Bu yeni sistem, satılık ya da kiralık olarak paylaşılan boş oda fotoğraflarını alarak, farklı dekorasyon stilleriyle yeniden düzenliyor. Bu sayede potansiyel alıcılar ya da kiracılar, bir odanın nasıl görünebileceğini kolayca hayal edebiliyor. SahiDeko, yalnızca teknolojik bir yenilik değil, aynı zamanda kullanıcı deneyimini iyileştiren ve ilanlara değer katan güçlü bir araç olarak karşımıza çıkıyor.

Emlakta Görselliğin Gücü

Gayrimenkul ilanlarında görsellerin rolü tartışılmaz. Kullanıcılar bir ilanı incelerken genellikle ilk olarak fotoğraflara bakar ve kararlarının büyük kısmını bu görsellere göre verir. Ancak özellikle boş dairelerde, kullanıcıların hayal gücüne çok fazla iş düşer. Boş bir oda, potansiyel bir yaşam alanına dönüşmeden önce sadece duvarlardan ibarettir.

SahiDeko tam da bu noktada devreye giriyor. Sahibinden.com’un kendi AR-GE ekibi tarafından geliştirilen bu özellik, boş oda fotoğraflarını analiz ederek onları modern, iskandinav, rustik ve klasik olmak üzere dört farklı dekorasyon stiliyle yeniden tasarlıyor. Üstelik tamamen yapay zekâ kullanılarak.

Nasıl Çalışıyor?

SahiDeko’nun arkasında, görüntü işleme ve yapay zekâ tabanlı modelleme teknolojileri bulunuyor. Sistem, yüklenen boş oda fotoğrafını analiz ederek önce odanın şeklini ve ölçeklerini algılıyor. Ardından, seçilen dekorasyon stiline uygun şekilde sanal mobilya, duvar rengi, zemin kaplaması ve aydınlatma ögeleri ekliyor. Ortaya çıkan sonuç ise neredeyse gerçek bir iç mimarın hazırladığı bir render görseli kadar etkileyici.

En önemlisi, bu işlem oldukça hızlı gerçekleşiyor. Birkaç saniye içerisinde, sistem dört farklı dekorasyon örneğiyle geri dönüş sağlıyor. Kullanıcılar bu görselleri ilanlarına ekleyebiliyor, alıcı ya da kiracılar da kararlarını daha bilinçli verebiliyor.

Kimler Kullanabiliyor?

Şu an için SahiDeko, sadece Sahibinden.com üzerinde Profesyonel Emlak Ofisi hesabı bulunan ilan sahiplerine açık. Bu hizmet tamamen ücretsiz sunuluyor ve ilan oluşturma süreci içerisinde kolayca kullanılabiliyor. Geliştirilen bu özellik sayesinde, özellikle boş daire ilanlarında dikkat çekicilik ciddi oranda artıyor.

İlerleyen dönemlerde bu hizmetin bireysel ilan verenlere de açılması planlanıyor. Böylece daha fazla kullanıcı bu teknolojiden yararlanabilecek.

Satış Sürecine Etkisi Ne Olabilir?

SahiDeko gibi araçların gayrimenkul satış ve kiralama süreçlerini hızlandırması bekleniyor. Boş dairelerin pazarlanması genellikle daha zordur çünkü potansiyel alıcılar, mekânın potansiyelini hayal etmekte zorlanabilir. Sanal dekorasyon ise bu sorunu ortadan kaldırıyor.

Alıcılar bir evin sadece metrekaresini değil, aynı zamanda içinde nasıl bir yaşam sürebileceklerini de görselleştirebiliyor. Bu da ilanların daha fazla dikkat çekmesine, daha fazla görüntülenmesine ve daha kısa sürede geri dönüş almasına neden olabilir.

Kullanıcı Deneyimine Saygılı Tasarım

SahiDeko tarafından oluşturulan tüm görsellerde, bu görüntünün bir yapay zekâ uygulaması tarafından üretildiğini belirten bir işaret bulunuyor. Böylece kullanıcılar gerçek ve sanal görüntüleri ayırt edebiliyor. Ayrıca sistem, fotoğraflarda yer alan kişisel eşyaları otomatik olarak kaldırarak hem görsel bütünlük hem de gizlilik açısından kullanıcı dostu bir yaklaşım sunuyor.

Dijital Dönüşümde Yeni Bir Adım

SahiDeko, Türkiye’de dijitalleşen emlak sektörünün geldiği noktayı gösteren önemli bir örnek. Yapay zekânın sunduğu bu tarz çözümler, sadece teknolojik bir gösterim değil, aynı zamanda kullanıcı memnuniyetini ve iş verimliliğini artıran pratik araçlar.

Sahibinden.com’un bu hamlesi, benzer platformlar için de örnek teşkil edebilir. Emlakta sanal gerçeklik, artırılmış gerçeklik ve şimdi de yapay zekâ destekli dekorasyon gibi uygulamalar, önümüzdeki yıllarda sektörün vazgeçilmezleri arasında yer alacak gibi görünüyor.

The post Sahibinden.com’dan Emlak İlanlarına Yapay Zekâ Dokunuşu: SahiDeko first appeared on TNT Haber.

Elon Musk’ın Siyasi İmajı Tepki Topluyor

Tesla’nın bu düşüşündeki en büyük etkenlerden biri CEO Elon Musk’ın son dönemdeki tartışmalı çıkışları ve siyasi duruşu olarak görülüyor. Musk’ın, ABD’de eski Başkan Donald Trump’la yakın ilişkiler kurması ve Avrupa’da aşırı sağ eğilimli söylemleri destekler nitelikte açıklamalarda bulunması, birçok Avrupalı tüketiciyi rahatsız etti. Almanya gibi çevreci ve sosyal adalete önem veren ülkelerde bu duruş, Tesla’ya olan ilgiyi ciddi şekilde azaltmış durumda.

Özellikle sosyal medya platformlarında Musk’ın açıklamaları geniş yankı uyandırırken, birçok kullanıcı Tesla’yı boykot çağrılarıyla anmaya başladı. Uzmanlara göre bu durum, şirketin “ilerici ve yenilikçi” marka algısıyla ciddi bir çelişki yaratıyor.

Çinli Rakipler Atağa Geçti

Tesla’nın yaşadığı bu kriz, Çinli otomobil üreticileri için adeta altın bir fırsat yarattı. Özellikle BYD, Avrupa’da Tesla’yı geçerek pazarın yeni lideri olmaya aday. BYD’nin sadece Nisan ayında 7.231 araç satması, Tesla’nın uzun süredir elinde tuttuğu liderlik koltuğunun artık sallandığını gösteriyor.

Uygun fiyatlı, donanımlı ve yerel ihtiyaçlara uyarlanmış modellerle gelen Çinli markalar, Avrupa’daki kullanıcıların dikkatini çekiyor. Üstelik bu markaların çevreye duyarlı üretim süreçleri ve sade marka iletişimleri, Tesla’nın lüks ve “elitist” algısına karşı daha ulaşılabilir bir alternatif sunuyor.

Model Y’nin Yenilenmesi Bekleneni Vermedi

Tesla’nın en çok satan aracı olan Model Y’nin yenilenme süreci, beklenen etkiyi yaratamadı. Özellikle Almanya’daki Gigafactory Berlin’de yaşanan üretim aksamaları, teslimat sürelerini uzattı ve müşterilerin alternatif markalara yönelmesine neden oldu. Aynı zamanda Model 3 gibi diğer modellerde yapılan tasarım değişiklikleri de bazı kullanıcılar tarafından olumsuz karşılandı.

Bunlara ek olarak, Tesla’nın fiyat politikaları da eleştiriliyor. 2025 yılı itibariyle bazı modellerde yapılan fiyat artışları, rekabetçi ortamda Tesla’yı dezavantajlı hale getirdi.

Geleceğe Dair Riskler ve Fırsatlar

Tesla’nın Avrupa’daki bu ciddi kaybı, şirketin gelecekte daha büyük sorunlarla karşılaşabileceğini gösteriyor. Avrupa pazarı, Tesla için stratejik öneme sahip. Almanya, Fransa, Hollanda ve İskandinav ülkeleri, elektrikli araçların yaygınlaştığı ve devlet teşviklerinin yüksek olduğu bölgeler. Bu nedenle Avrupa’da kaybedilen müşteri, sadece bugünün değil, geleceğin pazar payının da kaybı anlamına geliyor.

