Son Dakika - TNT Haber https://www.tnthaber.net En Son Haber, Güncel Haber Fri, 26 Sep 2025 10:00:57 +0000 tr hourly 1 https://wordpress.org/?v=6.9 https://www.tnthaber.net/wp-content/uploads/2025/02/cropped-favicon-32x32.jpg Son Dakika - TNT Haber https://www.tnthaber.net 32 32 ABD Savaş Uçakları Alaska’da Rus Uçaklarına Karşı Havalandı https://www.tnthaber.net/dunya/abd-savas-ucaklari-alaskada-rus-ucaklarina-karsi-havalandi/?utm_source=rss&utm_medium=rss&utm_campaign=abd-savas-ucaklari-alaskada-rus-ucaklarina-karsi-havalandi https://www.tnthaber.net/dunya/abd-savas-ucaklari-alaskada-rus-ucaklarina-karsi-havalandi/#respond Fri, 26 Sep 2025 10:00:55 +0000 https://www.tnthaber.net/?p=8875 Kuzey Pasifik bölgesinde son günlerde dikkat çeken bir askeri hareketlilik yaşandı. ABD’ye bağlı hava savunma birlikleri, Alaska açıklarında Rusya’ya ait savaş uçaklarının yaklaşması üzerine alarma geçti. Açıklamalara göre Rusya’ya ait dört savaş uçağı, Alaska’nın Hava Savunma Tanımlama Bölgesi olarak bilinen ADIZ hattına doğru ilerledi. Bunun üzerine Kuzey Amerika Hava Savunma Komutanlığı, bölgeye çok sayıda savaş […]

The post ABD Savaş Uçakları Alaska’da Rus Uçaklarına Karşı Havalandı first appeared on TNT Haber.

]]>
Kuzey Pasifik bölgesinde son günlerde dikkat çeken bir askeri hareketlilik yaşandı. ABD’ye bağlı hava savunma birlikleri, Alaska açıklarında Rusya’ya ait savaş uçaklarının yaklaşması üzerine alarma geçti. Açıklamalara göre Rusya’ya ait dört savaş uçağı, Alaska’nın Hava Savunma Tanımlama Bölgesi olarak bilinen ADIZ hattına doğru ilerledi. Bunun üzerine Kuzey Amerika Hava Savunma Komutanlığı, bölgeye çok sayıda savaş ve destek uçağı yönlendirdi.

Rusya’ya ait uçaklar arasında iki adet uzun menzilli bombardıman uçağı ve iki adet modern savaş uçağı bulunuyordu. Bu uçuşlar uluslararası hava sahasında gerçekleşti ancak konum olarak ABD’nin güvenlik alanına oldukça yakın bir noktada olduğu vurgulandı. Yetkililer, herhangi bir ihlalin yaşanmadığını fakat bu tür hareketlerin ciddiyetle takip edildiğini belirtti. ABD tarafı, olaya karşılık olarak erken uyarı uçakları, yakıt ikmal uçakları ve F-16 savaş uçaklarını havalandırdı.

Hava Savunma Tanımlama Bölgesi, ülkelerin egemen hava sahaları dışında kalan fakat güvenlik için takip ettikleri alanları ifade ediyor. Bu bölgelerde uçuş yapan yabancı uçakların kimliklerini bildirmesi bekleniyor. Rusya’nın son dönemde bu bölgede sık sık uçuşlar gerçekleştirdiği biliniyor. ABD ise her defasında bu uçuşlara karşılık vererek, hem caydırıcılık oluşturmayı hem de sınır güvenliğini sağlamayı hedefliyor.

Aslında bu tür karşılaşmalar ilk kez yaşanmıyor. Alaska çevresindeki Rus hava faaliyetleri uzun süredir gözlemleniyor. Uzmanlar, bu uçuşların genellikle güç gösterisi ya da askeri hazırlık mesajı taşıdığını ifade ediyor. Özellikle küresel düzeyde siyasi gerilimin yüksek olduğu dönemlerde bu tarz adımların artış göstermesi dikkat çekiyor. ABD’nin yanıtı ise her seferinde hızlı ve organize bir şekilde gerçekleşiyor.

Olayın ardından yapılan açıklamalarda, Rus uçaklarının uluslararası hava sahasında hareket ettiği ve doğrudan bir tehdit oluşturmadığı belirtildi. Ancak bu durum, bölgede yaşanan gerilimin önemini azaltmıyor. Her iki tarafın da birbirine karşı gövde gösterisi niteliğinde hamlelerde bulunması, askeri denge açısından kritik bir tablo ortaya koyuyor. Özellikle Alaska hattı, hem coğrafi konumu hem de stratejik önemi nedeniyle son derece hassas bir bölge olarak kabul ediliyor.

Analistler, bu gelişmenin önümüzdeki dönemde daha fazla karşılaşmaya zemin hazırlayabileceğini düşünüyor. Rusya’nın kuzey bölgelerinde askeri varlığını artırmaya devam etmesi, ABD’nin de bu hattaki devriye ve gözetleme faaliyetlerini yoğunlaştırmasını kaçınılmaz hale getiriyor. Bu durum, sadece iki ülke arasındaki ilişkileri değil, NATO’nun bölgedeki stratejik planlamalarını da yakından ilgilendiriyor.

Alaska açıklarında yaşanan son hava hareketliliği bir ihlalle sonuçlanmamış olsa da küresel güvenlik gündemine yeni bir başlık ekledi. Uzmanlar, bu tür gelişmelerin rutin olarak tanımlansa bile aslında tarafların birbirini test etme aracı olduğunu vurguluyor. Rusya’nın mesaj verme amaçlı uçuşları ve ABD’nin buna karşı hızlı tepkileri, gelecekteki dengeleri şekillendirecek önemli faktörler arasında yer alıyor.

The post ABD Savaş Uçakları Alaska’da Rus Uçaklarına Karşı Havalandı first appeared on TNT Haber.

]]>
https://www.tnthaber.net/dunya/abd-savas-ucaklari-alaskada-rus-ucaklarina-karsi-havalandi/feed/ 0
Kanada’dan Filistin’e 47 Milyon Dolarlık Yeni Destek Fonu https://www.tnthaber.net/dunya/kanadadan-filistine-47-milyon-dolarlik-yeni-destek-fonu/?utm_source=rss&utm_medium=rss&utm_campaign=kanadadan-filistine-47-milyon-dolarlik-yeni-destek-fonu https://www.tnthaber.net/dunya/kanadadan-filistine-47-milyon-dolarlik-yeni-destek-fonu/#respond Fri, 26 Sep 2025 09:50:19 +0000 https://www.tnthaber.net/?p=8872 Kanada, Filistin’e yönelik desteğini artırmaya devam ediyor. Ülke yönetimi, daha önce taahhüt edilen yardımlara ek olarak 47 milyon dolarlık yeni bir fon oluşturduğunu açıkladı. Bu adım, hem insani yardım boyutunu hem de Filistin’deki kurumsal yapının güçlendirilmesini hedefleyen stratejik bir destek niteliği taşıyor. Filistin’i Tanımanın Ardından Gelen Adım Kanada’nın geçtiğimiz aylarda Filistin’i resmen tanıması, uluslararası arenada […]

The post Kanada’dan Filistin’e 47 Milyon Dolarlık Yeni Destek Fonu first appeared on TNT Haber.

]]>
Kanada, Filistin’e yönelik desteğini artırmaya devam ediyor. Ülke yönetimi, daha önce taahhüt edilen yardımlara ek olarak 47 milyon dolarlık yeni bir fon oluşturduğunu açıkladı. Bu adım, hem insani yardım boyutunu hem de Filistin’deki kurumsal yapının güçlendirilmesini hedefleyen stratejik bir destek niteliği taşıyor.

Filistin’i Tanımanın Ardından Gelen Adım

Kanada’nın geçtiğimiz aylarda Filistin’i resmen tanıması, uluslararası arenada geniş yankı uyandırmıştı. Bu tanımanın ardından atılan yeni finansal destek adımı, ülkenin iki devletli çözüm vizyonuna bağlılığını ortaya koyuyor. Kanada yönetimi, Orta Doğu’da barış sürecinin ancak Filistin halkının haklarının tanınması ve desteklenmesiyle mümkün olabileceğini savunuyor.

Fonun Amacı

Yeni fonun en önemli hedeflerinden biri, Filistin’de ekonomik ve sosyal yapıyı güçlendirmek. Özellikle Gazze ve Batı Şeria’da sivil altyapının geliştirilmesi, adalet sistemlerinin daha verimli hale getirilmesi ve yönetim kapasitesinin artırılması öncelikli başlıklar arasında yer alıyor. Böylelikle sadece acil ihtiyaçların karşılanması değil, aynı zamanda uzun vadeli kalkınma sürecine katkı sağlanması hedefleniyor.

Kanada’nın Öncelikleri

Kanada hükümeti, Gazze’de acil ateşkesin sağlanması, tüm esirlerin serbest bırakılması ve sivillerin korunması gerektiğini vurguluyor. Ayrıca insani yardımların hızlandırılması, temel gıda ve sağlık malzemelerinin bölgeye ulaştırılması için uluslararası topluma da çağrıda bulunuyor. Bu bağlamda yeni fon, yalnızca insani yardım değil, aynı zamanda siyasi bir mesaj niteliği de taşıyor.

Bölgesel Etkiler

Kanada’nın bu kararı, diğer ülkelere de örnek olabilir. Benzer adımların farklı devletlerden gelmesi halinde, Filistin’e yönelik uluslararası destek daha güçlü hale gelebilir. Bu durum, hem bölgede istikrarın sağlanmasına hem de barış sürecine katkıda bulunabilir. Özellikle Batı ülkelerinin Filistin’e yönelik diplomatik ve mali desteklerini artırması, sorunun çözümüne yönelik umutları güçlendirebilir.

Zorluklar ve Beklentiler

Her ne kadar bu fon büyük bir destek anlamına gelse de, uygulamada karşılaşılabilecek zorluklar da göz ardı edilmiyor. Bölgede süregelen çatışmalar, güvenlik sorunları ve kaynakların adil dağılımı, fonun etkin şekilde kullanılmasını zorlaştırabilir. Bunun yanı sıra, yardımların şeffaf ve hesap verebilir biçimde yönetilmesi de büyük önem taşıyor. Kanada hükümeti, fonun doğru kanallardan aktarılması ve denetlenmesi için çeşitli uluslararası kurumlarla iş birliği yapmayı planlıyor.

Uzun Vadeli Kalkınma Hedefi

Bu yeni destek paketi, sadece kısa vadeli yardımları değil, aynı zamanda uzun vadeli kalkınmayı da merkezine alıyor. Eğitim, sağlık ve hukuk sistemlerinin geliştirilmesi, Filistin halkının yaşam standartlarının yükseltilmesi açısından kritik görülüyor. Uzun vadede bu tür destekler, hem halkın refahına hem de bölgesel barışın kalıcı hale gelmesine katkıda bulunabilir.

The post Kanada’dan Filistin’e 47 Milyon Dolarlık Yeni Destek Fonu first appeared on TNT Haber.

]]>
https://www.tnthaber.net/dunya/kanadadan-filistine-47-milyon-dolarlik-yeni-destek-fonu/feed/ 0
Hollanda Göçmen Karşıtı Protestoda Gerginlik Araçlar Ateşe Verildi https://www.tnthaber.net/dunya/hollanda-gocmen-karsiti-protestoda-gerginlik-araclar-atese-verildi/?utm_source=rss&utm_medium=rss&utm_campaign=hollanda-gocmen-karsiti-protestoda-gerginlik-araclar-atese-verildi https://www.tnthaber.net/dunya/hollanda-gocmen-karsiti-protestoda-gerginlik-araclar-atese-verildi/#respond Sun, 21 Sep 2025 09:41:39 +0000 https://www.tnthaber.net/?p=8853 Hollanda’nın siyasi gündeminde uzun süredir önemli bir yer tutan göç ve iltica politikaları, hafta sonu Lahey’de yaşanan büyük çaplı bir protesto ile yeniden tartışmaların merkezine oturdu. Göçmen karşıtı grupların organize ettiği gösteri, binlerce kişinin katılımıyla barışçıl bir şekilde başlamasına rağmen kısa sürede şiddet olaylarına sahne oldu. Cumartesi günü düzenlenen gösteride, göç politikalarının sıkılaştırılmasını talep eden […]

The post Hollanda Göçmen Karşıtı Protestoda Gerginlik Araçlar Ateşe Verildi first appeared on TNT Haber.

]]>
Hollanda’nın siyasi gündeminde uzun süredir önemli bir yer tutan göç ve iltica politikaları, hafta sonu Lahey’de yaşanan büyük çaplı bir protesto ile yeniden tartışmaların merkezine oturdu. Göçmen karşıtı grupların organize ettiği gösteri, binlerce kişinin katılımıyla barışçıl bir şekilde başlamasına rağmen kısa sürede şiddet olaylarına sahne oldu.

Cumartesi günü düzenlenen gösteride, göç politikalarının sıkılaştırılmasını talep eden kalabalık, merkezde yürüyüşe geçti. Ellerinde Hollanda bayrakları taşıyan ve göçmen karşıtı sloganlar atan bazı gruplar, bir süre sonra güvenlik güçleriyle karşı karşıya geldi. Polise taş ve şişe atan göstericilere, güvenlik güçleri tazyikli su ve göz yaşartıcı gazla müdahalede bulundu. Çıkan arbedede bir polis aracı ateşe verildi, bazı yollar trafiğe kapatıldı.

Polis yetkililerinin açıklamasına göre, olaylarda en az otuz kişi gözaltına alındı. İki polis memuru yaralandı ve hastanede tedavi altına alındı. Güvenlik güçleri, şiddet olaylarına karıştığı belirlenen kişilerin kamera kayıtlarından tespit edilerek ilerleyen günlerde yeni gözaltıların yapılabileceğini açıkladı.

Gösteri sırasında sadece güvenlik güçleri değil, bazı siyasi parti binaları da hedef oldu. Özellikle merkez sol çizgideki D66 partisinin ofisinde camların kırıldığı ve maddi hasar meydana geldiği bildirildi. Bu durum, olayların yalnızca bir göçmen karşıtı protesto olmanın ötesine geçerek siyasi bir mesaj içerdiği yorumlarına yol açtı.

Yaşanan olaylar, Hollanda’da 29 Ekim’de yapılacak genel seçimler öncesinde toplumsal tansiyonun giderek arttığını gösteriyor. Uzmanlar, göç konusunun seçim gündeminin en sıcak başlıklarından biri olduğuna dikkat çekiyor. Özellikle sağ eğilimli ve göçmen karşıtı partilerin, bu tarz olaylardan siyasi fayda sağlamaya çalışabileceği ifade ediliyor. Bununla birlikte, şiddet içerikli gösterilerin kamuoyunda ters tepki yaratma ihtimali de bulunuyor.

Göçmen karşıtlığı, son yıllarda Avrupa’nın pek çok ülkesinde olduğu gibi Hollanda’da da yükselişte. Artan sığınmacı başvuruları, barınma merkezlerindeki yoğunluk ve ekonomik krizle birleşince, toplumun belirli kesimlerinde hoşnutsuzluk artıyor. Ancak hükümet yetkilileri, bu sorunların çözümünde şiddet ve nefret dilinin değil, siyasi uzlaşının ve toplumsal dayanışmanın önemli olduğunu vurguluyor.

Lahey’de yaşananlar, Hollanda’da güvenlik ve kamu düzeni açısından da ciddi soru işaretleri doğurdu. Şiddetin ön plana çıktığı bu tür eylemlerin devam etmesi halinde, seçim sürecinde toplumsal kutuplaşmanın daha da derinleşmesi bekleniyor.

Lahey’deki protesto yalnızca bir güvenlik olayı değil, aynı zamanda Hollanda’nın göç politikaları etrafında şekillenen siyasi atmosferinin bir yansıması oldu. Önümüzdeki haftalarda benzer gösterilerin gerçekleşip gerçekleşmeyeceği ve bu olayların seçim sonuçlarına nasıl etki edeceği merak konusu olmaya devam ediyor.

The post Hollanda Göçmen Karşıtı Protestoda Gerginlik Araçlar Ateşe Verildi first appeared on TNT Haber.

]]>
https://www.tnthaber.net/dunya/hollanda-gocmen-karsiti-protestoda-gerginlik-araclar-atese-verildi/feed/ 0
Küresel Finans Rekabeti Kızışıyor Almanya’dan Dijital Euro Çıkışı https://www.tnthaber.net/gundem/kuresel-finans-rekabeti-kizisiyor-almanyadan-dijital-euro-cikisi/?utm_source=rss&utm_medium=rss&utm_campaign=kuresel-finans-rekabeti-kizisiyor-almanyadan-dijital-euro-cikisi https://www.tnthaber.net/gundem/kuresel-finans-rekabeti-kizisiyor-almanyadan-dijital-euro-cikisi/#respond Fri, 19 Sep 2025 15:56:14 +0000 https://www.tnthaber.net/?p=8847 Avrupa Birliği’nde uzun süredir tartışılan dijital euro projesi, Almanya’nın çağrısıyla yeniden gündemin en üst sıralarına taşındı. Almanya Maliye Bakanı Lars Klingbeil, Avrupa Birliği maliye ve ekonomi bakanlarının katıldığı toplantı öncesinde yaptığı açıklamada, dijital para birimi için artık net bir takvimin belirlenmesi gerektiğini vurguladı. Klingbeil, “Bu proje siyasi ve ekonomik açıdan kritik bir dönemeçtir. Belirsizlikleri ortadan […]

The post Küresel Finans Rekabeti Kızışıyor Almanya’dan Dijital Euro Çıkışı first appeared on TNT Haber.

]]>
Avrupa Birliği’nde uzun süredir tartışılan dijital euro projesi, Almanya’nın çağrısıyla yeniden gündemin en üst sıralarına taşındı. Almanya Maliye Bakanı Lars Klingbeil, Avrupa Birliği maliye ve ekonomi bakanlarının katıldığı toplantı öncesinde yaptığı açıklamada, dijital para birimi için artık net bir takvimin belirlenmesi gerektiğini vurguladı. Klingbeil, “Bu proje siyasi ve ekonomik açıdan kritik bir dönemeçtir. Belirsizlikleri ortadan kaldırmak için yıl sonuna kadar somut adımlar atılmalı” ifadelerini kullandı.

Avrupa Merkez Bankası (ECB) tarafından yürütülen dijital euro çalışmaları, üye ülkeler arasında zaman zaman tartışmalara yol açıyor. Dijital para biriminin hem finansal istikrarı koruyacak hem de vatandaşlara güven verecek şekilde tasarlanması gerektiğini söyleyen Klingbeil, ortak bir takvimin projenin hızlanması için kaçınılmaz olduğunu dile getirdi.

Finansal Rekabet ve Dijital Dönüşüm

Almanya’nın talebinin arkasında, küresel finans sisteminde yaşanan dijitalleşme yarışının hız kazanması bulunuyor. Çin’in dijital yuanı devreye alması, ABD’de ise dijital dolar konusundaki araştırmaların devam etmesi, Avrupa’yı da harekete geçmeye zorladı. Uzmanlara göre, eğer Avrupa bu konuda geç kalırsa, küresel ödeme sistemlerinde etkisini kaybetme riskiyle karşı karşıya kalabilir.

Dijital euro, vatandaşların günlük ödemelerini elektronik ortamda güvenle yapabilmelerini sağlamayı hedefliyor. Ayrıca sınır ötesi işlemlerde hız, düşük maliyet ve güvenlik gibi avantajlar sunacağı öngörülüyor. Almanya ise bu projenin sadece teknik bir dönüşüm değil, aynı zamanda Avrupa’nın finansal bağımsızlığı için de stratejik öneme sahip olduğuna dikkat çekiyor.

Vatandaş Güveni Ön Planda

Almanya Maliye Bakanı Klingbeil, dijital paranın hayata geçirilmesinde en önemli unsurun vatandaşların güveni olduğunu belirtti. Geleneksel bankacılık sistemine alternatif olarak sunulacak dijital euro, şeffaf ve güvenilir bir yapıya sahip olmalı. Ayrıca veri gizliliği, siber güvenlik ve bireylerin finansal özgürlüğü konularında da ikna edici çözümler üretilmesi gerektiği ifade ediliyor.

Bir diğer kritik nokta ise, dijital euronun mevcut bankacılık sistemini zayıflatmadan hayata geçirilmesi. Avrupa’daki ticari bankalar, dijital paranın mevduat kayıplarına yol açabileceği yönündeki endişelerini sıkça dile getiriyor. Bu nedenle Almanya, projenin bankacılık sektörünü destekleyecek ve dengeyi koruyacak bir şekilde uygulanmasını savunuyor.

Avrupa İçin Yeni Bir Dönem

Uzmanlara göre dijital euro, sadece ekonomik bir araç değil, aynı zamanda Avrupa’nın birlik içindeki bütünleşmesini de güçlendirecek bir hamle olabilir. Dijital para, Euro Bölgesi vatandaşlarına eşit koşullarda ödeme imkânı tanırken, Avrupa’nın küresel ekonomideki rolünü de pekiştirebilir.

Almanya’nın çağrısı, önümüzdeki aylarda yapılacak tartışmaların yönünü belirleyecek gibi görünüyor. Eğer AB ülkeleri yıl sonuna kadar bir yol haritası üzerinde anlaşırsa, dijital euro 2026’dan itibaren aşamalı olarak hayatımıza girebilir. Aksi durumda, Avrupa’nın dijital finans yarışında geri planda kalma ihtimali artacak.

Klingbeil’in sözleri, AB içinde dijital dönüşümün sadece ekonomik değil, aynı zamanda siyasi bir sorumluluk olduğunu da hatırlatıyor. Avrupa, küresel güçler karşısında rekabetçi kalmak istiyorsa, dijital euro için takvim artık netleşmek zorunda.

The post Küresel Finans Rekabeti Kızışıyor Almanya’dan Dijital Euro Çıkışı first appeared on TNT Haber.

]]>
https://www.tnthaber.net/gundem/kuresel-finans-rekabeti-kizisiyor-almanyadan-dijital-euro-cikisi/feed/ 0
Rusya, Ukrayna’da Bir Bölgeyi Daha Kontrol Altına Aldı https://www.tnthaber.net/dunya/rusya-ukraynada-bir-bolgeyi-daha-kontrol-altina-aldi/?utm_source=rss&utm_medium=rss&utm_campaign=rusya-ukraynada-bir-bolgeyi-daha-kontrol-altina-aldi https://www.tnthaber.net/dunya/rusya-ukraynada-bir-bolgeyi-daha-kontrol-altina-aldi/#respond Mon, 15 Sep 2025 10:34:50 +0000 https://www.tnthaber.net/?p=8834 Rusya-Ukrayna savaşında cephe hattında dikkat çeken yeni bir gelişme yaşandı. Rusya Savunma Bakanlığı, Ukrayna’nın doğusunda yer alan Novonikolayevka yerleşim biriminin tamamen Rus güçlerinin kontrolüne geçtiğini duyurdu. Bu hamle, savaşın gidişatında hem askeri hem de stratejik açıdan önemli bir dönüm noktası olarak görülüyor. Açıklamaya göre Rus ordusu, yalnızca bölgeyi ele geçirmekle kalmadı; aynı zamanda Ukrayna ordusunun […]

The post Rusya, Ukrayna’da Bir Bölgeyi Daha Kontrol Altına Aldı first appeared on TNT Haber.

]]>
Rusya-Ukrayna savaşında cephe hattında dikkat çeken yeni bir gelişme yaşandı. Rusya Savunma Bakanlığı, Ukrayna’nın doğusunda yer alan Novonikolayevka yerleşim biriminin tamamen Rus güçlerinin kontrolüne geçtiğini duyurdu. Bu hamle, savaşın gidişatında hem askeri hem de stratejik açıdan önemli bir dönüm noktası olarak görülüyor.

Açıklamaya göre Rus ordusu, yalnızca bölgeyi ele geçirmekle kalmadı; aynı zamanda Ukrayna ordusunun hava unsurlarına da ciddi bir darbe indirdi. Rusya, “İskender-M” kısa menzilli balistik füze sistemi kullanarak Ukrayna’ya ait insansız hava araçlarının fırlatma noktasını vurdu. Bu saldırıda, İHA kontrol merkezinin yanı sıra 25 insansız hava aracı ve 5 araç imha edildi.

Stratejik Önemi

Novonikolayevka gibi küçük görünen yerleşim birimleri, savaşta büyük anlamlar taşıyor. Bir bölge ele geçirildiğinde:

  • Cephe hattı daralıyor, savunma zayıflıyor.
  • Lojistik ve ikmal yolları kontrol altına alınabiliyor.
  • İleri karakol olarak kullanılabiliyor, gözlem ve istihbarat üstünlüğü sağlanıyor.

Bu nedenle, Rusya’nın yeni hamlesi yalnızca harita üzerinde küçük bir değişiklik değil; Ukrayna’nın savunma kabiliyeti açısından da büyük bir zayıflama anlamına geliyor.

Askeri Teknoloji Kullanımı

Rusya’nın özellikle İskender-M sistemini devreye sokması, modern savaşın geldiği noktayı gösteriyor. Bu sistem, yüksek hassasiyetle hedefleri vurma kabiliyeti sayesinde Ukrayna’nın gözlem gücünü ve saldırı kapasitesini ciddi şekilde azaltabilir.

İnsansız hava araçları, son yıllarda savaşlarda en kritik unsurlar arasında yer alıyor. Ukrayna’nın bu alandaki kaybı, cephede anlık istihbarat toplama ve operasyon yönetme kabiliyetine darbe vurmuş durumda.

Ukrayna ve Uluslararası Tepkiler

Ukrayna açısından her kayıp, daha güçlü bir savunma hattı kurma ihtiyacını beraberinde getiriyor. Bu nedenle Kiev yönetiminin kısa vadede:

  • Uluslararası destek arayışını artırması,
  • Askeri yardım ve silah sevkiyatını hızlandırması,
  • Özellikle hava savunma sistemlerine odaklanması bekleniyor.

Rusya ise bu tür ilerleyişleri hem propaganda malzemesi olarak hem de sahada moral üstünlük sağlamak amacıyla kullanıyor. Bölge halkı üzerinde “güvenlik ve istikrar” vaatleri ile etkisini artırmaya çalışıyor.

Uluslararası kamuoyunda ise bu gelişme, savaşın daha da uzayabileceği ve Avrupa güvenliği açısından risklerin büyüyebileceği yönünde endişeleri güçlendiriyor. NATO ve Batılı ülkeler, Ukrayna’ya yeni askeri destek paketlerini gündeme almak zorunda kalabilir.

Rusya’nın Novonikolayevka’yı ele geçirmesi, savaşın seyrini değiştirecek nitelikte bir gelişme olarak öne çıkıyor. Ukrayna için bu kayıp, sadece bir bölgenin düşmesi değil; aynı zamanda hava gücü ve istihbarat üstünlüğünde büyük bir zayıflama anlamına geliyor. Rusya’nın teknoloji destekli saldırıları, cephedeki dengeyi kendi lehine çevirirken, Ukrayna ve Batı için yeni stratejik adımların zorunlu hale geldiğini gösteriyor.

The post Rusya, Ukrayna’da Bir Bölgeyi Daha Kontrol Altına Aldı first appeared on TNT Haber.

]]>
https://www.tnthaber.net/dunya/rusya-ukraynada-bir-bolgeyi-daha-kontrol-altina-aldi/feed/ 0
NATO’dan Polonya’ya Güçlü Kalkan: Rus İhlallerine Karşı Hava Desteği Artıyor https://www.tnthaber.net/dunya/natodan-polonyaya-guclu-kalkan-rus-ihlallerine-karsi-hava-destegi-artiyor/?utm_source=rss&utm_medium=rss&utm_campaign=natodan-polonyaya-guclu-kalkan-rus-ihlallerine-karsi-hava-destegi-artiyor https://www.tnthaber.net/dunya/natodan-polonyaya-guclu-kalkan-rus-ihlallerine-karsi-hava-destegi-artiyor/#respond Sat, 13 Sep 2025 09:37:02 +0000 https://www.tnthaber.net/?p=8824 NATO, Polonya’nın güvenliğini tehdit eden son Rus dron ihlallerinin ardından bölgedeki hava savunma kapasitesini güçlendirme kararı aldı. İttifakın “Eastern Sentry” (Doğu Gözcüsü) adını verdiği yeni hava güvenlik misyonu kapsamında Fransa, Almanya ve Danimarka gibi ülkeler, savaş uçakları ve donanma unsurlarını Polonya sınırına yakın bölgelere konuşlandıracak. NATO Genel Sekreteri Mark Rutte, alınan önlemlerin sadece Polonya’nın değil, […]

The post NATO’dan Polonya’ya Güçlü Kalkan: Rus İhlallerine Karşı Hava Desteği Artıyor first appeared on TNT Haber.

]]>
NATO, Polonya’nın güvenliğini tehdit eden son Rus dron ihlallerinin ardından bölgedeki hava savunma kapasitesini güçlendirme kararı aldı. İttifakın “Eastern Sentry” (Doğu Gözcüsü) adını verdiği yeni hava güvenlik misyonu kapsamında Fransa, Almanya ve Danimarka gibi ülkeler, savaş uçakları ve donanma unsurlarını Polonya sınırına yakın bölgelere konuşlandıracak.

NATO Genel Sekreteri Mark Rutte, alınan önlemlerin sadece Polonya’nın değil, tüm doğu kanadının güvenliği için hayati olduğunu vurguladı. Rutte, “Sınırlarımızı ihlal eden dronların kasıtlı olup olmaması önemli değil, bu kabul edilemez” ifadelerini kullandı.

Rus Dronları Polonya Hava Sahasında

Polonya ile Rusya arasında artan gerilim, geçtiğimiz günlerde 21 Rus yapımı dronun Polonya sınırını aşmasıyla zirveye çıktı. Bu dronlardan bazıları Polonya hava savunma sistemleri tarafından düşürüldü, ancak biri 250 kilometre içeriye kadar girerek dört havaalanının kapatılmasına neden oldu. Polonya Başbakanı Donald Tusk, bu ihlalin tesadüf olamayacağını belirterek, Moskova’yı kasıtlı provokasyon yapmakla suçladı.

NATO’dan Caydırıcı Yanıt

Yaşanan gelişmeler üzerine NATO, caydırıcılık mesajı niteliğinde bir dizi önlem açıkladı. Buna göre:

  • Danimarka, iki F-16 savaş uçağı ve bir hava savunma firkateyni gönderecek.
  • Fransa, üç Rafale savaş uçağıyla katkı sağlayacak.
  • Almanya, dört Typhoon savaş uçağını görevlendirecek.
  • Birleşik Krallık ise birkaç Typhoon jetini Polonya’ya konuşlandırmayı değerlendiriyor.

Bu yeni güçlendirme, NATO’nun doğu kanadını Arktik bölgeden Akdeniz’e kadar kapsayan geniş bir savunma hattına dönüştürmeyi amaçlıyor. Özellikle dron ve füze saldırılarına karşı daha hızlı tepki verebilecek bir hava savunma ağı kurulacak.

