Çin - TNT Haber https://www.tnthaber.net En Son Haber, Güncel Haber Tue, 22 Jul 2025 12:38:24 +0000 tr hourly 1 https://wordpress.org/?v=6.9 https://www.tnthaber.net/wp-content/uploads/2025/02/cropped-favicon-32x32.jpg Çin - TNT Haber https://www.tnthaber.net 32 32 Çin Tibet’te Yüzyılın Projesini Başlattı: Dünyanın En Büyük Hidroelektrik Barajı İnşasına Resmen Geçildi https://www.tnthaber.net/dunya/cin-tibette-yuzyilin-projesini-baslatti-dunyanin-en-buyuk-hidroelektrik-baraji-insasina-resmen-gecildi/?utm_source=rss&utm_medium=rss&utm_campaign=cin-tibette-yuzyilin-projesini-baslatti-dunyanin-en-buyuk-hidroelektrik-baraji-insasina-resmen-gecildi https://www.tnthaber.net/dunya/cin-tibette-yuzyilin-projesini-baslatti-dunyanin-en-buyuk-hidroelektrik-baraji-insasina-resmen-gecildi/#respond Tue, 22 Jul 2025 12:17:41 +0000 https://www.tnthaber.net/?p=8459 Devasa proje resmen başladı: Cazibe mi, jeopolitik risk mi? Çin Devlet Başkanı Li Qiang’ın “yüzyılın projesi” olarak nitelendirdiği Yarlung Tsangpo Nehri üzerindeki dev baraj inşaatı, 21 Temmuz 2025’te Nyingchi, Tibet’te resmi bir törenle başlatıldı. Yalnızca bir baraj değil, beş biyogölet istasyonu içeren bu zincir proje, yıllık 300 milyar kWh üretim kapasitesiyle, Three Gorges (Üç Boğaz) barajının üç […]

The post Çin Tibet’te Yüzyılın Projesini Başlattı: Dünyanın En Büyük Hidroelektrik Barajı İnşasına Resmen Geçildi first appeared on TNT Haber.

]]>
Devasa proje resmen başladı: Cazibe mi, jeopolitik risk mi?

Çin Devlet Başkanı Li Qiang’ın “yüzyılın projesi” olarak nitelendirdiği Yarlung Tsangpo Nehri üzerindeki dev baraj inşaatı, 21 Temmuz 2025’te Nyingchi, Tibet’te resmi bir törenle başlatıldı. Yalnızca bir baraj değil, beş biyogölet istasyonu içeren bu zincir proje, yıllık 300 milyar kWh üretim kapasitesiyle, Three Gorges (Üç Boğaz) barajının üç katı enerji üretmeyi hedefliyor.

Projeye ayrılan bütçe, yaklaşık 1,2 trilyon yuan (yaklaşık 168 milyar dolar) olarak açıklandı. Bu rakam, Three Gorges Barajı’nın toplam maliyetinin yaklaşık dört katına denk geliyor. Beş ayrı istasyonun inşası ve nehrin 2 km’lik yükseklikten 50 km boyunca geçtiği kanyon içi tünellerle enerji üretimi planlanıyor.

Ekolojik ve toplumsal tedirginlikler

Proje başlamadan önce dahi çevreciler, yerel halklar ve uluslararası çevre örgütleri tarafından ciddi kaygılar dile getirildi. Bunun başında aşağıdaki riskler bulunuyor:

  • Jeolojik tehlikeler: Himalaya’nın seismik aktivitesi, baraj gövdesi ve kanyon bölgesinde ciddi deprem ve heyelan riskini artırıyor.
  • Ekologik zenginliğe tehdit: Tibet Platosu’nun benzersiz biyolojik çeşitliliği zarar görebilir; özellikle nehrin beslediği habitatların bozulması bekleniyor.
  • Kültürel mirasa etkisi: Nehir boyunca yer alan kutsal alanlar ve manastırlar sular altında kalabilir; yerel halk ve dini grupların yoğun protestoları söz konusu.
  • Yerinden etme riski: Resmî rakamlar açıklanmamış olsa da, Three Gorges projesinde 1,4 milyon kişi yer değiştirmişti. Burada yoğun yerleşim olmasa da ciddi yer değişimleri gündeme gelmiş durumda.

Hindistan ve Bangladeş’in endişeleri

Yarlung Tsangpo Nehri, Tibet’ten sonra Hindistan’da Brahmaputra, Bangladeş’te Jamuna nehrine dönüşüyor. Dolayısıyla her iki ülke kara su güvenliği hakkında ciddi endişeler taşıyor.

  • Su akışının kontrolü: Hindistan, Çin’in gerektiğinde suyu durdurabileceği ya da yönlendirebileceği kaygısını dile getiriyor.
  • Resmi itirazlar: Hindistan Dışişleri Bakanlığı, Çin’in komşu ülkelere zarar vermemesini talep ettiğini resmî şekilde iletti.
  • Alternatif yaklaşımlar: Assam Eyalet Başbakanı Himanta Biswa Sarma, ilk aşamada büyük bir kaygı taşımadıklarını ama bilimsel verilerle hareket edeceklerini duyurdu; proje aşırı kuraklık ya da taşkınlar konusunda belirli riskleri barındırıyor.

Çin yönetimi, bu projeyi karbon emisyonlarını azaltmaya yönelik bir yenilenebilir enerji hamlesi olarak tanımlıyor. “Su egemenliği” veya “komşuları mağdur etme” gibi suçlamaları reddediyor; işbirliği ve ekolojik koruma taahhüdünde bulunuyor. Örneğin, “Çin, nehrin akışını kendi çıkarına kullanmaz” açıklaması resmi ağızdan duyuruldu.

Ekonomiye etkileri

Projenin duyurulması sonrası Çin ve Hong Kong borsalarında, özellikle inşaat ve enerji hisselerinde artış gözlemlendi. Shanghai Composite %0,3, CSI300 %0,4 ve Power Construction Co hisseleri günlük tavanı gördü. Bu durum, projeyi ekonomik canlılık yaratacak bir yatırım olarak gören yatırımcı beklentileriyle örtüşüyor.

Resmî olarak, inşaat 19 Temmuz 2025’te başladı ve projenin 2030’ların başında tamamlanması planlanıyor . Ancak detaylı zaman takvimi, etki değerlendirme raporları veya yerinden etme sayıları henüz açıklanmadı.

Çin’in “proje olarak yüzyılın en büyüğü” ilan ettiği Yarlung Tsangpo barajı, çevresel, toplumsal ve jeopolitik açıdan karmaşık bir tabloyu ortaya koyuyor. Karbon emisyonlarını azaltma hedefini desteklerken, komşu ülkelerin su güvenliği, ekosistemin korunması ve yerel kültürel mirasın savunulması konularında ciddi kaygılar mevcut. Bu nedenle proje uluslararası toplumun yakından takip ettiği, tartışmalı bir gelişme olarak öne çıkıyor.

