri oldu.

Senatör olarak, Gustavo Petro hükümetine karşı ülkenin güvenliği, kurumların güçlendirilmesi ve şiddet karşıtı politikalar ekseninde güçlü bir muhalefet yürüttü. Ekim 2024’te partisinin 2026 başkanlık aday adaylığı için başvuru yapacağını duyurmuştu.

Suikast ve Korucu Süreç

7 Haziran’daki kampanya etkinliğinde El Golfito Parkı’nda yaptığı konuşmayı takiben Uribe’a bir saldırgan tarafından arkadan ateş açıldı. Saldırıda başına iki, bacağına bir mermi isabet etti; zanlının bir çocuk olduğu belirtildi. Acil hastaneye kaldırıldı, bir dizi ameliyat geçirdi ve yaklaşık dokuz hafta yoğun bakımda kaldı.

Yetkililer altı kişiyi gözaltına aldı. Aralarında saldırının lojistiğini yönettiği belirtilen Elder José Arteaga Hernández (“El Costeño”) da yer alıyordu. Bu kişi ve diğer yetişkinler hakkında “suç için çocuk kullandıkları” yönünde ciddi soruşturmalar yürütülüyor.

Ulusal ve Uluslararası Tepkiler

Uribe’un ölümü, ülkenin siyasi belleğinde derin yaralar açtı. 15 Haziran’da Bogotá’da düzenlenen sessiz yürüyüşe yaklaşık 70 bin kişi katıldı. Başkentte üç günlük resmi yas ilan edildi; Örneğin Torre Colpatria binası Uribe’un onuruna ışıklandırıldı ve saldırı alanına bir anıt inşa edildi.

Cumhurbaşkanı Gustavo Petro, Uribe’un ölümünü “demokrasinin yenilgisi” olarak nitelendirerek ülkeye birlik çağrısında bulundu. İş dünyasından da tepkiler yükseldi; Cartagena’da düzenlenen onuncu Kolombiya İş Kongresi’nde katılımcılar bir dakikalık saygı duruşunda bulundu ve Uribe’un mirasıyla uyumlu ulusal birlik mesajı verdiler.

Mezhep faturasına gidersek, Uribe’nın cenazesi Bogotá’daki Katedral Primada’da gerçekleşti. Ailesi hükümet temsilcilerinin törene katılmaması konusunda ısrar etti; bu da siyasi gerilimin simgesel bir yansımasına dönüştü. Mezarda, Luis Carlos Galán ve Carlos Pizarro gibi geçmişte siyasi saldırılara kurban gitmiş figürlerle yan yana defnedildi.

Siyasi Sahadaki Etkileri

Uribe’nun öldürülmesi, 2026 başkanlık yarışında önemli bir boşluk yarattı. Kampanyanın yönü ve muhalefetin sahnede yeni bir figürü nasıl konumlandıracağı belirsizleşti. Ayrıca bu olay, Kolombiya’da siyasi şiddetin hâlâ canlı bir tehdit olduğunu gösterdi. El País, bu trajedinin etkisini şöyle özetledi:

“Suicidio número 97 de líder político en 2025” ifadesiyle, bu yıl siyasi şiddet kurbanı olan figürlerin sayısındaki artışa dikkat çekti.

Bu olay, geçmişteki siyasi cinayetlerle benzer travmatik izlere – örneğin 1990’ların siyasi şiddet ortamına – bizi yeniden yüzleştirirken, adalet sistemi ve medyanın tutumları da yoğun eleştiri altında kaldı.

The post Kolombiya’da Senatör Miguel Uribe Turbay Suikast Sonrası Hayatını Kaybetti first appeared on TNT Haber.

]]>
https://www.tnthaber.net/dunya/kolombiyada-senator-miguel-uribe-turbay-suikast-sonrasi-hayatini-kaybetti/feed/ 0
33 Yaşındaki Zohran Mamdani, New York Belediye Başkanlığı Önseçimini Kazandı https://www.tnthaber.net/gundem/33-yasindaki-zohran-mamdani-new-york-belediye-baskanligi-onsecimini-kazandi/?utm_source=rss&utm_medium=rss&utm_campaign=33-yasindaki-zohran-mamdani-new-york-belediye-baskanligi-onsecimini-kazandi https://www.tnthaber.net/gundem/33-yasindaki-zohran-mamdani-new-york-belediye-baskanligi-onsecimini-kazandi/#respond Wed, 13 Aug 2025 14:00:15 +0000 https://www.tnthaber.net/?p=8586 33 Yaşındaki Demokratik Sosyalist Parti üyesi Zohran Mamdani, New York Belediye Başkanlığı için yapılan Demokrat Parti ön seçimlerinde eski vali Andrew Cuomo’yu yenerek büyük bir sürprize imza attı. Bu zafer, sadece New York siyaseti için değil, ABD genelinde ilerici hareketin yükselişi açısından da tarihi bir an olarak değerlendiriliyor. Henüz resmi sonuçlar kesinleşmemiş olsa da, kullanılan […]

The post 33 Yaşındaki Zohran Mamdani, New York Belediye Başkanlığı Önseçimini Kazandı first appeared on TNT Haber.

]]>
33 Yaşındaki Demokratik Sosyalist Parti üyesi Zohran Mamdani, New York Belediye Başkanlığı için yapılan Demokrat Parti ön seçimlerinde eski vali Andrew Cuomo’yu yenerek büyük bir sürprize imza attı. Bu zafer, sadece New York siyaseti için değil, ABD genelinde ilerici hareketin yükselişi açısından da tarihi bir an olarak değerlendiriliyor.

Henüz resmi sonuçlar kesinleşmemiş olsa da, kullanılan sıralı tercih oylama sistemi nedeniyle sonuçların tamamı önümüzdeki günlerde açıklanacak. Ancak mevcut veriler Mamdani’nin net bir üstünlük sağladığını gösteriyor. Rakibi Cuomo ise seçim gecesi yaptığı konuşmada yenilgiyi kabul ederek, “Bu gece onun gecesi, kazandı ve bunu hak etti” dedi.

İlk Müslüman Belediye Başkanı Olabilir

Mamdani’nin zaferi, onu New York’un tarihindeki ilk Müslüman belediye başkanı adayı konumuna getirdi. Kampanyasında kendini “Donald Trump’ın en kötü kabusu” olarak tanımlayan Mamdani, belediye yönetiminde 115 milyar dolarlık bütçe ve 300 bin çalışanı olan devasa bir organizasyonu dönüştürme iddiasında.

New York gibi dünyanın en büyük finans ve kültür merkezlerinden birini yönetme fırsatı, Mamdani’nin politik vizyonunu ulusal ölçekte de dikkat çekici hale getirdi.

Demokrat Parti İçindeki Çatlaklar

Mamdani’nin adaylığı, Demokrat Parti içinde uzun süredir devam eden merkezci–ilerici çekişmesinin de yeni bir örneğini oluşturuyor. Parti içindeki bazı isimler onun Filistin yanlısı duruşunu sert şekilde eleştirirken, destekçileri ise bu tavrı ilerici değerlerin savunusu olarak görüyor.

Rakibi Andrew Cuomo, geçmişte yaşadığı skandallar ve görevden ayrılış biçimi nedeniyle eleştirilerin hedefindeydi. New York Belediye Başkanı Eric Adams ise görev süresince etik soruşturmalarla gündeme geldi. Bu ortamda Mamdani, “taban hareketlerinin sesi” olarak öne çıktı.

Sosyalist Yönetim İçin Büyük Test

Mamdani’nin belediye başkanı olması, ABD’nin en büyük şehirlerinden birinde demokratik sosyalist bir yönetim modelinin nasıl işleyeceğine dair önemli bir sınav niteliği taşıyor. Kampanyasında gelir eşitsizliğiyle mücadele, barınma krizine çözüm, toplu ulaşımın iyileştirilmesi ve kamu hizmetlerinin genişletilmesi gibi vaatlere odaklandı.

Seçim sürecinde, destekçilerinin yanı sıra karşıtlarından da sert eleştiriler aldı. Ancak özellikle genç seçmenler ve düşük gelirli kesimler, Mamdani’nin politikalarını güçlü biçimde sahiplendi.

ABD Siyasetine Olası Etkileri

Mamdani’nin zaferi, yalnızca New York’ta değil, ülke genelinde Demokrat Parti’nin geleceği açısından da önemli bir işaret olarak değerlendiriliyor. Parti içindeki ilerici kanadın güç kazanması, önümüzdeki yıllarda daha sol politikaların gündeme gelmesine yol açabilir.

Siyasi analistler, Mamdani’nin başarısını, Bernie Sanders ve Alexandria Ocasio-Cortez gibi isimlerin başlattığı ilerici dalganın devamı olarak yorumluyor. Bu durum, 2024 seçimlerinden sonra merkezci çizgide zorlanan Demokratlar için yeni bir yön arayışını da beraberinde getirebilir.

Seçim Sisteminin Rolü

New York’ta kullanılan sıralı tercih oylaması, Mamdani’nin zaferinde belirleyici oldu. Bu sistemde seçmenler adaylarını birinci, ikinci ve üçüncü tercihler olarak sıralıyor; düşük oy alan adayların tercihleri diğer adaylara dağıtılıyor. Böylece, tabanı güçlü ancak geleneksel anlamda çoğunluk sağlayamayan adaylar avantajlı duruma gelebiliyor.

Mamdani, bu süreçte farklı toplumsal gruplardan oy almayı başararak rakibine karşı açık fark yarattı.

Zorluklar Kapıda

Seçimin ardından Mamdani’yi zorlu bir süreç bekliyor. New York gibi karmaşık ve mali açıdan devasa bir şehirde reform yapmak kolay değil. Ayrıca Cumhuriyetçi Parti ve merkezci Demokratlar, onun politikalarını “aşırı sol” olarak nitelendirerek kamuoyunda dengeleri etkilemeye çalışabilir.

Buna karşın Mamdani, seçim gecesi yaptığı konuşmada, “Bu sadece bir başlangıç. New York’u herkes için yaşanabilir bir şehir haline getireceğiz” diyerek iddiasını yineledi.

Solun Yükselişinde Yeni Bir Aşama

Zohran Mamdani’nin Andrew Cuomo karşısındaki zaferi, ABD’deki ilerici hareket açısından yalnızca bir seçim başarısı değil; aynı zamanda siyasetin gidişatında önemli bir değişimin habercisi olarak görülüyor.

Eğer Mamdani, belediye başkanlığı görevini kazanırsa, New York’ta uygulayacağı politikalar, demokratik sosyalizmin pratikte nasıl işleyeceğine dair güçlü bir örnek sunabilir. Bu da ülke genelinde benzer hareketlere ilham verebilir.

The post 33 Yaşındaki Zohran Mamdani, New York Belediye Başkanlığı Önseçimini Kazandı first appeared on TNT Haber.

]]>
https://www.tnthaber.net/gundem/33-yasindaki-zohran-mamdani-new-york-belediye-baskanligi-onsecimini-kazandi/feed/ 0
Çin, ABD’nin Tarife Baskısına Karşı Brezilya ile İşbirliğini Derinleştiriyor https://www.tnthaber.net/dunya/cin-abdnin-tarife-baskisina-karsi-brezilya-ile-isbirligini-derinlestiriyor/?utm_source=rss&utm_medium=rss&utm_campaign=cin-abdnin-tarife-baskisina-karsi-brezilya-ile-isbirligini-derinlestiriyor https://www.tnthaber.net/dunya/cin-abdnin-tarife-baskisina-karsi-brezilya-ile-isbirligini-derinlestiriyor/#respond Thu, 07 Aug 2025 08:46:57 +0000 https://www.tnthaber.net/?p=8540 7 Ağustos 2025 tarihinde TNT Haber’de yayınlanan habere göre, Çin Dışişleri Bakanı Vang Yi, ABD Başkanı Donald Trump’ın Brezilya’ya yönelik gümrük vergisi tehdidine karşılık verecek şekilde, Pekin yönetiminin bu ülkeyle işbirliğini derinleştirme niyetinde olduğunu açıkladı. 1. Görüşmenin Çerçevesi ve Vurgular Xinhua ajansı aracılığıyla yapılan habere göre, Vang Yi Brezilya Devlet Başkanı Lula da Silva’nın Başdanışmanı […]

The post Çin, ABD’nin Tarife Baskısına Karşı Brezilya ile İşbirliğini Derinleştiriyor first appeared on TNT Haber.

]]>
7 Ağustos 2025 tarihinde TNT Haber’de yayınlanan habere göre, Çin Dışişleri Bakanı Vang Yi, ABD Başkanı Donald Trump’ın Brezilya’ya yönelik gümrük vergisi tehdidine karşılık verecek şekilde, Pekin yönetiminin bu ülkeyle işbirliğini derinleştirme niyetinde olduğunu açıkladı.