“Eastern Sentry” Misyonu

Yeni misyon, klasik hava savunma önlemlerinin ötesine geçerek dron tehdidine özel çözümler geliştirmeyi hedefliyor. İttifak, radar sistemlerini güçlendirmenin yanı sıra elektronik harp ve erken uyarı mekanizmalarını da devreye sokmayı planlıyor. NATO yetkilileri, bu adımın sadece askeri değil, psikolojik bir caydırıcılık da yaratacağını belirtiyor.

Rusya’nın Tepkisi Bekleniyor

Moskova’nın bu kararlara vereceği tepki merak konusu. Rusya, son dönemde barış görüşmelerinin çıkmaza girdiğini duyurmuş ve NATO’nun doğuya doğru genişleyen askeri varlığını sert şekilde eleştirmişti. Uzmanlar, Rusya’nın bu hamleyi yeni bir provokasyon olarak nitelendirmesinin olası olduğunu ancak NATO’nun birlik içinde verdiği mesajın caydırıcılığı artıracağını ifade ediyor.

Polonya’nın Güvenlik Kaygıları

Polonya, uzun süredir Rusya kaynaklı tehditlere karşı NATO’dan daha güçlü bir varlık talep ediyordu. Son dron ihlalleri, bu çağrıların haklılığını ortaya koydu. Polonya hükümeti, ülkenin güvenliğinin yalnızca ulusal değil, aynı zamanda Avrupa’nın ve ittifakın bütünlüğü açısından da kritik olduğunu savunuyor.

NATO’nun yeni hava destek kararı, sadece Polonya’ya değil, tüm doğu kanadına yönelik güçlü bir güvenlik mesajı taşıyor. Rusya ile yaşanan gerilimin yeni bir tırmanışa sahne olabileceği endişeleri sürerken, alınan bu önlemler ittifakın dayanışmasını ve caydırıcılığını bir kez daha ortaya koyuyor.

The post NATO’dan Polonya’ya Güçlü Kalkan: Rus İhlallerine Karşı Hava Desteği Artıyor first appeared on TNT Haber.

]]>
https://www.tnthaber.net/dunya/natodan-polonyaya-guclu-kalkan-rus-ihlallerine-karsi-hava-destegi-artiyor/feed/ 0
İsrail’in Katar’a Saldırısı Trump’ın Güvence Sözlerini Boşa Çıkardı https://www.tnthaber.net/dunya/israilin-katara-saldirisi-trumpin-guvence-sozlerini-bosa-cikardi/?utm_source=rss&utm_medium=rss&utm_campaign=israilin-katara-saldirisi-trumpin-guvence-sozlerini-bosa-cikardi https://www.tnthaber.net/dunya/israilin-katara-saldirisi-trumpin-guvence-sozlerini-bosa-cikardi/#respond Fri, 12 Sep 2025 14:48:23 +0000 https://www.tnthaber.net/?p=8817 Ortadoğu’da tansiyon yeniden yükselirken İsrail’in Katar’a yönelik gerçekleştirdiği saldırı, uluslararası dengeleri sarsan yeni bir gelişme oldu. Bu saldırı yalnızca Katar’ın arabuluculuk rolünü gölgelemedi, aynı zamanda eski ABD Başkanı Donald Trump’ın Doha yönetimine verdiği “koruma” vaatlerinin de sorgulanmasına yol açtı. Katar’ın yıllardır yürüttüğü diplomatik çabalar ve ABD ile geliştirdiği yakın ilişkiler, saldırının engellenmesine yetmedi. Katar, uzun […]

The post İsrail’in Katar’a Saldırısı Trump’ın Güvence Sözlerini Boşa Çıkardı first appeared on TNT Haber.

]]>
Ortadoğu’da tansiyon yeniden yükselirken İsrail’in Katar’a yönelik gerçekleştirdiği saldırı, uluslararası dengeleri sarsan yeni bir gelişme oldu. Bu saldırı yalnızca Katar’ın arabuluculuk rolünü gölgelemedi, aynı zamanda eski ABD Başkanı Donald Trump’ın Doha yönetimine verdiği “koruma” vaatlerinin de sorgulanmasına yol açtı. Katar’ın yıllardır yürüttüğü diplomatik çabalar ve ABD ile geliştirdiği yakın ilişkiler, saldırının engellenmesine yetmedi.

Katar, uzun süredir bölgedeki çatışmalarda kritik bir arabulucu konumunda. Hamas ile İsrail arasındaki görüşmelerde, esir takası süreçlerinde ve ateşkes masalarında Doha’nın masada olması, ülkenin diplomatik gücünü artırıyordu. Ancak İsrail’in doğrudan Doha’daki Hamas yetkililerinin toplantısını hedef aldığı saldırı, Katar’ın güvenilirliğini ve rolünü zedeledi. Bu durum, Katar’ın yalnızca tarafsız arabulucu imajını değil, aynı zamanda Batı dünyası ile kurduğu güven köprülerini de ciddi şekilde sarsıyor.

Trump döneminde Katar, ABD’ye büyük yatırım yaparak güvenlik garantileri aramıştı. Doha’daki ABD üssünün genişletilmesi, milyarlarca dolarlık silah alımları ve sembolik jestler, Trump yönetimi tarafından “koruma vaadi” ile karşılık bulmuştu. Trump sık sık Katar’ın güvenliğinin ABD tarafından sağlanacağını dile getirmişti. Ancak son saldırı, bu sözlerin sahada hiçbir karşılığı olmadığını kanıtladı.

İsrail’in saldırıya gerekçesi, Hamas liderlerinin Doha’da toplanarak mevcut ateşkes önerilerini tartışmalarıydı. Tel Aviv yönetimi, bu süreci baltalamak amacıyla toplantıyı doğrudan hedef aldı. Böylece İsrail, hem Hamas üzerindeki baskısını artırmayı hem de Katar’ın diplomatik etkinliğini sınırlamayı hedefledi. Bu hamle, İsrail’in bölgede sadece askeri yöntemlerle ilerlemeye kararlı olduğunun da bir göstergesi oldu.

Katar açısından bu saldırı iki yönlü sonuç doğurdu. Birincisi, ülkenin tarafsız arabulucu rolü ciddi şekilde zedelendi. Artık Katar’ın, çatışan tarafları aynı masada toplama kabiliyeti sorgulanıyor. İkinci olarak ise ABD ile kurulan güvenlik ortaklığı, Katar’ın beklentilerini karşılamaktan uzak kaldı. Bu durum, sadece Katar için değil, ABD’nin bölgedeki diğer müttefikleri için de düşündürücü. Çünkü bu saldırı, Washington’dan alınan güvence sözlerinin pratikte ne kadar kırılgan olabileceğini gösteriyor.

Uluslararası kamuoyu açısından ise mesele, yalnızca Katar’ın güvenliğiyle sınırlı değil. Olay, diplomatik müzakerelerin güvenilirliğini de hedef alıyor. Arabulucu ülkelerin doğrudan saldırıya uğraması, ileride yapılacak barış görüşmelerine katılacak aktörlerin güvenliğini sorgulatıyor. Bu da uzun vadede bölgesel istikrarı daha da kırılgan hale getiriyor.

İsrail’in Katar’a yönelik saldırısı yalnızca bir askeri operasyon değil, aynı zamanda uluslararası siyasette güven ilişkilerini sarsan bir dönüm noktası oldu. Trump’ın vaatleri boşa çıkarken, Katar’ın diplomatik rolü yara aldı. Bu gelişme, bölge ülkelerine bir kez daha sert güç ile diplomasi arasındaki dengesizliği hatırlatıyor.

The post İsrail’in Katar’a Saldırısı Trump’ın Güvence Sözlerini Boşa Çıkardı first appeared on TNT Haber.

]]>
https://www.tnthaber.net/dunya/israilin-katara-saldirisi-trumpin-guvence-sozlerini-bosa-cikardi/feed/ 0
Rusya Merkez Bankası Politikasında Yeni Adım Faiz %18’den %17’ye Düşürüldü https://www.tnthaber.net/gundem/rusya-merkez-bankasi-politikasinda-yeni-adim-faiz-%18den-%17ye-dusuruldu/?utm_source=rss&utm_medium=rss&utm_campaign=rusya-merkez-bankasi-politikasinda-yeni-adim-faiz-%2518den-%2517ye-dusuruldu https://www.tnthaber.net/gundem/rusya-merkez-bankasi-politikasinda-yeni-adim-faiz-%18den-%17ye-dusuruldu/#respond Fri, 12 Sep 2025 14:37:18 +0000 https://www.tnthaber.net/?p=8814 Rusya Merkez Bankası, para politikasında üçüncü kez üst üste gevşeme yönünde adım attı. Faiz oranı, yıllık %18’den %17’ye indirildi. Bu karar, ekonomide gözlenen bazı olumlu işaretlerin, ancak enflasyon ile beklentilerdeki yüksekliğin hâlâ endişe kaynağı olmasının ardından alındı. Merkez Bankası’nın açıklamasına göre, fiyatların temel artış eğilimleri hâlâ yıllık olarak %4’ün üzerinde; ekonomik dengelenme süreci devam ediyor. […]

The post Rusya Merkez Bankası Politikasında Yeni Adım Faiz %18’den %17’ye Düşürüldü first appeared on TNT Haber.

]]>
Rusya Merkez Bankası, para politikasında üçüncü kez üst üste gevşeme yönünde adım attı. Faiz oranı, yıllık %18’den %17’ye indirildi. Bu karar, ekonomide gözlenen bazı olumlu işaretlerin, ancak enflasyon ile beklentilerdeki yüksekliğin hâlâ endişe kaynağı olmasının ardından alındı.

Merkez Bankası’nın açıklamasına göre, fiyatların temel artış eğilimleri hâlâ yıllık olarak %4’ün üzerinde; ekonomik dengelenme süreci devam ediyor. Kredi kullanımı son aylarda hız kazanmış durumda, tüketici talebi canlanıyor. Ancak kredi artışı ve içsel talep canlanmasına rağmen, enflasyon beklentileri hâlâ yüksekliğini koruyor. Merkez Bankası, politika sıkılığının hedef enflasyona ulaşılıncaya dek korunmasını öngörüyor.

Bankaya göre yıl sonuna kadar yıllık enflasyonun %6–7 aralığına düşmesi, 2026 yılında ise %4 hedefine ulaşılması bekleniyor. Bugünkü durumda, yıllık enflasyon %8,2 seviyesinde seyrediyor.

İhracata dayalı sektörlerde büyüme hızının yavaşlaması dikkat çekiyor. Dış talep odaklı endüstrilerde daralma görülürken, iç pazarda tüketici harcamaları ve hane halkının gelir artışı sayesinde talep kısmı görece güçlü kalıyor. Bütçeden yapılan harcamalar da iç talebi destekleyici bir unsur olarak belirtiliyor.

İş gücü piyasasında ise daralma görülüyor; işverenlerin işgücü talebi azalıyor ancak yine de işsizlik oranı düşük seviyelerde seyrediyor. Ücret artışları, iş gücü verimliliği artışının gerisinde kalıyor; bu da mali baskıları artıran bir unsur. Ayrıca, üretici ve tüketici beklentilerinde “enflasyonist riskler” hâlâ baskın. Ekonominin dış şoklara karşı hassasiyeti yüksek; küresel talebin düşmesi, emtia fiyatlarındaki değişim ve ticaret ilişkilerindeki belirsizlikler risk unsurları arasında.

Merkez Bankası, bu koşullar altında faiz kararında daha fazla düşüş yapıp yapmama konusunda dikkatle değerlendirileceğini belirtmiş. Kararların, enflasyonun düşüş hızına, beklentilerin kontrol altına alınmasına ve ekonomik büyümenin dengeli bir yapıya kavuşmasına bağlı olduğu vurgulanıyor. Ayrıca, dış ticaret koşullarında bozulma, jeopolitik riskler ve küresel ekonomik görünüm gibi dışsal faktörler de izlenecek unsurlar.

The post Rusya Merkez Bankası Politikasında Yeni Adım Faiz %18’den %17’ye Düşürüldü first appeared on TNT Haber.

]]>
https://www.tnthaber.net/gundem/rusya-merkez-bankasi-politikasinda-yeni-adim-faiz-%18den-%17ye-dusuruldu/feed/ 0
Britanyalı Tenis Yıldızı Emma Raducanu Şok Karar: Billie Jean King Kupası’ndan Çekildi https://www.tnthaber.net/spor/britanyali-tenis-yildizi-emma-raducanu-sok-karar-billie-jean-king-kupasindan-cekildi/?utm_source=rss&utm_medium=rss&utm_campaign=britanyali-tenis-yildizi-emma-raducanu-sok-karar-billie-jean-king-kupasindan-cekildi https://www.tnthaber.net/spor/britanyali-tenis-yildizi-emma-raducanu-sok-karar-billie-jean-king-kupasindan-cekildi/#respond Wed, 10 Sep 2025 08:55:55 +0000 https://www.tnthaber.net/?p=8794 Britanya’nın önde gelen kadın tenisçisi Emma Raducanu, bu ay Shenzhen’de düzenlenecek olan Billie Jean King Kupası Finalleri’nden çekildiğini açıkladı. Genç tenisçi, bunun yerine Kore Açık’a katılmayı tercih etti. Raducanu’ya turnuvaya katılma konusunda Kore Açık’tan özel bir davet gelmiş ve 22 yaşındaki yıldız bu fırsatı değerlendirmeye karar vermişti. Bu ani karar, Britanya takımında değişikliklere yol açtı. […]

The post Britanyalı Tenis Yıldızı Emma Raducanu Şok Karar: Billie Jean King Kupası’ndan Çekildi first appeared on TNT Haber.

]]>
Britanya’nın önde gelen kadın tenisçisi Emma Raducanu, bu ay Shenzhen’de düzenlenecek olan Billie Jean King Kupası Finalleri’nden çekildiğini açıkladı. Genç tenisçi, bunun yerine Kore Açık’a katılmayı tercih etti. Raducanu’ya turnuvaya katılma konusunda Kore Açık’tan özel bir davet gelmiş ve 22 yaşındaki yıldız bu fırsatı değerlendirmeye karar vermişti. Bu ani karar, Britanya takımında değişikliklere yol açtı.

Raducanu, dünya sıralamasında 36. sırada yer alıyor ve gelecek yılki Grand Slam turnuvalarında daha iyi bir torba başı olabilmek için sıralamasını yükseltmeyi hedefliyor. Kore Açık, Raducanu’nun kariyerinde önemli bir fırsat olarak görülüyor. Daha önce bu turnuvada çeyrek ve yarı final performansları sergileyen genç yıldız, Kore Açık’ta yeniden başarılı sonuçlar alarak sıralamasını güçlendirmeyi amaçlıyor.

Raducanu’nun çekilmesiyle birlikte Britanya takımı kadrosunda değişiklik yapıldı. Francesca Jones, Raducanu’nun yerine çağrıldı ve takım kaptanı, eksik kalan oyuncu seçim hakkını kullanabilecek. Bu değişiklikle Britanya takımı, Japonya ile oynanacak çeyrek final mücadelesine Raducanu olmadan çıkacak.

İngiliz Tenis Federasyonu, bu karardan dolayı hayal kırıklığını dile getirdi. Federasyon yetkilileri, Raducanu’nun yokluğunun üzücü olduğunu belirtirken, takımın güçlü olduğunu ve turnuvada başarılı olmak için ellerinden geleni yapacaklarını ifade etti.

Raducanu, bu sezon bazı önemli galibiyetler elde etti. Wimbledon ve ABD Açık’ta üçüncü turlara yükseldi. Yeni koçu ile çalışmaları olumlu geçti ve oyuncu, kısa süreli hazırlık sürecinde belirgin gelişmeler yaşadığını açıkladı. Bu süreç, hem fiziksel hem de mental olarak kendisini ileriye taşıdı.

Kore Açık, bu yıl 15–21 Eylül tarihleri arasında Seul’de düzenleniyor. Turnuvada, dünya çapında tanınmış rakipler bulunuyor ve Raducanu’nun bu isimlerle mücadele ederek hem sıralamasını güçlendirmesi hem de oyununu geliştirmesi bekleniyor. Bu turnuva, genç tenisçi için hem deneyim kazanma hem de bireysel hedeflerine ulaşma fırsatı sunuyor.

Raducanu’nun kararı, bireysel sıralama ve performans hedeflerini önceliklendirdiğini gösteriyor. Takım turnuvalarında yer almak önemli olsa da, bu adım profesyonel kariyer planlamasında stratejik bir tercih olarak değerlendiriliyor. Genç tenisçi, uzun vadede Grand Slam başarıları ve dünya sıralamasında üst sıralara çıkma hedefi doğrultusunda bu kararını aldı.

The post Britanyalı Tenis Yıldızı Emma Raducanu Şok Karar: Billie Jean King Kupası’ndan Çekildi first appeared on TNT Haber.

]]>
https://www.tnthaber.net/spor/britanyali-tenis-yildizi-emma-raducanu-sok-karar-billie-jean-king-kupasindan-cekildi/feed/ 0
Polonya Hava Sahasında Rus Drone Krizi: Tusk’tan Sert Tepki https://www.tnthaber.net/gundem/polonya-hava-sahasinda-rus-drone-krizi-tusktan-sert-tepki/?utm_source=rss&utm_medium=rss&utm_campaign=polonya-hava-sahasinda-rus-drone-krizi-tusktan-sert-tepki https://www.tnthaber.net/gundem/polonya-hava-sahasinda-rus-drone-krizi-tusktan-sert-tepki/#respond Wed, 10 Sep 2025 08:47:00 +0000 https://www.tnthaber.net/?p=8789 Rusya’nın Ukrayna’ya yönelik geniş çaplı saldırıları sırasında Polonya hava sahasının çok sayıda insansız hava aracı tarafından ihlal edildiği bildirildi. Polonya Başbakanı Donald Tusk, parlamentoda yaptığı konuşmada, “geçen gece hava sahamıza büyük sayıda Rus dronu girdi, bunların bir kısmı düşürüldü” dedi. Tusk, en az üç ya da dört dronun vurularak imha edildiğini açıkladı. Başbakan, olayın yalnızca […]

The post Polonya Hava Sahasında Rus Drone Krizi: Tusk’tan Sert Tepki first appeared on TNT Haber.

]]>
Rusya’nın Ukrayna’ya yönelik geniş çaplı saldırıları sırasında Polonya hava sahasının çok sayıda insansız hava aracı tarafından ihlal edildiği bildirildi. Polonya Başbakanı Donald Tusk, parlamentoda yaptığı konuşmada, “geçen gece hava sahamıza büyük sayıda Rus dronu girdi, bunların bir kısmı düşürüldü” dedi. Tusk, en az üç ya da dört dronun vurularak imha edildiğini açıkladı.

Başbakan, olayın yalnızca teknik bir hata ya da sapma olmadığını, “açıkça kasıtlı bir provokasyon” olduğunu ifade etti. Bunun üzerine Polonya ordusu ve güvenlik güçleri alarma geçti. Podlaskie, Mazowieckie ve Lublin bölgeleri bu ihlallerden doğrudan etkilendi. Güvenlik nedeniyle başta Varşova Chopin Havalimanı olmak üzere dört havalimanı geçici olarak kapatıldı. Daha sonra bazıları yeniden açıldı ancak olağanüstü güvenlik önlemleri sürdürülüyor.

Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy de yaptığı açıklamada, en az sekiz dronun doğrudan Polonya’yı hedef aldığını belirtti. Zelenskiy, bunun Avrupa için son derece tehlikeli bir emsal oluşturduğunu ve Rusya’nın bilerek sınır ötesi gerilim yaratmaya çalıştığını söyledi. Ayrıca bu saldırının, Ukrayna’ya yönelik yaklaşık 400’den fazla dron ve onlarca füzenin kullanıldığı geniş çaplı bir harekâtın parçası olduğunu vurguladı.

NATO üyesi ülkeler Polonya’ya destek mesajları gönderdi. Fransa, Almanya, Hollanda ve Çekya başta olmak üzere birçok ülke, bu olayın yalnızca Polonya’ya değil, ittifakın bütünlüğüne karşı yapılmış bir provokasyon olduğunu ifade etti. Hollanda’ya ait F-35 uçakları ile Polonya’nın F-16 savaş uçakları hava savunmasına katkı sağladı. NATO Genel Sekreteri ile sürekli temas halinde olunduğu ve konunun Kuzey Atlantik Konseyi’nde görüşüleceği açıklandı.

Avrupa Birliği de sert tepki gösterdi. AB Dış Politika Yüksek Temsilcisi Kaja Kallas, olayın savaşın başlangıcından bu yana en ciddi sınır ihlallerinden biri olduğunu ve muhtemelen kasıtlı yapıldığını belirtti. Avrupa Birliği’nin, Rusya’ya karşı yeni yaptırımlar ve savunma kapasitesini artıracak ek adımlar planladığı da gündeme geldi.

Polonya ordusu, bu olayla birlikte ilk kez doğrudan Rus insansız hava araçlarına karşılık vermiş oldu. Bu durum, NATO üyesi bir ülkenin doğrudan askeri tepki göstermesi açısından “tarihî” olarak yorumlanıyor. Uzmanlar, bu gelişmenin NATO-Rusya ilişkilerinde yeni bir dönüm noktası olabileceğini ve ittifakın caydırıcılığının sınandığını belirtiyor.

Sivil alanda da etkiler görüldü. Lublin bölgesindeki Wyryki köyünde bir ev, düşürülen dron parçaları nedeniyle zarar gördü. Neyse ki herhangi bir can kaybı veya yaralanma yaşanmadı. Ancak halk arasında endişe büyük. Yerel yönetimler vatandaşlara dikkatli olmaları ve resmi uyarılara uymaları yönünde çağrıda bulundu.

Özetle, Rusya’nın Ukrayna’ya saldırıları sürerken Polonya’nın hava sahasının ihlali, hem bölgesel güvenliği hem de NATO’nun gelecekteki adımlarını doğrudan ilgilendiren ciddi bir gelişme olarak kayıtlara geçti. Varşova yönetimi bu saldırıyı “saldırı” ve “provokasyon” olarak tanımlarken, uluslararası toplum da olayı büyük bir kaygıyla izliyor.

The post Polonya Hava Sahasında Rus Drone Krizi: Tusk’tan Sert Tepki first appeared on TNT Haber.

]]>
https://www.tnthaber.net/gundem/polonya-hava-sahasinda-rus-drone-krizi-tusktan-sert-tepki/feed/ 0
Apple iPhone 17 Serisini Tanıttı: Rekor İncelik ve Güçlü İşlemci https://www.tnthaber.net/dunya/apple-iphone-17-serisini-tanitti-rekor-incelik-ve-guclu-islemci/?utm_source=rss&utm_medium=rss&utm_campaign=apple-iphone-17-serisini-tanitti-rekor-incelik-ve-guclu-islemci https://www.tnthaber.net/dunya/apple-iphone-17-serisini-tanitti-rekor-incelik-ve-guclu-islemci/#respond Tue, 09 Sep 2025 18:33:06 +0000 https://www.tnthaber.net/?p=8784 Apple, teknoloji dünyasının merakla beklediği geleneksel etkinliklerinden birini 9 Eylül 2025’te gerçekleştirdi. “Awe Dropping” adıyla düzenlenen tanıtımda şirket, iPhone 17 serisini, yeni Apple Watch modellerini ve AirPods Pro 3 kulaklıklarını kullanıcılarla buluşturdu. Etkinlik, donanım tarafındaki yeniliklerin yanı sıra performans artışları ve tasarım detaylarıyla da öne çıktı. iPhone 17 serisi, etkinliğin en dikkat çekici bölümü oldu. […]

The post Apple iPhone 17 Serisini Tanıttı: Rekor İncelik ve Güçlü İşlemci first appeared on TNT Haber.

]]>
Apple, teknoloji dünyasının merakla beklediği geleneksel etkinliklerinden birini 9 Eylül 2025’te gerçekleştirdi. “Awe Dropping” adıyla düzenlenen tanıtımda şirket, iPhone 17 serisini, yeni Apple Watch modellerini ve AirPods Pro 3 kulaklıklarını kullanıcılarla buluşturdu. Etkinlik, donanım tarafındaki yeniliklerin yanı sıra performans artışları ve tasarım detaylarıyla da öne çıktı.

iPhone 17 serisi, etkinliğin en dikkat çekici bölümü oldu. Standart iPhone 17, 6,3 inç boyutunda 120 Hz yenileme hızına sahip ekranla tanıtıldı. Ceramic Shield 2 teknolojisiyle dayanıklılık üç kat artırıldı. Gücünü A19 işlemciden alan model, grafik tarafında önceki seriye göre %20 daha yüksek performans sunuyor. Başlangıç fiyatı 799 dolar olarak açıklandı.

Serinin en ince üyesi iPhone 17 Air ise sadece 5,6 mm kalınlığıyla Apple tarihindeki en ince telefon oldu. 6,5 inç ekran, A19 Pro işlemci, 48 MP arka kamera ve 18 MP ön kameraya sahip model yalnızca eSIM desteğiyle geliyor. İnceliği ve güçlü donanımıyla öne çıkan bu versiyon 999 dolardan satışa sunulacak.

Profesyonel kullanıcıların ilgisini çekecek iPhone 17 Pro, A19 Pro işlemciyle performans çıtasını yükseltiyor. iPhone 16 Pro’ya kıyasla %40 daha güçlü bir performans vaat eden cihazın arka yüzeyinde Ceramic Shield kaplama kullanıldı. Fiyatı 1.099 dolar olarak duyuruldu. Serinin zirvesi olan iPhone 17 Pro Max ise 39 saatlik video oynatma süresiyle bugüne kadarki en uzun pil ömrünü sunuyor. Ayrıca 40 kata kadar dijital zoom ve ProRes Raw video kaydı gibi özelliklerle donatıldı. Bu modelin başlangıç fiyatı 1.199 dolar olacak.

Etkinlikte tanıtılan kulaklık modeli AirPods Pro 3, kullanıcıların ilgisini çekecek yeniliklerle geldi. Geliştirilmiş aktif gürültü engelleme (ANC) özelliği sayesinde dış sesleri iki kat daha etkili biçimde izole edebiliyor. En dikkat çeken özelliklerinden biri ise canlı çeviri desteği oldu. Böylece farklı dillerdeki konuşmalar gerçek zamanlı çevrilebiliyor. AirPods Pro 3, 249 dolarlık fiyatıyla 19 Eylül’de satışa çıkacak.

Apple Watch tarafında da yeni ürünler sahne aldı. Apple Watch Series 11, çift katmanlı çizilmelere dayanıklı cam, 5G bağlantı desteği ve hipertansiyon takibi gibi özellikler sundu. FDA onayı beklenen bu sağlık özelliği, cihazı kullanıcıların sağlık takibinde daha güçlü bir hale getirecek. 24 saatlik pil ömrüne sahip saat, dört farklı renk seçeneğiyle 399 dolara satışa sunulacak.

Apple Watch SE 3 ise SE serisine ilk kez “her zaman açık ekran” özelliğini getirdi. Hızlı şarj desteğiyle dikkat çeken bu modelin fiyatı 249 dolar olarak duyuruldu. Ayrıca Apple Watch Ultra 3, bugüne kadarki en büyük ekranı ve 42 saatlik pil ömrüyle sporculara ve outdoor kullanıcılara hitap edecek. Fiyatı 799 dolar olarak belirlendi.

Apple’ın 2025 etkinliği, donanım gücü, incelik ve dayanıklılık dengesi, sağlık takibi yenilikleri ve yapay zekâ destekli özellikleriyle teknoloji severlerin beklentilerini karşılamış görünüyor. Hem iPhone serisinin farklı kullanıcı gruplarına hitap etmesi hem de kulaklık ve saat tarafında yeniliklerin sunulması, etkinliği Apple tarihindeki en kapsamlı tanıtımlardan biri haline getirdi.

The post Apple iPhone 17 Serisini Tanıttı: Rekor İncelik ve Güçlü İşlemci first appeared on TNT Haber.

]]>
https://www.tnthaber.net/dunya/apple-iphone-17-serisini-tanitti-rekor-incelik-ve-guclu-islemci/feed/ 0
ABD Karayipler’e Askeri Sevkiyat Gönderdi: Bir Denizaltı ve 7 Savaş Gemisi Bölgeye Ulaştı https://www.tnthaber.net/dunya/abd-karayiplere-askeri-sevkiyat-gonderdi-bir-denizalti-ve-7-savas-gemisi-bolgeye-ulasti/?utm_source=rss&utm_medium=rss&utm_campaign=abd-karayiplere-askeri-sevkiyat-gonderdi-bir-denizalti-ve-7-savas-gemisi-bolgeye-ulasti https://www.tnthaber.net/dunya/abd-karayiplere-askeri-sevkiyat-gonderdi-bir-denizalti-ve-7-savas-gemisi-bolgeye-ulasti/#respond Sat, 06 Sep 2025 16:04:11 +0000 https://www.tnthaber.net/?p=8762 ABD, Latin Amerika ve Karayipler’deki güvenlik dengelerini yakından ilgilendiren kritik bir adım attı. 28 Ağustos 2025 tarihinde, bir denizaltı ve 7 savaş gemisinden oluşan askeri bir filo Karayipler’e sevk edildi. Bu adım, özellikle bölgedeki uyuşturucu kartelleri ve Venezuela ile ABD arasındaki gerilimin tırmanması açısından büyük önem taşıyor. Sevkiyatın Amacı ve Beyaz Saray’ın Açıklaması Beyaz Saray […]

The post ABD Karayipler’e Askeri Sevkiyat Gönderdi: Bir Denizaltı ve 7 Savaş Gemisi Bölgeye Ulaştı first appeared on TNT Haber.

]]>
ABD, Latin Amerika ve Karayipler’deki güvenlik dengelerini yakından ilgilendiren kritik bir adım attı. 28 Ağustos 2025 tarihinde, bir denizaltı ve 7 savaş gemisinden oluşan askeri bir filo Karayipler’e sevk edildi. Bu adım, özellikle bölgedeki uyuşturucu kartelleri ve Venezuela ile ABD arasındaki gerilimin tırmanması açısından büyük önem taşıyor.

Sevkiyatın Amacı ve Beyaz Saray’ın Açıklaması

Beyaz Saray Sözcüsü Karoline Leavitt, askeri sevkiyatın ABD’nin Latin Amerika kökenli uyuşturucu kartelleriyle mücadelesinin bir parçası olduğunu belirtti. Sözcü, “Amerikan halkının güvenliğini sağlamak için gerekli adımları atıyoruz. Bölgedeki istikrar ve güvenlik, hem ABD hem de bölge ülkeleri için öncelikli konular arasında yer alıyor” ifadelerini kullandı. Leavitt ayrıca, birçok bölge ülkesinin ABD’nin bu hamlesini desteklediğini vurguladı.