The post Çin Tibet’te Yüzyılın Projesini Başlattı: Dünyanın En Büyük Hidroelektrik Barajı İnşasına Resmen Geçildi first appeared on TNT Haber.

]]>
https://www.tnthaber.net/dunya/cin-tibette-yuzyilin-projesini-baslatti-dunyanin-en-buyuk-hidroelektrik-baraji-insasina-resmen-gecildi/feed/ 0
Donarak Düşmeye Ramak Kala: Çinli Paraşütçünün Şaşırtan Kaçışı https://www.tnthaber.net/gundem/donarak-dusmeye-ramak-kala-cinli-parasutcunun-sasirtan-kacisi/?utm_source=rss&utm_medium=rss&utm_campaign=donarak-dusmeye-ramak-kala-cinli-parasutcunun-sasirtan-kacisi https://www.tnthaber.net/gundem/donarak-dusmeye-ramak-kala-cinli-parasutcunun-sasirtan-kacisi/#respond Fri, 30 May 2025 06:45:02 +0000 https://www.tnthaber.net/?p=8182 Çinli yamaç paraşütçüsü Peng Yujiang, Kuzey Çin’in Qilian Dağları üzerinde yaptığı olağan dışı uçuşla dikkatleri üzerine çekti. Sıradan bir antrenman uçuşu olarak başlayan yolculuğu, bir anda 8.000 metreye kadar yükselen tehlikeli bir maceraya dönüştü. Olay, hem ekstrem spor camiasında hem de sosyal medyada büyük yankı uyandırdı. Termal Akım Peng’i Gökyüzüne Taşıdı Olay, 26 Mayıs günü […]

The post Donarak Düşmeye Ramak Kala: Çinli Paraşütçünün Şaşırtan Kaçışı first appeared on TNT Haber.

]]>
Çinli yamaç paraşütçüsü Peng Yujiang, Kuzey Çin’in Qilian Dağları üzerinde yaptığı olağan dışı uçuşla dikkatleri üzerine çekti. Sıradan bir antrenman uçuşu olarak başlayan yolculuğu, bir anda 8.000 metreye kadar yükselen tehlikeli bir maceraya dönüştü. Olay, hem ekstrem spor camiasında hem de sosyal medyada büyük yankı uyandırdı.

Termal Akım Peng’i Gökyüzüne Taşıdı

Olay, 26 Mayıs günü Gansu eyaletine bağlı bir bölgede meydana geldi. 3.000 metre irtifadan yola çıkan Peng, ikinci el bir yamaç paraşütü ekipmanını test etmek istiyordu. Hava sakin görünse de, birkaç dakika içinde ani bir termal akıma yakalanarak hızla yükselmeye başladı. Termaller, özellikle dağlık bölgelerde ısınan havanın ani yükselişiyle oluşur ve yamaç paraşütçüler için tehlikeli olabilir.

Yaklaşık 20 dakika içinde 8.000 metre irtifaya çıkan Peng, kendini adeta ticari yolcu uçaklarının uçtuğu yükseklikte buldu. Bu seviye, aynı zamanda Everest Dağı’nın zirvesine denk geliyor.

Donma Noktasında Mücadele

Peng’in kask kamerası, uçuş boyunca kayıttaydı. Görüntülerde, -35 dereceyi bulan sıcaklıklarda, vücudunun büyük ölçüde buzla kaplandığı ve nefes almakta zorlandığı anlar görülüyor. Yüksek irtifada oksijen seviyesinin azalması nedeniyle kısa süreli bilinç kayıpları yaşadığını belirten Peng, “Ellerim donmuştu, telsizle temas kurmaya çalıştım ama neredeyse hiçbir şeye hükmedemiyordum,” dedi.

Bu tür bir yükseklikte oksijen maskesi olmadan uçmak genellikle önerilmez. Ancak Peng, herhangi bir profesyonel destek veya tıbbi ekipman olmadan bu ekstrem durumdan sağ çıkmayı başardı.

İniş ve Kurtuluş

Yaklaşık bir saat süren uçuşun ardından Peng, kalkış noktasından 30 kilometre uzaklıktaki bir tarlaya acil iniş yaptı. Yanında bulunan ekip arkadaşı Gu Zhimin, GPS verilerini takip ederek Peng’e ulaştı ve ilk müdahaleyi yaptı. Vücudu donma belirtileri gösteren Peng, şans eseri ciddi bir sağlık sorunu yaşamadan kurtuldu.

Yetkililer Soruşturma Başlattı

Olaydan sonra Gansu Eyaleti Havacılık Sporları Derneği devreye girdi. Yapılan açıklamada, Peng’in uçuşu önceden bildirmediği ve gerekli güvenlik izinlerini almadığı belirtildi. Bu nedenle hem Peng hem de görüntüleri sosyal medyada paylaşan Gu Zhimin, altı ay boyunca yamaç paraşütü yapmaktan men edildi.

Yetkililer ayrıca, bu tür ekstrem irtifalara yapılan uçuşların ciddi sağlık riskleri taşıdığını ve eğitimli pilotlar tarafından uygun donanımlarla gerçekleştirilmesi gerektiğini vurguladı.

Dünya Rekoru mu, Tehlikeli Sınır mı?

Peng’in ulaştığı yükseklik, daha önce 2007 yılında Alman sporcu Ewa Wiśnierska tarafından kırılan 9.946 metrelik rekorun hemen altında yer alıyor. Ancak Wiśnierska’nın uçuşu kayıt altına alınmış ve uygun güvenlik önlemleriyle gerçekleştirilmişti. Peng’in uçuşu ise kayıt dışı olması nedeniyle rekor olarak tanınmayacak.

Yine de bu olay, ekstrem spor tutkunları arasında büyük yankı uyandırdı. Kimileri Peng’in cesaretini övdü, kimileri ise kontrolsüz ve bilinçsizce gerçekleştirilen bu tarz uçuşların hem pilot hem de çevresindekiler için büyük risk taşıdığını belirtti.

Sosyal Medyada Gündem Oldu

Kask kamerasından elde edilen görüntüler, sosyal medyada milyonlarca kişi tarafından izlendi. Peng’in donmuş bir şekilde bulutların üzerinde süzüldüğü anlar, hem büyüleyici hem de ürkütücü olarak yorumlandı.

Kullanıcılardan bazıları “doğa ile ölümüne dans” ifadelerini kullanırken, bazıları da bu tür uçuşların gençlere kötü örnek olabileceğini savundu. Konu, Çin’in en çok konuşulan sosyal medya platformlarından biri olan Weibo’da da günlerce gündemde kaldı.

Cesaret mi, Sınır Tanımazlık mı?