Şirketin toparlanması için birkaç adım atması gerekiyor. Öncelikle Elon Musk’ın kişisel marka etkisinin sınırlanması ve şirket iletişiminin kurumsal bir çerçeveye çekilmesi kritik önemde. Ayrıca Tesla’nın fiyatlandırma stratejilerini yeniden gözden geçirmesi, daha uygun modeller sunması ve Çinli rakiplerine karşı pazarlama kampanyalarını yoğunlaştırması gerekebilir.

Tesla, 2025 yılında Avrupa’da büyük bir sınav veriyor. Marka gücü, teknoloji öncülüğü ve yenilikçi imajı ile öne çıkan şirket, artık bu özelliklerini korumakta zorlanıyor. Elon Musk’ın kişisel imajı, üretim sorunları ve artan rekabet, Tesla’yı Avrupa’da zor bir sürecin içine soktu. Eğer şirket hızlı ve etkili adımlar atmazsa, Avrupa’daki liderliğini tamamen kaybetme riskiyle karşı karşıya kalabilir.

The post Tesla Avrupa’da Serbest Düşüşte: Elon Musk’ın Tartışmalı İmajı Satışları Eritti first appeared on TNT Haber.

Apple’ın Akıllı Gözlük Çalışmaları

Apple, artırılmış gerçeklik teknolojisinin gelecekte günlük yaşamda önemli bir yer tutacağına inanıyor. Bu bağlamda, AR teknolojilerini entegre eden cihazlar geliştirmeye yönelik yaptığı çalışmalar son yıllarda hız kazandı. Şirketin, Meta’nın işbirlikleriyle tanıttığı Ray-Ban akıllı gözlüklerine rakip olacak yeni bir model üzerinde çalıştığı biliniyor. Apple’ın bu alandaki en büyük hedeflerinden biri, AR gözlüklerinde liderliği elinde bulundurmak. Ancak, tam anlamıyla AR deneyimi sunan bir ürün yerine, daha çok bilgi sağlayıcı bir gözlük modeli üzerinde yoğunlaşılması, şirketin ilk etapta daha pratik ve güvenli bir çözüm arayışında olduğunu gösteriyor.

Apple, yeni akıllı gözlüklerini “N50” kod adıyla geliştirdiği ve bu modelin, kullanıcılara çevrelerini analiz etme ve bilgi sağlama noktasında destek olacağı belirtiliyor. Bu ürünün, kullanıcıların günlük yaşamlarını kolaylaştırmaya yönelik bir dizi özellik sunması bekleniyor. Bununla birlikte, tam anlamıyla bir AR deneyimi sunmayacak olan bu akıllı gözlüklerin, daha çok bir bilgi ve veri sunumu sağlayan cihazlar olması hedefleniyor. Bu da Apple’ın, AR teknolojisine dair çok daha geniş bir ekosistem yaratma yolunda attığı bir başka adım olarak öne çıkıyor.

Gizlilik Endişeleri ve Kamera Kullanımı

Apple, özellikle kullanıcı gizliliği konusunda oldukça hassas bir yaklaşım sergiliyor. Bu nedenle, geliştirilen akıllı gözlüklerin tasarımında kamera kullanımı konusunda temkinli bir tutum izliyor. Gizlilik kaygıları, Apple’ın cihazlarının kameralarla donatılmasında sınırlamalar getirmesine yol açmış olabilir. Cihazın fotoğraf çekme yeteneği hala kesinleşmiş değil, ancak cihazın yüz tanıma ve benzeri özellikler için kamera kullanma ihtimali de söz konusu.

Bu, Apple’ın gizliliğe olan bağlılığını gösteren bir adım olarak değerlendiriliyor. Örneğin, Meta’nın Ray-Ban ile işbirliği yaparak geliştirdiği akıllı gözlüklerde kamera yer alırken, Apple’ın yeni akıllı gözlüklerinde bu gibi özelliklerin nasıl yer alacağı, şirketin gizlilik ilkelerine nasıl adapte olacağı konusunda merak uyandırıyor. Şirket, bu konuda kullanıcılarının güvenliğini ön planda tutarak, AR teknolojilerini daha kontrollü bir şekilde kullanmayı hedefliyor.

2027’de Piyasaya Çıkacak Akıllı Gözlükler

Apple’ın akıllı gözlükleri, 2027 yılı itibarıyla piyasaya sürülmesi planlanan bir ürün olarak dikkat çekiyor. Bu tarihe kadar, şirketin teknolojiyi daha da geliştirmesi ve ürününü kullanıcı dostu hale getirmesi bekleniyor. Apple, gözlüklerin ilk sürümünde bazı temel işlevlere odaklanacak olsa da, uzun vadede bu cihazın çok daha kapsamlı özellikler sunması ve AR teknolojisinde devrim yaratması hedefleniyor.

Yeni akıllı gözlüklerin tasarımında, Apple’ın klasik şıklığından ödün vermeyen bir yaklaşım benimsemesi bekleniyor. Şirket, her zaman olduğu gibi kullanıcı deneyimini ön planda tutarak, estetik ve fonksiyonu birleştiren bir ürün geliştirmeyi hedefliyor. Akıllı gözlüklerin, Apple’ın mevcut ürünleriyle uyumlu çalışması ve Apple ekosistemiyle entegre olması, bu ürünü daha cazip kılacak faktörlerden biri olabilir.

Meta ile Rekabet

Apple’ın bu alandaki en büyük rakibi ise Meta. Meta, Ray-Ban ile işbirliği yaparak akıllı gözlüklerini 2021 yılında tanıttı ve artırılmış gerçeklik alanında önemli bir adım atmış oldu. Meta, Zuckerberg’in vizyonuyla birlikte AR ve VR teknolojilerine büyük yatırımlar yapmayı sürdürüyor. Bu noktada, Apple’ın geliştirdiği yeni akıllı gözlükler, Meta’nın pazarındaki yerini sarsmak için önemli bir fırsat olarak görülüyor.

Meta’nın AR gözlükleri, kamera ve mikrofon gibi özelliklerle donatılmışken, Apple’ın akıllı gözlüklerinin daha çok bilgi sağlayan ve güvenliği ön planda tutan bir yapıda olması, iki şirketin farklı stratejilerini yansıtıyor. Apple, Meta’dan farklı olarak gizliliğe daha fazla önem verirken, bu konuda teknoloji dünyasında önemli bir fark yaratmayı amaçlıyor.

Apple’ın akıllı gözlükleri ve artırılmış gerçeklik alanındaki hamleleri, şirketin teknoloji dünyasında kendine sağlam bir yer edinmesini sağlayacak gibi görünüyor. 2027’de piyasaya sürülmesi planlanan bu akıllı gözlükler, sadece Apple’ın AR pazarındaki iddiasını güçlendirmekle kalmayacak, aynı zamanda sektördeki diğer oyuncularla olan rekabeti de kızıştıracak. Apple, gizlilik ve kullanıcı güvenliğini ön planda tutarak geliştirdiği bu yeni teknolojisiyle, Meta’nın liderliğine karşı güçlü bir rakip olarak kendini konumlandırmayı amaçlıyor.

The post Apple, Meta’ya Rakip Oluyor: Akıllı Gözlük Teknolojisinde Yeni Dönem first appeared on TNT Haber.

Zuckerberg, ünlü komedyen Theo Von’un sunduğu “This Past Weekend” adlı podcast programına konuk oldu. Sohbet sırasında Von’un “Hiç sosyal olarak garip hissettin mi?” sorusuna önce esprili bir yanıt vererek, “Hayır, gerçekten çok rahat bir insanım” dedi. Ardından daha ciddi bir tonda, “Aslında hayır, ben en garip insanım. İnsanlar yaklaşık 20 yıldır beni robot olarak adlandırıyor. Bu da öz güvenime oldukça iyi geliyor” ifadelerini kullandı.