1. Görüşmenin Çerçevesi ve Vurgular

Xinhua ajansı aracılığıyla yapılan habere göre, Vang Yi Brezilya Devlet Başkanı Lula da Silva’nın Başdanışmanı Celso Amorim ile bir telefon görüşmesi gerçekleştirdi. Görüşmede Vang, “ortak vizyonlar doğrultusunda bir süredir işbirliği halinde” olduklarını belirtti. Çin, Brezilya’yı “hiçbir gerekçesi olmayan tarifelerle yapılan zorbalığa karşı” desteklediğini vurguladı.

Amorim ise Brezilya’nın, Çin ile çok çeşitli alanlarda (ticaret, ekonomi, BRICS platformu vb.) işbirliğini artırmaya ve BRICS içindeki koordinasyonu güçlendirmeye hevesli olduğunu söyledi.

2. Trump’ın Tarife Tehdidi ve Ardındaki Nedenler

Trump, 9 Temmuz’da Lula’ya gönderdiği mektupta, eski Başkan Jair Bolsonaro hakkında açılmış davaların durdurulmaması halinde Brezilya’ya yüzde 50 oranında gümrük vergisi uygulayacağını bildirmişti.

Bu adım, BRICS ülkeleriyle yakınlaşması ve Çin ile stratejik bağlarını güçlendirmesi nedeniyle Trump’ın Brezilya’ya yönelik ekonomik baskıyı artırdığı yorumlarına sahne oldu.

3. Brezilya’nın Küresel Stratejisi ve Ekonomik Dayanıklılığı

Trump’ın getirdiği yüzde 50’lik tarife, Brezilya’nın ABD’ye yaptığı toplam ihracatın yaklaşık %36’sını kapsıyor. Ancak bazı kritik ürünlerde (uçak, enerji, portakal suyu vb.) muafiyetler tanındı, bu da olası ekonomik darbeleri hafifletebilir.

Ekonomistler, Brezilya’nın Çin ile güçlü ticari ilişkileri sayesinde bu darbeden nispeten az etkilenebileceğini ileri sürüyor. Çin, Brezilya’nın ihracatının önemli bir kısmını oluşturuyor ve ilişkiler genişliyor.

4. Somut Hamle: Kahve İhracatçılarına Kapılar Açıldı

ABD’nin yeni tarifeleriyle karşı karşıya kalan Brezilyalı kahve ihracatçıları için Çin’den somut bir adım geldi. Çin, 183 Brezilya kahve firmasının ülkeye ihracatını onayladı. Bu izinler 30 Temmuz’da geçerli hale geldi ve 5 yıl süreyle geçerli olacak.

Bu gelişme, tarife sonucu doğabilecek kayıpları telafi etme ve ticaret rotasını yeniden şekillendirme yönünde kritik bir önlem olarak değerlendiriliyor.

5. BRICS’te Koordineli Tepki Arayışı

Brezilya Devlet Başkanı Lula, Trump’ın tek taraflı tavrına karşı, BRICS ülkeleriyle ortak bir strateji geliştirmeyi planladığını açıkladı. Lula, halihazırda Brezilya’nın BRICS başkanlığında olduğunu ve G20’deki güçlü varlığının dünya siyasetinde önemli bir ağırlık oluşturduğunu belirtti.

Bu çerçevede, Çin ve Hindistan gibi stratejik partnerlerle diyalog kurarak koordineli bir ticaret politikası geliştirme hedefi bulunuyor.

Genel Değerlendirme

Çin, ABD’nin Brezilya’ya yönelik tarifeler yoluyla yürüttüğü baskıya diplomatik ve ekonomik boyutlarda yanıt verme kararı aldı. Bu yanıt birkaç boyutta şekillendi:

  • Siyasi Destek: “Tarifeye karşı birlikteyiz” mesajı, Çin’in Brezilya’ya yönelik diplomatik desteğini açıkça ortaya koydu.
  • Ekonomik Hamle: Kahve ihracatçılarının Çin ile yeni ticaret yolları geliştirmesine izin verilmesi, somut bir ekonomik refleks olarak öne çıktı.
  • Stratejik Koordinasyon: BRICS üzerinden birlikte hareket etme planı, Çin-Brezilya ilişkilerinin sadece ikili değil, çok taraflı boyutunun güçlendiğini gösteriyor.

Bu gelişmeler, küresel ticarette çok kutuplu bir düzen arayışının ve ABD’nin korumacı politikalarına karşı alternatif ağların oluşumunu temsil ediyor.

The post Çin, ABD’nin Tarife Baskısına Karşı Brezilya ile İşbirliğini Derinleştiriyor first appeared on TNT Haber.

]]>
https://www.tnthaber.net/dunya/cin-abdnin-tarife-baskisina-karsi-brezilya-ile-isbirligini-derinlestiriyor/feed/ 0
Trump’tan Yeni Gümrük Hamlesi Borsalarda Kırmızı Alarm! https://www.tnthaber.net/ekonomi/trumptan-yeni-gumruk-hamlesi-borsalarda-kirmizi-alarm/?utm_source=rss&utm_medium=rss&utm_campaign=trumptan-yeni-gumruk-hamlesi-borsalarda-kirmizi-alarm https://www.tnthaber.net/ekonomi/trumptan-yeni-gumruk-hamlesi-borsalarda-kirmizi-alarm/#respond Fri, 01 Aug 2025 13:57:16 +0000 https://www.tnthaber.net/?p=8504 ABD Başkanı Donald Trump, dünya ekonomisini sarsacak yeni bir gümrük tarifesi paketi açıkladı. 1 Ağustos’ta imzaladığı yürütme emriyle ABD’ye ithalat yapan onlarca ülkeye yönelik kapsamlı bir vergi artışı kararı alan Trump, küresel ticaret dengelerini altüst etti. Alınan karara göre Kanada, Hindistan, Tayvan, Güney Kore, Almanya, Meksika ve Güney Afrika gibi ülkelerden ithal edilen binlerce ürüne […]

The post Trump’tan Yeni Gümrük Hamlesi Borsalarda Kırmızı Alarm! first appeared on TNT Haber.

]]>
ABD Başkanı Donald Trump, dünya ekonomisini sarsacak yeni bir gümrük tarifesi paketi açıkladı. 1 Ağustos’ta imzaladığı yürütme emriyle ABD’ye ithalat yapan onlarca ülkeye yönelik kapsamlı bir vergi artışı kararı alan Trump, küresel ticaret dengelerini altüst etti. Alınan karara göre Kanada, Hindistan, Tayvan, Güney Kore, Almanya, Meksika ve Güney Afrika gibi ülkelerden ithal edilen binlerce ürüne %10 ila %41 arasında değişen oranlarda vergi uygulanacak. Bu hamle piyasaları anında etkiledi; dünya borsalarında sert düşüşler yaşandı, yatırımcı güveni sarsıldı.

Küresel Piyasalarda Deprem Etkisi

Trump’ın beklenmedik kararı sonrası küresel borsa endeksleri adeta kırmızıya büründü. Özellikle Avrupa ve Asya piyasalarında sert satışlar görüldü. Almanya’nın DAX endeksi %1.8, Fransa’nın CAC 40 endeksi %2.1, İngiltere FTSE 100 ise %0.6 oranında değer kaybetti. Japonya’da Nikkei endeksi %1.3 düşerken, Çin ve Güney Kore borsalarında da yüzde 1’in üzerinde gerilemeler gözlendi.

ABD borsalarında da benzer bir tablo ortaya çıktı. Açılışta S\&P 500 yaklaşık %1 gerilerken, teknoloji şirketlerinin yoğunlukta olduğu Nasdaq %1.4 oranında düştü. Dow Jones ise %0.8 kayıpla günü açtı. Özellikle ihracata dayalı büyük firmalarda hisseler ciddi değer kaybı yaşadı.

Ekonomik Belirsizlik Arttı

Bu gelişmeler, sadece yatırımcıları değil, aynı zamanda ekonomistleri ve analistleri de endişelendirdi. Uzmanlar, bu yeni tarifelerin enflasyonist baskıları artırabileceğini, üretim maliyetlerini yükseltebileceğini ve nihayetinde tüketiciye daha yüksek fiyatlar olarak yansıyabileceğini vurguluyor. Ayrıca, uluslararası ticaret zincirinde yaşanabilecek kırılmaların küresel büyümeyi de olumsuz etkileyebileceği düşünülüyor.

Oxford Economics’ten yapılan açıklamada, bu gümrük tarifelerinin dünya ticaret hacmini ciddi şekilde daraltabileceği ve ABD dahil birçok ülkede resesyon ihtimalini artırabileceği belirtildi. Benzer şekilde, bazı yatırım kuruluşları da Trump’ın bu adımını “yeni bir ticaret savaşı”nın başlangıcı olarak yorumladı.

Yatırımcılar Defansif Pozisyona Geçti

Kurumsal yatırımcılar, riskten kaçınma stratejisine geçerek defansif sektörlere yönelmeye başladı. Özellikle enerji, savunma ve sağlık gibi kriz anlarında daha dayanıklı görülen sektörlere olan talep artarken, teknoloji ve tüketim malları sektöründeki hisseler ciddi satış yedi. Bu durum, borsalardaki sektörel dengeleri de değiştirdi.

Portföy yöneticileri ise yatırımcılara kısa vadede nakit varlıkları artırmalarını, uzun vadede ise daha az dalgalanma yaşayan hisse ve tahvillere yönelmelerini öneriyor. Ayrıca, altın gibi güvenli liman varlıklarında da değer artışı dikkat çekti.

Dolar Güçlendi, Tahvil Faizleri Düştü

Ticaret savaşına yönelik endişeler, yatırımcıları Amerikan dolarına yönlendirdi. Dolar endeksi, tarife kararının ardından gün içerisinde %0.7 yükseldi. Bu durum, gelişmekte olan ülkelerin para birimlerinde baskı oluşturdu. Öte yandan, ABD 10 yıllık tahvil faizleri ise düşüş gösterdi. Analistler, bunun yatırımcıların güvenli liman arayışının ve FED’in faiz indirimi ihtimalinin bir yansıması olduğunu ifade etti.

ABD İçinde de Tepkiler Yükseliyor

Trump’ın tarifelere dayalı ticaret stratejisi, içeride de ciddi eleştirilere yol açtı. ABD Kongresi’nde bazı senatörler, Başkan’ın bu kadar geniş kapsamlı vergi düzenlemelerini tek başına uygulamasını sorguluyor. “Trade Review Act” isimli yeni bir yasa tasarısı ile Başkan’ın gümrük vergisi yetkilerinin sınırlanması hedefleniyor.

Ayrıca bazı hukukçular, yeni tarifelerin daha önce Anayasa Mahkemesi’nden dönen “Liberation Day” benzeri kararlar gibi hukuki sorunlara yol açabileceğini belirtiyor. Bu durum, piyasalar açısından ek bir belirsizlik unsuru yaratıyor.

Türkiye ve Gelişen Piyasalar da Etkilendi

Trump’ın yeni vergi düzenlemeleri doğrudan Türkiye’yi hedef almıyor olsa da, küresel risk algısındaki artış ve gelişmekte olan piyasalardan sermaye çıkışı, Borsa İstanbul’da da yankı buldu. BIST 100 endeksi günü %1.1 düşüşle tamamlarken, döviz kurlarında da yukarı yönlü hareketler gözlendi. Uzmanlar, önümüzdeki günlerde TL üzerinde baskının artabileceğini ve Türkiye gibi gelişen piyasalarda volatilitenin yükselmesini bekliyor.

Piyasalarda Zor Bir Dönem Başlıyor

Trump’ın attığı bu ticaret adımı, dünya genelinde yatırımcıları temkinli davranmaya zorluyor. Gerek ekonomik büyüme açısından, gerekse hisse senedi piyasaları üzerinde yaratacağı etkiler bakımından, bu tarifelerin kısa sürede geri çekilmesi beklenmiyor. Yatırımcılar için önümüzdeki dönemde risk yönetimi, portföy çeşitliliği ve temkinli analizler her zamankinden daha büyük önem taşıyacak gibi görünüyor.

The post Trump’tan Yeni Gümrük Hamlesi Borsalarda Kırmızı Alarm! first appeared on TNT Haber.