Peng Yujiang’ın gökyüzündeki bu mucizevi yolculuğu, ekstrem sporların ne kadar büyüleyici olduğu kadar ne denli riskli olabileceğini de gösteriyor. Bu olay, sporculara ve yetkililere bir kez daha güvenliğin ne kadar hayati olduğunu hatırlattı.

Peng, şu anda dinlenme sürecinde ve ileride daha kontrollü koşullarda uçuşlar yapmayı planladığını söylüyor. Ancak bu uçuşun, yamaç paraşütü tarihine “mucizevi kurtuluş” olarak geçtiği kesin.

The post Donarak Düşmeye Ramak Kala: Çinli Paraşütçünün Şaşırtan Kaçışı first appeared on TNT Haber.

]]>
https://www.tnthaber.net/gundem/donarak-dusmeye-ramak-kala-cinli-parasutcunun-sasirtan-kacisi/feed/ 0
Çin, 400 Pikosaniyede Veri Yazıp Silebilen Yeni Nesil Sabit Diskle Dünyayı Şaşırttı https://www.tnthaber.net/gundem/cin-400-pikosaniyede-veri-yazip-silebilen-yeni-nesil-sabit-diskle-dunyayi-sasirtti/?utm_source=rss&utm_medium=rss&utm_campaign=cin-400-pikosaniyede-veri-yazip-silebilen-yeni-nesil-sabit-diskle-dunyayi-sasirtti https://www.tnthaber.net/gundem/cin-400-pikosaniyede-veri-yazip-silebilen-yeni-nesil-sabit-diskle-dunyayi-sasirtti/#respond Sun, 20 Apr 2025 07:54:17 +0000 https://www.tnthaber.net/?p=7857 Teknoloji dünyası, Çin’den gelen çarpıcı bir haberle sarsıldı. Çinli araştırmacılar, yalnızca 400 pikosaniyede veri yazıp silebilen dünyanın en hızlı sabit diskini geliştirdiklerini duyurdu. Bu gelişme, dijital depolama teknolojisinde bugüne kadar kırılması imkansız sanılan sınırların aşıldığını gösteriyor. Mevcut sabit disk ve SSD teknolojileri bile milisaniye düzeyinde çalışırken, pikosaniye hızında işlem yapabilen bir cihazın geliştirilmesi teknoloji çevrelerinde […]

The post Çin, 400 Pikosaniyede Veri Yazıp Silebilen Yeni Nesil Sabit Diskle Dünyayı Şaşırttı first appeared on TNT Haber.

]]>
Teknoloji dünyası, Çin’den gelen çarpıcı bir haberle sarsıldı. Çinli araştırmacılar, yalnızca 400 pikosaniyede veri yazıp silebilen dünyanın en hızlı sabit diskini geliştirdiklerini duyurdu. Bu gelişme, dijital depolama teknolojisinde bugüne kadar kırılması imkansız sanılan sınırların aşıldığını gösteriyor.

Mevcut sabit disk ve SSD teknolojileri bile milisaniye düzeyinde çalışırken, pikosaniye hızında işlem yapabilen bir cihazın geliştirilmesi teknoloji çevrelerinde büyük yankı uyandırdı. 1 pikosaniyenin, saniyenin trilyonda biri olduğu düşünülürse, bu başarı veri depolama ve erişiminde adeta yeni bir çağın başlangıcı olarak yorumlanıyor.

Verilen bilgilere göre, bu ultra hızlı disk, klasik manyetik depolama yöntemlerinden tamamen farklı bir teknoloji kullanıyor. Atomik incelikte katmanlar ve özel elektron spin tabanlı sistemler sayesinde veri neredeyse anlık olarak kaydedilip silinebiliyor. Yeni teknolojinin veri okuma ve yazma süreçlerinde fiziksel sınırlamaları ortadan kaldırdığı ve böylece işlem hızının teorik limitlere yaklaştırıldığı belirtiliyor.

Teknoloji Dünyasında Şok Etkisi Yarattı

Çin’in bu atılımı, küresel teknoloji rekabetinde dengeleri değiştirebilecek bir hamle olarak görülüyor. Bugüne kadar veri depolama alanında Amerika, Japonya ve Güney Kore gibi ülkeler önde gelirken, bu buluşla Çin’in açık ara öne geçebileceği yorumları yapılıyor.

Özellikle süper bilgisayarlar, yapay zeka uygulamaları, büyük veri analizleri, nükleer araştırmalar ve uzay çalışmaları gibi dev veri işleme gerektiren alanlarda bu yeni disk teknolojisinin devrim yaratması bekleniyor. Uzmanlar, bu tür bir hızın bugünkü standart veri merkezlerine göre milyonlarca kat daha etkili çözümler sunabileceğini belirtiyor.

Yeni Nesil Depolama: Spintronik Devrimi

Yeni disk teknolojisinin temelinde, elektronların sadece elektrik yükü değil, aynı zamanda kendi eksenleri etrafında dönme hareketi (spin) de kullanılıyor. Bu yönteme “spintronik” deniliyor. Geleneksel elektronik devrelerde veri akışı için elektrik akımı yeterli olurken, spintronik sistemlerde veriler elektronların yönelimleri ile de kontrol ediliyor. Bu da hızın ve enerji verimliliğinin dramatik şekilde artmasını sağlıyor.

Sabit diskin geliştirilmesinde kullanılan yeni materyallerin aşırı dayanıklı olduğu, elektromanyetik alanlar, yüksek sıcaklık ve radyasyon gibi ekstrem koşullarda dahi stabil çalışabildiği ifade ediliyor. Bu da teknolojinin hem Dünya’da hem de uzayda kullanım potansiyelini artırıyor.

Seri Üretime Geçiş İçin Geri Sayım Başladı

Henüz laboratuvar prototipi aşamasında olan sabit disk için seri üretim hazırlıklarının başladığı bildirildi. İlk etapta savunma sanayi, uzay çalışmaları ve ulusal veri merkezlerinde kullanılacağı belirtilen bu teknolojinin, önümüzdeki birkaç yıl içinde daha geniş çapta ticarileşmesi bekleniyor.

Pilot projelerin başarılı olması durumunda, bu disklerin mevcut sunucu altyapılarının yerini alabileceği ve veri işleme hızlarında bugüne kadar görülmemiş rekorların kırılabileceği konuşuluyor. Ayrıca bu teknolojinin, yapay zeka algoritmalarının eğitim süreçlerini binlerce kat hızlandırabileceği de vurgulanıyor.

Dünya Genelinde Yarış Başladı

Çin’in bu hamlesi, diğer teknoloji devlerini de harekete geçirdi. Pek çok ülkenin, veri depolama ve işleme teknolojilerinde kendi projelerini hızlandırması bekleniyor. Uzmanlar, önümüzdeki 5 yılın veri teknolojileri açısından tarihi gelişmelere sahne olacağını ve yeni bir “bilgi devrimi” yaşanabileceğini öngörüyor.

