usa - TNT Haber https://www.tnthaber.net En Son Haber, Güncel Haber Mon, 15 Dec 2025 12:40:04 +0000 tr hourly 1 https://wordpress.org/?v=6.9 https://www.tnthaber.net/wp-content/uploads/2025/02/cropped-favicon-32x32.jpg usa - TNT Haber https://www.tnthaber.net 32 32 ABD’den Ruanda’ya Sert Suçlama Barış Anlaşması İhlal Edildi Doğu Kongo’da Gerilim Tırmanıyor https://www.tnthaber.net/dunya/abdden-ruandaya-sert-suclama-baris-anlasmasi-ihlal-edildi-dogu-kongoda-gerilim-tirmaniyor/?utm_source=rss&utm_medium=rss&utm_campaign=abdden-ruandaya-sert-suclama-baris-anlasmasi-ihlal-edildi-dogu-kongoda-gerilim-tirmaniyor https://www.tnthaber.net/dunya/abdden-ruandaya-sert-suclama-baris-anlasmasi-ihlal-edildi-dogu-kongoda-gerilim-tirmaniyor/#respond Mon, 15 Dec 2025 12:39:59 +0000 https://www.tnthaber.net/?p=9151 ABD, Ruanda’yı Demokratik Kongo Cumhuriyeti ile imzalanan barış anlaşmasını ihlal etmekle suçladı. Washington’dan yapılan açıklamada, Doğu Kongo’da son günlerde artan çatışmaların barış sürecini tehlikeye attığı vurgulandı. Özellikle Ruanda’nın destek verdiği iddia edilen silahlı grupların yeniden saldırıya geçmesi, bölgedeki kırılgan dengeleri sarsmış durumda. ABD’li yetkililer, kısa süre önce imzalanan barış mutabakatının açık hükümlerine rağmen çatışmaların durmadığını […]

The post ABD’den Ruanda’ya Sert Suçlama Barış Anlaşması İhlal Edildi Doğu Kongo’da Gerilim Tırmanıyor first appeared on TNT Haber.

]]>
ABD, Ruanda’yı Demokratik Kongo Cumhuriyeti ile imzalanan barış anlaşmasını ihlal etmekle suçladı. Washington’dan yapılan açıklamada, Doğu Kongo’da son günlerde artan çatışmaların barış sürecini tehlikeye attığı vurgulandı. Özellikle Ruanda’nın destek verdiği iddia edilen silahlı grupların yeniden saldırıya geçmesi, bölgedeki kırılgan dengeleri sarsmış durumda.

ABD’li yetkililer, kısa süre önce imzalanan barış mutabakatının açık hükümlerine rağmen çatışmaların durmadığını ve bunun kabul edilemez olduğunu belirtti. Açıklamada, barışı bozan tarafların sorumluluklarından kaçamayacağı ve diplomatik ile siyasi sonuçlarla karşılaşabileceği mesajı verildi. Washington, bölgedeki tüm aktörleri anlaşma şartlarına uymaya çağırdı.

Doğu Kongo’da faaliyet gösteren M23 adlı silahlı grubun son dönemde bazı stratejik noktaları ele geçirmesi, krizin yeniden derinleşmesine yol açtı. Söz konusu ilerlemeler, barış anlaşmasının imzalanmasının hemen ardından yaşanması nedeniyle uluslararası toplumda ciddi soru işaretleri yarattı. ABD, bu gelişmelerin tesadüf olmadığını ve dış destek olmadan gerçekleşemeyeceğini savunuyor.

Birleşmiş Milletler raporları ve bölgedeki gözlemciler, Ruanda’nın M23 üzerindeki etkisine uzun süredir dikkat çekiyor. Kigali yönetimi ise bu iddiaları reddederek, Kongo tarafının kendi iç güvenlik sorunlarını örtbas etmeye çalıştığını öne sürüyor. Ruanda, sınır güvenliğini tehdit eden silahlı unsurlara karşı önlem aldığını savunurken, doğrudan bir destek ilişkisini kabul etmiyor.

Çatışmaların yeniden şiddetlenmesi, siviller üzerinde ağır bir insani yük oluşturmuş durumda. Binlerce kişi evlerini terk etmek zorunda kalırken, bölgedeki temel altyapı ve sağlık hizmetleri ciddi şekilde zarar gördü. Yardım kuruluşları, insani krizin derinleştiği uyarısında bulunuyor ve acil ateşkes çağrıları yapıyor.

Doğu Kongo, zengin maden kaynakları nedeniyle yıllardır silahlı grupların ve bölgesel güç mücadelesinin odağında yer alıyor. Bu durum, çatışmaların sadece güvenlik değil, ekonomik ve jeopolitik boyutlar da taşımasına neden oluyor. Uzmanlara göre barış anlaşmasının kalıcı olabilmesi için yalnızca silahların susması değil, bölgedeki ekonomik çıkar çatışmalarının da kontrol altına alınması gerekiyor.

ABD’nin Ruanda’ya yönelik suçlamaları, Orta Afrika’daki krizin yeniden uluslararası gündemin üst sıralarına taşınmasına yol açtı. Diplomatik baskının artması beklenirken, barış sürecinin geleceği belirsizliğini koruyor. Tarafların atacağı adımlar, Doğu Kongo’da istikrarın sağlanıp sağlanamayacağını belirleyecek kritik bir dönemece işaret ediyor.

The post ABD’den Ruanda’ya Sert Suçlama Barış Anlaşması İhlal Edildi Doğu Kongo’da Gerilim Tırmanıyor first appeared on TNT Haber.

]]>
https://www.tnthaber.net/dunya/abdden-ruandaya-sert-suclama-baris-anlasmasi-ihlal-edildi-dogu-kongoda-gerilim-tirmaniyor/feed/ 0
Fed’de kritik toplantı: Piyasalar indirimi bekliyor https://www.tnthaber.net/gundem/fedde-kritik-toplanti-piyasalar-indirimi-bekliyor/?utm_source=rss&utm_medium=rss&utm_campaign=fedde-kritik-toplanti-piyasalar-indirimi-bekliyor https://www.tnthaber.net/gundem/fedde-kritik-toplanti-piyasalar-indirimi-bekliyor/#respond Tue, 09 Dec 2025 05:10:48 +0000 https://www.tnthaber.net/?p=9133 ABD Merkez Bankası Fed 9 10 Aralık tarihlerinde yapılacak yılın son politika toplantısına hazırlanıyor. Bu buluşma, küresel finans piyasaları için “kritik kırılma noktası” olarak görülüyor çünkü para politikasının seyri, piyasa beklentilerinin şekillenmesinde belirleyici olacak. Neden bu toplantı önemli? Ne bekleniyor? Piyasa katılımcılarının büyük bölümü, politika faizinin 25 baz puan indirilerek düşürüleceğini öngörüyor. Bu adım, hem […]

The post Fed’de kritik toplantı: Piyasalar indirimi bekliyor first appeared on TNT Haber.

]]>
ABD Merkez Bankası Fed 9 10 Aralık tarihlerinde yapılacak yılın son politika toplantısına hazırlanıyor. Bu buluşma, küresel finans piyasaları için “kritik kırılma noktası” olarak görülüyor çünkü para politikasının seyri, piyasa beklentilerinin şekillenmesinde belirleyici olacak.

Neden bu toplantı önemli?

  • Son açıklamalar ve piyasa sinyalleri, Fed’in bu toplantıda faiz indirimi yapabileceğine işaret ediyor.
  • Özellikle Nomura kurumunun yorumları dikkat çekiyor Nomura, daha önce “faizleri sabit tutma” yönündeki beklentisini değiştirdi ve Fed’in bu kez indirim yapacağı görüşüne geçti.
  • Fed içindeki yetkililer arasında da “güvercin” (yedek para politikasına eğilimli) ve “şahin” (sıkı para politikasından yana) görüş ayrılıkları devam ediyor; bu da kararın sürprize açık olduğunu gösteriyor.

Ne bekleniyor?

Piyasa katılımcılarının büyük bölümü, politika faizinin 25 baz puan indirilerek düşürüleceğini öngörüyor. Bu adım, hem ABD’deki borçlanma maliyetlerini hem de küresel finans piyasalarının yönünü etkileyebilir.

Aynı zamanda, Fed’den gelecek açıklamalar ekonomiye dair görünüm, enflasyon ve işgücü piyasasının durumu 2026’daki faiz politikası için de sinyal verecek.

Olası senaryolar ve riskler

  • Eğer Fed indirime giderse, küresel borçlanma maliyetleri düşer; bu, hisse senetleri, emtia ve döviz piyasalarında yukarı yönlü hareketler getirebilir.
  • Ancak kararın beklenenden “şahin” olması ya da indirimin çok sınırlı kalması, piyasada hayal kırıklığına yol açabilir bu da sert fiyat dalgalanmalarına neden olabilir.
  • Fed üyeleri arasındaki görüş ayrılığı ve ekonomik verilerin kafa karıştırıcı olması, karar sonrası iletişimin önemini artırıyor; çünkü sadeleştirilmeyen mesajlar belirsizliği derinleştirebilir.

Neden tüm dünya buna odaklandı?

Fed, dünya ekonomisinde “referans merkez bankası” konumunda. Onun faiz kararı, doların değerini, borçlanma maliyetlerini, emtia fiyatlarını ve küresel sermaye akımlarını belirliyor. Dolayısıyla bu toplantı, sadece ABD değil tüm dünya için kritik.

Piyasalar şu an zil çalıyor. Fed’in bu toplantıda atacağı adım, ekonomik dengeleri yeniden şekillendirebilir.

The post Fed’de kritik toplantı: Piyasalar indirimi bekliyor first appeared on TNT Haber.

]]>
https://www.tnthaber.net/gundem/fedde-kritik-toplanti-piyasalar-indirimi-bekliyor/feed/ 0
Maduro Yönetimi Ateş Püskürdü ABD’nin Tanımlaması Gerçek Dışı ve Tehlikeli https://www.tnthaber.net/dunya/maduro-yonetimi-ates-puskurdu-abdnin-tanimlamasi-gercek-disi-ve-tehlikeli/?utm_source=rss&utm_medium=rss&utm_campaign=maduro-yonetimi-ates-puskurdu-abdnin-tanimlamasi-gercek-disi-ve-tehlikeli https://www.tnthaber.net/dunya/maduro-yonetimi-ates-puskurdu-abdnin-tanimlamasi-gercek-disi-ve-tehlikeli/#respond Tue, 25 Nov 2025 13:47:52 +0000 https://www.tnthaber.net/?p=9096 Latin Amerika ekseninde sular yeniden ısınıyor. ABD yönetiminin Venezuela ile ilgili attığı adımlar, bölgede diplomatik ve güvenlik dengelerini aynı anda sarsıyor. Özellikle Donald Trump cephesinden gelen son hamle, krizi yeni bir boyuta taşıdı: Washington’un uzun süredir yaptırımlar ve baskı politikalarıyla sıkıştırdığı Nicolás Maduro ile doğrudan görüşme planı gündeme bomba gibi düştü. Ancak bu planın ardındaki […]

The post Maduro Yönetimi Ateş Püskürdü ABD’nin Tanımlaması Gerçek Dışı ve Tehlikeli first appeared on TNT Haber.

]]>
Latin Amerika ekseninde sular yeniden ısınıyor. ABD yönetiminin Venezuela ile ilgili attığı adımlar, bölgede diplomatik ve güvenlik dengelerini aynı anda sarsıyor. Özellikle Donald Trump cephesinden gelen son hamle, krizi yeni bir boyuta taşıdı: Washington’un uzun süredir yaptırımlar ve baskı politikalarıyla sıkıştırdığı Nicolás Maduro ile doğrudan görüşme planı gündeme bomba gibi düştü.

Ancak bu planın ardındaki en kritik detay, ABD’nin kısa süre önce Maduro rejimini ve rejime bağlı bazı yapılanmaları “yabancı terör örgütü” kategorisine alması oldu. Özellikle Venezuela güvenlik yapıları içinde yer aldığı iddia edilen “Cartel de los Soles” (Güneşler Karteli) adıyla anılan oluşumun terör listesine eklenmesi, tansiyonu dramatik biçimde yükseltti.

Terör Listesi ile Diplomasi Arasında Çifte Yüzlü Politika

ABD’nin söz konusu tanımlaması, sadece diplomatik bir mesajdan ibaret değil. Terör örgütü etiketi, Washington’a hem daha sert yaptırımlar uygulama fırsatı sunuyor hem de askeri-siyasi müdahale seçeneklerini genişletiyor. ABD iç hukukunda terör örgütü ilan edilen bir yapılanmaya karşı ekonomik, siyasi ve operasyonel adımların önü açılıyor.

Bu nedenle, bir yandan terör tanımlaması yapılırken diğer yandan Maduro ile “doğrudan görüşme” niyeti, uzmanlar tarafından ciddi bir çelişki olarak değerlendiriliyor. Diplomasi dilinde kapı aralansa bile güvenlik literatüründe kapı hızla kapanıyor.

Caracas: “Bu Tanım Gerçek Dışı, Siyasi Manipülasyon”

Venezuela cephesi ise ABD’nin bu adımını sert bir dille reddediyor. Caracas yönetimi, terör tanımının “tamamen gerçek dışı ve siyasi motivasyonlu” olduğunu savunuyor. Maduro yönetimine göre Washington, bu tür tanımlamalarla ülkeye karşı yeni bir müdahale gerekçesi oluşturmaya çalışıyor.

Venezuelalı yetkililer, söz konusu listelemenin ülkenin iç işlerine açık bir müdahale olduğunu, ekonomik ablukanın yeni bir faza taşındığını ve bu adımların ülke istikrarını hedef aldığını belirtiyor. Ayrıca bu yaklaşımın, bölgedeki diğer Latin Amerika ülkelerine de baskı mesajı içerdiğine dikkat çekiliyor.

Uzmanlar Uyarıyor: “Müdahale İçin Zemin Hazırlanıyor Olabilir”

Siyasi analistler, bu gelişmelerin yalnızca bir diplomatik hamle olmadığını, çok daha derin bir jeopolitik satranç oyununun parçası olabileceğini dile getiriyor.

Birçok uzman, ABD’nin Maduro yönetimini terör örgütleriyle ilişkilendirmesinin, ileride uygulanabilecek askeri ve operasyonel müdahaleler için hukuki ve siyasi zemin oluşturabileceğini belirtiyor.

Washington’un bölgedeki enerji kaynakları, göç akışı ve Çin–Rusya etkisini sınırlama hedefleriyle Venezuela’ya özel bir önem verdiği biliniyor. Bu nedenle atılan her adım, sadece iki ülke arasındaki gerilimi değil, tüm bölgeyi ilgilendiren bir dış politika bileşenine dönüşüyor.

Diplomatik Riskler Artıyor: Çatışma Olasılığı Yükseliyor

Trump yönetiminin Maduro ile görüşme isteği, yüzeyde bir yumuşama girişimi gibi dursa da aslında arka planda çok daha sert bir strateji barındırıyor olabilir. Zira terör tanımı, görüşme masasına oturulsa bile Washington’un elini güçlendiren, Caracas’ın ise hareket alanını daraltan bir unsur.

Bu çelişkili yaklaşım, bölgede:

  • Ekonomik ambargoların derinleşmesi,
  • Diplomatik kopuşların hızlanması,
  • Askerî gerilimin tırmanması,
  • Dış aktörlerin (özellikle Rusya ve Çin) daha fazla devreye girmesi gibi riskleri beraberinde getiriyor.

ABD Venezuela Hattında Belirsizlik Tavan Yapmış Durumda

Bölgedeki son gelişmeler, yalnızca iki ülkenin ilişkilerini değil, Latin Amerika’nın gelecekteki güç dengelerini de doğrudan etkileyecek bir dönemece işaret ediyor. ABD’nin hem diyalog çağrısı yapıp hem de terör tanımıyla baskıyı artırması, krizi daha öngörülemez hâle getiriyor.

Önümüzdeki süreçte atılacak adımlar, ya diplomatik bir çözümün önünü açacak ya da bölgeyi yıllardır görülmemiş bir kırılmaya sürükleyecek gibi görünüyor.

The post Maduro Yönetimi Ateş Püskürdü ABD’nin Tanımlaması Gerçek Dışı ve Tehlikeli first appeared on TNT Haber.

]]>
https://www.tnthaber.net/dunya/maduro-yonetimi-ates-puskurdu-abdnin-tanimlamasi-gercek-disi-ve-tehlikeli/feed/ 0
ABD’nin Gemi Operasyonu Eşiğinde Karayip’ten Pasifik’e Narkoterör Avı https://www.tnthaber.net/dunya/abdnin-gemi-operasyonu-esiginde-karayipten-pasifike-narkoteror-avi/?utm_source=rss&utm_medium=rss&utm_campaign=abdnin-gemi-operasyonu-esiginde-karayipten-pasifike-narkoteror-avi https://www.tnthaber.net/dunya/abdnin-gemi-operasyonu-esiginde-karayipten-pasifike-narkoteror-avi/#respond Tue, 11 Nov 2025 14:04:05 +0000 https://www.tnthaber.net/?p=9059 ABD Savunma Bakanı Pete Hegseth, Donald Trump yönetimindeki yeni askeri operasyon kapsamında Karayipler’den Pasifik’e uzanan bölgede dört gemiye düzenlenen saldırılarda 14 kişinin öldüğünü, bir kişinin ise kurtarıldığını açıkladı. Bu olayla birlikte eylül ayından bu yana düzenlenen operasyonlarda toplam ölüm sayısı 50’yi geçti. Yetkililere göre, hedef alınan gemiler uyuşturucu taşımakla suçlanan “yasadışı gruplara” aitti. Operasyonların uluslararası […]

The post ABD’nin Gemi Operasyonu Eşiğinde Karayip’ten Pasifik’e Narkoterör Avı first appeared on TNT Haber.

]]>
ABD Savunma Bakanı Pete Hegseth, Donald Trump yönetimindeki yeni askeri operasyon kapsamında Karayipler’den Pasifik’e uzanan bölgede dört gemiye düzenlenen saldırılarda 14 kişinin öldüğünü, bir kişinin ise kurtarıldığını açıkladı. Bu olayla birlikte eylül ayından bu yana düzenlenen operasyonlarda toplam ölüm sayısı 50’yi geçti.

Yetkililere göre, hedef alınan gemiler uyuşturucu taşımakla suçlanan “yasadışı gruplara” aitti. Operasyonların uluslararası sularda gerçekleştirildiği, bazı gemilerin radar kayıtlarında kaçakçılık rotalarında tespit edildiği ifade edildi. Ancak saldırıların yasal zemini konusunda ciddi tartışmalar yaşanıyor.

Pete Hegseth, bu operasyonları “narkoterörle mücadele” olarak tanımlarken, bazı hukukçular ABD’nin bu tür askeri eylemleri Kongre onayı olmadan yapmasının uluslararası hukuk açısından sorunlu olduğunu belirtti. Eleştiriler, özellikle kimlerin hedef alındığı ve öldürülen kişilerin gerçekten suçlu olup olmadığının bilinmemesinden kaynaklanıyor.

Operasyonların coğrafi kapsamı da giderek genişliyor. Başlangıçta Karayip Denizi ile sınırlı olan saldırılar, kısa sürede Pasifik kıyılarına kadar uzandı. Hegseth, bu genişlemenin sadece denizde değil, gerekirse kara hedeflerinde de operasyon yapılabileceğinin işareti olduğunu söyledi. ABD donanmasına bağlı uçak gemileri ve destroyerlerin bölgeye yönlendirilmesi, kampanyanın kapsamının büyüdüğünü gösteriyor.

Latin Amerika ülkeleri ise bu gelişmeden rahatsız. Kolombiya ve Venezuela yönetimleri, ABD’nin bu saldırılarını “yeni bir emperyalist müdahale” olarak yorumladı. Bazı bölge liderleri, operasyonların bölgesel istikrarsızlığı artırdığını ve sivil kayıplara yol açabileceğini dile getirdi.

Uluslararası hukuk uzmanları, bu operasyonların Birleşmiş Milletler ilkeleriyle uyumlu olup olmadığının belirsizliğine dikkat çekiyor. ABD’nin “terörle mücadele” gerekçesiyle başka ülkelerin kara sularına veya açık denizlere askeri müdahale düzenlemesi, diplomatik kriz riskini de beraberinde getiriyor.

Analistlere göre bu kampanyanın arkasında yalnızca uyuşturucu trafiğini durdurma hedefi yok. ABD’nin bölgede artan askeri varlığı, aynı zamanda Çin ve Rusya’nın Latin Amerika’daki etkisine karşı bir güç gösterisi olarak da değerlendiriliyor. Bu durum, operasyonların jeopolitik boyutunu güçlendiriyor.

Sonuç olarak, ABD’nin Karayipler ve Pasifik’te yürüttüğü deniz operasyonları, sadece uyuşturucu ile mücadele değil, aynı zamanda yeni bir askeri stratejinin sinyali olarak görülüyor. Bu hamle, bölge ülkeleriyle diplomatik gerginlikleri artırırken, uluslararası hukukun sınırlarını da yeniden tartışmaya açıyor. Önümüzdeki haftalarda operasyonların kara hedeflerine uzanması bekleniyor.

The post ABD’nin Gemi Operasyonu Eşiğinde Karayip’ten Pasifik’e Narkoterör Avı first appeared on TNT Haber.

]]>
https://www.tnthaber.net/dunya/abdnin-gemi-operasyonu-esiginde-karayipten-pasifike-narkoteror-avi/feed/ 0
New York’ta tarihi zafer Mamdani Trump’a göz kırptı Demokratlar coştu https://www.tnthaber.net/dunya/new-yorkta-tarihi-zafer-mamdani-trumpa-goz-kirpti-demokratlar-costu/?utm_source=rss&utm_medium=rss&utm_campaign=new-yorkta-tarihi-zafer-mamdani-trumpa-goz-kirpti-demokratlar-costu https://www.tnthaber.net/dunya/new-yorkta-tarihi-zafer-mamdani-trumpa-goz-kirpti-demokratlar-costu/#respond Wed, 05 Nov 2025 08:00:26 +0000 https://www.tnthaber.net/?p=9031 ABD’nin en kalabalık şehirlerinden biri olarak öne çıkan New York City’de gerçekleşen belediye başkanlığı seçiminde, adaylık süreci kadar sonuçları da dikkat çekti. 34 yaşındaki Zohran Mamdani, eski vali Andrew Cuomo ile Cumhuriyetçi rakip Curtis Sliwa’yı açık ara geride bırakarak şehrin yeni belediye başkanı seçildi. Mamdani, seçim gecesi yaptığı konuşmada doğrudan Başkan Donald Trump’a hitap ederek […]

The post New York’ta tarihi zafer Mamdani Trump’a göz kırptı Demokratlar coştu first appeared on TNT Haber.

]]>
ABD’nin en kalabalık şehirlerinden biri olarak öne çıkan New York City’de gerçekleşen belediye başkanlığı seçiminde, adaylık süreci kadar sonuçları da dikkat çekti. 34 yaşındaki Zohran Mamdani, eski vali Andrew Cuomo ile Cumhuriyetçi rakip Curtis Sliwa’yı açık ara geride bırakarak şehrin yeni belediye başkanı seçildi.

Mamdani, seçim gecesi yaptığı konuşmada doğrudan Başkan Donald Trump’a hitap ederek “Sesini aç” diyerek meydan okudu. Bu ifadeyle, sadece şehir yönetiminde değil, ülke genelinde yükselen popülist ve bölücü söyleme karşı bir mesaj verdi. Ayrıca görev başlangıcında New York’un göçmenlerle kurulmuş bir şehir olduğunu vurgulayıp, “Bu şehir göçmenlerle inşa edildi, bu gece itibarıyla göçmenlerden biri tarafından yönetilecek” dedi.

Seçimin bir başka öne çıkan yönü, rekor düzeyde katılımla yapılması oldu. Şehrin oy verme mekanizması ve seçmen mobilizasyonu, son elli yılın en yüksek düzeyine ulaştı. Bu durum, seçmenlerin değişim arzusunun güçlü olduğunu ve mevcut siyasi yapıdan memnun olmadıklarını göstermesi bakımından önemli.

Mamdani, zaferini ilan ederken sadece kendi başarı hikâyesini değil, partisi için de kritik bir dönemeç olduğunu ima etti. Bu zaferle birlikte, ülke genelinde Demokrat Parti için de önemli bir moral kaynağı doğdu. Zira aynı gecede Abigail Spanberger Virginia’da, Mikie Sherrill ise New Jersey’de iktidar partilerinin koltuğuna oturdu. Bu zincirleme başarılar, parti içindeki ilerici eğilimlerin ve genç liderlerin yükselişte olduğuna dair sinyal verdi.

Eskiden vali olarak görev yapan Andrew Cuomo’nun adaylığı ise birçok analist tarafından stratejik bir hamle olarak görülmekle birlikte, seçimin sonucuna doğrudan etkili olamadı. Araştırmalara göre Mamdani, diğer adayları toplam oy yüzdesiyle geride bıraktı ve bu açık fark, Cuomo’nun adaylığıyla ilgili tartışmaları gölgede bıraktı.

Zafer konuşmasında Mamdani, “Bu şehir bir ışık olacak” sözünü kullandı ve bölünmüş yapıların yerine birlik mesajı verdi. Şehrin yönetimi boyunca özellikle konut, ulaşım ve göçmen entegrasyonu gibi alanlara ağırlık vereceğini ifade etti. Ayrıca antisemitizmle mücadeleyi öncelikleri arasında saydı.

Bu sonuçlar, ülkenin siyasi coğrafyasında önemli bir kırılma noktasını işaret ediyor. Seçim gecesi, sadece yerel yönetim için değil, ulusal siyaset için de bir gösterge niteliği taşıdı. Özellikle genç, çeşitliliğe açık, ve değişim isteyen seçmenin yön verdiği bu sonuç, önümüzdeki süreçte hangi politikaların öne çıkabileceğini de göstermesi bakımından değerli.

New York şehrinde yaşanan bu değişim, yerel seçimlerin ötesinde bir sembol haline geldi: gençliğin, çeşitliliğin ve ilerici siyasetlerin yeniden sahneye çıktığı bir zaman dilimi. Zohran Mamdani’nin zaferi sadece bir belediye başkanlığı kazancı değil; daha geniş anlamda bir siyasi yön değişiminin habercisi olarak okunabilir.

The post New York’ta tarihi zafer Mamdani Trump’a göz kırptı Demokratlar coştu first appeared on TNT Haber.

]]>
https://www.tnthaber.net/dunya/new-yorkta-tarihi-zafer-mamdani-trumpa-goz-kirpti-demokratlar-costu/feed/ 0
Elon Musk’ın Grokipedia’sında Güven Krizi Akademisyenler Alarm Veriyor https://www.tnthaber.net/gundem/elon-muskin-grokipediasinda-guven-krizi-akademisyenler-alarm-veriyor/?utm_source=rss&utm_medium=rss&utm_campaign=elon-muskin-grokipediasinda-guven-krizi-akademisyenler-alarm-veriyor https://www.tnthaber.net/gundem/elon-muskin-grokipediasinda-guven-krizi-akademisyenler-alarm-veriyor/#respond Mon, 03 Nov 2025 20:24:57 +0000 https://www.tnthaber.net/?p=9024 Dünyanın en zengin insanı konumundaki Elon Musk, yapay zekâ destekli yeni ansiklopedisi Grokipedia’yı büyük bir amboyla tanıttı. Proje, “gerçeği, bütün gerçeği ve yalnızca gerçeği” sunma iddiasıyla piyasaya sürüldü. Fakat akademisyenlerin ve bağımsız denetçilerin yaptığı ilk değerlendirmeler, platformun bu vaatlerinin oldukça sınırlı kaldığını gösteriyor. Platformun ilk haftasında yaklaşık 885 000 makale yayınlandığı bildirildi. Bu geniş içerik […]

The post Elon Musk’ın Grokipedia’sında Güven Krizi Akademisyenler Alarm Veriyor first appeared on TNT Haber.

]]>
Dünyanın en zengin insanı konumundaki Elon Musk, yapay zekâ destekli yeni ansiklopedisi Grokipedia’yı büyük bir amboyla tanıttı. Proje, “gerçeği, bütün gerçeği ve yalnızca gerçeği” sunma iddiasıyla piyasaya sürüldü. Fakat akademisyenlerin ve bağımsız denetçilerin yaptığı ilk değerlendirmeler, platformun bu vaatlerinin oldukça sınırlı kaldığını gösteriyor.

Platformun ilk haftasında yaklaşık 885 000 makale yayınlandığı bildirildi. Bu geniş içerik hacmine rağmen, birçok içeriğin Wikimedia Foundation tarafınca desteklenen Wikipedia’dan büyük oranda alındığı, hatta bazı bölümlerin neredeyse birebir aktarıldığı analiz edildi. Bu da Grokipedia’nın “yeni bilgi kaynağı” iddiasının gölgelendiğini ortaya koydu.

Akademisyenlerin eleştirileri üç ana eksen üzerinden yoğunlaşıyor: içerik doğruluğu, ideolojik yönelim ve şeffaflık eksikliği. Öncelikle, birçok makalede tarihî veriler ve biyografik bilgiler ciddi hatalar içeriyor. Örneğin Cambridge Üniversitesi tarih profesörü Sir Richard Evans kendi biyografisini kontrol ettiğinde, Grokipedia’daki bilgilerin gerçeklerle örtüşmediğini tespit etti. Buna göre bu platformda “chat odası katkılarıyla akademik yayınların eşit statüde yer aldığı” bir durum söz konusu. Hierarşik bilgi üretiminde ciddi bir sapma olduğu yönünde uyarı yaptı.

İkinci olarak, içerikler ideolojik yönelim açısından dikkat çekici. Grokipedia’da özellikle güncel politik ve toplumsal konularda sağ-görüşlü söylemler ağırlıklı olarak yer alıyor. Örneğin Ukrayna-Rusya savaşıyla ilgili madde, resmi Rus terminolojisini referans alırken, bu konuya dair Wikipedia’daki yaklaşım oldukça farklı. Bu da bilginin tarafsız şekilde sunulması kaygısını doğuruyor.

Üçüncü olarak ise üretim süreci şeffaf değil: Makaleler büyük oranda yapay zekâ tarafından oluşturulmuş durumda ve insan editörlerin denetim süreci, eğitildiği veri setleri ya da düzeltme mekanizmaları net biçimde açıklanmamış durumda. Bu da “kim gerçeği belirliyor?” sorusunu yeniden gündeme getiriyor.

Bu durumu daha geniş bir bağlamda düşünürsek: Ansiklopediler tarih boyunca bilginin derlenmesi ve paylaşılması için kullanıldı. Ama bu kez işin temelinde yapay zekâ ve büyük teknoloji vizyonu var; bu vizyon, bilginin üretimi, kaynağı ve kontrolü hakkında önemli sorular doğuruyor. Grokipedia büyük bir vizyonla ortaya çıkmış olabilir ama içerik hataları, ideolojik sapmalar ve şeffaflık eksikliği bu vizyonun ciddi şekilde gölgelenmesine sebep oluyor.

Grokipedia vizyoner bir adım olarak dikkat çekiyor ancak güvenilir bir başvuru kaynağı haline gelmek için henüz önemli ölçüde yol kat etmesi gerekiyor. Kullanıcıların bu platformu birinci başvuru noktası olarak görmeden önce içerikleri başka kaynaklarla karşılaştırması öneriliyor.

The post Elon Musk’ın Grokipedia’sında Güven Krizi Akademisyenler Alarm Veriyor first appeared on TNT Haber.