]]>
https://www.tnthaber.net/ekonomi/trumptan-yeni-gumruk-hamlesi-borsalarda-kirmizi-alarm/feed/ 0
Tayland ve Kamboçya Malezya’da Ateşkese Vardı https://www.tnthaber.net/dunya/tayland-ve-kambocya-malezyada-ateskese-vardi/?utm_source=rss&utm_medium=rss&utm_campaign=tayland-ve-kambocya-malezyada-ateskese-vardi https://www.tnthaber.net/dunya/tayland-ve-kambocya-malezyada-ateskese-vardi/#respond Mon, 28 Jul 2025 15:48:47 +0000 https://www.tnthaber.net/?p=8485 Beş gün süren yoğun çatışmaların ardından Tayland ve Kamboçya liderleri, Malezya’nın ev sahipliğinde gerçekleştirilen acil barış görüşmeleri sonucunda “hemen ve koşulsuz ateşkes” kararında anlaşmaya vardı. Anlaşma, yerel saatle Pazartesi gecesi yarısından itibaren yürürlüğe girecek şekilde düzenlendi. Bu gelişme, her iki ülke arasında son on yılın en kanlı gerilimini sona erdirmek için atılmış önemli bir adım […]

The post Tayland ve Kamboçya Malezya’da Ateşkese Vardı first appeared on TNT Haber.

]]>
Beş gün süren yoğun çatışmaların ardından Tayland ve Kamboçya liderleri, Malezya’nın ev sahipliğinde gerçekleştirilen acil barış görüşmeleri sonucunda “hemen ve koşulsuz ateşkes” kararında anlaşmaya vardı. Anlaşma, yerel saatle Pazartesi gecesi yarısından itibaren yürürlüğe girecek şekilde düzenlendi.

Bu gelişme, her iki ülke arasında son on yılın en kanlı gerilimini sona erdirmek için atılmış önemli bir adım olarak değerlendiriliyor. Ateşkes, çatışmaların durdurulmasını, askeri ve siyasi iletişimin yeniden başlayabilmesini ve bölgesel güvenliğin geri kazanılmasını hedefliyor. Görüşmeler, Malezya Başbakanı Anwar Ibrahim’in evinde yapıldı; Tayland’ı geçici Başbakan Phumtham Wechayachai, Kamboçya’yı Başbakan Hun Manet temsil etti. Anwar, “Bu, tırmanmayı azaltmak ve barış ile güvenliğin yeniden tesisi için hayati bir ilk adımdır” dedi.

Ateşkes kararı, yalnızca bölgesel liderlerin değil, uluslararası aktörlerin de baskısıyla gerçekleşti. ABD Başkanı Donald Trump, iki ülkeyle ticaret anlaşmalarını sonuçlandırmayacağını ve 1 Ağustos itibarıyla yüzde 36’lık yüksek bir vergi uygulayacağını açıkça belirtmişti. Aynı zamanda hem ABD hem Çin yetkilileri görüşmelere katıldı ve ateşkes sürecinin hazırlanmasında aktif rol aldı. ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio, ABD yetkililerinin Malezya’da barış görüşmelerine destek verdiğini açıkladı.

Yeni anlaşma ile ordular bu gece yarısından itibaren ateşkesi uygulayacak, Çarşamba sabahı saat 07:00’de her iki ülkenin bölgesel komutanları arasında doğrudan görüşmeler gerçekleştirilecek. Ayrıca, 4 Ağustos tarihinde bir genel sınır komitesi toplantısı yapılması kararlaştırıldı. Başbakanlar, dışişleri ve savunma bakanları düzeyinde iletişimin yeniden başlatılması da planlanıyor.

Simgesel ve Tarihî Arka Plan
Tayland–Kamboçya arasındaki 817 km uzunluğundaki ortak sınır, yıllardır sınır anlaşmazlıklarına konu olmuştur. Özellikle Preah Vihear ve Ta Moan Thom gibi tarihi tapınak çevresindeki bölgeler gerginliğin kaynağı oldu. Bu kriz, Mayıs ayında bir Kamboçyalı askerinin öldürülmesiyle yeniden alevlendi; her iki taraf birbirini kışkırtmakla suçladı ve baskın rotalarına ağır silahlar yerleştirildi. Tayland, hava saldırıları da dahil olmak üzere askeri güç kullandığını açıkladı.

Siyasi anlamda bu kriz, Tayland’da zaten kırılgan olan koalisyon hükümetini sarstı. Haziran ayında eski lider Hun Sen ile Thaksin Shinawatra’yı ilişkilendiren telefon görüşmesinin kamuoyuna sızması, koalisyonun çökmesiyle sonuçlanmış; Başbakan Paetongtarn Shinawatra görevden uzaklaştırılmıştı. Böylece sınır çatışmaları iç siyasi krizi daha da derinleştirdi.

İnsani Etki ve Geri Dönüş Süreci
Çatışmalar, en az 35–36 kişinin ölümüne yol açtı; bunların çoğunluğunu siviller oluşturuyordu. Aynı zamanda, her iki ülkeden 300.000’den fazla kişi evlerini terk etmek zorunda kaldı. Sınır esas zanlarda kitlesel yer değiştirmeler, yerleşim yerlerine zarar ve toplumsal travmalar yaşandı. Ateşkes, bu ağır insani krizi bir nebze olsun hafifletmek ve mağdurlara güvenli dönüş imkânı yaratmak amacı taşıyor.

Uzman Görüşü ve Sonrası
Uzmanlar, alınan ateşkes kararının olumlu olduğuna işaret etmekle birlikte, bunun kırılgan ve geçici kalabileceği uyarısında bulunuyor. ISEAS-Yusof Ishak Enstitüsü’nden Tita Sanglee, “güvenin yeniden inşa sürecinin uzun ve hassas olacağını” vurguluyor; bu sürecin sadece zaman değil, aktif diplomasi ve güven artırıcı adımları gerektirdiğini belirtiyor.

Bu yeni sayfa, Tayland–Kamboçya ilişkilerinde durağan bir barış dönemine geçiş için umut verse de, bazı kritik parametrelerin izlemesi ve uygulanması büyük önem taşıyor. Ateşkese bağlılık, iki ülke arasındaki iletişimin devamlılığı, sınır komitelerinin toplantı planı ve bölgesel gözlemcilerin etkili katılımı, uzun vadeli güven inşası için temel oluşturacak unsurlar olarak öne çıkıyor.

The post Tayland ve Kamboçya Malezya’da Ateşkese Vardı first appeared on TNT Haber.

]]>
https://www.tnthaber.net/dunya/tayland-ve-kambocya-malezyada-ateskese-vardi/feed/ 0
ABD’de Ham Petrol Stokları Sert Düştü: Piyasalarda Talep Alarmı https://www.tnthaber.net/gundem/abdde-ham-petrol-stoklari-sert-dustu-piyasalarda-talep-alarmi/?utm_source=rss&utm_medium=rss&utm_campaign=abdde-ham-petrol-stoklari-sert-dustu-piyasalarda-talep-alarmi https://www.tnthaber.net/gundem/abdde-ham-petrol-stoklari-sert-dustu-piyasalarda-talep-alarmi/#respond Fri, 25 Jul 2025 15:30:47 +0000 https://www.tnthaber.net/?p=8465 Amerika Birleşik Devletleri’nde ticari ham petrol stokları, 18 Temmuz 2025’te sona eren haftada beklentilerin üzerinde azalarak 3,2 milyon varillik düşüş gösterdi. Enerji Bilgi Dairesi’nin (EIA) verilerine göre toplam stok miktarı 419 milyon varile geriledi. Bu gelişme, piyasalarda petrol talebinin güçlü olduğuna işaret ediyor. ABD Enerji Bilgi Dairesi (EIA) tarafından her hafta düzenli olarak yayımlanan ham […]

The post ABD’de Ham Petrol Stokları Sert Düştü: Piyasalarda Talep Alarmı first appeared on TNT Haber.

]]>
Amerika Birleşik Devletleri’nde ticari ham petrol stokları, 18 Temmuz 2025’te sona eren haftada beklentilerin üzerinde azalarak 3,2 milyon varillik düşüş gösterdi. Enerji Bilgi Dairesi’nin (EIA) verilerine göre toplam stok miktarı 419 milyon varile geriledi. Bu gelişme, piyasalarda petrol talebinin güçlü olduğuna işaret ediyor.

ABD Enerji Bilgi Dairesi (EIA) tarafından her hafta düzenli olarak yayımlanan ham petrol stok verileri, küresel enerji piyasalarının yönünü belirleyen en önemli göstergeler arasında yer alıyor. Son açıklanan verilerde, ülkenin ticari ham petrol stoklarında 3,2 milyon varillik bir azalma gözlemlendi. Analistlerin ortalama beklentisi 1,6 milyon varillik bir düşüş yönündeydi. Bu durum, talebin öngörülerin ötesine geçtiğini ortaya koydu.

Özellikle yaz aylarının ortasında gelen bu düşüş, rafinerilerdeki faaliyetlerin artmasına ve enerji tüketiminin mevsimsel olarak yükselmesine bağlanıyor. Rafineriler geçen hafta günlük 16,9 milyon varil ham petrol işledi. Bu rakam, önceki haftaya göre yaklaşık 87 bin varillik bir artış anlamına geliyor.

Benzin Stokları da Düştü

Ham petrol stoklarındaki düşüşe paralel olarak benzin stoklarında da 1,7 milyon varillik azalma kaydedildi. Stok miktarı 231 milyon varil seviyelerine gerilerken, bu düşüş özellikle ulaşım talebinin artışıyla açıklanıyor. Tatil sezonunun devam ettiği Temmuz ayında artan karayolu trafiği, benzin tüketimini yukarı çekerken, rafineri çıkışlarının talebi karşılamada yetersiz kaldığı görülüyor.

Öte yandan, distile yakıt (dizel ve ısıtma yağı) stoklarında ise 2,9 milyon varillik artış yaşandı. Bu durum, bu segmentteki tüketimin henüz mevsimsel zirveye ulaşmadığını ve üretimin talebin önünde seyrettiğini gösteriyor.

İthalat ve İhracat Dengesi

Haftalık verilere göre, ABD’nin ham petrol ihracatı artarak günlük 3,86 milyon varile ulaştı. Buna karşın net ithalat 740 bin varil/gün oranında azaldı. Bu gelişme, ülkenin enerji dış ticaretinde daha dengeli bir tabloya yaklaştığını gösteriyor. Özellikle iç üretimin artması ve bazı bölgelerdeki rafinerilerin yüksek kapasiteyle çalışması, ithalat ihtiyacını azaltıyor.

Rafineri kapasite kullanım oranı da geçtiğimiz hafta %95’in üzerine çıkarak yılın en yüksek seviyelerinden birine ulaştı. Bu oran, ABD genelinde üretim iştahının güçlü olduğunu ve üreticilerin talebi karşılamak için tam kapasiteye yaklaştığını ortaya koyuyor.

Piyasalara Etkisi Ne Oldu?

Petrol fiyatları, açıklanan verilerin ardından yükseliş eğilimine girdi. Brent petrol varil fiyatı 69,38 dolara, Batı Teksas tipi (WTI) ham petrol ise 66,20 dolara kadar tırmandı. Yatırımcılar, arzın daraldığı ve talebin yükseldiği bu tabloda fiyatların orta vadede yukarı yönlü kalmaya devam edebileceğini düşünüyor.

Ayrıca küresel piyasalar açısından da verilerin yankısı büyük oldu. ABD’nin ticari ham petrol stoklarındaki düşüş, sadece yerel piyasalar için değil, küresel enerji fiyatlarının seyrini etkileyecek bir faktör olarak değerlendiriliyor. Özellikle Çin, Hindistan ve Avrupa gibi büyük tüketici bölgelerinin, arz-talep dengesine duyarlı olduğu biliniyor.

Uzman Görüşleri

Enerji piyasaları uzmanları, bu düşüşün sürpriz olmadığını ancak miktarın piyasa üzerinde etkili olabileceğini belirtiyor. Özellikle rafineri faaliyetlerindeki yoğunluk, mevsimsel etkenlerle birleşince stokların azaldığı ve talebin güçlü kaldığı vurgulanıyor.

Ayrıca, küresel ölçekte üretici ülkelerde yaşanan bazı arz sıkıntıları ve olası jeopolitik risklerin de fiyatlar üzerinde etkili olabileceği kaydediliyor.

ABD’nin ticari ham petrol stoklarında görülen bu beklenmedik düşüş, sadece ülke içindeki üretim ve tüketimi değil, aynı zamanda küresel enerji piyasalarının dengesini de etkileyebilecek bir gelişme olarak öne çıkıyor. Petrol piyasaları, önümüzdeki dönemde de bu tür verilerle yön bulmaya devam edecek.

The post ABD’de Ham Petrol Stokları Sert Düştü: Piyasalarda Talep Alarmı first appeared on TNT Haber.