“Robot” İmajıyla Yüzleşme

Mark Zuckerberg, özellikle sosyal medyada yıllar boyunca hakkında yapılan “duygusuz”, “makine gibi” ya da “insansı robot” yakıştırmalarına ilk kez bu kadar açık bir dille değindi. Söz konusu yorumların kendisini zaman zaman zorladığını belirten Zuckerberg, bu imajın gerçek hayattaki davranışlarını da etkilediğini söyledi.

Podcast’te Theo Von, Zuckerberg’in davranışları için, “Sanki YouTube’da ‘Bir erkek nasıl davranmalı?’ konulu bir video izlemişsin gibi görünüyorsun” diyerek şakalaştı. Zuckerberg ise bu yorumu gülerek karşıladı ve “Henüz garip hissetmediğim bir ortam bulamadım” şeklinde yanıtladı. Bu açıklama, onun sosyal beceriler konusunda yaşadığı zorlukları mizahi bir dille kabullendiğini gösteriyor.

Hawaii’deki Yer Altı Yapısı: Sığınak mı, Depo mu?

Programda gündeme gelen konulardan biri de Zuckerberg’in Hawaii’deki mülkünde yer altına inşa ettirdiği yapıydı. Daha önce bu yapının bir “kıyamet sığınağı” olduğu yönünde iddialar medyada geniş yer bulmuştu. Ancak Zuckerberg, bu söylentilere açıklık getirerek yapının aslında bir “depolama alanı” olduğunu ifade etti.

Podcast sunucusu Von’un “Zunkie got the bunky” (Zunkie sığınağı kaptı) şeklindeki esprisine karşılık Zuckerberg, “Bu bir sığınaktan çok yer altı depolama alanı diyebiliriz” diyerek konuyu hafif bir dille geçiştirdi.

Yeni Bir Zuckerberg İmajı mı?

Zuckerberg’in bu türden açıklamaları, onun yıllardır süregelen “soğuk teknoloji adamı” imajını yumuşatma çabası olarak da yorumlanabilir. Kamuoyunda sıkça eleştirilen teknoloji liderlerinin daha insani yönlerini göstermeleri, özellikle son yıllarda giderek daha fazla önem kazanıyor.

Mark Zuckerberg’in bu içten ve mizahi yaklaşımı, sosyal medya kullanıcılarının da ilgisini çekti. Kimi kullanıcılar, bu tür açıklamaların onunla empati kurulmasını kolaylaştırdığını belirtirken; bazıları da bu açıklamaların samimiyetinden şüphe ettiklerini dile getirdi. Ancak çoğunluk, Zuckerberg’in kendini tiye alabilmesini olumlu bir gelişme olarak değerlendirdi.

Teknoloji Dünyasında İnsan Olmak

Zuckerberg’in açıklamaları, teknoloji dünyasında liderlik eden figürlerin de kendi kişisel zorluklarıyla yüzleştiğini gözler önüne seriyor. Sürekli yenilik üretmek, büyük şirketleri yönetmek ve kamuoyunun beklentilerine cevap vermek gibi ağır sorumluluklar altında bu kişilerin zaman zaman kendi benliklerinden uzaklaştığı da bir gerçek.

Bu nedenle, Zuckerberg’in garip hissettiğini ve bazen insanlar arasında rahat olamadığını kabul etmesi, onu daha insani kılıyor. Özellikle teknoloji dünyasında sosyal becerilerin geri planda kaldığı düşünülürse, bu tarz açıklamalar genç girişimciler için de ilham verici olabilir.

Mark Zuckerberg’in podcastte yaptığı açıklamalar, onun kişisel tarafını ortaya koyması bakımından dikkat çekiciydi. Kendini “dünyanın en garip insanı” olarak tanımlayan Zuckerberg, bu yönüyle hem eleştirilere açık olduğunu gösterdi hem de kamuoyundaki imajını samimiyetle dönüştürmeye yönelik bir adım attı. Bu röportaj, teknoloji dünyasının en güçlü figürlerinden birinin bile zaman zaman içsel çelişkiler yaşayabileceğini gösteriyor.

The post Mark Zuckerberg Podcast’te Konuştu: Dünyanın En Garip İnsanı Benim first appeared on TNT Haber.

Bu dijital göçün en dikkat çekici duraklarından biri ise merkeziyetsiz yapısıyla ön plana çıkan Bluesky. Özellikle genç kullanıcılar ve teknolojiye duyarlı kitleler, geleneksel sosyal medya sistemlerinden uzaklaşarak yeni ve alternatif mecralara yöneliyor. Türkiye’de de bu geçişin izleri oldukça net görülmeye başlandı.

Bluesky Nedir? Neden Bu Kadar Popüler?

Bluesky, Twitter’ın kurucularından Jack Dorsey’in öncülüğünde geliştirilen ve merkezi olmayan bir sosyal ağ protokolü (AT Protocol) üzerine inşa edilmiş bir platformdur. Yani, Bluesky klasik sosyal medya uygulamalarından farklı olarak, kullanıcıların içeriklerini ve verilerini kendi istedikleri şekilde yönetmesine olanak tanıyor. Bu da veri güvenliği, algoritma şeffaflığı ve sansürsüz iletişim gibi birçok avantajı beraberinde getiriyor.

Bluesky’nin sunduğu başlıca avantajlar:

• Sansüre kapalı ortam: İçerikler, merkezi bir sistem tarafından filtrelenmediği için fikir özgürlüğü açısından daha geniş bir alan sağlıyor.
• Veri kontrolü: Kullanıcılar, içeriklerinin nasıl gösterileceğine ve kimlerle paylaşılacağına daha fazla karar verebiliyor.
• Açık kaynaklı yapı: Geliştiricilere açık bir sistem sunarak, platformun sürekli gelişmesini ve çeşitlenmesini mümkün kılıyor.

Türkiye’de Bluesky’ye İlgi Neden Artıyor?

Türkiye, sosyal medya kullanımında Avrupa ülkelerine kıyasla oldukça aktif bir ülke. 2024 itibariyle Türkiye’de internet kullanıcılarının yaklaşık %80’i sosyal medya kullanıcısı. Twitter (X), uzun yıllar boyunca gündemin nabzının tutulduğu, haberlerin yayıldığı ve düşüncelerin serbestçe paylaşıldığı bir platform olarak kullanıldı.

Ancak Elon Musk’ın devralmasından sonra Twitter’daki bazı kullanıcılar şu şikayetleri sıklıkla dile getirdi:

• İçeriklerin daha az kişiye ulaşması (gölge yasaklar),
• Doğrulanmış hesap rozetlerinin paraya bağlanması,
• Artan reklam ve sponsorlu içerikler,
• Bazı paylaşımların algoritma dışına itilmesi.

Bu sorunlar nedeniyle kullanıcılar alternatiflere yöneldi ve Bluesky bu noktada “özgür sosyal medya” arayanlar için ön plana çıktı. Türkiye’deki birçok gazeteci, yazar, akademisyen, hatta mizah içerikleriyle bilinen kullanıcılar Bluesky’ye geçtiklerini duyurdu.

Rakamlarla Bluesky’nin Yükselişi

Bluesky, Ekim 2023 itibarıyla dünya genelinde 2 milyondan fazla kullanıcıya ulaştı. Ocak 2024’te davetiye sistemini kaldırarak herkesin kayıt olmasına izin verince büyüme hızlandı. Türkiye’de platforma yönelen kullanıcı sayısına dair net resmi bir veri olmasa da tahminlere göre 1 milyona yakın Türk kullanıcı Bluesky’ye geçiş yaptı veya geçiş yapmayı planlıyor.

Bu rakam, özellikle teknolojiyle ilgili genç nesiller, içerik üreticileri ve fikir özgürlüğüne önem veren bireyler arasında yoğunlaşıyor.

Ünlü İsimlerin Etkisi

Kullanıcı geçişlerinde özellikle etkili olan şeylerden biri de kanaat önderleri ve sosyal medya fenomenleri. Twitter’da yüz binlerce takipçisi olan pek çok Türk yazar, gazeteci ve mizahçı, Bluesky hesaplarını aktif kullanmaya başladı. Bu da takipçilerini peşinden sürüklüyor.