]]>
https://www.tnthaber.net/gundem/elon-muskin-grokipediasinda-guven-krizi-akademisyenler-alarm-veriyor/feed/ 0
Maduro’dan Washington’a Sert Gönderme: Yeni Sonsuz Bir Savaş İcat Ediyorlar https://www.tnthaber.net/gundem/madurodan-washingtona-sert-gonderme-yeni-sonsuz-bir-savas-icat-ediyorlar/?utm_source=rss&utm_medium=rss&utm_campaign=madurodan-washingtona-sert-gonderme-yeni-sonsuz-bir-savas-icat-ediyorlar https://www.tnthaber.net/gundem/madurodan-washingtona-sert-gonderme-yeni-sonsuz-bir-savas-icat-ediyorlar/#respond Sat, 25 Oct 2025 10:31:23 +0000 https://www.tnthaber.net/?p=8981 Nicolás Maduro, Venezuela Devlet Başkanı, ülkesinin Karayipler’deki askeri ve politik hedefleri üzerine yönelttiği açıklamalarda, Amerika Birleşik Devletleri’nin bölgedeki hareketlerini “uydurulmuş bir yeni savaş” olarak nitelendirdi. Buenos Aires’te ya da başka bir etkinlik sırasında değil; başkent Caracas’ta düzenlenen resmi bir etkinlikte konuşan Maduro, Washington’un bir daha asla savaşa katılmayacaklarına dair verdiği sözü hatırlatarak, “Şimdi bizlerin engelleyebileceği […]

The post Maduro’dan Washington’a Sert Gönderme: Yeni Sonsuz Bir Savaş İcat Ediyorlar first appeared on TNT Haber.

]]>
Nicolás Maduro, Venezuela Devlet Başkanı, ülkesinin Karayipler’deki askeri ve politik hedefleri üzerine yönelttiği açıklamalarda, Amerika Birleşik Devletleri’nin bölgedeki hareketlerini “uydurulmuş bir yeni savaş” olarak nitelendirdi. Buenos Aires’te ya da başka bir etkinlik sırasında değil; başkent Caracas’ta düzenlenen resmi bir etkinlikte konuşan Maduro, Washington’un bir daha asla savaşa katılmayacaklarına dair verdiği sözü hatırlatarak, “Şimdi bizlerin engelleyebileceği yeni bir savaş uyduruyorlar” ifadelerini kullandı.

Maduro, ABD’nin Karayipler’deki askeri faaliyetlerine dikkat çekerek şunları vurguladı: Yeni sonsuz bir savaş icat ediyorlar. Bir daha asla savaşa karışmayacaklarına söz vermişlerdi ama şimdi bizlerin engelleyebileceği yeni bir savaş uyduruyorlar. Ardından, Washington yönetimine yönelttiği açık soru ile dikkat çekti: “ABD halkı bunu biliyor, onlara sormak gerekir. Acaba Vietnam’daki gibi başka bir savaş mı istiyorlar? ABD halkı gerçekten Kolombiya, Venezuela ve tüm Karayip halklarına karşı bir savaşı destekliyor mu?

Maduro ayrıca Venezuela’nın uyuşturucu üretimiyle bağlantılı bir ülke olduğu yönündeki iddiaları reddetti. Ülkesinin koka yaprağı üretiminden arındırılmış olduğunu söyleyen Maduro, ABD’nin suçlamalarını “abartılı, kaba ve tamamen asılsız” olarak değerlendirdi.

Vladimir Padrino López, Venezuela Savunma Bakanı, devlet televizyonunda yaptığı açıklamada ABD’nin askeri yığınak oluşturduğunu belirterek geçen yüzyıldan bu yana karşılaştıkları en büyük tehdit ile mücadele ettiklerini söyledi. “Amerika’nın hava ve deniz kuvvetlerinin oluşturduğu askeri yığınak her geçen gün Venezuela kıyılarına biraz daha yaklaşıyor. Her gün hazırlıklarımızı sürdürüyoruz. Buradayız, korkmadan, yılmadan, gözdağına boyun eğmeden çalışıyoruz.” ifadelerini kullandı.

Bakan López ayrıca, ülkenin savunmasına odaklanan silahlı kuvvetlerin ve devlet kurumlarının birlikte hareket ettiğini vurguladı ve “Venezuela’nın gerçek bir tehditle mücadele ettiğini” belirtti.

Habere göre, bölgedeki artan askeri hareketlilik bağlamında, ABD’nin Karayipler ve Pasifik’te uyuşturucu iddiaları kapsamında operasyonlar düzenlediği ve bu operasyonlarda 10 tekneye saldırı düzenlenip 43 kişinin hayatını kaybettiği belirtiliyor. Ayrıca, Washington’un Latin Amerika kökenli uyuşturucu kartellerine karşı ordunun daha aktif kullanılmasına dair kararname imzaladığı ve bu bağlamda Venezuela açıklarına denizaltı ve savaş gemilerinden oluşan bir deniz gücü gönderdiği aktarılıyor.

Maduro, bu gelişmelere karşılık yaklaşık 4,5 milyon kişilik milis gücünü seferber ettiklerini açıklamıştı ve olası bir saldırıya karşı hazır olduklarını duyurmuştu.

Bu gelişmeler ışığında, Venezuela yönetimi ile ABD arasında diplomatik ve askeri düzeyde artan gerilim dikkat çekiyor. Maduro ve López’in açıklamaları, Venezuela’nın bölgedeki güvenlik algısının değiştiğini; ABD’nin askeri kapasitesinin yalnızca uyuşturucu kontrolü ile sınırlı olmadığı yönünde kuzey komşusunun gözünde ciddi bir tehdit olarak algılandığını gösteriyor. Ayrıca bu açıklamalar, bölgedeki güç dengeleri ve askeri stratejilerin yeniden değerlendirildiğine dair bir işaret olabilir.

Türkiye açısından bu tür gelişmeler, Karayip ve Latin Amerika bölgesinde ortaya çıkan konuların küresel jeopolitik yapıya nasıl yansıdığını takip etmek açısından önemli. Özellikle deniz yolları, askeri denge, bölgesel işbirlikleri ve diplomatik ilişkiler bakımından bu tür gelişmeler küresel ekonomik ve siyasi risk ortamına etkide bulunabilir.

Maduro’nun “yeni sonsuz savaş” ibaresiyle ifade ettiği görüş, yalnızca Venezuela’nın değil, bölgedeki birçok devletin de yakından takip ettiği bir diplomatik söylem haline gelmiş durumda. Bu söylemin karşılıklı askeri yaklaşımlar üzerinden ne kadar somut adımlarla destekleneceği ise önümüzdeki dönemde izlenecek temel konu başlıklarından biri olacak.

The post Maduro’dan Washington’a Sert Gönderme: Yeni Sonsuz Bir Savaş İcat Ediyorlar first appeared on TNT Haber.

]]>
https://www.tnthaber.net/gundem/madurodan-washingtona-sert-gonderme-yeni-sonsuz-bir-savas-icat-ediyorlar/feed/ 0
Rusya’dan Avrupa’ya Yaptırım Uyarısı: Dondurulmuş Varlıklar Alınırsa Ağır Yanıt Veririz https://www.tnthaber.net/dunya/rusyadan-avrupaya-yaptirim-uyarisi-dondurulmus-varliklar-alinirsa-agir-yanit-veririz/?utm_source=rss&utm_medium=rss&utm_campaign=rusyadan-avrupaya-yaptirim-uyarisi-dondurulmus-varliklar-alinirsa-agir-yanit-veririz https://www.tnthaber.net/dunya/rusyadan-avrupaya-yaptirim-uyarisi-dondurulmus-varliklar-alinirsa-agir-yanit-veririz/#respond Thu, 23 Oct 2025 10:34:09 +0000 https://www.tnthaber.net/?p=8976 Avrupa Birliği, Ukrayna’ya mali destek sağlamak amacıyla Rusya’nın Avrupa’da dondurulmuş varlıklarının bir kısmını kullanma planını görüşürken, Rusya Dışişleri Bakanlığı “yağma” olarak adlandırdığı bu uygulamaya karşı sert bir tepkiyle geldi. Brüksel’de yapılan zirvede, AB Komisyonu tarafından hazırlanan ve yaklaşık 140 milyar euro tutarındaki “reparasyon kredisi” önerisi gündeme geldi. Bu plana göre, Rusya Merkez Bankası’na ait Avrupa’daki […]

The post Rusya’dan Avrupa’ya Yaptırım Uyarısı: Dondurulmuş Varlıklar Alınırsa Ağır Yanıt Veririz first appeared on TNT Haber.

]]>
Avrupa Birliği, Ukrayna’ya mali destek sağlamak amacıyla Rusya’nın Avrupa’da dondurulmuş varlıklarının bir kısmını kullanma planını görüşürken, Rusya Dışişleri Bakanlığı “yağma” olarak adlandırdığı bu uygulamaya karşı sert bir tepkiyle geldi.

Brüksel’de yapılan zirvede, AB Komisyonu tarafından hazırlanan ve yaklaşık 140 milyar euro tutarındaki “reparasyon kredisi” önerisi gündeme geldi. Bu plana göre, Rusya Merkez Bankası’na ait Avrupa’daki bloke edilmiş menkul kıymetlerden elde edilen nakit, Ukrayna’nın 2026–2027 finansman ihtiyaçlarını karşılamada kullanılacak.

Ancak teklif, tüm üye ülkeler tarafından hala net şekilde benimsenmiş değil. Örneğin Belçika Başbakanı Bart De Wever, “hukuki dayanağı belirsiz” diyerek teklife şimdilik karşı çıktı ve üç garanti şartı sundu. Belçika’nın finans sisteminde önemli yer tutan varlık saklama kurumu Euroclear’un bulunduğu ülke olması bu tutumu anlamlandırıyor.

Buna karşın Finlandiya Başbakanı Petteri Orpo ve İsveç Başbakanı Ulf Kristersson gibi liderler, teklifin hukuken sürdürülebilir olduğunu ve donmuş Rus varlıklarının kullanılmasına geniş destek olduğunu belirtti.

Rusya tarafı ise durumu “uluslararası hukuk dışı”, “hukuksuz el koyma” ve “hırsızlık” olarak tanımlıyor. Dışişleri Sözcüsü Maria Zakharova, Avrupa’nın Rus varlıklarını ele geçirmesi halinde “ağır yanıt” vereceklerini duyurdu.

Aynı zamanda, Rusya yeni yaptırımların etkisiz olduğunu öne sürüyor. AB’nin bu yıl savaş nedeniyle uyguladığı 19. yaptırım paketi kapsamında Rus sıvılaştırılmış doğal gazı (LNG) ithalatının yasaklanması da yer aldı. Rusya Dışişleri Bakanlığı, bu tür yaptırımların esas olarak AB’ye zarar verdiğini savunuyor.

Çin de sürece dahil oldu; Pekin yönetimi, ABD’nin Rusya’ya uyguladığı enerji odaklı yaptırımları “uluslararası hukuka aykırı” olmakla suçladı ve bu tür yaptırımların barış sürecine katkı sağlamadığını belirtti.

Bu gelişmeler ışığında şunlar öne çıkıyor:

  • Ukrayna için ciddi ve uzun vadeli finansman bulunma çabası, AB cephesinde somut adımlara dönüştürülmeye çalışılıyor.
  • Hukuki, politik ve teknik engeller halen mevcut; varlıkların hangi koşullarda ve nasıl kullanılacağı tartışma konusu.
  • Rusya’nın tepkisi yalnızca ret değil, muhtemel ekonomik ve diplomatik karşılıklarla dolu.
  • Bu durum, Avrupa’nın Ukrayna’daki savaşa verdiği tepkide yeni bir aşamaya işaret ediyor — sadece yaptırım uygulamak değil, karşı tarafın varlıklarından destek sağlama yönünde bir strateji.

Kısacası, varlıkların el konulması ya da kredileştirilmesi yoluyla savaş finansmanına ulaşma çalışması, hem Avrupa içindeki uzlaşma ihtiyacını hem de Rusya ile daha derin ve tehlikeli bir karşılaşma olasılığını beraberinde getiriyor.

The post Rusya’dan Avrupa’ya Yaptırım Uyarısı: Dondurulmuş Varlıklar Alınırsa Ağır Yanıt Veririz first appeared on TNT Haber.

]]>
https://www.tnthaber.net/dunya/rusyadan-avrupaya-yaptirim-uyarisi-dondurulmus-varliklar-alinirsa-agir-yanit-veririz/feed/ 0
Paris Louvre’da 7 Dakikalık Soygun: 9 Mücevher Çalındı İmparatoriçe’nin Tacı Hasarlı Bulundu https://www.tnthaber.net/dunya/paris-louvreda-7-dakikalik-soygun-9-mucevher-calindi-imparatoricenin-taci-hasarli-bulundu/?utm_source=rss&utm_medium=rss&utm_campaign=paris-louvreda-7-dakikalik-soygun-9-mucevher-calindi-imparatoricenin-taci-hasarli-bulundu https://www.tnthaber.net/dunya/paris-louvreda-7-dakikalik-soygun-9-mucevher-calindi-imparatoricenin-taci-hasarli-bulundu/#respond Mon, 20 Oct 2025 11:00:19 +0000 https://www.tnthaber.net/?p=8971 Paris’in simgesi haline gelen Louvre Müzesi’nde yaşanan soygun, dünyanın dört bir yanında büyük yankı uyandırdı. Müzenin ünlü Apollo Galerisi’nde sergilenen tarihi mücevherlerin çalınmasıyla sonuçlanan olay, sanat tarihinin en dikkat çekici hırsızlıklarından biri olarak kayıtlara geçti. Olay sırasında İmparatoriçe Eugenie’ye ait olduğu bilinen taç, hasarlı halde bulundu Fransız polisi tarafından yapılan açıklamada, dört kişiden oluştuğu tespit […]

The post Paris Louvre’da 7 Dakikalık Soygun: 9 Mücevher Çalındı İmparatoriçe’nin Tacı Hasarlı Bulundu first appeared on TNT Haber.

]]>
Paris’in simgesi haline gelen Louvre Müzesi’nde yaşanan soygun, dünyanın dört bir yanında büyük yankı uyandırdı. Müzenin ünlü Apollo Galerisi’nde sergilenen tarihi mücevherlerin çalınmasıyla sonuçlanan olay, sanat tarihinin en dikkat çekici hırsızlıklarından biri olarak kayıtlara geçti. Olay sırasında İmparatoriçe Eugenie’ye ait olduğu bilinen taç, hasarlı halde bulundu

Fransız polisi tarafından yapılan açıklamada, dört kişiden oluştuğu tespit edilen bir hırsız grubunun sabah erken saatlerde müzeye girdiği belirtildi. Şüpheliler, müzenin Seine Nehri tarafındaki penceresinden içeri girip dakikalar içinde dokuz değerli mücevheri alarak kaçtı. Kamera görüntülerinden anlaşıldığına göre soygun, son derece planlı bir şekilde gerçekleştirildi ve yalnızca yedi dakika sürdü.

Kültür Bakanı Rachida Dati, olayın ardından yaptığı basın açıklamasında, iki ayrı alarm sisteminin devreye girdiğini ancak hırsızların buna rağmen kaçmayı başardığını duyurdu. Dati, “Louvre Müzesi dünyanın en güvenli kültürel kurumlarından biri olmasına rağmen bu olay, güvenlik protokollerinin yeniden gözden geçirilmesi gerektiğini gösteriyor” ifadelerini kullandı.

Soygun sırasında çalınan eserler arasında bulunan İmparatoriçe Eugenie’nin tacı, olay yerinden birkaç sokak ötede, hasar görmüş halde bulundu. Müze yetkilileri, tacın değerli taşlarının bir kısmının yerinden çıktığını, ancak eserin tamamen kaybolmadığını bildirdi. Yetkililer, tacın restorasyon sürecine alınacağını ve yeniden sergilenmeden önce güvenlik önlemlerinin artırılacağını belirtti.

Savcılık sözcüsü Laure Beccuau, dört şüphelinin kimliğinin belirlenmesi için geniş çaplı bir operasyon yürütüldüğünü açıkladı. Polis, hırsızların mücevherleri karaborsada satma ihtimali üzerinde duruyor. Fransız basınına yansıyan bilgilere göre, mücevherlerin bazı parçaları şehir dışına çıkarılmış olabilir.

Louvre yönetimi ise ziyaretçilere güvenlik konusunda endişe etmemeleri çağrısında bulundu. Yetkililer, müzenin belirli bölümlerinin geçici olarak kapatıldığını ancak genel ziyaret programının sürdüğünü ifade etti. Bununla birlikte, olayın ardından müze çevresindeki güvenlik önlemleri büyük ölçüde artırıldı.

Uzmanlar, bu tür olayların sadece bir hırsızlık vakası değil, aynı zamanda kültürel bir felaket olduğunu belirtiyor. Sanat tarihçisi Pierre Lambert, “Bir tacın maddi değerinden çok, taşıdığı tarihi anlam önemlidir. Bu tür eserler, ulusların belleğini temsil eder. Dolayısıyla bu olay, Fransa’nın kültürel mirasına yapılmış ciddi bir saldırıdır” değerlendirmesinde bulundu.

Soygunun yankıları yalnızca Fransa ile sınırlı kalmadı. Avrupa genelinde birçok müze yöneticisi, benzer olayların önlenmesi için ortak bir güvenlik protokolü oluşturulması gerektiğini dile getirdi. Özellikle yüksek değerli eserlerin sergilendiği galerilerde, gece devriyelerinin artırılması ve dijital izleme sistemlerinin yenilenmesi gündeme geldi.

Paris polisi, olayla ilgili soruşturmanın sürdüğünü, halka şüpheli kişi ve eşyalarla ilgili bilgi vermeleri çağrısında bulundu. Louvre Müzesi’nde yaşanan bu olay, tarihin en önemli sanat eserlerinden bazılarının korunmasının ne kadar büyük bir sorumluluk gerektirdiğini bir kez daha hatırlattı.

The post Paris Louvre’da 7 Dakikalık Soygun: 9 Mücevher Çalındı İmparatoriçe’nin Tacı Hasarlı Bulundu first appeared on TNT Haber.

]]>
https://www.tnthaber.net/dunya/paris-louvreda-7-dakikalik-soygun-9-mucevher-calindi-imparatoricenin-taci-hasarli-bulundu/feed/ 0
Fed Başkanlığı Yarışı Kızıştı: Aday Listesi Beşe Düştü https://www.tnthaber.net/dunya/fed-baskanligi-yarisi-kizisti-aday-listesi-bese-dustu/?utm_source=rss&utm_medium=rss&utm_campaign=fed-baskanligi-yarisi-kizisti-aday-listesi-bese-dustu https://www.tnthaber.net/dunya/fed-baskanligi-yarisi-kizisti-aday-listesi-bese-dustu/#respond Fri, 10 Oct 2025 20:28:54 +0000 https://www.tnthaber.net/?p=8918 Amerika Birleşik Devletleri’nde Merkez Bankası Fed başkanlığı için yürütülen süreçte liste daralıyor. Hazine Bakanı Scott Bessent’in öncülüğünde yürütülen değerlendirme sonucunda, başlangıçta 11 kişiden oluşan aday listesi beş isme indirildi. Bu kritik sürecin sonunda nihai kararı ABD Başkanı Donald Trump verecek. Trump’ın yeni Fed başkanını belirlemesiyle birlikte, ülkenin para politikası yönü ve küresel finans dengeleri açısından […]

The post Fed Başkanlığı Yarışı Kızıştı: Aday Listesi Beşe Düştü first appeared on TNT Haber.

]]>
Amerika Birleşik Devletleri’nde Merkez Bankası Fed başkanlığı için yürütülen süreçte liste daralıyor. Hazine Bakanı Scott Bessent’in öncülüğünde yürütülen değerlendirme sonucunda, başlangıçta 11 kişiden oluşan aday listesi beş isme indirildi. Bu kritik sürecin sonunda nihai kararı ABD Başkanı Donald Trump verecek. Trump’ın yeni Fed başkanını belirlemesiyle birlikte, ülkenin para politikası yönü ve küresel finans dengeleri açısından yeni bir döneme girileceği değerlendiriliyor.

Kalan beş aday arasında öne çıkan isimler şöyle: Fed Denetim Başkan Yardımcısı Michelle Bowman, mevcut Fed Guvernörü Christopher Waller, Ulusal Ekonomi Danışma Konseyi Direktörü Kevin Hassett, eski Fed Guvernörü Kevin Warsh ve BlackRock Sabit Getirili Yatırımlar Direktörü Rick Rieder. Bu isimlerin her biri, ekonomi dünyasında güçlü profilleriyle dikkat çekiyor.

Scott Bessent’in bu beş adayla ikinci tur görüşmeleri yapacağı, ardından nihai listeyi Başkan Trump’a sunacağı bildirildi. Sürecin birkaç hafta içinde tamamlanması bekleniyor. Yeni Fed başkanının belirlenmesi, yalnızca Amerika ekonomisi için değil, küresel finans piyasaları için de büyük önem taşıyor. Çünkü Fed’in faiz kararları, doların yönünü ve dünya ekonomisinin genel seyrini doğrudan etkiliyor.

Adayların ekonomi politikalarına dair yaklaşımları incelendiğinde, bazı isimlerin daha sert, bazılarının ise daha ılımlı bir para politikası taraftarı olduğu görülüyor. Örneğin Christopher Waller ve Kevin Warsh, “şahin” olarak tanımlanan sıkı para politikalarına yakın duruyor. Faiz oranlarının enflasyonu düşürmek için gerektiğinde artırılması gerektiğini savunan bu isimler, finans çevrelerinde daha geleneksel politikalarıyla biliniyor. Buna karşın, Rick Rieder gibi isimler ise piyasa dinamiklerini ve büyüme faktörlerini ön planda tutan daha esnek bir yaklaşımı benimsiyor.

Michelle Bowman ise bankacılık sektöründeki denetim tecrübesiyle öne çıkıyor. Bowman’ın özellikle küçük ve orta ölçekli finans kuruluşlarının ekonomideki rolüne verdiği önem, onu diğer adaylardan farklılaştırıyor. Kevin Hassett ise Beyaz Saray’daki ekonomi danışmanlığı döneminden edindiği deneyimle güçlü bir makroekonomik vizyon sunuyor.

Trump yönetiminin, Fed’in bağımsızlığına ilişkin tartışmaların sürdüğü bir dönemde bu kararı alacak olması da dikkat çekici. Yeni başkan, yalnızca faiz politikalarını değil, aynı zamanda Fed’in iletişim stratejisini ve piyasa güvenini de belirleyecek. Bu nedenle, atanacak ismin karakteri ve geçmişteki politik tercihleri piyasalar için büyük önem taşıyor.

Uzmanlara göre, Trump’ın seçimi büyük olasılıkla ekonomik büyümeyi destekleyecek, istihdamı koruyacak ve aynı zamanda enflasyonu kontrol altında tutacak bir dengeyi hedefleyecek. Ancak, Fed başkanının kim olacağına dair kesin bir öngörüde bulunmak şu aşamada zor görünüyor.

Yeni başkanın atanmasıyla birlikte, 2026 yılına kadar ABD’nin para politikası yol haritası yeniden şekillenecek. Faiz oranlarının seyri, tahvil piyasaları, dolar endeksi ve gelişmekte olan ülke ekonomileri bu karardan doğrudan etkilenecek. Dolayısıyla Fed başkanlığı yarışı, yalnızca Washington’da değil, dünya genelinde yakından izlenmeye devam edecek.

Fed başklığı için süren yarış artık son viraja girmiş durumda. Beş güçlü aday arasından seçilecek yeni isim, yalnızca ABD’nin değil, küresel ekonominin de geleceğini belirleyecek stratejik bir figür olacak.

The post Fed Başkanlığı Yarışı Kızıştı: Aday Listesi Beşe Düştü first appeared on TNT Haber.

]]>
https://www.tnthaber.net/dunya/fed-baskanligi-yarisi-kizisti-aday-listesi-bese-dustu/feed/ 0
Kaliforniya ve Oregon Donald Trump’ın Ulusal Muhafız Planına Dava Açtı https://www.tnthaber.net/dunya/kaliforniya-ve-oregon-donald-trumpin-ulusal-muhafiz-planina-dava-acti/?utm_source=rss&utm_medium=rss&utm_campaign=kaliforniya-ve-oregon-donald-trumpin-ulusal-muhafiz-planina-dava-acti https://www.tnthaber.net/dunya/kaliforniya-ve-oregon-donald-trumpin-ulusal-muhafiz-planina-dava-acti/#respond Mon, 06 Oct 2025 12:15:34 +0000 https://www.tnthaber.net/?p=8911 Kaliforniya Valisi Gavin Newsom ve Oregon Valisi Tina Kotek, Donald Trump yönetiminin Ulusal Muhafız birliklerini Oregon’a gönderme kararına karşı ortak bir dava açtı. Federal hükümetin, Portland’daki göçmenlik ofisleri çevresinde artan protestoları gerekçe göstererek Kaliforniya’dan asker göndermesi iki eyalet arasında büyük gerginliğe neden oldu. Olayların fitilini ateşleyen gelişme, cumartesi gecesi Kaliforniya’dan 100’ü aşkın Ulusal Muhafızın Oregon’a […]

The post Kaliforniya ve Oregon Donald Trump’ın Ulusal Muhafız Planına Dava Açtı first appeared on TNT Haber.

]]>
Kaliforniya Valisi Gavin Newsom ve Oregon Valisi Tina Kotek, Donald Trump yönetiminin Ulusal Muhafız birliklerini Oregon’a gönderme kararına karşı ortak bir dava açtı. Federal hükümetin, Portland’daki göçmenlik ofisleri çevresinde artan protestoları gerekçe göstererek Kaliforniya’dan asker göndermesi iki eyalet arasında büyük gerginliğe neden oldu.

Olayların fitilini ateşleyen gelişme, cumartesi gecesi Kaliforniya’dan 100’ü aşkın Ulusal Muhafızın Oregon’a geçmesiyle başladı. Oregon yetkilileri, bu birliklerin gönderilmesiyle ilgili olarak kendilerine hiçbir resmi bildirim yapılmadığını, askerlerin nerede konuşlandığının bile net olarak bilinmediğini belirtti. Bu durum hem güvenlik hem de anayasal yetki tartışmalarını yeniden gündeme taşıdı.

Trump yönetimi, Portland’daki protestoların “kontrolden çıktığını” savunarak, federal tesislerin korunması için bu adımın zorunlu olduğunu ileri sürüyor. Ancak Oregon ve Kaliforniya yönetimleri, bu kararın eyalet yetkilerini hiçe saydığını ve halk üzerindeki gerginliği daha da artıracağını savunuyor.

Mahkeme, şimdilik Trump’ın planladığı 200 kişilik yeni Ulusal Muhafız konuşlandırmasını geçici olarak durdurdu. Karar, federal yargıç Karin Immergut tarafından verildi. Immergut, Trump’ın önceki başkanlık döneminde atadığı bir isim olmasına rağmen, hukukun üstünlüğü ilkesine dayanarak geçici tedbir kararı verdi. Bu durum, siyasetin yargı üzerindeki etkisiyle ilgili tartışmalara da yeni bir boyut kazandırdı.

Trump ise sosyal medya üzerinden yaptığı açıklamada karara sert tepki gösterdi. Yargıcı eleştiren Trump, “Portland kaosa sürükleniyor, biz düzeni sağlamak istiyoruz” ifadelerini kullandı. Trump’ın bu çıkışı, eyalet valileri tarafından “tehditkar ve kışkırtıcı” olarak değerlendirildi.

Kaliforniya ve Oregon yönetimleri, davayı yalnızca bir güvenlik meselesi değil, aynı zamanda anayasal yetki sınırlarını koruma mücadelesi olarak görüyor. Eyaletlere göre, federal hükümetin yerel kuvvetleri doğrudan yönlendirmesi, anayasanın açıkça eyalet yönetimlerine tanıdığı savunma ve iç güvenlik yetkilerini ihlal ediyor.

Oregon Başsavcısı Dan Rayfield, yaptığı açıklamada, “Federal birliklerin eyalet sınırları içinde izinsiz konuşlandırılması, gerginliği azaltmaz, tam tersine derinleştirir” ifadelerini kullandı. Kaliforniya Başsavcılığı da benzer bir açıklama yaparak, davaya birlikte müdahil olduklarını ve süreci Anayasa Mahkemesi’ne taşımaya hazırlandıklarını duyurdu.

Uzmanlara göre bu dava, Trump yönetimi ile batı kıyısındaki eyaletler arasında uzun süredir devam eden siyasi gerilimin bir yansıması. Son dönemde göçmenlik politikaları, çevre düzenlemeleri ve kamu güvenliği gibi konularda sık sık karşı karşıya gelen taraflar, bu kez doğrudan asker konuşlandırma yetkisi üzerinden karşı karşıya geliyor.

Şu anda federal mahkeme, geçici tedbirin kalıcı hale getirilip getirilmeyeceğine karar verecek. Sürecin önümüzdeki haftalarda daha da büyümesi bekleniyor. Gözlemciler, davanın sonucunun yalnızca Oregon ve Kaliforniya için değil, tüm eyaletlerin federal hükümet karşısındaki yetki sınırlarını da belirleyeceğini vurguluyor.

The post Kaliforniya ve Oregon Donald Trump’ın Ulusal Muhafız Planına Dava Açtı first appeared on TNT Haber.

]]>
https://www.tnthaber.net/dunya/kaliforniya-ve-oregon-donald-trumpin-ulusal-muhafiz-planina-dava-acti/feed/ 0
ABD Karayipler’e Askeri Sevkiyat Gönderdi: Bir Denizaltı ve 7 Savaş Gemisi Bölgeye Ulaştı https://www.tnthaber.net/dunya/abd-karayiplere-askeri-sevkiyat-gonderdi-bir-denizalti-ve-7-savas-gemisi-bolgeye-ulasti/?utm_source=rss&utm_medium=rss&utm_campaign=abd-karayiplere-askeri-sevkiyat-gonderdi-bir-denizalti-ve-7-savas-gemisi-bolgeye-ulasti https://www.tnthaber.net/dunya/abd-karayiplere-askeri-sevkiyat-gonderdi-bir-denizalti-ve-7-savas-gemisi-bolgeye-ulasti/#respond Sat, 06 Sep 2025 16:04:11 +0000 https://www.tnthaber.net/?p=8762 ABD, Latin Amerika ve Karayipler’deki güvenlik dengelerini yakından ilgilendiren kritik bir adım attı. 28 Ağustos 2025 tarihinde, bir denizaltı ve 7 savaş gemisinden oluşan askeri bir filo Karayipler’e sevk edildi. Bu adım, özellikle bölgedeki uyuşturucu kartelleri ve Venezuela ile ABD arasındaki gerilimin tırmanması açısından büyük önem taşıyor. Sevkiyatın Amacı ve Beyaz Saray’ın Açıklaması Beyaz Saray […]

The post ABD Karayipler’e Askeri Sevkiyat Gönderdi: Bir Denizaltı ve 7 Savaş Gemisi Bölgeye Ulaştı first appeared on TNT Haber.

]]>
ABD, Latin Amerika ve Karayipler’deki güvenlik dengelerini yakından ilgilendiren kritik bir adım attı. 28 Ağustos 2025 tarihinde, bir denizaltı ve 7 savaş gemisinden oluşan askeri bir filo Karayipler’e sevk edildi. Bu adım, özellikle bölgedeki uyuşturucu kartelleri ve Venezuela ile ABD arasındaki gerilimin tırmanması açısından büyük önem taşıyor.

Sevkiyatın Amacı ve Beyaz Saray’ın Açıklaması

Beyaz Saray Sözcüsü Karoline Leavitt, askeri sevkiyatın ABD’nin Latin Amerika kökenli uyuşturucu kartelleriyle mücadelesinin bir parçası olduğunu belirtti. Sözcü, “Amerikan halkının güvenliğini sağlamak için gerekli adımları atıyoruz. Bölgedeki istikrar ve güvenlik, hem ABD hem de bölge ülkeleri için öncelikli konular arasında yer alıyor” ifadelerini kullandı. Leavitt ayrıca, birçok bölge ülkesinin ABD’nin bu hamlesini desteklediğini vurguladı.