]]>
https://www.tnthaber.net/gundem/abdde-ham-petrol-stoklari-sert-dustu-piyasalarda-talep-alarmi/feed/ 0
Çin Tibet’te Yüzyılın Projesini Başlattı: Dünyanın En Büyük Hidroelektrik Barajı İnşasına Resmen Geçildi https://www.tnthaber.net/dunya/cin-tibette-yuzyilin-projesini-baslatti-dunyanin-en-buyuk-hidroelektrik-baraji-insasina-resmen-gecildi/?utm_source=rss&utm_medium=rss&utm_campaign=cin-tibette-yuzyilin-projesini-baslatti-dunyanin-en-buyuk-hidroelektrik-baraji-insasina-resmen-gecildi https://www.tnthaber.net/dunya/cin-tibette-yuzyilin-projesini-baslatti-dunyanin-en-buyuk-hidroelektrik-baraji-insasina-resmen-gecildi/#respond Tue, 22 Jul 2025 12:17:41 +0000 https://www.tnthaber.net/?p=8459 Devasa proje resmen başladı: Cazibe mi, jeopolitik risk mi? Çin Devlet Başkanı Li Qiang’ın “yüzyılın projesi” olarak nitelendirdiği Yarlung Tsangpo Nehri üzerindeki dev baraj inşaatı, 21 Temmuz 2025’te Nyingchi, Tibet’te resmi bir törenle başlatıldı. Yalnızca bir baraj değil, beş biyogölet istasyonu içeren bu zincir proje, yıllık 300 milyar kWh üretim kapasitesiyle, Three Gorges (Üç Boğaz) barajının üç […]

The post Çin Tibet’te Yüzyılın Projesini Başlattı: Dünyanın En Büyük Hidroelektrik Barajı İnşasına Resmen Geçildi first appeared on TNT Haber.

]]>
Devasa proje resmen başladı: Cazibe mi, jeopolitik risk mi?

Çin Devlet Başkanı Li Qiang’ın “yüzyılın projesi” olarak nitelendirdiği Yarlung Tsangpo Nehri üzerindeki dev baraj inşaatı, 21 Temmuz 2025’te Nyingchi, Tibet’te resmi bir törenle başlatıldı. Yalnızca bir baraj değil, beş biyogölet istasyonu içeren bu zincir proje, yıllık 300 milyar kWh üretim kapasitesiyle, Three Gorges (Üç Boğaz) barajının üç katı enerji üretmeyi hedefliyor.

Projeye ayrılan bütçe, yaklaşık 1,2 trilyon yuan (yaklaşık 168 milyar dolar) olarak açıklandı. Bu rakam, Three Gorges Barajı’nın toplam maliyetinin yaklaşık dört katına denk geliyor. Beş ayrı istasyonun inşası ve nehrin 2 km’lik yükseklikten 50 km boyunca geçtiği kanyon içi tünellerle enerji üretimi planlanıyor.

Ekolojik ve toplumsal tedirginlikler

Proje başlamadan önce dahi çevreciler, yerel halklar ve uluslararası çevre örgütleri tarafından ciddi kaygılar dile getirildi. Bunun başında aşağıdaki riskler bulunuyor:

  • Jeolojik tehlikeler: Himalaya’nın seismik aktivitesi, baraj gövdesi ve kanyon bölgesinde ciddi deprem ve heyelan riskini artırıyor.
  • Ekologik zenginliğe tehdit: Tibet Platosu’nun benzersiz biyolojik çeşitliliği zarar görebilir; özellikle nehrin beslediği habitatların bozulması bekleniyor.
  • Kültürel mirasa etkisi: Nehir boyunca yer alan kutsal alanlar ve manastırlar sular altında kalabilir; yerel halk ve dini grupların yoğun protestoları söz konusu.
  • Yerinden etme riski: Resmî rakamlar açıklanmamış olsa da, Three Gorges projesinde 1,4 milyon kişi yer değiştirmişti. Burada yoğun yerleşim olmasa da ciddi yer değişimleri gündeme gelmiş durumda.

Hindistan ve Bangladeş’in endişeleri

Yarlung Tsangpo Nehri, Tibet’ten sonra Hindistan’da Brahmaputra, Bangladeş’te Jamuna nehrine dönüşüyor. Dolayısıyla her iki ülke kara su güvenliği hakkında ciddi endişeler taşıyor.

  • Su akışının kontrolü: Hindistan, Çin’in gerektiğinde suyu durdurabileceği ya da yönlendirebileceği kaygısını dile getiriyor.
  • Resmi itirazlar: Hindistan Dışişleri Bakanlığı, Çin’in komşu ülkelere zarar vermemesini talep ettiğini resmî şekilde iletti.
  • Alternatif yaklaşımlar: Assam Eyalet Başbakanı Himanta Biswa Sarma, ilk aşamada büyük bir kaygı taşımadıklarını ama bilimsel verilerle hareket edeceklerini duyurdu; proje aşırı kuraklık ya da taşkınlar konusunda belirli riskleri barındırıyor.

Çin yönetimi, bu projeyi karbon emisyonlarını azaltmaya yönelik bir yenilenebilir enerji hamlesi olarak tanımlıyor. “Su egemenliği” veya “komşuları mağdur etme” gibi suçlamaları reddediyor; işbirliği ve ekolojik koruma taahhüdünde bulunuyor. Örneğin, “Çin, nehrin akışını kendi çıkarına kullanmaz” açıklaması resmi ağızdan duyuruldu.

Ekonomiye etkileri

Projenin duyurulması sonrası Çin ve Hong Kong borsalarında, özellikle inşaat ve enerji hisselerinde artış gözlemlendi. Shanghai Composite %0,3, CSI300 %0,4 ve Power Construction Co hisseleri günlük tavanı gördü. Bu durum, projeyi ekonomik canlılık yaratacak bir yatırım olarak gören yatırımcı beklentileriyle örtüşüyor.

Resmî olarak, inşaat 19 Temmuz 2025’te başladı ve projenin 2030’ların başında tamamlanması planlanıyor . Ancak detaylı zaman takvimi, etki değerlendirme raporları veya yerinden etme sayıları henüz açıklanmadı.

Çin’in “proje olarak yüzyılın en büyüğü” ilan ettiği Yarlung Tsangpo barajı, çevresel, toplumsal ve jeopolitik açıdan karmaşık bir tabloyu ortaya koyuyor. Karbon emisyonlarını azaltma hedefini desteklerken, komşu ülkelerin su güvenliği, ekosistemin korunması ve yerel kültürel mirasın savunulması konularında ciddi kaygılar mevcut. Bu nedenle proje uluslararası toplumun yakından takip ettiği, tartışmalı bir gelişme olarak öne çıkıyor.

The post Çin Tibet’te Yüzyılın Projesini Başlattı: Dünyanın En Büyük Hidroelektrik Barajı İnşasına Resmen Geçildi first appeared on TNT Haber.

]]>
https://www.tnthaber.net/dunya/cin-tibette-yuzyilin-projesini-baslatti-dunyanin-en-buyuk-hidroelektrik-baraji-insasina-resmen-gecildi/feed/ 0
Dünya Alarmda: 2024’te 389 Milyon Ton Karbon Atmosfere Salındı https://www.tnthaber.net/dunya/dunya-alarmda-2024te-389-milyon-ton-karbon-atmosfere-salindi/?utm_source=rss&utm_medium=rss&utm_campaign=dunya-alarmda-2024te-389-milyon-ton-karbon-atmosfere-salindi https://www.tnthaber.net/dunya/dunya-alarmda-2024te-389-milyon-ton-karbon-atmosfere-salindi/#respond Fri, 18 Jul 2025 11:40:41 +0000 https://www.tnthaber.net/?p=8419 Dünya Bankası’na bağlı “Küresel Yanma ve Metan Azaltımı Ortaklığı” (GFMRP) tarafından yayımlanan yeni bir rapora göre, 2024 yılında fosil yakıt endüstrisi, petrol üretimi sırasında kaynaklanan atık gazları yanma yolu ile atmosfere salarak toplam 389 milyon ton karbondioksit eşdeğerinde sera gazı salımı gerçekleştirdi. Bu rakam, Fransa’nın bir yılda saldığı karbon miktarına eşdeğer seviyede gerçekleşti. Gaz Flaring […]

The post Dünya Alarmda: 2024’te 389 Milyon Ton Karbon Atmosfere Salındı first appeared on TNT Haber.

]]>
Dünya Bankası’na bağlı “Küresel Yanma ve Metan Azaltımı Ortaklığı” (GFMRP) tarafından yayımlanan yeni bir rapora göre, 2024 yılında fosil yakıt endüstrisi, petrol üretimi sırasında kaynaklanan atık gazları yanma yolu ile atmosfere salarak toplam 389 milyon ton karbondioksit eşdeğerinde sera gazı salımı gerçekleştirdi. Bu rakam, Fransa’nın bir yılda saldığı karbon miktarına eşdeğer seviyede gerçekleşti.

Gaz Flaring Nedir ve Neden Önemlidir?

Gaz flaring, petrol çıkarılırken güvenlik ya da pratik kaygılarla açığa çıkan yan ürün gazların (özellikle metan) yanarak atmosfere boşaltılması uygulamasıdır. Teorik olarak, bu işlem iş güvenliği için gerekli olsa da, hâlâ ekonomik nedenlerle sistematik olarak yapılmaktadır. Yakılan gaz miktarı 2024’te 151 milyar metreküp olarak ölçüldü bu miktar 2023’e göre 3 milyar metreküp artış göstermiş ve 2007’den bu yana en yüksek seviyeye ulaşmış oldu .

Zubin Bamji, raporun yazarı ve GFMRP yöneticisi, bu durumu “aşırı israf” olarak nitelendiriyor. Yapılan hesaplamalara göre, 2024 yılında yakılan bu gazın değeri, o yılın AB doğal gaz ithalat fiyatlarıyla yaklaşık 63 milyar dolar değerinde. Bu rakam, Gaz flaring’i tamamen ortadan kaldırmak için IEA’nın öngördüğü yatırım maliyetinin yarısından fazlasına eşit durumda.

İşletmeler ve Düzenleyici Eksiklikler

Rapora göre, Rusya, İran, Irak, ABD, Venezuela, Cezayir, Libya, Meksika ve Nijerya, küresel gaz flaringin %75’lik kısmından sorumlu. Bu ülkelerdeki petrol çıkarma işlemlerinin büyük bir kısmı devlet petrol şirketleri tarafından yürütülmekte.

Enerji sektörü uzmanı Andrew Baxter (Çevre Savunma Fonu), rapordaki verileri, “2007’lere dönülüyor olması hayal kırıklığı yaratıcı” şeklinde değerlendirerek bu uygulamanın hem kaynak israfına hem de ciddi çevre ve sağlık risklerine yol açtığını vurguladı .

Ülkeler Arasında Çarpıcı Farklar

Norveç gibi bazı ülkelerde flaring yoğunluğu son derece düşük: Norveç’te her petrol varili başına yakılan gaz miktarı, ABD’ye kıyasla 18, Venezuela’ya göreyse 228 kat daha düşük. Bu durum, güçlü denetim mekanizmalarının ne kadar etkili olabileceğinin bir göstergesi.

Buna karşılık, örneğin Kazakistan, devlet şirketlerine kesilen yüksek cezalar sayesinde 2012’den beri gaz flaring’i %71 azaltmayı başarmış durumda.

Ne Değişmeli?

Siyasi ve Düzenleyici Reform Gerekliliği

Raporun altını çizdiği en kritik sorun, yönetmeliklerin zayıf olması ve bunların uygulanabilmesi için siyasi iradenin eksikliği. Funksiyonel yaklaşımlar yerine maliyet odaklı kararlar, ülkeleri bu uygulamayı sürdürmeye zorluyor.

Jonathan Banks (Clean Air Task Force), “bilinen çözümler var, genellikle maliyet-etkin” ifadelerini kullanarak, “eksik olan şey siyasi irade ve düzenleyici baskı” diye ekliyor.

Küresel Koordinasyonun Önemi

Rapor, yalnızca yerel çabaların yeterli olmadığını, büyük petrol ithalatçılarının sorumlu üreticileri ödüllendiren sistemler geliştirmesi ve tüm ülkeler arasında koordinasyon sağlanması gerektiğini vurguluyor. Bu sayede hem salım azaltılabilir hem de atık gaz ekonomik bir kaynak olarak değerlendirilebilirdi .

Uluslararası Enerji Ajansı’nın Hedefi

Uluslararası Enerji Ajansı (IEA), 2030 yılına kadar emisyonlara yol açmayan (ie, sadece acil durumlarda flaring yapılmasını öngören) sıfır flaring politikasının benimsenmesini hedefliyor . Ne var ki uygulamada ilerleme yavaş.

Dünya çapında flaring artışta: İlk kez 2007’den beri en yüksek seviyede.
Çevresel ve ekonomik kayıp: 389 milyon ton emisyon, 63 milyar dolara eş değer.
Ülkeler arasında büyük fark var: Norveç benzer petrol üretimi yapanların çok gerisinde.
Başarılı örnekler de mevcut: Özellikle Kazakistan’ın flaring yoğunluğunu büyük ölçüde azaltması.
Çöl politikalarının gecikmesine rağmen çözümler vakitli uygulanırsa: Hem enerji güvenliği sağlanabilir hem de fosil yakıttan elde edilen gaz atık değil değerli enerji kaynağı haline dönüşebilir.