Gelen bilgilere göre, benzer hızları hedefleyen projeler Amerika ve Avrupa merkezli bazı laboratuvarlarda da yürütülüyor. Ancak Çin’in 400 pikosaniyelik disk geliştirme başarısı, şimdilik açık ara önde olduğunu gösteriyor.

Teknolojide Sınırlar Kalkıyor

Çin’in geliştirdiği bu yeni nesil sabit disk, sadece teknoloji dünyasında değil, günlük yaşamda da büyük değişimlerin habercisi olabilir. Veri depolama hızlarındaki bu inanılmaz artış, internetin daha da hızlanmasına, akıllı şehir projelerinin gerçek anlamda hayata geçmesine ve yapay zekanın bugünden çok daha sofistike hale gelmesine öncülük edebilir.

Bu gelişmenin önümüzdeki aylarda nasıl şekilleneceği ve dünya teknolojisine nasıl yansıyacağı ise şimdiden büyük bir merak konusu haline geldi.

The post Çin, 400 Pikosaniyede Veri Yazıp Silebilen Yeni Nesil Sabit Diskle Dünyayı Şaşırttı first appeared on TNT Haber.

]]>
https://www.tnthaber.net/gundem/cin-400-pikosaniyede-veri-yazip-silebilen-yeni-nesil-sabit-diskle-dunyayi-sasirtti/feed/ 0
Beyaz Saray’dan Çin’e Sert Mesaj: Anlaşmak Zorunda Olan Biz Değil Sizsiniz! https://www.tnthaber.net/gundem/beyaz-saraydan-cine-sert-mesaj-anlasmak-zorunda-olan-biz-degil-sizsiniz/?utm_source=rss&utm_medium=rss&utm_campaign=beyaz-saraydan-cine-sert-mesaj-anlasmak-zorunda-olan-biz-degil-sizsiniz https://www.tnthaber.net/gundem/beyaz-saraydan-cine-sert-mesaj-anlasmak-zorunda-olan-biz-degil-sizsiniz/#respond Wed, 16 Apr 2025 07:20:06 +0000 https://www.tnthaber.net/?p=7830 Amerika Birleşik Devletleri ile Çin arasında yıllardır süren ticaret savaşı, son açıklamalarla birlikte yeniden alevlendi. Beyaz Saray’dan yapılan net çıkış, küresel ekonominin geleceğini doğrudan ilgilendiren bu krizin daha da büyüyebileceğine işaret ediyor. Beyaz Saray Sözcüsü Karoline Leavitt, düzenlediği basın toplantısında ABD’nin Çin ile bir ticaret anlaşması yapmak zorunda olmadığını, ancak Çin’in ABD pazarına erişebilmesi için […]

The post Beyaz Saray’dan Çin’e Sert Mesaj: Anlaşmak Zorunda Olan Biz Değil Sizsiniz! first appeared on TNT Haber.

]]>
Amerika Birleşik Devletleri ile Çin arasında yıllardır süren ticaret savaşı, son açıklamalarla birlikte yeniden alevlendi. Beyaz Saray’dan yapılan net çıkış, küresel ekonominin geleceğini doğrudan ilgilendiren bu krizin daha da büyüyebileceğine işaret ediyor.

Beyaz Saray Sözcüsü Karoline Leavitt, düzenlediği basın toplantısında ABD’nin Çin ile bir ticaret anlaşması yapmak zorunda olmadığını, ancak Çin’in ABD pazarına erişebilmesi için bir anlaşma yapmak zorunda olduğunu söyledi. Bu açıklama, Washington’un ticaret politikalarında “önce Amerika” yaklaşımını daha da keskinleştirdiğini gözler önüne serdi.

ABD’den Güçlü Bir Ekonomik Pozisyon

Leavitt, konuşmasında ABD’nin tüketim gücünün dünyanın geri kalanından çok daha fazla olduğuna vurgu yaparak, “Çin bizim sahip olduğumuz şeyi istiyor: Amerikan tüketicisi. Yani paramıza ihtiyaçları var. Bizimle anlaşmak zorundalar çünkü alternatifleri sınırlı” dedi.

Bu açıklama, sadece Çin’e değil, aynı zamanda dünya genelindeki ABD dışı üreticilere de açık bir mesaj niteliği taşıyor: “ABD pazarı olmadan büyüme zor.” Washington, kendi ekonomisinin büyüklüğünü ve çekim gücünü, küresel pazarlık masasında bir koz olarak öne çıkarıyor.

Ticaret Savaşlarında Yeni Perde

Donald Trump’ın yeniden başkan seçilmesinin ardından ticaret politikalarında sertleşme sinyalleri gelmeye başlamıştı. Bu süreçte Çin’e yönelik gümrük tarifelerinin artırılması da gündeme geldi. Özellikle otomotiv, elektronik ve yarı iletken sektörlerinde Çin’e uygulanan vergilerin ciddi oranda yükseltileceği konuşuluyor.

Son olarak ABD’nin Çin’e uyguladığı bazı gümrük tarifelerinin %145’e kadar çıkarıldığı bildirildi. Çin de bu hamleye karşılık olarak ABD ürünlerine %125 oranında ek vergi getirdi. Bu karşılıklı hamleler, iki ülke arasındaki ekonomik gerilimi açıkça ortaya koydu.

Beyaz Saray: Alternatif Pazarlara Açığız

Karoline Leavitt’in açıklamalarının bir başka önemli noktası ise, ABD’nin Çin dışında yeni ticaret ortaklarına yöneldiği oldu. “Yakında bazı ülkelerle yeni tarife anlaşmalarımızı açıklayacağız” diyen Leavitt, ABD’nin küresel bir alternatif strateji izlemeye başladığını da duyurdu.

Bu açıklama, Çin ile yaşanan gerilimin kalıcı olabileceğine dair bir işaret olarak yorumlandı. Washington’un yeni pazarlar ve ittifaklarla Çin’e olan ekonomik bağımlılığını azaltmayı hedeflediği anlaşılıyor.

Çin’den Sert Tepki ve Misillemeler

Pekin yönetimi ise ABD’nin bu hamlelerine tepkisiz kalmadı. Çin, ABD’nin getirdiği ek vergilere karşılık olarak 11 Amerikan şirketini kara listeye aldı. Ayrıca Çin Ticaret Bakanlığı, Dünya Ticaret Örgütü’ne resmi bir şikayette bulundu.

Çin hükümeti, vatandaşlarına da ABD’ye seyahat etmemeleri yönünde uyarılarda bulunarak, gerilimin yalnızca ekonomik değil, aynı zamanda siyasi ve diplomatik bir boyuta ulaştığını ortaya koydu.

Küresel Ekonomi Zorlanıyor

ABD ve Çin’in dünya ticaretinin en büyük iki aktörü olması, yaşanan her gerilimin küresel çapta dalgalanmalara neden olmasına yol açıyor. Özellikle Avrupa Birliği ülkeleri ve gelişmekte olan pazarlar, bu iki dev ekonomi arasında sıkışıp kalmış durumda.