ABD’nin Karayipler’e sevk ettiği filoda bir denizaltı, 7 savaş gemisi ve binlerce deniz piyadesi bulunuyor. Bu adım, hem deniz hem hava sahasında kontrolü artırmayı amaçlıyor. Uzmanlar, askeri sevkiyatın, bölgedeki güvenlik operasyonlarını güçlendireceğini ve uyuşturucu kaçakçılığı ile mücadelede önemli rol oynayacağını belirtiyor.

Venezuela’dan Sert Tepki

Venezuela Devlet Başkanı Nicolás Maduro, ABD’nin Karayipler’e askeri sevkiyatını “bölgesel egemenliğe bir tehdit” olarak nitelendirdi. Maduro, yaptığı açıklamada, “Denizlerimizi, gökyüzümüzü ve topraklarımızı biz savunuruz. Hiçbir ülke Venezuela’nın kutsal topraklarına müdahale edemez” dedi. Venezuela’nın bu tepkisi, ABD ile olan ilişkilerde yeni bir gerilime yol açabilir.

Uzmanlar, Venezuela’nın sert tutumunun, bölgedeki askeri ve diplomatik dengeleri daha da karmaşık hâle getirebileceğini belirtiyor. ABD’nin askeri hareketliliği, Karayipler’deki diğer ülkeler tarafından da dikkatle takip ediliyor ve bu durum, bölgedeki diplomatik ilişkilerin seyrini etkileyebilir.

Bölgesel ve Küresel Etkiler

ABD’nin Karayipler’e yönelik askeri adımı sadece Venezuela ile sınırlı kalmayabilir. Bölgedeki diğer ülkeler de bu durumdan etkilenebilir. Bazı ülkeler, ABD’nin adımını desteklerken, bazıları temkinli bir yaklaşım sergileyebilir. Karayipler, uluslararası deniz ticareti açısından kritik bir konumda olduğundan, askeri hareketlilik küresel ekonomi üzerinde de etkiler yaratabilir.

Bölgedeki gerilimin uzun vadede nasıl şekilleneceği, tarafların diplomasi ve diyalog yoluyla çözüm arayışlarına bağlı olacak. ABD’nin askeri sevkiyatı, hem bölgesel güvenlik hem de uluslararası ilişkiler açısından önemli bir dönüm noktası olarak değerlendiriliyor.

ABD’nin Karayipler’e yaptığı askeri sevkiyat, bölgedeki güvenlik dinamiklerini önemli ölçüde etkileyebilir. Venezuela’nın sert tepkisi ve bölgedeki diğer ülkelerin tutumları, önümüzdeki süreçte gelişmelerin seyrini belirleyecek. Uzmanlar, uluslararası toplumun bu duruma dikkatle yaklaşması gerektiğini ve diplomatik çözüm yollarının öncelikli tutulmasının kritik olduğunu vurguluyor.

Bu gelişmeler, hem bölgesel hem de küresel güvenlik açısından dikkatle izlenmeye devam ediyor.

The post ABD Karayipler’e Askeri Sevkiyat Gönderdi: Bir Denizaltı ve 7 Savaş Gemisi Bölgeye Ulaştı first appeared on TNT Haber.

]]>
https://www.tnthaber.net/dunya/abd-karayiplere-askeri-sevkiyat-gonderdi-bir-denizalti-ve-7-savas-gemisi-bolgeye-ulasti/feed/ 0
Trump’a Mahkeme Şoku: Küresel Tarifeler Yasa Dışı Bulundu https://www.tnthaber.net/dunya/trumpa-mahkeme-soku-kuresel-tarifeler-yasa-disi-bulundu/?utm_source=rss&utm_medium=rss&utm_campaign=trumpa-mahkeme-soku-kuresel-tarifeler-yasa-disi-bulundu https://www.tnthaber.net/dunya/trumpa-mahkeme-soku-kuresel-tarifeler-yasa-disi-bulundu/#respond Sat, 30 Aug 2025 10:28:01 +0000 https://www.tnthaber.net/?p=8714 ABD Federal Temyiz Mahkemesi, Başkan Donald Trump’ın küresel gümrük vergilerine yönelik yetkisini büyük ölçüde yasa dışı bularak önemli bir karara imza attı. Mahkeme, Trump’ın Uluslararası Acil Ekonomik Güçler Yasası (IEEPA) kapsamındaki uygulamalarının yetki aşımı olduğunu kabul etti. Bu karar, ülke ticaret politikaları ve ABD’nin uluslararası ekonomik stratejisi açısından dönüm noktası olma potansiyeli taşıyor. Trump yönetimi, […]

The post Trump’a Mahkeme Şoku: Küresel Tarifeler Yasa Dışı Bulundu first appeared on TNT Haber.

]]>
ABD Federal Temyiz Mahkemesi, Başkan Donald Trump’ın küresel gümrük vergilerine yönelik yetkisini büyük ölçüde yasa dışı bularak önemli bir karara imza attı. Mahkeme, Trump’ın Uluslararası Acil Ekonomik Güçler Yasası (IEEPA) kapsamındaki uygulamalarının yetki aşımı olduğunu kabul etti.

Bu karar, ülke ticaret politikaları ve ABD’nin uluslararası ekonomik stratejisi açısından dönüm noktası olma potansiyeli taşıyor. Trump yönetimi, ABD’ye mal ihraç eden ülkelerle pazarlık için bu tarifeleri güçlü bir koz olarak görüyor; ancak yargı, bu yetkilerin sınırını çizmiş durumda.

Kararın İçeriği: Yetki Aşımı ve Geçici Uygulama

Temyiz mahkemesi, önceki kararı büyük ölçüde onayladı. Ancak, tarifelerin hemen iptal edilmesi talebini reddederek, Trump yönetimine bir fırsat tanıdı: Gümrük vergileri geçici olarak kaldırılmayacak, 14 Ekim’e kadar yürürlükte kalacak. Bu süre, yönetimin olası temyiz süreci ve Yüksek Mahkeme’ye itiraz hazırlığı için kritik önem taşıyor.

Trump’tan Tepki: “Karar Felakettir!”

Trump, karara sosyal medya üzerinden sert tepki gösterdi. “Tüm tarifeler hâlâ yürürlükte. Partizan temyiz mahkemesi yanlış karar verdi, ama sonunda biz kazanacağız,” ifadelerini kullanan Trump, kararın uygulanmaya devam etmesinin ABD’yi “tam anlamıyla yok edeceğini” savundu.

Trump, tarifelerin hem işçilere hem de yerli üretime destek amacı taşıdığını öne sürerek, “Made in America” vurgusu yaptı. Anayasal olarak yalnızca Kongre’ye ait olan ticaret düzenleme yetkisinin, Başkan tarafından nasıl aşılabildiğine dikkat çekti.

Savunucuların Bilinçli Stratejisi: Yüksek Mahkeme’ye Açık Kapı

Mahkeme, kararın tarifeleri derhal iptal etmeme tercihiyle, uygulamanın temyiz süreci boyunca devamını sağlıyor. Bu dinamik yaklaşım, Trump yönetiminin Yüksek Mahkeme’ye başvurma şansını korurken, kararın nihai safhasını dikkatli biçimde izlemesini mümkün kılıyor.

ABD Federal Temyiz Mahkemesi, 30 Ağustos 2025’te verdiği kararla, Başkan Donald Trump’ın küresel gümrük vergileri uygulamasının çoğunu yasa dışı buldu. Ancak mahkeme, tarifelerin derhal iptalini isteyecek kadar ileri gitmeyerek, geçici olarak uygulama sürecine devam edilmesine izin verdi. 14 Ekim’e kadar. Trump, bu karara “Amerika yok olur” sözleriyle tepki gösterirken, mahkemenin kararının “partizan” olduğunu öne sürdü. Bu süreç, hem hukuki hem siyasi açıdan Beyaz Saray ve Kongre arasında güç dengesini yeniden şekillendirebilir. Ayrıca, Yüksek Mahkeme’ye yapılacak itiraz süreci de dikkatle izleniyor. Kararın “kapsamlı ve dikkat çeken bir başlık” altına sıkıştırılması, geniş okuyucu kitlesinin ilgisini çekecek şekilde tasarlandı.

The post Trump’a Mahkeme Şoku: Küresel Tarifeler Yasa Dışı Bulundu first appeared on TNT Haber.

]]>
https://www.tnthaber.net/dunya/trumpa-mahkeme-soku-kuresel-tarifeler-yasa-disi-bulundu/feed/ 0
Powell’dan Jackson Hole Sürprizi: Eylül’de Faiz İndirimi Masada https://www.tnthaber.net/ekonomi/powelldan-jackson-hole-surprizi-eylulde-faiz-indirimi-masada/?utm_source=rss&utm_medium=rss&utm_campaign=powelldan-jackson-hole-surprizi-eylulde-faiz-indirimi-masada https://www.tnthaber.net/ekonomi/powelldan-jackson-hole-surprizi-eylulde-faiz-indirimi-masada/#respond Fri, 22 Aug 2025 14:56:58 +0000 https://www.tnthaber.net/?p=8659 ABD Merkez Bankası (FED) Başkanı Jerome Powell, Wyoming’de düzenlenen Jackson Hole Ekonomi Sempozyumu’nda yaptığı konuşmada, piyasalarda merakla beklenen faiz politikalarına dair önemli mesajlar verdi. Powell, Eylül ayında faiz indirimi ihtimalini tamamen dışlamadığını belirterek, işgücü piyasasındaki yavaşlamaya ve enflasyon baskılarının seyrine dikkat çekti. Bu açıklamalar, hem küresel piyasalar hem de Amerikan ekonomisi açısından yeni bir dönüm […]

The post Powell’dan Jackson Hole Sürprizi: Eylül’de Faiz İndirimi Masada first appeared on TNT Haber.

]]>
ABD Merkez Bankası (FED) Başkanı Jerome Powell, Wyoming’de düzenlenen Jackson Hole Ekonomi Sempozyumu’nda yaptığı konuşmada, piyasalarda merakla beklenen faiz politikalarına dair önemli mesajlar verdi. Powell, Eylül ayında faiz indirimi ihtimalini tamamen dışlamadığını belirterek, işgücü piyasasındaki yavaşlamaya ve enflasyon baskılarının seyrine dikkat çekti. Bu açıklamalar, hem küresel piyasalar hem de Amerikan ekonomisi açısından yeni bir dönüm noktasına işaret ediyor.

Eylül İndirimi Masada

Powell konuşmasında, “Ekonomik veriler doğrultusunda hareket etmeye devam edeceğiz. Gerekirse Eylül ayında faiz indirimi gündeme gelebilir” ifadelerini kullandı. Ancak kesin bir adım için henüz erken olduğunu da vurguladı. Bu yaklaşım, FED’in hem enflasyonu kontrol altında tutmak hem de yavaşlayan işgücü piyasasını desteklemek arasında hassas bir denge arayışında olduğunu gösteriyor.

Piyasalarda uzun süredir tartışılan konu, FED’in 2024’te başlayan faiz artırımı sürecini ne zaman sonlandıracağı ve indirime geçeceği yönündeydi. Powell’ın mesajı, Eylül ayında faiz indirimi için güçlü bir sinyal olarak yorumlandı.

İşgücü Piyasasında “Tuhaf Denge”

Powell konuşmasının en dikkat çeken bölümlerinden birinde, işgücü piyasasını “tuhaf bir denge” olarak niteledi. Ona göre, hem iş arayanların sayısı hem de işverenlerin yeni eleman talebi azalıyor. Buna rağmen işsizlik oranı hâlâ düşük seviyelerde seyrediyor. Bu durum, istihdam piyasasının görünürde güçlü ama aslında kırılgan bir yapıya sahip olduğunu ortaya koyuyor.

Ekonomistler, bu tabloyu “görünürde tam istihdam, ancak altında yatan zayıflıklar” olarak değerlendiriyor. FED’in faiz indirimiyle işgücü piyasasına destek verme isteği, enflasyonla mücadele hedefiyle çatışma riski taşıyor.

Enflasyon ve Gümrük Tarifeleri

Powell ayrıca, ABD Başkanı Donald Trump yönetiminde uygulanan yüksek gümrük tarifelerinin enflasyon üzerindeki etkilerine değindi. Ona göre, bu tür politikalar fiyatlar üzerinde kademeli ve geçici baskılar yaratıyor. Yani FED, tarife kaynaklı fiyat artışlarını “kalıcı enflasyon” kategorisine koymuyor.

Ancak bazı analistler, ticaret politikalarının küresel tedarik zincirlerini zorlayarak daha kalıcı enflasyonist baskılar doğurabileceğini savunuyor. Powell’ın bu noktadaki temkinli söylemi, FED’in henüz net bir pozisyon almadığını gösteriyor.

Piyasalarda Coşkulu Tepki

Powell’ın açıklamaları, özellikle Wall Street’te büyük bir iyimserlik yarattı. Dow Jones endeksi 700 puana yakın yükselişle günü kapattı. S&P 500 ve Nasdaq endeksleri de benzer şekilde hızlı artış kaydetti.

Yatırımcılar, Powell’ın sözlerini “Eylül’de faiz indirimi kapıda” şeklinde yorumladı. Chicago borsasında işlem gören CME FedWatch verilerine göre, Eylül ayında faiz indirimi ihtimali %75 seviyesine çıktı. Bu da piyasaların Powell’ın mesajını güçlü bir beklentiye dönüştürdüğünü ortaya koyuyor.

Siyasi Baskılar ve FED’in Bağımsızlığı

Powell’ın konuşmasının bir diğer önemli noktası, FED’in siyasi baskılar altındaki pozisyonuydu. Trump yönetimi uzun süredir faizlerin hızlı biçimde düşürülmesi gerektiğini savunuyor. Beyaz Saray’dan gelen bu taleplerin FED üzerinde baskı yarattığı biliniyor.

Powell ise konuşmasında, kararların yalnızca ekonomik veriler ve objektif analizlere göre alınacağını belirterek, FED’in bağımsızlığını vurguladı. Bu açıklama, hem piyasalara hem de siyasi otoritelere güçlü bir mesaj niteliği taşıyor.

Beş Yıllık Politika Çerçevesi

Powell, konuşmasının son bölümünde FED’in beş yıllık politika çerçevesi değerlendirmesine de değindi. Özellikle “maksimum istihdam” ve “fiyat istikrarı” hedeflerinin nasıl dengeleneceği konusunda görüşler paylaştı. Bu çerçeve, FED’in uzun vadede hangi araçları ve öncelikleri dikkate alacağına ışık tutacak.

Analistlerden Yorumlar

Finans uzmanları, Powell’ın açıklamalarını “sigorta politikası” olarak nitelendirdi. Yani FED, olası bir ekonomik yavaşlamaya karşı şimdiden faiz indirimi seçeneğini masada tutuyor. Bu yaklaşım, piyasaların ani bir şok yaşamasını önlemeyi amaçlıyor. Ancak enflasyon risklerinin devam etmesi, bu politikanın ne kadar uygulanabilir olduğuna dair soru işaretleri bırakıyor.

Bazı ekonomistler, FED’in fazla gecikmeden faiz indirimi yapması gerektiğini savunurken, diğerleri enflasyonun henüz tam olarak kontrol altına alınmadığını belirterek, aceleci adımların riskli olabileceğini dile getiriyor.

Jerome Powell’ın Jackson Hole konuşması, ABD ekonomisinin içinde bulunduğu belirsizlikleri gözler önüne serdi. İşgücü piyasasındaki tuhaf denge, enflasyon baskıları ve siyasi müdahaleler FED’in kararlarını zorlaştırıyor. Ancak Powell’ın ihtiyatlı ve veri odaklı yaklaşımı, piyasalarda güven verici bulundu.

Eylül ayında faiz indirimi kararı alınırsa, bu hem Amerikan ekonomisi hem de küresel piyasalar açısından yeni bir dönemin başlangıcı olabilir. Eğer enflasyon yeniden yükselişe geçerse, FED bu kez daha karmaşık bir tabloyla karşı karşıya kalabilir. Şimdilik piyasalarda iyimserlik hâkim, fakat önümüzdeki haftalarda açıklanacak ekonomik veriler, tüm dengeleri değiştirme potansiyeline sahip.

The post Powell’dan Jackson Hole Sürprizi: Eylül’de Faiz İndirimi Masada first appeared on TNT Haber.

]]>
https://www.tnthaber.net/ekonomi/powelldan-jackson-hole-surprizi-eylulde-faiz-indirimi-masada/feed/ 0
33 Yaşındaki Zohran Mamdani, New York Belediye Başkanlığı Önseçimini Kazandı https://www.tnthaber.net/gundem/33-yasindaki-zohran-mamdani-new-york-belediye-baskanligi-onsecimini-kazandi/?utm_source=rss&utm_medium=rss&utm_campaign=33-yasindaki-zohran-mamdani-new-york-belediye-baskanligi-onsecimini-kazandi https://www.tnthaber.net/gundem/33-yasindaki-zohran-mamdani-new-york-belediye-baskanligi-onsecimini-kazandi/#respond Wed, 13 Aug 2025 14:00:15 +0000 https://www.tnthaber.net/?p=8586 33 Yaşındaki Demokratik Sosyalist Parti üyesi Zohran Mamdani, New York Belediye Başkanlığı için yapılan Demokrat Parti ön seçimlerinde eski vali Andrew Cuomo’yu yenerek büyük bir sürprize imza attı. Bu zafer, sadece New York siyaseti için değil, ABD genelinde ilerici hareketin yükselişi açısından da tarihi bir an olarak değerlendiriliyor. Henüz resmi sonuçlar kesinleşmemiş olsa da, kullanılan […]

The post 33 Yaşındaki Zohran Mamdani, New York Belediye Başkanlığı Önseçimini Kazandı first appeared on TNT Haber.

]]>
33 Yaşındaki Demokratik Sosyalist Parti üyesi Zohran Mamdani, New York Belediye Başkanlığı için yapılan Demokrat Parti ön seçimlerinde eski vali Andrew Cuomo’yu yenerek büyük bir sürprize imza attı. Bu zafer, sadece New York siyaseti için değil, ABD genelinde ilerici hareketin yükselişi açısından da tarihi bir an olarak değerlendiriliyor.

Henüz resmi sonuçlar kesinleşmemiş olsa da, kullanılan sıralı tercih oylama sistemi nedeniyle sonuçların tamamı önümüzdeki günlerde açıklanacak. Ancak mevcut veriler Mamdani’nin net bir üstünlük sağladığını gösteriyor. Rakibi Cuomo ise seçim gecesi yaptığı konuşmada yenilgiyi kabul ederek, “Bu gece onun gecesi, kazandı ve bunu hak etti” dedi.

İlk Müslüman Belediye Başkanı Olabilir

Mamdani’nin zaferi, onu New York’un tarihindeki ilk Müslüman belediye başkanı adayı konumuna getirdi. Kampanyasında kendini “Donald Trump’ın en kötü kabusu” olarak tanımlayan Mamdani, belediye yönetiminde 115 milyar dolarlık bütçe ve 300 bin çalışanı olan devasa bir organizasyonu dönüştürme iddiasında.

New York gibi dünyanın en büyük finans ve kültür merkezlerinden birini yönetme fırsatı, Mamdani’nin politik vizyonunu ulusal ölçekte de dikkat çekici hale getirdi.

Demokrat Parti İçindeki Çatlaklar

Mamdani’nin adaylığı, Demokrat Parti içinde uzun süredir devam eden merkezci–ilerici çekişmesinin de yeni bir örneğini oluşturuyor. Parti içindeki bazı isimler onun Filistin yanlısı duruşunu sert şekilde eleştirirken, destekçileri ise bu tavrı ilerici değerlerin savunusu olarak görüyor.

Rakibi Andrew Cuomo, geçmişte yaşadığı skandallar ve görevden ayrılış biçimi nedeniyle eleştirilerin hedefindeydi. New York Belediye Başkanı Eric Adams ise görev süresince etik soruşturmalarla gündeme geldi. Bu ortamda Mamdani, “taban hareketlerinin sesi” olarak öne çıktı.

Sosyalist Yönetim İçin Büyük Test

Mamdani’nin belediye başkanı olması, ABD’nin en büyük şehirlerinden birinde demokratik sosyalist bir yönetim modelinin nasıl işleyeceğine dair önemli bir sınav niteliği taşıyor. Kampanyasında gelir eşitsizliğiyle mücadele, barınma krizine çözüm, toplu ulaşımın iyileştirilmesi ve kamu hizmetlerinin genişletilmesi gibi vaatlere odaklandı.

Seçim sürecinde, destekçilerinin yanı sıra karşıtlarından da sert eleştiriler aldı. Ancak özellikle genç seçmenler ve düşük gelirli kesimler, Mamdani’nin politikalarını güçlü biçimde sahiplendi.

ABD Siyasetine Olası Etkileri

Mamdani’nin zaferi, yalnızca New York’ta değil, ülke genelinde Demokrat Parti’nin geleceği açısından da önemli bir işaret olarak değerlendiriliyor. Parti içindeki ilerici kanadın güç kazanması, önümüzdeki yıllarda daha sol politikaların gündeme gelmesine yol açabilir.

Siyasi analistler, Mamdani’nin başarısını, Bernie Sanders ve Alexandria Ocasio-Cortez gibi isimlerin başlattığı ilerici dalganın devamı olarak yorumluyor. Bu durum, 2024 seçimlerinden sonra merkezci çizgide zorlanan Demokratlar için yeni bir yön arayışını da beraberinde getirebilir.

Seçim Sisteminin Rolü

New York’ta kullanılan sıralı tercih oylaması, Mamdani’nin zaferinde belirleyici oldu. Bu sistemde seçmenler adaylarını birinci, ikinci ve üçüncü tercihler olarak sıralıyor; düşük oy alan adayların tercihleri diğer adaylara dağıtılıyor. Böylece, tabanı güçlü ancak geleneksel anlamda çoğunluk sağlayamayan adaylar avantajlı duruma gelebiliyor.

Mamdani, bu süreçte farklı toplumsal gruplardan oy almayı başararak rakibine karşı açık fark yarattı.

Zorluklar Kapıda

Seçimin ardından Mamdani’yi zorlu bir süreç bekliyor. New York gibi karmaşık ve mali açıdan devasa bir şehirde reform yapmak kolay değil. Ayrıca Cumhuriyetçi Parti ve merkezci Demokratlar, onun politikalarını “aşırı sol” olarak nitelendirerek kamuoyunda dengeleri etkilemeye çalışabilir.

Buna karşın Mamdani, seçim gecesi yaptığı konuşmada, “Bu sadece bir başlangıç. New York’u herkes için yaşanabilir bir şehir haline getireceğiz” diyerek iddiasını yineledi.

Solun Yükselişinde Yeni Bir Aşama

Zohran Mamdani’nin Andrew Cuomo karşısındaki zaferi, ABD’deki ilerici hareket açısından yalnızca bir seçim başarısı değil; aynı zamanda siyasetin gidişatında önemli bir değişimin habercisi olarak görülüyor.

Eğer Mamdani, belediye başkanlığı görevini kazanırsa, New York’ta uygulayacağı politikalar, demokratik sosyalizmin pratikte nasıl işleyeceğine dair güçlü bir örnek sunabilir. Bu da ülke genelinde benzer hareketlere ilham verebilir.

The post 33 Yaşındaki Zohran Mamdani, New York Belediye Başkanlığı Önseçimini Kazandı first appeared on TNT Haber.

]]>
https://www.tnthaber.net/gundem/33-yasindaki-zohran-mamdani-new-york-belediye-baskanligi-onsecimini-kazandi/feed/ 0
Çin, ABD’nin Tarife Baskısına Karşı Brezilya ile İşbirliğini Derinleştiriyor https://www.tnthaber.net/dunya/cin-abdnin-tarife-baskisina-karsi-brezilya-ile-isbirligini-derinlestiriyor/?utm_source=rss&utm_medium=rss&utm_campaign=cin-abdnin-tarife-baskisina-karsi-brezilya-ile-isbirligini-derinlestiriyor https://www.tnthaber.net/dunya/cin-abdnin-tarife-baskisina-karsi-brezilya-ile-isbirligini-derinlestiriyor/#respond Thu, 07 Aug 2025 08:46:57 +0000 https://www.tnthaber.net/?p=8540 7 Ağustos 2025 tarihinde TNT Haber’de yayınlanan habere göre, Çin Dışişleri Bakanı Vang Yi, ABD Başkanı Donald Trump’ın Brezilya’ya yönelik gümrük vergisi tehdidine karşılık verecek şekilde, Pekin yönetiminin bu ülkeyle işbirliğini derinleştirme niyetinde olduğunu açıkladı. 1. Görüşmenin Çerçevesi ve Vurgular Xinhua ajansı aracılığıyla yapılan habere göre, Vang Yi Brezilya Devlet Başkanı Lula da Silva’nın Başdanışmanı […]

The post Çin, ABD’nin Tarife Baskısına Karşı Brezilya ile İşbirliğini Derinleştiriyor first appeared on TNT Haber.

]]>
7 Ağustos 2025 tarihinde TNT Haber’de yayınlanan habere göre, Çin Dışişleri Bakanı Vang Yi, ABD Başkanı Donald Trump’ın Brezilya’ya yönelik gümrük vergisi tehdidine karşılık verecek şekilde, Pekin yönetiminin bu ülkeyle işbirliğini derinleştirme niyetinde olduğunu açıkladı.

1. Görüşmenin Çerçevesi ve Vurgular

Xinhua ajansı aracılığıyla yapılan habere göre, Vang Yi Brezilya Devlet Başkanı Lula da Silva’nın Başdanışmanı Celso Amorim ile bir telefon görüşmesi gerçekleştirdi. Görüşmede Vang, “ortak vizyonlar doğrultusunda bir süredir işbirliği halinde” olduklarını belirtti. Çin, Brezilya’yı “hiçbir gerekçesi olmayan tarifelerle yapılan zorbalığa karşı” desteklediğini vurguladı.

Amorim ise Brezilya’nın, Çin ile çok çeşitli alanlarda (ticaret, ekonomi, BRICS platformu vb.) işbirliğini artırmaya ve BRICS içindeki koordinasyonu güçlendirmeye hevesli olduğunu söyledi.

2. Trump’ın Tarife Tehdidi ve Ardındaki Nedenler

Trump, 9 Temmuz’da Lula’ya gönderdiği mektupta, eski Başkan Jair Bolsonaro hakkında açılmış davaların durdurulmaması halinde Brezilya’ya yüzde 50 oranında gümrük vergisi uygulayacağını bildirmişti.

Bu adım, BRICS ülkeleriyle yakınlaşması ve Çin ile stratejik bağlarını güçlendirmesi nedeniyle Trump’ın Brezilya’ya yönelik ekonomik baskıyı artırdığı yorumlarına sahne oldu.

3. Brezilya’nın Küresel Stratejisi ve Ekonomik Dayanıklılığı

Trump’ın getirdiği yüzde 50’lik tarife, Brezilya’nın ABD’ye yaptığı toplam ihracatın yaklaşık %36’sını kapsıyor. Ancak bazı kritik ürünlerde (uçak, enerji, portakal suyu vb.) muafiyetler tanındı, bu da olası ekonomik darbeleri hafifletebilir.

Ekonomistler, Brezilya’nın Çin ile güçlü ticari ilişkileri sayesinde bu darbeden nispeten az etkilenebileceğini ileri sürüyor. Çin, Brezilya’nın ihracatının önemli bir kısmını oluşturuyor ve ilişkiler genişliyor.

4. Somut Hamle: Kahve İhracatçılarına Kapılar Açıldı

ABD’nin yeni tarifeleriyle karşı karşıya kalan Brezilyalı kahve ihracatçıları için Çin’den somut bir adım geldi. Çin, 183 Brezilya kahve firmasının ülkeye ihracatını onayladı. Bu izinler 30 Temmuz’da geçerli hale geldi ve 5 yıl süreyle geçerli olacak.

Bu gelişme, tarife sonucu doğabilecek kayıpları telafi etme ve ticaret rotasını yeniden şekillendirme yönünde kritik bir önlem olarak değerlendiriliyor.

5. BRICS’te Koordineli Tepki Arayışı

Brezilya Devlet Başkanı Lula, Trump’ın tek taraflı tavrına karşı, BRICS ülkeleriyle ortak bir strateji geliştirmeyi planladığını açıkladı. Lula, halihazırda Brezilya’nın BRICS başkanlığında olduğunu ve G20’deki güçlü varlığının dünya siyasetinde önemli bir ağırlık oluşturduğunu belirtti.

Bu çerçevede, Çin ve Hindistan gibi stratejik partnerlerle diyalog kurarak koordineli bir ticaret politikası geliştirme hedefi bulunuyor.

Genel Değerlendirme

Çin, ABD’nin Brezilya’ya yönelik tarifeler yoluyla yürüttüğü baskıya diplomatik ve ekonomik boyutlarda yanıt verme kararı aldı. Bu yanıt birkaç boyutta şekillendi:

  • Siyasi Destek: “Tarifeye karşı birlikteyiz” mesajı, Çin’in Brezilya’ya yönelik diplomatik desteğini açıkça ortaya koydu.
  • Ekonomik Hamle: Kahve ihracatçılarının Çin ile yeni ticaret yolları geliştirmesine izin verilmesi, somut bir ekonomik refleks olarak öne çıktı.
  • Stratejik Koordinasyon: BRICS üzerinden birlikte hareket etme planı, Çin-Brezilya ilişkilerinin sadece ikili değil, çok taraflı boyutunun güçlendiğini gösteriyor.

Bu gelişmeler, küresel ticarette çok kutuplu bir düzen arayışının ve ABD’nin korumacı politikalarına karşı alternatif ağların oluşumunu temsil ediyor.

The post Çin, ABD’nin Tarife Baskısına Karşı Brezilya ile İşbirliğini Derinleştiriyor first appeared on TNT Haber.

]]>
https://www.tnthaber.net/dunya/cin-abdnin-tarife-baskisina-karsi-brezilya-ile-isbirligini-derinlestiriyor/feed/ 0
Trump’tan Yeni Gümrük Hamlesi Borsalarda Kırmızı Alarm! https://www.tnthaber.net/ekonomi/trumptan-yeni-gumruk-hamlesi-borsalarda-kirmizi-alarm/?utm_source=rss&utm_medium=rss&utm_campaign=trumptan-yeni-gumruk-hamlesi-borsalarda-kirmizi-alarm https://www.tnthaber.net/ekonomi/trumptan-yeni-gumruk-hamlesi-borsalarda-kirmizi-alarm/#respond Fri, 01 Aug 2025 13:57:16 +0000 https://www.tnthaber.net/?p=8504 ABD Başkanı Donald Trump, dünya ekonomisini sarsacak yeni bir gümrük tarifesi paketi açıkladı. 1 Ağustos’ta imzaladığı yürütme emriyle ABD’ye ithalat yapan onlarca ülkeye yönelik kapsamlı bir vergi artışı kararı alan Trump, küresel ticaret dengelerini altüst etti. Alınan karara göre Kanada, Hindistan, Tayvan, Güney Kore, Almanya, Meksika ve Güney Afrika gibi ülkelerden ithal edilen binlerce ürüne […]

The post Trump’tan Yeni Gümrük Hamlesi Borsalarda Kırmızı Alarm! first appeared on TNT Haber.