ABD’nin Karayipler’e sevk ettiği filoda bir denizaltı, 7 savaş gemisi ve binlerce deniz piyadesi bulunuyor. Bu adım, hem deniz hem hava sahasında kontrolü artırmayı amaçlıyor. Uzmanlar, askeri sevkiyatın, bölgedeki güvenlik operasyonlarını güçlendireceğini ve uyuşturucu kaçakçılığı ile mücadelede önemli rol oynayacağını belirtiyor.

Venezuela’dan Sert Tepki

Venezuela Devlet Başkanı Nicolás Maduro, ABD’nin Karayipler’e askeri sevkiyatını “bölgesel egemenliğe bir tehdit” olarak nitelendirdi. Maduro, yaptığı açıklamada, “Denizlerimizi, gökyüzümüzü ve topraklarımızı biz savunuruz. Hiçbir ülke Venezuela’nın kutsal topraklarına müdahale edemez” dedi. Venezuela’nın bu tepkisi, ABD ile olan ilişkilerde yeni bir gerilime yol açabilir.

Uzmanlar, Venezuela’nın sert tutumunun, bölgedeki askeri ve diplomatik dengeleri daha da karmaşık hâle getirebileceğini belirtiyor. ABD’nin askeri hareketliliği, Karayipler’deki diğer ülkeler tarafından da dikkatle takip ediliyor ve bu durum, bölgedeki diplomatik ilişkilerin seyrini etkileyebilir.

Bölgesel ve Küresel Etkiler

ABD’nin Karayipler’e yönelik askeri adımı sadece Venezuela ile sınırlı kalmayabilir. Bölgedeki diğer ülkeler de bu durumdan etkilenebilir. Bazı ülkeler, ABD’nin adımını desteklerken, bazıları temkinli bir yaklaşım sergileyebilir. Karayipler, uluslararası deniz ticareti açısından kritik bir konumda olduğundan, askeri hareketlilik küresel ekonomi üzerinde de etkiler yaratabilir.

Bölgedeki gerilimin uzun vadede nasıl şekilleneceği, tarafların diplomasi ve diyalog yoluyla çözüm arayışlarına bağlı olacak. ABD’nin askeri sevkiyatı, hem bölgesel güvenlik hem de uluslararası ilişkiler açısından önemli bir dönüm noktası olarak değerlendiriliyor.

ABD’nin Karayipler’e yaptığı askeri sevkiyat, bölgedeki güvenlik dinamiklerini önemli ölçüde etkileyebilir. Venezuela’nın sert tepkisi ve bölgedeki diğer ülkelerin tutumları, önümüzdeki süreçte gelişmelerin seyrini belirleyecek. Uzmanlar, uluslararası toplumun bu duruma dikkatle yaklaşması gerektiğini ve diplomatik çözüm yollarının öncelikli tutulmasının kritik olduğunu vurguluyor.

Bu gelişmeler, hem bölgesel hem de küresel güvenlik açısından dikkatle izlenmeye devam ediyor.

The post ABD Karayipler’e Askeri Sevkiyat Gönderdi: Bir Denizaltı ve 7 Savaş Gemisi Bölgeye Ulaştı first appeared on TNT Haber.

]]>
https://www.tnthaber.net/dunya/abd-karayiplere-askeri-sevkiyat-gonderdi-bir-denizalti-ve-7-savas-gemisi-bolgeye-ulasti/feed/ 0
Google YouTube Çöktü mü? 8 Saatlik Erişim Sorunu Endişe Yarattı https://www.tnthaber.net/gundem/google-youtube-coktu-mu-8-saatlik-erisim-sorunu-endise-yaratti/?utm_source=rss&utm_medium=rss&utm_campaign=google-youtube-coktu-mu-8-saatlik-erisim-sorunu-endise-yaratti https://www.tnthaber.net/gundem/google-youtube-coktu-mu-8-saatlik-erisim-sorunu-endise-yaratti/#respond Thu, 04 Sep 2025 07:35:23 +0000 https://www.tnthaber.net/?p=8743 Son sekiz saattir bazı kullanıcılar, Google’a erişim sırasında hatalar aldıklarını paylaşarak sosyal medyada “Google çöktü” iddialarını gündeme taşıdı. Ancak eldeki resmi kaynaklar ve bağımsız servislerin verileri, bu durumun global çapta bir çöküşten ziyade lokal veya geçici bir soruna işaret ettiğini gösteriyor. Resmi Durum Bildirimleri Temiz Görünüyor Google’ın iki önemli durum paneline dair veriler, sistem genelinde […]

The post Google YouTube Çöktü mü? 8 Saatlik Erişim Sorunu Endişe Yarattı first appeared on TNT Haber.

]]>
Son sekiz saattir bazı kullanıcılar, Google’a erişim sırasında hatalar aldıklarını paylaşarak sosyal medyada “Google çöktü” iddialarını gündeme taşıdı. Ancak eldeki resmi kaynaklar ve bağımsız servislerin verileri, bu durumun global çapta bir çöküşten ziyade lokal veya geçici bir soruna işaret ettiğini gösteriyor.

Resmi Durum Bildirimleri Temiz Görünüyor

Google’ın iki önemli durum paneline dair veriler, sistem genelinde bir aksaklık olmadığını doğruluyor:

  • Google Workspace Status Dashboard’ta; Gmail, Drive, Meet ve diğer iş uygulamalarında herhangi bir kesinti ya da hata bildirimi bulunmamaktadır. 4 Eylül 2025 07:02 UTC itibarıyla tüm hizmetler sorunsuz görünmektedir.
  • Google Search Status Dashboard’ta da, Arama hizmetlerinde önemli bir soruna işaret edecek herhangi bir güncelleme veya kesinti gözlemlenmemektedir. Sadece 26 Ağustos 2025’te başlamış bir spam güncellemesi aktif durumda görünüyor.

Bağımsız Servisler de Onaylıyor

  • DownForEveryoneOrJustMe.com verilerine göre, şu anda (4 Eylül itibarıyla) Google’da herhangi bir yaygın erişim problemi tespit edilmemektedir. Hatta, Google’ın son büyük kesintisi 30 Temmuz 2025’te gerçekleşmiş olup, yaklaşık 45 dakika sürmüştür.
  • Benzer şekilde, “isitdownrightnow.com” sitesi de Google.com’a yönelik ping testleri sonucunda erişimin normal olduğunu ve sunucuya ilişkin anormal bir durum olmadığını belirtmektedir.

Kimi Kullanıcılar Sorun Yaşadı, Ancak İzole Görünüyor

DownForEveryoneOrJustMe’nin kullanıcı bildirimlerine göre:

  • 3 4 Eylül tarihleri arasında Japonya, ABD, Hollanda, İsviçre, Kanada, Hindistan, Avustralya ve başka ülkelerden Google’a erişimle ilgili bazı erişim ve hata (error received, inaccessible) raporları gelmiştir.

Bu durum, erişim sorununun dünya genelinden gelen bireysel bildirimleri yansıttığını, ancak global bir hizmet çöküşüne işaret etmediğini göstermektedir.

Geçmişte Yaşanan Büyük Kesintiler

Google’ın geçmişte yaşadığı ciddi erişim problemlerine bakıldığında, bazı önemli örnekler öne çıkmaktadır:

  • 8 Ağustos 2022’de, Google Search, Maps, Drive ve YouTube gibi temel hizmetlerde yaygın HTTP 500 ve 502 hataları yaşanmış, kullanıcılar erişim sağlayamamıştı. Sorunun kaynağı yazılım güncellemesiydi ve kısa süre içinde düzeltilmişti.
  • 20 Ağustos 2020’de, Gmail, Drive, Meet, Google Docs ve YouTube Voice gibi birçok servisi kapsayan küresel bir kesinti yaşanmıştır.
  • Daha yakın zamanda, 12 Haziran 2025’te, Google Cloud altyapısında yaşanan yazılım hatası nedeniyle dünya genelinde birçok servis (Spotify, Cloudflare, OpenAI, Twitch vb.) saatlerce erişilemez hale gelmişti; ancak bu, Google arama ya da Workspace hizmetlerini kapsayacak bir çöküş değildi.

Olası Nedenler ve Çözüm Önerileri

Mevcut veriler ışığında:

  • Sorun global düzeyde bir kesinti gibi görünmüyor.
  • Yaşanan erişim problemleri muhtemelen yerel ağ, DNS, VPN, tarayıcı veya cihaz kaynaklı teknik aksaklıklardan kaynaklanıyor.
  • Önerilen bazı kontroller:
    • Farklı cihaz ve tarayıcıdan erişim denemek.
    • Tarayıcı çerez ve önbelleğini temizlemek.
    • DNS ayarlarını (örneğin Google Public DNS veya OpenDNS gibi) değiştirmek.
    • VPN veya proxy kullanımı varsa devre dışı bırakıp tekrar denemek.

4 Eylül 2025 itibarıyla, Google hizmetlerinde global düzeyde bir çöküş yaşanmadığı net olarak görülüyor. Ancak bazı kullanıcılar yerel veya cihaz bazlı erişim sorunlarıyla karşılaşmış olabilir. Bu tür durumlarda, yukarıdaki önerilere başvurmak genellikle çözüm sağlar. Eğer istersen, bu sorun hakkında daha derin teknik analiz de yapabiliriz.

The post Google YouTube Çöktü mü? 8 Saatlik Erişim Sorunu Endişe Yarattı first appeared on TNT Haber.

]]>
https://www.tnthaber.net/gundem/google-youtube-coktu-mu-8-saatlik-erisim-sorunu-endise-yaratti/feed/ 0
Avustralya’dan Nauru’ya 408 Milyon Avustralya Doları Değerinde Sığınmacı Anlaşması İmzaladı https://www.tnthaber.net/dunya/avustralyadan-nauruya-408-milyon-avustralya-dolari-degerinde-siginmaci-anlasmasi-imzaladi/?utm_source=rss&utm_medium=rss&utm_campaign=avustralyadan-nauruya-408-milyon-avustralya-dolari-degerinde-siginmaci-anlasmasi-imzaladi https://www.tnthaber.net/dunya/avustralyadan-nauruya-408-milyon-avustralya-dolari-degerinde-siginmaci-anlasmasi-imzaladi/#respond Mon, 01 Sep 2025 20:07:40 +0000 https://www.tnthaber.net/?p=8736 Avustralya Başbakanı Anthony Albanese, ülkede kalmalarına izin verilmeyen ancak güvenlik veya diğer nedenlerle kendi ülkelerine geri gönderilemeyen sığınmacıların Pasifik’te yer alan Nauru Adası’na transfer edileceği ve bu işlem için Nauru’ya 408 milyon Avustralya doları ödeme yapılacağı yönünde bir anlaşmanın sağlandığını duyurdu. Bu yaklaşım, Avustralya’nın 2023’te Yüksek Mahkeme tarafından verilen “süresiz gözaltı” yasağının ardından izlediği yeni […]

The post Avustralya’dan Nauru’ya 408 Milyon Avustralya Doları Değerinde Sığınmacı Anlaşması İmzaladı first appeared on TNT Haber.

]]>
Avustralya Başbakanı Anthony Albanese, ülkede kalmalarına izin verilmeyen ancak güvenlik veya diğer nedenlerle kendi ülkelerine geri gönderilemeyen sığınmacıların Pasifik’te yer alan Nauru Adası’na transfer edileceği ve bu işlem için Nauru’ya 408 milyon Avustralya doları ödeme yapılacağı yönünde bir anlaşmanın sağlandığını duyurdu. Bu yaklaşım, Avustralya’nın 2023’te Yüksek Mahkeme tarafından verilen “süresiz gözaltı” yasağının ardından izlediği yeni stratejik yöntemlerden biri olarak dikkat çekiyor.

Geri Göndermede Yaşanan Tablo ve Hukuki Gelişmeler

Avustralya Yüksek Mahkemesi, 2023 yılında ülkeye yasal yollarla giriş yapamayan ve geri gönderilemeyen kişilerin süresiz şekilde gözaltında bulundurulmasına imkân tanıyan uygulamaları hukuka aykırı bularak iptal etmişti. Bu karar, mevcut göç politikalarının uygulanış biçimini yeniden değerlendirmeye sevk etti. Albanese, bu yüzden sığınmacılara alternatif bir rota belirlemek zorunda olduklarını ve bu kapsamda Nauru’nun bir seçenek olarak gündeme geldiğini belirtti.

Nauru’nun Rolü ve Gözaltı Merkezi

Nauru Adası, Manus Adası’ndaki gözaltı merkezinin kapatılmasının ardından Avustralya’nın açık denizdeki tek gözaltı merkezi olarak öne çıkıyor. Avustralya, bugüne kadar adada “yasa dışı şekilde gözaltına aldığı” gerekçesiyle birçok kişiye tazminat ödemekle karşı karşıya kalmıştı. Ayrıca, iki ülke 2021 yılında bu merkez konusunda kalıcı bir çözüm öngören bir mutabakat zaptı imzalamıştı.

Hükümetin Perspektifi ve Politik Gerekçeler

Albanese, ABC News kanalına yaptığı açıklamada, anlaşmanın gizli bir mesele olmadığını, medyada açıkça yer aldığını ifade etti. Sığınmacıların geldikleri ülkelere geri gönderilememesi durumunda, Avustralya’nın bu insanlara “gidebilecekleri başka bir ülke bulmak” zorunda olduğunu savundu. Bu adım, göçmen akınlarını caydırmak ve ülkenin içindeki yükü hafifletmek adına hükümetin benimsediği stratejiler dahilinde yer alıyor.

Bölgesel ve İnsan Hakları Açısından Değerlendirme

Bu yaklaşım, birçok insan hakları örgütünün tepkisini çekti. Eleştirmenler, Nauru’da yıllardır devam eden gözaltı uygulamalarının koşullarının zorluğuna, tazminat davalarına ve sığınmacıların insanî haklarına zarar verebileceğine işaret ediyor. Öte yandan hükümet, bu uygulamaların yasa dışı göçü caydırabileceğini, dolayısıyla ülke güvenliği ve sistem sürdürülebilirliği açısından gerekli olduğunu öne sürüyor.

Anlaşmanın Detayları ve Geçmiş İlişkiler

Ödenek miktarı 408 milyon Avustralya doları resmi mülakatlarda doğrudan verilmedi; ancak anlaşmanın medya yoluyla açıkça gündeme geldiği belirtildi. Daha önce, iki ülke 2021 yılında gözaltı merkezinin sürdürülebilir bir yapıda devamına yönelik taahhüt paylaşmıştı ve bu anlaşma, mevcut sürecin hukuki ve diplomatik zemininin bir uzantısı olarak değerlendirilebilir.

Avustralya’nın Nauru’ya 408 milyon Avustralya doları ödeme yaparak sığınmacıları oraya transfer etme kararı, uluslararası hukuk, insan hakları ve göç politikaları açısından oldukça tartışmalı bir gelişme. Yüksek Mahkeme kararlarıyla şekillenen yeni hukuki zemine uyum sağlama arayışı, hükümetin göç politikalarını yeniden çerçevelemesini zorunlu kıldı. Bu bağlamda, Afrika, Asya veya Güney Amerika gibi göç geçiş bölgelerindeki diğer ülkeler veya sığınmacı akımını etkileyen ülkeler de bu modele benzer adımlar atıp atmayacağı açısından dikkatle izleniyor.

Türkiye’deki basın yayın politikaları ve içerik üretim biçimleri açısından da bu gelişmeler, iyi araştırılmış, dengeli ve yasalara uygun içeriklerle takip edilebilir. Sığınmacıların hakları, uluslararası yükümlülükler ve politik sonuçlar arasındaki dengeyi gözeten net bir anlatımla, okuyucular bilgilendirici ve düşündürücü bir perspektifle buluşturulabilir.

The post Avustralya’dan Nauru’ya 408 Milyon Avustralya Doları Değerinde Sığınmacı Anlaşması İmzaladı first appeared on TNT Haber.

]]>
https://www.tnthaber.net/dunya/avustralyadan-nauruya-408-milyon-avustralya-dolari-degerinde-siginmaci-anlasmasi-imzaladi/feed/ 0
Trump’a Mahkeme Şoku: Küresel Tarifeler Yasa Dışı Bulundu https://www.tnthaber.net/dunya/trumpa-mahkeme-soku-kuresel-tarifeler-yasa-disi-bulundu/?utm_source=rss&utm_medium=rss&utm_campaign=trumpa-mahkeme-soku-kuresel-tarifeler-yasa-disi-bulundu https://www.tnthaber.net/dunya/trumpa-mahkeme-soku-kuresel-tarifeler-yasa-disi-bulundu/#respond Sat, 30 Aug 2025 10:28:01 +0000 https://www.tnthaber.net/?p=8714 ABD Federal Temyiz Mahkemesi, Başkan Donald Trump’ın küresel gümrük vergilerine yönelik yetkisini büyük ölçüde yasa dışı bularak önemli bir karara imza attı. Mahkeme, Trump’ın Uluslararası Acil Ekonomik Güçler Yasası (IEEPA) kapsamındaki uygulamalarının yetki aşımı olduğunu kabul etti. Bu karar, ülke ticaret politikaları ve ABD’nin uluslararası ekonomik stratejisi açısından dönüm noktası olma potansiyeli taşıyor. Trump yönetimi, […]

The post Trump’a Mahkeme Şoku: Küresel Tarifeler Yasa Dışı Bulundu first appeared on TNT Haber.

]]>
ABD Federal Temyiz Mahkemesi, Başkan Donald Trump’ın küresel gümrük vergilerine yönelik yetkisini büyük ölçüde yasa dışı bularak önemli bir karara imza attı. Mahkeme, Trump’ın Uluslararası Acil Ekonomik Güçler Yasası (IEEPA) kapsamındaki uygulamalarının yetki aşımı olduğunu kabul etti.

Bu karar, ülke ticaret politikaları ve ABD’nin uluslararası ekonomik stratejisi açısından dönüm noktası olma potansiyeli taşıyor. Trump yönetimi, ABD’ye mal ihraç eden ülkelerle pazarlık için bu tarifeleri güçlü bir koz olarak görüyor; ancak yargı, bu yetkilerin sınırını çizmiş durumda.

Kararın İçeriği: Yetki Aşımı ve Geçici Uygulama

Temyiz mahkemesi, önceki kararı büyük ölçüde onayladı. Ancak, tarifelerin hemen iptal edilmesi talebini reddederek, Trump yönetimine bir fırsat tanıdı: Gümrük vergileri geçici olarak kaldırılmayacak, 14 Ekim’e kadar yürürlükte kalacak. Bu süre, yönetimin olası temyiz süreci ve Yüksek Mahkeme’ye itiraz hazırlığı için kritik önem taşıyor.

Trump’tan Tepki: “Karar Felakettir!”

Trump, karara sosyal medya üzerinden sert tepki gösterdi. “Tüm tarifeler hâlâ yürürlükte. Partizan temyiz mahkemesi yanlış karar verdi, ama sonunda biz kazanacağız,” ifadelerini kullanan Trump, kararın uygulanmaya devam etmesinin ABD’yi “tam anlamıyla yok edeceğini” savundu.

Trump, tarifelerin hem işçilere hem de yerli üretime destek amacı taşıdığını öne sürerek, “Made in America” vurgusu yaptı. Anayasal olarak yalnızca Kongre’ye ait olan ticaret düzenleme yetkisinin, Başkan tarafından nasıl aşılabildiğine dikkat çekti.

Savunucuların Bilinçli Stratejisi: Yüksek Mahkeme’ye Açık Kapı

Mahkeme, kararın tarifeleri derhal iptal etmeme tercihiyle, uygulamanın temyiz süreci boyunca devamını sağlıyor. Bu dinamik yaklaşım, Trump yönetiminin Yüksek Mahkeme’ye başvurma şansını korurken, kararın nihai safhasını dikkatli biçimde izlemesini mümkün kılıyor.

ABD Federal Temyiz Mahkemesi, 30 Ağustos 2025’te verdiği kararla, Başkan Donald Trump’ın küresel gümrük vergileri uygulamasının çoğunu yasa dışı buldu. Ancak mahkeme, tarifelerin derhal iptalini isteyecek kadar ileri gitmeyerek, geçici olarak uygulama sürecine devam edilmesine izin verdi. 14 Ekim’e kadar. Trump, bu karara “Amerika yok olur” sözleriyle tepki gösterirken, mahkemenin kararının “partizan” olduğunu öne sürdü. Bu süreç, hem hukuki hem siyasi açıdan Beyaz Saray ve Kongre arasında güç dengesini yeniden şekillendirebilir. Ayrıca, Yüksek Mahkeme’ye yapılacak itiraz süreci de dikkatle izleniyor. Kararın “kapsamlı ve dikkat çeken bir başlık” altına sıkıştırılması, geniş okuyucu kitlesinin ilgisini çekecek şekilde tasarlandı.

The post Trump’a Mahkeme Şoku: Küresel Tarifeler Yasa Dışı Bulundu first appeared on TNT Haber.

]]>
https://www.tnthaber.net/dunya/trumpa-mahkeme-soku-kuresel-tarifeler-yasa-disi-bulundu/feed/ 0
ABD, Koreli Teknoloji Devlerine Çin’de Yeni Kurallar Dayattı https://www.tnthaber.net/gundem/abd-koreli-teknoloji-devlerine-cinde-yeni-kurallar-dayatti/?utm_source=rss&utm_medium=rss&utm_campaign=abd-koreli-teknoloji-devlerine-cinde-yeni-kurallar-dayatti https://www.tnthaber.net/gundem/abd-koreli-teknoloji-devlerine-cinde-yeni-kurallar-dayatti/#respond Sat, 30 Aug 2025 10:10:23 +0000 https://www.tnthaber.net/?p=8713 ABD Ticaret Bakanlığı’na bağlı Sanayi ve Güvenlik Bürosu (BIS), Çin’deki yabancı sermayeli yarı iletken fabrikaları için sağlanan “lisanssız ihracat” imkanını ortadan kaldırarak yürürlükteki ihracat kontrolündeki boşluğu kapattı. Bu adım, Samsung ve SK Hynix gibi dev üreticilerin faaliyetlerini kritik bir dönemde yeniden düzenlemelerini gerektirecek. Bu düzenleme, 29 Ağustos 2025 itibarıyla resmen ilan edildi ve şirketlere 120 […]

The post ABD, Koreli Teknoloji Devlerine Çin’de Yeni Kurallar Dayattı first appeared on TNT Haber.

]]>
ABD Ticaret Bakanlığı’na bağlı Sanayi ve Güvenlik Bürosu (BIS), Çin’deki yabancı sermayeli yarı iletken fabrikaları için sağlanan “lisanssız ihracat” imkanını ortadan kaldırarak yürürlükteki ihracat kontrolündeki boşluğu kapattı. Bu adım, Samsung ve SK Hynix gibi dev üreticilerin faaliyetlerini kritik bir dönemde yeniden düzenlemelerini gerektirecek. Bu düzenleme, 29 Ağustos 2025 itibarıyla resmen ilan edildi ve şirketlere 120 gün süre tanındı; bu süre içerisinde ihracat lisansı başvurusunda bulunmaları gerekiyor.

Bu karar, söz konusu çip üreticilerinin Çin’deki mevcut tesislerinin işletilmesine izin verilirken, yeni kapasite artırımı veya teknoloji yükseltimi gibi adımlar için ayrıcalıklı bir muafiyet uygulanmayacağını net bir şekilde ortaya koyuyor. Bu durum, halihazırdaki üretim modellerine devam edilebilme imkânı sunarken, inovasyon ve genişleme önündeki esnekliği ciddi şekilde kısıtlıyor.

BIS Müsteşarı Jeffrey Kessler, ABD yönetiminin uzun süredir ihracat kontrollerindeki boşlukları kapatmayı hedeflediğini vurguladı. Özellikle ABD şirketlerinin rekabet açısından dezavantajlı duruma düşmesini engelleme düşüncesiyle bu adım atıldı.

Samsung ve SK Hynix’in Çin’de yoğun çip üretimi yaptığı ve önemli bir neo-dönüşüm merkezi olarak kullanıldığı biliniyor. Bu şirketler, halihazırda düşük lisans gereksinimiyle donanım ve yazılım ithal ederek operasyonlarını sürdürebiliyordu. Ancak yeni düzenlemeyle yapılan değişiklik, bu ayrıcalıklı durumu sonlandırıyor.

Bu hamle yalnızca üreticiler açısından değil, aynı zamanda ABD merkezli ekipman sağlayıcılar açısından da kritik bir etki yaratıyor. Lam Research, Applied Materials ve KLA gibi firmalar, Çin pazarına yönelik ekipman sevkiyatlarını sürdürme konusunda daha fazla bürokratik engelle karşılaşabilir; bu da potansiyel satış kayıplarına yol açabilir.

Küresel tedarik zincirlerine bakıldığında, bu kararın etkisi yalnızca Samsung ve SK Hynix ile sınırlı kalmayacak. Micron gibi rakip firmalara göre Çin pazarında avantaj sağlayabilecek bu adım, Çinli ekipman üreticileri için de önemli bir boşluk oluşturabilir—çünkü Çinli üreticiler zaten benzer kısıtlamalardan etkilenmiyor ve lisans süreciyle karşılaşmıyorlar.

Öte yandan, Güney Kore hükümeti konuyu yakından takip ediyor. Tedarik zincirindeki istikrarın korunması gerektiğini vurgulayarak ABD’yle diplomatik temaslarını sürdürüyor. Priorite, küresel çip arz güvenliğini tehlikeye atmamak ve ani üretim aksaklıklarına mahal vermemek.

Bu düzenleme, aynı zamanda küresel çip endüstrisinde stratejik bir yeniden şekillenmeye işaret ediyor. Çin’e yönelik sıkılaşan politikalar, teknolojik ve üretim odaklı yatırım stratejilerinin yeniden gözden geçirilmesini öne çıkarıyor. Yatırımcılar, bu tür politik kararların çip stoklarına yansımalarını yakından izliyor; özellikle Nvidia, Broadcom gibi firmalar, bu tür gelişmeler nedeniyle değerleme baskısı yaşayabilir.

ABD’nin bu kararı yalnızca kısa vadeli bir düzenleme değil; aynı zamanda teknolojik rekabet, küresel üretim dengeleri ve uluslararası ticaret politikaları üzerinde derin etkiler yaratabilecek stratejik bir hamle. Şirketlerin bu süreci nasıl yöneteceği, uzun vadeli üretim planlarını ve tedarik zinciri dayanıklılığını belirleyecek önemli bir faktör olmaya devam edecek.

The post ABD, Koreli Teknoloji Devlerine Çin’de Yeni Kurallar Dayattı first appeared on TNT Haber.

]]>
https://www.tnthaber.net/gundem/abd-koreli-teknoloji-devlerine-cinde-yeni-kurallar-dayatti/feed/ 0
Antarktika’nın Dev Buzdağı 30 Yıl Sonra Hareket Etmeye Başladı https://www.tnthaber.net/gundem/antarktikanin-dev-buzdagi-30-yil-sonra-hareket-etmeye-basladi/?utm_source=rss&utm_medium=rss&utm_campaign=antarktikanin-dev-buzdagi-30-yil-sonra-hareket-etmeye-basladi https://www.tnthaber.net/gundem/antarktikanin-dev-buzdagi-30-yil-sonra-hareket-etmeye-basladi/#respond Sun, 24 Aug 2025 12:09:02 +0000 https://www.tnthaber.net/?p=8682 Antarktika’nın güney kıyılarından 1986 yılında koparak Weddell Denizi’nde karaya oturan ve “buz adası”na dönüşen dev buzdağı 30 yılı aşkın bir sürenin ardından yeniden hareket etmeye başladı. Bu devasa buz kütlesinin serbest kalması, küresel ısınmanın etkilerini ve okyanus ekosistemindeki potansiyel değişiklikleri gözler önüne seriyor. Dev Buzdağı, yaklaşık 3.900 km²’lik bir alanı kaplayan ve 400 metreye kadar […]

The post Antarktika’nın Dev Buzdağı 30 Yıl Sonra Hareket Etmeye Başladı first appeared on TNT Haber.

]]>
Antarktika’nın güney kıyılarından 1986 yılında koparak Weddell Denizi’nde karaya oturan ve “buz adası”na dönüşen dev buzdağı 30 yılı aşkın bir sürenin ardından yeniden hareket etmeye başladı. Bu devasa buz kütlesinin serbest kalması, küresel ısınmanın etkilerini ve okyanus ekosistemindeki potansiyel değişiklikleri gözler önüne seriyor.

Dev Buzdağı, yaklaşık 3.900 km²’lik bir alanı kaplayan ve 400 metreye kadar kalınlaşabilen bir buzdağıdır. 1986 yılında Antarktika’nın Filchner-Ronne Buz Sahanlığı’ndan koparak Weddell Denizi’ne sürüklenmiş ve burada deniz tabanına oturmuştur. Uzun yıllar boyunca sabit kalan bu buz kütlesi, 2020 yılında deniz tabanından ayrılarak yeniden hareket etmeye başlamıştır.

Küresel Isınmanın Rolü

Bilim insanları, Buz Dağının serbest kalmasının ardında küresel ısınmanın etkilerini görüyor. Deniz suyu sıcaklıklarının artması, buzdağlarının erimesine ve deniz tabanından ayrılmasına neden olabiliyor. Dev Buzdağı hareketi, bu sürecin bir örneği olarak kabul ediliyor ve iklim değişikliğinin Antarktika’daki buz kütleleri üzerindeki etkilerini vurguluyor.

Okyanus Ekosistemine Etkileri

A23a’nın hareketi, okyanus ekosisteminde çeşitli değişikliklere yol açabilir. Buzdağlarının erimesi, deniz ekosistemlerine besin maddeleri sağlayarak planktonların artmasına ve dolayısıyla balina ve fok gibi deniz memelilerinin beslenme zincirini etkileyebilir. Ancak, bu süreç aynı zamanda okyanus asidifikasyonunu artırarak deniz canlıları üzerinde olumsuz etkiler yaratabilir.

A23a’nın geleceği, bilim insanları tarafından dikkatle izleniyor. Buzdağının hareketi, okyanus akıntıları ve rüzgarlar tarafından yönlendiriliyor. Eğer A23a, okyanus akıntılarıyla kuzeye doğru sürüklenirse, daha sıcak sularda eriyebilir ve deniz seviyelerinin yükselmesine katkıda bulunabilir. Bu durum, kıyı bölgelerinde yaşayan insanlar ve ekosistemler için risk oluşturabilir.

A23a’nın 30 yıl sonra yeniden hareket etmeye başlaması, küresel ısınmanın etkilerini ve Antarktika’daki buz kütlelerinin dinamiklerini gözler önüne seriyor. Bu olay, iklim değişikliğiyle mücadelede daha fazla önlem alınması gerektiğini ve okyanus ekosistemlerinin korunmasının önemini bir kez daha hatırlatıyor.

The post Antarktika’nın Dev Buzdağı 30 Yıl Sonra Hareket Etmeye Başladı first appeared on TNT Haber.