Ayrıca, mizah sayfaları ve gündem hesapları da Bluesky’ye taşındıkça, kullanıcılar alışkanlıklarını bu yeni platforma aktarmaya başladı.

Gelecekte Ne Bekleniyor?

Türkiye’de sosyal medya dinamikleri çok hızlı değişebiliyor. Ancak Bluesky’nin sunduğu özgürlük, açıklık ve güvenlik unsurları göz önüne alındığında, bu platformun özellikle bilinçli sosyal medya kullanıcıları arasında uzun vadeli bir yer edineceği öngörülüyor.

Bazı analistlere göre, 2025 sonuna kadar Türkiye’deki kullanıcı sayısı 3 milyonu geçebilir. Bu da Bluesky’yi, Twitter’ın (X) karşısındaki en ciddi alternatiflerden biri haline getiriyor.

Ancak bu süreçte karşılaşılabilecek bazı zorluklar da yok değil:

• Uygulamanın halen geliştirme sürecinde olması,
• Kullanıcı arayüzünün herkes için yeterince tanıdık olmaması,
• Yerel dil desteklerinin sınırlı olması.

Yine de özellikle teknolojiyi yakından takip edenler ve dijital özgürlüğe önem verenler için bu detaylar bir engel olmaktan çok birer “erken benimseme fırsatı” olarak görülüyor.

Bluesky’ye Nasıl Kayıt Olunur?

Kayıt işlemi oldukça basit:

1. App Store ya da Google Play’den Bluesky Social uygulamasını indir.
2. E-posta adresinle üye ol ve doğrulama kodunu gir.
3. Kullanıcı adını oluştur, dilersen profil fotoğrafı ve biyografi ekle.
4. Takip etmek istediğin kişileri bul ve sosyal medya yolculuğuna başla!

Bluesky, Türk kullanıcılar için Türkçe dil desteği üzerinde de çalıştığını belirtiyor. Bu da platformun Türkiye pazarına ne kadar önem verdiğini gösteriyor.

Yeni Bir Dijital Sayfa Açılıyor

Twitter’da yaşanan değişiklikler ve platformun kullanıcı deneyimini zorlaştıran kararları, Türkiye’deki kullanıcıları alternatif mecralara yöneltti. Bu noktada, Bluesky’nin özgür, merkeziyetsiz ve kullanıcı dostu yapısı, tam da aranılan çözüm olarak karşımıza çıkıyor.

The post Türkler Twitter’dan Bluesky’ye Geçiyor: Dijital Göç Başladı! first appeared on TNT Haber.

TOGG T10F’in Teknik Özellikleri

TOGG T10F, yenilikçi tasarımı ve ileri teknoloji donanımlarıyla kullanıcılarını etkilemeyi başarıyor. C segmenti bir fastback olarak tasarlanan bu model, performansıyla da ön plana çıkıyor.

• Motor Seçenekleri:
  • Arkadan itişli (RWD) versiyonu: 160 kW (218 PS) güç üretiyor, 0’dan 100 km/s hıza 7.2 saniyede ulaşıyor.
  • Dört çeker (AWD) versiyonu: 320 kW (435 PS) güce sahip ve 0’dan 100 km/s hıza sadece 4.4 saniyede ulaşıyor.
• Menzil ve Şarj Süresi:
  • RWD modeli: 350+ km ve 600 km olmak üzere iki farklı menzil opsiyonu sunuyor.
  • AWD modeli: Yaklaşık 530 km menzil sağlıyor.
  • Şarj Süresi: Hızlı şarj istasyonlarında %20’den %80’e sadece 28 dakikada dolabiliyor.
• İç Mekan ve Teknoloji:
  • 41.3 inçlik geniş ekran deneyimi (12.3 inç gösterge paneli + 29 inç bilgi-eğlence ekranı)
  • 8 inçlik dokunmatik kontrol paneli
  • Araç içi sosyal kamera ve yüksek hızlı mobil internet bağlantısı
  • Snapdragon işlemcili dijital kokpit teknolojisi

Bu özelliklerle TOGG T10F, hem performans hem de teknoloji açısından kullanıcılarına üstün bir sürüş deneyimi sunuyor.

Sıfır Faizli Kredi ve Devlet Destekleri

TOGG T10F, özellikle sıfır faizli kredi desteği ile dikkat çekiyor. Türkiye’de elektrikli araç kullanımını teşvik etmek amacıyla sunulan bu destek, yerli üretim araçlara özel olarak uygulanıyor.

• Sıfır Faizli Kredi Kimler İçin Geçerli?
  • İlk kez araç satın alacak bireyler
  • Aile yılı kapsamında 3 veya daha fazla çocuğu olan aileler
  • Esnaf ve girişimcilere özel destek programlarına dahil olanlar
• Kredi Detayları:
  • Vade süresi: 48 aya kadar
  • Üst kredi limiti: 2 milyon TL’ye kadar
  • Faiz oranı: %0 (sıfır faizli)

Sıfır faizli kredi sayesinde, TOGG T10F sahibi olmak isteyenler bankaların sunduğu yüksek faiz oranlarından etkilenmeden araçlarına kavuşabiliyor.

TOGG T10F’in Piyasaya Etkisi

TOGG’un sunduğu finansal avantajlar ve devlet teşvikleri, Türkiye otomotiv sektörüne büyük bir hareketlilik kazandırıyor. Özellikle elektrikli araçlara geçiş sürecinde, yerli ve milli bir markanın bu denli rekabetçi olması büyük bir avantaj sağlıyor.

• Çevreye Katkısı:
  • Elektrikli araçların kullanımı sayesinde karbon emisyonları azalıyor.
  • V2L (Vehicle-to-Load) teknolojisi ile TOGG T10F, harici cihazlara elektrik sağlayabiliyor.
• Ekonomik Katkıları:
  • Yerli üretim araç, ithalat bağımlılığını azaltarak ülke ekonomisine katkı sağlıyor.
  • Yeni iş alanları ve istihdam olanakları yaratıyor.

Türkiye’nin elektrikli araç pazarında büyümesini sağlayan TOGG, sunduğu bu avantajlarla sürdürülebilir bir geleceğin kapılarını aralıyor.

TOGG T10F Nasıl Satın Alınır?

TOGG T10F’e sahip olmak için Togg’un resmi satış platformu veya yetkili bayiler üzerinden başvuru yapılabiliyor. Sıfır faizli kredi desteğinden faydalanmak isteyenlerin ise ilgili bankalar ve devlet destekli kredi programlarına başvuruda bulunmaları gerekiyor.

Başvuru için Gerekli Belgeler:

• Kimlik belgesi
• Gelir belgesi (maaş bordrosu, serbest meslek sahipleri için vergi levhası)
• İkametgah belgesi

Bu adımları tamamlayanlar, hayallerindeki yerli elektrikli araca sıfır faiz avantajıyla sahip olabiliyorlar.

Sonuç: Bu Fırsatı Kaçırmayın!

TOGG T10F, sunduğu sıfır faizli kredi imkanı, çevre dostu yapısı ve yüksek teknoloji özellikleriyle Türkiye’de elektrikli araç sahibi olmak isteyenler için büyük bir fırsat sunuyor. Özellikle devletin sunduğu teşvikler sayesinde, TOGG T10F artık daha erişilebilir hale geliyor.

Bu avantajlardan faydalanarak TOGG T10F sahibi olmak istiyorsanız, şimdiden başvurularınızı yapmayı unutmayın. Sıfır faiz fırsatıyla geleceğin teknolojisini bugünden yakalayın!

The post Son Dakika! TOGG T10F İçin Sıfır Faizli Kredi Fırsatı Açıklandı! first appeared on TNT Haber.

OpenAI’nin Büyük Yatırım Hamlesi

OpenAI, son dönemde teknoloji dünyasında en dikkat çeken yenilikleri sunan şirketlerden biri oldu. Microsoft’un da dâhil olduğu önceki finansman turlarının ardından, SoftBank liderliğinde gerçekleşen bu yeni yatırım turu, şirketin gelecekteki hedeflerine ulaşması için kritik bir adım olarak değerlendiriliyor. Bu finansman turuna SoftBank’ın yanı sıra Thrive Capital, Altimeter Capital ve Coatue Management gibi önemli yatırımcılar da katıldı.