]]>
ABD Başkanı Donald Trump, dünya ekonomisini sarsacak yeni bir gümrük tarifesi paketi açıkladı. 1 Ağustos’ta imzaladığı yürütme emriyle ABD’ye ithalat yapan onlarca ülkeye yönelik kapsamlı bir vergi artışı kararı alan Trump, küresel ticaret dengelerini altüst etti. Alınan karara göre Kanada, Hindistan, Tayvan, Güney Kore, Almanya, Meksika ve Güney Afrika gibi ülkelerden ithal edilen binlerce ürüne %10 ila %41 arasında değişen oranlarda vergi uygulanacak. Bu hamle piyasaları anında etkiledi; dünya borsalarında sert düşüşler yaşandı, yatırımcı güveni sarsıldı.

Küresel Piyasalarda Deprem Etkisi

Trump’ın beklenmedik kararı sonrası küresel borsa endeksleri adeta kırmızıya büründü. Özellikle Avrupa ve Asya piyasalarında sert satışlar görüldü. Almanya’nın DAX endeksi %1.8, Fransa’nın CAC 40 endeksi %2.1, İngiltere FTSE 100 ise %0.6 oranında değer kaybetti. Japonya’da Nikkei endeksi %1.3 düşerken, Çin ve Güney Kore borsalarında da yüzde 1’in üzerinde gerilemeler gözlendi.

ABD borsalarında da benzer bir tablo ortaya çıktı. Açılışta S\&P 500 yaklaşık %1 gerilerken, teknoloji şirketlerinin yoğunlukta olduğu Nasdaq %1.4 oranında düştü. Dow Jones ise %0.8 kayıpla günü açtı. Özellikle ihracata dayalı büyük firmalarda hisseler ciddi değer kaybı yaşadı.

Ekonomik Belirsizlik Arttı

Bu gelişmeler, sadece yatırımcıları değil, aynı zamanda ekonomistleri ve analistleri de endişelendirdi. Uzmanlar, bu yeni tarifelerin enflasyonist baskıları artırabileceğini, üretim maliyetlerini yükseltebileceğini ve nihayetinde tüketiciye daha yüksek fiyatlar olarak yansıyabileceğini vurguluyor. Ayrıca, uluslararası ticaret zincirinde yaşanabilecek kırılmaların küresel büyümeyi de olumsuz etkileyebileceği düşünülüyor.

Oxford Economics’ten yapılan açıklamada, bu gümrük tarifelerinin dünya ticaret hacmini ciddi şekilde daraltabileceği ve ABD dahil birçok ülkede resesyon ihtimalini artırabileceği belirtildi. Benzer şekilde, bazı yatırım kuruluşları da Trump’ın bu adımını “yeni bir ticaret savaşı”nın başlangıcı olarak yorumladı.

Yatırımcılar Defansif Pozisyona Geçti

Kurumsal yatırımcılar, riskten kaçınma stratejisine geçerek defansif sektörlere yönelmeye başladı. Özellikle enerji, savunma ve sağlık gibi kriz anlarında daha dayanıklı görülen sektörlere olan talep artarken, teknoloji ve tüketim malları sektöründeki hisseler ciddi satış yedi. Bu durum, borsalardaki sektörel dengeleri de değiştirdi.

Portföy yöneticileri ise yatırımcılara kısa vadede nakit varlıkları artırmalarını, uzun vadede ise daha az dalgalanma yaşayan hisse ve tahvillere yönelmelerini öneriyor. Ayrıca, altın gibi güvenli liman varlıklarında da değer artışı dikkat çekti.

Dolar Güçlendi, Tahvil Faizleri Düştü

Ticaret savaşına yönelik endişeler, yatırımcıları Amerikan dolarına yönlendirdi. Dolar endeksi, tarife kararının ardından gün içerisinde %0.7 yükseldi. Bu durum, gelişmekte olan ülkelerin para birimlerinde baskı oluşturdu. Öte yandan, ABD 10 yıllık tahvil faizleri ise düşüş gösterdi. Analistler, bunun yatırımcıların güvenli liman arayışının ve FED’in faiz indirimi ihtimalinin bir yansıması olduğunu ifade etti.

ABD İçinde de Tepkiler Yükseliyor

Trump’ın tarifelere dayalı ticaret stratejisi, içeride de ciddi eleştirilere yol açtı. ABD Kongresi’nde bazı senatörler, Başkan’ın bu kadar geniş kapsamlı vergi düzenlemelerini tek başına uygulamasını sorguluyor. “Trade Review Act” isimli yeni bir yasa tasarısı ile Başkan’ın gümrük vergisi yetkilerinin sınırlanması hedefleniyor.

Ayrıca bazı hukukçular, yeni tarifelerin daha önce Anayasa Mahkemesi’nden dönen “Liberation Day” benzeri kararlar gibi hukuki sorunlara yol açabileceğini belirtiyor. Bu durum, piyasalar açısından ek bir belirsizlik unsuru yaratıyor.

Türkiye ve Gelişen Piyasalar da Etkilendi

Trump’ın yeni vergi düzenlemeleri doğrudan Türkiye’yi hedef almıyor olsa da, küresel risk algısındaki artış ve gelişmekte olan piyasalardan sermaye çıkışı, Borsa İstanbul’da da yankı buldu. BIST 100 endeksi günü %1.1 düşüşle tamamlarken, döviz kurlarında da yukarı yönlü hareketler gözlendi. Uzmanlar, önümüzdeki günlerde TL üzerinde baskının artabileceğini ve Türkiye gibi gelişen piyasalarda volatilitenin yükselmesini bekliyor.

Piyasalarda Zor Bir Dönem Başlıyor

Trump’ın attığı bu ticaret adımı, dünya genelinde yatırımcıları temkinli davranmaya zorluyor. Gerek ekonomik büyüme açısından, gerekse hisse senedi piyasaları üzerinde yaratacağı etkiler bakımından, bu tarifelerin kısa sürede geri çekilmesi beklenmiyor. Yatırımcılar için önümüzdeki dönemde risk yönetimi, portföy çeşitliliği ve temkinli analizler her zamankinden daha büyük önem taşıyacak gibi görünüyor.

The post Trump’tan Yeni Gümrük Hamlesi Borsalarda Kırmızı Alarm! first appeared on TNT Haber.

]]>
https://www.tnthaber.net/ekonomi/trumptan-yeni-gumruk-hamlesi-borsalarda-kirmizi-alarm/feed/ 0
Tayland ve Kamboçya Malezya’da Ateşkese Vardı https://www.tnthaber.net/dunya/tayland-ve-kambocya-malezyada-ateskese-vardi/?utm_source=rss&utm_medium=rss&utm_campaign=tayland-ve-kambocya-malezyada-ateskese-vardi https://www.tnthaber.net/dunya/tayland-ve-kambocya-malezyada-ateskese-vardi/#respond Mon, 28 Jul 2025 15:48:47 +0000 https://www.tnthaber.net/?p=8485 Beş gün süren yoğun çatışmaların ardından Tayland ve Kamboçya liderleri, Malezya’nın ev sahipliğinde gerçekleştirilen acil barış görüşmeleri sonucunda “hemen ve koşulsuz ateşkes” kararında anlaşmaya vardı. Anlaşma, yerel saatle Pazartesi gecesi yarısından itibaren yürürlüğe girecek şekilde düzenlendi. Bu gelişme, her iki ülke arasında son on yılın en kanlı gerilimini sona erdirmek için atılmış önemli bir adım […]

The post Tayland ve Kamboçya Malezya’da Ateşkese Vardı first appeared on TNT Haber.

]]>
Beş gün süren yoğun çatışmaların ardından Tayland ve Kamboçya liderleri, Malezya’nın ev sahipliğinde gerçekleştirilen acil barış görüşmeleri sonucunda “hemen ve koşulsuz ateşkes” kararında anlaşmaya vardı. Anlaşma, yerel saatle Pazartesi gecesi yarısından itibaren yürürlüğe girecek şekilde düzenlendi.

Bu gelişme, her iki ülke arasında son on yılın en kanlı gerilimini sona erdirmek için atılmış önemli bir adım olarak değerlendiriliyor. Ateşkes, çatışmaların durdurulmasını, askeri ve siyasi iletişimin yeniden başlayabilmesini ve bölgesel güvenliğin geri kazanılmasını hedefliyor. Görüşmeler, Malezya Başbakanı Anwar Ibrahim’in evinde yapıldı; Tayland’ı geçici Başbakan Phumtham Wechayachai, Kamboçya’yı Başbakan Hun Manet temsil etti. Anwar, “Bu, tırmanmayı azaltmak ve barış ile güvenliğin yeniden tesisi için hayati bir ilk adımdır” dedi.

Ateşkes kararı, yalnızca bölgesel liderlerin değil, uluslararası aktörlerin de baskısıyla gerçekleşti. ABD Başkanı Donald Trump, iki ülkeyle ticaret anlaşmalarını sonuçlandırmayacağını ve 1 Ağustos itibarıyla yüzde 36’lık yüksek bir vergi uygulayacağını açıkça belirtmişti. Aynı zamanda hem ABD hem Çin yetkilileri görüşmelere katıldı ve ateşkes sürecinin hazırlanmasında aktif rol aldı. ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio, ABD yetkililerinin Malezya’da barış görüşmelerine destek verdiğini açıkladı.

Yeni anlaşma ile ordular bu gece yarısından itibaren ateşkesi uygulayacak, Çarşamba sabahı saat 07:00’de her iki ülkenin bölgesel komutanları arasında doğrudan görüşmeler gerçekleştirilecek. Ayrıca, 4 Ağustos tarihinde bir genel sınır komitesi toplantısı yapılması kararlaştırıldı. Başbakanlar, dışişleri ve savunma bakanları düzeyinde iletişimin yeniden başlatılması da planlanıyor.

Simgesel ve Tarihî Arka Plan
Tayland–Kamboçya arasındaki 817 km uzunluğundaki ortak sınır, yıllardır sınır anlaşmazlıklarına konu olmuştur. Özellikle Preah Vihear ve Ta Moan Thom gibi tarihi tapınak çevresindeki bölgeler gerginliğin kaynağı oldu. Bu kriz, Mayıs ayında bir Kamboçyalı askerinin öldürülmesiyle yeniden alevlendi; her iki taraf birbirini kışkırtmakla suçladı ve baskın rotalarına ağır silahlar yerleştirildi. Tayland, hava saldırıları da dahil olmak üzere askeri güç kullandığını açıkladı.

Siyasi anlamda bu kriz, Tayland’da zaten kırılgan olan koalisyon hükümetini sarstı. Haziran ayında eski lider Hun Sen ile Thaksin Shinawatra’yı ilişkilendiren telefon görüşmesinin kamuoyuna sızması, koalisyonun çökmesiyle sonuçlanmış; Başbakan Paetongtarn Shinawatra görevden uzaklaştırılmıştı. Böylece sınır çatışmaları iç siyasi krizi daha da derinleştirdi.

İnsani Etki ve Geri Dönüş Süreci
Çatışmalar, en az 35–36 kişinin ölümüne yol açtı; bunların çoğunluğunu siviller oluşturuyordu. Aynı zamanda, her iki ülkeden 300.000’den fazla kişi evlerini terk etmek zorunda kaldı. Sınır esas zanlarda kitlesel yer değiştirmeler, yerleşim yerlerine zarar ve toplumsal travmalar yaşandı. Ateşkes, bu ağır insani krizi bir nebze olsun hafifletmek ve mağdurlara güvenli dönüş imkânı yaratmak amacı taşıyor.

Uzman Görüşü ve Sonrası
Uzmanlar, alınan ateşkes kararının olumlu olduğuna işaret etmekle birlikte, bunun kırılgan ve geçici kalabileceği uyarısında bulunuyor. ISEAS-Yusof Ishak Enstitüsü’nden Tita Sanglee, “güvenin yeniden inşa sürecinin uzun ve hassas olacağını” vurguluyor; bu sürecin sadece zaman değil, aktif diplomasi ve güven artırıcı adımları gerektirdiğini belirtiyor.

Bu yeni sayfa, Tayland–Kamboçya ilişkilerinde durağan bir barış dönemine geçiş için umut verse de, bazı kritik parametrelerin izlemesi ve uygulanması büyük önem taşıyor. Ateşkese bağlılık, iki ülke arasındaki iletişimin devamlılığı, sınır komitelerinin toplantı planı ve bölgesel gözlemcilerin etkili katılımı, uzun vadeli güven inşası için temel oluşturacak unsurlar olarak öne çıkıyor.

The post Tayland ve Kamboçya Malezya’da Ateşkese Vardı first appeared on TNT Haber.

]]>
https://www.tnthaber.net/dunya/tayland-ve-kambocya-malezyada-ateskese-vardi/feed/ 0
Google’dan Afrika’ya 37 Milyon Dolarlık AI Desteği https://www.tnthaber.net/gundem/googledan-afrikaya-37-milyon-dolarlik-ai-destegi/?utm_source=rss&utm_medium=rss&utm_campaign=googledan-afrikaya-37-milyon-dolarlik-ai-destegi https://www.tnthaber.net/gundem/googledan-afrikaya-37-milyon-dolarlik-ai-destegi/#respond Sat, 26 Jul 2025 14:22:55 +0000 https://www.tnthaber.net/?p=8471 Google, 24–26 Temmuz 2025 tarihlerinde gerçekleştirdiği açıklamalarla Afrika genelinde yapay zeka ekosistemini desteklemek amacıyla toplam 37 milyon dolarlık yeni bir yatırım paketini duyurdu. Bu yatırım, önceden taahhüt edilmiş ancak daha önce resmiyet kazanmamış destekleri de içeriyor. 1. Araştırma ve Altyapıya Yönelik Destekler Google’ın bu paketi, kıtadaki AI araştırmalarını güçlendirmek, akademik kapasiteyi artırmak ve altyapıyı geliştirmek […]

The post Google’dan Afrika’ya 37 Milyon Dolarlık AI Desteği first appeared on TNT Haber.

]]>
Google, 24–26 Temmuz 2025 tarihlerinde gerçekleştirdiği açıklamalarla Afrika genelinde yapay zeka ekosistemini desteklemek amacıyla toplam 37 milyon dolarlık yeni bir yatırım paketini duyurdu. Bu yatırım, önceden taahhüt edilmiş ancak daha önce resmiyet kazanmamış destekleri de içeriyor.

1. Araştırma ve Altyapıya Yönelik Destekler

Google’ın bu paketi, kıtadaki AI araştırmalarını güçlendirmek, akademik kapasiteyi artırmak ve altyapıyı geliştirmek amacıyla tasarlandı. 25 milyon dolar, Google.org tarafından “AI Collaborative for Food Security” başlığı altında gıda güvenliği üzerine çalışan araştırmacılar ve sivil toplum örgütleriyle iş birliği içinde geliştirilecek projelere ayrıldı. Bu girişimin kapsamı; erken açlık tahmini, iklim dayanıklı ürün önerileri ve küçük çiftçilere yönelmiş esnek çözümler üretmek gibi alanları kapsıyor.

2. Dil Teknolojilerinde Kapsayıcılık (Masakhane)

Dilsel adalet ve kapsayıcılık odaklı bir diğer alt başlık, 3 milyon dolarlık destekle Masakhane Araştırma Vakfı’na yapıldı. Masakhane, kıta genelinde 40’ın üzerinde Afrikalı dil için doğal dil işleme (NLP), makine çevirisi ve ses tanıma sistemi geliştirmeyi sürdüren açık araştırma kolektifidir. Bu fon sayesinde, söz konusu dillerde yüksek kaliteli veri kümeleri, çeviri modelleri ve konuşma araçları geliştirilecek.

3. Başlangıç Aşamasındaki Start‑up’lara Destek Platformu

Google, yapay zekayı pratik sorunlara dönüştüren AI odaklı girişimleri desteklemek için yeni bir “katalitik fon” platformunu hayata geçiriyor. 100’den fazla erken aşama girişim, tarım, sağlık, eğitim gibi alanlarda faaliyet gösteriyor. Bu girişimler, finansal destek, mentor desteği, teknik araçlar ve Google’ın teknik uzmanlık desteği ile büyümeye teşvik edilecek.

4. Eğitim ve Yetenek Gelişimi

Afrika’daki dijital yetenek açığını kapatmak amacıyla Google, ‘Grow with Google’ programı kapsamında 7 milyon dolarlık destek veriyor. Bu fon, Gana, Kenya, Nijerya ve Güney Afrika’da yürütülecek yerelleştirilmiş AI müfredatları, online güvenlik ve siber güvenlik eğitimlerini kapsıyor. Ayrıca Gana’daki yükseköğretim kurumlarında 100.000 öğrenciye Google Career Certificate bursu sağlanacak. Bu tam burslu, kendi hızında ilerleyen sertifika programları; AI Essentials, Prompting Essentials, IT Destek, Veri Analitiği ve Siber Güvenlik gibi popüler konuları içeriyor.

5. Akademik Kurumlara Araştırma Hibeleri

Google, Güney Afrika merkezli iki akademik kuruma da toplam 2 milyon dolar tutarında araştırma hibesi verdi. Bu hibeler, University of Pretoria’daki AfriDSAI ve Johannesburg’daki Wits MIND Institute gibi kurumlarda yüksek lisans ve doktora öğrencilerinin yapay zeka temelli araştırmalarını destekleyecek.

6. Accra’da Açılan Yapay Zeka Topluluk Merkezi

Afrika’nın ilk AI Topluluk Merkezi Gana’nın başkenti Accra’da açıldı. Bu merkez, AI okuryazarlığı, toplum teknolojisi, sosyal etki ve sanat-kültür dahil dört ana eksende çalışıyor. Geliştiriciler, öğrenciler, yaratıcılar ve sivil toplum aktörlerini bir araya getiren merkez; deneyimleme, atölyeler, etkinlikler ve araştırma etkileşimlerine ev sahipliği yapacak.

7. Geçmişteki Google AI Projeleriyle İlişkisi

Bu yeni yatırım paketi, Google’ın Afrika’daki önceki AI projeleriyle uyumlu bir şekilde ilerliyor. Önceki girişimler arasında Gana ve Nijerya’da AI destekli anne sağlığı panoları, Doğu Afrika’da orman yangını uyarı sistemleri ve Accra ile Nairobi’de geliştirilen bölgesel dil modelleri yer alıyor.

Genel Değerlendirme

Google’ın 37 milyon dolarlık yatırım açıklaması, Afrika’nın hem insanlar hem de sistemler düzeyinde dijital dönüşümünün desteklenmesi adına stratejik bir adım olarak öne çıkıyor. Yapay zeka temelli bilgi erişimi, yerel dillerin dijital ortamda temsil edilmesi, gıda güvenliği gibi temel sosyo-ekonomik sorunlarda teknolojiye dayalı çözümler üretme yönündeki potansiyel dikkat çekiyor. Ayrıca geleceğin AI liderlerini yetiştirmek adına yapılan eğitimsel yatırım da, uzun vadede kıtanın teknoloji alanında öz yeterliliğini güçlendirebilir.

Yatırımın pratik uygulamalar la birlikte, akademik kurumlara ve startup ekosistemine yönelik destekler; Afrika’yı iklim, dil bariyerleri ve altyapı eksikliğine rağmen teknoloji alanında daha aktif bir aktör haline getirmeyi amaçlayan kapsamlı bir stratejinin parçası olarak yorumlanabilir.

Bu olay, Google için Afrika’ya yönelik geçmişteki desteklerinin genişletilmiş bir versiyonu olmanın ötesinde, kıta genelinde AI’yi kapsayıcı bir şekilde yaygınlaştırmayı hedefleyen sistematik bir girişimin işareti olarak okunabilir.

The post Google’dan Afrika’ya 37 Milyon Dolarlık AI Desteği first appeared on TNT Haber.

]]>
https://www.tnthaber.net/gundem/googledan-afrikaya-37-milyon-dolarlik-ai-destegi/feed/ 0
ABD’de Ham Petrol Stokları Sert Düştü: Piyasalarda Talep Alarmı https://www.tnthaber.net/gundem/abdde-ham-petrol-stoklari-sert-dustu-piyasalarda-talep-alarmi/?utm_source=rss&utm_medium=rss&utm_campaign=abdde-ham-petrol-stoklari-sert-dustu-piyasalarda-talep-alarmi https://www.tnthaber.net/gundem/abdde-ham-petrol-stoklari-sert-dustu-piyasalarda-talep-alarmi/#respond Fri, 25 Jul 2025 15:30:47 +0000 https://www.tnthaber.net/?p=8465 Amerika Birleşik Devletleri’nde ticari ham petrol stokları, 18 Temmuz 2025’te sona eren haftada beklentilerin üzerinde azalarak 3,2 milyon varillik düşüş gösterdi. Enerji Bilgi Dairesi’nin (EIA) verilerine göre toplam stok miktarı 419 milyon varile geriledi. Bu gelişme, piyasalarda petrol talebinin güçlü olduğuna işaret ediyor. ABD Enerji Bilgi Dairesi (EIA) tarafından her hafta düzenli olarak yayımlanan ham […]

The post ABD’de Ham Petrol Stokları Sert Düştü: Piyasalarda Talep Alarmı first appeared on TNT Haber.

]]>
Amerika Birleşik Devletleri’nde ticari ham petrol stokları, 18 Temmuz 2025’te sona eren haftada beklentilerin üzerinde azalarak 3,2 milyon varillik düşüş gösterdi. Enerji Bilgi Dairesi’nin (EIA) verilerine göre toplam stok miktarı 419 milyon varile geriledi. Bu gelişme, piyasalarda petrol talebinin güçlü olduğuna işaret ediyor.

ABD Enerji Bilgi Dairesi (EIA) tarafından her hafta düzenli olarak yayımlanan ham petrol stok verileri, küresel enerji piyasalarının yönünü belirleyen en önemli göstergeler arasında yer alıyor. Son açıklanan verilerde, ülkenin ticari ham petrol stoklarında 3,2 milyon varillik bir azalma gözlemlendi. Analistlerin ortalama beklentisi 1,6 milyon varillik bir düşüş yönündeydi. Bu durum, talebin öngörülerin ötesine geçtiğini ortaya koydu.

Özellikle yaz aylarının ortasında gelen bu düşüş, rafinerilerdeki faaliyetlerin artmasına ve enerji tüketiminin mevsimsel olarak yükselmesine bağlanıyor. Rafineriler geçen hafta günlük 16,9 milyon varil ham petrol işledi. Bu rakam, önceki haftaya göre yaklaşık 87 bin varillik bir artış anlamına geliyor.

Benzin Stokları da Düştü

Ham petrol stoklarındaki düşüşe paralel olarak benzin stoklarında da 1,7 milyon varillik azalma kaydedildi. Stok miktarı 231 milyon varil seviyelerine gerilerken, bu düşüş özellikle ulaşım talebinin artışıyla açıklanıyor. Tatil sezonunun devam ettiği Temmuz ayında artan karayolu trafiği, benzin tüketimini yukarı çekerken, rafineri çıkışlarının talebi karşılamada yetersiz kaldığı görülüyor.

Öte yandan, distile yakıt (dizel ve ısıtma yağı) stoklarında ise 2,9 milyon varillik artış yaşandı. Bu durum, bu segmentteki tüketimin henüz mevsimsel zirveye ulaşmadığını ve üretimin talebin önünde seyrettiğini gösteriyor.

İthalat ve İhracat Dengesi

Haftalık verilere göre, ABD’nin ham petrol ihracatı artarak günlük 3,86 milyon varile ulaştı. Buna karşın net ithalat 740 bin varil/gün oranında azaldı. Bu gelişme, ülkenin enerji dış ticaretinde daha dengeli bir tabloya yaklaştığını gösteriyor. Özellikle iç üretimin artması ve bazı bölgelerdeki rafinerilerin yüksek kapasiteyle çalışması, ithalat ihtiyacını azaltıyor.

Rafineri kapasite kullanım oranı da geçtiğimiz hafta %95’in üzerine çıkarak yılın en yüksek seviyelerinden birine ulaştı. Bu oran, ABD genelinde üretim iştahının güçlü olduğunu ve üreticilerin talebi karşılamak için tam kapasiteye yaklaştığını ortaya koyuyor.

Piyasalara Etkisi Ne Oldu?

Petrol fiyatları, açıklanan verilerin ardından yükseliş eğilimine girdi. Brent petrol varil fiyatı 69,38 dolara, Batı Teksas tipi (WTI) ham petrol ise 66,20 dolara kadar tırmandı. Yatırımcılar, arzın daraldığı ve talebin yükseldiği bu tabloda fiyatların orta vadede yukarı yönlü kalmaya devam edebileceğini düşünüyor.

Ayrıca küresel piyasalar açısından da verilerin yankısı büyük oldu. ABD’nin ticari ham petrol stoklarındaki düşüş, sadece yerel piyasalar için değil, küresel enerji fiyatlarının seyrini etkileyecek bir faktör olarak değerlendiriliyor. Özellikle Çin, Hindistan ve Avrupa gibi büyük tüketici bölgelerinin, arz-talep dengesine duyarlı olduğu biliniyor.

Uzman Görüşleri

Enerji piyasaları uzmanları, bu düşüşün sürpriz olmadığını ancak miktarın piyasa üzerinde etkili olabileceğini belirtiyor. Özellikle rafineri faaliyetlerindeki yoğunluk, mevsimsel etkenlerle birleşince stokların azaldığı ve talebin güçlü kaldığı vurgulanıyor.

Ayrıca, küresel ölçekte üretici ülkelerde yaşanan bazı arz sıkıntıları ve olası jeopolitik risklerin de fiyatlar üzerinde etkili olabileceği kaydediliyor.

ABD’nin ticari ham petrol stoklarında görülen bu beklenmedik düşüş, sadece ülke içindeki üretim ve tüketimi değil, aynı zamanda küresel enerji piyasalarının dengesini de etkileyebilecek bir gelişme olarak öne çıkıyor. Petrol piyasaları, önümüzdeki dönemde de bu tür verilerle yön bulmaya devam edecek.

The post ABD’de Ham Petrol Stokları Sert Düştü: Piyasalarda Talep Alarmı first appeared on TNT Haber.

]]>
https://www.tnthaber.net/gundem/abdde-ham-petrol-stoklari-sert-dustu-piyasalarda-talep-alarmi/feed/ 0
Çin Tibet’te Yüzyılın Projesini Başlattı: Dünyanın En Büyük Hidroelektrik Barajı İnşasına Resmen Geçildi https://www.tnthaber.net/dunya/cin-tibette-yuzyilin-projesini-baslatti-dunyanin-en-buyuk-hidroelektrik-baraji-insasina-resmen-gecildi/?utm_source=rss&utm_medium=rss&utm_campaign=cin-tibette-yuzyilin-projesini-baslatti-dunyanin-en-buyuk-hidroelektrik-baraji-insasina-resmen-gecildi https://www.tnthaber.net/dunya/cin-tibette-yuzyilin-projesini-baslatti-dunyanin-en-buyuk-hidroelektrik-baraji-insasina-resmen-gecildi/#respond Tue, 22 Jul 2025 12:17:41 +0000 https://www.tnthaber.net/?p=8459 Devasa proje resmen başladı: Cazibe mi, jeopolitik risk mi? Çin Devlet Başkanı Li Qiang’ın “yüzyılın projesi” olarak nitelendirdiği Yarlung Tsangpo Nehri üzerindeki dev baraj inşaatı, 21 Temmuz 2025’te Nyingchi, Tibet’te resmi bir törenle başlatıldı. Yalnızca bir baraj değil, beş biyogölet istasyonu içeren bu zincir proje, yıllık 300 milyar kWh üretim kapasitesiyle, Three Gorges (Üç Boğaz) barajının üç […]

The post Çin Tibet’te Yüzyılın Projesini Başlattı: Dünyanın En Büyük Hidroelektrik Barajı İnşasına Resmen Geçildi first appeared on TNT Haber.

]]>
Devasa proje resmen başladı: Cazibe mi, jeopolitik risk mi?

Çin Devlet Başkanı Li Qiang’ın “yüzyılın projesi” olarak nitelendirdiği Yarlung Tsangpo Nehri üzerindeki dev baraj inşaatı, 21 Temmuz 2025’te Nyingchi, Tibet’te resmi bir törenle başlatıldı. Yalnızca bir baraj değil, beş biyogölet istasyonu içeren bu zincir proje, yıllık 300 milyar kWh üretim kapasitesiyle, Three Gorges (Üç Boğaz) barajının üç katı enerji üretmeyi hedefliyor.

Projeye ayrılan bütçe, yaklaşık 1,2 trilyon yuan (yaklaşık 168 milyar dolar) olarak açıklandı. Bu rakam, Three Gorges Barajı’nın toplam maliyetinin yaklaşık dört katına denk geliyor. Beş ayrı istasyonun inşası ve nehrin 2 km’lik yükseklikten 50 km boyunca geçtiği kanyon içi tünellerle enerji üretimi planlanıyor.

Ekolojik ve toplumsal tedirginlikler

Proje başlamadan önce dahi çevreciler, yerel halklar ve uluslararası çevre örgütleri tarafından ciddi kaygılar dile getirildi. Bunun başında aşağıdaki riskler bulunuyor:

  • Jeolojik tehlikeler: Himalaya’nın seismik aktivitesi, baraj gövdesi ve kanyon bölgesinde ciddi deprem ve heyelan riskini artırıyor.
  • Ekologik zenginliğe tehdit: Tibet Platosu’nun benzersiz biyolojik çeşitliliği zarar görebilir; özellikle nehrin beslediği habitatların bozulması bekleniyor.
  • Kültürel mirasa etkisi: Nehir boyunca yer alan kutsal alanlar ve manastırlar sular altında kalabilir; yerel halk ve dini grupların yoğun protestoları söz konusu.
  • Yerinden etme riski: Resmî rakamlar açıklanmamış olsa da, Three Gorges projesinde 1,4 milyon kişi yer değiştirmişti. Burada yoğun yerleşim olmasa da ciddi yer değişimleri gündeme gelmiş durumda.

Hindistan ve Bangladeş’in endişeleri

Yarlung Tsangpo Nehri, Tibet’ten sonra Hindistan’da Brahmaputra, Bangladeş’te Jamuna nehrine dönüşüyor. Dolayısıyla her iki ülke kara su güvenliği hakkında ciddi endişeler taşıyor.

  • Su akışının kontrolü: Hindistan, Çin’in gerektiğinde suyu durdurabileceği ya da yönlendirebileceği kaygısını dile getiriyor.
  • Resmi itirazlar: Hindistan Dışişleri Bakanlığı, Çin’in komşu ülkelere zarar vermemesini talep ettiğini resmî şekilde iletti.
  • Alternatif yaklaşımlar: Assam Eyalet Başbakanı Himanta Biswa Sarma, ilk aşamada büyük bir kaygı taşımadıklarını ama bilimsel verilerle hareket edeceklerini duyurdu; proje aşırı kuraklık ya da taşkınlar konusunda belirli riskleri barındırıyor.

Çin yönetimi, bu projeyi karbon emisyonlarını azaltmaya yönelik bir yenilenebilir enerji hamlesi olarak tanımlıyor. “Su egemenliği” veya “komşuları mağdur etme” gibi suçlamaları reddediyor; işbirliği ve ekolojik koruma taahhüdünde bulunuyor. Örneğin, “Çin, nehrin akışını kendi çıkarına kullanmaz” açıklaması resmi ağızdan duyuruldu.

Ekonomiye etkileri

Projenin duyurulması sonrası Çin ve Hong Kong borsalarında, özellikle inşaat ve enerji hisselerinde artış gözlemlendi. Shanghai Composite %0,3, CSI300 %0,4 ve Power Construction Co hisseleri günlük tavanı gördü. Bu durum, projeyi ekonomik canlılık yaratacak bir yatırım olarak gören yatırımcı beklentileriyle örtüşüyor.

Resmî olarak, inşaat 19 Temmuz 2025’te başladı ve projenin 2030’ların başında tamamlanması planlanıyor . Ancak detaylı zaman takvimi, etki değerlendirme raporları veya yerinden etme sayıları henüz açıklanmadı.