Nitekim Japonya’da Nikkei endeksinin %3’lük düşüş yaşaması, yatırımcıların küresel risk algısındaki artışa doğrudan bir örnek teşkil ediyor. Aynı şekilde, birçok Avrupa ülkesinde sanayi üretiminde yavaşlama ve tedarik zincirlerinde aksama yaşandığı bildiriliyor.

Trump Yönetimi Ne Hedefliyor?

Donald Trump, ilk başkanlık döneminde başlattığı “Önce Amerika” politikasını yeniden canlandırmış görünüyor. Trump, Çin ile olan ticaret açığını azaltmak, yerli üretimi teşvik etmek ve dışa bağımlılığı minimuma indirmek istiyor.

Leavitt’in ifadeleri, bu stratejinin yalnızca ekonomik değil aynı zamanda siyasi bir irade olduğunu gösteriyor. Trump yönetimi, Çin’e karşı ekonomik baskı kurarak onu masaya oturtmayı hedefliyor. Ancak Çin’in de kendi ekonomik ve siyasi duruşundan taviz vermemesi, bu sürecin kısa vadede çözüme ulaşmasının zor olduğunu ortaya koyuyor.

Yeni Ticaret Dönemi Başlıyor mu?

ABD’nin Çin dışında birçok ülke ile alternatif ticaret yolları ve anlaşmaları araması, dünya ticaretinde yeni bir dönemin başlangıcı olabilir. Güneydoğu Asya ülkeleri, Hindistan ve Güney Amerika gibi yükselen pazarlar, ABD için yeni ihracat ve ithalat merkezleri haline gelebilir.

Bu gelişme, Çin için önemli bir tehdit oluşturuyor. Çünkü uzun vadede ABD’nin Çin’e olan bağımlılığını azaltması, Çin ekonomisinin büyüme dinamiklerini doğrudan etkileyebilir.

Taraflar Masaya Oturacak mı?

ABD ile Çin arasındaki bu ticaret savaşı, şimdilik yumuşama sinyalleri vermiyor. Aksine taraflar, ellerindeki tüm kozları kullanarak üstünlük kurma yarışına girmiş gibi görünüyor.

Ancak uzmanlara göre, iki tarafın da küresel ekonomik sistemden büyük kazançlar sağladığı göz önüne alındığında, uzun vadede karşılıklı tavizlerle bir anlaşma kaçınılmaz olacak. Özellikle dünya ekonomisinin resesyona girmemesi için bu tarz büyük aktörlerin bir uzlaşma zemini yaratması gerekiyor.

The post Beyaz Saray’dan Çin’e Sert Mesaj: Anlaşmak Zorunda Olan Biz Değil Sizsiniz! first appeared on TNT Haber.

]]>
https://www.tnthaber.net/gundem/beyaz-saraydan-cine-sert-mesaj-anlasmak-zorunda-olan-biz-degil-sizsiniz/feed/ 0
AB ile ABD Arasındaki Ticaret Gerilimine 90 Günlük Ara: Yeni Müzakere Fırsatı mı? https://www.tnthaber.net/ekonomi/ab-ile-abd-arasindaki-ticaret-gerilimine-90-gunluk-ara-yeni-muzakere-firsati-mi/?utm_source=rss&utm_medium=rss&utm_campaign=ab-ile-abd-arasindaki-ticaret-gerilimine-90-gunluk-ara-yeni-muzakere-firsati-mi https://www.tnthaber.net/ekonomi/ab-ile-abd-arasindaki-ticaret-gerilimine-90-gunluk-ara-yeni-muzakere-firsati-mi/#respond Sun, 13 Apr 2025 13:32:56 +0000 https://www.tnthaber.net/?p=7817 Avrupa Birliği (AB), Amerika Birleşik Devletleri’nin (ABD) ithalat tarifelerini geçici olarak askıya alma kararına karşılık, misilleme olarak uygulamaya hazırlandığı tarifeleri 90 gün süreyle durdurduğunu açıkladı. Bu gelişme, son yıllarda özellikle sanayi ve enerji sektörlerinde yoğunlaşan ticari anlaşmazlıkların geleceği açısından kritik bir dönemece işaret ediyor. 90 Günlük Bekleme Süresi: Neden Önemli? Washington yönetimi, yakın dönemde bazı […]

The post AB ile ABD Arasındaki Ticaret Gerilimine 90 Günlük Ara: Yeni Müzakere Fırsatı mı? first appeared on TNT Haber.

]]>
Avrupa Birliği (AB), Amerika Birleşik Devletleri’nin (ABD) ithalat tarifelerini geçici olarak askıya alma kararına karşılık, misilleme olarak uygulamaya hazırlandığı tarifeleri 90 gün süreyle durdurduğunu açıkladı. Bu gelişme, son yıllarda özellikle sanayi ve enerji sektörlerinde yoğunlaşan ticari anlaşmazlıkların geleceği açısından kritik bir dönemece işaret ediyor.

90 Günlük Bekleme Süresi: Neden Önemli?

Washington yönetimi, yakın dönemde bazı ithalat kalemlerinde uygulamaya koyduğu yüksek tarifeleri üç ay boyunca askıya alacağını bildirmişti. Bu karar, özellikle Avrupa’dan yapılan ithalatı etkileyen düzenlemeleri içeriyor. ABD Başkanı’nın kararı doğrultusunda, bu tarifeler geçici olarak yüzde 10 seviyesinde tutulacak ve tam uygulanmadan önce taraflar arasında uzlaşma zemini aranacak.

AB ise bu adıma karşılık olarak, daha önce planladığı ve ABD’den ithal edilen başlıca ürünlere yönelik çeşitli misilleme tarifelerini dondurma kararı aldı. Brüksel yönetimi, bu kararla birlikte ticari gerilimin büyümesini engellemek ve diplomasiye fırsat vermek istiyor. AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen’in açıklamalarına göre, bu süre “ciddi ve yapıcı müzakereler” için bir fırsat olarak görülüyor.

Misilleme Tarifeleri Ne Anlama Geliyordu?

AB’nin hazırladığı misilleme listesi, otomotiv parçalarından tarım ürünlerine, teknoloji bileşenlerinden tüketici ürünlerine kadar birçok kalemi içeriyordu. Toplam değeri yaklaşık 23 milyar doları bulan bu liste, AB’nin ticari egemenliğini koruma amacı taşıyordu. Uygulanması durumunda, bu tarifeler sadece ekonomik değil, siyasi etkiler de yaratabilirdi.

Tarifelerin özellikle bazı ABD eyaletlerindeki üreticileri hedef alması, Washington üzerinde baskı oluşturma stratejisinin bir parçasıydı. Brüksel’in amacı, yalnızca ekonomik misilleme değil, aynı zamanda kamuoyu ve kongre nezdinde dikkat çekici bir mesaj vermekti. Ancak bu planlar şimdilik beklemeye alındı.