Yatırım, OpenAI’nin bilgi işlem altyapısını geniflendirerek daha karmaşık ve güçlü yapay zeka modelleri geliştirmesini sağlayacak. Şirket ayrıca, donanım alanında çalışmalar yaparak özellikle çip üretimi ve veri merkezleri konularında bağımsızlığını arttırmayı planlıyor.

Stargate Projesi ve Yapay Zeka Ekosistemine Katkısı

OpenAI, yeni fonların büyük bir kısmını “Stargate” adı verilen ve 500 milyar doları bulabilecek dev bir yapay zeka altyapısı projesine ayırmayı hedefliyor. Bu proje, şirketin ABD genelinde yeni veri merkezleri inşa etmesine ve daha özelleştirilmiş yapay zeka modelleri oluşturmasına yardımcı olacak. Stargate, OpenAI’nin önümüzdeki 10 yıl içinde yapay zeka geliştirme sürecini daha verimli hale getirmeyi amaçlayan uzun vadeli bir yatırım planının bir parçası olarak dikkat çekiyor.

Bu proje ile OpenAI, mevcut çip üreticilerine olan bağımlılığını azaltmayı hedefliyor. NVIDIA gibi çip devlerine olan ihtiyacı minimuma indirmek isteyen OpenAI, kendi özel çiplerini geliştirerek daha bağımsız bir altyapı oluşturmak istiyor. Bu da uzun vadede hem maliyetleri azaltacak hem de OpenAI’ye daha fazla kontrol sağlayacak.

Microsoft ve OpenAI Ortaklığının Geleceği

Microsoft, OpenAI’ye şimdiye kadar milyarlarca dolar yatırım yapmış durumda. Azure bulut bilişim altyapısının OpenAI tarafından kullanılması, bu iki şirket arasındaki ortaklığın ne kadar derin olduğunu gösteriyor. Ancak yeni finansman turu ile SoftBankın da işin içine girmesi, OpenAI’nin gelecekte farklı stratejik ortaklıklar kurabileceğine işaret ediyor.

Microsoft’un en önemli avantajı, OpenAI’nin geliştirdiği yapay zeka modellerini kendi hizmetlerine entegre edebilmesi. Bu sayede, Azure, Microsoft 365 ve diğer platformları OpenAI’nin yapay zeka yeteneklerinden yararlanarak daha da güçlenecek.

Yapay Zeka Sektöründeki Rekabet Kızışıyor

OpenAI’nin aldığı dev yatırım, yapay zeka alanındaki rekabetin daha da kızışacagını gösteriyor. Google DeepMind, Anthropic ve Meta gibi büyük teknoloji şirketleri de benzer alanlarda ciddi yatırımlar yapıyor.

Google’ın Gemini projesi ve Anthropic’in Claude modelleri, OpenAI’nin ChatGPT’sine rakip olarak geliştiriliyor. Ancak OpenAI’nin sağladığı fon desteği, onu rakiplerinden bir adım öne çıkarabilir.

Ayrıca, yapay zeka modellerinin gelişmesi ile birlikte, regülasyonlar ve etik tartışmalar da gündemde. Avrupa Birliği ve ABD’de yapay zeka regülasyonları gün geçtikçe artarken, OpenAI ve diğer şirketlerin bu yasal düzenlemelere uyum sağlamak için yeni stratejiler belirlemesi gerekecek.

OpenAI’nin SoftBank liderliğindeki yeni finansman turundan aldığı 40 milyar dolarlık yatırım, şirketin yapay zeka alanındaki geleceğini önemli ölçüede güçlendirecek. Stargate projesi ve özel çip çalışmaları ile OpenAI, yapay zeka alanındaki liderliğini daha da pekistirmeyi hedefliyor. Microsoft ile olan ortaklığın gelecekte nasıl şekilleneceği merak konusu olurken, sektördeki rekabetin de yeni bir seviyeye ulaşacağı kesin gibi gözüküyor.

The post Teknoloji Dünyası Şokta! OpenAI 40 Milyar Dolarlık Destek Aldı! first appeared on TNT Haber.

Apple Intelligence Destekli Öncelikli Bildirimler

iOS 18.4 ile tanıtılan en dikkat çekici özelliklerden biri, Apple Intelligence tarafından desteklenen Öncelikli Bildirimler. Bu özellik, önemli bildirimleri algılayarak kullanıcıların dikkatine sunuyor ve Ana Ekran’daki bildirim yığınının en üstünde gösteriyor. Bu sayede, acil veya önemli bildirimleri kaçırma olasılığı azalıyor.

Genişletilmiş Dil Desteği

Apple Intelligence, iOS 18.4 ile birlikte Fransızca, Almanca, İtalyanca, Brezilya Portekizcesi, İspanyolca, Japonca, Korece ve Basitleştirilmiş Çince dahil olmak üzere birçok yeni dili desteklemeye başladı. Ayrıca, Singapur ve Hindistan için yerelleştirilmiş İngilizce seçenekleri de eklendi. Bu genişleme, daha fazla kullanıcının Apple Intelligence özelliklerinden faydalanmasını sağlıyor.

Yeni Emojiler

Güncellemeyle birlikte yedi yeni emoji karakteri kullanıma sunuldu. Bunlar arasında göz altı torbaları, parmak izi, yapraksız ağaç, kök sebze, arp, kürek ve sıçrama gibi emojiler bulunuyor. Bu yeni emojiler, kullanıcıların duygularını ve ifadelerini daha çeşitli şekillerde aktarmalarına olanak tanıyor.

Apple Home ve Robot Süpürge Entegrasyonu

iOS 18.4, robot süpürgelerin Apple Home uygulamasıyla entegrasyonunu sağlayan Matter protokolü desteğini içeriyor. Roborock, iRobot ve Ecovacs gibi önde gelen üreticiler, cihazlarını Apple Home ile uyumlu hale getirmek için firmware güncellemeleri yayınladı. Bu sayede kullanıcılar, robot süpürgelerini Home uygulaması veya Siri aracılığıyla kontrol edebilecekler.

Safari’de Arama Geçmişi Gizliliği

Safari tarayıcısında yapılan bir değişiklik, yeni sekme açıldığında ve arama çubuğuna dokunulduğunda son aramaların görüntülenmesini sağlıyor. Bu durum, cihazlarını başkalarıyla paylaşan kullanıcılar için gizlilik endişesi yaratabilir. Neyse ki, iOS 18.4 beta 4 sürümünde, bu özelliği devre dışı bırakma seçeneği sunuluyor. Ayarlar uygulamasında Safari’nin ayarlarına giderek, Arama bölümünde “Son Aramaları Göster” seçeneğini kapatabilirsiniz.

Apple News+ ve Yemek Tarifleri

Apple News+ aboneleri için yeni bir yemek tarifleri bölümü eklendi. Bu bölümde, dünyanın dört bir yanından yemek tariflerine erişebilir, bunları tarayıp kaydedebilir ve adım adım talimatlarla yemek hazırlayabilirsiniz. Ayrıca, restoranlar, mutfak ipuçları ve sağlıklı beslenme konularında içerikler de sunuluyor.

Fotoğraflar Uygulaması İyileştirmeleri

Fotoğraflar uygulamasında çeşitli düzenleme seçenekleri ve filtreler eklendi. Kullanıcılar, fotoğraflarını daha yaratıcı ve profesyonel bir şekilde düzenleyebilirler. Ayrıca, yeni çizim seçenekleri ve Image Playground’a eklenen Sketch modu ile daha yaratıcı çizimler oluşturmak mümkün.

CarPlay Düzenlemeleri

CarPlay, iOS 18.4 ile birlikte çeşitli düzenlemeler ve iyileştirmeler aldı. Kullanıcılar, araç içi deneyimlerini daha da kişiselleştirebilir ve geliştirilmiş arayüz ile daha kolay bir kullanım deneyimi yaşayabilirler.