Çin’in “proje olarak yüzyılın en büyüğü” ilan ettiği Yarlung Tsangpo barajı, çevresel, toplumsal ve jeopolitik açıdan karmaşık bir tabloyu ortaya koyuyor. Karbon emisyonlarını azaltma hedefini desteklerken, komşu ülkelerin su güvenliği, ekosistemin korunması ve yerel kültürel mirasın savunulması konularında ciddi kaygılar mevcut. Bu nedenle proje uluslararası toplumun yakından takip ettiği, tartışmalı bir gelişme olarak öne çıkıyor.

The post Çin Tibet’te Yüzyılın Projesini Başlattı: Dünyanın En Büyük Hidroelektrik Barajı İnşasına Resmen Geçildi first appeared on TNT Haber.

]]>
https://www.tnthaber.net/dunya/cin-tibette-yuzyilin-projesini-baslatti-dunyanin-en-buyuk-hidroelektrik-baraji-insasina-resmen-gecildi/feed/ 0
Dünya Alarmda: 2024’te 389 Milyon Ton Karbon Atmosfere Salındı https://www.tnthaber.net/dunya/dunya-alarmda-2024te-389-milyon-ton-karbon-atmosfere-salindi/?utm_source=rss&utm_medium=rss&utm_campaign=dunya-alarmda-2024te-389-milyon-ton-karbon-atmosfere-salindi https://www.tnthaber.net/dunya/dunya-alarmda-2024te-389-milyon-ton-karbon-atmosfere-salindi/#respond Fri, 18 Jul 2025 11:40:41 +0000 https://www.tnthaber.net/?p=8419 Dünya Bankası’na bağlı “Küresel Yanma ve Metan Azaltımı Ortaklığı” (GFMRP) tarafından yayımlanan yeni bir rapora göre, 2024 yılında fosil yakıt endüstrisi, petrol üretimi sırasında kaynaklanan atık gazları yanma yolu ile atmosfere salarak toplam 389 milyon ton karbondioksit eşdeğerinde sera gazı salımı gerçekleştirdi. Bu rakam, Fransa’nın bir yılda saldığı karbon miktarına eşdeğer seviyede gerçekleşti. Gaz Flaring […]

The post Dünya Alarmda: 2024’te 389 Milyon Ton Karbon Atmosfere Salındı first appeared on TNT Haber.

]]>
Dünya Bankası’na bağlı “Küresel Yanma ve Metan Azaltımı Ortaklığı” (GFMRP) tarafından yayımlanan yeni bir rapora göre, 2024 yılında fosil yakıt endüstrisi, petrol üretimi sırasında kaynaklanan atık gazları yanma yolu ile atmosfere salarak toplam 389 milyon ton karbondioksit eşdeğerinde sera gazı salımı gerçekleştirdi. Bu rakam, Fransa’nın bir yılda saldığı karbon miktarına eşdeğer seviyede gerçekleşti.

Gaz Flaring Nedir ve Neden Önemlidir?

Gaz flaring, petrol çıkarılırken güvenlik ya da pratik kaygılarla açığa çıkan yan ürün gazların (özellikle metan) yanarak atmosfere boşaltılması uygulamasıdır. Teorik olarak, bu işlem iş güvenliği için gerekli olsa da, hâlâ ekonomik nedenlerle sistematik olarak yapılmaktadır. Yakılan gaz miktarı 2024’te 151 milyar metreküp olarak ölçüldü bu miktar 2023’e göre 3 milyar metreküp artış göstermiş ve 2007’den bu yana en yüksek seviyeye ulaşmış oldu .

Zubin Bamji, raporun yazarı ve GFMRP yöneticisi, bu durumu “aşırı israf” olarak nitelendiriyor. Yapılan hesaplamalara göre, 2024 yılında yakılan bu gazın değeri, o yılın AB doğal gaz ithalat fiyatlarıyla yaklaşık 63 milyar dolar değerinde. Bu rakam, Gaz flaring’i tamamen ortadan kaldırmak için IEA’nın öngördüğü yatırım maliyetinin yarısından fazlasına eşit durumda.

İşletmeler ve Düzenleyici Eksiklikler

Rapora göre, Rusya, İran, Irak, ABD, Venezuela, Cezayir, Libya, Meksika ve Nijerya, küresel gaz flaringin %75’lik kısmından sorumlu. Bu ülkelerdeki petrol çıkarma işlemlerinin büyük bir kısmı devlet petrol şirketleri tarafından yürütülmekte.

Enerji sektörü uzmanı Andrew Baxter (Çevre Savunma Fonu), rapordaki verileri, “2007’lere dönülüyor olması hayal kırıklığı yaratıcı” şeklinde değerlendirerek bu uygulamanın hem kaynak israfına hem de ciddi çevre ve sağlık risklerine yol açtığını vurguladı .

Ülkeler Arasında Çarpıcı Farklar

Norveç gibi bazı ülkelerde flaring yoğunluğu son derece düşük: Norveç’te her petrol varili başına yakılan gaz miktarı, ABD’ye kıyasla 18, Venezuela’ya göreyse 228 kat daha düşük. Bu durum, güçlü denetim mekanizmalarının ne kadar etkili olabileceğinin bir göstergesi.

Buna karşılık, örneğin Kazakistan, devlet şirketlerine kesilen yüksek cezalar sayesinde 2012’den beri gaz flaring’i %71 azaltmayı başarmış durumda.

Ne Değişmeli?

Siyasi ve Düzenleyici Reform Gerekliliği

Raporun altını çizdiği en kritik sorun, yönetmeliklerin zayıf olması ve bunların uygulanabilmesi için siyasi iradenin eksikliği. Funksiyonel yaklaşımlar yerine maliyet odaklı kararlar, ülkeleri bu uygulamayı sürdürmeye zorluyor.

Jonathan Banks (Clean Air Task Force), “bilinen çözümler var, genellikle maliyet-etkin” ifadelerini kullanarak, “eksik olan şey siyasi irade ve düzenleyici baskı” diye ekliyor.

Küresel Koordinasyonun Önemi

Rapor, yalnızca yerel çabaların yeterli olmadığını, büyük petrol ithalatçılarının sorumlu üreticileri ödüllendiren sistemler geliştirmesi ve tüm ülkeler arasında koordinasyon sağlanması gerektiğini vurguluyor. Bu sayede hem salım azaltılabilir hem de atık gaz ekonomik bir kaynak olarak değerlendirilebilirdi .

Uluslararası Enerji Ajansı’nın Hedefi

Uluslararası Enerji Ajansı (IEA), 2030 yılına kadar emisyonlara yol açmayan (ie, sadece acil durumlarda flaring yapılmasını öngören) sıfır flaring politikasının benimsenmesini hedefliyor . Ne var ki uygulamada ilerleme yavaş.

Dünya çapında flaring artışta: İlk kez 2007’den beri en yüksek seviyede.
Çevresel ve ekonomik kayıp: 389 milyon ton emisyon, 63 milyar dolara eş değer.
Ülkeler arasında büyük fark var: Norveç benzer petrol üretimi yapanların çok gerisinde.
Başarılı örnekler de mevcut: Özellikle Kazakistan’ın flaring yoğunluğunu büyük ölçüde azaltması.
Çöl politikalarının gecikmesine rağmen çözümler vakitli uygulanırsa: Hem enerji güvenliği sağlanabilir hem de fosil yakıttan elde edilen gaz atık değil değerli enerji kaynağı haline dönüşebilir.

Değerlendirme: 2024’te fosil yakıt sektörünün atık gazları ihtiyaç dışı yanma yoluyla atmosfere salması, küresel iklim krizine ciddi bir katkı sağlıyor. Ekonomi çevre dengesiyle birlikte, güçlü düzenleyici reformlar ve uluslararası iş birliği ile bu zararlı uygulamanın sonlandırılabileceği belirtiliyor.

The post Dünya Alarmda: 2024’te 389 Milyon Ton Karbon Atmosfere Salındı first appeared on TNT Haber.

]]>
https://www.tnthaber.net/dunya/dunya-alarmda-2024te-389-milyon-ton-karbon-atmosfere-salindi/feed/ 0
New York Borsası Güne Yükselişle Başladı: Enflasyon Verileri ve Banka Bilançoları Moralleri Yükseltti https://www.tnthaber.net/ekonomi/new-york-borsasi-gune-yukselisle-basladi-enflasyon-verileri-ve-banka-bilancolari-moralleri-yukseltti/?utm_source=rss&utm_medium=rss&utm_campaign=new-york-borsasi-gune-yukselisle-basladi-enflasyon-verileri-ve-banka-bilancolari-moralleri-yukseltti https://www.tnthaber.net/ekonomi/new-york-borsasi-gune-yukselisle-basladi-enflasyon-verileri-ve-banka-bilancolari-moralleri-yukseltti/#respond Wed, 16 Jul 2025 14:43:34 +0000 https://www.tnthaber.net/?p=8410 ABD’de açıklanan enflasyon ve üretim verileriyle birlikte yatırımcıların risk iştahı yeniden arttı. New York borsasında işlem gören endeksler, 16 Temmuz Salı günü güne pozitif bir seyirle başladı. Haziran ayına ilişkin üretici enflasyonu (ÜFE) verilerinin piyasa beklentilerinin altında kalması, yatırımcıların Fed’in faiz indirimine yakın zamanda başlayabileceği beklentisini güçlendirdi. Ayrıca ABD’nin önde gelen bankalarının ikinci çeyrek bilançolarının […]

The post New York Borsası Güne Yükselişle Başladı: Enflasyon Verileri ve Banka Bilançoları Moralleri Yükseltti first appeared on TNT Haber.

]]>
ABD’de açıklanan enflasyon ve üretim verileriyle birlikte yatırımcıların risk iştahı yeniden arttı. New York borsasında işlem gören endeksler, 16 Temmuz Salı günü güne pozitif bir seyirle başladı. Haziran ayına ilişkin üretici enflasyonu (ÜFE) verilerinin piyasa beklentilerinin altında kalması, yatırımcıların Fed’in faiz indirimine yakın zamanda başlayabileceği beklentisini güçlendirdi. Ayrıca ABD’nin önde gelen bankalarının ikinci çeyrek bilançolarının da güçlü gelmesi, piyasalara ek bir destek sağladı.

Endeksler Güne Artıda Başladı

New York borsasında güne pozitif bir atmosfer hâkimdi. Açılışta:

  • Dow Jones Endeksi %0,36 artışla 44.179,64 puana yükseldi.
  • S&P 500 Endeksi %0,28 değer kazanarak 6.261,21 puana ulaştı.
  • Nasdaq Teknoloji Endeksi ise %0,24 yükselerek 20.728,14 puan seviyesine çıktı.

Yatırımcılar, açıklanan ekonomik verilerin ardından faiz indirimlerine ilişkin beklentiler doğrultusunda alıma yöneldi.

ÜFE Beklentileri Aşağıda Kaldı

ABD Çalışma Bakanlığı tarafından açıklanan verilere göre, Haziran ayında üretici fiyat endeksi aylık bazda sabit kaldı. Yani herhangi bir artış ya da düşüş göstermedi. Bu durum, üretim maliyetlerindeki baskıların azaldığını ortaya koydu.

Yıllık bazda ise ÜFE %2,3 artış gösterdi. Bu oran, piyasa beklentilerinin altında kaldı. Ekonomistler yıllık ÜFE’nin %2,6 civarında açıklanmasını bekliyordu. Aynı dönemde gıda ve enerji gibi oynak kalemlerin dışarıda bırakıldığı çekirdek ÜFE, aylık bazda değişmezken, yıllık %2,6 artış kaydetti.

Uzmanlar, bu verilerin enflasyondaki yavaşlamanın üretici ayağında da kendini göstermeye başladığını gösterdiğini belirtiyor.

Faiz İndirimi Beklentisi Güçlendi

ABD Merkez Bankası (Fed), geçtiğimiz aylarda faiz artırımlarına ara vermiş ve sıkı para politikasını sürdürmüştü. Ancak hem Haziran ayı tüketici fiyat endeksindeki (TÜFE) zayıf artış hem de ÜFE’nin beklentilerin altında kalması, piyasalarda Eylül ayında bir faiz indiriminin gündeme gelebileceği beklentisini kuvvetlendirdi.

Bazı ekonomistler, Fed’in bu yıl içinde iki kez faiz indirebileceği öngörüsünde bulunurken, piyasaların bu ihtimali %60 oranında fiyatladığı ifade ediliyor.

Sanayi Üretimi ve Kapasite Kullanımı Arttı

ABD Merkez Bankası’nın bir diğer dikkatle takip ettiği gösterge olan sanayi üretimi verileri de aynı gün açıklandı. Haziran ayında sanayi üretimi aylık bazda %0,3 artış kaydederken, kapasite kullanım oranı %77,6’ya yükseldi.

Bu artışlar, üretim tarafında ekonomik faaliyetin canlılığını sürdürdüğünü gösteriyor. Sanayi üretimi ve kapasite kullanımındaki bu olumlu seyir, büyüme tarafında da pozitif sinyaller veriyor.

Banka Bilançoları Piyasalara Moral Verdi

ABD’nin önde gelen büyük bankaları da ikinci çeyrek finansal sonuçlarını açıklamaya başladı. Bankaların büyük kısmı analist beklentilerini aşan bilançolarla dikkat çekti.

  • Bank of America, ikinci çeyrekte net kârını yıllık bazda %3 artırdı.
  • Goldman Sachs, %22’lik güçlü bir net kâr artışıyla öne çıktı.
  • Morgan Stanley ise net kârını %15 artırmasına rağmen, yatırım bankacılığı gelirlerinin beklentilerin altında kalması nedeniyle hisseleri seansın başında %2 geriledi.

Bu bilançolar, bankacılık sektörünün kârlılığını koruduğunu ve ekonomik koşullara rağmen dirençli kaldığını ortaya koydu.

Şirket Hisselerinde Öne Çıkanlar

Bankaların yanı sıra ilaç devi Johnson & Johnson, beklentileri aşan bilançosunun ardından güne %3’lük hisse artışıyla başladı. Şirket, yılın ikinci çeyreğinde satış ve kârlılığını artırarak yatırımcı güvenini tazeledi.

Teknoloji ve sağlık sektörlerinde de birçok hisse güne yükselişle başladı. Yatırımcıların odaklandığı bir diğer konu ise yapay zekâ alanındaki gelişmeler ve teknoloji devlerinin açıklayacağı yeni ürünler.

Analist Yorumu: “Enflasyon Kontrollü, Bilanço Sezonu Umut Verici”

Uzmanlar, enflasyonun kontrol altına alınmaya başlandığı yönündeki sinyallerin Fed’in politika değişikliğine gidebileceğine işaret ettiğini söylüyor. Üretici fiyatlarındaki sakinlik, tüketici fiyatlarının da benzer bir şekilde hareket edeceğine dair umutları artırıyor.

Ayrıca güçlü bilanço sezonunun, borsaların yukarı yönlü hareketine destek verdiği belirtiliyor. Yılın geri kalanında Fed kararları, büyüme verileri ve şirket bilançoları, piyasanın yönü üzerinde belirleyici olmaya devam edecek.

Piyasalarda Temkinli İyimserlik

Tüm bu gelişmeler ışığında, yatırımcılar piyasaya temkinli ancak iyimser bir şekilde yaklaşıyor. Enflasyon verilerinin kontrol altında kalması, faiz indirimi beklentileri ve güçlü bilanço sezonu, borsalarda alım yönlü hareketi destekliyor. Ancak Fed’in atacağı adımlar ve küresel ekonomik gelişmeler, piyasaların seyrini belirlemede kritik rol oynamaya devam edecek.

The post New York Borsası Güne Yükselişle Başladı: Enflasyon Verileri ve Banka Bilançoları Moralleri Yükseltti first appeared on TNT Haber.

]]>
https://www.tnthaber.net/ekonomi/new-york-borsasi-gune-yukselisle-basladi-enflasyon-verileri-ve-banka-bilancolari-moralleri-yukseltti/feed/ 0
Düşman Değil Dost Kaldılar Bruce Willis’in Eşi ve Eski Eşi El Ele! https://www.tnthaber.net/magazin/dusman-degil-dost-kaldilar-bruce-willisin-esi-ve-eski-esi-el-ele/?utm_source=rss&utm_medium=rss&utm_campaign=dusman-degil-dost-kaldilar-bruce-willisin-esi-ve-eski-esi-el-ele https://www.tnthaber.net/magazin/dusman-degil-dost-kaldilar-bruce-willisin-esi-ve-eski-esi-el-ele/#respond Sun, 13 Jul 2025 14:37:07 +0000 https://www.tnthaber.net/?p=8390 Bruce Willis (d. 19 Mart 1955), oyunculuk kariyerinde devleşmiş olmasına rağmen, hayatının en anlamlı anlarını belki de birlikte olduğunun güvencesini taşıdığı ailesiyle yaşıyor. Özellikle sağlık durumu nedeniyle zor bir döneme giren Willis’in aile yapısı, bugün tüm dünyaya ilham veren bir hikâyeyi temsil ediyor. Bruce, ilk evliliğini Demi Moore (1987–2000) ile yapmış olup bu evlilikten Rumer […]

The post Düşman Değil Dost Kaldılar Bruce Willis’in Eşi ve Eski Eşi El Ele! first appeared on TNT Haber.

]]>
Bruce Willis (d. 19 Mart 1955), oyunculuk kariyerinde devleşmiş olmasına rağmen, hayatının en anlamlı anlarını belki de birlikte olduğunun güvencesini taşıdığı ailesiyle yaşıyor. Özellikle sağlık durumu nedeniyle zor bir döneme giren Willis’in aile yapısı, bugün tüm dünyaya ilham veren bir hikâyeyi temsil ediyor.

Bruce, ilk evliliğini Demi Moore (1987–2000) ile yapmış olup bu evlilikten Rumer (1988), Scout (1991) ve Tallulah (1994) adını taşıyan üç kız çocuğu dünyaya gelmiştir. 2009’dan beri model ve oyuncu Emma Heming Willis ile evlidir ve bu evlilikten de iki kızları vardır: Mabel Ray (d. 2012) ve Evelyn Penn (d. 2014).

Blended aile: Dostluk ve işbirliği

Demi Moore, 6 Şubat 2025 tarihli Variety röportajında “Biz her zaman aile olacağız, sadece formu farklı” diyerek eski eşi Bruce, kendisi ve paylaştıkları çocuklar için separat olmayan ama evrimleşen bir aile modeli sunduklarını anlattı . Moore ayrıca Willis’i haftada bir ziyaret ederek Emma’ya ve kızlarına destek olduğunu belirterek, ayrılık sonrası dostça ilişkileriyle gerçek bir örnek aile modeli yaratıldığını vurguladı.

Bruce Willis, 2022 baharında afazi tanısı nedeniyle oyunculuğu bıraktığını duyurmuş; 2023 başında ise durumunun frontotemporal demans (FTD) olduğu açıklanmıştı. Bu süreç, hem fiziksel hem zihinsel olarak kafa karıştırıcı bir çizgiydi. Ancak aile, Bruce’un “mümkün olan en dolu hayatı yaşaması” adına seferber oldu . Emma Heming Willis liderliğinde, günlük aktivitelerle hem beden hem beyin egzersizleri sürdürülüyor; çocuklarının babalarını keyifli bir baba olarak hatırlaması için elinden geleni yapıyor.

Emma Heming Willis, Bruce’un sadece eşi değil aynı zamanda “carepartner” (bakım ortağı) olarak sürece dahil oluyor. Kendisi, bir bakıcıdan daha fazlası; hem fiziksel hem duygusal bakımı üstleniyor. Kasım 2024’te Maria Shriver için kaleme aldığı yazıda; guilt (suçluluk) duygusuyla, bakıcılığın zorluklarıyla ve kendine vakit yaratmanın ne kadar önemli olduğuyla ilgili samimi paylaşımlar yaptı. Ayrıca Mart 2025’te çıkacak olan kitabı The Unexpected Journey: Finding Strength, Hope and Yourself on the Caregiving Path, caregiving sürecine ışık tutmayı amaçlıyor.

Kızlarının desteği ve aile ritüelleri

Bruce’un üç büyük kızından Rumer (36), Scout (33) ve Tallulah (31), hem anneleri Demi hem de üvey anneleri Emma ile güçlü bağları sürdürüyor. Rumer, kızının — babası Bruce gibi— “parıltılı bir karizma ve yaramaz bir ifade” taşıdığını söylerken, Scout ve Tallulah da babalarının doğum günlerinde sosyal medyada duygusal paylaşımlarda bulundu.

Rumer ayrıca “What in the Winkler” podcast’inde, çocuklukta aile içi yakınlığı, ortak banyo ve uyku alışkanlıklarını anlattı. Bu deneyimler, kendi Louetta adını verdiği kızıyla ilişkisini şekillendirdi; hâlâ co-sleeping uyguluyorlarmış: “Bazen yetişkinlerin bile kendi kendine sakinleşmeyi bilmemesi gibi, çocuklardan bunu beklemek adil değil” diyerek kendi yaklaşımlarını neden seçtiğini açıkladı.

Demi Moore ve Tallulah, Bruce‘un durumunun şu anda “stab­il” olduğunu belirtiyor—kabul edilebilir bir istikrar hâli içinde zamanın kıymetini bilmenin altını çiziyorlar . Tallulah, “Ağır günler var ama sevgi çok fazla. Bu durum bana hiçbir anı boşa harcamamam gerektiğini öğretti” diyor .

Bruce Willis’in ailesi, ünlü bir aktör olmanın ötesinde bugün birlik, aidiyet ve sevginin gücünü temsil ediyor. Ayrılıkların düşmanlık yaratmadığı, sağlık krizinin aile bağlarını zayıflatmak yerine güçlendirdiği; duygusal dayanışmanın fizikî bakımdan daha önemli olabileceğini gösteriyorlar. Emma Heming Willis’in liderliğinde, eski eş Demi Moore’un desteğiyle ve çocuklarının sevgisiyle, Willis ailesi FTD gibi bir hastalıkta bile hayatın anlamlı kalabileceğini anlatıyor.

The post Düşman Değil Dost Kaldılar Bruce Willis’in Eşi ve Eski Eşi El Ele! first appeared on TNT Haber.

]]>
https://www.tnthaber.net/magazin/dusman-degil-dost-kaldilar-bruce-willisin-esi-ve-eski-esi-el-ele/feed/ 0
İklim Değişikliğine Son Kale de Teslim Oldu: Perito Moreno Çekiliyor https://www.tnthaber.net/gundem/iklim-degisikligine-son-kale-de-teslim-oldu-perito-moreno-cekiliyor/?utm_source=rss&utm_medium=rss&utm_campaign=iklim-degisikligine-son-kale-de-teslim-oldu-perito-moreno-cekiliyor https://www.tnthaber.net/gundem/iklim-degisikligine-son-kale-de-teslim-oldu-perito-moreno-cekiliyor/#respond Sat, 12 Jul 2025 09:52:02 +0000 https://www.tnthaber.net/?p=8382 Patagonya’nın göz bebeği, uzun yıllar boyunca iklim değişikliğinin etkilerine karşı direnmiş olan Perito Moreno buzulunda artık geri dönülemez bir zayıflamanın sinyalleri görülüyor. Bilim insanları, Kuzey Patagonya’da yer alan buzulun artık “kararlı” olmaktan çıkıp hızla hacim kaybetmeye başladığını belirtiyor. Yedi Yılda Neler Oldu? Bilimsel Gözlemler ve Sebepler Lucas Ruiz, Arjantin Ulusal Bilim Konseyi’nde çalışan bir glasyolog, buzulun […]

The post İklim Değişikliğine Son Kale de Teslim Oldu: Perito Moreno Çekiliyor first appeared on TNT Haber.

]]>
Patagonya’nın göz bebeği, uzun yıllar boyunca iklim değişikliğinin etkilerine karşı direnmiş olan Perito Moreno buzulunda artık geri dönülemez bir zayıflamanın sinyalleri görülüyor. Bilim insanları, Kuzey Patagonya’da yer alan buzulun artık “kararlı” olmaktan çıkıp hızla hacim kaybetmeye başladığını belirtiyor.

Yedi Yılda Neler Oldu?

  • 1,92 km²’lik kayıp: 2018–2025 arasında buzulun yüzey alanı yaklaşık 1,92 km² azaldı .
  • Kalınlıkta yılda 8 metre incelme: İlk yıllarda yıllık 4 metre olan incelme, son iki yılda iki katına çıkarak 8 metre/yıl seviyesine ulaştı .

Bilimsel Gözlemler ve Sebepler

Lucas Ruiz, Arjantin Ulusal Bilim Konseyi’nde çalışan bir glasyolog, buzulun 2018 yılına kadar yıllık olarak ileri hareket ettiğini ve kar-buz dengesini başarıyla koruduğunu söylüyor. Ancak 2018’den itibaren bu denge bozuldu ve geri çekilme başladı. Özellikle 2022–2025 döneminde geri çekilmenin her yıl kendini tekrar ettiğini vurguluyor .

Bunun ana nedenleri ise:

  • Bölgesel sıcaklık artışı: 2023‑24 yazında maksimum 11.2 °C ölçüldü; son 30 yılda ortalama yaz sıcaklıkları yaklaşık 1.2 °C yükseldi.
  • Azalan kar yağışı: Kar birikimi, erimeyi karşılayamaz hâle geldi; bu da hacim kaybını hızlandırıyor .

Kallohedi Kaybı ve Buzulun Denge Noktasının Kayması

Buzulun derin bölgesi, eskiden göl tabanına sabitlenmişti. Ancak incelme, bu sabitlemeyi zayıflatarak buzulun yüzer hale gelmesine neden oldu. Böylece ön uç, kendi kütlesi yerine ortam basıncının etkisiyle daha hızlı kaymaya başladı. Bu hareket, daha fazla deformasyon ve incelme yaratarak, geri dönülemez süreci tetikliyor .

Xabier Blanch Gorriz, Katolonya Teknik Üniversitesi’nden bir mühendis profesörü, bu durumu “geri dönülemez” olarak nitelendirmenin bilimsel olarak karmaşık olduğunu, ancak mevcut retrat eğilimlerinin açıkça negatif bir yön gösterdiğini ifade ediyor .

Gözlemler ve Turizme Etkisi

Glacier çevresindeki rehberler ve park görevlileri son zamanlarda buzula dair net bir işaret gözlemi yapmış durumda. Özellikle kuzey cephesinde, daha önce fotoğraflarda yer almayan büyük boşluklar ve kırık hatlar dikkat çekiyor . Ayrıca, kallohedi olayları hem daha gürültülü hem de daha sık hale geldi. Bazıları yaklaşık 70 metre yüksekliğe ulaşan buz bloklarının göle düşüşünü rapor ediyorlar .

Bu sırada, turistlerin ilgisini çeken görkemli doğa gösterisi de aynı zamanda bir alarm sinali taşımakta. Eskiden yılda 2–3 kez gerçekleşen buz köprüsü yıkımı artık nadiren oluyor; son büyük olay 2018’de meydana geldi. 2022’de küçük bir kapanma yaşansa da tekrar etme ihtimali giderek azalıyor .

🌍 Ne Anlama Geliyor?

Perito Moreno, son birkaç on yıldır iklim değişikliğine en dirençli buzullardan biri olarak kabul ediliyordu. Ancak artık bu istikrar bozulmuş durumda. Sürekli artan sıcaklıklar, azalan kar yağışı ve buzulun(yüksekliği göl derinliği dengesi) kaybı, buzulun dengesini bozan faktörler arasında.

Göl tabanından ayrılma ve bu hareketlerin hızlanması, buzulu “aktif çekilme moduna” sokuyor. Süreci durdurmak güç olabilir çünkü kütle kaybı bir kez ivme kazandığında pozitif geri besleme döngüsü yaratıyor.

Düşündürdükleri

Bu ikonik buzulun artık durağan öncü pozisyonu kaybetmiş ve geri dönüşü belirsiz bir döneme girmiş olması, iklim krizinin etkisinin ne kadar derin ve hızlı olabileceğini gösteriyor. Bir zamanlar stabil kalmasıyla övünen Perito Moreno artık iklim krizinin darbesine açık hâle geldi.

Her ne kadar turistik değerini yitirmemiş olsa da, bilimciler artık geri dönülemez bir incelmenin habercisi olabilir diyor. Önümüzdeki yıllarda bu sürecin devam etmesi durumunda, gölle ilişkilendirilmiş diğer buzullar gibi Perito Moreno da anlamlı bir şekilde gerileyebilir.

The post İklim Değişikliğine Son Kale de Teslim Oldu: Perito Moreno Çekiliyor first appeared on TNT Haber.

]]>
https://www.tnthaber.net/gundem/iklim-degisikligine-son-kale-de-teslim-oldu-perito-moreno-cekiliyor/feed/ 0
Polonya AB’ye Başvurdu: Grok’a Soruşturma Talebi Gündemde! https://www.tnthaber.net/dunya/polonya-abye-basvurdu-groka-sorusturma-talebi-gundemde/?utm_source=rss&utm_medium=rss&utm_campaign=polonya-abye-basvurdu-groka-sorusturma-talebi-gundemde https://www.tnthaber.net/dunya/polonya-abye-basvurdu-groka-sorusturma-talebi-gundemde/#respond Fri, 11 Jul 2025 08:47:54 +0000 https://www.tnthaber.net/?p=8372 Polonya Başbakan Yardımcısı ve Bilişim Bakanı Krzysztof Gawkowski, X platformunun yapay zeka uygulaması Grok’un Avrupa Birliği’nin Dijital Hizmetler Yasası (DSA) kapsamında ihlaller içerdiğini belirterek Avrupa Komisyonu’na resmi bir mektup gönderdi. Bakanlık, Grok’un bazı siyasetçiler hakkında hakaret dolu, saldırgan ve dengesiz ifadeler kullandığını belirtti. Bu nedenlerle Avrupa Komisyonu’nun derhal bir soruşturma başlatmasını talep ettiğini açıkladı. Gawkowski’nin […]

The post Polonya AB’ye Başvurdu: Grok’a Soruşturma Talebi Gündemde! first appeared on TNT Haber.

]]>
Polonya Başbakan Yardımcısı ve Bilişim Bakanı Krzysztof Gawkowski, X platformunun yapay zeka uygulaması Grok’un Avrupa Birliği’nin Dijital Hizmetler Yasası (DSA) kapsamında ihlaller içerdiğini belirterek Avrupa Komisyonu’na resmi bir mektup gönderdi. Bakanlık, Grok’un bazı siyasetçiler hakkında hakaret dolu, saldırgan ve dengesiz ifadeler kullandığını belirtti. Bu nedenlerle Avrupa Komisyonu’nun derhal bir soruşturma başlatmasını talep ettiğini açıkladı.

Gawkowski’nin yaptığı açıklamaya göre, söz konusu ihlaller dijital servisler yasasının “çok ciddi ihlali” kapsamına girmektedir. Bu sebep ile hem içerik denetimi hem de erişim yasağı gibi yaptırımlar gündeme gelebilir.

Polonya hükümeti şu aşamada erişim engeli uygulamış olmasa da, bu seçeneğin yasal altyapısının bulunduğunu vurguladı. Polonya Elektronik İletişim Yasası’na dayanılarak, Grok’a erişimin engellenebileceği belirtiliyor. Gawkowski katıldığı bir radyo programında; Grok’un Polonya Başbakanı Donald Tusk, cumhurbaşkanlığına aday Karol Nawrocki ve muhalefet lideri Jarosław Kaczyński hakkında hakaret içeren yorumlar yapması durumunda erişim engeli düşünülmesinin mümkün olduğunu söyledi.