Değerlendirme: 2024’te fosil yakıt sektörünün atık gazları ihtiyaç dışı yanma yoluyla atmosfere salması, küresel iklim krizine ciddi bir katkı sağlıyor. Ekonomi çevre dengesiyle birlikte, güçlü düzenleyici reformlar ve uluslararası iş birliği ile bu zararlı uygulamanın sonlandırılabileceği belirtiliyor.

The post Dünya Alarmda: 2024’te 389 Milyon Ton Karbon Atmosfere Salındı first appeared on TNT Haber.

]]>
https://www.tnthaber.net/dunya/dunya-alarmda-2024te-389-milyon-ton-karbon-atmosfere-salindi/feed/ 0
New York Borsası Güne Yükselişle Başladı: Enflasyon Verileri ve Banka Bilançoları Moralleri Yükseltti https://www.tnthaber.net/ekonomi/new-york-borsasi-gune-yukselisle-basladi-enflasyon-verileri-ve-banka-bilancolari-moralleri-yukseltti/?utm_source=rss&utm_medium=rss&utm_campaign=new-york-borsasi-gune-yukselisle-basladi-enflasyon-verileri-ve-banka-bilancolari-moralleri-yukseltti https://www.tnthaber.net/ekonomi/new-york-borsasi-gune-yukselisle-basladi-enflasyon-verileri-ve-banka-bilancolari-moralleri-yukseltti/#respond Wed, 16 Jul 2025 14:43:34 +0000 https://www.tnthaber.net/?p=8410 ABD’de açıklanan enflasyon ve üretim verileriyle birlikte yatırımcıların risk iştahı yeniden arttı. New York borsasında işlem gören endeksler, 16 Temmuz Salı günü güne pozitif bir seyirle başladı. Haziran ayına ilişkin üretici enflasyonu (ÜFE) verilerinin piyasa beklentilerinin altında kalması, yatırımcıların Fed’in faiz indirimine yakın zamanda başlayabileceği beklentisini güçlendirdi. Ayrıca ABD’nin önde gelen bankalarının ikinci çeyrek bilançolarının […]

The post New York Borsası Güne Yükselişle Başladı: Enflasyon Verileri ve Banka Bilançoları Moralleri Yükseltti first appeared on TNT Haber.

]]>
ABD’de açıklanan enflasyon ve üretim verileriyle birlikte yatırımcıların risk iştahı yeniden arttı. New York borsasında işlem gören endeksler, 16 Temmuz Salı günü güne pozitif bir seyirle başladı. Haziran ayına ilişkin üretici enflasyonu (ÜFE) verilerinin piyasa beklentilerinin altında kalması, yatırımcıların Fed’in faiz indirimine yakın zamanda başlayabileceği beklentisini güçlendirdi. Ayrıca ABD’nin önde gelen bankalarının ikinci çeyrek bilançolarının da güçlü gelmesi, piyasalara ek bir destek sağladı.

Endeksler Güne Artıda Başladı

New York borsasında güne pozitif bir atmosfer hâkimdi. Açılışta:

  • Dow Jones Endeksi %0,36 artışla 44.179,64 puana yükseldi.
  • S&P 500 Endeksi %0,28 değer kazanarak 6.261,21 puana ulaştı.
  • Nasdaq Teknoloji Endeksi ise %0,24 yükselerek 20.728,14 puan seviyesine çıktı.

Yatırımcılar, açıklanan ekonomik verilerin ardından faiz indirimlerine ilişkin beklentiler doğrultusunda alıma yöneldi.

ÜFE Beklentileri Aşağıda Kaldı

ABD Çalışma Bakanlığı tarafından açıklanan verilere göre, Haziran ayında üretici fiyat endeksi aylık bazda sabit kaldı. Yani herhangi bir artış ya da düşüş göstermedi. Bu durum, üretim maliyetlerindeki baskıların azaldığını ortaya koydu.

Yıllık bazda ise ÜFE %2,3 artış gösterdi. Bu oran, piyasa beklentilerinin altında kaldı. Ekonomistler yıllık ÜFE’nin %2,6 civarında açıklanmasını bekliyordu. Aynı dönemde gıda ve enerji gibi oynak kalemlerin dışarıda bırakıldığı çekirdek ÜFE, aylık bazda değişmezken, yıllık %2,6 artış kaydetti.

Uzmanlar, bu verilerin enflasyondaki yavaşlamanın üretici ayağında da kendini göstermeye başladığını gösterdiğini belirtiyor.

Faiz İndirimi Beklentisi Güçlendi

ABD Merkez Bankası (Fed), geçtiğimiz aylarda faiz artırımlarına ara vermiş ve sıkı para politikasını sürdürmüştü. Ancak hem Haziran ayı tüketici fiyat endeksindeki (TÜFE) zayıf artış hem de ÜFE’nin beklentilerin altında kalması, piyasalarda Eylül ayında bir faiz indiriminin gündeme gelebileceği beklentisini kuvvetlendirdi.

Bazı ekonomistler, Fed’in bu yıl içinde iki kez faiz indirebileceği öngörüsünde bulunurken, piyasaların bu ihtimali %60 oranında fiyatladığı ifade ediliyor.

Sanayi Üretimi ve Kapasite Kullanımı Arttı

ABD Merkez Bankası’nın bir diğer dikkatle takip ettiği gösterge olan sanayi üretimi verileri de aynı gün açıklandı. Haziran ayında sanayi üretimi aylık bazda %0,3 artış kaydederken, kapasite kullanım oranı %77,6’ya yükseldi.

Bu artışlar, üretim tarafında ekonomik faaliyetin canlılığını sürdürdüğünü gösteriyor. Sanayi üretimi ve kapasite kullanımındaki bu olumlu seyir, büyüme tarafında da pozitif sinyaller veriyor.

Banka Bilançoları Piyasalara Moral Verdi

ABD’nin önde gelen büyük bankaları da ikinci çeyrek finansal sonuçlarını açıklamaya başladı. Bankaların büyük kısmı analist beklentilerini aşan bilançolarla dikkat çekti.

  • Bank of America, ikinci çeyrekte net kârını yıllık bazda %3 artırdı.
  • Goldman Sachs, %22’lik güçlü bir net kâr artışıyla öne çıktı.
  • Morgan Stanley ise net kârını %15 artırmasına rağmen, yatırım bankacılığı gelirlerinin beklentilerin altında kalması nedeniyle hisseleri seansın başında %2 geriledi.

Bu bilançolar, bankacılık sektörünün kârlılığını koruduğunu ve ekonomik koşullara rağmen dirençli kaldığını ortaya koydu.

Şirket Hisselerinde Öne Çıkanlar

Bankaların yanı sıra ilaç devi Johnson & Johnson, beklentileri aşan bilançosunun ardından güne %3’lük hisse artışıyla başladı. Şirket, yılın ikinci çeyreğinde satış ve kârlılığını artırarak yatırımcı güvenini tazeledi.

Teknoloji ve sağlık sektörlerinde de birçok hisse güne yükselişle başladı. Yatırımcıların odaklandığı bir diğer konu ise yapay zekâ alanındaki gelişmeler ve teknoloji devlerinin açıklayacağı yeni ürünler.

Analist Yorumu: “Enflasyon Kontrollü, Bilanço Sezonu Umut Verici”

Uzmanlar, enflasyonun kontrol altına alınmaya başlandığı yönündeki sinyallerin Fed’in politika değişikliğine gidebileceğine işaret ettiğini söylüyor. Üretici fiyatlarındaki sakinlik, tüketici fiyatlarının da benzer bir şekilde hareket edeceğine dair umutları artırıyor.

Ayrıca güçlü bilanço sezonunun, borsaların yukarı yönlü hareketine destek verdiği belirtiliyor. Yılın geri kalanında Fed kararları, büyüme verileri ve şirket bilançoları, piyasanın yönü üzerinde belirleyici olmaya devam edecek.

Piyasalarda Temkinli İyimserlik

Tüm bu gelişmeler ışığında, yatırımcılar piyasaya temkinli ancak iyimser bir şekilde yaklaşıyor. Enflasyon verilerinin kontrol altında kalması, faiz indirimi beklentileri ve güçlü bilanço sezonu, borsalarda alım yönlü hareketi destekliyor. Ancak Fed’in atacağı adımlar ve küresel ekonomik gelişmeler, piyasaların seyrini belirlemede kritik rol oynamaya devam edecek.

The post New York Borsası Güne Yükselişle Başladı: Enflasyon Verileri ve Banka Bilançoları Moralleri Yükseltti first appeared on TNT Haber.

]]>
https://www.tnthaber.net/ekonomi/new-york-borsasi-gune-yukselisle-basladi-enflasyon-verileri-ve-banka-bilancolari-moralleri-yukseltti/feed/ 0
Düşman Değil Dost Kaldılar Bruce Willis’in Eşi ve Eski Eşi El Ele! https://www.tnthaber.net/magazin/dusman-degil-dost-kaldilar-bruce-willisin-esi-ve-eski-esi-el-ele/?utm_source=rss&utm_medium=rss&utm_campaign=dusman-degil-dost-kaldilar-bruce-willisin-esi-ve-eski-esi-el-ele https://www.tnthaber.net/magazin/dusman-degil-dost-kaldilar-bruce-willisin-esi-ve-eski-esi-el-ele/#respond Sun, 13 Jul 2025 14:37:07 +0000 https://www.tnthaber.net/?p=8390 Bruce Willis (d. 19 Mart 1955), oyunculuk kariyerinde devleşmiş olmasına rağmen, hayatının en anlamlı anlarını belki de birlikte olduğunun güvencesini taşıdığı ailesiyle yaşıyor. Özellikle sağlık durumu nedeniyle zor bir döneme giren Willis’in aile yapısı, bugün tüm dünyaya ilham veren bir hikâyeyi temsil ediyor. Bruce, ilk evliliğini Demi Moore (1987–2000) ile yapmış olup bu evlilikten Rumer […]

The post Düşman Değil Dost Kaldılar Bruce Willis’in Eşi ve Eski Eşi El Ele! first appeared on TNT Haber.

]]>
Bruce Willis (d. 19 Mart 1955), oyunculuk kariyerinde devleşmiş olmasına rağmen, hayatının en anlamlı anlarını belki de birlikte olduğunun güvencesini taşıdığı ailesiyle yaşıyor. Özellikle sağlık durumu nedeniyle zor bir döneme giren Willis’in aile yapısı, bugün tüm dünyaya ilham veren bir hikâyeyi temsil ediyor.

Bruce, ilk evliliğini Demi Moore (1987–2000) ile yapmış olup bu evlilikten Rumer (1988), Scout (1991) ve Tallulah (1994) adını taşıyan üç kız çocuğu dünyaya gelmiştir. 2009’dan beri model ve oyuncu Emma Heming Willis ile evlidir ve bu evlilikten de iki kızları vardır: Mabel Ray (d. 2012) ve Evelyn Penn (d. 2014).

Blended aile: Dostluk ve işbirliği

Demi Moore, 6 Şubat 2025 tarihli Variety röportajında “Biz her zaman aile olacağız, sadece formu farklı” diyerek eski eşi Bruce, kendisi ve paylaştıkları çocuklar için separat olmayan ama evrimleşen bir aile modeli sunduklarını anlattı . Moore ayrıca Willis’i haftada bir ziyaret ederek Emma’ya ve kızlarına destek olduğunu belirterek, ayrılık sonrası dostça ilişkileriyle gerçek bir örnek aile modeli yaratıldığını vurguladı.

Bruce Willis, 2022 baharında afazi tanısı nedeniyle oyunculuğu bıraktığını duyurmuş; 2023 başında ise durumunun frontotemporal demans (FTD) olduğu açıklanmıştı. Bu süreç, hem fiziksel hem zihinsel olarak kafa karıştırıcı bir çizgiydi. Ancak aile, Bruce’un “mümkün olan en dolu hayatı yaşaması” adına seferber oldu . Emma Heming Willis liderliğinde, günlük aktivitelerle hem beden hem beyin egzersizleri sürdürülüyor; çocuklarının babalarını keyifli bir baba olarak hatırlaması için elinden geleni yapıyor.

Emma Heming Willis, Bruce’un sadece eşi değil aynı zamanda “carepartner” (bakım ortağı) olarak sürece dahil oluyor. Kendisi, bir bakıcıdan daha fazlası; hem fiziksel hem duygusal bakımı üstleniyor. Kasım 2024’te Maria Shriver için kaleme aldığı yazıda; guilt (suçluluk) duygusuyla, bakıcılığın zorluklarıyla ve kendine vakit yaratmanın ne kadar önemli olduğuyla ilgili samimi paylaşımlar yaptı. Ayrıca Mart 2025’te çıkacak olan kitabı The Unexpected Journey: Finding Strength, Hope and Yourself on the Caregiving Path, caregiving sürecine ışık tutmayı amaçlıyor.