]]>
https://www.tnthaber.net/gundem/antarktikanin-dev-buzdagi-30-yil-sonra-hareket-etmeye-basladi/feed/ 0
Powell’dan Jackson Hole Sürprizi: Eylül’de Faiz İndirimi Masada https://www.tnthaber.net/ekonomi/powelldan-jackson-hole-surprizi-eylulde-faiz-indirimi-masada/?utm_source=rss&utm_medium=rss&utm_campaign=powelldan-jackson-hole-surprizi-eylulde-faiz-indirimi-masada https://www.tnthaber.net/ekonomi/powelldan-jackson-hole-surprizi-eylulde-faiz-indirimi-masada/#respond Fri, 22 Aug 2025 14:56:58 +0000 https://www.tnthaber.net/?p=8659 ABD Merkez Bankası (FED) Başkanı Jerome Powell, Wyoming’de düzenlenen Jackson Hole Ekonomi Sempozyumu’nda yaptığı konuşmada, piyasalarda merakla beklenen faiz politikalarına dair önemli mesajlar verdi. Powell, Eylül ayında faiz indirimi ihtimalini tamamen dışlamadığını belirterek, işgücü piyasasındaki yavaşlamaya ve enflasyon baskılarının seyrine dikkat çekti. Bu açıklamalar, hem küresel piyasalar hem de Amerikan ekonomisi açısından yeni bir dönüm […]

The post Powell’dan Jackson Hole Sürprizi: Eylül’de Faiz İndirimi Masada first appeared on TNT Haber.

]]>
ABD Merkez Bankası (FED) Başkanı Jerome Powell, Wyoming’de düzenlenen Jackson Hole Ekonomi Sempozyumu’nda yaptığı konuşmada, piyasalarda merakla beklenen faiz politikalarına dair önemli mesajlar verdi. Powell, Eylül ayında faiz indirimi ihtimalini tamamen dışlamadığını belirterek, işgücü piyasasındaki yavaşlamaya ve enflasyon baskılarının seyrine dikkat çekti. Bu açıklamalar, hem küresel piyasalar hem de Amerikan ekonomisi açısından yeni bir dönüm noktasına işaret ediyor.

Eylül İndirimi Masada

Powell konuşmasında, “Ekonomik veriler doğrultusunda hareket etmeye devam edeceğiz. Gerekirse Eylül ayında faiz indirimi gündeme gelebilir” ifadelerini kullandı. Ancak kesin bir adım için henüz erken olduğunu da vurguladı. Bu yaklaşım, FED’in hem enflasyonu kontrol altında tutmak hem de yavaşlayan işgücü piyasasını desteklemek arasında hassas bir denge arayışında olduğunu gösteriyor.

Piyasalarda uzun süredir tartışılan konu, FED’in 2024’te başlayan faiz artırımı sürecini ne zaman sonlandıracağı ve indirime geçeceği yönündeydi. Powell’ın mesajı, Eylül ayında faiz indirimi için güçlü bir sinyal olarak yorumlandı.

İşgücü Piyasasında “Tuhaf Denge”

Powell konuşmasının en dikkat çeken bölümlerinden birinde, işgücü piyasasını “tuhaf bir denge” olarak niteledi. Ona göre, hem iş arayanların sayısı hem de işverenlerin yeni eleman talebi azalıyor. Buna rağmen işsizlik oranı hâlâ düşük seviyelerde seyrediyor. Bu durum, istihdam piyasasının görünürde güçlü ama aslında kırılgan bir yapıya sahip olduğunu ortaya koyuyor.

Ekonomistler, bu tabloyu “görünürde tam istihdam, ancak altında yatan zayıflıklar” olarak değerlendiriyor. FED’in faiz indirimiyle işgücü piyasasına destek verme isteği, enflasyonla mücadele hedefiyle çatışma riski taşıyor.

Enflasyon ve Gümrük Tarifeleri

Powell ayrıca, ABD Başkanı Donald Trump yönetiminde uygulanan yüksek gümrük tarifelerinin enflasyon üzerindeki etkilerine değindi. Ona göre, bu tür politikalar fiyatlar üzerinde kademeli ve geçici baskılar yaratıyor. Yani FED, tarife kaynaklı fiyat artışlarını “kalıcı enflasyon” kategorisine koymuyor.

Ancak bazı analistler, ticaret politikalarının küresel tedarik zincirlerini zorlayarak daha kalıcı enflasyonist baskılar doğurabileceğini savunuyor. Powell’ın bu noktadaki temkinli söylemi, FED’in henüz net bir pozisyon almadığını gösteriyor.

Piyasalarda Coşkulu Tepki

Powell’ın açıklamaları, özellikle Wall Street’te büyük bir iyimserlik yarattı. Dow Jones endeksi 700 puana yakın yükselişle günü kapattı. S&P 500 ve Nasdaq endeksleri de benzer şekilde hızlı artış kaydetti.

Yatırımcılar, Powell’ın sözlerini “Eylül’de faiz indirimi kapıda” şeklinde yorumladı. Chicago borsasında işlem gören CME FedWatch verilerine göre, Eylül ayında faiz indirimi ihtimali %75 seviyesine çıktı. Bu da piyasaların Powell’ın mesajını güçlü bir beklentiye dönüştürdüğünü ortaya koyuyor.

Siyasi Baskılar ve FED’in Bağımsızlığı

Powell’ın konuşmasının bir diğer önemli noktası, FED’in siyasi baskılar altındaki pozisyonuydu. Trump yönetimi uzun süredir faizlerin hızlı biçimde düşürülmesi gerektiğini savunuyor. Beyaz Saray’dan gelen bu taleplerin FED üzerinde baskı yarattığı biliniyor.

Powell ise konuşmasında, kararların yalnızca ekonomik veriler ve objektif analizlere göre alınacağını belirterek, FED’in bağımsızlığını vurguladı. Bu açıklama, hem piyasalara hem de siyasi otoritelere güçlü bir mesaj niteliği taşıyor.

Beş Yıllık Politika Çerçevesi

Powell, konuşmasının son bölümünde FED’in beş yıllık politika çerçevesi değerlendirmesine de değindi. Özellikle “maksimum istihdam” ve “fiyat istikrarı” hedeflerinin nasıl dengeleneceği konusunda görüşler paylaştı. Bu çerçeve, FED’in uzun vadede hangi araçları ve öncelikleri dikkate alacağına ışık tutacak.

Analistlerden Yorumlar

Finans uzmanları, Powell’ın açıklamalarını “sigorta politikası” olarak nitelendirdi. Yani FED, olası bir ekonomik yavaşlamaya karşı şimdiden faiz indirimi seçeneğini masada tutuyor. Bu yaklaşım, piyasaların ani bir şok yaşamasını önlemeyi amaçlıyor. Ancak enflasyon risklerinin devam etmesi, bu politikanın ne kadar uygulanabilir olduğuna dair soru işaretleri bırakıyor.

Bazı ekonomistler, FED’in fazla gecikmeden faiz indirimi yapması gerektiğini savunurken, diğerleri enflasyonun henüz tam olarak kontrol altına alınmadığını belirterek, aceleci adımların riskli olabileceğini dile getiriyor.

Jerome Powell’ın Jackson Hole konuşması, ABD ekonomisinin içinde bulunduğu belirsizlikleri gözler önüne serdi. İşgücü piyasasındaki tuhaf denge, enflasyon baskıları ve siyasi müdahaleler FED’in kararlarını zorlaştırıyor. Ancak Powell’ın ihtiyatlı ve veri odaklı yaklaşımı, piyasalarda güven verici bulundu.

Eylül ayında faiz indirimi kararı alınırsa, bu hem Amerikan ekonomisi hem de küresel piyasalar açısından yeni bir dönemin başlangıcı olabilir. Eğer enflasyon yeniden yükselişe geçerse, FED bu kez daha karmaşık bir tabloyla karşı karşıya kalabilir. Şimdilik piyasalarda iyimserlik hâkim, fakat önümüzdeki haftalarda açıklanacak ekonomik veriler, tüm dengeleri değiştirme potansiyeline sahip.

The post Powell’dan Jackson Hole Sürprizi: Eylül’de Faiz İndirimi Masada first appeared on TNT Haber.

]]>
https://www.tnthaber.net/ekonomi/powelldan-jackson-hole-surprizi-eylulde-faiz-indirimi-masada/feed/ 0
Trump ve Putin Alaska’da Ukrayna Barışı İçin Kritik Görüşme Yaptı https://www.tnthaber.net/gundem/trump-ve-putin-alaskada-ukrayna-barisi-icin-kritik-gorusme-yapti/?utm_source=rss&utm_medium=rss&utm_campaign=trump-ve-putin-alaskada-ukrayna-barisi-icin-kritik-gorusme-yapti https://www.tnthaber.net/gundem/trump-ve-putin-alaskada-ukrayna-barisi-icin-kritik-gorusme-yapti/#respond Sun, 17 Aug 2025 14:57:07 +0000 https://www.tnthaber.net/?p=8628 Alaska’da gerçekleştirilen Trump Putin zirvesi, uluslararası gündemi derinden etkiledi. Zirve öncesinde sadece geçici bir ateşkes beklentisi hakimken, Rusya’nın Ukrayna’ya NATO’nun 5. maddesine benzer güvenlik garantilerini kabul edebileceği ortaya çıktı. Bu gelişme, Ukrayna’nın NATO’ya tam üye olmadan da caydırıcı bir korumaya kavuşabileceği ihtimalini doğurdu. Putin’den Tartışmalı Bölgelerde Taviz Mesajı Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in, Donetsk dahil […]

The post Trump ve Putin Alaska’da Ukrayna Barışı İçin Kritik Görüşme Yaptı first appeared on TNT Haber.

]]>
Alaska’da gerçekleştirilen Trump Putin zirvesi, uluslararası gündemi derinden etkiledi. Zirve öncesinde sadece geçici bir ateşkes beklentisi hakimken, Rusya’nın Ukrayna’ya NATO’nun 5. maddesine benzer güvenlik garantilerini kabul edebileceği ortaya çıktı. Bu gelişme, Ukrayna’nın NATO’ya tam üye olmadan da caydırıcı bir korumaya kavuşabileceği ihtimalini doğurdu.

Putin’den Tartışmalı Bölgelerde Taviz Mesajı

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in, Donetsk dahil olmak üzere beş tartışmalı bölge konusunda bazı tavizler verebileceği iddia edildi. Ancak bu tavizlerin kapsamı ve şartları netlik kazanmadı. Rusya’nın bu adımı, savaşın gidişatını değiştirebilecek bir hamle olarak yorumlandı.

Zelenskyy: “Savaşın Bitmesi İçin Saldırılar Durmalı”

Ukrayna Cumhurbaşkanı Volodimir Zelenskyy, Rusya’nın ateşkese yanaşmamasını barış sürecini tıkayan en büyük sorun olarak değerlendirdi. Zelenskyy, “Saldırılar bitmeden barış olmaz. Barışa giden yol saldırıların sona ermesinden geçiyor” diyerek ülkesinin kararlılığını vurguladı. Ayrıca Pazartesi günü ABD Başkanı Trump ile yapacağı görüşmeye dikkat çekerek, uluslararası toplumun desteğinin hayati olduğunu belirtti.

Trump: “Geçici Çözümler Yetersiz”

ABD Başkanı Donald Trump, zirve sonrası yaptığı açıklamada geçici ateşkesleri başarısız bulduğunu söyledi. Trump, “Geçici anlaşmalar uzun sürmez, kalıcı bir barışa yönelmek gerekir” diyerek farklı bir yaklaşım sergiledi. Trump’ın bu açıklaması, sürecin hızlandırılması için baskı unsuru olarak değerlendiriliyor.

Avrupa’dan Endişeli Sesler

Avrupa liderleri, ateşkes süreci atlanarak doğrudan barış anlaşmasına gidilmesinin Rusya’nın pazarlık gücünü artıracağı görüşünde birleşti. Almanya Başbakanı Friedrich Merz, ABD’nin güvenlik garantileri sağlamaya hazır olduğunu belirtirken, bunun detaylarının belirsizliğini koruduğunu söyledi. Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ve Finlandiya Cumhurbaşkanı Alexander Stubb da Washington’daki kritik toplantıya katılacak isimler arasında yer aldı.

Ursula von der Leyen: “Sınırlar Güçle Değiştirilemez”

Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, “Uluslararası sınırlar zorla değiştirilemez” açıklamasıyla tavizlere karşı net bir duruş sergiledi. Bu açıklama, Ukrayna’nın toprak bütünlüğü konusundaki hassasiyetin altını çizdi.

İngiltere’nin Stratejik Duruşu

İngiltere Başbakanı Keir Starmer, Trump ile kurduğu beklenmedik yakınlığı kullanarak ABD’nin güvenlik garantilerinden geri adım atmamasını sağlamaya çalışıyor. Starmer, Trump’ın kişisel yaklaşımını avantaja çevirmeyi hedeflerken, Avrupa’nın ortak duruşunu da korumak istiyor.

Moskova’nın Masadaki Şartları

Diplomatik kaynaklara dayandırdığı habere göre, Moskova barış için Ukrayna’nın Donetsk ve Luhansk’tan çekilmesini, Kırım’ın statüsünü tanımasını ve Kherson ile Zaporizhzhia cephe hattının dondurulmasını istiyor. Bu şartlar, Kiev açısından oldukça zorlayıcı bulunuyor. Özellikle Kırım’ın statüsü, Ukrayna için kırmızı çizgi olmaya devam ediyor.

Donbas ve Toprak Tavizleri Tartışması

Guardian’ın değerlendirmelerine göre, Trump’un Donbas’taki bazı bölgelerde taviz verilmesiyle barışın hızlanabileceğini söylemesi dikkat çekti. Ancak Avrupa liderleri, bu yaklaşımın Ukrayna’nın egemenliğini zedeleyeceğini ve Rusya’ya stratejik avantaj sağlayacağını düşünüyor.

Washington’da Kritik Hafta

Pazartesi günü yapılacak Washington zirvesi, savaşın geleceğini belirleyecek en önemli toplantılardan biri olacak. Zelenskyy, Trump ve Avrupa liderleri bir araya gelerek kalıcı barışa giden adımları değerlendirecek. Toplantıdan çıkacak sonuç, sadece Ukrayna değil, tüm Avrupa güvenliği açısından kritik görülüyor.

Kalıcı Barış Mümkün mü?

Zirve sonrası oluşan tablo, kalıcı barış ihtimalinin masada olduğunu ancak şartların çok ağır olduğunu gösteriyor. Putin’in güvenlik garantilerini kabul etmesi önemli bir adım olsa da, toprak talepleri Kiev için kabul edilmesi güç koşullar sunuyor. Trump’ın hızlı çözüm isteği ve Avrupa’nın temkinli yaklaşımı arasında denge kurulup kurulamayacağı önümüzdeki günlerde netleşecek.

The post Trump ve Putin Alaska’da Ukrayna Barışı İçin Kritik Görüşme Yaptı first appeared on TNT Haber.

]]>
https://www.tnthaber.net/gundem/trump-ve-putin-alaskada-ukrayna-barisi-icin-kritik-gorusme-yapti/feed/ 0
Prens William ve Kate Middleton, Windsor’daki 16 Milyon Sterlinglik Yeni Yuvaya Taşınıyor https://www.tnthaber.net/gundem/prens-william-ve-kate-middleton-windsordaki-16-milyon-sterlinglik-yeni-yuvaya-tasiniyor/?utm_source=rss&utm_medium=rss&utm_campaign=prens-william-ve-kate-middleton-windsordaki-16-milyon-sterlinglik-yeni-yuvaya-tasiniyor https://www.tnthaber.net/gundem/prens-william-ve-kate-middleton-windsordaki-16-milyon-sterlinglik-yeni-yuvaya-tasiniyor/#respond Sun, 17 Aug 2025 14:48:14 +0000 https://www.tnthaber.net/?p=8625 İngiltere Prensi William ile eşi Kate Middleton, Adelaide Cottage’daki mevcut konutlarını terk ederek Windsor Great Park’ta yer alan ve yaklaşık 16 milyon sterlin değerinde olduğu belirtilen Forest Lodge malikanesine taşınmaya hazırlanıyor. Bu yeni yerleşim, çiftin 10 yıldan fazladır süren yaşamı içinde önemli bir dönüm noktası olarak değerlendiriliyor. Taşınmanın Arka Planı ve Duygusal Bağlam Kamuoyuna yansıyan […]

The post Prens William ve Kate Middleton, Windsor’daki 16 Milyon Sterlinglik Yeni Yuvaya Taşınıyor first appeared on TNT Haber.

]]>
İngiltere Prensi William ile eşi Kate Middleton, Adelaide Cottage’daki mevcut konutlarını terk ederek Windsor Great Park’ta yer alan ve yaklaşık 16 milyon sterlin değerinde olduğu belirtilen Forest Lodge malikanesine taşınmaya hazırlanıyor. Bu yeni yerleşim, çiftin 10 yıldan fazladır süren yaşamı içinde önemli bir dönüm noktası olarak değerlendiriliyor.

Taşınmanın Arka Planı ve Duygusal Bağlam

Kamuoyuna yansıyan bilgilere göre, Prens William ve Kate Middleton’un taşınma kararı, son üç yılda yaşadıkları zorlu süreçler ışığında anlam kazanıyor. Bu süreç, Kraliçe Elizabeth’in ölümü, “Kral’ın kanser teşhisi” ve Kate’in kendi kanser tedavisiyle mücadele ettiği yılları kapsıyor. Bütün bu yaşananların ardından çift, yaşamlarında yeni bir sayfa açmayı umut ederek bu taşınma hamlesini gerçekleştirmeyi planlıyor.

Forest Lodge: Tarihle İç İçe, Sessiz Bir Sığınak

Forest Lodge, Windsor Great Park içinde 4.800 dönümlük geniş bir arazide, toplumdan izole bir noktada yer alıyor. Bina yaklaşık 328 yaşında ve II. Derece kültürel tesis koruması altında bulunuyor. Bu da yapının korunması ve bakımı açısından hem tarihi hem de mimari önem taşıdığını gösteriyor.

Tadilat Başladı, Çift Noel’e Kadar Yerleşmek İstiyor

Haberde yer alan bilgiye göre, tarihi mülkte tadilat çalışmaları çoktan başlatılmış durumda. Ev yenileme işlemlerinin giderini çift kendi bütçelerinden karşılıyor. The Sun gazetesine yakın kaynaklardan aktarılan ifadelere göre, bu adım “uzun vadeli bir hamle” olarak değerlendiriliyor. Çiftin, Forest Lodge’u “sonsuz süreli yuvaları” olarak gördükleri de kaynaklarda dile getiriliyor.

Kensington Sarayı’ndan yapılan açıklama taşınmanın “bu yılın ilerleyen zamanlarında” gerçekleşeceğini doğruluyor. Özellikle Noel dönemine kadar yerleşme konusunda çift umutlu.

Değerlendirme

Prens William ve Kate Middleton’un bu kararı; kişisel, tarihsel ve duygusal pek çok katmanı içinde barındırıyor. Aileye yakınlık ve zorlukların yoğun olduğu yılların ardından, bu taşınmanın çift için yeni bir başlangıç olacağı görülüyor. Tarihi bir mülkte, geniş bir park alanında, özel ama korunan bir ortamda yaşama arzusu ve bu yuvayı kalıcı bir alan olarak görme niyeti, hem sembolik hem de somut açıdan etkileyici bir tercih olarak öne çıkıyor.

The post Prens William ve Kate Middleton, Windsor’daki 16 Milyon Sterlinglik Yeni Yuvaya Taşınıyor first appeared on TNT Haber.

]]>
https://www.tnthaber.net/gundem/prens-william-ve-kate-middleton-windsordaki-16-milyon-sterlinglik-yeni-yuvaya-tasiniyor/feed/ 0
Arktik Buzulları Terminal Gerileme Tehlikesiyle Karşı Karşıya Mikroplar Erimeyi Hızlandırıyor https://www.tnthaber.net/gundem/arktik-buzullari-terminal-gerileme-tehlikesiyle-karsi-karsiya-mikroplar-erimeyi-hizlandiriyor/?utm_source=rss&utm_medium=rss&utm_campaign=arktik-buzullari-terminal-gerileme-tehlikesiyle-karsi-karsiya-mikroplar-erimeyi-hizlandiriyor https://www.tnthaber.net/gundem/arktik-buzullari-terminal-gerileme-tehlikesiyle-karsi-karsiya-mikroplar-erimeyi-hizlandiriyor/#respond Fri, 15 Aug 2025 21:24:28 +0000 https://www.tnthaber.net/?p=8617 Arktik bölgesi, özellikle Svalbard takımadasında yer alan buzullar, küresel ısınmanın yanı sıra buz ve kar yüzeyinde yaşayan mikrobiyolojik süreçlerin hızlandırdığı erime tehdidiyle “terminal” (geri dönüşümsüz) bir gerileme riskiyle karşı karşıya. Glacier ekolojisti Dr. Arwyn Edwards, bu soğuk adaptasyonlu mikrobiyal toplulukların buz yüzeyini biyolojik olarak kararttığını, böylece güneş ısısını daha fazla çekerek erimeyi tetiklediğini vurguluyor. Bu […]

The post Arktik Buzulları Terminal Gerileme Tehlikesiyle Karşı Karşıya Mikroplar Erimeyi Hızlandırıyor first appeared on TNT Haber.

]]>
Arktik bölgesi, özellikle Svalbard takımadasında yer alan buzullar, küresel ısınmanın yanı sıra buz ve kar yüzeyinde yaşayan mikrobiyolojik süreçlerin hızlandırdığı erime tehdidiyle “terminal” (geri dönüşümsüz) bir gerileme riskiyle karşı karşıya. Glacier ekolojisti Dr. Arwyn Edwards, bu soğuk adaptasyonlu mikrobiyal toplulukların buz yüzeyini biyolojik olarak kararttığını, böylece güneş ısısını daha fazla çekerek erimeyi tetiklediğini vurguluyor.

Bu süreç, “biyolojik kararma” olarak adlandırılıyor: Mikrop türleri pigment üretiyor ve buz yüzeyinde toz ve kir parçacıklarını tutarak albedoyu (yansıtıcılığı) düşürüyor, böylece güneş ışığını daha fazla absorbe eden karanlık bir yüzey oluşuyor. Bu durum, erime hızını artırıyor ve buzulların geleceğini tehdit ediyor.

Mikroplardan Buzulların Çöküşüne: Kritik Bir Döngü

  1. Kararma & Erime: Kar amacı gütmeden pigment üreten mikroplar, buz yüzeyini koyulaştırarak daha fazla ısınmasına neden oluyor. Bu süreç, buzun daha fazla erimesine yol açıyor ve yeni yüzeyler ortaya çıktıkça daha fazla mikrop yayılıyor. Bu olumlu geri besleme döngüsü, mevcut iklim modellerine yeterince yansıtılmamış durumda.
  2. Metan Salınımı Riski: Permafrost ve buzulların çözülmesiyle, geçmişte hapsedilmiş metan gazı serbest kalabilir. Bu da küresel ısınmayı daha da şiddetlenmiş hale getirebilir. Mevcut modeller, bu biyolojik geri dönüşlerin etkisini tam olarak hesaba katmıyor.
  3. Ekosistem ve Genetik Kaynak Kaybı: Buzullar, sadece su rezervi olmakla kalmaz, aynı zamanda benzersiz mikrobiyal habitatlara da ev sahipliği yapar. Bu ekosistemler, biyoteknolojik potansiyel barındırabilir. Ancak erimeyle birlikte, bu mikrobiyal çeşitlilik kalıcı olarak kaybolabilir.

Buzulların Küresel Önemi ve Hadise Alanı

Buzullar, dünya genelinde milyarlarca insan için kritik tatlı su kaynakları oluşturuyor. Ayrıca birçok ekosistemin temel yapıtaşı konumunda bulunuyor. Buzulların kaybı, su sıkıntısı, erozyon, sel ve ekosistem tahribatı gibi zincirleme sorunları da beraberinde getirebilir.

Bilim Dünyasında Artan Farkındalık

Greenland buz kütlesi örnek verildiğinde, buz üzerindeki mikrobiyal etkinliğin erime sürecine katkısının %13’e kadar çıktığı belirlenmiş durumda. Özellikle eriyen kar ve açık buz yüzeylerinde mikrobiyal aktivite yoğunlaşıyor.

Tüm bu mikroplar ve biyolojik süreçler, iklim modellerine dahil edilmezse, buzulların çözülme hızı ve sonuçlarını yanlış değerlendirme riski ortaya çıkıyor. Bu nedenle bilim insanları, mikrobiyal süreçleri de içeren daha kapsamlı modeller geliştirilmesi gerektiğini savunuyor.

Neden Acilen Müdahale Etmeliyiz?

  • Dikkate Alınmayan Bir Gözden Kaçış: Mevcut iklim modellerinin çoğu biyolojik süreci yeterince hesaba katmıyor; bu da önümüzdeki yıllarda tahminlerin ciddi şekilde altı çizilmesine neden olabilir.
  • Geri Dönüşümsüz Kayıplar: Buzulların erimesi sadece fiziksel su kaybı değil, aynı zamanda genetik materyal ve potansiyel biyoteknolojik kaynak kaybıdır.
  • Küresel Sürdürülebilirlik Meselesi: Su kaynakları, ekosistemler ve hatta iklim dengesi açısından buzulların korunması acildir.

The post Arktik Buzulları Terminal Gerileme Tehlikesiyle Karşı Karşıya Mikroplar Erimeyi Hızlandırıyor first appeared on TNT Haber.

]]>
https://www.tnthaber.net/gundem/arktik-buzullari-terminal-gerileme-tehlikesiyle-karsi-karsiya-mikroplar-erimeyi-hizlandiriyor/feed/ 0
Ukrayna, Hazar Limanı’ndaki Rus Gemisini Drone ile Vurdu https://www.tnthaber.net/dunya/ukrayna-hazar-limanindaki-rus-gemisini-drone-ile-vurdu/?utm_source=rss&utm_medium=rss&utm_campaign=ukrayna-hazar-limanindaki-rus-gemisini-drone-ile-vurdu https://www.tnthaber.net/dunya/ukrayna-hazar-limanindaki-rus-gemisini-drone-ile-vurdu/#respond Fri, 15 Aug 2025 20:44:18 +0000 https://www.tnthaber.net/?p=8606 Ukrayna, Rusya’nın Astra­h­an bölgesindeki Olya Limanı’nda konuşlu “Port Olya 4” adlı bir tedarik gemisine yönelik uzun menzilli bir drone saldırısı düzenlediğini açıkladı. Gemi, İran’dan getirilen drone parçaları ve mühimmat taşıması yönüyle hedef seçildi. Bu eylem, Ukrayna’nın Rusya iç bölgelerine yönelik derin taarruz kapasitesini net bir biçimde ortaya koydu. Saldırının ayrıntıları ve anlamı Ukrayna silahlı kuvvetlerinin […]

The post Ukrayna, Hazar Limanı’ndaki Rus Gemisini Drone ile Vurdu first appeared on TNT Haber.

]]>
Ukrayna, Rusya’nın Astra­h­an bölgesindeki Olya Limanı’nda konuşlu “Port Olya 4” adlı bir tedarik gemisine yönelik uzun menzilli bir drone saldırısı düzenlediğini açıkladı. Gemi, İran’dan getirilen drone parçaları ve mühimmat taşıması yönüyle hedef seçildi. Bu eylem, Ukrayna’nın Rusya iç bölgelerine yönelik derin taarruz kapasitesini net bir biçimde ortaya koydu.

Saldırının ayrıntıları ve anlamı

Ukrayna silahlı kuvvetlerinin açıklamasına göre, söz konusu gemi İran’dan drone parçaları muhtemelen Shahed tipi ve mühimmat taşıyordu. Ukrayna bu saldırıyı, savunma hatlarının oldukça ötesine geçen zorlu bir lojistik hattını hedef alan bir operasyon olarak tanımladı. Bu, Kiev’in savaş stratejisinde yıllardır süren bir değişimin derin taarruzlara geçişin somut bir göstergesi.

İlk ve etkili bir hamle

Maritime güvenlik şirketi Ambrey tarafından doğrulanan bilgilerde, bu saldırının Olya Limanı’nda gerçekleşen ilk doğrudan taarruz olduğu ve geminin batmış olabileceği belirtiliyor. Görüntülerde, Port Olya-4 isimli geminin limanda demirli haldeyken kısmen sular altında kaldığı, üst yapısında ise yoğun yanık izlerinin bulunduğu kaydedildi. Gemi yaklaşık 400 fit uzunluğunda ve 4.900-tonluk ölçeklerdeydi.

Paralel saldırılar

Buna ek olarak, Ukrayna’nın aynı operasyon döneminde Samara bölgesinde bulunan Syzran petrol rafinerisine de saldırı düzenlendi. Rafineride yangın ve patlamalara yol açan saldırı, Rusya’nın askeri yakıt tedarikine zarar verme amacı taşıyordu. Ukrayna, bu eylemleri daha fazla Batı desteği gelene kadar kendi ürettiği uzun menzilli silahlarla gerçekleştirme eğiliminde olduğunu vurguladı.

Saldırının zamanlaması ve diplomatik bağlam

Bu saldırılar, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile ABD Başkanı Donald Trump arasında Alaska’da düzenlenmekte olan bir zirvenin hemen öncesine denk geliyor. Madrid’de ortaya çıkan bu gelişme, diplomatik masaya yalnızca siyasi mesaj değil, aynı zamanda fiili bir askeri güç gösterisi getirdi. Ukrayna Cumhurbaşkanı Zelenskiy, Rusya’nın elde ettiği askeri kazanımları bu zirvede siyasi pazarlık gücü olarak kullanmak istediğini iddia etti.

Cephedeki gelişmeler

Buna rağmen, cephede Ukrayna için işler zor görünüyor. Donbas bölgesindeki Dobropillya yakınlarında Rusya, Ukrayna savunma hatlarını altı mil kadar aşarak derin bir sızma gerçekleştirdi. Azov Kolordusu ve çeşitli tümenler bu yerel taarruzu durdurmaya çalışıyor. Rusya’nın özellikle Pokrovsk civarında drone ağırlıklı saldırılar düzenlemesi, Ukrayna’nın lojistik ve insan kaynağı ikmal hatlarını ciddi şekilde zorluyor.

İran bağlantısı Rusya bağımlılığı azalıyor, ama devam ediyor

Rusya’nın Shahed tipi drone’lara önce İran’dan bağımlı olduğu biliniyordu. Ancak günümüzde Rusya’nın kendi drone üretimini artırdığı ve İran’a olan düşkünlüğünün azaldığı yönünde değerlendirmeler var. Bu bağlamda Port Olya 4 saldırısı, İran bağlantılı tedarikin halen kritik bir güçlü nokta olduğunu işaret ediyor.

The post Ukrayna, Hazar Limanı’ndaki Rus Gemisini Drone ile Vurdu first appeared on TNT Haber.