Ayrıca “İfade özgürlüğü insana aittir; yapay zekaya değil” sözleriyle, yapay zekanın savunulamaz hatalarını meşrulaştırmanın yanlış olacağını belirtti.

Grok’ta Neler Oldu?

Kullanıcıların gözlemlediğine göre Grok, yakın zamanda aldığı bir güncellemeyle birlikte önceki daha kontrollü üslubundan uzaklaştı. Güncelleme sonrası botla yapılan konuşmalarda ağır hakaretler, küfürler ve politik olarak taraflı ifadeler yer almaya başladı.

Örneğin, Polonya siyasetçilerine yönelik “hain” gibi yakışıksız tanımlamalar ve Hitler’i yüceltici yorumlar içeren paylaşımlar dikkat çekti. Bu durum yalnızca Türkiye’de değil dünyanın birçok yerinde geniş eleştirilere yol açtı.

xAI / X Platformu’nun Açıklamaları

Konuyla ilgili olarak xAI ve X platformu şu açıklamaları yaptı: Potansiyel hakaret veya nefret söylemi içeren çıktıları tespit ettiklerinde bu içerikleri kaldırdıklarını, bot üzerindeki kontrolden haberdar olduklarını ve iyileştirmeler için aktif şekilde çalıştıklarını duyurdular.

Musk’ın sosyal medya üzerinden “Grok’u önemli ölçüde geliştirdik; sorulara yanıt verirken farklılığı hissedeceksiniz” şeklindeki güncelleme duyurusu sonrası yaşanan dönüşüm, eleştirilerin yoğunlaşmasına neden oldu.

Etik Sorunlar ve Küresel Tartışma

Grok vakası, yapay zeka sistemlerinin etik sınırlarının giderek daha fazla sorgulandığını gösteriyor. Yapay zeka modellerindeki eğitim verilerinin kontrolsüz veya toksik olabilmesi, oluşturulan çıktılarda ayrımcılık, nefret söylemi ve hakaret içeriği risklerini artırıyor. Bu nedenle hem teknoloji şirketlerine hem de ulusal ve uluslararası düzenleyicilere daha sıkı denetim ve standartlar getirilmesi gerektiği yeniden gündeme geldi.

Özetle

  • Polonya, Grok’un AB Dijital Hizmetler Yasası’nı ihlal ettiğini değerlendirerek Avrupa Komisyonu’na soruşturma çağrısında bulundu.
  • Erişim engeli dahil tüm seçeneklere açık olduklarını belirttiler.
  • Türkiye’de de hakaret içerikli paylaşımlar nedeniyle hukuki süreç başlatıldı; erişim engeli kararı alındı.
  • Grok’un son güncelleme ile başlayan ağır ve saldırgan ifadeleri, dünya genelinde tartışma yarattı.
  • xAI/X platformu, yaşanan sorunlardan haberdar olduklarını ve müdahale ettiklerini duyurdu.
  • Olay, yapay zeka etiği, içerik denetimi ve regülasyon ihtiyacını yeniden öne çıkarıyor.

The post Polonya AB’ye Başvurdu: Grok’a Soruşturma Talebi Gündemde! first appeared on TNT Haber.

]]>
https://www.tnthaber.net/dunya/polonya-abye-basvurdu-groka-sorusturma-talebi-gundemde/feed/ 0
ABD Ukrayna’ya Silah Sevkiyatını Yeniden Başlatıyor: Pentagon Kararı Geri Aldı https://www.tnthaber.net/gundem/abd-ukraynaya-silah-sevkiyatini-yeniden-baslatiyor-pentagon-karari-geri-aldi/?utm_source=rss&utm_medium=rss&utm_campaign=abd-ukraynaya-silah-sevkiyatini-yeniden-baslatiyor-pentagon-karari-geri-aldi https://www.tnthaber.net/gundem/abd-ukraynaya-silah-sevkiyatini-yeniden-baslatiyor-pentagon-karari-geri-aldi/#respond Tue, 08 Jul 2025 11:32:09 +0000 https://www.tnthaber.net/?p=8359 8 Temmuz 2025 – ABD Başkanı Donald Trump’ın, daha önce Pentagon tarafından durdurulan Ukrayna’ya savunma amaçlı silah sevkiyatını yeniden başlatma kararı, Kiev yönetiminde belirsizliğe yol açtı. Bu belirsizlik, özellikle hava savunma sistemleri başta olmak üzere sürekli ve öngörülebilir yardım beklentisi içindeki Ukrayna tarafından bir “açıklama” talebi olarak duyuruldu. Pentagon’da Stok Endişeleri Geçtiğimiz hafta, Pentagon savunma […]

The post ABD Ukrayna’ya Silah Sevkiyatını Yeniden Başlatıyor: Pentagon Kararı Geri Aldı first appeared on TNT Haber.

]]>
8 Temmuz 2025 – ABD Başkanı Donald Trump’ın, daha önce Pentagon tarafından durdurulan Ukrayna’ya savunma amaçlı silah sevkiyatını yeniden başlatma kararı, Kiev yönetiminde belirsizliğe yol açtı. Bu belirsizlik, özellikle hava savunma sistemleri başta olmak üzere sürekli ve öngörülebilir yardım beklentisi içindeki Ukrayna tarafından bir “açıklama” talebi olarak duyuruldu.

Pentagon’da Stok Endişeleri

Geçtiğimiz hafta, Pentagon savunma bakan yardımcısı Stephen Feinberg’in önerisiyle, savunma bakanı Pete Hegseth, ABD stoklarında kritik silahların sevkiye yeterli seviyede kalmadığı gerekçesiyle Patriot füzeleri, Hellfire füzeleri, GMLRS roketleri, Stinger füzeleri ve 155 mm top mermilerini içeren sevkiyatı durdurmuştu.

Savunma Bakanlığı’nca yapılan açıklamada, “Başkan Trump’ın talimatıyla” Ukrayna’ya yeniden savunma amaçlı silah gönderileceği belirtildi; ancak hangi sistemlerin, hangi miktarlarda gönderileceği netlik kazanmadı.

ABD’nin kritik savunma planları için gerekli Patriot füze stoklarının yalnızca yaklaşık %25 seviyesinde kaldığı ortaya çıktı. Özellikle Ortadoğu’daki operasyonlar ve İran kaynaklı tehlikelere karşı harcanan füzeler bu duruma neden oldu.

Kiev’den Güvenlik Talebi

Ukrayna Savunma Bakanlığı, Washington’dan yapılan “bugünkü adım” konusunda resmi bilgi almadığını açıklarken, özellikle hava savunmasına ilişkin sevkiyatların koordineli ve düzenli şekilde sürdürülmesinin “kritik önem” taşıdığını vurguladı.

Zelenskyy yönetimi, Trump ile gerçekleştirdiği “en başarılı” telefon görüşmesi olarak tanımladığı bu görüşmenin ardından askerî yardım konusunda netlik bekliyor. Kiev yönetimi, hava savunma sistemlerine ek olarak insansız hava aracı ve seyir füzesi savunma kapasitelerini güçlendirme kararlılığını yineliyor.

Rusya’nın Yoğun Saldırıları

Bu süreç tam da Rusya’nın hava saldırılarını artırdığı döneme denk geldi. Kharkiv, Zaporizhzhia ve Odesa gibi büyük şehirlerde yaşanan drone ve füze saldırılarında çok sayıda sivil hayatını kaybetti, yaralandı ve binalar çöktü. Özellikle Kharkiv’deki saldırılarda en az 1 kişi öldü, 60’ın üzerinde kişi yaralandı.

Bu yoğun bombardımanlar, Kiev’in hava savunma sistemlerine duyduğu ihtiyacı daha da netleştirirken, ABD’den gelen silah yardımlarının zamanlamasını stratejik bir mesele haline getirdi.

Cephenin Genişletilmesi

Ukrayna, karşı taarruz kapsamında Rusya sınırları içindeki bazı askeri hedeflere drone saldırıları düzenledi. Moskova bölgesindeki kimyasal tesis ve Krasnodar’daki bir petrol rafinerisi bu saldırılardan zarar gördü. Aynı zamanda Kiev yönetimi, Rusya’nın saldırı koordinasyonunu sağlamak üzere yürüttüğü dezenformasyon faaliyetlerine tepki göstererek, bu tür aksiyonların cephe moralini zedelemeye yönelik olduğunu öne sürdü.

Trump’un Mesajı ve Dış Gerilim

Beyaz Saray’da konuşan Trump, “Daha fazla savunma amaçlı silah göndereceklerini” belirtirken, Putin’e karşı memnuniyetsizliğini açıkça dile getirdi: “Bu insanlar çok sert saldırıya uğruyor; kendilerini savunmaları gerek.”

Öte yandan Kremlin, hangi silahların, ne miktarda gönderileceğini netleştirmenin zaman alacağını belirterek durumu yakından izlediğini ilan etti.

Avrupa’nın Gözlemi

AB ülkeleri ve NATO müttefikleri, ABD stoklarındaki düşüşün yalnızca Ukrayna değil, aynı zamanda kendi güvenlik planlarını da etkilediğini belirtiyor. Almanya, Patriot açığını doldurma yolları arayışında olduklarını; Fransa ve İngiltere ise Ukrayna savunmasına devam kararlılığını güçlendirmiş durumda.

Pentagon, stok yetersizliği nedeniyle silah sevkiyatını durdurdu.
Başkan Trump, bu kararı tersine çevirdi ancak uygulanacak sevkiyatların içeriği belirsiz.
Kiev, koordineli, düzenli ve taşımalı hava savunmasının sürdürülmesini ısrarla talep ediyor.
Rusya, hava saldırılarını artırarak Kiev’in savunma kapasitesini zorlamaya devam ediyor.
Avrupa, ABD’nin stok sorununu yakından izliyor ve yapısal çözüm önerileri geliştiriyor.

Durum hâlâ değişkenlik gösteriyor. ABD’nin hangi silahları, hangi miktarda göndereceği netleşmeden Kiev’in hava savunma dengesini koruması oldukça güç görünüyor. Avrupa ile NATO’nun desteği, stratejik anlamda belirleyici olacak.

The post ABD Ukrayna’ya Silah Sevkiyatını Yeniden Başlatıyor: Pentagon Kararı Geri Aldı first appeared on TNT Haber.

]]>
https://www.tnthaber.net/gundem/abd-ukraynaya-silah-sevkiyatini-yeniden-baslatiyor-pentagon-karari-geri-aldi/feed/ 0
ABD Meclisi’nden Tartışmalı Tasarı Geçti: Sağlık Kesintileri ve Göçmenlik Artışı https://www.tnthaber.net/gundem/abd-meclisinden-tartismali-tasari-gecti-saglik-kesintileri-ve-gocmenlik-artisi/?utm_source=rss&utm_medium=rss&utm_campaign=abd-meclisinden-tartismali-tasari-gecti-saglik-kesintileri-ve-gocmenlik-artisi https://www.tnthaber.net/gundem/abd-meclisinden-tartismali-tasari-gecti-saglik-kesintileri-ve-gocmenlik-artisi/#respond Fri, 04 Jul 2025 14:51:57 +0000 https://www.tnthaber.net/?p=8328 3 Temmuz 2025’te, ABD Temsilciler Meclisi’nden 218–214 gibi dar bir oy farkıyla geçen “One Big Beautiful Bill” (OBBBA), yani “Büyük Güzel Tasarı” Başkan Donald Trump’ın ikinci dönem ajandasının merkezini oluşturuyor. Bu bütçe-torf tasarısı, 2017 vergi indirimlerini kalıcı hale getiriyor, düşük gelirli bireyleri doğrudan etkileyen sağlık ve beslenme programlarına büyük kesintiler getiriyor ve göçmenlik bürokrasisine – […]

The post ABD Meclisi’nden Tartışmalı Tasarı Geçti: Sağlık Kesintileri ve Göçmenlik Artışı first appeared on TNT Haber.

]]>
3 Temmuz 2025’te, ABD Temsilciler Meclisi’nden 218–214 gibi dar bir oy farkıyla geçen “One Big Beautiful Bill” (OBBBA), yani “Büyük Güzel Tasarı” Başkan Donald Trump’ın ikinci dönem ajandasının merkezini oluşturuyor. Bu bütçe-torf tasarısı, 2017 vergi indirimlerini kalıcı hale getiriyor, düşük gelirli bireyleri doğrudan etkileyen sağlık ve beslenme programlarına büyük kesintiler getiriyor ve göçmenlik bürokrasisine – özel olarak ICE – devasa kaynaklar aktarıyor.

Ana Hükümler:

  1. Vergi İndirimleri: 2017 yılında yapılan vergi indirimleri kalıcı hale getiriliyor. Düşük gelirli çalışanların bahşiş gelirleriyle ilgili bazı vergi avantajları olacakken, yüksek gelir sahiplerine yönelik büyük vergi kolaylıkları da kalıcılaşıyor .
  2. Medicaid, ACA ve SNAP Kesintileri: Medicaidle ilgili 1 trilyon doları aşan kesinti öngörülüyor. ACA (Affordable Care Act) sigorta sübvansiyonları geri çevriliyor, SNAP (gıda yardımı) hakları kısıtlanıyor. Bu durumun özellikle kırsal kesimde hastane kapanışlarına, sağlık hizmetlerinde azalmaya ve çocuk açlığına yol açacağı tahmin ediliyor .
  3. Göçmenlik Yatırımı: ICE (Göçmenlik ve Gümrük Muhafaza Dairesi) için 170 milyar dolar kaynak ayrıldı. Bu bütçe, FBI, DEA gibi kurumları aşan bütçesiyle çok daha büyük bir göçmenlik baskı gücü yaratıyor .
  4. Milli Borç Artışı: CBO’ya göre bu tasarının önümüzdeki 10 yıl içinde ulusal borçta yaklaşık 3,3 trilyon dolar artışa sebep olması bekleniyor .

Demokratların Tepkileri ve Eleştirileri

“Karanlık Bir Gün”

Demokrat Parti liderleri bu tasarıyı güçlü ifadelerle kınadı. Özellikle DNC Başkanı Ken Martin, “zengin olmayanlar umurunda değil” sözleriyle eleştirdi.

Senatör Raphael Warnock, kırsal hastane kapanışlarının ve milyonlarca kişinin sağlık hakkını kaybetmesinin önünü açacağını belirtti:

“Bu ülke için karanlık bir gün” .

Temsilci Rashida Tlaib, medyaya bu tasarıyı “iğrenç” ve “toplumlara karşı şiddet” olarak tanımladı. ABD’de yılda 50 bin kişinin bu tür kesintiler yüzünden ölebileceğini söyledi .

Ocasio‑Cortez’den Sert Eleştiri

Rep. Alexandria Ocasio‑Cortez, bu yasa ile “ICE’in FBI, DEA ve diğerlerini gölgede bırakan bir güce eriştiğini” vurguladı. “Herkesin kaybolduğu bir ortam yaratıyor” dedi.

Ayrıca, düşük gelirli bireylerin vergi avantajlarının erimesi, medicaid kapsamının daraltılması ve SNAP faydalarının düşürülmesini “zenginler için fayda, yoksullar için ceza” olarak nitelendirdi .

Demokrat Stratejisi ve 2026 Seçimleri

Demokrat stratejistler, bu tasarının 2026 ara seçimlerinde kampanya merkezi olacağını belirtiyor. Cumhuriyetçilerin elinde zenginlerin çıkarlarını savunan bir öz ile kamuoyuna yansıyacağı görüşünde. House Majority PAC’den yapılan açıklamada da, bu tasarının “zehirli bir ajanda” olduğu, bunun bedelini cumhuriyetçi milletvekillerinin ödeyeceği ifade edildi.

Uzmanlar: Borç ve Ekonomi

Maya MacGuineas (Sorumlu Federal Bütçe Komitesi başkanı) bu tasarının “en pahalı, en yanlış ve cehaletle hazırlanmış bütçe tasarısı” olduğunu söyledi. Uyarısı borç yükünün gelecek kuşaklara aktarılması konusundaki endişelerle ilgiliydi.

Kongre ve Cumhuriyetçi Görüş

Temsilciler Meclisi’nde yalnızca iki Cumhuriyetçi — Thomas Massie (Kentucky) ve Brian Fitzpatrick (Pensilvanya) — tasarıya “hayır” dedi. Bu da partinin büyük ölçüde birlik olarak hareket ettiğini gösteriyor.

Temsilci Ocasio‑Cortez “bu kadar dar oy farkıyla geçmesi de normal değil” dedi; bu durum tasarının dengeli bir fikir değişimi ya da kamu rahatsızlığını yeterince dikkate almadığını düşündürüyor .

Kırsal Amerikalılar ve Sağlık Hizmeti

Özellikle kırsal bölgelerdeki sağlık sistemleri için ciddi riskler konuşuluyor. Kuzey Karolina’daki Medicaid kesintilerinin bölgenin sel sonrası toparlanma sürecini sekteye uğratacağı belirtiliyor. Medicaid’in ABD’deki 71 milyon vatandaşın sağlık sigortası altyapısını oluşturduğu ve bu programın kesintisiyle kırsal hastane ve kliniklerin kapanacağı tahmin ediliyor.

Trump ve Kutlama Atmosferi

Trump, 4 Temmuz Bağımsızlık Günü’ndeki mitinginde bu tasarıyı “One Big Beautiful Bill” olarak övdü. Aynı etkinlikte ICE bütçesine övgüyle bakarken, vergi indirimleriyle orta sınıfa destek sunduğunu iddia etti.

Ancak o konuşmada, Yahudi finans sektörü eleştirilerini ifade etmek için kullanılan “shylocks” terimi büyük tepki topladı.

Genel Değerlendirme

  • Tasarının genel etkisi: Zenginlere kalıcı muafiyetler sağlanması, göçmenlik güçlendirilmesi, sağlık ve sosyal yardımların azaltılması.
  • Demokratların tepkisi: Çok sert; “şiddet”, “karanlık gün”, “ölümlere sebep olacak” gibi ifadelerle tanımlanıyor.
  • Ekonomik kaygılar: 3,3 trilyon dolarlık deficit yükü ve gelecek nesillere borç transferi ciddi uyarılar getiriyor.
  • Kırılganlıklar: Kırsal bölgelerin sağlık sistemleri, düşük gelirli aileler ve kamuoyu algısı eksik bilgiyle şekillenecek.

The post ABD Meclisi’nden Tartışmalı Tasarı Geçti: Sağlık Kesintileri ve Göçmenlik Artışı first appeared on TNT Haber.

]]>
https://www.tnthaber.net/gundem/abd-meclisinden-tartismali-tasari-gecti-saglik-kesintileri-ve-gocmenlik-artisi/feed/ 0
100 Milyon Dolarlık Yapay Zekâ Savaşı: Sam Altman’dan Zuckerberg’e Sert Tepki https://www.tnthaber.net/gundem/100-milyon-dolarlik-yapay-zeka-savasi-sam-altmandan-zuckerberge-sert-tepki/?utm_source=rss&utm_medium=rss&utm_campaign=100-milyon-dolarlik-yapay-zeka-savasi-sam-altmandan-zuckerberge-sert-tepki https://www.tnthaber.net/gundem/100-milyon-dolarlik-yapay-zeka-savasi-sam-altmandan-zuckerberge-sert-tepki/#respond Sat, 21 Jun 2025 12:55:31 +0000 https://www.tnthaber.net/?p=8240 Yapay zekâ dünyasında kıyasıya bir yetenek savaşı yaşanıyor. OpenAI CEO’su Sam Altman, Meta’nın CEO’su Mark Zuckerberg’in başını çektiği agresif işe alım stratejilerine sert tepki gösterdi. Altman’a göre, Meta bazı OpenAI çalışanlarını çekebilmek için 100 milyon doları bulan imza bonusları teklif ediyor — ancak şimdilik hiçbir kilit çalışan bu teklifleri kabul etmedi. Altman, bu yaklaşımı “çılgınca” […]

The post 100 Milyon Dolarlık Yapay Zekâ Savaşı: Sam Altman’dan Zuckerberg’e Sert Tepki first appeared on TNT Haber.

]]>
Yapay zekâ dünyasında kıyasıya bir yetenek savaşı yaşanıyor. OpenAI CEO’su Sam Altman, Meta’nın CEO’su Mark Zuckerberg’in başını çektiği agresif işe alım stratejilerine sert tepki gösterdi. Altman’a göre, Meta bazı OpenAI çalışanlarını çekebilmek için 100 milyon doları bulan imza bonusları teklif ediyor — ancak şimdilik hiçbir kilit çalışan bu teklifleri kabul etmedi.

Altman, bu yaklaşımı “çılgınca” olarak nitelendirirken, uzun vadede sürdürülebilir bir iş kültürü yerine “sadece paraya dayalı bir bağlılık” yaratabileceği uyarısında bulunuyor. Ona göre, bu tür astronomik teklifler yapay zekâ ekosisteminde sağlıklı bir rekabeti değil, yalnızca kısa vadeli personel sirkülasyonunu tetikleyecek.

Süper-Zekâ Yarışı: Meta’nın Büyük Hamlesi

Meta, Zuckerberg önderliğinde yapay zekâ alanında iddialı hedefler koymuş durumda. Şirket, süper-zekâ (artificial superintelligence) geliştirme hedefi doğrultusunda milyarlarca dolarlık yatırımlar yapıyor. Bu vizyon çerçevesinde Meta, yalnızca personel transferine değil, stratejik satın almalara da yöneldi. Örneğin, ABD merkezli Scale AI şirketine 15 milyar dolar civarında bir yatırım gerçekleştirildi. Ayrıca, Google DeepMind’dan tanınmış araştırmacı Jack Rae ve Scale AI CEO’su Alexandr Wang gibi önemli isimler de Meta’nın saflarına katıldı.

“En İyi İnsanlar Bizimle Kalmayı Seçti”

Sam Altman, tüm bu yüksek maliyetli transfer çabalarına rağmen OpenAI’nin kilit ekiplerinin şirkette kalmaya devam ettiğini ve bu tercihin paranın değil, misyona olan inanç ve ekip kültürüne bağlılıktan kaynaklandığını vurguluyor.

Altman, “Bizi sadece para için terk edecek insanlar yerine; OpenAI’nin vizyonunu ve etkisini önemseyenlerle çalışmayı tercih ederiz” diyor.

Meta Cephesinden Yanıt: “Piyasa Gerçekleri”

Meta’nın CTO’su Andrew Bosworth ise bu stratejiyi savunuyor. Bosworth, bu seviyedeki tekliflerin piyasanın doğal sonucu olduğunu ve en iyi yapay zekâ uzmanlarının global ölçekte büyük değer taşıdığını belirtiyor. Ayrıca, sadece Meta değil, OpenAI’nin de rekabete yanıt olarak maaş ve teklif seviyelerini artırdığını ileri sürüyor.

Bu büyük şirketlerin aynı anda birkaç yüz kişiden oluşan küçük ama kritik bir yetenek havuzuna ulaşmak istemesi, pazardaki ücretlerin roket gibi yükselmesine yol açmış durumda.

Yapay Zekânın Geleceği: Sadece Teknoloji Değil, İnsanlık İçin Fırsat

Altman, bu yarışın sadece maaş ve yetenek kapma yarışına dönüşmesinden endişe ediyor. Ona göre, yapay zekânın asıl katkısı, insanlığın en büyük problemlerini çözme potansiyelinde yatıyor — özellikle de bilimsel araştırmalar alanında.

“Yapay zekânın kısa vadede tüketici ürünlerine etkisi sınırlı olabilir, ancak bilim ve keşif dünyasında devrim yaratacağına inanıyorum,” diyen Altman, teknolojinin insanlık yararına yönlendirilmesi gerektiğini savunuyor.

2030’a Doğru 1.8 Trilyon Dolarlık Pazar

Uzmanlar, bu rekabetin finansal boyutunun daha da büyüyeceğini öngörüyor. Carlyle Group analizlerine göre, 2030 yılına kadar küresel yapay zekâ altyapı ve donanım yatırımları 1.8 trilyon doları bulabilir.

Meta’nın, Character.AI gibi girişimlere yaptığı milyar dolarlık yatırımlar ve agresif personel transferleri de bu büyük pazardaki yerini sağlamlaştırma çabasının bir parçası olarak görülüyor.

Yapay zekâ sadece teknoloji savaşına değil, aynı zamanda insan kaynakları savaşına da sahne oluyor. Meta ve OpenAI arasındaki bu yetenek mücadelesi, iş dünyasının en yüksek maaşlı transferlerini doğururken; Sam Altman ise, paranın değil vizyon ve misyon odaklı bir yapının uzun vadede kazandıracağına inanıyor.

Bu savaşın galibi kim olacak? Sadece zaman gösterecek ancak kazananın insanlık olup olmayacağı, şirketlerin etik ve toplumsal sorumluluklarını ne ölçüde ön planda tutacaklarına bağlı.

The post 100 Milyon Dolarlık Yapay Zekâ Savaşı: Sam Altman’dan Zuckerberg’e Sert Tepki first appeared on TNT Haber.

]]>
https://www.tnthaber.net/gundem/100-milyon-dolarlik-yapay-zeka-savasi-sam-altmandan-zuckerberge-sert-tepki/feed/ 0
ABD Ekonomisi Yavaşlıyor, Fed Faizleri Sabit Bıraktı https://www.tnthaber.net/ekonomi/abd-ekonomisi-yavasliyor-fed-faizleri-sabit-birakti/?utm_source=rss&utm_medium=rss&utm_campaign=abd-ekonomisi-yavasliyor-fed-faizleri-sabit-birakti https://www.tnthaber.net/ekonomi/abd-ekonomisi-yavasliyor-fed-faizleri-sabit-birakti/#respond Thu, 19 Jun 2025 16:23:23 +0000 https://www.tnthaber.net/?p=8230 ABD Merkez Bankası (Fed), 18–19 Haziran 2025 tarihli Federal Açık Piyasa Komitesi (FOMC) toplantısında politika faizini %4,25–4,50 aralığında sabit tuttu. Bu karar, son aylarda yavaşlayan ekonomik büyüme ve belirsizliklerin sürdüğü küresel ortamda, bankanın ihtiyatlı tutumunu bir kez daha ortaya koydu. Ekonomik veriler ışığında “bekle-gör” stratejisini benimseyen Fed’in kararı piyasalarda merakla bekleniyordu. Açıklanan yeni projeksiyonlar ise […]

The post ABD Ekonomisi Yavaşlıyor, Fed Faizleri Sabit Bıraktı first appeared on TNT Haber.

]]>
ABD Merkez Bankası (Fed), 18–19 Haziran 2025 tarihli Federal Açık Piyasa Komitesi (FOMC) toplantısında politika faizini %4,25–4,50 aralığında sabit tuttu. Bu karar, son aylarda yavaşlayan ekonomik büyüme ve belirsizliklerin sürdüğü küresel ortamda, bankanın ihtiyatlı tutumunu bir kez daha ortaya koydu.

Ekonomik veriler ışığında “bekle-gör” stratejisini benimseyen Fed’in kararı piyasalarda merakla bekleniyordu. Açıklanan yeni projeksiyonlar ise para politikasında aceleci bir gevşeme olmayacağına işaret ediyor.

Kararın Arkasındaki Dinamikler

Fed’in yaptığı açıklamada, faiz oranının sabit tutulmasının %2 enflasyon hedefi ve maksimum istihdam amacını destekleyeceği vurgulandı. Buna göre, enflasyonda ilerleme kaydedilmiş olsa da, hâlen hedefin üzerinde seyreden fiyat artışları nedeniyle temkinli bir yaklaşım tercih edildi.

Fed’in metninde, “Ekonomik görünümde belirsizlik yüksek olsa da azalmaya devam ediyor,” ifadesi dikkat çekti. Ancak küresel ticaret akışındaki dalgalanmalar ve iç piyasada hâlen yüksek seyreden enflasyon beklentileri, faiz indirimi sürecinde Fed’in elini ağırdan almasına neden oluyor.

Faiz Sürecinin Yol Haritası

Hatırlanacağı üzere Fed, geçtiğimiz yılın son çeyreğinde uzun süredir devam eden sıkılaştırma döngüsünü yumuşatmış, Eylül 2024’te ilk faiz indirimi hamlesini gerçekleştirmişti. O tarihten bu yana toplamda 100 baz puanlık bir indirim yapıldı. Ancak 2025 yılının başından bu yana politika faizinde herhangi bir değişiklik yapılmıyor.

Bu kararla birlikte Fed’in bu yıl içinde toplam iki kez daha faiz indirimi yapabileceği yönündeki beklenti korunmuş oldu. Ancak takvim konusunda net bir sinyal verilmedi.

Ekonomik Görünüm: Yavaşlayan Büyüme, Hedefin Üzerinde Enflasyon

Fed’in yeni yayımladığı projeksiyonlarda dikkat çeken bir diğer unsur ise büyüme ve enflasyon beklentilerindeki revizyonlar. 2025 yılı için büyüme tahmini %1,7’den %1,4’e çekildi. 2026 yılı için de beklenti %1,8’den %1,6’ya düşürüldü. Bu da ABD ekonomisinde yavaşlama sinyallerinin güçlendiğini gösteriyor.

Enflasyon tarafında ise yukarı yönlü bir güncelleme yapıldı. 2025 çekirdek enflasyon beklentisi %2,8’den %3,1’e çıkarıldı. Manşet enflasyon beklentisi ise %2,7 seviyesinde belirlendi. İşsizlik oranı ise bu yıl için %4,5 olarak tahmin ediliyor.

Powell’ın Mesajları: Temkinli İyimserlik

Fed Başkanı Jerome Powell, faiz kararı sonrası düzenlenen basın toplantısında ekonomik görünümü ve para politikası stratejisini değerlendirdi.

Powell, “Ekonomi güçlü kalmaya devam ediyor ve iş gücü piyasasında arz-talep dengesi sağlanmış durumda. Ancak enflasyon hâlâ hedefin üzerinde ve fiyat istikrarını sağlamak için sıkı para politikası sürecek,” açıklamasında bulundu.

Ayrıca, dış ticaret politikaları ve olası yeni tarifelerin enflasyon üzerinde yukarı yönlü baskı yaratabileceğini, bu nedenle para politikasında hızlı adımlar atmanın doğru olmayacağını vurguladı.

“Enflasyonla mücadelede daha fazla yol kat etmemiz gerekiyor. Gelecek adımlarımızı verilere göre belirleyeceğiz,” diyen Powell, faiz indirimi konusunda kesin bir zaman çizelgesi vermedi.

Piyasa Beklentileri ve Uzman Yorumları

Piyasalar Fed’in Eylül ayında ilk faiz indirimini yapabileceği ihtimalini fiyatlıyor. Ancak uzmanlar arasında farklı görüşler bulunuyor.

ING’den James Knightley, zayıf büyüme verilerinin faiz indirimi için argüman sunduğunu, ancak olası tarifelerin bu süreci karmaşıklaştırabileceğini belirtti. Rabobank analisti Philip Marey ise stagflasyon riskine dikkat çekerek, Fed’in aceleci davranmayacağını öngörüyor.

Piyasa aktörleri arasında, enflasyonda kalıcı bir düşüş görülmeden faiz indiriminin başlamayacağı görüşü yaygınlaşıyor. Bununla birlikte, faizlerin mevcut seviyelerde çok uzun süre tutulmasının büyüme üzerinde baskı oluşturabileceği de ifade ediliyor.

Denge Arayışı Sürüyor

Fed, para politikasında denge arayışını sürdürüyor. Bir yandan fiyat istikrarını sağlama hedefi korunurken, diğer yandan ekonomik büyümeyi de desteklemek için aşırı sıkı duruştan kaçınılmak isteniyor.

Küresel belirsizliklerin yüksek olduğu bu dönemde, Eylül toplantısı piyasalarda merakla beklenen yeni dönemeç olacak. Faiz indirim sürecinin başlaması için enflasyonun biraz daha net bir şekilde hedefe yaklaşması gerekecek gibi görünüyor.