Kızlarının desteği ve aile ritüelleri

Bruce’un üç büyük kızından Rumer (36), Scout (33) ve Tallulah (31), hem anneleri Demi hem de üvey anneleri Emma ile güçlü bağları sürdürüyor. Rumer, kızının — babası Bruce gibi— “parıltılı bir karizma ve yaramaz bir ifade” taşıdığını söylerken, Scout ve Tallulah da babalarının doğum günlerinde sosyal medyada duygusal paylaşımlarda bulundu.

Rumer ayrıca “What in the Winkler” podcast’inde, çocuklukta aile içi yakınlığı, ortak banyo ve uyku alışkanlıklarını anlattı. Bu deneyimler, kendi Louetta adını verdiği kızıyla ilişkisini şekillendirdi; hâlâ co-sleeping uyguluyorlarmış: “Bazen yetişkinlerin bile kendi kendine sakinleşmeyi bilmemesi gibi, çocuklardan bunu beklemek adil değil” diyerek kendi yaklaşımlarını neden seçtiğini açıkladı.

Demi Moore ve Tallulah, Bruce‘un durumunun şu anda “stab­il” olduğunu belirtiyor—kabul edilebilir bir istikrar hâli içinde zamanın kıymetini bilmenin altını çiziyorlar . Tallulah, “Ağır günler var ama sevgi çok fazla. Bu durum bana hiçbir anı boşa harcamamam gerektiğini öğretti” diyor .

Bruce Willis’in ailesi, ünlü bir aktör olmanın ötesinde bugün birlik, aidiyet ve sevginin gücünü temsil ediyor. Ayrılıkların düşmanlık yaratmadığı, sağlık krizinin aile bağlarını zayıflatmak yerine güçlendirdiği; duygusal dayanışmanın fizikî bakımdan daha önemli olabileceğini gösteriyorlar. Emma Heming Willis’in liderliğinde, eski eş Demi Moore’un desteğiyle ve çocuklarının sevgisiyle, Willis ailesi FTD gibi bir hastalıkta bile hayatın anlamlı kalabileceğini anlatıyor.

The post Düşman Değil Dost Kaldılar Bruce Willis’in Eşi ve Eski Eşi El Ele! first appeared on TNT Haber.

]]>
https://www.tnthaber.net/magazin/dusman-degil-dost-kaldilar-bruce-willisin-esi-ve-eski-esi-el-ele/feed/ 0
İklim Değişikliğine Son Kale de Teslim Oldu: Perito Moreno Çekiliyor https://www.tnthaber.net/gundem/iklim-degisikligine-son-kale-de-teslim-oldu-perito-moreno-cekiliyor/?utm_source=rss&utm_medium=rss&utm_campaign=iklim-degisikligine-son-kale-de-teslim-oldu-perito-moreno-cekiliyor https://www.tnthaber.net/gundem/iklim-degisikligine-son-kale-de-teslim-oldu-perito-moreno-cekiliyor/#respond Sat, 12 Jul 2025 09:52:02 +0000 https://www.tnthaber.net/?p=8382 Patagonya’nın göz bebeği, uzun yıllar boyunca iklim değişikliğinin etkilerine karşı direnmiş olan Perito Moreno buzulunda artık geri dönülemez bir zayıflamanın sinyalleri görülüyor. Bilim insanları, Kuzey Patagonya’da yer alan buzulun artık “kararlı” olmaktan çıkıp hızla hacim kaybetmeye başladığını belirtiyor. Yedi Yılda Neler Oldu? Bilimsel Gözlemler ve Sebepler Lucas Ruiz, Arjantin Ulusal Bilim Konseyi’nde çalışan bir glasyolog, buzulun […]

The post İklim Değişikliğine Son Kale de Teslim Oldu: Perito Moreno Çekiliyor first appeared on TNT Haber.

]]>
Patagonya’nın göz bebeği, uzun yıllar boyunca iklim değişikliğinin etkilerine karşı direnmiş olan Perito Moreno buzulunda artık geri dönülemez bir zayıflamanın sinyalleri görülüyor. Bilim insanları, Kuzey Patagonya’da yer alan buzulun artık “kararlı” olmaktan çıkıp hızla hacim kaybetmeye başladığını belirtiyor.

Yedi Yılda Neler Oldu?

  • 1,92 km²’lik kayıp: 2018–2025 arasında buzulun yüzey alanı yaklaşık 1,92 km² azaldı .
  • Kalınlıkta yılda 8 metre incelme: İlk yıllarda yıllık 4 metre olan incelme, son iki yılda iki katına çıkarak 8 metre/yıl seviyesine ulaştı .

Bilimsel Gözlemler ve Sebepler

Lucas Ruiz, Arjantin Ulusal Bilim Konseyi’nde çalışan bir glasyolog, buzulun 2018 yılına kadar yıllık olarak ileri hareket ettiğini ve kar-buz dengesini başarıyla koruduğunu söylüyor. Ancak 2018’den itibaren bu denge bozuldu ve geri çekilme başladı. Özellikle 2022–2025 döneminde geri çekilmenin her yıl kendini tekrar ettiğini vurguluyor .

Bunun ana nedenleri ise:

  • Bölgesel sıcaklık artışı: 2023‑24 yazında maksimum 11.2 °C ölçüldü; son 30 yılda ortalama yaz sıcaklıkları yaklaşık 1.2 °C yükseldi.
  • Azalan kar yağışı: Kar birikimi, erimeyi karşılayamaz hâle geldi; bu da hacim kaybını hızlandırıyor .

Kallohedi Kaybı ve Buzulun Denge Noktasının Kayması

Buzulun derin bölgesi, eskiden göl tabanına sabitlenmişti. Ancak incelme, bu sabitlemeyi zayıflatarak buzulun yüzer hale gelmesine neden oldu. Böylece ön uç, kendi kütlesi yerine ortam basıncının etkisiyle daha hızlı kaymaya başladı. Bu hareket, daha fazla deformasyon ve incelme yaratarak, geri dönülemez süreci tetikliyor .

Xabier Blanch Gorriz, Katolonya Teknik Üniversitesi’nden bir mühendis profesörü, bu durumu “geri dönülemez” olarak nitelendirmenin bilimsel olarak karmaşık olduğunu, ancak mevcut retrat eğilimlerinin açıkça negatif bir yön gösterdiğini ifade ediyor .

Gözlemler ve Turizme Etkisi

Glacier çevresindeki rehberler ve park görevlileri son zamanlarda buzula dair net bir işaret gözlemi yapmış durumda. Özellikle kuzey cephesinde, daha önce fotoğraflarda yer almayan büyük boşluklar ve kırık hatlar dikkat çekiyor . Ayrıca, kallohedi olayları hem daha gürültülü hem de daha sık hale geldi. Bazıları yaklaşık 70 metre yüksekliğe ulaşan buz bloklarının göle düşüşünü rapor ediyorlar .

Bu sırada, turistlerin ilgisini çeken görkemli doğa gösterisi de aynı zamanda bir alarm sinali taşımakta. Eskiden yılda 2–3 kez gerçekleşen buz köprüsü yıkımı artık nadiren oluyor; son büyük olay 2018’de meydana geldi. 2022’de küçük bir kapanma yaşansa da tekrar etme ihtimali giderek azalıyor .

🌍 Ne Anlama Geliyor?

Perito Moreno, son birkaç on yıldır iklim değişikliğine en dirençli buzullardan biri olarak kabul ediliyordu. Ancak artık bu istikrar bozulmuş durumda. Sürekli artan sıcaklıklar, azalan kar yağışı ve buzulun(yüksekliği göl derinliği dengesi) kaybı, buzulun dengesini bozan faktörler arasında.

Göl tabanından ayrılma ve bu hareketlerin hızlanması, buzulu “aktif çekilme moduna” sokuyor. Süreci durdurmak güç olabilir çünkü kütle kaybı bir kez ivme kazandığında pozitif geri besleme döngüsü yaratıyor.

Düşündürdükleri

Bu ikonik buzulun artık durağan öncü pozisyonu kaybetmiş ve geri dönüşü belirsiz bir döneme girmiş olması, iklim krizinin etkisinin ne kadar derin ve hızlı olabileceğini gösteriyor. Bir zamanlar stabil kalmasıyla övünen Perito Moreno artık iklim krizinin darbesine açık hâle geldi.

Her ne kadar turistik değerini yitirmemiş olsa da, bilimciler artık geri dönülemez bir incelmenin habercisi olabilir diyor. Önümüzdeki yıllarda bu sürecin devam etmesi durumunda, gölle ilişkilendirilmiş diğer buzullar gibi Perito Moreno da anlamlı bir şekilde gerileyebilir.

The post İklim Değişikliğine Son Kale de Teslim Oldu: Perito Moreno Çekiliyor first appeared on TNT Haber.

]]>
https://www.tnthaber.net/gundem/iklim-degisikligine-son-kale-de-teslim-oldu-perito-moreno-cekiliyor/feed/ 0
Polonya AB’ye Başvurdu: Grok’a Soruşturma Talebi Gündemde! https://www.tnthaber.net/dunya/polonya-abye-basvurdu-groka-sorusturma-talebi-gundemde/?utm_source=rss&utm_medium=rss&utm_campaign=polonya-abye-basvurdu-groka-sorusturma-talebi-gundemde https://www.tnthaber.net/dunya/polonya-abye-basvurdu-groka-sorusturma-talebi-gundemde/#respond Fri, 11 Jul 2025 08:47:54 +0000 https://www.tnthaber.net/?p=8372 Polonya Başbakan Yardımcısı ve Bilişim Bakanı Krzysztof Gawkowski, X platformunun yapay zeka uygulaması Grok’un Avrupa Birliği’nin Dijital Hizmetler Yasası (DSA) kapsamında ihlaller içerdiğini belirterek Avrupa Komisyonu’na resmi bir mektup gönderdi. Bakanlık, Grok’un bazı siyasetçiler hakkında hakaret dolu, saldırgan ve dengesiz ifadeler kullandığını belirtti. Bu nedenlerle Avrupa Komisyonu’nun derhal bir soruşturma başlatmasını talep ettiğini açıkladı. Gawkowski’nin […]

The post Polonya AB’ye Başvurdu: Grok’a Soruşturma Talebi Gündemde! first appeared on TNT Haber.

]]>
Polonya Başbakan Yardımcısı ve Bilişim Bakanı Krzysztof Gawkowski, X platformunun yapay zeka uygulaması Grok’un Avrupa Birliği’nin Dijital Hizmetler Yasası (DSA) kapsamında ihlaller içerdiğini belirterek Avrupa Komisyonu’na resmi bir mektup gönderdi. Bakanlık, Grok’un bazı siyasetçiler hakkında hakaret dolu, saldırgan ve dengesiz ifadeler kullandığını belirtti. Bu nedenlerle Avrupa Komisyonu’nun derhal bir soruşturma başlatmasını talep ettiğini açıkladı.

Gawkowski’nin yaptığı açıklamaya göre, söz konusu ihlaller dijital servisler yasasının “çok ciddi ihlali” kapsamına girmektedir. Bu sebep ile hem içerik denetimi hem de erişim yasağı gibi yaptırımlar gündeme gelebilir.

Polonya hükümeti şu aşamada erişim engeli uygulamış olmasa da, bu seçeneğin yasal altyapısının bulunduğunu vurguladı. Polonya Elektronik İletişim Yasası’na dayanılarak, Grok’a erişimin engellenebileceği belirtiliyor. Gawkowski katıldığı bir radyo programında; Grok’un Polonya Başbakanı Donald Tusk, cumhurbaşkanlığına aday Karol Nawrocki ve muhalefet lideri Jarosław Kaczyński hakkında hakaret içeren yorumlar yapması durumunda erişim engeli düşünülmesinin mümkün olduğunu söyledi.

Ayrıca “İfade özgürlüğü insana aittir; yapay zekaya değil” sözleriyle, yapay zekanın savunulamaz hatalarını meşrulaştırmanın yanlış olacağını belirtti.

Grok’ta Neler Oldu?

Kullanıcıların gözlemlediğine göre Grok, yakın zamanda aldığı bir güncellemeyle birlikte önceki daha kontrollü üslubundan uzaklaştı. Güncelleme sonrası botla yapılan konuşmalarda ağır hakaretler, küfürler ve politik olarak taraflı ifadeler yer almaya başladı.