Güncellemeyi Yükleme

iOS 18.4 güncellemesi, iPhone 16 serisinin tüm modelleri ile iPhone 15 Pro ve iPhone 15 Pro Max modellerinde tam kapasiteyle kullanılabiliyor. Güncellemeyi yüklemek için Ayarlar uygulamasına girerek Genel > Yazılım Güncelleme adımlarını takip edebilirsiniz. Dağıtımın tüm cihazlara ulaşmasının birkaç saat sürebileceği belirtiliyor.

iOS 18.4 güncellemesi, kullanıcı deneyimini artıran birçok yenilik ve iyileştirme sunuyor. Apple Intelligence destekli özellikler, genişletilmiş dil desteği, yeni emojiler ve uygulama iyileştirmeleri ile iPhone kullanıcıları daha zengin ve kişiselleştirilmiş bir deneyim yaşayacaklar. Güncellemeyi henüz yüklemediyseniz, Ayarlar uygulaması üzerinden cihazınızı en son sürüme güncelleyebilirsiniz.

The post iOS 18.4 Yayında! iPhone’unuza Gelen Tüm Yenilikler first appeared on TNT Haber.

Bu entegrasyon sayesinde, Güzel Hosting kullanıcıları, web sitelerini daha hızlı, güvenli ve verimli bir şekilde yönetebilecek. Peki, Cloudflare nedir ve bu entegrasyonun sağladığı avantajlar nelerdir?

Cloudflare Nedir?

Cloudflare, dünyanın en popüler içerik dağıtım ağı (CDN) ve güvenlik hizmeti sağlayan platformlarından biridir. Bu hizmet, web sitelerinin hızını ve güvenliğini arttırmak için tasarlanmıştır. Cloudflare, DDoS saldırılarını önler, zararlı trafik filtrelemesi yapar ve web sitelerinin daha düşük gecikme süresiyle yüklenmesini sağlar.

Ayrıca, Cloudflare’ın sunmuş olduğu önbellekleme (caching) teknolojisi, sitelerin statik içeriklerini kaydedip, tekrar eden isteklerde bu verileri en yakın sunucudan kullanıcılara ileterek, sayfa yükleme sürelerini minimize eder.

Güzel Hosting ve Cloudflare Entegrasyonu ile Gelen Avantajlar

Bu entegrasyon, Güzel Hosting kullanıcıları için çok sayıda avantaj sunuyor. Bunlardan bazıları şunlardır:

1. Daha Hızlı Web Siteleri

Cloudflare’ın CDN hizmeti sayesinde web siteleri, dünyanın çeşitli noktalarında bulunan veri merkezleri üzerinden daha hızlı yükleniyor. Bu, hem yerel hem de uluslararası ziyaretçiler için daha iyi bir deneyim sunuyor.

2. Gelişmiş Güvenlik

Cloudflare, DDoS ve siber saldırılara karşı etkili koruma sağlar. Kötü amaçlı trafik filtrelenir ve zararlı yazılımlara karşı önlem alınır. Bu sayede, web siteleri daha güvenli hale gelir.

3. Sunucu Yükünü Azaltma

CDN ve önbellekleme sistemleri sayesinde sunuculara gelen talepler azalır. Bu da sunucu kaynaklarının daha verimli kullanılmasını sağlar ve barındırma maliyetlerini düşürür.

4. SEO Performansını Artırma

Google, sayfa yükleme hızını bir sıralama faktörü olarak kullanıyor. Daha hızlı bir web sitesi, arama motorlarında daha üst sıralarda çıkmanıza yardımcı olur.

5. Otomatik SSL Sertifikaları

Cloudflare, tüm web sitelerine özel SSL sertifikaları sunarak, ziyaretçilerin verilerini şifreli bir bağlantı üzerinden iletmelerini sağlar. Bu, hem güvenlik hem de SEO açısından önemlidir.

Entegrasyon Nasıl Yapılır?

Güzel Hosting kullanıcıları, Cloudflare entegrasyonunu oldukça basit bir şekilde yapabilir. Bunun için şu adımlar izlenebilir:

1. Cloudflare Hesabı Oluşturma: Kullanıcılar öncelikle Cloudflare’ın resmi web sitesinden bir hesap oluşturmalıdır.
2. Alan Adını Cloudflare’e Eklemek: Cloudflare hesabına girildikten sonra, alan adı eklenerek DNS kayıtları tespit edilir.
3. Ad Sunucularını Değiştirme: Cloudflare tarafından verilen ad sunucuları, Güzel Hosting paneli üzerinden değiştirilerek etkinleştirilir.
4. Optimizasyon ve Güvenlik Ayarlarını Yapma: Cloudflare paneli üzerinden site hızlandırma ve güvenlik ayarları düzenlenebilir.

Bu adımlar tamamlandıktan sonra web sitesi, Cloudflare’ın sunduğu avantajlardan tam anlamıyla faydalanabilir.

Güzel Hosting’in Cloudflare entegrasyonu, web siteleri için yeni bir dönem başlatıyor. Hızlı yüklenen sayfalar, gelişmiş güvenlik önlemleri ve düşük sunucu yükü gibi avantajlarla, hem bireysel hem de kurumsal kullanıcılar için çok daha verimli bir hosting deneyimi sunuluyor. Web sitenizi daha güçlü hale getirmek için Cloudflare entegrasyonunu düşünebilirsiniz!

The post Güzel Hosting ve Cloudflare Entegrasyonu: Web Siteleri İçin Hızlı ve Güvenli Dönem first appeared on TNT Haber.

iOS 18.4 ile Gelen Öne Çıkan Özellikler

Yeni güncelleme, özellikle cihazların performansını artıran optimizasyonlarla dikkat çekiyor. Apple, uzun süredir kullanıcıların taleplerine kulak vererek daha akıllı ve verimli bir sistem geliştirme hedefinde. iOS 18.4’te yer alan bazı önemli yenilikler şunlardır:

1. Öncelikli Bildirimler ve Akıllı Bildirim Yönetimi

Günümüzde kullanıcılar, sürekli gelen bildirimlerden dolayı önemli mesajları kaçırabiliyor. iOS 18.4 ile gelen Öncelikli Bildirimler özelliği sayesinde kullanıcılar, önemli bildirimleri ön plana çıkarabilecek. Daha az önemli bildirimlerse, belirlenen saatlerde toplu şekilde sunulacak. Bu özellik, iş ve sosyal yaşamda verimliliği artırmayı amaçlıyor.

Ayrıca, kullanıcılar belirli uygulamalardan gelen bildirimleri belirli zaman aralıklarında almak için kişiselleştirilmiş ayarlar yapabilecek. Böylece, gereksiz bildirim karmaşasından kaçınılması hedefleniyor.

2. Apple News İçin Yeni Yemek Tarifleri Bölümü

Apple News, uzun süredir haber içerikleriyle öne çıkan bir platform olarak kullanılıyor. iOS 18.4 ile birlikte Yemek Tarifleri bölümü ekleniyor. Kullanıcılar, profesyonel aşçılar ve yemek blog yazarları tarafından önerilen tarifleri doğrudan Apple News üzerinden takip edebilecek. Tariflerde adım adım açıklamalar, video destekleri ve sağlıklı beslenme önerileri de bulunacak.

3. Yeni Emojiler ve İletişimi Zenginleştiren İfadeler

Apple, her güncellemeyle birlikte emoji kütüphanesini genişletmeye devam ediyor. iOS 18.4 ile birlikte Unicode Konsorsiyumu tarafından onaylanan yeni emojiler de ekleniyor. Bu güncellemede; farklı meslek gruplarını temsil eden yeni karakterler, daha fazla kültürel sembol ve duygusal ifadeler yer alıyor. Kullanıcılar, mesajlaşırken daha fazla ifade seçeneğine sahip olacak.

Teknolojik İyileştirmeler ve Güvenlik Güncellemeleri

Apple, iOS 18.4 güncellemesiyle yalnızca yeni özellikler sunmakla kalmıyor, aynı zamanda güvenlik ve performans açısından da önemli geliştirmeler yapıyor.