ABD Ne İstiyor?

ABD tarafı ise Avrupa ile olan ticaret dengesizliğinden şikayet ediyor. Özellikle otomotiv sektöründe Avrupa menşeli araçların ABD pazarında baskın olmasından rahatsızlık duyuluyor. Ayrıca Washington, Avrupa’nın daha fazla Amerikan sıvılaştırılmış doğalgaz (LNG) ithal etmesini istiyor. Bu, enerji alanında ABD’nin dış ticaret dengesini düzeltme stratejisinin bir parçası.

Diğer yandan, ABD sanayi ürünlerinde karşılıklı sıfır tarife önerilerine daha temkinli yaklaşıyor. Beyaz Saray, bu tür anlaşmaların Amerikan üreticilerinin aleyhine sonuçlanabileceğini savunuyor. Dolayısıyla, her iki tarafın da farklı beklentiler içerisinde olduğu bir müzakere süreci başlıyor.

Avrupa’nın Stratejik Tavrı

AB, bu geçici ateşkes süresince hem iç pazarda reformlara hız vermeyi hem de yeni ticaret ortaklıklarını güçlendirmeyi hedefliyor. Brüksel, özellikle Asya ve Latin Amerika ile yapılan serbest ticaret anlaşmalarına daha fazla odaklanıyor. Bu sayede, ABD ile yaşanabilecek olası bir kopuş durumunda alternatif kanallar oluşturulmak isteniyor.

AB Komisyonu, aynı zamanda iç pazarda karşılaşılan bazı yapısal sorunları da çözme sözü verdi. Üye devletler arasında uygulanan farklı vergi ve düzenleme politikaları, ticaretin serbest akışını zaman zaman zorlaştırıyor. 90 günlük bu süreçte hem dışarıda uzlaşma aranacak hem de içeride birlik sağlanmaya çalışılacak.

Özel Sektör Nasıl Etkileniyor?

Bu gelişmeler yalnızca hükümetler düzeyinde değil, özel sektör açısından da büyük önem taşıyor. Özellikle Almanya, Fransa ve İtalya gibi ülkelerdeki otomotiv ve makine sektörleri, ABD’ye ihracatta oluşabilecek engellerden ciddi şekilde etkilenebilir. Aynı durum, ABD’nin tarım ve enerji sektörleri için de geçerli.

Avrupa’daki birçok büyük şirket, tarifelerin yeniden devreye girmesi durumunda tedarik zincirlerini değiştirmek zorunda kalabilir. Bu da maliyetlerin artması ve tüketici fiyatlarına yansıması anlamına geliyor. Bu yüzden iş dünyası temsilcileri, müzakerelerde olumlu sonuç çıkması için kamu otoritelerine çağrıda bulunuyor.

Uzlaşma Olasılığı Var mı?

Her iki taraf da ekonomik olarak birbirine bağımlı. Günlük ticaret hacmi milyarlarca doları bulan AB ve ABD ekonomileri, dünya ekonomisinin en büyük yapı taşları arasında yer alıyor. Bu nedenle tam ölçekli bir ticaret savaşının her iki taraf için de zarar verici olacağı konusunda uzmanlar hemfikir.

Ancak siyasi irade olmadan bu tür sorunların çözümü zor görünüyor. ABD seçim atmosferine girerken, ticaret politikaları iç siyasette de araç haline geliyor. Avrupa ise istikrarı ve birlik içinde hareket etmeyi önceliklendiriyor. Bu ortamda, teknik heyetler düzeyinde yürütülecek görüşmelerin sonucu merakla bekleniyor.

Geçici Barış mı, Kalıcı Anlaşma mı?

Tarafların attığı bu karşılıklı adımlar, bir uzlaşma zemini arayışının göstergesi. Ancak geçici adımların kalıcı sonuçlar doğurması için ciddi irade ve karşılıklı fedakârlık gerekiyor. Ticaret gibi çok katmanlı ve hassas bir konuda çözüm sadece teknik değil, aynı zamanda siyasi iradeye de dayanıyor.

Önümüzdeki 90 gün, AB ve ABD arasındaki ilişkilerin geleceği açısından belirleyici olacak. Ya yeni bir iş birliği dönemi başlayacak ya da ticaret gerilimi yeniden tırmanacak.

The post AB ile ABD Arasındaki Ticaret Gerilimine 90 Günlük Ara: Yeni Müzakere Fırsatı mı? first appeared on TNT Haber.

]]>
https://www.tnthaber.net/ekonomi/ab-ile-abd-arasindaki-ticaret-gerilimine-90-gunluk-ara-yeni-muzakere-firsati-mi/feed/ 0
Ticaret Savaşları Sürüyor: Piyasalar Trump ve Çin’den Tedirgin https://www.tnthaber.net/gundem/ticaret-savaslari-suruyor-piyasalar-trump-ve-cinden-tedirgin/?utm_source=rss&utm_medium=rss&utm_campaign=ticaret-savaslari-suruyor-piyasalar-trump-ve-cinden-tedirgin https://www.tnthaber.net/gundem/ticaret-savaslari-suruyor-piyasalar-trump-ve-cinden-tedirgin/#respond Fri, 11 Apr 2025 14:08:40 +0000 https://www.tnthaber.net/?p=7814 ABD Başkanı Donald Trump’ın, dünya ticaretini derinden etkileyen yüksek gümrük tarifeleri politikasına yönelik 90 günlük bir “duraklama” ilan etmesi, geçici bir rahatlama sağlamış olsa da bu karar Avrupa’da ve küresel piyasalarda ciddi bir belirsizlik yarattı. Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un “Bu sadece kırılgan bir moladır” sözleri, durumu tam anlamıyla özetliyor. 90 Günlük Mola: Gerçek Bir Geri […]

The post Ticaret Savaşları Sürüyor: Piyasalar Trump ve Çin’den Tedirgin first appeared on TNT Haber.

]]>
ABD Başkanı Donald Trump’ın, dünya ticaretini derinden etkileyen yüksek gümrük tarifeleri politikasına yönelik 90 günlük bir “duraklama” ilan etmesi, geçici bir rahatlama sağlamış olsa da bu karar Avrupa’da ve küresel piyasalarda ciddi bir belirsizlik yarattı. Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un “Bu sadece kırılgan bir moladır” sözleri, durumu tam anlamıyla özetliyor.

90 Günlük Mola: Gerçek Bir Geri Adım mı, Yoksa Takvimli Bir Tehdit mi?

Trump yönetimi tarafından açıklanan 90 günlük tarife askıya alma kararı, birçok ülke için bir müzakere şansı gibi görünse de, bunun ardında yatan stratejik hamleler ve tehdit unsurları daha derin bir sorunun göstergesi. Bu süreç, ABD’nin kendi çıkarlarını korumak adına, küresel ekonomi üzerinde ne denli baskı kurabileceğinin bir başka örneği.