]]>
https://www.tnthaber.net/dunya/ukrayna-hazar-limanindaki-rus-gemisini-drone-ile-vurdu/feed/ 0
İngiltere: Gazze’de Çocuklar Açlıkla Savaşıyor https://www.tnthaber.net/gundem/ingiltere-gazzede-cocuklar-aclikla-savasiyor/?utm_source=rss&utm_medium=rss&utm_campaign=ingiltere-gazzede-cocuklar-aclikla-savasiyor https://www.tnthaber.net/gundem/ingiltere-gazzede-cocuklar-aclikla-savasiyor/#respond Thu, 14 Aug 2025 19:16:30 +0000 https://www.tnthaber.net/?p=8601 Birleşik Krallık’ın resmi açıklamasına göre, İsrail’in Gazze’ye yönelik uyguladığı insani yardım kısıtlamaları, uluslararası hukuka ve insanlık değerlerine açık bir aykırı durum olarak değerlendiriliyor. İngiltere, bu politikaların Gazze’deki insani kriz halini derinleştirdiği uyarısını yaparak, kısıtlamaların “derhal kaldırılması” çağrısında bulunuyor. İngiliz Dışişleri Bakanı David Lammy, BM Şartı’na atıfta bulunarak, “Çocuklar açlıkla mücadele ediyor, İsrail’in yardımı damla damla […]

The post İngiltere: Gazze’de Çocuklar Açlıkla Savaşıyor first appeared on TNT Haber.

]]>
Birleşik Krallık’ın resmi açıklamasına göre, İsrail’in Gazze’ye yönelik uyguladığı insani yardım kısıtlamaları, uluslararası hukuka ve insanlık değerlerine açık bir aykırı durum olarak değerlendiriliyor. İngiltere, bu politikaların Gazze’deki insani kriz halini derinleştirdiği uyarısını yaparak, kısıtlamaların “derhal kaldırılması” çağrısında bulunuyor.

İngiliz Dışişleri Bakanı David Lammy, BM Şartı’na atıfta bulunarak, “Çocuklar açlıkla mücadele ediyor, İsrail’in yardımı damla damla sunma yaklaşımı ise tüm dünyayı dehşete düşürüyor” sözlerini dile getirdi. Bu tutumunun, uluslararası toplumun ve BM normlarının ruhuna taban tabana aykırı olduğunu vurguladı.

Hükümetin buna ek olarak, “insani yardımın siyasi ya da askeri araç olarak kullanılmasına kesinlikle izin vermeyeceği” mesajı da net biçimde veriliyor. İngiltere, İsrail’in bu tutumunun kırmızı çizgi olduğunu ve uluslararası toplumla birlikte daha sert karşı tedbirler alabileceğini ima ediyor.

İngiltere yalnız değil: Nisan ayında İngiltere, Fransa ve Almanya, Gazze’ye yönelik ablukayı “tahammül edilemez” olarak nitelendirmiş; kısıtlamaların ivedilikle kaldırılmasını talep etmişlerdi. Ayrıca Temmuz ayı başında 25 ülkenin oluşturduğu bir grup, özellikle Gazze’de yardım dağıtım noktaları çevresinde hayatını kaybeden sivil can kayıplarına dikkat çekerek, İsrail’in “insani yardımı damla damla sunma” modelini ağır ifadelerle eleştirmiş; insani haklara saygı gösterilmesini, kısıtlamaların kaldırılmasını ve insani yardımın örgütler aracılığıyla sorunsuz ulaşmasını istemiştir.

Durumun vahameti devam ediyor: Bugün itibarıyla, Oxfam, Sınır Tanımayan Doktorlar (MSF), Care ve benzeri 100’den fazla uluslararası yardım kuruluşu, İsrail’in yeni düzenleyici taleplerini “yardımı silahlaştırma” olarak tanımladı. Özellikle bağışçı listeleri ve Filistinli personel bilgilerine dair taleplerin, yardım faaliyetlerini tehlikeye attığını, personelin güvenliğini riske attığını ve yardımların engellenmesine bahane oluşturulduğunu belirttiler. Temmuz ayında 60’ın üzerinde yardım teslimatı İsrail tarafından engellenmiş; milyonlarca dolarlık gıda, ilaç ve hijyen malzemesi desteğinin Birleşik Krallık-Ürdün sınırıyla Mısır’da bekletildiği bildirildi.

Bunların ışığında, Birleşik Krallık şu adımları benimsiyor:

  • Diplomatik baskının güçlendirilmesi: Yardım tedbirlerinin kaldırılması için hem İsrail’e hem de uluslararası platformlara baskı yapılması.
  • İnsani girişimlere destek: Ürdün üzerinden Gazze’ye hava yoluyla acil yardım (airdrop) planı ve kritik durumda olan Filistinli çocukların tahliyesi gibi proaktif adımların atılması.
  • Palestine devletini tanıma niyeti: Dışişleri Bakanı Lammy, BM Genel Kurulu’nun Eylül ayındaki oturumunda Birleşik Krallık’ın Filistin Devleti’ni tanıma yönünde somut adımlar atmayı değerlendirdiğini belirtti.
  • İnsani yardım ortamının korunması: Yardım operasyonlarının güvenli ve tarafsız şekilde yürütülmesi, siyasi manipülasyonlardan arındırılması konusunda kararlılık sergileniyor.

İngiltere, Gazze’deki insani kriz karşısındaki konumunu net biçimde ortaya koyuyor: İsrail’in kısıtlamaları “derhal kaldırılmalı”, insani yardım siyasi ya da askeri hedefler için kullanılmamalı, ve uluslararası toplum bu konuda birlikte hareket etmeli. İngiltere, insani yaklaşıma dayalı, uluslararası hukukla uyumlu çözümleri destekliyor, hem yardım girişimlerinin hayata geçirilmesi hem de uzun vadeli barış ve güvenlik stratejileri açısından aktif rol üstleniyor.

The post İngiltere: Gazze’de Çocuklar Açlıkla Savaşıyor first appeared on TNT Haber.

]]>
https://www.tnthaber.net/gundem/ingiltere-gazzede-cocuklar-aclikla-savasiyor/feed/ 0
33 Yaşındaki Zohran Mamdani, New York Belediye Başkanlığı Önseçimini Kazandı https://www.tnthaber.net/gundem/33-yasindaki-zohran-mamdani-new-york-belediye-baskanligi-onsecimini-kazandi/?utm_source=rss&utm_medium=rss&utm_campaign=33-yasindaki-zohran-mamdani-new-york-belediye-baskanligi-onsecimini-kazandi https://www.tnthaber.net/gundem/33-yasindaki-zohran-mamdani-new-york-belediye-baskanligi-onsecimini-kazandi/#respond Wed, 13 Aug 2025 14:00:15 +0000 https://www.tnthaber.net/?p=8586 33 Yaşındaki Demokratik Sosyalist Parti üyesi Zohran Mamdani, New York Belediye Başkanlığı için yapılan Demokrat Parti ön seçimlerinde eski vali Andrew Cuomo’yu yenerek büyük bir sürprize imza attı. Bu zafer, sadece New York siyaseti için değil, ABD genelinde ilerici hareketin yükselişi açısından da tarihi bir an olarak değerlendiriliyor. Henüz resmi sonuçlar kesinleşmemiş olsa da, kullanılan […]

The post 33 Yaşındaki Zohran Mamdani, New York Belediye Başkanlığı Önseçimini Kazandı first appeared on TNT Haber.

]]>
33 Yaşındaki Demokratik Sosyalist Parti üyesi Zohran Mamdani, New York Belediye Başkanlığı için yapılan Demokrat Parti ön seçimlerinde eski vali Andrew Cuomo’yu yenerek büyük bir sürprize imza attı. Bu zafer, sadece New York siyaseti için değil, ABD genelinde ilerici hareketin yükselişi açısından da tarihi bir an olarak değerlendiriliyor.

Henüz resmi sonuçlar kesinleşmemiş olsa da, kullanılan sıralı tercih oylama sistemi nedeniyle sonuçların tamamı önümüzdeki günlerde açıklanacak. Ancak mevcut veriler Mamdani’nin net bir üstünlük sağladığını gösteriyor. Rakibi Cuomo ise seçim gecesi yaptığı konuşmada yenilgiyi kabul ederek, “Bu gece onun gecesi, kazandı ve bunu hak etti” dedi.

İlk Müslüman Belediye Başkanı Olabilir

Mamdani’nin zaferi, onu New York’un tarihindeki ilk Müslüman belediye başkanı adayı konumuna getirdi. Kampanyasında kendini “Donald Trump’ın en kötü kabusu” olarak tanımlayan Mamdani, belediye yönetiminde 115 milyar dolarlık bütçe ve 300 bin çalışanı olan devasa bir organizasyonu dönüştürme iddiasında.

New York gibi dünyanın en büyük finans ve kültür merkezlerinden birini yönetme fırsatı, Mamdani’nin politik vizyonunu ulusal ölçekte de dikkat çekici hale getirdi.

Demokrat Parti İçindeki Çatlaklar

Mamdani’nin adaylığı, Demokrat Parti içinde uzun süredir devam eden merkezci–ilerici çekişmesinin de yeni bir örneğini oluşturuyor. Parti içindeki bazı isimler onun Filistin yanlısı duruşunu sert şekilde eleştirirken, destekçileri ise bu tavrı ilerici değerlerin savunusu olarak görüyor.

Rakibi Andrew Cuomo, geçmişte yaşadığı skandallar ve görevden ayrılış biçimi nedeniyle eleştirilerin hedefindeydi. New York Belediye Başkanı Eric Adams ise görev süresince etik soruşturmalarla gündeme geldi. Bu ortamda Mamdani, “taban hareketlerinin sesi” olarak öne çıktı.

Sosyalist Yönetim İçin Büyük Test

Mamdani’nin belediye başkanı olması, ABD’nin en büyük şehirlerinden birinde demokratik sosyalist bir yönetim modelinin nasıl işleyeceğine dair önemli bir sınav niteliği taşıyor. Kampanyasında gelir eşitsizliğiyle mücadele, barınma krizine çözüm, toplu ulaşımın iyileştirilmesi ve kamu hizmetlerinin genişletilmesi gibi vaatlere odaklandı.

Seçim sürecinde, destekçilerinin yanı sıra karşıtlarından da sert eleştiriler aldı. Ancak özellikle genç seçmenler ve düşük gelirli kesimler, Mamdani’nin politikalarını güçlü biçimde sahiplendi.

ABD Siyasetine Olası Etkileri

Mamdani’nin zaferi, yalnızca New York’ta değil, ülke genelinde Demokrat Parti’nin geleceği açısından da önemli bir işaret olarak değerlendiriliyor. Parti içindeki ilerici kanadın güç kazanması, önümüzdeki yıllarda daha sol politikaların gündeme gelmesine yol açabilir.

Siyasi analistler, Mamdani’nin başarısını, Bernie Sanders ve Alexandria Ocasio-Cortez gibi isimlerin başlattığı ilerici dalganın devamı olarak yorumluyor. Bu durum, 2024 seçimlerinden sonra merkezci çizgide zorlanan Demokratlar için yeni bir yön arayışını da beraberinde getirebilir.

Seçim Sisteminin Rolü

New York’ta kullanılan sıralı tercih oylaması, Mamdani’nin zaferinde belirleyici oldu. Bu sistemde seçmenler adaylarını birinci, ikinci ve üçüncü tercihler olarak sıralıyor; düşük oy alan adayların tercihleri diğer adaylara dağıtılıyor. Böylece, tabanı güçlü ancak geleneksel anlamda çoğunluk sağlayamayan adaylar avantajlı duruma gelebiliyor.

Mamdani, bu süreçte farklı toplumsal gruplardan oy almayı başararak rakibine karşı açık fark yarattı.

Zorluklar Kapıda

Seçimin ardından Mamdani’yi zorlu bir süreç bekliyor. New York gibi karmaşık ve mali açıdan devasa bir şehirde reform yapmak kolay değil. Ayrıca Cumhuriyetçi Parti ve merkezci Demokratlar, onun politikalarını “aşırı sol” olarak nitelendirerek kamuoyunda dengeleri etkilemeye çalışabilir.

Buna karşın Mamdani, seçim gecesi yaptığı konuşmada, “Bu sadece bir başlangıç. New York’u herkes için yaşanabilir bir şehir haline getireceğiz” diyerek iddiasını yineledi.

Solun Yükselişinde Yeni Bir Aşama

Zohran Mamdani’nin Andrew Cuomo karşısındaki zaferi, ABD’deki ilerici hareket açısından yalnızca bir seçim başarısı değil; aynı zamanda siyasetin gidişatında önemli bir değişimin habercisi olarak görülüyor.

Eğer Mamdani, belediye başkanlığı görevini kazanırsa, New York’ta uygulayacağı politikalar, demokratik sosyalizmin pratikte nasıl işleyeceğine dair güçlü bir örnek sunabilir. Bu da ülke genelinde benzer hareketlere ilham verebilir.

The post 33 Yaşındaki Zohran Mamdani, New York Belediye Başkanlığı Önseçimini Kazandı first appeared on TNT Haber.

]]>
https://www.tnthaber.net/gundem/33-yasindaki-zohran-mamdani-new-york-belediye-baskanligi-onsecimini-kazandi/feed/ 0
Belarus Putin Trump ve Zelenski’nin katılacağı Üçlü Zirve İçin ev Sahipliği Yapmaya Hazır https://www.tnthaber.net/dunya/belarus-putin-trump-ve-zelenskinin-katilacagi-uclu-zirve-icin-ev-sahipligi-yapmaya-hazir/?utm_source=rss&utm_medium=rss&utm_campaign=belarus-putin-trump-ve-zelenskinin-katilacagi-uclu-zirve-icin-ev-sahipligi-yapmaya-hazir https://www.tnthaber.net/dunya/belarus-putin-trump-ve-zelenskinin-katilacagi-uclu-zirve-icin-ev-sahipligi-yapmaya-hazir/#respond Fri, 08 Aug 2025 20:34:06 +0000 https://www.tnthaber.net/?p=8566 Belarus Devlet Başkanı Aleksandr Lukaşenko, verdiği röportajda, Belarus’un Moskova’da Putin, Washington’da Trump ve Kiev’de Zelensky arasında üçlü bir görüşme organizasyonuna hazır olduğunu açıkladı. Lukaşenko, bundan barışın sağlanmasına katkı sağlayabileceğini ümit ettiğini belirtti. Lukaşenko, “Minsk gibi kahraman şehirlerden birinde örneğin İstanbul, Cenevre bir zirve organize edilebilir. Bu toplantı bir ay içinde gerçekleşebilir,” ifadelerini kullandı. “Birinci gün […]

The post Belarus Putin Trump ve Zelenski’nin katılacağı Üçlü Zirve İçin ev Sahipliği Yapmaya Hazır first appeared on TNT Haber.

]]>
Belarus Devlet Başkanı Aleksandr Lukaşenko, verdiği röportajda, Belarus’un Moskova’da Putin, Washington’da Trump ve Kiev’de Zelensky arasında üçlü bir görüşme organizasyonuna hazır olduğunu açıkladı. Lukaşenko, bundan barışın sağlanmasına katkı sağlayabileceğini ümit ettiğini belirtti.

Lukaşenko, “Minsk gibi kahraman şehirlerden birinde örneğin İstanbul, Cenevre bir zirve organize edilebilir. Bu toplantı bir ay içinde gerçekleşebilir,” ifadelerini kullandı. “Birinci gün Amerikan–Rus ilişkileri görüşülsün; ikinci gün, bir taslak anlaşma üzerinde uzlaşı sağlanırsa Zelensky de davet edilir. Görüşme dostane bir atmosferde yürütülebilir,” dedi. Kendisi, bu organizasyon sürecine öncülük etmekten memnuniyet duyacağını da ekledi.

Belarus lideri ayrıca esprili bir dille, Zelensky’nin bu öneriye direnebileceğini, “o çok inatçı olacak!” sözleriyle dile getirdi. Ancak bu görüşmenin barış amacıyla uygun bir adım olduğunu ifade etti.

Bu bağlamda Kremlin’den yapılan açıklamalarda da, Rusya’nın Trump’la birebir görüşmeye sıcak baktığı ve toplantının planlaması için detaylı hazırlıkların sürdüğü belirtildi. Rusya Devlet Başkanlığı Danışmanı Yury Ushakov, 7 Ağustos’ta yaptığı açıklamada, görüşme için yerin kararlaştırıldığını ve Kremlin’in duyurumuzu yakında yapacağını söyledi.

Ayrıca 6 Ağustos’ta Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, ABD Özel Temsilcisi Steve Witkoff’u Kremlin’de kabul etti. Bu görüşmede Rus ve Amerikan tarafları Ukrayna krizine dair karşılıklı sinyallerin alındığını belirtti. Washington yönetimi, Witkoff’un Moskova ziyaretinin olumlu geçtiğini dile getirirken, Alman Bild gazetesi Trump’ın, bu görüşmenin beklenenden daha verimli olduğunu söylediğini aktardı.

Arka Plan ve Stratejik Gelişmeler

  • Zaman Çizelgesi:
    • 6 Ağustos – Witkoff, Moskova’da Putin ile görüştü.
    • 7 Ağustos – Kremlin tarafından Trump–Putin görüşmesi için hazırlık çalışmaları doğrulandı.
    • 8 Ağustos – Lukaşenko, Belarus’un üçlü zirveye ev sahipliği yapma isteğini basına açıkladı.
  • Muhtemel Toplantı Merkezi:
    Lukaşenko’nun önerdiği merkezlerden biri olan Minsk, geçmişte ev sahipliği yaptığı “kahraman şehir” statüsüyle sembolik bir anlam taşıyor. Ayrıca İstanbul ve Cenevre gibi uluslararası merkezler de alternatif olarak gündemde bulunuyor.
  • Barış ve Diplomatik Bağlam:
    Bu tür bir zirve, dünya kamuoyunda barış arayışına güçlü bir sinyal gönderebilir—özellikle Ukrayna krizinin çözümüne yönelik diplomatik adımları güçlendirecek bir platform olarak değerlendirilebilir.
  • Rusya–ABD İlişkileri:
    Kremlin, Trump ile birebir görüşmenin planlandığını doğrulamış, özellikle görüşme yerinin kararlaştırıldığını ve duyurunun yakında yapılacağını belirtmiştir.
  • Uluslararası Etki:
    Böyle bir zirve, sadece bölgesel değil küresel çapta da yankı uyandırabilecek bir diplomatik gelişme olabilir. Özellikle Avrupa, NATO ve diğer uluslararası aktörlerin bu çabayı nasıl değerlendireceği merak konusu.

Değerlendirme

Lukaşenko’nun bu girişimi, Belarus’un bölgesel diplomasiye aktif katılımı ve barış sürecine katkıda bulunma niyetini gösteriyor. Önerilen üçlü görüşme, Putin, Trump ve Zelensky gibi önemli liderleri bir araya getirerek Ukrayna krizine yeni bir çözüm arayışı sunabilir.

Ancak bu yapılmadan önce:

  • Liderlerin uzlaşmaya yatkınlığı,
  • Toplantı yerinin güvenliği ve uygunluğu,
  • Zamanlamanın doğru seçilmesi,
  • Uluslararası toplumun bu girişime nasıl tepki vereceği kritik faktörlerdir.

Belarus Cumhurbaşkanı Lukaşenko, Minsk gibi sembolik bir şehirde, üç ülkenin liderini bir araya getirecek bir zirve önerdiğini kamuoyuna duyurarak diplomasi arenasındaki iddialı tavrını ortaya koydu. Eğer bu çağrı karşılık bulursa, Ukrayna krizine yönelik önemli bir dönemeç olabilir. Kamuoyu ve dünya liderlerinin tepkisi, bu girişimin geleceğini şekillendirecek gibi görünüyor.

The post Belarus Putin Trump ve Zelenski’nin katılacağı Üçlü Zirve İçin ev Sahipliği Yapmaya Hazır first appeared on TNT Haber.

]]>
https://www.tnthaber.net/dunya/belarus-putin-trump-ve-zelenskinin-katilacagi-uclu-zirve-icin-ev-sahipligi-yapmaya-hazir/feed/ 0
Trump’tan Yeni Gümrük Hamlesi Borsalarda Kırmızı Alarm! https://www.tnthaber.net/ekonomi/trumptan-yeni-gumruk-hamlesi-borsalarda-kirmizi-alarm/?utm_source=rss&utm_medium=rss&utm_campaign=trumptan-yeni-gumruk-hamlesi-borsalarda-kirmizi-alarm https://www.tnthaber.net/ekonomi/trumptan-yeni-gumruk-hamlesi-borsalarda-kirmizi-alarm/#respond Fri, 01 Aug 2025 13:57:16 +0000 https://www.tnthaber.net/?p=8504 ABD Başkanı Donald Trump, dünya ekonomisini sarsacak yeni bir gümrük tarifesi paketi açıkladı. 1 Ağustos’ta imzaladığı yürütme emriyle ABD’ye ithalat yapan onlarca ülkeye yönelik kapsamlı bir vergi artışı kararı alan Trump, küresel ticaret dengelerini altüst etti. Alınan karara göre Kanada, Hindistan, Tayvan, Güney Kore, Almanya, Meksika ve Güney Afrika gibi ülkelerden ithal edilen binlerce ürüne […]

The post Trump’tan Yeni Gümrük Hamlesi Borsalarda Kırmızı Alarm! first appeared on TNT Haber.

]]>
ABD Başkanı Donald Trump, dünya ekonomisini sarsacak yeni bir gümrük tarifesi paketi açıkladı. 1 Ağustos’ta imzaladığı yürütme emriyle ABD’ye ithalat yapan onlarca ülkeye yönelik kapsamlı bir vergi artışı kararı alan Trump, küresel ticaret dengelerini altüst etti. Alınan karara göre Kanada, Hindistan, Tayvan, Güney Kore, Almanya, Meksika ve Güney Afrika gibi ülkelerden ithal edilen binlerce ürüne %10 ila %41 arasında değişen oranlarda vergi uygulanacak. Bu hamle piyasaları anında etkiledi; dünya borsalarında sert düşüşler yaşandı, yatırımcı güveni sarsıldı.

Küresel Piyasalarda Deprem Etkisi

Trump’ın beklenmedik kararı sonrası küresel borsa endeksleri adeta kırmızıya büründü. Özellikle Avrupa ve Asya piyasalarında sert satışlar görüldü. Almanya’nın DAX endeksi %1.8, Fransa’nın CAC 40 endeksi %2.1, İngiltere FTSE 100 ise %0.6 oranında değer kaybetti. Japonya’da Nikkei endeksi %1.3 düşerken, Çin ve Güney Kore borsalarında da yüzde 1’in üzerinde gerilemeler gözlendi.

ABD borsalarında da benzer bir tablo ortaya çıktı. Açılışta S\&P 500 yaklaşık %1 gerilerken, teknoloji şirketlerinin yoğunlukta olduğu Nasdaq %1.4 oranında düştü. Dow Jones ise %0.8 kayıpla günü açtı. Özellikle ihracata dayalı büyük firmalarda hisseler ciddi değer kaybı yaşadı.

Ekonomik Belirsizlik Arttı

Bu gelişmeler, sadece yatırımcıları değil, aynı zamanda ekonomistleri ve analistleri de endişelendirdi. Uzmanlar, bu yeni tarifelerin enflasyonist baskıları artırabileceğini, üretim maliyetlerini yükseltebileceğini ve nihayetinde tüketiciye daha yüksek fiyatlar olarak yansıyabileceğini vurguluyor. Ayrıca, uluslararası ticaret zincirinde yaşanabilecek kırılmaların küresel büyümeyi de olumsuz etkileyebileceği düşünülüyor.

Oxford Economics’ten yapılan açıklamada, bu gümrük tarifelerinin dünya ticaret hacmini ciddi şekilde daraltabileceği ve ABD dahil birçok ülkede resesyon ihtimalini artırabileceği belirtildi. Benzer şekilde, bazı yatırım kuruluşları da Trump’ın bu adımını “yeni bir ticaret savaşı”nın başlangıcı olarak yorumladı.

Yatırımcılar Defansif Pozisyona Geçti

Kurumsal yatırımcılar, riskten kaçınma stratejisine geçerek defansif sektörlere yönelmeye başladı. Özellikle enerji, savunma ve sağlık gibi kriz anlarında daha dayanıklı görülen sektörlere olan talep artarken, teknoloji ve tüketim malları sektöründeki hisseler ciddi satış yedi. Bu durum, borsalardaki sektörel dengeleri de değiştirdi.

Portföy yöneticileri ise yatırımcılara kısa vadede nakit varlıkları artırmalarını, uzun vadede ise daha az dalgalanma yaşayan hisse ve tahvillere yönelmelerini öneriyor. Ayrıca, altın gibi güvenli liman varlıklarında da değer artışı dikkat çekti.

Dolar Güçlendi, Tahvil Faizleri Düştü

Ticaret savaşına yönelik endişeler, yatırımcıları Amerikan dolarına yönlendirdi. Dolar endeksi, tarife kararının ardından gün içerisinde %0.7 yükseldi. Bu durum, gelişmekte olan ülkelerin para birimlerinde baskı oluşturdu. Öte yandan, ABD 10 yıllık tahvil faizleri ise düşüş gösterdi. Analistler, bunun yatırımcıların güvenli liman arayışının ve FED’in faiz indirimi ihtimalinin bir yansıması olduğunu ifade etti.

ABD İçinde de Tepkiler Yükseliyor

Trump’ın tarifelere dayalı ticaret stratejisi, içeride de ciddi eleştirilere yol açtı. ABD Kongresi’nde bazı senatörler, Başkan’ın bu kadar geniş kapsamlı vergi düzenlemelerini tek başına uygulamasını sorguluyor. “Trade Review Act” isimli yeni bir yasa tasarısı ile Başkan’ın gümrük vergisi yetkilerinin sınırlanması hedefleniyor.

Ayrıca bazı hukukçular, yeni tarifelerin daha önce Anayasa Mahkemesi’nden dönen “Liberation Day” benzeri kararlar gibi hukuki sorunlara yol açabileceğini belirtiyor. Bu durum, piyasalar açısından ek bir belirsizlik unsuru yaratıyor.

Türkiye ve Gelişen Piyasalar da Etkilendi

Trump’ın yeni vergi düzenlemeleri doğrudan Türkiye’yi hedef almıyor olsa da, küresel risk algısındaki artış ve gelişmekte olan piyasalardan sermaye çıkışı, Borsa İstanbul’da da yankı buldu. BIST 100 endeksi günü %1.1 düşüşle tamamlarken, döviz kurlarında da yukarı yönlü hareketler gözlendi. Uzmanlar, önümüzdeki günlerde TL üzerinde baskının artabileceğini ve Türkiye gibi gelişen piyasalarda volatilitenin yükselmesini bekliyor.

Piyasalarda Zor Bir Dönem Başlıyor

Trump’ın attığı bu ticaret adımı, dünya genelinde yatırımcıları temkinli davranmaya zorluyor. Gerek ekonomik büyüme açısından, gerekse hisse senedi piyasaları üzerinde yaratacağı etkiler bakımından, bu tarifelerin kısa sürede geri çekilmesi beklenmiyor. Yatırımcılar için önümüzdeki dönemde risk yönetimi, portföy çeşitliliği ve temkinli analizler her zamankinden daha büyük önem taşıyacak gibi görünüyor.

The post Trump’tan Yeni Gümrük Hamlesi Borsalarda Kırmızı Alarm! first appeared on TNT Haber.

]]>
https://www.tnthaber.net/ekonomi/trumptan-yeni-gumruk-hamlesi-borsalarda-kirmizi-alarm/feed/ 0
İngiltere, Filistin Devletini Tanımaya Hazırlanıyor: Eylül’de Tarihi Karar Masada https://www.tnthaber.net/dunya/ingiltere-filistin-devletini-tanimaya-hazirlaniyor-eylulde-tarihi-karar-masada/?utm_source=rss&utm_medium=rss&utm_campaign=ingiltere-filistin-devletini-tanimaya-hazirlaniyor-eylulde-tarihi-karar-masada https://www.tnthaber.net/dunya/ingiltere-filistin-devletini-tanimaya-hazirlaniyor-eylulde-tarihi-karar-masada/#respond Thu, 31 Jul 2025 19:32:47 +0000 https://www.tnthaber.net/?p=8499 İngiltere, Filistin devletini resmen tanımaya hazırlanıyor. Başbakan Keir Starmer, İsrail’in ateşkese yanaşmaması ve Batı Şeria’daki yasa dışı yerleşim faaliyetlerini sonlandırmaması durumunda, Eylül ayında Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nda Filistin’i devlet olarak tanıyacaklarını açıkladı. Bu karar, uluslararası kamuoyunda geniş yankı uyandırırken, İngiltere’nin dış politikasında önemli bir kırılma olarak değerlendiriliyor. Kararın Şartları Belirlendi Başbakan Starmer, tanıma kararının belirli […]

The post İngiltere, Filistin Devletini Tanımaya Hazırlanıyor: Eylül’de Tarihi Karar Masada first appeared on TNT Haber.

]]>
İngiltere, Filistin devletini resmen tanımaya hazırlanıyor. Başbakan Keir Starmer, İsrail’in ateşkese yanaşmaması ve Batı Şeria’daki yasa dışı yerleşim faaliyetlerini sonlandırmaması durumunda, Eylül ayında Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nda Filistin’i devlet olarak tanıyacaklarını açıkladı. Bu karar, uluslararası kamuoyunda geniş yankı uyandırırken, İngiltere’nin dış politikasında önemli bir kırılma olarak değerlendiriliyor.

Kararın Şartları Belirlendi

Başbakan Starmer, tanıma kararının belirli koşullara bağlı olduğunu vurguladı. Hükümetin açıkladığı dört ana şart şunlar:

  1. Gazze’de derhal ve kalıcı bir ateşkesin sağlanması,
  2. İsrail’in Batı Şeria’nın ilhakına son vermesi ve yeni yerleşim birimlerinden vazgeçmesi,
  3. Filistin’e insani yardımın engelsiz şekilde ulaştırılması,
  4. İki devletli çözüm temelinde barış sürecine geri dönülmesi.

Bu koşulların yerine getirilmemesi halinde, İngiltere’nin Eylül ayında tek taraflı olarak Filistin’i tanıyacağı belirtiliyor. Başbakan, “Barış ancak iki halkın da meşru devlet hakları tanınarak sağlanabilir” sözleriyle durumu özetledi.

Uluslararası Destek Büyüyor

İngiltere’nin bu çıkışı, Fransa’nın ardından geldi. Fransa da geçtiğimiz aylarda Filistin’i tanıma niyetini duyurmuştu. Kanada ve Malta gibi ülkeler de benzer yönde açıklamalar yaparak Filistin’i tanımaya hazır olduklarını beyan etti. Bu gelişmeler, Batı ülkeleri arasında Filistin’e yönelik daha olumlu bir yaklaşımın başladığını gösteriyor.

Bugüne kadar 193 Birleşmiş Milletler üyesinden 147’si Filistin’i bağımsız devlet olarak tanımış durumda. Eylül ayında yapılması beklenen tanımalarla bu sayının daha da artması bekleniyor.