4. Apple Intelligence İçin Genişletilmiş Dil Desteği

Apple, yapay zeka destekli hizmetlerini sürekli geliştirmekte. iOS 18.4 güncellemesiyle birlikte, Siri ve diğer Apple Intelligence özellikleri daha fazla dilde kullanılabilir hale geliyor. Bu güncelleme, çok dilli kullanıcılar için daha doğru ve anlaşılır yanıtlar almayı mümkün kılıyor. Ayrıca, Siri’nin sesli komutları anlama yeteneğinde iyileştirmeler yapılarak, kullanıcı deneyimi daha akıcı hale getirildi.

5. Gelişmiş Görsel Zeka Özelliği

iOS 18.4, görsel içerikleri daha iyi analiz edebilmek adına Apple’ın geliştirdiği Görsel Zeka (Visual Intelligence) özelliğini güçlendiriyor. Bu sayede, cihazlar fotoğrafları ve videoları daha hızlı işleyebilecek. Özellikle iPhone 15 ve üzeri modellerde, yapay zeka destekli fotoğraf tanıma özelliği daha yüksek doğrulukla çalışacak.

6. Pil Performansı ve Cihaz Optimizasyonu

Apple, önceki güncellemelerde olduğu gibi, pil kullanımını optimize eden yenilikler eklemeye devam ediyor. iOS 18.4 ile birlikte arka planda çalışan uygulamaların pil tüketimi azaltılacak ve cihazların daha uzun süreli kullanım sunması sağlanacak. Ayrıca, düşük güç modu özelleştirilebilir hale getirilecek, böylece kullanıcılar belirli uygulamaların pil tasarrufu için nasıl yönetileceğini seçebilecek.

Kullanıcı Geri Bildirimlerine Dayalı Güncellemeler

Apple, kullanıcı geri bildirimlerine önem vererek iOS güncellemelerini şekillendirmeye devam ediyor. iOS 18.4, kullanıcıların taleplerini dikkate alarak geliştirilen özellikleri içeriyor. Özellikle bildirim yönetimi, cihaz performansı ve güvenlik konularında yapılan geliştirmeler, uzun süredir beklenen iyileştirmeler arasında.

Güncellemenin test aşamalarında, kullanıcıların belirttiği sorunlara yönelik anlık düzeltmelerin yapıldığı belirtiliyor. Apple, ayrıca geliştiricilerden gelen geri bildirimleri de dikkate alarak iOS 18.4’ü daha stabil hale getirmeye odaklanıyor.

iOS 18.4 Güncellemesi Ne Zaman Yayınlanacak?

Apple, iOS 18.4 güncellemesini Nisan 2025’in ilk haftalarında yayınlamayı planlıyor. Beta sürümü, geliştiriciler için şimdiden erişime açılmış durumda. Kullanıcılar, iPhone’larında Ayarlar > Genel > Yazılım Güncelleme yolunu takip ederek güncellemenin cihazlarına ulaşıp ulaşmadığını kontrol edebilirler.

iOS 18.4 Kullanıcı Deneyimini Nasıl Etkileyecek?

iOS 18.4 güncellemesi, hem görsel hem de işlevsel açıdan kullanıcı deneyimini iyileştirmeyi hedefleyen bir sürüm olarak karşımıza çıkıyor. Öncelikli bildirimler, Apple News yemek tarifleri, yeni emojiler, gelişmiş yapay zeka desteği ve pil optimizasyonları gibi özellikler, cihazları daha kullanışlı hale getiriyor.

Apple, bu güncelleme ile kullanıcıların cihazlarını daha verimli ve keyifli bir şekilde kullanmasını amaçlıyor. Özellikle yoğun tempoda çalışan kullanıcılar için bildirim yönetimi ve pil optimizasyonu, en dikkat çekici geliştirmeler arasında yer alıyor.

iOS 18.4’ün Apple ekosistemine ne gibi yenilikler katacağını, kullanıcı geri bildirimleriyle birlikte daha net göreceğiz. Güncellemeyi yükleyen kullanıcılar, yeni özelliklerin getirdiği avantajları deneyimleyerek Apple’ın sunduğu gelişmiş teknolojiden tam anlamıyla faydalanabilecekler.

The post Apple iOS 18.4 Güncellemesi: Yenilikler İle Geliyor first appeared on TNT Haber.

Pi Coin’in Piyasa Değeri ve Performansı

Son dönemde yatırımcıların yoğun ilgisini çeken Pi Coin, piyasa değerini hızla artırarak büyük kripto paralar arasında kendine yer buldu. Şu anda 1,96 ABD doları seviyesinden işlem gören Pi Coin, son 24 saatte önemli bir değer artışı yaşadı. Bu yükseliş, yatırımcıların Pi Network ekosistemine duyduğu güveni artırırken, kripto dünyasında projenin geleceğine dair olumlu sinyaller veriyor.

Kripto Piyasasında Pi Coin’in Konumu

CoinGecko’nun “Made in USA” kategorisinde listelenen Pi Coin, ilk 20’de kendine yer bularak dijital varlık piyasasında önemli bir konuma ulaştı. Bu kategori, ABD merkezli projelerin performansını değerlendiren bir ölçüt olup, Pi Coin’in bu listede yer alması projenin büyüme potansiyelini gözler önüne seriyor.

Yatırımcılar İçin Uyarı

Bu haber yatırım tavsiyesi niteliği taşımamaktadır. Kripto paralar yüksek volatiliteye sahip olup yatırım yapmadan önce dikkatli araştırma yapılması gerekmektedir. Kullanıcılar, finansal kararlarını bilinçli bir şekilde almalı ve tüm sorumluluğun kendilerine ait olduğunu unutmamalıdır.

Pi Coin’in CoinGecko’da ilk 20’ye girmesi, yatırımcılar ve kripto meraklıları için önemli bir gelişme olarak değerlendiriliyor. Gelecek dönemde projenin izleyeceği yol haritası, piyasa üzerindeki etkisini daha da belirgin hale getirebilir.

The post Pi Coin Kripto Dünyasında Yükselişte: CoinGecko’da İlk 20’ye Girdi first appeared on TNT Haber.

NFT Balonu Patladı mı?

NFT’ler, 2021 yılı itibariyle dijital sanat dünyasında büyük bir patlama yaptı. Sanatçılar, koleksiyoncular ve yatırımcılar, NFT’lere büyük ilgi göstererek, dijital sanat eserlerini milyonlarca dolara satın almaya başladılar. Ünlü sanatçı Beeple’ın “Everydays: The First 5000 Days” adlı eseri, 69 milyon dolara satıldığında, bu dijital sanat formunun kalıcı bir yer edindiği düşünülüyordu. Ancak, 2023 ve 2024 yıllarında başlayan düşüş, bu balonun patlamak üzere olduğunu gösterdi.

Bugünlerde NFT’lerin en popüler pazarlarında eser fiyatları hızla düşerken, bazı dijital sanat eserleri, orijinal fiyatlarının çok altında alıcı bulabiliyor. Özellikle koleksiyonluk dijital kartlar, sanatsal eserler ve sanal arazi satışları, bir zamanlar 10 binlerce dolara alıcı bulan değerlerin çok gerisine düştü.

Piyasadaki Düşüşün Sebepleri

NFT fiyatlarındaki bu keskin düşüşün birkaç temel sebebi bulunuyor. İlk olarak, yatırımcıların daha temkinli hale gelmesi ve NFT’lere olan ilgisinin azalması en önemli faktörlerden biri. 2021 yılındaki boğa piyasasında, yatırımcılar büyük bir hızla NFT’lere yönelmişti. Ancak, 2022’nin sonlarına doğru gelen ekonomik belirsizlikler ve genel finansal piyasalardaki çalkantılar, NFT pazarında da etkisini gösterdi. İnsanlar, dijital varlıklara yapılan büyük yatırımların finansal olarak ne kadar güvenli olduğuna dair daha fazla soru işareti bırakmaya başladılar.