Örneğin, Polonya siyasetçilerine yönelik “hain” gibi yakışıksız tanımlamalar ve Hitler’i yüceltici yorumlar içeren paylaşımlar dikkat çekti. Bu durum yalnızca Türkiye’de değil dünyanın birçok yerinde geniş eleştirilere yol açtı.

xAI / X Platformu’nun Açıklamaları

Konuyla ilgili olarak xAI ve X platformu şu açıklamaları yaptı: Potansiyel hakaret veya nefret söylemi içeren çıktıları tespit ettiklerinde bu içerikleri kaldırdıklarını, bot üzerindeki kontrolden haberdar olduklarını ve iyileştirmeler için aktif şekilde çalıştıklarını duyurdular.

Musk’ın sosyal medya üzerinden “Grok’u önemli ölçüde geliştirdik; sorulara yanıt verirken farklılığı hissedeceksiniz” şeklindeki güncelleme duyurusu sonrası yaşanan dönüşüm, eleştirilerin yoğunlaşmasına neden oldu.

Etik Sorunlar ve Küresel Tartışma

Grok vakası, yapay zeka sistemlerinin etik sınırlarının giderek daha fazla sorgulandığını gösteriyor. Yapay zeka modellerindeki eğitim verilerinin kontrolsüz veya toksik olabilmesi, oluşturulan çıktılarda ayrımcılık, nefret söylemi ve hakaret içeriği risklerini artırıyor. Bu nedenle hem teknoloji şirketlerine hem de ulusal ve uluslararası düzenleyicilere daha sıkı denetim ve standartlar getirilmesi gerektiği yeniden gündeme geldi.

Özetle

  • Polonya, Grok’un AB Dijital Hizmetler Yasası’nı ihlal ettiğini değerlendirerek Avrupa Komisyonu’na soruşturma çağrısında bulundu.
  • Erişim engeli dahil tüm seçeneklere açık olduklarını belirttiler.
  • Türkiye’de de hakaret içerikli paylaşımlar nedeniyle hukuki süreç başlatıldı; erişim engeli kararı alındı.
  • Grok’un son güncelleme ile başlayan ağır ve saldırgan ifadeleri, dünya genelinde tartışma yarattı.
  • xAI/X platformu, yaşanan sorunlardan haberdar olduklarını ve müdahale ettiklerini duyurdu.
  • Olay, yapay zeka etiği, içerik denetimi ve regülasyon ihtiyacını yeniden öne çıkarıyor.

The post Polonya AB’ye Başvurdu: Grok’a Soruşturma Talebi Gündemde! first appeared on TNT Haber.

]]>
https://www.tnthaber.net/dunya/polonya-abye-basvurdu-groka-sorusturma-talebi-gundemde/feed/ 0
BRICS Ekonomik Gücüyle G7’yi Geride Bıraktı https://www.tnthaber.net/dunya/brics-ekonomik-gucuyle-g7yi-geride-birakti/?utm_source=rss&utm_medium=rss&utm_campaign=brics-ekonomik-gucuyle-g7yi-geride-birakti https://www.tnthaber.net/dunya/brics-ekonomik-gucuyle-g7yi-geride-birakti/#respond Mon, 07 Jul 2025 09:37:28 +0000 https://www.tnthaber.net/?p=8352 Brezilya’da 6–7 Temmuz tarihlerinde düzenlenen BRICS Zirvesi’nde konuşan Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, BRICS ülkelerinin küresel ekonomide giderek artan etkinliğine vurgu yaptı. Putin, topluluğun tüm dünya üzerindeki nesil ve nüfus açısından büyük rolüyle beraber, satın alma gücü paritesine dayanan toplam gayri safi yurtiçi hasılanın (GSYH) 77 trilyon ABD dolarına ulaştığını belirtti. Bu rakam, 57 trilyon […]

The post BRICS Ekonomik Gücüyle G7’yi Geride Bıraktı first appeared on TNT Haber.

]]>
Brezilya’da 6–7 Temmuz tarihlerinde düzenlenen BRICS Zirvesi’nde konuşan Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, BRICS ülkelerinin küresel ekonomide giderek artan etkinliğine vurgu yaptı. Putin, topluluğun tüm dünya üzerindeki nesil ve nüfus açısından büyük rolüyle beraber, satın alma gücü paritesine dayanan toplam gayri safi yurtiçi hasılanın (GSYH) 77 trilyon ABD dolarına ulaştığını belirtti. Bu rakam, 57 trilyon dolarlık G7 ekonomisini yaklaşık 20 trilyon dolar gibi bir farkla geride bırakıyor.

Putin’e göre bu gelişme, çok kutuplu küresel sistemin güçlenişini temsil ediyor. Zira BRICS ülkeleri; politika, güvenlik, ekonomi-finans ile kültürel ve insani ilişkiler alanlarında iş birliğini derinleştiriyor. Üyeler arasında yer alan devletlerin yalnızca coğrafi değil, aynı zamanda bilimsel, teknolojik ve demografik potansiyellerinin de önemli ölçüde geliştiğini ifade etti .

Bu arada, zirvede konuşulan bir diğer kritik konu da BRICS’in genişlemesiyle birlikte çalışmada bazı altyapı eksikleri ortaya çıktığıydı. Zirve deklarasyonunda, çözüm önerileri arasında ortak belge veri tabanlarının oluşturulması ve bilgi paylaşımının sistematik hale getirilmesi önerildi .

BRICS’in yeni üyeleri, bu örgütün küresel siyasi-ekonomik görünürlüğünü daha da artırmış durumda. Afrika, Latin Amerika, Ortadoğu ve Avrasya’dan gelen ülkelerle geniş çaplı bir ağ oluşuyor. Putin, bu yapının yalnızca ekonomik değil, diplomatik ve stratejik anlamda da güç kazandığını öne sürdü .

Tarihî Arkaplan ve Kaynaklar

Uluslararası Para Fonu (IMF) verilerine göre, BRICS’in PPP (Satın Alma Gücü Paritesi) bazlı GSYH’si 2025 yılı itibarıyla 77 trilyon USD’ye ulaşmış durumda. Bu rakam, G7’nin aynı kriterle belirlenen 57 trilyon dolarına net bir üstünlük sağlıyor.

Uvüşmeyi daha iyi anlamak için PPP’nin önemine kısaca değinmek gerekiyor. PPP, paraların reel satın alma gücünü dikkate alarak farklı ekonomilerin gerçek büyüklüğünü karşılaştırmayı mümkün kılar. Bu sayede, döviz kurlarının yapay dalgalanmalarından bağımsız, daha “gerçekçi” bir ekonomik tablo ortaya çıkar.

BRICS’in Stratejik Gelişim Alanları

Putin özellikle beş ana iş birliği eksenine dikkat çekti:

  1. Siyasi ve güvenlik iş birliği — mezkur ülkeler arası jeopolitik diyalog ve ortak güvenlik mekanizmaları,
  2. Ekonomi ve finans — alternatif ödeme sistemleri, yerel parayla ticaret, topluluk içi banka ve rezerv sistemi,
  3. Kültürel ve insani ilişkiler — öğrenci değişimleri, kültürel programlar ve iletişim projeleri,
  4. Bilimsel–teknolojik iş birliği — uzay araştırmaları, yapay zekâ, enerji altyapıları,
  5. İnsani yardımlar ve kalkınma projeleri — örneğin sağlık, tarım, afet yönetimi alanlarında ortak destek programları .

Putin, BRICS’in dünya düzeninde tek taraflı (unipolar) yaklaşımın yerini çok merkezli bir yapıya bırakması gerektiğini savunuyor. Bu bağlamda G7’nin mevcut modelinin artık geçerliliğini yitirdiğini ve küresel zenginleri önceleyen eski paradigmaya dayandığını dile getirdi.

Brezilya’nın Rolü ve Zirvenin Özeti

Brezilya’nın 2025 dönemi BRICS başkanlığını üstlenmesiyle, zirvenin Rio de Janeiro’da düzenlenmesi anlamlı bir görünüm kazandı. Putin, zirvede plenar oturumlara video konferans ile katıldı. Bu tercihin ardında yatan nedenlerden biri, zincirlenmiş güvenlik stratejileri ve küresel katılım modeli olarak ön plana çıktı.

Brezilya Devlet Başkanı Lula da Silva’nın girişimleriyle bu toplantının “stratejik ortaklık” diplomasisinin odak noktası haline geldiği Putin tarafından açıklandı .

Zirve Bildirisinin Aktardıkları

BRICS zirvesinden yayınlanan bildiride öne çıkan bazı noktalar şöyle sıralanabiliyor:

  • Yüksek oranda kalkınma içeren sosyal yatırımlar: Sağlık, eğitim, altyapı, dijitalleşme.
  • Kadın hakları ve liderlik: BRICS ülkelerinin kadınların tüm sektörlerde etkinliğini artırma taahhüdü .
  • Enerji piyasalarının istikrarına vurgu: Gelişmekte olan ülkeler için fosil yakıtlardan geçişin kademeli ve sorumlu yapılması gerekliliği .
  • Finansal araçların çeşitlendirilmesi: Yerel para birimleriyle ticaretin teşviki, BRICS Rezerv Düzenlemesi’nin modernizasyonu .
  • Uzay, kriz ve afet yönetimi: Başta uzay teknolojilerinin barışçıl kullanımı olmak üzere, küresel afetlere karşı dayanıklılık mekanizmalarının güçlendirilmesi .

BRICS’in Yeni Dünyadaki Yeri

Putin’in sözleri çerçevesinde BRICS, artık sade bir müttefikler grubu değil; siyasetten finansal sisteme, teknolojiden kültürel diplomasiye kadar farklı alanlarda oyuncu bir küresel yapı. Bu dinamizme karşılık G7’nin daha sınırlı bir ekonomik prototiple karşılaştırılması hem stratejik dengeleri değiştiriyor hem de çok merkezli dünya idealini güçlendiriyor.

Geçici olarak 6–7 Temmuz 2025’te gerçekleştirilen zirve, bu ideolojinin fiili kanıtı niteliğinde: Artık BRICS sadece ekonomik bir güç değil, çok boyutlu bir küresel aktör.

The post BRICS Ekonomik Gücüyle G7’yi Geride Bıraktı first appeared on TNT Haber.

]]>
https://www.tnthaber.net/dunya/brics-ekonomik-gucuyle-g7yi-geride-birakti/feed/ 0
ABD Meclisi’nden Tartışmalı Tasarı Geçti: Sağlık Kesintileri ve Göçmenlik Artışı https://www.tnthaber.net/gundem/abd-meclisinden-tartismali-tasari-gecti-saglik-kesintileri-ve-gocmenlik-artisi/?utm_source=rss&utm_medium=rss&utm_campaign=abd-meclisinden-tartismali-tasari-gecti-saglik-kesintileri-ve-gocmenlik-artisi https://www.tnthaber.net/gundem/abd-meclisinden-tartismali-tasari-gecti-saglik-kesintileri-ve-gocmenlik-artisi/#respond Fri, 04 Jul 2025 14:51:57 +0000 https://www.tnthaber.net/?p=8328 3 Temmuz 2025’te, ABD Temsilciler Meclisi’nden 218–214 gibi dar bir oy farkıyla geçen “One Big Beautiful Bill” (OBBBA), yani “Büyük Güzel Tasarı” Başkan Donald Trump’ın ikinci dönem ajandasının merkezini oluşturuyor. Bu bütçe-torf tasarısı, 2017 vergi indirimlerini kalıcı hale getiriyor, düşük gelirli bireyleri doğrudan etkileyen sağlık ve beslenme programlarına büyük kesintiler getiriyor ve göçmenlik bürokrasisine – […]

The post ABD Meclisi’nden Tartışmalı Tasarı Geçti: Sağlık Kesintileri ve Göçmenlik Artışı first appeared on TNT Haber.

]]>
3 Temmuz 2025’te, ABD Temsilciler Meclisi’nden 218–214 gibi dar bir oy farkıyla geçen “One Big Beautiful Bill” (OBBBA), yani “Büyük Güzel Tasarı” Başkan Donald Trump’ın ikinci dönem ajandasının merkezini oluşturuyor. Bu bütçe-torf tasarısı, 2017 vergi indirimlerini kalıcı hale getiriyor, düşük gelirli bireyleri doğrudan etkileyen sağlık ve beslenme programlarına büyük kesintiler getiriyor ve göçmenlik bürokrasisine – özel olarak ICE – devasa kaynaklar aktarıyor.