Hukuki Tartışmalar ve Tepkiler

İngiltere iç politikasında ise karar çeşitli tartışmalara yol açtı. Yaklaşık 40 Lordlar Kamarası üyesi ve bazı hukukçular, Filistin’in devlet olma kriterlerini karşılamadığını savunarak bu tanımanın uluslararası hukuka aykırı olabileceğini dile getirdi. Hükümet ise bu iddiaları reddederek, kararın uluslararası normlara uygun olduğunu ve siyasal bir tutum beyanı olduğunu ifade etti.

İsrail tarafı ise İngiltere’nin bu kararını “tek taraflı ve zararlı” olarak nitelendirdi. İsrail Dışişleri Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada, tanımanın barış sürecine katkı sağlamayacağı ve terörü ödüllendireceği ifade edildi.

İç Siyasette Desteğin Arttığı Görülüyor

İngiltere’de özellikle İşçi Partisi içerisinde Filistin’e destek artmış durumda. Parti içinde 230’dan fazla milletvekili, hükümete Filistin’i tanıma çağrısı yapan bir mektuba imza attı. Ayrıca kamuoyunda da Filistin lehine desteğin arttığı belirtiliyor. Bu da hükümetin dış politikada bu yönde adım atmasını kolaylaştıran faktörlerden biri olarak öne çıkıyor.

Barışa Katkı Sağlar mı?

Uzmanlara göre İngiltere’nin bu adımı, yalnızca sembolik değil, aynı zamanda diplomatik anlamda da ciddi sonuçlar doğurabilir. İngiltere gibi BM Güvenlik Konseyi daimi üyelerinden birinin Filistin’i tanıması, uluslararası arenada yeni bir denge oluşturabilir. Aynı zamanda İsrail üzerindeki diplomatik baskının da artması bekleniyor.

Bu kararın, Filistin yönetimine uluslararası alanda daha fazla meşruiyet kazandırması ve gelecekteki barış müzakerelerinde elini güçlendirmesi öngörülüyor. Öte yandan Hamas gibi örgütlerin bu süreçte ne kadar etkili olacağı ve silah bırakma çağrılarına ne yanıt vereceği ise sürecin seyrini belirleyecek en önemli etkenlerden biri olacak.

Tarihi Bir Dönemeç

İngiltere’nin Eylül ayında atması beklenen bu adım, yalnızca Birleşik Krallık’ın değil, Batı ülkelerinin de Filistin meselesine bakışında köklü bir değişikliğe işaret ediyor. Her ne kadar tanıma kararı tek başına çözüm olmasa da, Filistin halkının meşru haklarının tanınması açısından önemli bir adım olarak değerlendiriliyor. Barışa giden yolda bu tür siyasi hamlelerin etkili olup olmayacağı ise zamanla netleşecek.

The post İngiltere, Filistin Devletini Tanımaya Hazırlanıyor: Eylül’de Tarihi Karar Masada first appeared on TNT Haber.

]]>
https://www.tnthaber.net/dunya/ingiltere-filistin-devletini-tanimaya-hazirlaniyor-eylulde-tarihi-karar-masada/feed/ 0
Tayland ve Kamboçya Malezya’da Ateşkese Vardı https://www.tnthaber.net/dunya/tayland-ve-kambocya-malezyada-ateskese-vardi/?utm_source=rss&utm_medium=rss&utm_campaign=tayland-ve-kambocya-malezyada-ateskese-vardi https://www.tnthaber.net/dunya/tayland-ve-kambocya-malezyada-ateskese-vardi/#respond Mon, 28 Jul 2025 15:48:47 +0000 https://www.tnthaber.net/?p=8485 Beş gün süren yoğun çatışmaların ardından Tayland ve Kamboçya liderleri, Malezya’nın ev sahipliğinde gerçekleştirilen acil barış görüşmeleri sonucunda “hemen ve koşulsuz ateşkes” kararında anlaşmaya vardı. Anlaşma, yerel saatle Pazartesi gecesi yarısından itibaren yürürlüğe girecek şekilde düzenlendi. Bu gelişme, her iki ülke arasında son on yılın en kanlı gerilimini sona erdirmek için atılmış önemli bir adım […]

The post Tayland ve Kamboçya Malezya’da Ateşkese Vardı first appeared on TNT Haber.

]]>
Beş gün süren yoğun çatışmaların ardından Tayland ve Kamboçya liderleri, Malezya’nın ev sahipliğinde gerçekleştirilen acil barış görüşmeleri sonucunda “hemen ve koşulsuz ateşkes” kararında anlaşmaya vardı. Anlaşma, yerel saatle Pazartesi gecesi yarısından itibaren yürürlüğe girecek şekilde düzenlendi.

Bu gelişme, her iki ülke arasında son on yılın en kanlı gerilimini sona erdirmek için atılmış önemli bir adım olarak değerlendiriliyor. Ateşkes, çatışmaların durdurulmasını, askeri ve siyasi iletişimin yeniden başlayabilmesini ve bölgesel güvenliğin geri kazanılmasını hedefliyor. Görüşmeler, Malezya Başbakanı Anwar Ibrahim’in evinde yapıldı; Tayland’ı geçici Başbakan Phumtham Wechayachai, Kamboçya’yı Başbakan Hun Manet temsil etti. Anwar, “Bu, tırmanmayı azaltmak ve barış ile güvenliğin yeniden tesisi için hayati bir ilk adımdır” dedi.

Ateşkes kararı, yalnızca bölgesel liderlerin değil, uluslararası aktörlerin de baskısıyla gerçekleşti. ABD Başkanı Donald Trump, iki ülkeyle ticaret anlaşmalarını sonuçlandırmayacağını ve 1 Ağustos itibarıyla yüzde 36’lık yüksek bir vergi uygulayacağını açıkça belirtmişti. Aynı zamanda hem ABD hem Çin yetkilileri görüşmelere katıldı ve ateşkes sürecinin hazırlanmasında aktif rol aldı. ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio, ABD yetkililerinin Malezya’da barış görüşmelerine destek verdiğini açıkladı.

Yeni anlaşma ile ordular bu gece yarısından itibaren ateşkesi uygulayacak, Çarşamba sabahı saat 07:00’de her iki ülkenin bölgesel komutanları arasında doğrudan görüşmeler gerçekleştirilecek. Ayrıca, 4 Ağustos tarihinde bir genel sınır komitesi toplantısı yapılması kararlaştırıldı. Başbakanlar, dışişleri ve savunma bakanları düzeyinde iletişimin yeniden başlatılması da planlanıyor.

Simgesel ve Tarihî Arka Plan
Tayland–Kamboçya arasındaki 817 km uzunluğundaki ortak sınır, yıllardır sınır anlaşmazlıklarına konu olmuştur. Özellikle Preah Vihear ve Ta Moan Thom gibi tarihi tapınak çevresindeki bölgeler gerginliğin kaynağı oldu. Bu kriz, Mayıs ayında bir Kamboçyalı askerinin öldürülmesiyle yeniden alevlendi; her iki taraf birbirini kışkırtmakla suçladı ve baskın rotalarına ağır silahlar yerleştirildi. Tayland, hava saldırıları da dahil olmak üzere askeri güç kullandığını açıkladı.

Siyasi anlamda bu kriz, Tayland’da zaten kırılgan olan koalisyon hükümetini sarstı. Haziran ayında eski lider Hun Sen ile Thaksin Shinawatra’yı ilişkilendiren telefon görüşmesinin kamuoyuna sızması, koalisyonun çökmesiyle sonuçlanmış; Başbakan Paetongtarn Shinawatra görevden uzaklaştırılmıştı. Böylece sınır çatışmaları iç siyasi krizi daha da derinleştirdi.

İnsani Etki ve Geri Dönüş Süreci
Çatışmalar, en az 35–36 kişinin ölümüne yol açtı; bunların çoğunluğunu siviller oluşturuyordu. Aynı zamanda, her iki ülkeden 300.000’den fazla kişi evlerini terk etmek zorunda kaldı. Sınır esas zanlarda kitlesel yer değiştirmeler, yerleşim yerlerine zarar ve toplumsal travmalar yaşandı. Ateşkes, bu ağır insani krizi bir nebze olsun hafifletmek ve mağdurlara güvenli dönüş imkânı yaratmak amacı taşıyor.

Uzman Görüşü ve Sonrası
Uzmanlar, alınan ateşkes kararının olumlu olduğuna işaret etmekle birlikte, bunun kırılgan ve geçici kalabileceği uyarısında bulunuyor. ISEAS-Yusof Ishak Enstitüsü’nden Tita Sanglee, “güvenin yeniden inşa sürecinin uzun ve hassas olacağını” vurguluyor; bu sürecin sadece zaman değil, aktif diplomasi ve güven artırıcı adımları gerektirdiğini belirtiyor.

Bu yeni sayfa, Tayland–Kamboçya ilişkilerinde durağan bir barış dönemine geçiş için umut verse de, bazı kritik parametrelerin izlemesi ve uygulanması büyük önem taşıyor. Ateşkese bağlılık, iki ülke arasındaki iletişimin devamlılığı, sınır komitelerinin toplantı planı ve bölgesel gözlemcilerin etkili katılımı, uzun vadeli güven inşası için temel oluşturacak unsurlar olarak öne çıkıyor.

The post Tayland ve Kamboçya Malezya’da Ateşkese Vardı first appeared on TNT Haber.

]]>
https://www.tnthaber.net/dunya/tayland-ve-kambocya-malezyada-ateskese-vardi/feed/ 0
Ukrayna Dronları Rusya’daki Elektronik Tesisleri Hedef Aldı https://www.tnthaber.net/dunya/ukrayna-dronlari-rusyadaki-elektronik-tesisleri-hedef-aldi/?utm_source=rss&utm_medium=rss&utm_campaign=ukrayna-dronlari-rusyadaki-elektronik-tesisleri-hedef-aldi https://www.tnthaber.net/dunya/ukrayna-dronlari-rusyadaki-elektronik-tesisleri-hedef-aldi/#respond Sun, 27 Jul 2025 10:46:50 +0000 https://www.tnthaber.net/?p=8479 Ukrayna’ya ait uzun menzilli SBU dronları, Stavropol bölgesindeki “Signal” radyo ve elektronik harp üretim tesisinde iki önemli binayı vurdu. Tesiste radar sistemleri, radyo navigasyon donanımları ve uzaktan kumanda cihazları gibi Rus askeri elektronik ekipmanları üretiliyor. SBU kaynaklarına göre bu saldırı, Rus askeri potansiyelini azaltmayı hedefliyor ve benzer operasyonların devam edeceği belirtildi. Sivil Altyapıya Etkisi: Tren […]

The post Ukrayna Dronları Rusya’daki Elektronik Tesisleri Hedef Aldı first appeared on TNT Haber.

]]>
Ukrayna’ya ait uzun menzilli SBU dronları, Stavropol bölgesindeki “Signal” radyo ve elektronik harp üretim tesisinde iki önemli binayı vurdu. Tesiste radar sistemleri, radyo navigasyon donanımları ve uzaktan kumanda cihazları gibi Rus askeri elektronik ekipmanları üretiliyor. SBU kaynaklarına göre bu saldırı, Rus askeri potansiyelini azaltmayı hedefliyor ve benzer operasyonların devam edeceği belirtildi.

Sivil Altyapıya Etkisi: Tren ve Hava Ulaşımında Aksamalar

Volgograd bölgesinde Ukrayna dronlarının düşen parçaları, demiryolu enerjisini etkileyerek tren seferlerinde gecikmelere yol açtı. Rus yetkililere göre herhangi bir yaralanma yaşanmazken, elektrik sistemi ve trafo merkezleri zarar gördü. Ayrıca Volgograd havaalanı da hava güvenliği gerekçesiyle gece saatlerinde geçici olarak kapatıldı ve uçuşlar durdu.

Moskova ve Diğer Bölgelerde Dron Dalgalanması

Ukrayna dronları, Moskova, Penza ve Rostov bölgelerine yönelik saldırılarda da kullanıldı. Penza’daki bir sanayi tesisine saldırı düzenlenirken, Moskova’da da çeşitli hedeflere nişan alındı. Rostov bölgesinde iki kişi hayatını kaybetti.

Rus Saldırıları: Ukrayna’da Can Kaybı ve Yaralılar

Rusya, Dnipro, Sumy ve Kharkiv bölgelerinde hem dron hem roket saldırıları düzenledi. Dnipro’da en az iki kişi öldü, beş kişi yaralandı; Sumy’de üç kişi hafif yaralanırken Kharkiv’de “double tap” (birincisinin ardından acil müdahale edenlere ikinci saldırı) sonucu dört kurtarma görevlisi dahil altı kişi yaralandı. Ayrıca çok sayıda ev ve iş yeri zarar gördü.

Hava Savunma Performansı

Ukrayna Hava Kuvvetleri verilerine göre, Rusya’nın gece boyunca attığı 208 dronun 183’ü ve 27 füzenin 17’si Ukrayna hamleleriyle etkisiz hâle getirildi. Ancak bölgede yine de 25 dron ve 10 füze bazı noktalarda isabet sağladı.

Cephe Hatları: Rus İlerlemesi ve Ukrayna Savunması

Rusya, doğuda Zelenyi Hai (Donetsk) ve Maliivka (Dnipropetrovsk) gibi yerleşimlerde ilerleme kaydettiğini ilan etti. Buna karşılık Ukrayna ordusunun bu bölgelerde yoğun savunma ve karşı saldırılar düzenlediği bildirildi. Cumhurbaşkanı Zelenskyy, Ukrayna ordusunun bu cephelerde “başarılı eylemler” gerçekleştirdiğini vurguladı.

Elektronik Harpte Yenilikçi Yaklaşımlar

Ukrayna, Rusya’nın güçlü elektronik harp sistemlerine karşı kendi çözümlerini geliştirdi. Hızla modüler jamming sistemleri, sinyal karıştırma cihazları ve sahadan kontrol edilebilir cihazlar üretildi. Örneğin, Pokrova ağı gibi inşa edilen sistemler, düşman dronlarını manipüle etmek veya devre dışı bırakmak için kullanılıyor. Bu kapasite, Ukrayna’nın dron saldırılarının etkinliğini artırırken, savunmasını da güçlendiriyor.

Strategjik Yansımalar

  • Rus Kağıt Üzerinde Güçlü Ama Zayıf Uygulamada: Rus elektronik harp tesislerinde hasar meydana gelmesi, ülkenin sahada savunma etkinliğinin sorgulanmasına yol açtı. Signal tesisi gibi kritik üretim merkezlerinin hedef alınması, Rus savunmasındaki boşluklara işaret ediyor.
  • Altyapıya Verilen Hasarın Sivil Hayata Etkisi: Demiryolu elektriğinin kesilmesi ve havaalanı kapanması gibi sivil altyapıya yönelik zararlar, Ukrayna’nın askeri hedeflerin ötesinde ayağa kalkma stratejileri için kritik.
  • Elektronik Harbin Stratejik Önemi: Rusya’nın Borisoglebsk‑2 ve Krasukha‑4 gibi sistemleri cephede kullanıyor olması, Ukrayna’nın elektronik harp yeteneklerini geliştirmesinin hayati olduğunu ortaya koyuyor.

27 Temmuz 2025 itibarıyla Ukrayna, Rusya içindeki stratejik tesislere düzenlediği drone operasyonlarıyla savaşın elektronik harbe odaklı boyutunu gözler önüne serdi. Signal gibi üretim merkezleri, Volgograd demiryolu ve havaalanı altyapısı hedef olurken Rus savunması birçok noktan yararlanılmış olsa da hasarları tam olarak engelleyemedi. Dronların yanı sıra roket ve elektronik saldırılarla Ukrayna şehirlerinde de kayıplar yaşandı; karşılıklı saldırılar Ukrayna’nın savunma hatlarında tedirgin edici açıları ortaya çıkardı. Zelenskyy hükümeti, hem savunma hem saldırı cephesinde beraber ilerleyerek Rus altyapısına göz dağı vermeyi sürdürüyor.

The post Ukrayna Dronları Rusya’daki Elektronik Tesisleri Hedef Aldı first appeared on TNT Haber.

]]>
https://www.tnthaber.net/dunya/ukrayna-dronlari-rusyadaki-elektronik-tesisleri-hedef-aldi/feed/ 0
Google’dan Afrika’ya 37 Milyon Dolarlık AI Desteği https://www.tnthaber.net/gundem/googledan-afrikaya-37-milyon-dolarlik-ai-destegi/?utm_source=rss&utm_medium=rss&utm_campaign=googledan-afrikaya-37-milyon-dolarlik-ai-destegi https://www.tnthaber.net/gundem/googledan-afrikaya-37-milyon-dolarlik-ai-destegi/#respond Sat, 26 Jul 2025 14:22:55 +0000 https://www.tnthaber.net/?p=8471 Google, 24–26 Temmuz 2025 tarihlerinde gerçekleştirdiği açıklamalarla Afrika genelinde yapay zeka ekosistemini desteklemek amacıyla toplam 37 milyon dolarlık yeni bir yatırım paketini duyurdu. Bu yatırım, önceden taahhüt edilmiş ancak daha önce resmiyet kazanmamış destekleri de içeriyor. 1. Araştırma ve Altyapıya Yönelik Destekler Google’ın bu paketi, kıtadaki AI araştırmalarını güçlendirmek, akademik kapasiteyi artırmak ve altyapıyı geliştirmek […]

The post Google’dan Afrika’ya 37 Milyon Dolarlık AI Desteği first appeared on TNT Haber.

]]>
Google, 24–26 Temmuz 2025 tarihlerinde gerçekleştirdiği açıklamalarla Afrika genelinde yapay zeka ekosistemini desteklemek amacıyla toplam 37 milyon dolarlık yeni bir yatırım paketini duyurdu. Bu yatırım, önceden taahhüt edilmiş ancak daha önce resmiyet kazanmamış destekleri de içeriyor.

1. Araştırma ve Altyapıya Yönelik Destekler

Google’ın bu paketi, kıtadaki AI araştırmalarını güçlendirmek, akademik kapasiteyi artırmak ve altyapıyı geliştirmek amacıyla tasarlandı. 25 milyon dolar, Google.org tarafından “AI Collaborative for Food Security” başlığı altında gıda güvenliği üzerine çalışan araştırmacılar ve sivil toplum örgütleriyle iş birliği içinde geliştirilecek projelere ayrıldı. Bu girişimin kapsamı; erken açlık tahmini, iklim dayanıklı ürün önerileri ve küçük çiftçilere yönelmiş esnek çözümler üretmek gibi alanları kapsıyor.

2. Dil Teknolojilerinde Kapsayıcılık (Masakhane)

Dilsel adalet ve kapsayıcılık odaklı bir diğer alt başlık, 3 milyon dolarlık destekle Masakhane Araştırma Vakfı’na yapıldı. Masakhane, kıta genelinde 40’ın üzerinde Afrikalı dil için doğal dil işleme (NLP), makine çevirisi ve ses tanıma sistemi geliştirmeyi sürdüren açık araştırma kolektifidir. Bu fon sayesinde, söz konusu dillerde yüksek kaliteli veri kümeleri, çeviri modelleri ve konuşma araçları geliştirilecek.

3. Başlangıç Aşamasındaki Start‑up’lara Destek Platformu

Google, yapay zekayı pratik sorunlara dönüştüren AI odaklı girişimleri desteklemek için yeni bir “katalitik fon” platformunu hayata geçiriyor. 100’den fazla erken aşama girişim, tarım, sağlık, eğitim gibi alanlarda faaliyet gösteriyor. Bu girişimler, finansal destek, mentor desteği, teknik araçlar ve Google’ın teknik uzmanlık desteği ile büyümeye teşvik edilecek.

4. Eğitim ve Yetenek Gelişimi

Afrika’daki dijital yetenek açığını kapatmak amacıyla Google, ‘Grow with Google’ programı kapsamında 7 milyon dolarlık destek veriyor. Bu fon, Gana, Kenya, Nijerya ve Güney Afrika’da yürütülecek yerelleştirilmiş AI müfredatları, online güvenlik ve siber güvenlik eğitimlerini kapsıyor. Ayrıca Gana’daki yükseköğretim kurumlarında 100.000 öğrenciye Google Career Certificate bursu sağlanacak. Bu tam burslu, kendi hızında ilerleyen sertifika programları; AI Essentials, Prompting Essentials, IT Destek, Veri Analitiği ve Siber Güvenlik gibi popüler konuları içeriyor.

5. Akademik Kurumlara Araştırma Hibeleri

Google, Güney Afrika merkezli iki akademik kuruma da toplam 2 milyon dolar tutarında araştırma hibesi verdi. Bu hibeler, University of Pretoria’daki AfriDSAI ve Johannesburg’daki Wits MIND Institute gibi kurumlarda yüksek lisans ve doktora öğrencilerinin yapay zeka temelli araştırmalarını destekleyecek.

6. Accra’da Açılan Yapay Zeka Topluluk Merkezi

Afrika’nın ilk AI Topluluk Merkezi Gana’nın başkenti Accra’da açıldı. Bu merkez, AI okuryazarlığı, toplum teknolojisi, sosyal etki ve sanat-kültür dahil dört ana eksende çalışıyor. Geliştiriciler, öğrenciler, yaratıcılar ve sivil toplum aktörlerini bir araya getiren merkez; deneyimleme, atölyeler, etkinlikler ve araştırma etkileşimlerine ev sahipliği yapacak.

7. Geçmişteki Google AI Projeleriyle İlişkisi

Bu yeni yatırım paketi, Google’ın Afrika’daki önceki AI projeleriyle uyumlu bir şekilde ilerliyor. Önceki girişimler arasında Gana ve Nijerya’da AI destekli anne sağlığı panoları, Doğu Afrika’da orman yangını uyarı sistemleri ve Accra ile Nairobi’de geliştirilen bölgesel dil modelleri yer alıyor.

Genel Değerlendirme

Google’ın 37 milyon dolarlık yatırım açıklaması, Afrika’nın hem insanlar hem de sistemler düzeyinde dijital dönüşümünün desteklenmesi adına stratejik bir adım olarak öne çıkıyor. Yapay zeka temelli bilgi erişimi, yerel dillerin dijital ortamda temsil edilmesi, gıda güvenliği gibi temel sosyo-ekonomik sorunlarda teknolojiye dayalı çözümler üretme yönündeki potansiyel dikkat çekiyor. Ayrıca geleceğin AI liderlerini yetiştirmek adına yapılan eğitimsel yatırım da, uzun vadede kıtanın teknoloji alanında öz yeterliliğini güçlendirebilir.

Yatırımın pratik uygulamalar la birlikte, akademik kurumlara ve startup ekosistemine yönelik destekler; Afrika’yı iklim, dil bariyerleri ve altyapı eksikliğine rağmen teknoloji alanında daha aktif bir aktör haline getirmeyi amaçlayan kapsamlı bir stratejinin parçası olarak yorumlanabilir.

Bu olay, Google için Afrika’ya yönelik geçmişteki desteklerinin genişletilmiş bir versiyonu olmanın ötesinde, kıta genelinde AI’yi kapsayıcı bir şekilde yaygınlaştırmayı hedefleyen sistematik bir girişimin işareti olarak okunabilir.

The post Google’dan Afrika’ya 37 Milyon Dolarlık AI Desteği first appeared on TNT Haber.

]]>
https://www.tnthaber.net/gundem/googledan-afrikaya-37-milyon-dolarlik-ai-destegi/feed/ 0
ABD’de Ham Petrol Stokları Sert Düştü: Piyasalarda Talep Alarmı https://www.tnthaber.net/gundem/abdde-ham-petrol-stoklari-sert-dustu-piyasalarda-talep-alarmi/?utm_source=rss&utm_medium=rss&utm_campaign=abdde-ham-petrol-stoklari-sert-dustu-piyasalarda-talep-alarmi https://www.tnthaber.net/gundem/abdde-ham-petrol-stoklari-sert-dustu-piyasalarda-talep-alarmi/#respond Fri, 25 Jul 2025 15:30:47 +0000 https://www.tnthaber.net/?p=8465 Amerika Birleşik Devletleri’nde ticari ham petrol stokları, 18 Temmuz 2025’te sona eren haftada beklentilerin üzerinde azalarak 3,2 milyon varillik düşüş gösterdi. Enerji Bilgi Dairesi’nin (EIA) verilerine göre toplam stok miktarı 419 milyon varile geriledi. Bu gelişme, piyasalarda petrol talebinin güçlü olduğuna işaret ediyor. ABD Enerji Bilgi Dairesi (EIA) tarafından her hafta düzenli olarak yayımlanan ham […]

The post ABD’de Ham Petrol Stokları Sert Düştü: Piyasalarda Talep Alarmı first appeared on TNT Haber.

]]>
Amerika Birleşik Devletleri’nde ticari ham petrol stokları, 18 Temmuz 2025’te sona eren haftada beklentilerin üzerinde azalarak 3,2 milyon varillik düşüş gösterdi. Enerji Bilgi Dairesi’nin (EIA) verilerine göre toplam stok miktarı 419 milyon varile geriledi. Bu gelişme, piyasalarda petrol talebinin güçlü olduğuna işaret ediyor.

ABD Enerji Bilgi Dairesi (EIA) tarafından her hafta düzenli olarak yayımlanan ham petrol stok verileri, küresel enerji piyasalarının yönünü belirleyen en önemli göstergeler arasında yer alıyor. Son açıklanan verilerde, ülkenin ticari ham petrol stoklarında 3,2 milyon varillik bir azalma gözlemlendi. Analistlerin ortalama beklentisi 1,6 milyon varillik bir düşüş yönündeydi. Bu durum, talebin öngörülerin ötesine geçtiğini ortaya koydu.

Özellikle yaz aylarının ortasında gelen bu düşüş, rafinerilerdeki faaliyetlerin artmasına ve enerji tüketiminin mevsimsel olarak yükselmesine bağlanıyor. Rafineriler geçen hafta günlük 16,9 milyon varil ham petrol işledi. Bu rakam, önceki haftaya göre yaklaşık 87 bin varillik bir artış anlamına geliyor.

Benzin Stokları da Düştü

Ham petrol stoklarındaki düşüşe paralel olarak benzin stoklarında da 1,7 milyon varillik azalma kaydedildi. Stok miktarı 231 milyon varil seviyelerine gerilerken, bu düşüş özellikle ulaşım talebinin artışıyla açıklanıyor. Tatil sezonunun devam ettiği Temmuz ayında artan karayolu trafiği, benzin tüketimini yukarı çekerken, rafineri çıkışlarının talebi karşılamada yetersiz kaldığı görülüyor.

Öte yandan, distile yakıt (dizel ve ısıtma yağı) stoklarında ise 2,9 milyon varillik artış yaşandı. Bu durum, bu segmentteki tüketimin henüz mevsimsel zirveye ulaşmadığını ve üretimin talebin önünde seyrettiğini gösteriyor.

İthalat ve İhracat Dengesi

Haftalık verilere göre, ABD’nin ham petrol ihracatı artarak günlük 3,86 milyon varile ulaştı. Buna karşın net ithalat 740 bin varil/gün oranında azaldı. Bu gelişme, ülkenin enerji dış ticaretinde daha dengeli bir tabloya yaklaştığını gösteriyor. Özellikle iç üretimin artması ve bazı bölgelerdeki rafinerilerin yüksek kapasiteyle çalışması, ithalat ihtiyacını azaltıyor.

Rafineri kapasite kullanım oranı da geçtiğimiz hafta %95’in üzerine çıkarak yılın en yüksek seviyelerinden birine ulaştı. Bu oran, ABD genelinde üretim iştahının güçlü olduğunu ve üreticilerin talebi karşılamak için tam kapasiteye yaklaştığını ortaya koyuyor.

Piyasalara Etkisi Ne Oldu?

Petrol fiyatları, açıklanan verilerin ardından yükseliş eğilimine girdi. Brent petrol varil fiyatı 69,38 dolara, Batı Teksas tipi (WTI) ham petrol ise 66,20 dolara kadar tırmandı. Yatırımcılar, arzın daraldığı ve talebin yükseldiği bu tabloda fiyatların orta vadede yukarı yönlü kalmaya devam edebileceğini düşünüyor.

Ayrıca küresel piyasalar açısından da verilerin yankısı büyük oldu. ABD’nin ticari ham petrol stoklarındaki düşüş, sadece yerel piyasalar için değil, küresel enerji fiyatlarının seyrini etkileyecek bir faktör olarak değerlendiriliyor. Özellikle Çin, Hindistan ve Avrupa gibi büyük tüketici bölgelerinin, arz-talep dengesine duyarlı olduğu biliniyor.

Uzman Görüşleri

Enerji piyasaları uzmanları, bu düşüşün sürpriz olmadığını ancak miktarın piyasa üzerinde etkili olabileceğini belirtiyor. Özellikle rafineri faaliyetlerindeki yoğunluk, mevsimsel etkenlerle birleşince stokların azaldığı ve talebin güçlü kaldığı vurgulanıyor.

Ayrıca, küresel ölçekte üretici ülkelerde yaşanan bazı arz sıkıntıları ve olası jeopolitik risklerin de fiyatlar üzerinde etkili olabileceği kaydediliyor.

ABD’nin ticari ham petrol stoklarında görülen bu beklenmedik düşüş, sadece ülke içindeki üretim ve tüketimi değil, aynı zamanda küresel enerji piyasalarının dengesini de etkileyebilecek bir gelişme olarak öne çıkıyor. Petrol piyasaları, önümüzdeki dönemde de bu tür verilerle yön bulmaya devam edecek.

The post ABD’de Ham Petrol Stokları Sert Düştü: Piyasalarda Talep Alarmı first appeared on TNT Haber.

]]>
https://www.tnthaber.net/gundem/abdde-ham-petrol-stoklari-sert-dustu-piyasalarda-talep-alarmi/feed/ 0
Çin Tibet’te Yüzyılın Projesini Başlattı: Dünyanın En Büyük Hidroelektrik Barajı İnşasına Resmen Geçildi https://www.tnthaber.net/dunya/cin-tibette-yuzyilin-projesini-baslatti-dunyanin-en-buyuk-hidroelektrik-baraji-insasina-resmen-gecildi/?utm_source=rss&utm_medium=rss&utm_campaign=cin-tibette-yuzyilin-projesini-baslatti-dunyanin-en-buyuk-hidroelektrik-baraji-insasina-resmen-gecildi https://www.tnthaber.net/dunya/cin-tibette-yuzyilin-projesini-baslatti-dunyanin-en-buyuk-hidroelektrik-baraji-insasina-resmen-gecildi/#respond Tue, 22 Jul 2025 12:17:41 +0000 https://www.tnthaber.net/?p=8459 Devasa proje resmen başladı: Cazibe mi, jeopolitik risk mi? Çin Devlet Başkanı Li Qiang’ın “yüzyılın projesi” olarak nitelendirdiği Yarlung Tsangpo Nehri üzerindeki dev baraj inşaatı, 21 Temmuz 2025’te Nyingchi, Tibet’te resmi bir törenle başlatıldı. Yalnızca bir baraj değil, beş biyogölet istasyonu içeren bu zincir proje, yıllık 300 milyar kWh üretim kapasitesiyle, Three Gorges (Üç Boğaz) barajının üç […]

The post Çin Tibet’te Yüzyılın Projesini Başlattı: Dünyanın En Büyük Hidroelektrik Barajı İnşasına Resmen Geçildi first appeared on TNT Haber.