The post ABD Ekonomisi Yavaşlıyor, Fed Faizleri Sabit Bıraktı first appeared on TNT Haber.

]]>
https://www.tnthaber.net/ekonomi/abd-ekonomisi-yavasliyor-fed-faizleri-sabit-birakti/feed/ 0
Demir Yumruk: İran’dan İsrail’e Gövde Gösterisi! https://www.tnthaber.net/dunya/demir-yumruk-irandan-israile-govde-gosterisi/?utm_source=rss&utm_medium=rss&utm_campaign=demir-yumruk-irandan-israile-govde-gosterisi https://www.tnthaber.net/dunya/demir-yumruk-irandan-israile-govde-gosterisi/#respond Mon, 16 Jun 2025 12:06:15 +0000 https://www.tnthaber.net/?p=8212 Orta Doğu bir kez daha tarihî bir dönüm noktasında. 2025’in Haziran ayında İran, İsrail’e karşı eşi benzeri görülmemiş bir askerî operasyon başlatarak bölgedeki dengeleri sarstı. Uzun süredir devam eden gerilim, İran’ın doğrudan ve kapsamlı saldırısıyla yeni bir evreye geçti. Bu gelişme, sadece İsrail değil, aynı zamanda dünya güçleri açısından da bir şok etkisi yarattı. İran, […]

The post Demir Yumruk: İran’dan İsrail’e Gövde Gösterisi! first appeared on TNT Haber.

]]>
Orta Doğu bir kez daha tarihî bir dönüm noktasında. 2025’in Haziran ayında İran, İsrail’e karşı eşi benzeri görülmemiş bir askerî operasyon başlatarak bölgedeki dengeleri sarstı. Uzun süredir devam eden gerilim, İran’ın doğrudan ve kapsamlı saldırısıyla yeni bir evreye geçti. Bu gelişme, sadece İsrail değil, aynı zamanda dünya güçleri açısından da bir şok etkisi yarattı. İran, askeri kapasitesi, teknoloji gücü ve stratejik hamleleriyle adeta “Bölgenin kaderini belirleyecek aktör benim” mesajını verdi.

Kudüs ve Tel Aviv’e Yönelik Yüksek Kapasiteli Füze Yağmuru

İran, 15 Haziran gecesi başlattığı ve “Gerçek Vaat 3” olarak adlandırılan operasyonda, İsrail topraklarına 360’tan fazla balistik füze ve kamikaze drone fırlattı. Bu saldırılar, bugüne kadar İran tarafından yapılan en büyük ölçekli doğrudan askerî harekât olarak kayıtlara geçti.

Hedef alınan bölgeler arasında Tel Aviv, Hayfa, Kudüs, Bat Yam ve Ashdod gibi stratejik öneme sahip şehirler yer aldı. İran’ın füzeleri İsrail’in gelişmiş hava savunma sistemlerini büyük ölçüde meşgul ederken, bazı füzeler doğrudan hedeflerine ulaştı. Tel Aviv’in merkezinde bir ticaret merkezine isabet eden füze sonucu büyük maddi zarar oluştu, bazı bölgelerde ise elektrik ve iletişim sistemlerinde kesintiler yaşandı.

İran Devrim Muhafızları yetkilileri yaptıkları açıklamada, “Bu operasyon, yalnızca bir uyarıdır. Eğer İsrail saldırılarına devam ederse, cevaplarımız çok daha yıkıcı olacaktır.” ifadelerini kullandı.

İran’ın Teknolojik Gücü: Hedefe Kilitlenen Akıllı Füzeler

İran’ın bu saldırıdaki en dikkat çeken yönlerinden biri, yeni nesil akıllı füze ve drone teknolojilerini başarıyla kullanmasıydı. “Shahed-238” ve “Kheibar Shekan” adlı balistik füzeler, İsrail hava savunma sistemlerini aşarak hassas hedeflere nokta atışı gerçekleştirdi.

Uzmanlar, İran’ın bu teknolojilerle artık sadece sayısal değil, niteliksel olarak da bölgenin en etkili askeri güçlerinden biri hâline geldiğini belirtiyor. Gelişmiş elektronik karıştırma sistemleri ve radar önleyici kaplamalarla donatılmış bu silahlar, geleneksel savunma sistemlerini zorlayacak seviyede.

Stratejik Güç Gösterisi: İran Sadece Askeri Değil, Psikolojik Zafer de Elde Etti

Bu saldırı sadece füze ve drone’lardan ibaret değildi. İran aynı zamanda psikolojik üstünlük sağlamayı da başardı. İsrail kamuoyunda büyük bir panik yaşanırken, sığınaklara kaçan sivillerin görüntüleri sosyal medyada geniş yankı buldu. İran, sadece bir saldırı düzenlemekle kalmadı, aynı zamanda “biz buradayız, güçlüyüz ve kararlıyız” mesajını çok net bir biçimde verdi.

Tahran yönetimi, operasyondan hemen sonra yaptığı açıklamalarda İsrail’in artık “dokunulmaz bir güç olmadığını” dünyaya gösterdiklerini söyledi.

İsrail’in Cevabı Zayıf Kaldı: İran’ın Hazırlığı Şaşırttı

İsrail, bu saldırılara karşılık olarak İran’ın bazı askeri tesislerine hava operasyonları düzenledi. Ancak İran Savunma Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada bu saldırıların “beklenen düzeyde etkili olmadığı” ve “önceden alınan önlemler sayesinde minimum zarar verildiği” belirtildi.

Tahran, saldırıların ardından birçok askeri tesisin yedek hatlara geçirildiğini, füze üslerinin taşındığını ve tüm stratejik noktaların hava savunma sistemleriyle donatıldığını açıkladı. İran’ın bu düzeyde hazırlıklı olması, uluslararası askeri çevrelerde büyük dikkat çekti. İran’ın sadece saldırı kapasitesi değil, savunma refleksi ve operasyonel disiplini de takdir topladı.

Bölgesel ve Küresel Yankılar: İran Öncü Güç Olarak Yükseliyor

İran’ın bu saldırıları, bölgesel dengeleri kökten değiştirme potansiyeline sahip. Birçok Ortadoğu ülkesi, İran’ın gösterdiği güç karşısında diplomatik temaslara hız verirken; Çin ve Rusya gibi küresel aktörlerin İran’a olan desteğini daha görünür hâle getirmesi bekleniyor.

Rusya Dışişleri Bakanlığı yaptığı açıklamada, “İran’ın toprak bütünlüğünü koruma hakkı vardır. Tek taraflı saldırılar karşısında sessiz kalınmamalı” ifadelerini kullandı. Çin ise “tüm tarafların itidalli davranması gerektiğini” söylese de, İran’a doğrudan bir kınamada bulunmadı. Bu da Tahran’ın yalnız olmadığını, aksine küresel bir destek ağına sahip olduğunu gösteriyor.

İran’ın Gücünün Kaynağı: Stratejik Akıl, Yerli Teknoloji ve Milli Kararlılık

İran’ın bu operasyonla ortaya koyduğu güç tesadüfi değil. Son 10 yılda savunma sanayiine milyarlarca dolar yatırım yapan Tahran, özellikle yerli üretime büyük önem verdi. Geliştirilen silah sistemlerinin %85’i İran mühendisleri tarafından tasarlandı. Devrim Muhafızları’nın organize yapısı, yerel istihbarat desteği ve ülke çapında kurulan mobil savunma üsleri, İran’ı bölgesel bir güç olmaktan çıkarıp küresel aktör statüsüne taşıdı.

İran Artık Oyunun Değil, Kuralların Sahibi

İran’ın İsrail’e karşı yürüttüğü bu büyük operasyon, sadece bir askeri başarı değil, aynı zamanda jeopolitik bir manifestodur. Tahran artık yalnızca savunma değil, caydırıcı saldırı kapasitesiyle de masadadır. Bu yeni durum, Orta Doğu’nun geleceğinde İran’ı vazgeçilmez bir aktör hâline getiriyor.

İran, gücünü sadece füze başlıklarından değil; halkının direncinden, teknolojisinden ve stratejik aklından alıyor. Bu da onu bölgedeki birçok ülkenin önüne geçiriyor. Artık dünya, İran’ı sadece izlemiyor; onun adımlarına göre pozisyon alıyor.

The post Demir Yumruk: İran’dan İsrail’e Gövde Gösterisi! first appeared on TNT Haber.

]]>
https://www.tnthaber.net/dunya/demir-yumruk-irandan-israile-govde-gosterisi/feed/ 0
OPEC Temmuz’da Petrol Üretimini Artırıyor: Küresel Piyasalarda Yeni Dönem Başlıyor https://www.tnthaber.net/gundem/opec-temmuzda-petrol-uretimini-artiriyor-kuresel-piyasalarda-yeni-donem-basliyor/?utm_source=rss&utm_medium=rss&utm_campaign=opec-temmuzda-petrol-uretimini-artiriyor-kuresel-piyasalarda-yeni-donem-basliyor https://www.tnthaber.net/gundem/opec-temmuzda-petrol-uretimini-artiriyor-kuresel-piyasalarda-yeni-donem-basliyor/#respond Sat, 31 May 2025 16:27:40 +0000 https://www.tnthaber.net/?p=8194 Petrol İhraç Eden Ülkeler Örgütü (OPEC) ve aralarında Rusya’nın da bulunduğu bazı büyük üretici ülkelerden oluşan OPEC+ grubu, Temmuz 2025 itibarıyla günlük 411 bin varillik üretim artışı yapma kararı aldı. Bu hamle, son yıllarda küresel enerji piyasalarındaki arz-talep dengesini yeniden şekillendirecek önemli bir adım olarak görülüyor. Uzun süredir süren gönüllü üretim kesintileriyle petrol fiyatlarını desteklemeyi […]

The post OPEC Temmuz’da Petrol Üretimini Artırıyor: Küresel Piyasalarda Yeni Dönem Başlıyor first appeared on TNT Haber.

]]>
Petrol İhraç Eden Ülkeler Örgütü (OPEC) ve aralarında Rusya’nın da bulunduğu bazı büyük üretici ülkelerden oluşan OPEC+ grubu, Temmuz 2025 itibarıyla günlük 411 bin varillik üretim artışı yapma kararı aldı. Bu hamle, son yıllarda küresel enerji piyasalarındaki arz-talep dengesini yeniden şekillendirecek önemli bir adım olarak görülüyor.

Uzun süredir süren gönüllü üretim kesintileriyle petrol fiyatlarını desteklemeyi hedefleyen OPEC+ ülkeleri, bu kez piyasalardaki istikrarı dikkate alarak daha fazla arz sağlamaya karar verdi. Ekonomik toparlanma işaretlerinin güçlenmesi ve küresel talepteki artış beklentisi, bu değişimin temel nedenleri arasında yer alıyor.

Kademeli Geçiş Süreci

OPEC+, 2022 yılında başlattığı üretim kısıtlamalarıyla küresel petrol arzını sınırlamış ve böylece fiyatları belli bir seviyede tutmayı başarmıştı. Ancak 2025 yılına gelindiğinde, ekonomik göstergelerin toparlanması ve stok seviyelerinin azalması üzerine grubun yeniden arz artırma kararı alması kaçınılmaz hale geldi.

Günlük 411 bin varillik artış, aslında daha büyük bir planın üçüncü aşamasını temsil ediyor. Önceki aylarda kademeli olarak azaltılan gönüllü kesintiler, Eylül 2025 itibarıyla tamamen sona erebilir. Bu da demek oluyor ki, OPEC+ ülkeleri yıl sonuna kadar üretim kapasitelerini tamamen serbest bırakabilir.

Hangi Ülkeler Öne Çıkıyor?

Kararın uygulanmasında sekiz ülke öne çıkıyor: Suudi Arabistan, Rusya, Irak, Birleşik Arap Emirlikleri, Kuveyt, Kazakistan, Cezayir ve Umman. Bu ülkeler, hem teknik kapasite hem de ekonomik hedefler doğrultusunda üretim artışını gerçekleştirecek başlıca aktörler.

Suudi Arabistan, grubun en büyük üreticisi olarak kararın öncülüğünü üstlenmiş durumda. Ülkenin enerji bakanlığı, piyasaların artık kontrollü bir şekilde daha fazla arza açık hale geldiğini ve bu adımın hem üretici hem de tüketici ülkeler için denge sağlayacağını belirtiyor.

Petrol Fiyatlarına Etkisi Ne Olur?

Kararın ardından piyasalar temkinli bir iyimserlik içinde. Bazı analistler, üretim artışının kısa vadede fiyatları aşağı yönlü baskılayabileceğini belirtirken; diğer uzmanlar, talep artışının bu baskıyı dengeleyerek fiyatları stabil tutacağını düşünüyor. Özellikle Asya ve Afrika’daki büyüyen enerji ihtiyacının bu fazla arzı kolayca absorbe edebileceği ifade ediliyor.

Nisan ayında 60 dolar civarına kadar gerileyen Brent petrol fiyatı, Temmuz öncesinde tekrar 63 dolar seviyelerine yükselmişti. Üretim artışlarının etkisiyle fiyatların kısa vadede yatay seyretmesi, uzun vadede ise talep faktörlerine bağlı olarak artması bekleniyor.

Jeopolitik ve Stratejik Dengeler

Üretim artışı kararı yalnızca ekonomik değil, aynı zamanda jeopolitik bir hamle olarak da değerlendiriliyor. ABD, Çin ve Hindistan gibi büyük tüketici ülkelerle enerji diplomasisinin hızlandığı bir dönemde, OPEC+ ülkeleri enerji arzı konusundaki güvenilirliğini pekiştirmek istiyor. Bu aynı zamanda alternatif enerji kaynaklarına geçiş sürecinde petrolün stratejik önemini koruması anlamına da geliyor.

Özellikle ABD ile Suudi Arabistan arasındaki ilişkilerin yeniden güçlenmesi, bu kararın zamanlamasında etkili olmuş olabilir. Enerji diplomasisinin küresel siyaseti şekillendirmeye devam ettiği bu süreçte, üretim artışı kararı çok yönlü bir stratejinin parçası olarak okunmalı.

Kontrollü Arz, Denge Arayışı

OPEC+’ın Temmuz ayında başlatacağı 411 bin varillik üretim artışı, sadece bir rakamdan ibaret değil. Bu karar, pandemiden bu yana süregelen belirsizliklerin ardından küresel petrol piyasasında istikrar ve öngörülebilirlik adına atılmış önemli bir adım olarak değerlendiriliyor.

Üretici ülkelerin koordineli ve temkinli adımları, enerji piyasalarında arz fazlasına neden olmadan büyümeyi destekleyebilir. Ancak bu sürecin başarısı, yalnızca arz yönlü değil, aynı zamanda talep tarafındaki gelişmelere de bağlı olacak. Önümüzdeki aylarda OPEC+ toplantıları ve piyasa verileri, bu dengenin nasıl şekilleneceğini belirleyecek.

The post OPEC Temmuz’da Petrol Üretimini Artırıyor: Küresel Piyasalarda Yeni Dönem Başlıyor first appeared on TNT Haber.

]]>
https://www.tnthaber.net/gundem/opec-temmuzda-petrol-uretimini-artiriyor-kuresel-piyasalarda-yeni-donem-basliyor/feed/ 0
Donarak Düşmeye Ramak Kala: Çinli Paraşütçünün Şaşırtan Kaçışı https://www.tnthaber.net/gundem/donarak-dusmeye-ramak-kala-cinli-parasutcunun-sasirtan-kacisi/?utm_source=rss&utm_medium=rss&utm_campaign=donarak-dusmeye-ramak-kala-cinli-parasutcunun-sasirtan-kacisi https://www.tnthaber.net/gundem/donarak-dusmeye-ramak-kala-cinli-parasutcunun-sasirtan-kacisi/#respond Fri, 30 May 2025 06:45:02 +0000 https://www.tnthaber.net/?p=8182 Çinli yamaç paraşütçüsü Peng Yujiang, Kuzey Çin’in Qilian Dağları üzerinde yaptığı olağan dışı uçuşla dikkatleri üzerine çekti. Sıradan bir antrenman uçuşu olarak başlayan yolculuğu, bir anda 8.000 metreye kadar yükselen tehlikeli bir maceraya dönüştü. Olay, hem ekstrem spor camiasında hem de sosyal medyada büyük yankı uyandırdı. Termal Akım Peng’i Gökyüzüne Taşıdı Olay, 26 Mayıs günü […]

The post Donarak Düşmeye Ramak Kala: Çinli Paraşütçünün Şaşırtan Kaçışı first appeared on TNT Haber.

]]>
Çinli yamaç paraşütçüsü Peng Yujiang, Kuzey Çin’in Qilian Dağları üzerinde yaptığı olağan dışı uçuşla dikkatleri üzerine çekti. Sıradan bir antrenman uçuşu olarak başlayan yolculuğu, bir anda 8.000 metreye kadar yükselen tehlikeli bir maceraya dönüştü. Olay, hem ekstrem spor camiasında hem de sosyal medyada büyük yankı uyandırdı.

Termal Akım Peng’i Gökyüzüne Taşıdı

Olay, 26 Mayıs günü Gansu eyaletine bağlı bir bölgede meydana geldi. 3.000 metre irtifadan yola çıkan Peng, ikinci el bir yamaç paraşütü ekipmanını test etmek istiyordu. Hava sakin görünse de, birkaç dakika içinde ani bir termal akıma yakalanarak hızla yükselmeye başladı. Termaller, özellikle dağlık bölgelerde ısınan havanın ani yükselişiyle oluşur ve yamaç paraşütçüler için tehlikeli olabilir.

Yaklaşık 20 dakika içinde 8.000 metre irtifaya çıkan Peng, kendini adeta ticari yolcu uçaklarının uçtuğu yükseklikte buldu. Bu seviye, aynı zamanda Everest Dağı’nın zirvesine denk geliyor.

Donma Noktasında Mücadele

Peng’in kask kamerası, uçuş boyunca kayıttaydı. Görüntülerde, -35 dereceyi bulan sıcaklıklarda, vücudunun büyük ölçüde buzla kaplandığı ve nefes almakta zorlandığı anlar görülüyor. Yüksek irtifada oksijen seviyesinin azalması nedeniyle kısa süreli bilinç kayıpları yaşadığını belirten Peng, “Ellerim donmuştu, telsizle temas kurmaya çalıştım ama neredeyse hiçbir şeye hükmedemiyordum,” dedi.

Bu tür bir yükseklikte oksijen maskesi olmadan uçmak genellikle önerilmez. Ancak Peng, herhangi bir profesyonel destek veya tıbbi ekipman olmadan bu ekstrem durumdan sağ çıkmayı başardı.

İniş ve Kurtuluş

Yaklaşık bir saat süren uçuşun ardından Peng, kalkış noktasından 30 kilometre uzaklıktaki bir tarlaya acil iniş yaptı. Yanında bulunan ekip arkadaşı Gu Zhimin, GPS verilerini takip ederek Peng’e ulaştı ve ilk müdahaleyi yaptı. Vücudu donma belirtileri gösteren Peng, şans eseri ciddi bir sağlık sorunu yaşamadan kurtuldu.

Yetkililer Soruşturma Başlattı

Olaydan sonra Gansu Eyaleti Havacılık Sporları Derneği devreye girdi. Yapılan açıklamada, Peng’in uçuşu önceden bildirmediği ve gerekli güvenlik izinlerini almadığı belirtildi. Bu nedenle hem Peng hem de görüntüleri sosyal medyada paylaşan Gu Zhimin, altı ay boyunca yamaç paraşütü yapmaktan men edildi.

Yetkililer ayrıca, bu tür ekstrem irtifalara yapılan uçuşların ciddi sağlık riskleri taşıdığını ve eğitimli pilotlar tarafından uygun donanımlarla gerçekleştirilmesi gerektiğini vurguladı.

Dünya Rekoru mu, Tehlikeli Sınır mı?

Peng’in ulaştığı yükseklik, daha önce 2007 yılında Alman sporcu Ewa Wiśnierska tarafından kırılan 9.946 metrelik rekorun hemen altında yer alıyor. Ancak Wiśnierska’nın uçuşu kayıt altına alınmış ve uygun güvenlik önlemleriyle gerçekleştirilmişti. Peng’in uçuşu ise kayıt dışı olması nedeniyle rekor olarak tanınmayacak.

Yine de bu olay, ekstrem spor tutkunları arasında büyük yankı uyandırdı. Kimileri Peng’in cesaretini övdü, kimileri ise kontrolsüz ve bilinçsizce gerçekleştirilen bu tarz uçuşların hem pilot hem de çevresindekiler için büyük risk taşıdığını belirtti.

Sosyal Medyada Gündem Oldu

Kask kamerasından elde edilen görüntüler, sosyal medyada milyonlarca kişi tarafından izlendi. Peng’in donmuş bir şekilde bulutların üzerinde süzüldüğü anlar, hem büyüleyici hem de ürkütücü olarak yorumlandı.

Kullanıcılardan bazıları “doğa ile ölümüne dans” ifadelerini kullanırken, bazıları da bu tür uçuşların gençlere kötü örnek olabileceğini savundu. Konu, Çin’in en çok konuşulan sosyal medya platformlarından biri olan Weibo’da da günlerce gündemde kaldı.

Cesaret mi, Sınır Tanımazlık mı?

Peng Yujiang’ın gökyüzündeki bu mucizevi yolculuğu, ekstrem sporların ne kadar büyüleyici olduğu kadar ne denli riskli olabileceğini de gösteriyor. Bu olay, sporculara ve yetkililere bir kez daha güvenliğin ne kadar hayati olduğunu hatırlattı.

Peng, şu anda dinlenme sürecinde ve ileride daha kontrollü koşullarda uçuşlar yapmayı planladığını söylüyor. Ancak bu uçuşun, yamaç paraşütü tarihine “mucizevi kurtuluş” olarak geçtiği kesin.

The post Donarak Düşmeye Ramak Kala: Çinli Paraşütçünün Şaşırtan Kaçışı first appeared on TNT Haber.

]]>
https://www.tnthaber.net/gundem/donarak-dusmeye-ramak-kala-cinli-parasutcunun-sasirtan-kacisi/feed/ 0
Tesla Avrupa’da Serbest Düşüşte: Elon Musk’ın Tartışmalı İmajı Satışları Eritti https://www.tnthaber.net/teknoloji/tesla-avrupada-serbest-dususte-elon-muskin-tartismali-imaji-satislari-eritti/?utm_source=rss&utm_medium=rss&utm_campaign=tesla-avrupada-serbest-dususte-elon-muskin-tartismali-imaji-satislari-eritti https://www.tnthaber.net/teknoloji/tesla-avrupada-serbest-dususte-elon-muskin-tartismali-imaji-satislari-eritti/#respond Tue, 27 May 2025 12:46:11 +0000 https://www.tnthaber.net/?p=8164 Tesla, 2025 yılının Nisan ayında Avrupa otomotiv pazarında şok edici bir darbe aldı. Şirketin Avrupa’daki elektrikli araç satışları geçen yılın aynı dönemine göre %49 oranında düşüş gösterdi. Sadece 7.261 araç satan Tesla, hızla büyüyen elektrikli araç pazarında rakiplerinin gerisinde kaldı. Üstelik bu düşüş, genel pazarın %28 büyüdüğü bir döneme denk geldi. Bu durum, Tesla’nın yalnızca […]

The post Tesla Avrupa’da Serbest Düşüşte: Elon Musk’ın Tartışmalı İmajı Satışları Eritti first appeared on TNT Haber.

]]>
Tesla, 2025 yılının Nisan ayında Avrupa otomotiv pazarında şok edici bir darbe aldı. Şirketin Avrupa’daki elektrikli araç satışları geçen yılın aynı dönemine göre %49 oranında düşüş gösterdi. Sadece 7.261 araç satan Tesla, hızla büyüyen elektrikli araç pazarında rakiplerinin gerisinde kaldı. Üstelik bu düşüş, genel pazarın %28 büyüdüğü bir döneme denk geldi. Bu durum, Tesla’nın yalnızca ekonomik veya teknik bir sorun yaşamadığını, aynı zamanda ciddi bir marka kriziyle karşı karşıya olduğunu gösteriyor.

Elon Musk’ın Siyasi İmajı Tepki Topluyor

Tesla’nın bu düşüşündeki en büyük etkenlerden biri CEO Elon Musk’ın son dönemdeki tartışmalı çıkışları ve siyasi duruşu olarak görülüyor. Musk’ın, ABD’de eski Başkan Donald Trump’la yakın ilişkiler kurması ve Avrupa’da aşırı sağ eğilimli söylemleri destekler nitelikte açıklamalarda bulunması, birçok Avrupalı tüketiciyi rahatsız etti. Almanya gibi çevreci ve sosyal adalete önem veren ülkelerde bu duruş, Tesla’ya olan ilgiyi ciddi şekilde azaltmış durumda.

Özellikle sosyal medya platformlarında Musk’ın açıklamaları geniş yankı uyandırırken, birçok kullanıcı Tesla’yı boykot çağrılarıyla anmaya başladı. Uzmanlara göre bu durum, şirketin “ilerici ve yenilikçi” marka algısıyla ciddi bir çelişki yaratıyor.

Çinli Rakipler Atağa Geçti

Tesla’nın yaşadığı bu kriz, Çinli otomobil üreticileri için adeta altın bir fırsat yarattı. Özellikle BYD, Avrupa’da Tesla’yı geçerek pazarın yeni lideri olmaya aday. BYD’nin sadece Nisan ayında 7.231 araç satması, Tesla’nın uzun süredir elinde tuttuğu liderlik koltuğunun artık sallandığını gösteriyor.

Uygun fiyatlı, donanımlı ve yerel ihtiyaçlara uyarlanmış modellerle gelen Çinli markalar, Avrupa’daki kullanıcıların dikkatini çekiyor. Üstelik bu markaların çevreye duyarlı üretim süreçleri ve sade marka iletişimleri, Tesla’nın lüks ve “elitist” algısına karşı daha ulaşılabilir bir alternatif sunuyor.

Model Y’nin Yenilenmesi Bekleneni Vermedi

Tesla’nın en çok satan aracı olan Model Y’nin yenilenme süreci, beklenen etkiyi yaratamadı. Özellikle Almanya’daki Gigafactory Berlin’de yaşanan üretim aksamaları, teslimat sürelerini uzattı ve müşterilerin alternatif markalara yönelmesine neden oldu. Aynı zamanda Model 3 gibi diğer modellerde yapılan tasarım değişiklikleri de bazı kullanıcılar tarafından olumsuz karşılandı.

Bunlara ek olarak, Tesla’nın fiyat politikaları da eleştiriliyor. 2025 yılı itibariyle bazı modellerde yapılan fiyat artışları, rekabetçi ortamda Tesla’yı dezavantajlı hale getirdi.

Geleceğe Dair Riskler ve Fırsatlar

Tesla’nın Avrupa’daki bu ciddi kaybı, şirketin gelecekte daha büyük sorunlarla karşılaşabileceğini gösteriyor. Avrupa pazarı, Tesla için stratejik öneme sahip. Almanya, Fransa, Hollanda ve İskandinav ülkeleri, elektrikli araçların yaygınlaştığı ve devlet teşviklerinin yüksek olduğu bölgeler. Bu nedenle Avrupa’da kaybedilen müşteri, sadece bugünün değil, geleceğin pazar payının da kaybı anlamına geliyor.

Şirketin toparlanması için birkaç adım atması gerekiyor. Öncelikle Elon Musk’ın kişisel marka etkisinin sınırlanması ve şirket iletişiminin kurumsal bir çerçeveye çekilmesi kritik önemde. Ayrıca Tesla’nın fiyatlandırma stratejilerini yeniden gözden geçirmesi, daha uygun modeller sunması ve Çinli rakiplerine karşı pazarlama kampanyalarını yoğunlaştırması gerekebilir.

Tesla, 2025 yılında Avrupa’da büyük bir sınav veriyor. Marka gücü, teknoloji öncülüğü ve yenilikçi imajı ile öne çıkan şirket, artık bu özelliklerini korumakta zorlanıyor. Elon Musk’ın kişisel imajı, üretim sorunları ve artan rekabet, Tesla’yı Avrupa’da zor bir sürecin içine soktu. Eğer şirket hızlı ve etkili adımlar atmazsa, Avrupa’daki liderliğini tamamen kaybetme riskiyle karşı karşıya kalabilir.

The post Tesla Avrupa’da Serbest Düşüşte: Elon Musk’ın Tartışmalı İmajı Satışları Eritti first appeared on TNT Haber.

]]>
https://www.tnthaber.net/teknoloji/tesla-avrupada-serbest-dususte-elon-muskin-tartismali-imaji-satislari-eritti/feed/ 0
Rusya’dan İsveç’e Sert Tepki: Stockholm’deki Büyükelçiliğe Drone Saldırısı Diplomatik Krize Dönüştü https://www.tnthaber.net/dunya/rusyadan-isvece-sert-tepki-stockholmdeki-buyukelcilige-drone-saldirisi-diplomatik-krize-donustu/?utm_source=rss&utm_medium=rss&utm_campaign=rusyadan-isvece-sert-tepki-stockholmdeki-buyukelcilige-drone-saldirisi-diplomatik-krize-donustu https://www.tnthaber.net/dunya/rusyadan-isvece-sert-tepki-stockholmdeki-buyukelcilige-drone-saldirisi-diplomatik-krize-donustu/#respond Sun, 25 May 2025 16:31:04 +0000 https://www.tnthaber.net/?p=8161 25 Mayıs 2025 tarihinde Rusya’nın Stockholm Büyükelçiliği’ne yönelik gerçekleştirilen drone saldırısı, Moskova ile Stockholm arasındaki diplomatik ilişkileri gerdi. Rusya Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Maria Zakharova, saldırının ardından İsveç’e resmi bir protesto notası iletileceğini duyurdu. Zakharova, İsveç’in “aşırılık yanlılarını dizginlemesi, durumu kontrol altına alması ve Viyana Sözleşmesi’ne sıkı sıkıya uyması” gerektiğini vurguladı. Saldırının Detayları ve Önceki Olaylar […]

The post Rusya’dan İsveç’e Sert Tepki: Stockholm’deki Büyükelçiliğe Drone Saldırısı Diplomatik Krize Dönüştü first appeared on TNT Haber.

]]>
25 Mayıs 2025 tarihinde Rusya’nın Stockholm Büyükelçiliği’ne yönelik gerçekleştirilen drone saldırısı, Moskova ile Stockholm arasındaki diplomatik ilişkileri gerdi. Rusya Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Maria Zakharova, saldırının ardından İsveç’e resmi bir protesto notası iletileceğini duyurdu. Zakharova, İsveç’in “aşırılık yanlılarını dizginlemesi, durumu kontrol altına alması ve Viyana Sözleşmesi’ne sıkı sıkıya uyması” gerektiğini vurguladı.

Saldırının Detayları ve Önceki Olaylar

Rusya’nın Stockholm Büyükelçiliği’nden yapılan açıklamaya göre, 25 Mayıs sabahı bir drone, büyükelçilik binasının girişine yakın bir noktaya boya dolu bir konteyner bıraktı. Bu olay, son bir yıldır devam eden benzer saldırıların sonuncusu olarak kaydedildi. Büyükelçilik yetkilileri, daha önce de İsveç polisi ve Dışişleri Bakanlığı’na benzer saldırıların engellenmesi ve 1961 tarihli Diplomatik İlişkiler Hakkında Viyana Sözleşmesi kapsamındaki yükümlülüklerin yerine getirilmesi konusunda çağrılarda bulunmuştu.