Macron’un Tepkisi: Belirsizlik, Avrupa Şirketlerini Sarsıyor

Fransa Cumhurbaşkanı Macron, bu 90 günün aslında bir çözüm süreci değil, ekonomik aktörler için belirsizlik ve risk anlamına geldiğini ifade etti. Özellikle otomotiv, havacılık ve lüks tüketim gibi ABD pazarıyla entegre çalışan sektörler, yatırım ve üretim planlarında ciddi kararsızlık yaşıyor. Macron’un deyimiyle, “Her an iptal edilebilecek geçici bir ateşkesle” Avrupa, ekonomik kararlar almakta zorlanıyor.

Çin ve AB Ortak Cephesi: “Zorbalığa” Karşı Diplomatik Hamleler

Trump’ın tarifelerinden en çok etkilenen bir diğer aktör ise Çin. Çin Devlet Başkanı Xi Jinping, Avrupa Birliği ile ortak hareket etme çağrısı yaparak, ABD’nin “ekonomik zorbalığına” karşı durulması gerektiğini belirtti. İspanya Başbakanı Pedro Sánchez ile Pekin’de bir araya gelen Xi, Avrupa ile ticaretin siyasi baskıdan arındırılması gerektiğini savundu.

Bu açıklamanın hemen ardından Çin, ABD ürünlerine uyguladığı tarifeleri yüzde 125’e kadar çıkardı. Bu agresif karşı hamle, ticaret savaşının kısa vadede yatışmayacağını ve taraflar arasında daha sert ekonomik kararların alınabileceğini gösteriyor.

Piyasalarda Deprem Etkisi

Tarifelerin askıya alınması kısa süreli bir olumlu hava yaratsa da, küresel borsalarda düşüş dalgası hızla yayıldı. Tokyo Borsası’nda yüzde 5’e yakın kayıplar yaşanırken, Avrupa’da da endeksler kırmızıya büründü. Özellikle enerji fiyatlarında dalgalanmalar dikkat çekiyor; petrol fiyatları art arda ikinci haftasında da düşüş eğiliminde.

Finans çevreleri, 90 gün sonra ne olacağına dair hiçbir kesinlik olmadığını vurguluyor. Bu, yatırımcıların uzun vadeli stratejiler geliştirmesini engelliyor. Risk iştahının azalması ise hem gelişmiş hem de gelişmekte olan ülkelerin ekonomilerini baskı altına alıyor.

Ticaret Savaşlarının Diplomasiye Etkisi

Bu süreç sadece ekonomiyle sınırlı değil; aynı zamanda uluslararası ilişkilerde de yeni dengeler yaratıyor. Çin’in Avrupa ülkeleriyle kurduğu temaslar, küresel iş birliği arayışlarının artacağını gösteriyor. Trump yönetiminin sert söylemleri, ABD’nin geleneksel müttefikleriyle ilişkilerini de zora sokuyor.

Avrupa Birliği, bu noktada iki seçenekle karşı karşıya: Ya Trump yönetimiyle daha fazla taviz vererek kısa vadeli çözümler üretmek, ya da Çin gibi alternatif ticaret ortaklarıyla ilişkileri güçlendirmek.

Fransa ve Almanya’nın Ortak Hattı

Fransa’nın yanı sıra Almanya da tarifelere karşı sert bir duruş sergiliyor. Alman yetkililer, özellikle otomotiv sektörünün geleceği için belirsizlik ortamının kaldırılması gerektiğini belirtiyor. AB Komisyonu ise, Trump ile doğrudan müzakere masasına oturmak yerine, ortak stratejiler geliştirerek yanıt vermekten yana.

Bu ortak hat, Avrupa’nın kendi içinde daha koordineli hareket etmesine neden olabilir. Ancak ABD’nin iç politikasında yaşanan dalgalanmalar, alınan kararların sürdürülebilirliğini tehdit ediyor.

Süreç Nasıl Gelişecek?

Uzmanlara göre, 90 gün sonra tarifelerin geri getirilmesi olasılığı yüksek. Trump, özellikle seçimlere giderken “sert duruşunu” kaybetmek istemiyor. Bu nedenle müzakereler sonuçlansa bile yeni bir ekonomik cepheleşme kaçınılmaz olabilir.

Avrupa’nın bu süreçte yapması gereken en önemli şey, dış ticarette bağımsızlık ilkesini gözeterek yeni pazarlar ve iş birlikleri geliştirmek. Aksi halde Trump’ın baskıcı stratejilerine karşı savunmasız kalabilir.

Trump’ın 90 günlük tarife molası, aslında bir barış değil; yeni bir ekonomik savaşın sessiz hazırlığı. Avrupa’nın, Çin’in ve diğer ülkelerin nasıl bir yol izleyeceği, küresel ekonominin geleceğini belirleyecek.

The post Ticaret Savaşları Sürüyor: Piyasalar Trump ve Çin’den Tedirgin first appeared on TNT Haber.

]]>
https://www.tnthaber.net/gundem/ticaret-savaslari-suruyor-piyasalar-trump-ve-cinden-tedirgin/feed/ 0
Trump’tan TikTok’a Bir Şans Daha: Yasak Yerine 75 Günlük Ek Süre https://www.tnthaber.net/gundem/trumptan-tiktoka-bir-sans-daha-yasak-yerine-75-gunluk-ek-sure/?utm_source=rss&utm_medium=rss&utm_campaign=trumptan-tiktoka-bir-sans-daha-yasak-yerine-75-gunluk-ek-sure https://www.tnthaber.net/gundem/trumptan-tiktoka-bir-sans-daha-yasak-yerine-75-gunluk-ek-sure/#respond Sat, 05 Apr 2025 12:22:35 +0000 https://www.tnthaber.net/?p=7749 Amerika Birleşik Devletleri Başkanı Donald Trump, sosyal medya devi TikTok’a yönelik aldığı kararlarla yeniden gündemde. Daha önce defalarca konuşulan ve birçok kez ertelenen TikTok yasağı bir kez daha rafa kalktı. Başkan Trump, Çinli teknoloji firması ByteDance’e ait olan TikTok’un ABD’deki faaliyetlerini sona erdirme kararını 75 gün daha öteledi. Bu erteleme, yalnızca bir sosyal medya uygulamasının […]

The post Trump’tan TikTok’a Bir Şans Daha: Yasak Yerine 75 Günlük Ek Süre first appeared on TNT Haber.

]]>
Amerika Birleşik Devletleri Başkanı Donald Trump, sosyal medya devi TikTok’a yönelik aldığı kararlarla yeniden gündemde. Daha önce defalarca konuşulan ve birçok kez ertelenen TikTok yasağı bir kez daha rafa kalktı. Başkan Trump, Çinli teknoloji firması ByteDance’e ait olan TikTok’un ABD’deki faaliyetlerini sona erdirme kararını 75 gün daha öteledi. Bu erteleme, yalnızca bir sosyal medya uygulamasının kaderini değil, aynı zamanda ABD ile Çin arasında süregelen dijital ve politik gerilimin seyrini de etkileyecek.