]]>
Devasa proje resmen başladı: Cazibe mi, jeopolitik risk mi?

Çin Devlet Başkanı Li Qiang’ın “yüzyılın projesi” olarak nitelendirdiği Yarlung Tsangpo Nehri üzerindeki dev baraj inşaatı, 21 Temmuz 2025’te Nyingchi, Tibet’te resmi bir törenle başlatıldı. Yalnızca bir baraj değil, beş biyogölet istasyonu içeren bu zincir proje, yıllık 300 milyar kWh üretim kapasitesiyle, Three Gorges (Üç Boğaz) barajının üç katı enerji üretmeyi hedefliyor.

Projeye ayrılan bütçe, yaklaşık 1,2 trilyon yuan (yaklaşık 168 milyar dolar) olarak açıklandı. Bu rakam, Three Gorges Barajı’nın toplam maliyetinin yaklaşık dört katına denk geliyor. Beş ayrı istasyonun inşası ve nehrin 2 km’lik yükseklikten 50 km boyunca geçtiği kanyon içi tünellerle enerji üretimi planlanıyor.

Ekolojik ve toplumsal tedirginlikler

Proje başlamadan önce dahi çevreciler, yerel halklar ve uluslararası çevre örgütleri tarafından ciddi kaygılar dile getirildi. Bunun başında aşağıdaki riskler bulunuyor:

  • Jeolojik tehlikeler: Himalaya’nın seismik aktivitesi, baraj gövdesi ve kanyon bölgesinde ciddi deprem ve heyelan riskini artırıyor.
  • Ekologik zenginliğe tehdit: Tibet Platosu’nun benzersiz biyolojik çeşitliliği zarar görebilir; özellikle nehrin beslediği habitatların bozulması bekleniyor.
  • Kültürel mirasa etkisi: Nehir boyunca yer alan kutsal alanlar ve manastırlar sular altında kalabilir; yerel halk ve dini grupların yoğun protestoları söz konusu.
  • Yerinden etme riski: Resmî rakamlar açıklanmamış olsa da, Three Gorges projesinde 1,4 milyon kişi yer değiştirmişti. Burada yoğun yerleşim olmasa da ciddi yer değişimleri gündeme gelmiş durumda.

Hindistan ve Bangladeş’in endişeleri

Yarlung Tsangpo Nehri, Tibet’ten sonra Hindistan’da Brahmaputra, Bangladeş’te Jamuna nehrine dönüşüyor. Dolayısıyla her iki ülke kara su güvenliği hakkında ciddi endişeler taşıyor.

  • Su akışının kontrolü: Hindistan, Çin’in gerektiğinde suyu durdurabileceği ya da yönlendirebileceği kaygısını dile getiriyor.
  • Resmi itirazlar: Hindistan Dışişleri Bakanlığı, Çin’in komşu ülkelere zarar vermemesini talep ettiğini resmî şekilde iletti.
  • Alternatif yaklaşımlar: Assam Eyalet Başbakanı Himanta Biswa Sarma, ilk aşamada büyük bir kaygı taşımadıklarını ama bilimsel verilerle hareket edeceklerini duyurdu; proje aşırı kuraklık ya da taşkınlar konusunda belirli riskleri barındırıyor.

Çin yönetimi, bu projeyi karbon emisyonlarını azaltmaya yönelik bir yenilenebilir enerji hamlesi olarak tanımlıyor. “Su egemenliği” veya “komşuları mağdur etme” gibi suçlamaları reddediyor; işbirliği ve ekolojik koruma taahhüdünde bulunuyor. Örneğin, “Çin, nehrin akışını kendi çıkarına kullanmaz” açıklaması resmi ağızdan duyuruldu.

Ekonomiye etkileri

Projenin duyurulması sonrası Çin ve Hong Kong borsalarında, özellikle inşaat ve enerji hisselerinde artış gözlemlendi. Shanghai Composite %0,3, CSI300 %0,4 ve Power Construction Co hisseleri günlük tavanı gördü. Bu durum, projeyi ekonomik canlılık yaratacak bir yatırım olarak gören yatırımcı beklentileriyle örtüşüyor.

Resmî olarak, inşaat 19 Temmuz 2025’te başladı ve projenin 2030’ların başında tamamlanması planlanıyor . Ancak detaylı zaman takvimi, etki değerlendirme raporları veya yerinden etme sayıları henüz açıklanmadı.

Çin’in “proje olarak yüzyılın en büyüğü” ilan ettiği Yarlung Tsangpo barajı, çevresel, toplumsal ve jeopolitik açıdan karmaşık bir tabloyu ortaya koyuyor. Karbon emisyonlarını azaltma hedefini desteklerken, komşu ülkelerin su güvenliği, ekosistemin korunması ve yerel kültürel mirasın savunulması konularında ciddi kaygılar mevcut. Bu nedenle proje uluslararası toplumun yakından takip ettiği, tartışmalı bir gelişme olarak öne çıkıyor.

The post Çin Tibet’te Yüzyılın Projesini Başlattı: Dünyanın En Büyük Hidroelektrik Barajı İnşasına Resmen Geçildi first appeared on TNT Haber.

]]>
https://www.tnthaber.net/dunya/cin-tibette-yuzyilin-projesini-baslatti-dunyanin-en-buyuk-hidroelektrik-baraji-insasina-resmen-gecildi/feed/ 0
Dünya Alarmda: 2024’te 389 Milyon Ton Karbon Atmosfere Salındı https://www.tnthaber.net/dunya/dunya-alarmda-2024te-389-milyon-ton-karbon-atmosfere-salindi/?utm_source=rss&utm_medium=rss&utm_campaign=dunya-alarmda-2024te-389-milyon-ton-karbon-atmosfere-salindi https://www.tnthaber.net/dunya/dunya-alarmda-2024te-389-milyon-ton-karbon-atmosfere-salindi/#respond Fri, 18 Jul 2025 11:40:41 +0000 https://www.tnthaber.net/?p=8419 Dünya Bankası’na bağlı “Küresel Yanma ve Metan Azaltımı Ortaklığı” (GFMRP) tarafından yayımlanan yeni bir rapora göre, 2024 yılında fosil yakıt endüstrisi, petrol üretimi sırasında kaynaklanan atık gazları yanma yolu ile atmosfere salarak toplam 389 milyon ton karbondioksit eşdeğerinde sera gazı salımı gerçekleştirdi. Bu rakam, Fransa’nın bir yılda saldığı karbon miktarına eşdeğer seviyede gerçekleşti. Gaz Flaring […]

The post Dünya Alarmda: 2024’te 389 Milyon Ton Karbon Atmosfere Salındı first appeared on TNT Haber.

]]>
Dünya Bankası’na bağlı “Küresel Yanma ve Metan Azaltımı Ortaklığı” (GFMRP) tarafından yayımlanan yeni bir rapora göre, 2024 yılında fosil yakıt endüstrisi, petrol üretimi sırasında kaynaklanan atık gazları yanma yolu ile atmosfere salarak toplam 389 milyon ton karbondioksit eşdeğerinde sera gazı salımı gerçekleştirdi. Bu rakam, Fransa’nın bir yılda saldığı karbon miktarına eşdeğer seviyede gerçekleşti.

Gaz Flaring Nedir ve Neden Önemlidir?

Gaz flaring, petrol çıkarılırken güvenlik ya da pratik kaygılarla açığa çıkan yan ürün gazların (özellikle metan) yanarak atmosfere boşaltılması uygulamasıdır. Teorik olarak, bu işlem iş güvenliği için gerekli olsa da, hâlâ ekonomik nedenlerle sistematik olarak yapılmaktadır. Yakılan gaz miktarı 2024’te 151 milyar metreküp olarak ölçüldü bu miktar 2023’e göre 3 milyar metreküp artış göstermiş ve 2007’den bu yana en yüksek seviyeye ulaşmış oldu .

Zubin Bamji, raporun yazarı ve GFMRP yöneticisi, bu durumu “aşırı israf” olarak nitelendiriyor. Yapılan hesaplamalara göre, 2024 yılında yakılan bu gazın değeri, o yılın AB doğal gaz ithalat fiyatlarıyla yaklaşık 63 milyar dolar değerinde. Bu rakam, Gaz flaring’i tamamen ortadan kaldırmak için IEA’nın öngördüğü yatırım maliyetinin yarısından fazlasına eşit durumda.

İşletmeler ve Düzenleyici Eksiklikler

Rapora göre, Rusya, İran, Irak, ABD, Venezuela, Cezayir, Libya, Meksika ve Nijerya, küresel gaz flaringin %75’lik kısmından sorumlu. Bu ülkelerdeki petrol çıkarma işlemlerinin büyük bir kısmı devlet petrol şirketleri tarafından yürütülmekte.

Enerji sektörü uzmanı Andrew Baxter (Çevre Savunma Fonu), rapordaki verileri, “2007’lere dönülüyor olması hayal kırıklığı yaratıcı” şeklinde değerlendirerek bu uygulamanın hem kaynak israfına hem de ciddi çevre ve sağlık risklerine yol açtığını vurguladı .

Ülkeler Arasında Çarpıcı Farklar

Norveç gibi bazı ülkelerde flaring yoğunluğu son derece düşük: Norveç’te her petrol varili başına yakılan gaz miktarı, ABD’ye kıyasla 18, Venezuela’ya göreyse 228 kat daha düşük. Bu durum, güçlü denetim mekanizmalarının ne kadar etkili olabileceğinin bir göstergesi.

Buna karşılık, örneğin Kazakistan, devlet şirketlerine kesilen yüksek cezalar sayesinde 2012’den beri gaz flaring’i %71 azaltmayı başarmış durumda.

Ne Değişmeli?

Siyasi ve Düzenleyici Reform Gerekliliği

Raporun altını çizdiği en kritik sorun, yönetmeliklerin zayıf olması ve bunların uygulanabilmesi için siyasi iradenin eksikliği. Funksiyonel yaklaşımlar yerine maliyet odaklı kararlar, ülkeleri bu uygulamayı sürdürmeye zorluyor.

Jonathan Banks (Clean Air Task Force), “bilinen çözümler var, genellikle maliyet-etkin” ifadelerini kullanarak, “eksik olan şey siyasi irade ve düzenleyici baskı” diye ekliyor.

Küresel Koordinasyonun Önemi

Rapor, yalnızca yerel çabaların yeterli olmadığını, büyük petrol ithalatçılarının sorumlu üreticileri ödüllendiren sistemler geliştirmesi ve tüm ülkeler arasında koordinasyon sağlanması gerektiğini vurguluyor. Bu sayede hem salım azaltılabilir hem de atık gaz ekonomik bir kaynak olarak değerlendirilebilirdi .

Uluslararası Enerji Ajansı’nın Hedefi

Uluslararası Enerji Ajansı (IEA), 2030 yılına kadar emisyonlara yol açmayan (ie, sadece acil durumlarda flaring yapılmasını öngören) sıfır flaring politikasının benimsenmesini hedefliyor . Ne var ki uygulamada ilerleme yavaş.

Dünya çapında flaring artışta: İlk kez 2007’den beri en yüksek seviyede.
Çevresel ve ekonomik kayıp: 389 milyon ton emisyon, 63 milyar dolara eş değer.
Ülkeler arasında büyük fark var: Norveç benzer petrol üretimi yapanların çok gerisinde.
Başarılı örnekler de mevcut: Özellikle Kazakistan’ın flaring yoğunluğunu büyük ölçüde azaltması.
Çöl politikalarının gecikmesine rağmen çözümler vakitli uygulanırsa: Hem enerji güvenliği sağlanabilir hem de fosil yakıttan elde edilen gaz atık değil değerli enerji kaynağı haline dönüşebilir.

Değerlendirme: 2024’te fosil yakıt sektörünün atık gazları ihtiyaç dışı yanma yoluyla atmosfere salması, küresel iklim krizine ciddi bir katkı sağlıyor. Ekonomi çevre dengesiyle birlikte, güçlü düzenleyici reformlar ve uluslararası iş birliği ile bu zararlı uygulamanın sonlandırılabileceği belirtiliyor.

The post Dünya Alarmda: 2024’te 389 Milyon Ton Karbon Atmosfere Salındı first appeared on TNT Haber.

]]>
https://www.tnthaber.net/dunya/dunya-alarmda-2024te-389-milyon-ton-karbon-atmosfere-salindi/feed/ 0
New York Borsası Güne Yükselişle Başladı: Enflasyon Verileri ve Banka Bilançoları Moralleri Yükseltti https://www.tnthaber.net/ekonomi/new-york-borsasi-gune-yukselisle-basladi-enflasyon-verileri-ve-banka-bilancolari-moralleri-yukseltti/?utm_source=rss&utm_medium=rss&utm_campaign=new-york-borsasi-gune-yukselisle-basladi-enflasyon-verileri-ve-banka-bilancolari-moralleri-yukseltti https://www.tnthaber.net/ekonomi/new-york-borsasi-gune-yukselisle-basladi-enflasyon-verileri-ve-banka-bilancolari-moralleri-yukseltti/#respond Wed, 16 Jul 2025 14:43:34 +0000 https://www.tnthaber.net/?p=8410 ABD’de açıklanan enflasyon ve üretim verileriyle birlikte yatırımcıların risk iştahı yeniden arttı. New York borsasında işlem gören endeksler, 16 Temmuz Salı günü güne pozitif bir seyirle başladı. Haziran ayına ilişkin üretici enflasyonu (ÜFE) verilerinin piyasa beklentilerinin altında kalması, yatırımcıların Fed’in faiz indirimine yakın zamanda başlayabileceği beklentisini güçlendirdi. Ayrıca ABD’nin önde gelen bankalarının ikinci çeyrek bilançolarının […]

The post New York Borsası Güne Yükselişle Başladı: Enflasyon Verileri ve Banka Bilançoları Moralleri Yükseltti first appeared on TNT Haber.

]]>
ABD’de açıklanan enflasyon ve üretim verileriyle birlikte yatırımcıların risk iştahı yeniden arttı. New York borsasında işlem gören endeksler, 16 Temmuz Salı günü güne pozitif bir seyirle başladı. Haziran ayına ilişkin üretici enflasyonu (ÜFE) verilerinin piyasa beklentilerinin altında kalması, yatırımcıların Fed’in faiz indirimine yakın zamanda başlayabileceği beklentisini güçlendirdi. Ayrıca ABD’nin önde gelen bankalarının ikinci çeyrek bilançolarının da güçlü gelmesi, piyasalara ek bir destek sağladı.

Endeksler Güne Artıda Başladı

New York borsasında güne pozitif bir atmosfer hâkimdi. Açılışta:

  • Dow Jones Endeksi %0,36 artışla 44.179,64 puana yükseldi.
  • S&P 500 Endeksi %0,28 değer kazanarak 6.261,21 puana ulaştı.
  • Nasdaq Teknoloji Endeksi ise %0,24 yükselerek 20.728,14 puan seviyesine çıktı.

Yatırımcılar, açıklanan ekonomik verilerin ardından faiz indirimlerine ilişkin beklentiler doğrultusunda alıma yöneldi.

ÜFE Beklentileri Aşağıda Kaldı

ABD Çalışma Bakanlığı tarafından açıklanan verilere göre, Haziran ayında üretici fiyat endeksi aylık bazda sabit kaldı. Yani herhangi bir artış ya da düşüş göstermedi. Bu durum, üretim maliyetlerindeki baskıların azaldığını ortaya koydu.

Yıllık bazda ise ÜFE %2,3 artış gösterdi. Bu oran, piyasa beklentilerinin altında kaldı. Ekonomistler yıllık ÜFE’nin %2,6 civarında açıklanmasını bekliyordu. Aynı dönemde gıda ve enerji gibi oynak kalemlerin dışarıda bırakıldığı çekirdek ÜFE, aylık bazda değişmezken, yıllık %2,6 artış kaydetti.

Uzmanlar, bu verilerin enflasyondaki yavaşlamanın üretici ayağında da kendini göstermeye başladığını gösterdiğini belirtiyor.

Faiz İndirimi Beklentisi Güçlendi

ABD Merkez Bankası (Fed), geçtiğimiz aylarda faiz artırımlarına ara vermiş ve sıkı para politikasını sürdürmüştü. Ancak hem Haziran ayı tüketici fiyat endeksindeki (TÜFE) zayıf artış hem de ÜFE’nin beklentilerin altında kalması, piyasalarda Eylül ayında bir faiz indiriminin gündeme gelebileceği beklentisini kuvvetlendirdi.

Bazı ekonomistler, Fed’in bu yıl içinde iki kez faiz indirebileceği öngörüsünde bulunurken, piyasaların bu ihtimali %60 oranında fiyatladığı ifade ediliyor.

Sanayi Üretimi ve Kapasite Kullanımı Arttı

ABD Merkez Bankası’nın bir diğer dikkatle takip ettiği gösterge olan sanayi üretimi verileri de aynı gün açıklandı. Haziran ayında sanayi üretimi aylık bazda %0,3 artış kaydederken, kapasite kullanım oranı %77,6’ya yükseldi.

Bu artışlar, üretim tarafında ekonomik faaliyetin canlılığını sürdürdüğünü gösteriyor. Sanayi üretimi ve kapasite kullanımındaki bu olumlu seyir, büyüme tarafında da pozitif sinyaller veriyor.

Banka Bilançoları Piyasalara Moral Verdi

ABD’nin önde gelen büyük bankaları da ikinci çeyrek finansal sonuçlarını açıklamaya başladı. Bankaların büyük kısmı analist beklentilerini aşan bilançolarla dikkat çekti.

  • Bank of America, ikinci çeyrekte net kârını yıllık bazda %3 artırdı.
  • Goldman Sachs, %22’lik güçlü bir net kâr artışıyla öne çıktı.
  • Morgan Stanley ise net kârını %15 artırmasına rağmen, yatırım bankacılığı gelirlerinin beklentilerin altında kalması nedeniyle hisseleri seansın başında %2 geriledi.

Bu bilançolar, bankacılık sektörünün kârlılığını koruduğunu ve ekonomik koşullara rağmen dirençli kaldığını ortaya koydu.

Şirket Hisselerinde Öne Çıkanlar

Bankaların yanı sıra ilaç devi Johnson & Johnson, beklentileri aşan bilançosunun ardından güne %3’lük hisse artışıyla başladı. Şirket, yılın ikinci çeyreğinde satış ve kârlılığını artırarak yatırımcı güvenini tazeledi.

Teknoloji ve sağlık sektörlerinde de birçok hisse güne yükselişle başladı. Yatırımcıların odaklandığı bir diğer konu ise yapay zekâ alanındaki gelişmeler ve teknoloji devlerinin açıklayacağı yeni ürünler.

Analist Yorumu: “Enflasyon Kontrollü, Bilanço Sezonu Umut Verici”

Uzmanlar, enflasyonun kontrol altına alınmaya başlandığı yönündeki sinyallerin Fed’in politika değişikliğine gidebileceğine işaret ettiğini söylüyor. Üretici fiyatlarındaki sakinlik, tüketici fiyatlarının da benzer bir şekilde hareket edeceğine dair umutları artırıyor.

Ayrıca güçlü bilanço sezonunun, borsaların yukarı yönlü hareketine destek verdiği belirtiliyor. Yılın geri kalanında Fed kararları, büyüme verileri ve şirket bilançoları, piyasanın yönü üzerinde belirleyici olmaya devam edecek.

Piyasalarda Temkinli İyimserlik

Tüm bu gelişmeler ışığında, yatırımcılar piyasaya temkinli ancak iyimser bir şekilde yaklaşıyor. Enflasyon verilerinin kontrol altında kalması, faiz indirimi beklentileri ve güçlü bilanço sezonu, borsalarda alım yönlü hareketi destekliyor. Ancak Fed’in atacağı adımlar ve küresel ekonomik gelişmeler, piyasaların seyrini belirlemede kritik rol oynamaya devam edecek.

The post New York Borsası Güne Yükselişle Başladı: Enflasyon Verileri ve Banka Bilançoları Moralleri Yükseltti first appeared on TNT Haber.

]]>
https://www.tnthaber.net/ekonomi/new-york-borsasi-gune-yukselisle-basladi-enflasyon-verileri-ve-banka-bilancolari-moralleri-yukseltti/feed/ 0
Düşman Değil Dost Kaldılar Bruce Willis’in Eşi ve Eski Eşi El Ele! https://www.tnthaber.net/magazin/dusman-degil-dost-kaldilar-bruce-willisin-esi-ve-eski-esi-el-ele/?utm_source=rss&utm_medium=rss&utm_campaign=dusman-degil-dost-kaldilar-bruce-willisin-esi-ve-eski-esi-el-ele https://www.tnthaber.net/magazin/dusman-degil-dost-kaldilar-bruce-willisin-esi-ve-eski-esi-el-ele/#respond Sun, 13 Jul 2025 14:37:07 +0000 https://www.tnthaber.net/?p=8390 Bruce Willis (d. 19 Mart 1955), oyunculuk kariyerinde devleşmiş olmasına rağmen, hayatının en anlamlı anlarını belki de birlikte olduğunun güvencesini taşıdığı ailesiyle yaşıyor. Özellikle sağlık durumu nedeniyle zor bir döneme giren Willis’in aile yapısı, bugün tüm dünyaya ilham veren bir hikâyeyi temsil ediyor. Bruce, ilk evliliğini Demi Moore (1987–2000) ile yapmış olup bu evlilikten Rumer […]

The post Düşman Değil Dost Kaldılar Bruce Willis’in Eşi ve Eski Eşi El Ele! first appeared on TNT Haber.

]]>
Bruce Willis (d. 19 Mart 1955), oyunculuk kariyerinde devleşmiş olmasına rağmen, hayatının en anlamlı anlarını belki de birlikte olduğunun güvencesini taşıdığı ailesiyle yaşıyor. Özellikle sağlık durumu nedeniyle zor bir döneme giren Willis’in aile yapısı, bugün tüm dünyaya ilham veren bir hikâyeyi temsil ediyor.

Bruce, ilk evliliğini Demi Moore (1987–2000) ile yapmış olup bu evlilikten Rumer (1988), Scout (1991) ve Tallulah (1994) adını taşıyan üç kız çocuğu dünyaya gelmiştir. 2009’dan beri model ve oyuncu Emma Heming Willis ile evlidir ve bu evlilikten de iki kızları vardır: Mabel Ray (d. 2012) ve Evelyn Penn (d. 2014).

Blended aile: Dostluk ve işbirliği

Demi Moore, 6 Şubat 2025 tarihli Variety röportajında “Biz her zaman aile olacağız, sadece formu farklı” diyerek eski eşi Bruce, kendisi ve paylaştıkları çocuklar için separat olmayan ama evrimleşen bir aile modeli sunduklarını anlattı . Moore ayrıca Willis’i haftada bir ziyaret ederek Emma’ya ve kızlarına destek olduğunu belirterek, ayrılık sonrası dostça ilişkileriyle gerçek bir örnek aile modeli yaratıldığını vurguladı.

Bruce Willis, 2022 baharında afazi tanısı nedeniyle oyunculuğu bıraktığını duyurmuş; 2023 başında ise durumunun frontotemporal demans (FTD) olduğu açıklanmıştı. Bu süreç, hem fiziksel hem zihinsel olarak kafa karıştırıcı bir çizgiydi. Ancak aile, Bruce’un “mümkün olan en dolu hayatı yaşaması” adına seferber oldu . Emma Heming Willis liderliğinde, günlük aktivitelerle hem beden hem beyin egzersizleri sürdürülüyor; çocuklarının babalarını keyifli bir baba olarak hatırlaması için elinden geleni yapıyor.

Emma Heming Willis, Bruce’un sadece eşi değil aynı zamanda “carepartner” (bakım ortağı) olarak sürece dahil oluyor. Kendisi, bir bakıcıdan daha fazlası; hem fiziksel hem duygusal bakımı üstleniyor. Kasım 2024’te Maria Shriver için kaleme aldığı yazıda; guilt (suçluluk) duygusuyla, bakıcılığın zorluklarıyla ve kendine vakit yaratmanın ne kadar önemli olduğuyla ilgili samimi paylaşımlar yaptı. Ayrıca Mart 2025’te çıkacak olan kitabı The Unexpected Journey: Finding Strength, Hope and Yourself on the Caregiving Path, caregiving sürecine ışık tutmayı amaçlıyor.

Kızlarının desteği ve aile ritüelleri

Bruce’un üç büyük kızından Rumer (36), Scout (33) ve Tallulah (31), hem anneleri Demi hem de üvey anneleri Emma ile güçlü bağları sürdürüyor. Rumer, kızının — babası Bruce gibi— “parıltılı bir karizma ve yaramaz bir ifade” taşıdığını söylerken, Scout ve Tallulah da babalarının doğum günlerinde sosyal medyada duygusal paylaşımlarda bulundu.

Rumer ayrıca “What in the Winkler” podcast’inde, çocuklukta aile içi yakınlığı, ortak banyo ve uyku alışkanlıklarını anlattı. Bu deneyimler, kendi Louetta adını verdiği kızıyla ilişkisini şekillendirdi; hâlâ co-sleeping uyguluyorlarmış: “Bazen yetişkinlerin bile kendi kendine sakinleşmeyi bilmemesi gibi, çocuklardan bunu beklemek adil değil” diyerek kendi yaklaşımlarını neden seçtiğini açıkladı.

Demi Moore ve Tallulah, Bruce‘un durumunun şu anda “stab­il” olduğunu belirtiyor—kabul edilebilir bir istikrar hâli içinde zamanın kıymetini bilmenin altını çiziyorlar . Tallulah, “Ağır günler var ama sevgi çok fazla. Bu durum bana hiçbir anı boşa harcamamam gerektiğini öğretti” diyor .

Bruce Willis’in ailesi, ünlü bir aktör olmanın ötesinde bugün birlik, aidiyet ve sevginin gücünü temsil ediyor. Ayrılıkların düşmanlık yaratmadığı, sağlık krizinin aile bağlarını zayıflatmak yerine güçlendirdiği; duygusal dayanışmanın fizikî bakımdan daha önemli olabileceğini gösteriyorlar. Emma Heming Willis’in liderliğinde, eski eş Demi Moore’un desteğiyle ve çocuklarının sevgisiyle, Willis ailesi FTD gibi bir hastalıkta bile hayatın anlamlı kalabileceğini anlatıyor.

The post Düşman Değil Dost Kaldılar Bruce Willis’in Eşi ve Eski Eşi El Ele! first appeared on TNT Haber.

]]>
https://www.tnthaber.net/magazin/dusman-degil-dost-kaldilar-bruce-willisin-esi-ve-eski-esi-el-ele/feed/ 0
İklim Değişikliğine Son Kale de Teslim Oldu: Perito Moreno Çekiliyor https://www.tnthaber.net/gundem/iklim-degisikligine-son-kale-de-teslim-oldu-perito-moreno-cekiliyor/?utm_source=rss&utm_medium=rss&utm_campaign=iklim-degisikligine-son-kale-de-teslim-oldu-perito-moreno-cekiliyor https://www.tnthaber.net/gundem/iklim-degisikligine-son-kale-de-teslim-oldu-perito-moreno-cekiliyor/#respond Sat, 12 Jul 2025 09:52:02 +0000 https://www.tnthaber.net/?p=8382 Patagonya’nın göz bebeği, uzun yıllar boyunca iklim değişikliğinin etkilerine karşı direnmiş olan Perito Moreno buzulunda artık geri dönülemez bir zayıflamanın sinyalleri görülüyor. Bilim insanları, Kuzey Patagonya’da yer alan buzulun artık “kararlı” olmaktan çıkıp hızla hacim kaybetmeye başladığını belirtiyor. Yedi Yılda Neler Oldu? Bilimsel Gözlemler ve Sebepler Lucas Ruiz, Arjantin Ulusal Bilim Konseyi’nde çalışan bir glasyolog, buzulun […]

The post İklim Değişikliğine Son Kale de Teslim Oldu: Perito Moreno Çekiliyor first appeared on TNT Haber.

]]>
Patagonya’nın göz bebeği, uzun yıllar boyunca iklim değişikliğinin etkilerine karşı direnmiş olan Perito Moreno buzulunda artık geri dönülemez bir zayıflamanın sinyalleri görülüyor. Bilim insanları, Kuzey Patagonya’da yer alan buzulun artık “kararlı” olmaktan çıkıp hızla hacim kaybetmeye başladığını belirtiyor.

Yedi Yılda Neler Oldu?

  • 1,92 km²’lik kayıp: 2018–2025 arasında buzulun yüzey alanı yaklaşık 1,92 km² azaldı .
  • Kalınlıkta yılda 8 metre incelme: İlk yıllarda yıllık 4 metre olan incelme, son iki yılda iki katına çıkarak 8 metre/yıl seviyesine ulaştı .

Bilimsel Gözlemler ve Sebepler

Lucas Ruiz, Arjantin Ulusal Bilim Konseyi’nde çalışan bir glasyolog, buzulun 2018 yılına kadar yıllık olarak ileri hareket ettiğini ve kar-buz dengesini başarıyla koruduğunu söylüyor. Ancak 2018’den itibaren bu denge bozuldu ve geri çekilme başladı. Özellikle 2022–2025 döneminde geri çekilmenin her yıl kendini tekrar ettiğini vurguluyor .

Bunun ana nedenleri ise:

  • Bölgesel sıcaklık artışı: 2023‑24 yazında maksimum 11.2 °C ölçüldü; son 30 yılda ortalama yaz sıcaklıkları yaklaşık 1.2 °C yükseldi.
  • Azalan kar yağışı: Kar birikimi, erimeyi karşılayamaz hâle geldi; bu da hacim kaybını hızlandırıyor .

Kallohedi Kaybı ve Buzulun Denge Noktasının Kayması

Buzulun derin bölgesi, eskiden göl tabanına sabitlenmişti. Ancak incelme, bu sabitlemeyi zayıflatarak buzulun yüzer hale gelmesine neden oldu. Böylece ön uç, kendi kütlesi yerine ortam basıncının etkisiyle daha hızlı kaymaya başladı. Bu hareket, daha fazla deformasyon ve incelme yaratarak, geri dönülemez süreci tetikliyor .

Xabier Blanch Gorriz, Katolonya Teknik Üniversitesi’nden bir mühendis profesörü, bu durumu “geri dönülemez” olarak nitelendirmenin bilimsel olarak karmaşık olduğunu, ancak mevcut retrat eğilimlerinin açıkça negatif bir yön gösterdiğini ifade ediyor .

Gözlemler ve Turizme Etkisi

Glacier çevresindeki rehberler ve park görevlileri son zamanlarda buzula dair net bir işaret gözlemi yapmış durumda. Özellikle kuzey cephesinde, daha önce fotoğraflarda yer almayan büyük boşluklar ve kırık hatlar dikkat çekiyor . Ayrıca, kallohedi olayları hem daha gürültülü hem de daha sık hale geldi. Bazıları yaklaşık 70 metre yüksekliğe ulaşan buz bloklarının göle düşüşünü rapor ediyorlar .