Viyana Sözleşmesi ve Diplomatik Güvenlik

1961 tarihli Diplomatik İlişkiler Hakkında Viyana Sözleşmesi, diplomatik misyonların dokunulmazlığını ve güvenliğini garanti altına alır. Bu sözleşmeye göre, ev sahibi ülke, yabancı misyonların güvenliğini sağlamakla yükümlüdür. Rusya, İsveç’in bu yükümlülüklerini yerine getirmediğini ve büyükelçilik personelinin güvenliğini tehlikeye attığını iddia ediyor.

İsveç’in Tepkisi ve Olası Sonuçlar

İsveç makamları, saldırıya ilişkin resmi bir açıklama yapmadı. Ancak, Rusya’nın protesto notası ve kamuoyuna yaptığı sert açıklamalar, iki ülke arasındaki diplomatik ilişkilerin daha da gerilmesine neden olabilir. Uzmanlar, bu tür olayların uluslararası ilişkilerde ciddi sonuçlar doğurabileceğini ve taraflar arasında güvenin zedelenebileceğini belirtiyor.

Rusya’nın Stockholm Büyükelçiliği’ne yönelik drone saldırısı, diplomatik misyonların güvenliği ve uluslararası hukuk açısından önemli bir sınav niteliğinde. İsveç’in bu olaya vereceği yanıt, sadece iki ülke arasındaki ilişkileri değil, aynı zamanda diğer ülkelerin benzer durumlarda nasıl davranacaklarını da etkileyebilir. Uluslararası toplumun, diplomatik misyonların güvenliğini sağlama konusundaki kararlılığı, bu tür olayların önlenmesinde kritik bir rol oynayacaktır.

The post Rusya’dan İsveç’e Sert Tepki: Stockholm’deki Büyükelçiliğe Drone Saldırısı Diplomatik Krize Dönüştü first appeared on TNT Haber.

]]>
https://www.tnthaber.net/dunya/rusyadan-isvece-sert-tepki-stockholmdeki-buyukelcilige-drone-saldirisi-diplomatik-krize-donustu/feed/ 0
Megan Fox’tan Sonra Sessizlik Bozuldu: Machine Gun Kelly’den “Cliché” ile Kalp Kırıklığı İtirafı! https://www.tnthaber.net/gundem/megan-foxtan-sonra-sessizlik-bozuldu-machine-gun-kellyden-cliche-ile-kalp-kirikligi-itirafi/?utm_source=rss&utm_medium=rss&utm_campaign=megan-foxtan-sonra-sessizlik-bozuldu-machine-gun-kellyden-cliche-ile-kalp-kirikligi-itirafi https://www.tnthaber.net/gundem/megan-foxtan-sonra-sessizlik-bozuldu-machine-gun-kellyden-cliche-ile-kalp-kirikligi-itirafi/#respond Sat, 24 May 2025 09:25:37 +0000 https://www.tnthaber.net/?p=8158 Hollywood’un en çok konuşulan çiftlerinden biri olan Megan Fox ve Machine Gun Kelly (MGK), 2024 yılının sonunda yollarını ayırdı. Bu sansasyonel ayrılığın ardından gözler, taraflardan gelecek açıklamalara çevrilmişti. Sessizliği ilk bozan ise MGK oldu. Ünlü sanatçı, 23 Mayıs 2025’te yayımladığı yeni şarkısı “Cliché” ile hem aşk acısını hem de Megan Fox’a olan bitmeyen bağlılığını hayranlarıyla […]

The post Megan Fox’tan Sonra Sessizlik Bozuldu: Machine Gun Kelly’den “Cliché” ile Kalp Kırıklığı İtirafı! first appeared on TNT Haber.

]]>
Hollywood’un en çok konuşulan çiftlerinden biri olan Megan Fox ve Machine Gun Kelly (MGK), 2024 yılının sonunda yollarını ayırdı. Bu sansasyonel ayrılığın ardından gözler, taraflardan gelecek açıklamalara çevrilmişti. Sessizliği ilk bozan ise MGK oldu. Ünlü sanatçı, 23 Mayıs 2025’te yayımladığı yeni şarkısı “Cliché” ile hem aşk acısını hem de Megan Fox’a olan bitmeyen bağlılığını hayranlarıyla paylaştı.

Cliché: Aşkın En Gerçek Hali

Şarkının ismi “Cliché” yani “Klişe” olsa da, duyguları hiçbir şekilde sıradan değil. MGK, şarkı sözlerinde açıkça Megan Fox’a sesleniyor gibi: “Benimle kalır mıydın?” ve “Benimle kaçmalısın, yalnız daha iyi olsan bile…” gibi sözler, ilişkide yaşanan çatışmaları, bağımlılığı ve kabullenemeyen bir ayrılığı gözler önüne seriyor.

Bu satırlar, hayranlar tarafından doğrudan Megan Fox’a gönderme olarak yorumlandı. Zira MGK’nin geçmişteki röportajlarında Megan için kullandığı ifadeler, onun hayatındaki yerini defalarca vurgulamıştı. Şarkı ise bu duyguların hâlâ taze olduğunu kanıtlar nitelikte.

Megan Fox ve MGK: Bir Hollywood Masalı mıydı?

Megan Fox ve Machine Gun Kelly, 2020 yılında film setinde tanışarak bir aşka yelken açmıştı. İkili, uyumları ve tutkulu ilişkileriyle sık sık magazin gündeminde yer aldı. Megan Fox’un MGK için “ruh eşim” demesi, ilişkilerinin ne kadar derin olduğunu gözler önüne serdi. Ancak her peri masalının bir sonu olduğu gibi, onlarınki de 2024’te beklenmedik bir şekilde sona erdi.

Ayrılıklarının nedeni tam olarak bilinmese de, çiftin ilişkisi boyunca yaşadığı gelgitler sık sık medyada yer buldu. “Cliché” ise bu hikâyenin perde arkasını biraz daha aydınlatıyor gibi…

MGK’nin Müziğinde Megan Fox’un İzleri

Machine Gun Kelly, müzikal kariyerinde hip hop’tan punk rock’a geçiş yaparken, duygusal anlatımı ön plana çıkardı. “Cliché”, bu evrimin son halkası olarak karşımıza çıkıyor. Şarkı boyunca sade gitar riffleri ve kırılgan vokaller eşliğinde anlatılan hikâye, Megan Fox’un MGK üzerindeki etkisini açıkça hissettiriyor.

Bu şarkı, yalnızca bir aşkın ardından yazılmış bir ağıt değil; aynı zamanda MGK’nin içsel hesaplaşmasının, pişmanlıklarının ve hâlâ süren duygularının itirafı. Dinleyiciler, bu samimiyetle yazılmış sözlerde kendi duygularını da buluyor.

Hayranların Tepkisi: “Bu Şarkı Megan İçin!”

“Cliché” yayımlandıktan kısa süre sonra sosyal medya platformlarında trend oldu. Hayranlar, şarkının neredeyse her satırında Megan Fox’a gönderme olduğunu belirtti. Özellikle TikTok ve Instagram’da şarkıya yapılan duygusal paylaşımlar dikkat çekti.

Bazı hayranlar, “MGK hâlâ Megan’ı seviyor, bu çok net.” yorumunu yaparken, kimileri de şarkının Fox’a bir barış çağrısı olduğunu düşünüyor. Şarkının klibinin yayınlanması durumunda, bu teori daha da güçlenebilir.

Megan Fox Cephesinde Sessizlik Hâkim

Şarkının yayınlanmasının ardından Megan Fox’tan herhangi bir açıklama gelmedi. Sessizliğini koruyan oyuncu, son dönemde projelerine odaklandığını ve kişisel hayatını medyadan uzak tutmak istediğini ifade etmişti. Ancak “Cliché”nin yankısı bu sessizliği ne kadar sürdürebilir, orası meçhul…

Fox’un bu şarkıya karşılık verip vermeyeceği ya da dolaylı bir yanıtla gündeme gelip gelmeyeceği, önümüzdeki günlerde merakla takip edilecek.

Aşk Biter, Duygular Kalır

Megan Fox ve Machine Gun Kelly ilişkisi, günümüz pop kültürünün en çok konuşulan aşk hikâyelerinden biriydi. Bu hikâyenin bitişi, sadece magazin dünyasında değil, müzikal anlamda da derin izler bıraktı. “Cliché”, MGK’nin Megan’a olan duygularının hâlâ taze olduğunu ve bu ayrılığın bir son değil, belki de yeni bir başlangıç olabileceğini düşündürüyor.

Aşkın ardından gelen sessizliği notalarla bozan MGK, Megan Fox’a yazılmış bir aşk mektubu niteliğindeki bu şarkısıyla sadece kalplere değil, hafızalara da kazınıyor.

The post Megan Fox’tan Sonra Sessizlik Bozuldu: Machine Gun Kelly’den “Cliché” ile Kalp Kırıklığı İtirafı! first appeared on TNT Haber.

]]>
https://www.tnthaber.net/gundem/megan-foxtan-sonra-sessizlik-bozuldu-machine-gun-kellyden-cliche-ile-kalp-kirikligi-itirafi/feed/ 0
Trump Yönetimi, Güney Sudan’a Yasa Dışı Sınır Dışı İşlemleri Nedeniyle Yargı Engelinde https://www.tnthaber.net/dunya/trump-yonetimi-guney-sudana-yasa-disi-sinir-disi-islemleri-nedeniyle-yargi-engelinde/?utm_source=rss&utm_medium=rss&utm_campaign=trump-yonetimi-guney-sudana-yasa-disi-sinir-disi-islemleri-nedeniyle-yargi-engelinde https://www.tnthaber.net/dunya/trump-yonetimi-guney-sudana-yasa-disi-sinir-disi-islemleri-nedeniyle-yargi-engelinde/#respond Wed, 21 May 2025 17:35:09 +0000 https://www.tnthaber.net/?p=8139 ABD’de göç politikaları tekrar yargının gündeminde. ABD Başkanı Donald Trump’ın sert göçmen karşıtı uygulamaları, bu kez Güney Sudan’a yönelik sınır dışı kararları nedeniyle yargı duvarına çarptı. Massachusetts’te görev yapan Federal Yargıç Brian E. Murphy, Trump yönetiminin bazı göçmenleri Güney Sudan’a sınır dışı etme çabasının daha önceki bir mahkeme kararını ihlal ettiğini belirtti. Söz konusu sınır […]

The post Trump Yönetimi, Güney Sudan’a Yasa Dışı Sınır Dışı İşlemleri Nedeniyle Yargı Engelinde first appeared on TNT Haber.

]]>
ABD’de göç politikaları tekrar yargının gündeminde. ABD Başkanı Donald Trump’ın sert göçmen karşıtı uygulamaları, bu kez Güney Sudan’a yönelik sınır dışı kararları nedeniyle yargı duvarına çarptı. Massachusetts’te görev yapan Federal Yargıç Brian E. Murphy, Trump yönetiminin bazı göçmenleri Güney Sudan’a sınır dışı etme çabasının daha önceki bir mahkeme kararını ihlal ettiğini belirtti.

Söz konusu sınır dışı edilen sekiz kişi arasında farklı ülkelerden gelen göçmenler bulunuyor. Bu kişilerin önemli bir kısmının Güney Sudan vatandaşı olmadığı, buna rağmen ülkeye gönderilmeye çalışıldıkları bildirildi. Güney Sudan’da süregelen güvenlik sorunları da göz önüne alındığında, bu kararlar hem hukuki hem de insani açıdan tartışma yarattı.

Mahkeme, bu kişilerin başka bir ülkeye gönderilmeden önce yasal sürecin tamamlanması gerektiğini vurguluyor. Ancak İç Güvenlik Bakanlığı, bazı göçmenlerin kendi ülkeleri tarafından kabul edilmediğini öne sürerek, onları alternatif olarak Güney Sudan’a yolladı. Bu durum, federal yargıcın daha önce koyduğu sınır dışı yasağına aykırı bulundu.

Yargıç Murphy, yapılan işlemlerin açık bir şekilde yasalara karşı geldiğini belirtti. Karar, sınır dışı edilen kişilerin aileleri ve hak savunucuları tarafından memnuniyetle karşılandı. Bazı aileler, hükümetin keyfi ve hızlandırılmış uygulamalarına karşı dava açmaya hazırlanıyor.

Öte yandan, ABD yönetimi Güney Sudan’ın kendi vatandaşlarını geri kabul etmemesi üzerine bu ülkeye yaptırımlar uygulamaya başladı. Güney Sudan pasaportu taşıyan bireylerin vizeleri iptal edildi ve yeni başvurular askıya alındı. ABD Dışişleri yetkilileri, bu uygulamayı “geri kabul yükümlülüklerini yerine getirmeyen ülkelere karşı” bir baskı aracı olarak savunuyor.

Güney Sudan ise, geri gönderilen bazı kişilerin vatandaşları olmadığını ve kabul edilmemelerinin bu nedenle gerçekleştiğini iddia etti. Ancak ABD tarafı, bu kişilerin daha önce Güney Sudan diplomatik temsilcilikleri tarafından tanındığını söylüyor.

Gelişmeler, Trump yönetiminin göçmen politikalarının sadece iç hukuk değil, uluslararası ilişkiler açısından da ciddi sonuçlar doğurabileceğini bir kez daha gösterdi. Yargı kararları, hükümetin sınır dışı işlemlerinde daha şeffaf ve hukuka uygun hareket etmesini zorunlu kılıyor.

The post Trump Yönetimi, Güney Sudan’a Yasa Dışı Sınır Dışı İşlemleri Nedeniyle Yargı Engelinde first appeared on TNT Haber.

]]>
https://www.tnthaber.net/dunya/trump-yonetimi-guney-sudana-yasa-disi-sinir-disi-islemleri-nedeniyle-yargi-engelinde/feed/ 0
Trump ve Putin Arasında Ukrayna Krizi Üzerine Gerçekleşen Telefon Görüşmesi: Kremlin Ateşkesi Reddetti https://www.tnthaber.net/gundem/trump-ve-putin-arasinda-ukrayna-krizi-uzerine-gerceklesen-telefon-gorusmesi-kremlin-ateskesi-reddetti/?utm_source=rss&utm_medium=rss&utm_campaign=trump-ve-putin-arasinda-ukrayna-krizi-uzerine-gerceklesen-telefon-gorusmesi-kremlin-ateskesi-reddetti https://www.tnthaber.net/gundem/trump-ve-putin-arasinda-ukrayna-krizi-uzerine-gerceklesen-telefon-gorusmesi-kremlin-ateskesi-reddetti/#respond Tue, 20 May 2025 10:43:57 +0000 https://www.tnthaber.net/?p=8131 19 Mayıs 2025 tarihinde, ABD Başkanı Donald Trump ile Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin arasında yaklaşık iki saat süren nadir bir telefon görüşmesi gerçekleşti. Görüşmenin ana gündem maddesi, Ukrayna’daki savaşın sona erdirilmesi ve 30 günlük koşulsuz bir ateşkes sağlanmasıydı. Ancak Kremlin, bu öneriyi reddetti ve Rusya’nın savaşla ilgili taleplerinde herhangi bir değişiklik olmadığını belirtti. Trump, […]

The post Trump ve Putin Arasında Ukrayna Krizi Üzerine Gerçekleşen Telefon Görüşmesi: Kremlin Ateşkesi Reddetti first appeared on TNT Haber.

]]>
19 Mayıs 2025 tarihinde, ABD Başkanı Donald Trump ile Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin arasında yaklaşık iki saat süren nadir bir telefon görüşmesi gerçekleşti. Görüşmenin ana gündem maddesi, Ukrayna’daki savaşın sona erdirilmesi ve 30 günlük koşulsuz bir ateşkes sağlanmasıydı. Ancak Kremlin, bu öneriyi reddetti ve Rusya’nın savaşla ilgili taleplerinde herhangi bir değişiklik olmadığını belirtti.

Trump, görüşmeyi “mükemmel” olarak nitelendirerek, Rusya ve Ukrayna’nın derhal ateşkes ve savaşın sona erdirilmesi için müzakerelere başlayacağını ifade etti. Ayrıca, gelecekteki barış görüşmeleri için Vatikan’ı potansiyel bir mekan olarak önerdi. Ancak, Putin’in ateşkesi reddetmesi ve Rusya’nın taleplerinde ısrarcı olması, somut bir ilerlemenin olmadığını gösteriyor.

Putin, görüşme sonrasında yaptığı açıklamada, Ukrayna ile barış görüşmeleri için bir mutabakat zaptı hazırlamaya istekli olduğunu belirtti. Ancak, Rusya’nın savaşla ilgili taleplerinin değişmediğini vurguladı. Bu talepler arasında Ukrayna’nın askerden arındırılması, Batı’nın desteğinin kesilmesi ve Ukrayna’nın egemenliğinin kısıtlanması yer alıyor.

Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy, ülkesinin müzakerelere hazır olduğunu ancak herhangi bir toprak tavizini kabul etmeyeceğini belirtti. Ayrıca, savaşın devam etmesi halinde Rusya’ya yönelik yaptırımların artırılması çağrısında bulundu.

Avrupa liderleri, Trump’ın Ukrayna’nın aleyhine tavizler verebileceği endişesiyle temkinli yaklaşıyor. Almanya Başbakanı Friedrich Merz liderliğindeki Avrupa ülkeleri, Rusya’ya yönelik yaptırımları güçlendirme kararı aldı. Zelenskiy, Avrupa’nın bu taahhüdünü memnuniyetle karşılarken, ABD’den daha güçlü adımlar atmasını bekliyor.(The Guardian)

Trump, görüşme sonrasında yaptığı açıklamada, ABD’nin müzakerelerde daha fazla yer almayabileceğini belirtti. Bu açıklama, ABD’nin Ukrayna’ya olan desteğinin azalabileceği endişelerini artırdı.

Trump ve Putin arasındaki görüşme, Ukrayna’daki savaşın sona erdirilmesi konusunda somut bir ilerleme sağlamadı. Putin’in ateşkesi reddetmesi ve Rusya’nın taleplerinde ısrarcı olması, barış görüşmelerinin önündeki en büyük engel olarak görülüyor. Avrupa liderleri, Ukrayna’ya olan desteklerini sürdürürken, ABD’nin tutumu belirsizliğini koruyor.

The post Trump ve Putin Arasında Ukrayna Krizi Üzerine Gerçekleşen Telefon Görüşmesi: Kremlin Ateşkesi Reddetti first appeared on TNT Haber.

]]>
https://www.tnthaber.net/gundem/trump-ve-putin-arasinda-ukrayna-krizi-uzerine-gerceklesen-telefon-gorusmesi-kremlin-ateskesi-reddetti/feed/ 0
Jennifer Lawrence ve Robert Pattinson “Die My Love” Setinde Gerilimli ve Tutkulu Sahnelerle Dikkat Çekti https://www.tnthaber.net/magazin/jennifer-lawrence-ve-robert-pattinson-die-my-love-setinde-gerilimli-ve-tutkulu-sahnelerle-dikkat-cekti/?utm_source=rss&utm_medium=rss&utm_campaign=jennifer-lawrence-ve-robert-pattinson-die-my-love-setinde-gerilimli-ve-tutkulu-sahnelerle-dikkat-cekti https://www.tnthaber.net/magazin/jennifer-lawrence-ve-robert-pattinson-die-my-love-setinde-gerilimli-ve-tutkulu-sahnelerle-dikkat-cekti/#respond Tue, 20 May 2025 10:24:31 +0000 https://www.tnthaber.net/?p=8127 Jennifer Lawrence ve Robert Pattinson, yeni filmleri Die, My Love için kamera karşısına geçerken sadece oyunculuklarını değil, kişisel sınırlarını da test ettiler. Lynne Ramsay’nin yönettiği film, Ariana Harwicz’in çarpıcı romanından uyarlanmış psikolojik bir drama. Cannes Film Festivali’nde prömiyerini yapan yapım, özellikle başrollerin kimyası ve rahatsız edici derecede içten sahneleriyle büyük ilgi gördü. Film, doğum sonrası […]

The post Jennifer Lawrence ve Robert Pattinson “Die My Love” Setinde Gerilimli ve Tutkulu Sahnelerle Dikkat Çekti first appeared on TNT Haber.

]]>
Jennifer Lawrence ve Robert Pattinson, yeni filmleri Die, My Love için kamera karşısına geçerken sadece oyunculuklarını değil, kişisel sınırlarını da test ettiler. Lynne Ramsay’nin yönettiği film, Ariana Harwicz’in çarpıcı romanından uyarlanmış psikolojik bir drama. Cannes Film Festivali’nde prömiyerini yapan yapım, özellikle başrollerin kimyası ve rahatsız edici derecede içten sahneleriyle büyük ilgi gördü.

Film, doğum sonrası depresyonla boğuşan genç bir annenin zihinsel çöküşünü konu alıyor. Jennifer Lawrence, bu karakterin psikolojik yükünü omuzlarken, aynı zamanda oyunculuk kariyerinin en “çıplak” anlarından birini yaşadığını belirtti. Lawrence’a göre canlandırdığı karakterin iç dünyası o kadar karmaşıktı ki, kimi zaman oyunculuk ile gerçek duygular arasındaki çizgiler bulanıklaştı.

Robert Pattinson da benzer şekilde, karakterinin iniş çıkışlarının ve filmdeki yoğun aşk sahnelerinin kendisini zorladığını itiraf etti. Özellikle bazı sahnelerin oldukça “garip” olduğunu dile getiren oyuncu, sette yaşadığı utanç anlarını mizahla anlattı. Ünlü aktör, fiziksel olarak yakınlaşma gerektiren bir sahnede çekimlerin ardından utanıp Lawrence’tan özür dilediğini açıkladı. Bu an, ikili arasında profesyonellik kadar karşılıklı saygının da güçlü olduğunu gösterdi.

Lawrence, özellikle filmdeki romantik ve cinsellik içeren sahnelerin gerçekçilikle verilmesini istediğini söyledi. Ancak bu sahnelerin çekilmesi, sette zaman zaman hem fiziki hem de duygusal olarak zorlu anlara neden oldu. Yönetmen Ramsay, oyunculara büyük ölçüde özgürlük tanıyarak doğaçlama performansları teşvik etti. Bu, kimi zaman oyuncuların kendi sınırlarını zorlamasına neden olsa da, sonuçta perdeye güçlü bir samimiyet yansıttı.

Lawrence, filmdeki rolü için doğum sonrası depresyon geçiren kadınlarla konuştuğunu ve gerçek hikâyelerden esinlendiğini paylaştı. Oyuncu ayrıca kendi annelik deneyiminin de bu rolle özdeşleşmesini kolaylaştırdığını belirtti. Bu içsel bağlantı, karaktere ruh katarken oyunculuğun da ötesine geçen bir performans sunmasını sağladı.

Öte yandan Pattinson, kariyerinde ilk kez bir rol için bu kadar duygusal anlamda savunmasız olduğunu söyledi. Daha önceki yapımlarında genellikle içine kapanık veya gizemli karakterleri canlandıran aktör, Die, My Love ile daha açık, kırılgan bir erkek figürüne hayat veriyor. Bu da onun oyunculuk repertuarında dikkat çekici bir genişleme olarak değerlendiriliyor.

Film sadece oyuncuların performanslarıyla değil, aynı zamanda temasıyla da dikkat çekiyor. Kadın ruh sağlığı, anneliğin karanlık tarafı, toplum baskısı ve kişisel özgürlük gibi konular, izleyiciyi rahatsız eden ama düşündüren bir şekilde işlenmiş. Ramsay, bu unsurları şiirsel bir anlatımla sunarken seyirciyi pasif bir izleyici olmaktan çıkarıp, sorgulamaya itiyor.

Cannes’daki prömiyerde izleyicilerden büyük alkış alan Die, My Love, sinema eleştirmenlerinden de karışık ama çoğunlukla olumlu yorumlar aldı. Lawrence’ın performansı şimdiden Oscar söylentilerini beraberinde getirirken, Pattinson’ın dönüşümü ise hayranları kadar eleştirmenleri de şaşırttı.

Die, My Love hem teması hem de oyunculuklarıyla 2025’in en çok konuşulan yapımlarından biri olmaya aday. Jennifer Lawrence ve Robert Pattinson’ın sette yaşadığı zorluklar, ortaya çıkan çarpıcı filmle birleşince, sinema tarihinde iz bırakabilecek bir projeye dönüştü.

The post Jennifer Lawrence ve Robert Pattinson “Die My Love” Setinde Gerilimli ve Tutkulu Sahnelerle Dikkat Çekti first appeared on TNT Haber.

]]>
https://www.tnthaber.net/magazin/jennifer-lawrence-ve-robert-pattinson-die-my-love-setinde-gerilimli-ve-tutkulu-sahnelerle-dikkat-cekti/feed/ 0
ABD-Çin Tarife Ateşkesi Piyasalarda Bahar Etkisi Yarattı: Resesyon Endişeleri Azaldı https://www.tnthaber.net/dunya/abd-cin-tarife-ateskesi-piyasalarda-bahar-etkisi-yaratti-resesyon-endiseleri-azaldi/?utm_source=rss&utm_medium=rss&utm_campaign=abd-cin-tarife-ateskesi-piyasalarda-bahar-etkisi-yaratti-resesyon-endiseleri-azaldi https://www.tnthaber.net/dunya/abd-cin-tarife-ateskesi-piyasalarda-bahar-etkisi-yaratti-resesyon-endiseleri-azaldi/#respond Tue, 13 May 2025 17:11:09 +0000 https://www.tnthaber.net/?p=8053 ABD ile Çin arasında varılan geçici tarife indirimi anlaşması, son dönemde küresel piyasalarda hakim olan belirsizlik bulutlarını bir nebze dağıttı. Dünyanın en büyük iki ekonomisi arasındaki ticaret geriliminin yumuşaması, özellikle ABD ekonomisine dair olumsuz beklentilerin revize edilmesine neden oldu. Uluslararası yatırım bankası Goldman Sachs, bu gelişmenin ardından ABD‘de resesyon (ekonomik daralma) ihtimaline dair tahminini düşürdü. […]

The post ABD-Çin Tarife Ateşkesi Piyasalarda Bahar Etkisi Yarattı: Resesyon Endişeleri Azaldı first appeared on TNT Haber.

]]>
ABD ile Çin arasında varılan geçici tarife indirimi anlaşması, son dönemde küresel piyasalarda hakim olan belirsizlik bulutlarını bir nebze dağıttı. Dünyanın en büyük iki ekonomisi arasındaki ticaret geriliminin yumuşaması, özellikle ABD ekonomisine dair olumsuz beklentilerin revize edilmesine neden oldu. Uluslararası yatırım bankası Goldman Sachs, bu gelişmenin ardından ABD‘de resesyon (ekonomik daralma) ihtimaline dair tahminini düşürdü.

Anlaşmanın Kapsamı

İsviçre’de gerçekleşen ve tarafların yaklaşık iki hafta süren müzakereleri sonucunda, ABD ve Çin karşılıklı olarak gümrük vergilerinde indirime gitme kararı aldı. Bu karar, uzun süredir devam eden ticaret savaşının geçici olarak durulmasını sağladı. Anlaşmaya göre, 14 Mayıs itibarıyla ABD’nin Çin mallarına uyguladığı gümrük tarifesi %145’ten %30’a çekilecek. Çin ise ABD menşeli ürünlere uyguladığı %125’lik vergiyi %10’a indirecek. Bu indirimin şimdilik 90 günlük bir süreyi kapsadığı ifade ediliyor.

Goldman Sachs: “Resesyon İhtimali Azaldı”

Anlaşmanın hemen ardından açıklama yapan Goldman Sachs, ABD’nin ekonomik görünümüne dair değerlendirmelerini güncelledi. Kurum, daha önce %45 olarak açıkladığı ABD ekonomisinin 12 ay içinde resesyona girme ihtimalini %35’e indirdi. Ayrıca 2025 yılı için öngörülen ekonomik büyüme tahmini %0,5 artırılarak %1’e çıkarıldı.

Bankanın değerlendirmesinde, bu tür ticaret anlaşmalarının özellikle küresel tedarik zincirlerini rahatlattığı ve iş dünyasındaki güven ortamını iyileştirdiği vurgulandı. Goldman Sachs analistlerine göre, bu gelişme üretim maliyetlerinin düşmesine ve tüketici fiyatlarındaki baskının hafiflemesine katkı sağlayacak.

FED Politikaları Etkilenebilir

Ekonomik göstergelerdeki bu olumlu beklenti, ABD Merkez Bankası’nın (Fed) para politikalarına da yansıyabilir. Goldman Sachs, daha önce 2025 yılı için üç ayrı faiz indirimi bekliyordu. Ancak şimdi bu indirimin yalnızca yıl sonunda, yani Aralık 2025’te gerçekleşeceğini öngörüyor. Bunun nedeni olarak, büyüme dinamiklerinin güçlenmesi ve işsizlik oranlarının beklentilerin altında seyretmesi gösteriliyor.

Uzmanlara göre, ekonomik büyümenin hızlanması Fed’in sıkı para politikasını daha uzun süre sürdürmesine yol açabilir. Bu durum, özellikle tüketici kredileri ve mortgage faizleri gibi alanlarda etkisini gösterebilir.

Piyasalardan Pozitif Tepki

Anlaşmanın açıklanmasının ardından finansal piyasalarda hızlı bir toparlanma görüldü. Özellikle New York borsasında endeksler yükselişe geçti. Goldman Sachs, S&P 500 endeksi için yıl sonu hedefini 5.900 puandan 6.100 puana yükseltti. Bu, yatırımcıların piyasalara olan güveninin arttığını ve ekonomiye dair daha iyimser bir beklentinin oluştuğunu gösteriyor.

Benzer şekilde, Asya borsalarında da Çin Yuanı’nın değer kazanması ve teknoloji hisselerinde yükseliş gözlendi. Avrupa piyasaları da bu gelişmeden olumlu etkilendi. Uzmanlar, bu tür küresel etkilerin ticaret anlaşmalarının sadece iki ülke ekonomisiyle sınırlı kalmadığını, tüm dünya için önemli sonuçlar doğurduğunu vurguluyor.

Ticaret Barışının Sürdürülebilirliği Tartışılıyor

Her ne kadar bu gelişme kısa vadede olumlu bir hava estirse de, bazı analistler bu anlaşmanın kalıcılığı konusunda temkinli. Daha önce benzer şekilde yapılan geçici anlaşmaların ardından taraflar arasındaki gerilimin yeniden tırmandığı hatırlatılıyor. Özellikle teknoloji, yapay zeka, veri güvenliği ve stratejik yatırımlar gibi alanlarda iki ülke arasındaki yapısal farklılıklar hâlâ ciddi bir sorun teşkil ediyor.

Bu nedenle uzmanlar, bu 90 günlük ateşkesin kalıcı bir ticaret barışına evrilmesi için daha kapsamlı ve bağlayıcı adımların atılması gerektiği görüşünde. Aksi halde, kısa vadeli bu tür anlaşmalar piyasaları geçici olarak rahatlatırken, uzun vadeli belirsizlik devam edebilir.

Ekonomik İyimserlik Artıyor

ABD ile Çin arasında sağlanan tarife indirimi anlaşması, küresel ekonominin yeniden pozitif bir rotaya girmesi adına önemli bir adım olarak değerlendiriliyor. Özellikle resesyon riskinin azalması ve piyasalardaki iyimserliğin artması, 2025 yılına dair umutları yeşertti. Ancak bu iyimserliğin kalıcı olabilmesi, tarafların ticari ilişkilerde daha sağlam temellere oturacak bir anlaşmaya varmasına bağlı.

The post ABD-Çin Tarife Ateşkesi Piyasalarda Bahar Etkisi Yarattı: Resesyon Endişeleri Azaldı first appeared on TNT Haber.

]]>
https://www.tnthaber.net/dunya/abd-cin-tarife-ateskesi-piyasalarda-bahar-etkisi-yaratti-resesyon-endiseleri-azaldi/feed/ 0