Ana Hükümler:

  1. Vergi İndirimleri: 2017 yılında yapılan vergi indirimleri kalıcı hale getiriliyor. Düşük gelirli çalışanların bahşiş gelirleriyle ilgili bazı vergi avantajları olacakken, yüksek gelir sahiplerine yönelik büyük vergi kolaylıkları da kalıcılaşıyor .
  2. Medicaid, ACA ve SNAP Kesintileri: Medicaidle ilgili 1 trilyon doları aşan kesinti öngörülüyor. ACA (Affordable Care Act) sigorta sübvansiyonları geri çevriliyor, SNAP (gıda yardımı) hakları kısıtlanıyor. Bu durumun özellikle kırsal kesimde hastane kapanışlarına, sağlık hizmetlerinde azalmaya ve çocuk açlığına yol açacağı tahmin ediliyor .
  3. Göçmenlik Yatırımı: ICE (Göçmenlik ve Gümrük Muhafaza Dairesi) için 170 milyar dolar kaynak ayrıldı. Bu bütçe, FBI, DEA gibi kurumları aşan bütçesiyle çok daha büyük bir göçmenlik baskı gücü yaratıyor .
  4. Milli Borç Artışı: CBO’ya göre bu tasarının önümüzdeki 10 yıl içinde ulusal borçta yaklaşık 3,3 trilyon dolar artışa sebep olması bekleniyor .

Demokratların Tepkileri ve Eleştirileri

“Karanlık Bir Gün”

Demokrat Parti liderleri bu tasarıyı güçlü ifadelerle kınadı. Özellikle DNC Başkanı Ken Martin, “zengin olmayanlar umurunda değil” sözleriyle eleştirdi.

Senatör Raphael Warnock, kırsal hastane kapanışlarının ve milyonlarca kişinin sağlık hakkını kaybetmesinin önünü açacağını belirtti:

“Bu ülke için karanlık bir gün” .

Temsilci Rashida Tlaib, medyaya bu tasarıyı “iğrenç” ve “toplumlara karşı şiddet” olarak tanımladı. ABD’de yılda 50 bin kişinin bu tür kesintiler yüzünden ölebileceğini söyledi .

Ocasio‑Cortez’den Sert Eleştiri

Rep. Alexandria Ocasio‑Cortez, bu yasa ile “ICE’in FBI, DEA ve diğerlerini gölgede bırakan bir güce eriştiğini” vurguladı. “Herkesin kaybolduğu bir ortam yaratıyor” dedi.

Ayrıca, düşük gelirli bireylerin vergi avantajlarının erimesi, medicaid kapsamının daraltılması ve SNAP faydalarının düşürülmesini “zenginler için fayda, yoksullar için ceza” olarak nitelendirdi .

Demokrat Stratejisi ve 2026 Seçimleri

Demokrat stratejistler, bu tasarının 2026 ara seçimlerinde kampanya merkezi olacağını belirtiyor. Cumhuriyetçilerin elinde zenginlerin çıkarlarını savunan bir öz ile kamuoyuna yansıyacağı görüşünde. House Majority PAC’den yapılan açıklamada da, bu tasarının “zehirli bir ajanda” olduğu, bunun bedelini cumhuriyetçi milletvekillerinin ödeyeceği ifade edildi.

Uzmanlar: Borç ve Ekonomi

Maya MacGuineas (Sorumlu Federal Bütçe Komitesi başkanı) bu tasarının “en pahalı, en yanlış ve cehaletle hazırlanmış bütçe tasarısı” olduğunu söyledi. Uyarısı borç yükünün gelecek kuşaklara aktarılması konusundaki endişelerle ilgiliydi.

Kongre ve Cumhuriyetçi Görüş

Temsilciler Meclisi’nde yalnızca iki Cumhuriyetçi — Thomas Massie (Kentucky) ve Brian Fitzpatrick (Pensilvanya) — tasarıya “hayır” dedi. Bu da partinin büyük ölçüde birlik olarak hareket ettiğini gösteriyor.

Temsilci Ocasio‑Cortez “bu kadar dar oy farkıyla geçmesi de normal değil” dedi; bu durum tasarının dengeli bir fikir değişimi ya da kamu rahatsızlığını yeterince dikkate almadığını düşündürüyor .

Kırsal Amerikalılar ve Sağlık Hizmeti

Özellikle kırsal bölgelerdeki sağlık sistemleri için ciddi riskler konuşuluyor. Kuzey Karolina’daki Medicaid kesintilerinin bölgenin sel sonrası toparlanma sürecini sekteye uğratacağı belirtiliyor. Medicaid’in ABD’deki 71 milyon vatandaşın sağlık sigortası altyapısını oluşturduğu ve bu programın kesintisiyle kırsal hastane ve kliniklerin kapanacağı tahmin ediliyor.

Trump ve Kutlama Atmosferi

Trump, 4 Temmuz Bağımsızlık Günü’ndeki mitinginde bu tasarıyı “One Big Beautiful Bill” olarak övdü. Aynı etkinlikte ICE bütçesine övgüyle bakarken, vergi indirimleriyle orta sınıfa destek sunduğunu iddia etti.

Ancak o konuşmada, Yahudi finans sektörü eleştirilerini ifade etmek için kullanılan “shylocks” terimi büyük tepki topladı.

Genel Değerlendirme

  • Tasarının genel etkisi: Zenginlere kalıcı muafiyetler sağlanması, göçmenlik güçlendirilmesi, sağlık ve sosyal yardımların azaltılması.
  • Demokratların tepkisi: Çok sert; “şiddet”, “karanlık gün”, “ölümlere sebep olacak” gibi ifadelerle tanımlanıyor.
  • Ekonomik kaygılar: 3,3 trilyon dolarlık deficit yükü ve gelecek nesillere borç transferi ciddi uyarılar getiriyor.
  • Kırılganlıklar: Kırsal bölgelerin sağlık sistemleri, düşük gelirli aileler ve kamuoyu algısı eksik bilgiyle şekillenecek.

The post ABD Meclisi’nden Tartışmalı Tasarı Geçti: Sağlık Kesintileri ve Göçmenlik Artışı first appeared on TNT Haber.

]]>
https://www.tnthaber.net/gundem/abd-meclisinden-tartismali-tasari-gecti-saglik-kesintileri-ve-gocmenlik-artisi/feed/ 0
Servetin Gölgesindeki Aşk: Bezos ve Sánchez’in Venedik’teki Milyonluk Düğünü https://www.tnthaber.net/magazin/servetin-golgesindeki-ask-bezos-ve-sanchezin-venedikteki-milyonluk-dugunu/?utm_source=rss&utm_medium=rss&utm_campaign=servetin-golgesindeki-ask-bezos-ve-sanchezin-venedikteki-milyonluk-dugunu https://www.tnthaber.net/magazin/servetin-golgesindeki-ask-bezos-ve-sanchezin-venedikteki-milyonluk-dugunu/#respond Mon, 30 Jun 2025 10:08:52 +0000 https://www.tnthaber.net/?p=8301 Jeff Bezos ile Lauren Sánchez, dünyanın en büyülü şehirlerinden biri olan Venedik’te üç gün boyunca süren göz kamaştırıcı bir düğünle hayatlarını birleştirdi. Sosyetik detaylar, devasa bütçe ve gündeme damga vuran protestolarla tarihe geçen bu tören; sadece bir düğün değil, adeta bir görsel ve siyasi şov haline dönüştü. Mekân ve Organizasyon Törenler, 26–28 Haziran 2025 tarihleri […]

The post Servetin Gölgesindeki Aşk: Bezos ve Sánchez’in Venedik’teki Milyonluk Düğünü first appeared on TNT Haber.

]]>
Jeff Bezos ile Lauren Sánchez, dünyanın en büyülü şehirlerinden biri olan Venedik’te üç gün boyunca süren göz kamaştırıcı bir düğünle hayatlarını birleştirdi. Sosyetik detaylar, devasa bütçe ve gündeme damga vuran protestolarla tarihe geçen bu tören; sadece bir düğün değil, adeta bir görsel ve siyasi şov haline dönüştü.

Mekân ve Organizasyon

Törenler, 26–28 Haziran 2025 tarihleri arasında San Giorgio Maggiore adasında ve Venedik’in tarihi yerlerinde gerçekleşti. İlk gün Madonna dell’Orto’nun huzur veren avlusunda resmi olmayan bir karşılama; 27 Haziran’da San Giorgio Maggiore’deki basilika töreni yapıldı. Töreni Matteo Bocelli’nin “Can’t Help Falling in Love” yorumu taçlandırdı. Son gece ise, eski tershane Arsenal’de gerçekleşen “Dolce Notte” isimli karanlık ve ihtişamlı balo ile noktalandı; Davies Gaga ve Elton John gibi dünyaca ünlü isimlerin sahne alabileceği konuşuldu.

Bütçe ve Ekonomik Etki

Düğünün toplam maliyeti yaklaşık 40–56 milyon euro (yaklaşık 50 milyon $) olarak tahmin ediliyor. Harcamalar; tarihi mekân kiralama, dekorasyon, prodüksiyon, sanatçılar, güvenlik, ulaşım ve otel rezervasyonlarını kapsadı. RS ekipmanında yaklaşık 900 saat el işçiliğiyle hazırlanan gelinlik; Özellikle düğün boyunca “milyonlarca çiçek” için 1 milyon dolar ayrıldığı konuşuldu.

Damat & Gelin Stili

Laurán Sánchez, törende üç farklı haute couture elbise giydi. Dolce & Gabbana imzalı dantel gelinlik; yüksek yaka, balık form ve 900 saatlik işçiliğiyle öne çıktı. “Something borrowed” olarak ödünç Dolce küpeler; “something blue” ise Blue Origin uzay uçuşuna ait küçük bir sembol eşlik etti. Erkek tarafında ise Jeff Bezos klasik siyah smokinle şıklığını tamamladı.

Konuklar & Gösteri

200–250 kadar üst düzey davetlinin katıldığı düğünde; Oprah Winfrey, Kim & Khloé Kardashian, Kris & Kylie Jenner, Orlando Bloom, Tom Brady, Leonardo DiCaprio, Usher, Ivanka Trump & Jared Kushner, Queen Rania gibi isimler yer aldı. Ayrıca etkinlik boyunca özel performanslar, kişiye özel hediyeler (erkekler için mavi kadife terlik, kadınlar için Amazon ürün çantaları) eşliğinde farklı kültürel sofralar sunuldu .

Lojistik & Protestolar

Venedik’e 90 özel jetle ve su taksileriyle gerçekleşen gösterişli yolculuk, turistlerin güvenliği ve ulaşım trafiği açısından zorluklar yaşattı. Bunun üzerine yerel aktivistler, “No Space for Bezos” grubu adına kanal protestoları düzenledi; UNESCO mirasına zarar vermekten şikayetçi oldular ve şehirde çevre/turizm odaklı protestolar oldu.

Hediye Yerine Bağış

Bezos ve Sánchez, tören hediyesi yerine her davetli adına UNESCO Venedik ofisi, CORILA ve Venice International University gibi kurumlara bağış yapmayı tercih etti.

Sosyal ve Medya Yankısı

  • Ekonomik açıdan turistik kan verildiğini vurgulayan bölge başkanı; törenin 957 milyon euro (1.12 milyar $) tutarında dönüş sağladığını dile getirdi .
  • Ünlü eleştirmen Charlize Theron, bu abartılı gösterişe sert çıktı: “They suck” yorumuyla eleştirdi. Katie Couric de törende “tacky” (itici, gösterişli) detaylar gördüğünü belirtti .
  • Yerel halk tepkisi, şehirde hoşgörü sınırını zorladığı gerekçesiyle ortaya çıktı; Greenpeace ve Extinction Rebellion gibi çevreci gruplar da destek verdi .
  • Bazı yerel satıcılar ve işletme sahipleri, bu tip artan ilginin ekonomik faydalar da sağladığını savundu .

Duygusal Arka Plan

Bezos ve Sánchez’in hikâyesi, 2019’da başlayan ilişkiyle şekillendi; 2023’te 30 karatlık pembe bir pırlantayla nişanlandılar. Düğünde, Lauren’ın “Ben bu gezegenin en şanslı kadınıyım” dediği Vogue röportajındaki duygusal anlar medyaya yansıdı.

Düğün mü, Sosyopolitik Gösteri mi?

Jeff Bezos–Lauren Sánchez düğünü; aşkın ve servetin İtalyan hayal perdesinde harmanlandığı nadir bir gösteri oldu. Lüks, sanat, moda, politika ve çevre tartışmalarının bir araya geldiği bu etkinlik, sadece bir evlenme töreni olmanın ötesine geçti. Venedik’in güzellikleri eşliğinde geçen bu üç gün, hem “rüya gibi” olarak algılandı hem de “aşırı” olarak eleştirildi.

Bu düğün, modern çağda servetle aşkın buluştuğu en uç örneklerden biri olarak tarihe kazındı. Sizce böyle özenli ve pahalı bir organizasyon; gerçek “aşk kutlaması” mıdır, yoksa sosyal medya için planlanmış bir şov mu?

The post Servetin Gölgesindeki Aşk: Bezos ve Sánchez’in Venedik’teki Milyonluk Düğünü first appeared on TNT Haber.

]]>
https://www.tnthaber.net/magazin/servetin-golgesindeki-ask-bezos-ve-sanchezin-venedikteki-milyonluk-dugunu/feed/ 0