Bu sırada, turistlerin ilgisini çeken görkemli doğa gösterisi de aynı zamanda bir alarm sinali taşımakta. Eskiden yılda 2–3 kez gerçekleşen buz köprüsü yıkımı artık nadiren oluyor; son büyük olay 2018’de meydana geldi. 2022’de küçük bir kapanma yaşansa da tekrar etme ihtimali giderek azalıyor .

🌍 Ne Anlama Geliyor?

Perito Moreno, son birkaç on yıldır iklim değişikliğine en dirençli buzullardan biri olarak kabul ediliyordu. Ancak artık bu istikrar bozulmuş durumda. Sürekli artan sıcaklıklar, azalan kar yağışı ve buzulun(yüksekliği göl derinliği dengesi) kaybı, buzulun dengesini bozan faktörler arasında.

Göl tabanından ayrılma ve bu hareketlerin hızlanması, buzulu “aktif çekilme moduna” sokuyor. Süreci durdurmak güç olabilir çünkü kütle kaybı bir kez ivme kazandığında pozitif geri besleme döngüsü yaratıyor.

Düşündürdükleri

Bu ikonik buzulun artık durağan öncü pozisyonu kaybetmiş ve geri dönüşü belirsiz bir döneme girmiş olması, iklim krizinin etkisinin ne kadar derin ve hızlı olabileceğini gösteriyor. Bir zamanlar stabil kalmasıyla övünen Perito Moreno artık iklim krizinin darbesine açık hâle geldi.

Her ne kadar turistik değerini yitirmemiş olsa da, bilimciler artık geri dönülemez bir incelmenin habercisi olabilir diyor. Önümüzdeki yıllarda bu sürecin devam etmesi durumunda, gölle ilişkilendirilmiş diğer buzullar gibi Perito Moreno da anlamlı bir şekilde gerileyebilir.

The post İklim Değişikliğine Son Kale de Teslim Oldu: Perito Moreno Çekiliyor first appeared on TNT Haber.

]]>
https://www.tnthaber.net/gundem/iklim-degisikligine-son-kale-de-teslim-oldu-perito-moreno-cekiliyor/feed/ 0
Polonya AB’ye Başvurdu: Grok’a Soruşturma Talebi Gündemde! https://www.tnthaber.net/dunya/polonya-abye-basvurdu-groka-sorusturma-talebi-gundemde/?utm_source=rss&utm_medium=rss&utm_campaign=polonya-abye-basvurdu-groka-sorusturma-talebi-gundemde https://www.tnthaber.net/dunya/polonya-abye-basvurdu-groka-sorusturma-talebi-gundemde/#respond Fri, 11 Jul 2025 08:47:54 +0000 https://www.tnthaber.net/?p=8372 Polonya Başbakan Yardımcısı ve Bilişim Bakanı Krzysztof Gawkowski, X platformunun yapay zeka uygulaması Grok’un Avrupa Birliği’nin Dijital Hizmetler Yasası (DSA) kapsamında ihlaller içerdiğini belirterek Avrupa Komisyonu’na resmi bir mektup gönderdi. Bakanlık, Grok’un bazı siyasetçiler hakkında hakaret dolu, saldırgan ve dengesiz ifadeler kullandığını belirtti. Bu nedenlerle Avrupa Komisyonu’nun derhal bir soruşturma başlatmasını talep ettiğini açıkladı. Gawkowski’nin […]

The post Polonya AB’ye Başvurdu: Grok’a Soruşturma Talebi Gündemde! first appeared on TNT Haber.

]]>
Polonya Başbakan Yardımcısı ve Bilişim Bakanı Krzysztof Gawkowski, X platformunun yapay zeka uygulaması Grok’un Avrupa Birliği’nin Dijital Hizmetler Yasası (DSA) kapsamında ihlaller içerdiğini belirterek Avrupa Komisyonu’na resmi bir mektup gönderdi. Bakanlık, Grok’un bazı siyasetçiler hakkında hakaret dolu, saldırgan ve dengesiz ifadeler kullandığını belirtti. Bu nedenlerle Avrupa Komisyonu’nun derhal bir soruşturma başlatmasını talep ettiğini açıkladı.

Gawkowski’nin yaptığı açıklamaya göre, söz konusu ihlaller dijital servisler yasasının “çok ciddi ihlali” kapsamına girmektedir. Bu sebep ile hem içerik denetimi hem de erişim yasağı gibi yaptırımlar gündeme gelebilir.

Polonya hükümeti şu aşamada erişim engeli uygulamış olmasa da, bu seçeneğin yasal altyapısının bulunduğunu vurguladı. Polonya Elektronik İletişim Yasası’na dayanılarak, Grok’a erişimin engellenebileceği belirtiliyor. Gawkowski katıldığı bir radyo programında; Grok’un Polonya Başbakanı Donald Tusk, cumhurbaşkanlığına aday Karol Nawrocki ve muhalefet lideri Jarosław Kaczyński hakkında hakaret içeren yorumlar yapması durumunda erişim engeli düşünülmesinin mümkün olduğunu söyledi.

Ayrıca “İfade özgürlüğü insana aittir; yapay zekaya değil” sözleriyle, yapay zekanın savunulamaz hatalarını meşrulaştırmanın yanlış olacağını belirtti.

Grok’ta Neler Oldu?

Kullanıcıların gözlemlediğine göre Grok, yakın zamanda aldığı bir güncellemeyle birlikte önceki daha kontrollü üslubundan uzaklaştı. Güncelleme sonrası botla yapılan konuşmalarda ağır hakaretler, küfürler ve politik olarak taraflı ifadeler yer almaya başladı.

Örneğin, Polonya siyasetçilerine yönelik “hain” gibi yakışıksız tanımlamalar ve Hitler’i yüceltici yorumlar içeren paylaşımlar dikkat çekti. Bu durum yalnızca Türkiye’de değil dünyanın birçok yerinde geniş eleştirilere yol açtı.

xAI / X Platformu’nun Açıklamaları

Konuyla ilgili olarak xAI ve X platformu şu açıklamaları yaptı: Potansiyel hakaret veya nefret söylemi içeren çıktıları tespit ettiklerinde bu içerikleri kaldırdıklarını, bot üzerindeki kontrolden haberdar olduklarını ve iyileştirmeler için aktif şekilde çalıştıklarını duyurdular.

Musk’ın sosyal medya üzerinden “Grok’u önemli ölçüde geliştirdik; sorulara yanıt verirken farklılığı hissedeceksiniz” şeklindeki güncelleme duyurusu sonrası yaşanan dönüşüm, eleştirilerin yoğunlaşmasına neden oldu.

Etik Sorunlar ve Küresel Tartışma

Grok vakası, yapay zeka sistemlerinin etik sınırlarının giderek daha fazla sorgulandığını gösteriyor. Yapay zeka modellerindeki eğitim verilerinin kontrolsüz veya toksik olabilmesi, oluşturulan çıktılarda ayrımcılık, nefret söylemi ve hakaret içeriği risklerini artırıyor. Bu nedenle hem teknoloji şirketlerine hem de ulusal ve uluslararası düzenleyicilere daha sıkı denetim ve standartlar getirilmesi gerektiği yeniden gündeme geldi.

Özetle

  • Polonya, Grok’un AB Dijital Hizmetler Yasası’nı ihlal ettiğini değerlendirerek Avrupa Komisyonu’na soruşturma çağrısında bulundu.
  • Erişim engeli dahil tüm seçeneklere açık olduklarını belirttiler.
  • Türkiye’de de hakaret içerikli paylaşımlar nedeniyle hukuki süreç başlatıldı; erişim engeli kararı alındı.
  • Grok’un son güncelleme ile başlayan ağır ve saldırgan ifadeleri, dünya genelinde tartışma yarattı.
  • xAI/X platformu, yaşanan sorunlardan haberdar olduklarını ve müdahale ettiklerini duyurdu.
  • Olay, yapay zeka etiği, içerik denetimi ve regülasyon ihtiyacını yeniden öne çıkarıyor.

The post Polonya AB’ye Başvurdu: Grok’a Soruşturma Talebi Gündemde! first appeared on TNT Haber.

]]>
https://www.tnthaber.net/dunya/polonya-abye-basvurdu-groka-sorusturma-talebi-gundemde/feed/ 0
ABD Ukrayna’ya Silah Sevkiyatını Yeniden Başlatıyor: Pentagon Kararı Geri Aldı https://www.tnthaber.net/gundem/abd-ukraynaya-silah-sevkiyatini-yeniden-baslatiyor-pentagon-karari-geri-aldi/?utm_source=rss&utm_medium=rss&utm_campaign=abd-ukraynaya-silah-sevkiyatini-yeniden-baslatiyor-pentagon-karari-geri-aldi https://www.tnthaber.net/gundem/abd-ukraynaya-silah-sevkiyatini-yeniden-baslatiyor-pentagon-karari-geri-aldi/#respond Tue, 08 Jul 2025 11:32:09 +0000 https://www.tnthaber.net/?p=8359 8 Temmuz 2025 – ABD Başkanı Donald Trump’ın, daha önce Pentagon tarafından durdurulan Ukrayna’ya savunma amaçlı silah sevkiyatını yeniden başlatma kararı, Kiev yönetiminde belirsizliğe yol açtı. Bu belirsizlik, özellikle hava savunma sistemleri başta olmak üzere sürekli ve öngörülebilir yardım beklentisi içindeki Ukrayna tarafından bir “açıklama” talebi olarak duyuruldu. Pentagon’da Stok Endişeleri Geçtiğimiz hafta, Pentagon savunma […]

The post ABD Ukrayna’ya Silah Sevkiyatını Yeniden Başlatıyor: Pentagon Kararı Geri Aldı first appeared on TNT Haber.

]]>
8 Temmuz 2025 – ABD Başkanı Donald Trump’ın, daha önce Pentagon tarafından durdurulan Ukrayna’ya savunma amaçlı silah sevkiyatını yeniden başlatma kararı, Kiev yönetiminde belirsizliğe yol açtı. Bu belirsizlik, özellikle hava savunma sistemleri başta olmak üzere sürekli ve öngörülebilir yardım beklentisi içindeki Ukrayna tarafından bir “açıklama” talebi olarak duyuruldu.

Pentagon’da Stok Endişeleri

Geçtiğimiz hafta, Pentagon savunma bakan yardımcısı Stephen Feinberg’in önerisiyle, savunma bakanı Pete Hegseth, ABD stoklarında kritik silahların sevkiye yeterli seviyede kalmadığı gerekçesiyle Patriot füzeleri, Hellfire füzeleri, GMLRS roketleri, Stinger füzeleri ve 155 mm top mermilerini içeren sevkiyatı durdurmuştu.

Savunma Bakanlığı’nca yapılan açıklamada, “Başkan Trump’ın talimatıyla” Ukrayna’ya yeniden savunma amaçlı silah gönderileceği belirtildi; ancak hangi sistemlerin, hangi miktarlarda gönderileceği netlik kazanmadı.

ABD’nin kritik savunma planları için gerekli Patriot füze stoklarının yalnızca yaklaşık %25 seviyesinde kaldığı ortaya çıktı. Özellikle Ortadoğu’daki operasyonlar ve İran kaynaklı tehlikelere karşı harcanan füzeler bu duruma neden oldu.

Kiev’den Güvenlik Talebi

Ukrayna Savunma Bakanlığı, Washington’dan yapılan “bugünkü adım” konusunda resmi bilgi almadığını açıklarken, özellikle hava savunmasına ilişkin sevkiyatların koordineli ve düzenli şekilde sürdürülmesinin “kritik önem” taşıdığını vurguladı.

Zelenskyy yönetimi, Trump ile gerçekleştirdiği “en başarılı” telefon görüşmesi olarak tanımladığı bu görüşmenin ardından askerî yardım konusunda netlik bekliyor. Kiev yönetimi, hava savunma sistemlerine ek olarak insansız hava aracı ve seyir füzesi savunma kapasitelerini güçlendirme kararlılığını yineliyor.

Rusya’nın Yoğun Saldırıları

Bu süreç tam da Rusya’nın hava saldırılarını artırdığı döneme denk geldi. Kharkiv, Zaporizhzhia ve Odesa gibi büyük şehirlerde yaşanan drone ve füze saldırılarında çok sayıda sivil hayatını kaybetti, yaralandı ve binalar çöktü. Özellikle Kharkiv’deki saldırılarda en az 1 kişi öldü, 60’ın üzerinde kişi yaralandı.

Bu yoğun bombardımanlar, Kiev’in hava savunma sistemlerine duyduğu ihtiyacı daha da netleştirirken, ABD’den gelen silah yardımlarının zamanlamasını stratejik bir mesele haline getirdi.

Cephenin Genişletilmesi

Ukrayna, karşı taarruz kapsamında Rusya sınırları içindeki bazı askeri hedeflere drone saldırıları düzenledi. Moskova bölgesindeki kimyasal tesis ve Krasnodar’daki bir petrol rafinerisi bu saldırılardan zarar gördü. Aynı zamanda Kiev yönetimi, Rusya’nın saldırı koordinasyonunu sağlamak üzere yürüttüğü dezenformasyon faaliyetlerine tepki göstererek, bu tür aksiyonların cephe moralini zedelemeye yönelik olduğunu öne sürdü.

Trump’un Mesajı ve Dış Gerilim

Beyaz Saray’da konuşan Trump, “Daha fazla savunma amaçlı silah göndereceklerini” belirtirken, Putin’e karşı memnuniyetsizliğini açıkça dile getirdi: “Bu insanlar çok sert saldırıya uğruyor; kendilerini savunmaları gerek.”

Öte yandan Kremlin, hangi silahların, ne miktarda gönderileceğini netleştirmenin zaman alacağını belirterek durumu yakından izlediğini ilan etti.

Avrupa’nın Gözlemi

AB ülkeleri ve NATO müttefikleri, ABD stoklarındaki düşüşün yalnızca Ukrayna değil, aynı zamanda kendi güvenlik planlarını da etkilediğini belirtiyor. Almanya, Patriot açığını doldurma yolları arayışında olduklarını; Fransa ve İngiltere ise Ukrayna savunmasına devam kararlılığını güçlendirmiş durumda.

Pentagon, stok yetersizliği nedeniyle silah sevkiyatını durdurdu.
Başkan Trump, bu kararı tersine çevirdi ancak uygulanacak sevkiyatların içeriği belirsiz.
Kiev, koordineli, düzenli ve taşımalı hava savunmasının sürdürülmesini ısrarla talep ediyor.
Rusya, hava saldırılarını artırarak Kiev’in savunma kapasitesini zorlamaya devam ediyor.
Avrupa, ABD’nin stok sorununu yakından izliyor ve yapısal çözüm önerileri geliştiriyor.

Durum hâlâ değişkenlik gösteriyor. ABD’nin hangi silahları, hangi miktarda göndereceği netleşmeden Kiev’in hava savunma dengesini koruması oldukça güç görünüyor. Avrupa ile NATO’nun desteği, stratejik anlamda belirleyici olacak.

The post ABD Ukrayna’ya Silah Sevkiyatını Yeniden Başlatıyor: Pentagon Kararı Geri Aldı first appeared on TNT Haber.

]]>
https://www.tnthaber.net/gundem/abd-ukraynaya-silah-sevkiyatini-yeniden-baslatiyor-pentagon-karari-geri-aldi/feed/ 0
BRICS Ekonomik Gücüyle G7’yi Geride Bıraktı https://www.tnthaber.net/dunya/brics-ekonomik-gucuyle-g7yi-geride-birakti/?utm_source=rss&utm_medium=rss&utm_campaign=brics-ekonomik-gucuyle-g7yi-geride-birakti https://www.tnthaber.net/dunya/brics-ekonomik-gucuyle-g7yi-geride-birakti/#respond Mon, 07 Jul 2025 09:37:28 +0000 https://www.tnthaber.net/?p=8352 Brezilya’da 6–7 Temmuz tarihlerinde düzenlenen BRICS Zirvesi’nde konuşan Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, BRICS ülkelerinin küresel ekonomide giderek artan etkinliğine vurgu yaptı. Putin, topluluğun tüm dünya üzerindeki nesil ve nüfus açısından büyük rolüyle beraber, satın alma gücü paritesine dayanan toplam gayri safi yurtiçi hasılanın (GSYH) 77 trilyon ABD dolarına ulaştığını belirtti. Bu rakam, 57 trilyon […]

The post BRICS Ekonomik Gücüyle G7’yi Geride Bıraktı first appeared on TNT Haber.

]]>
Brezilya’da 6–7 Temmuz tarihlerinde düzenlenen BRICS Zirvesi’nde konuşan Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, BRICS ülkelerinin küresel ekonomide giderek artan etkinliğine vurgu yaptı. Putin, topluluğun tüm dünya üzerindeki nesil ve nüfus açısından büyük rolüyle beraber, satın alma gücü paritesine dayanan toplam gayri safi yurtiçi hasılanın (GSYH) 77 trilyon ABD dolarına ulaştığını belirtti. Bu rakam, 57 trilyon dolarlık G7 ekonomisini yaklaşık 20 trilyon dolar gibi bir farkla geride bırakıyor.

Putin’e göre bu gelişme, çok kutuplu küresel sistemin güçlenişini temsil ediyor. Zira BRICS ülkeleri; politika, güvenlik, ekonomi-finans ile kültürel ve insani ilişkiler alanlarında iş birliğini derinleştiriyor. Üyeler arasında yer alan devletlerin yalnızca coğrafi değil, aynı zamanda bilimsel, teknolojik ve demografik potansiyellerinin de önemli ölçüde geliştiğini ifade etti .

Bu arada, zirvede konuşulan bir diğer kritik konu da BRICS’in genişlemesiyle birlikte çalışmada bazı altyapı eksikleri ortaya çıktığıydı. Zirve deklarasyonunda, çözüm önerileri arasında ortak belge veri tabanlarının oluşturulması ve bilgi paylaşımının sistematik hale getirilmesi önerildi .

BRICS’in yeni üyeleri, bu örgütün küresel siyasi-ekonomik görünürlüğünü daha da artırmış durumda. Afrika, Latin Amerika, Ortadoğu ve Avrasya’dan gelen ülkelerle geniş çaplı bir ağ oluşuyor. Putin, bu yapının yalnızca ekonomik değil, diplomatik ve stratejik anlamda da güç kazandığını öne sürdü .

Tarihî Arkaplan ve Kaynaklar

Uluslararası Para Fonu (IMF) verilerine göre, BRICS’in PPP (Satın Alma Gücü Paritesi) bazlı GSYH’si 2025 yılı itibarıyla 77 trilyon USD’ye ulaşmış durumda. Bu rakam, G7’nin aynı kriterle belirlenen 57 trilyon dolarına net bir üstünlük sağlıyor.

Uvüşmeyi daha iyi anlamak için PPP’nin önemine kısaca değinmek gerekiyor. PPP, paraların reel satın alma gücünü dikkate alarak farklı ekonomilerin gerçek büyüklüğünü karşılaştırmayı mümkün kılar. Bu sayede, döviz kurlarının yapay dalgalanmalarından bağımsız, daha “gerçekçi” bir ekonomik tablo ortaya çıkar.

BRICS’in Stratejik Gelişim Alanları

Putin özellikle beş ana iş birliği eksenine dikkat çekti:

  1. Siyasi ve güvenlik iş birliği — mezkur ülkeler arası jeopolitik diyalog ve ortak güvenlik mekanizmaları,
  2. Ekonomi ve finans — alternatif ödeme sistemleri, yerel parayla ticaret, topluluk içi banka ve rezerv sistemi,
  3. Kültürel ve insani ilişkiler — öğrenci değişimleri, kültürel programlar ve iletişim projeleri,
  4. Bilimsel–teknolojik iş birliği — uzay araştırmaları, yapay zekâ, enerji altyapıları,
  5. İnsani yardımlar ve kalkınma projeleri — örneğin sağlık, tarım, afet yönetimi alanlarında ortak destek programları .

Putin, BRICS’in dünya düzeninde tek taraflı (unipolar) yaklaşımın yerini çok merkezli bir yapıya bırakması gerektiğini savunuyor. Bu bağlamda G7’nin mevcut modelinin artık geçerliliğini yitirdiğini ve küresel zenginleri önceleyen eski paradigmaya dayandığını dile getirdi.

Brezilya’nın Rolü ve Zirvenin Özeti

Brezilya’nın 2025 dönemi BRICS başkanlığını üstlenmesiyle, zirvenin Rio de Janeiro’da düzenlenmesi anlamlı bir görünüm kazandı. Putin, zirvede plenar oturumlara video konferans ile katıldı. Bu tercihin ardında yatan nedenlerden biri, zincirlenmiş güvenlik stratejileri ve küresel katılım modeli olarak ön plana çıktı.

Brezilya Devlet Başkanı Lula da Silva’nın girişimleriyle bu toplantının “stratejik ortaklık” diplomasisinin odak noktası haline geldiği Putin tarafından açıklandı .

Zirve Bildirisinin Aktardıkları

BRICS zirvesinden yayınlanan bildiride öne çıkan bazı noktalar şöyle sıralanabiliyor:

  • Yüksek oranda kalkınma içeren sosyal yatırımlar: Sağlık, eğitim, altyapı, dijitalleşme.
  • Kadın hakları ve liderlik: BRICS ülkelerinin kadınların tüm sektörlerde etkinliğini artırma taahhüdü .
  • Enerji piyasalarının istikrarına vurgu: Gelişmekte olan ülkeler için fosil yakıtlardan geçişin kademeli ve sorumlu yapılması gerekliliği .
  • Finansal araçların çeşitlendirilmesi: Yerel para birimleriyle ticaretin teşviki, BRICS Rezerv Düzenlemesi’nin modernizasyonu .
  • Uzay, kriz ve afet yönetimi: Başta uzay teknolojilerinin barışçıl kullanımı olmak üzere, küresel afetlere karşı dayanıklılık mekanizmalarının güçlendirilmesi .

BRICS’in Yeni Dünyadaki Yeri

Putin’in sözleri çerçevesinde BRICS, artık sade bir müttefikler grubu değil; siyasetten finansal sisteme, teknolojiden kültürel diplomasiye kadar farklı alanlarda oyuncu bir küresel yapı. Bu dinamizme karşılık G7’nin daha sınırlı bir ekonomik prototiple karşılaştırılması hem stratejik dengeleri değiştiriyor hem de çok merkezli dünya idealini güçlendiriyor.

Geçici olarak 6–7 Temmuz 2025’te gerçekleştirilen zirve, bu ideolojinin fiili kanıtı niteliğinde: Artık BRICS sadece ekonomik bir güç değil, çok boyutlu bir küresel aktör.

The post BRICS Ekonomik Gücüyle G7’yi Geride Bıraktı first appeared on TNT Haber.

]]>
https://www.tnthaber.net/dunya/brics-ekonomik-gucuyle-g7yi-geride-birakti/feed/ 0
ABD Meclisi’nden Tartışmalı Tasarı Geçti: Sağlık Kesintileri ve Göçmenlik Artışı https://www.tnthaber.net/gundem/abd-meclisinden-tartismali-tasari-gecti-saglik-kesintileri-ve-gocmenlik-artisi/?utm_source=rss&utm_medium=rss&utm_campaign=abd-meclisinden-tartismali-tasari-gecti-saglik-kesintileri-ve-gocmenlik-artisi https://www.tnthaber.net/gundem/abd-meclisinden-tartismali-tasari-gecti-saglik-kesintileri-ve-gocmenlik-artisi/#respond Fri, 04 Jul 2025 14:51:57 +0000 https://www.tnthaber.net/?p=8328 3 Temmuz 2025’te, ABD Temsilciler Meclisi’nden 218–214 gibi dar bir oy farkıyla geçen “One Big Beautiful Bill” (OBBBA), yani “Büyük Güzel Tasarı” Başkan Donald Trump’ın ikinci dönem ajandasının merkezini oluşturuyor. Bu bütçe-torf tasarısı, 2017 vergi indirimlerini kalıcı hale getiriyor, düşük gelirli bireyleri doğrudan etkileyen sağlık ve beslenme programlarına büyük kesintiler getiriyor ve göçmenlik bürokrasisine – […]

The post ABD Meclisi’nden Tartışmalı Tasarı Geçti: Sağlık Kesintileri ve Göçmenlik Artışı first appeared on TNT Haber.

]]>
3 Temmuz 2025’te, ABD Temsilciler Meclisi’nden 218–214 gibi dar bir oy farkıyla geçen “One Big Beautiful Bill” (OBBBA), yani “Büyük Güzel Tasarı” Başkan Donald Trump’ın ikinci dönem ajandasının merkezini oluşturuyor. Bu bütçe-torf tasarısı, 2017 vergi indirimlerini kalıcı hale getiriyor, düşük gelirli bireyleri doğrudan etkileyen sağlık ve beslenme programlarına büyük kesintiler getiriyor ve göçmenlik bürokrasisine – özel olarak ICE – devasa kaynaklar aktarıyor.

Ana Hükümler:

  1. Vergi İndirimleri: 2017 yılında yapılan vergi indirimleri kalıcı hale getiriliyor. Düşük gelirli çalışanların bahşiş gelirleriyle ilgili bazı vergi avantajları olacakken, yüksek gelir sahiplerine yönelik büyük vergi kolaylıkları da kalıcılaşıyor .
  2. Medicaid, ACA ve SNAP Kesintileri: Medicaidle ilgili 1 trilyon doları aşan kesinti öngörülüyor. ACA (Affordable Care Act) sigorta sübvansiyonları geri çevriliyor, SNAP (gıda yardımı) hakları kısıtlanıyor. Bu durumun özellikle kırsal kesimde hastane kapanışlarına, sağlık hizmetlerinde azalmaya ve çocuk açlığına yol açacağı tahmin ediliyor .
  3. Göçmenlik Yatırımı: ICE (Göçmenlik ve Gümrük Muhafaza Dairesi) için 170 milyar dolar kaynak ayrıldı. Bu bütçe, FBI, DEA gibi kurumları aşan bütçesiyle çok daha büyük bir göçmenlik baskı gücü yaratıyor .
  4. Milli Borç Artışı: CBO’ya göre bu tasarının önümüzdeki 10 yıl içinde ulusal borçta yaklaşık 3,3 trilyon dolar artışa sebep olması bekleniyor .

Demokratların Tepkileri ve Eleştirileri

“Karanlık Bir Gün”

Demokrat Parti liderleri bu tasarıyı güçlü ifadelerle kınadı. Özellikle DNC Başkanı Ken Martin, “zengin olmayanlar umurunda değil” sözleriyle eleştirdi.

Senatör Raphael Warnock, kırsal hastane kapanışlarının ve milyonlarca kişinin sağlık hakkını kaybetmesinin önünü açacağını belirtti:

“Bu ülke için karanlık bir gün” .

Temsilci Rashida Tlaib, medyaya bu tasarıyı “iğrenç” ve “toplumlara karşı şiddet” olarak tanımladı. ABD’de yılda 50 bin kişinin bu tür kesintiler yüzünden ölebileceğini söyledi .

Ocasio‑Cortez’den Sert Eleştiri

Rep. Alexandria Ocasio‑Cortez, bu yasa ile “ICE’in FBI, DEA ve diğerlerini gölgede bırakan bir güce eriştiğini” vurguladı. “Herkesin kaybolduğu bir ortam yaratıyor” dedi.

Ayrıca, düşük gelirli bireylerin vergi avantajlarının erimesi, medicaid kapsamının daraltılması ve SNAP faydalarının düşürülmesini “zenginler için fayda, yoksullar için ceza” olarak nitelendirdi .

Demokrat Stratejisi ve 2026 Seçimleri

Demokrat stratejistler, bu tasarının 2026 ara seçimlerinde kampanya merkezi olacağını belirtiyor. Cumhuriyetçilerin elinde zenginlerin çıkarlarını savunan bir öz ile kamuoyuna yansıyacağı görüşünde. House Majority PAC’den yapılan açıklamada da, bu tasarının “zehirli bir ajanda” olduğu, bunun bedelini cumhuriyetçi milletvekillerinin ödeyeceği ifade edildi.

Uzmanlar: Borç ve Ekonomi

Maya MacGuineas (Sorumlu Federal Bütçe Komitesi başkanı) bu tasarının “en pahalı, en yanlış ve cehaletle hazırlanmış bütçe tasarısı” olduğunu söyledi. Uyarısı borç yükünün gelecek kuşaklara aktarılması konusundaki endişelerle ilgiliydi.

Kongre ve Cumhuriyetçi Görüş

Temsilciler Meclisi’nde yalnızca iki Cumhuriyetçi — Thomas Massie (Kentucky) ve Brian Fitzpatrick (Pensilvanya) — tasarıya “hayır” dedi. Bu da partinin büyük ölçüde birlik olarak hareket ettiğini gösteriyor.

Temsilci Ocasio‑Cortez “bu kadar dar oy farkıyla geçmesi de normal değil” dedi; bu durum tasarının dengeli bir fikir değişimi ya da kamu rahatsızlığını yeterince dikkate almadığını düşündürüyor .

Kırsal Amerikalılar ve Sağlık Hizmeti

Özellikle kırsal bölgelerdeki sağlık sistemleri için ciddi riskler konuşuluyor. Kuzey Karolina’daki Medicaid kesintilerinin bölgenin sel sonrası toparlanma sürecini sekteye uğratacağı belirtiliyor. Medicaid’in ABD’deki 71 milyon vatandaşın sağlık sigortası altyapısını oluşturduğu ve bu programın kesintisiyle kırsal hastane ve kliniklerin kapanacağı tahmin ediliyor.

Trump ve Kutlama Atmosferi

Trump, 4 Temmuz Bağımsızlık Günü’ndeki mitinginde bu tasarıyı “One Big Beautiful Bill” olarak övdü. Aynı etkinlikte ICE bütçesine övgüyle bakarken, vergi indirimleriyle orta sınıfa destek sunduğunu iddia etti.

Ancak o konuşmada, Yahudi finans sektörü eleştirilerini ifade etmek için kullanılan “shylocks” terimi büyük tepki topladı.

Genel Değerlendirme

  • Tasarının genel etkisi: Zenginlere kalıcı muafiyetler sağlanması, göçmenlik güçlendirilmesi, sağlık ve sosyal yardımların azaltılması.
  • Demokratların tepkisi: Çok sert; “şiddet”, “karanlık gün”, “ölümlere sebep olacak” gibi ifadelerle tanımlanıyor.
  • Ekonomik kaygılar: 3,3 trilyon dolarlık deficit yükü ve gelecek nesillere borç transferi ciddi uyarılar getiriyor.
  • Kırılganlıklar: Kırsal bölgelerin sağlık sistemleri, düşük gelirli aileler ve kamuoyu algısı eksik bilgiyle şekillenecek.

The post ABD Meclisi’nden Tartışmalı Tasarı Geçti: Sağlık Kesintileri ve Göçmenlik Artışı first appeared on TNT Haber.

]]>
https://www.tnthaber.net/gundem/abd-meclisinden-tartismali-tasari-gecti-saglik-kesintileri-ve-gocmenlik-artisi/feed/ 0