Süreçte Yeni Bir Dönemeç

TikTok’un ABD’deki faaliyetlerine yönelik endişeler Trump’ın ilk döneminden bu yana gündemdeydi. Özellikle uygulamanın kullanıcı verilerini Çin hükümetiyle paylaştığı iddiaları, Washington’un TikTok’a karşı tavrını sertleştirmişti. Bu sebeple geçtiğimiz yıl içinde kabul edilen bir yasa, TikTok’un ya Amerikan bir şirkete satılmasını ya da ülkeden çekilmesini zorunlu kılmıştı. Ancak bu sürecin karmaşıklığı nedeniyle belirlenen tarihler sürekli öteleniyordu.

Son olarak 5 Nisan 2025 tarihinde dolması beklenen süre, Başkan Trump’ın kararıyla Haziran ortasına kadar uzatıldı. Trump, Truth Social hesabında yaptığı paylaşımda bu uzatmanın nedenini “karmaşık ve dikkatli ilerlenmesi gereken bir süreç” olarak açıkladı. Uygulamanın geleceğiyle ilgili net bir çözüm arayışı sürerken, bu karar TikTok’a adeta bir nefes aralığı sundu.

Kim Satın Alacak? Teknoloji Devleri Sahada

Trump yönetimi, TikTok’un Çin merkezli bir şirkete bağlı olmasının ulusal güvenlik açısından risk taşıdığı görüşünde. Bu nedenle uygulamanın el değiştirmesi gerektiği yönündeki baskılar devam ediyor. ABD’li bazı teknoloji devleri ve yatırımcı grupları bu fırsatı değerlendirmek için sıraya girmiş durumda.

Oracle, Amazon, Walmart gibi büyük şirketler; ayrıca milyarder iş insanı Frank McCourt’un önderliğinde oluşan özel bir konsorsiyum, TikTok’un ABD operasyonlarını satın almak için tekliflerini sundu. Henüz netleşmemiş olsa da, Trump yönetimi bu girişimlerden birinin kısa sürede somut bir anlaşmayla sonuçlanabileceğine inanıyor.

Başkan Trump geçtiğimiz günlerde bazı alıcılarla yüz yüze görüşmeler yaptı ve “anlaşmaya çok yakınız” diyerek sürecin olumlu ilerlediğini ima etti. Ancak satışın tamamlanması yalnızca Amerikan makamlarının onayıyla değil, aynı zamanda Çin hükümetinin de onayıyla mümkün olacak.

Çin’den Yanıt: Tarifelere Misilleme, Satışa Engel

ABD’nin Çin’e yönelik ticari baskıları, yalnızca teknoloji alanında değil, genel ekonomik ilişkilerde de tansiyonu artırıyor. Özellikle son dönemde ABD’nin Çin ürünlerine uyguladığı yeni gümrük tarifeleri, Pekin’in TikTok anlaşmasına karşı daha mesafeli yaklaşmasına neden oldu.

Çin yönetimi, bu yeni tarifeleri “haksız ekonomik baskı” olarak nitelendirirken, TikTok’un satışı konusunda daha önce verdikleri onayın geçerli olmayabileceğini ifade etti. Bu durum, satış sürecinin önündeki en büyük diplomatik engel olarak değerlendiriliyor.

ByteDance cephesi ise çözüm odaklı açıklamalar yapmayı sürdürüyor. Şirket yetkilileri, ABD hükümetiyle anlaşmaya varmak istediklerini, ancak Çin yasaları doğrultusunda ilerlemek zorunda olduklarını vurguluyor. Kısacası, iki ülke arasındaki siyasi tansiyon, TikTok’un kaderini doğrudan etkiliyor.

TikTok Kullanıcıları ve İçerik Üreticileri Ne Diyor?

Tüm bu politik ve ekonomik gelişmelerin gölgesinde kalan asıl taraf ise kullanıcılar. TikTok, ABD’de milyonlarca kullanıcıya sahip ve özellikle gençler arasında oldukça popüler. Eğlenceli videoların, dansların ve kısa skeçlerin ötesinde, bu uygulama binlerce içerik üreticisi için ciddi bir gelir kapısı anlamına geliyor.

TikTok influencer’ı olan ve platformda 2 milyondan fazla takipçiye sahip olan 23 yaşındaki Jada Simmons, belirsizliğin kendilerini çok zorladığını söylüyor. “Her gün video üretiyoruz ama bir sabah uyanıp her şeyin kapanmış olmasından korkuyoruz. Bu bizim işimiz, geçim kaynağımız,” diyor.

Bu durum, TikTok’un sadece eğlence amaçlı bir platform olmadığını; aynı zamanda dijital ekonomi içinde önemli bir yere sahip olduğunu bir kez daha gözler önüne seriyor.

Bir Uygulamadan Daha Fazlası: Dijital Güç Savaşı

Trump’ın TikTok’a tanıdığı yeni süre, aslında çok daha geniş bir mücadeleyi simgeliyor. Bu sadece bir uygulamanın satışı ya da yasaklanması meselesi değil; aynı zamanda dijital güvenlik, veri egemenliği ve uluslararası teknoloji rekabetiyle ilgili bir mesele.

ABD, Çin merkezli teknoloji firmalarının dünya genelinde etkisini azaltmaya çalışıyor. TikTok da bu mücadelenin sembol haline gelmiş temsilcilerinden biri. Uzmanlara göre bu süreç, Batı ülkelerinin kendi dijital sınırlarını daha sıkı çizmeye başlamasıyla sonuçlanabilir.

Haziran Son Durak Olabilir

TikTok’un geleceğiyle ilgili bu 75 günlük yeni süre, büyük olasılıkla sürecin en kritik dönüm noktası olacak. Eğer bu zaman diliminde bir anlaşma sağlanamazsa, uygulamanın ABD pazarından tamamen çıkarılması gündeme gelecek. Bu da hem kullanıcılar hem yatırımcılar hem de küresel teknoloji piyasası için büyük bir sarsıntı yaratabilir.

Trump’ın bu hamlesi geçici bir uzatma mı, yoksa stratejik bir manevra mı, önümüzdeki haftalarda daha net anlaşılacak. Ancak bir gerçek var ki, TikTok’un akıbeti sadece ABD’de değil, tüm dünyada merakla izleniyor.

The post Trump’tan TikTok’a Bir Şans Daha: Yasak Yerine 75 Günlük Ek Süre first appeared on TNT Haber.

]]>
https://www.tnthaber.net/gundem/trumptan-tiktoka-bir-sans-daha-yasak-yerine-75-gunluk-ek-sure/feed/ 0