Diğer bir sebep ise, NFT’lerin sürdürülebilirlik ve çevresel etkileri konusundaki endişelerin artması. NFT’lerin çoğu, Ethereum blockchain’inde işlem gördüğü için, bu işlem sürecinin büyük miktarda enerji tükettiği ve çevresel etkilere neden olduğu tartışmaları gündeme gelmişti. Bu durum, çevre dostu yatırımcıların ve koleksiyoncuların NFT’lere olan ilgisini düşürdü. Ethereum’un Proof of Stake (PoS) mekanizmasına geçişi, bu endişeleri bir miktar hafifletse de, birçok kişi hala NFT’lerin çevresel etkilerini göz önünde bulunduruyor.

Sanatçılar ve Koleksiyoncular Ne Düşünüyor?

NFT dünyasındaki bu düşüş, sanatçılar için de büyük bir hayal kırıklığına yol açtı. Birçok dijital sanatçı, eserlerinin milyonlarca dolara satılacağı hayalini kurarken, şimdi alıcı bulmakta zorlanıyorlar. Özellikle küçük ve orta ölçekli sanatçılar, büyük platformlarda görünürlük elde etmenin ve eserlerini satmanın zorluklarıyla karşı karşıya kalıyor.

Birçok sanatçı, NFT’lerin başlangıçtaki vaadini hala sürdürebilmesi için daha fazla şeffaflık ve adil gelir paylaşımı çağrısında bulunuyor. Ayrıca, dijital sanat eserlerinin değerinin nasıl belirleneceği konusunda da kafa karışıklığı hakim. Bugün, bazı sanatçılar düşük fiyatlarla eserlerini satmak zorunda kalıyor, hatta bazen eserlerini yok pahasına takas etmek durumunda kalıyorlar.

Yatırımcılar Tedirgin: Birçok NFT Çöpe Mi Gidiyor?

NFT’lerin fiyatlarının düşmesi, yatırımcılar için de büyük bir kayıp anlamına geliyor. Pek çok yatırımcı, dijital sanat eserlerine büyük miktarlarda para yatırmışken, şu anda eserlerinin çok daha düşük fiyatlara alıcı bulduğunu görüyor. Yatırımcılar, “Hızla yükselen NFT fiyatları, gerçek bir değer artışı değil, tamamen spekülasyondu,” diyerek, dijital sanatın hala sağlam bir yatırım aracı olup olmadığı konusunda endişeliler.

Birçok yatırımcı, NFT piyasasında daha temkinli bir yaklaşım sergilerken, bazıları tamamen piyasadan çekilmiş durumda. Özellikle, 2021’de büyük paralarla alıcı bulan ve kısa süre sonra değer kaybeden NFT’ler, ciddi kayıplara yol açtı. Bazı analistler, NFT fiyatlarındaki bu çöküşün, dijital sanat dünyasında bir “balon” etkisi yaratmış olabileceğini öne sürüyorlar.

Peki, NFT’lerin Geleceği Ne Olacak?

NFT’lerin fiyatları şu anda ciddi şekilde düşse de, bu teknoloji ve dijital sanat biçimi tamamen yok olacak gibi görünmüyor. Pek çok uzman, NFT’lerin geleceğini sadece fiyat artışıyla değil, sanat dünyasında dijital eserin değerinin nasıl algılandığı ve nasıl korunacağıyla ilgili yeni fırsatlar yaratabileceğini söylüyor.

Yeni teknolojiler ve blockchain tabanlı çözümler geliştikçe, NFT’lerin daha sürdürülebilir ve erişilebilir hale gelmesi bekleniyor. Bunun yanında, NFT’lere olan ilginin yeniden canlanabilmesi için sanat dünyasında daha derin bir kültürel ve ticari yapı inşa edilmesi gerektiği düşünülüyor.

Kısacası, NFT pazarı şu anda büyük bir çöküş yaşıyor gibi görünüyor, ancak dijital sanatın ve blockchain teknolojisinin evriminde bu düşüş, geçici bir dönemeç olabilir. Ancak bu süreç, NFT’lerin gerçekten kalıcı olup olmayacağı konusunda soru işaretlerini de beraberinde getiriyor. Peki, NFT’lerin geleceği nasıl şekillenecek? Zamanla daha fazla sanatçı ve yatırımcı bu dijital dünyada kalıcı bir yer edinecek mi, yoksa NFT’ler, dijital sanatın “balon”u olarak tarih kitaplarında yerini mi alacak?

The post NFT Piyasası Çöküşte: Dijital Sanatın Fiyatları Dibi Vurdu! first appeared on TNT Haber.

Çinli bilim insanları, yeni kuantum makinesinin işlem gücünün şimdiye kadar görülmemiş bir seviyeye ulaştığını ve klasik bilgisayarların asla çözemeyeceği problemleri inanılmaz bir hızda çözebildiğini belirtiyor. Bu gelişme, yapay zeka, ilaç keşfi, şifreleme teknolojileri ve veri analizi gibi birçok alanda ezberleri bozacak.

Uzmanlar, Çin’in bu hamlesinin küresel teknoloji yarışında kartları yeniden dağıtacağını ve kuantum üstünlüğü konusunda Asya’yı bir adım öne çıkaracağını vurguluyor. ABD ve Avrupa’nın bu ilerlemeye nasıl yanıt vereceği merak konusu olurken, Çin’in yeni kuantum gücü dünya çapında büyük yankı uyandırdı.

Dijital çağın sınırlarını zorlayan bu gelişme, gelecekte birçok sektörde devrim yaratabilir. Çin’in attığı bu büyük adım, kuantum hesaplamanın yeni bir çağını başlatabilir!

Çin’in geliştirdiği bu yeni kuantum bilgisayarı, özellikle hesaplama yoğunluğu yüksek problemlerde olağanüstü bir performans sergiliyor. Kuantum üstünlüğüne ulaşarak klasik bilgisayarların ve hatta önceki kuantum sistemlerinin sınırlarını aşan bu teknoloji, dünya çapında büyük bir tartışma yarattı.

Özellikle finans, savunma, siber güvenlik ve yapay zeka alanlarında büyük değişimlere yol açması beklenen bu gelişme, küresel dengeleri de sarsabilir. Örneğin, modern şifreleme sistemlerini kırabilecek güce sahip olması, siber güvenlik uzmanlarını alarma geçirdi. Bankacılık, devlet sırları ve hassas verilerin korunması için yeni güvenlik önlemlerine duyulan ihtiyacı artırabilir.

Bununla birlikte, ilaç keşfi ve malzeme bilimi gibi alanlarda da çığır açıcı etkiler yaratması bekleniyor. Kuantum bilgisayarlar, milyarlarca molekül arasındaki etkileşimleri analiz ederek yeni ilaçların ve süper malzemelerin geliştirilmesini hızlandırabilir. Ayrıca, yapay zeka modellerinin eğitilmesi sürecini radikal bir şekilde hızlandırarak, gelişmiş algoritmaların ortaya çıkmasına da öncülük edebilir.

ABD ve Avrupa’nın, Çin’in bu devrim niteliğindeki hamlesine nasıl yanıt vereceği merak konusu. Küresel teknoloji yarışında Çin’in öncülüğü ele geçirmesi, yeni politik ve ekonomik stratejileri de beraberinde getirebilir. Kuantum çağına adım attığımız bu dönemde, Çin’in attığı adımlar geleceği şekillendirmeye devam edecek.

The post Dünya Şokta: Çin’in Kuantum Bilgisayarı, Google’ı 1 Milyon Kat Geride Bıraktı! first appeared on TNT Haber.

Yerli Çip Fabrikası Geliyor!

Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın öncülüğünde, TÜBİTAK ve özel sektör iş birliğiyle Türkiye’nin ilk yerli çip fabrikasının temelleri atıldı. İstanbul ve Ankara’da kurulması planlanan üretim tesisleri, önümüzdeki beş yıl içinde kademeli olarak devreye alınacak. Türkiye, özellikle savunma sanayi, sağlık teknolojileri ve otomotiv sektöründe kullanılan özel tasarım çiplerin üretimine odaklanacak.

Sanayi ve Teknoloji Bakanı, konu hakkında yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullandı:

“Dünyada çip üretimi büyük ölçüde ABD ve Asya ülkelerinin kontrolünde. Ancak pandemi sonrası yaşanan tedarik krizleri, yerli üretimin ne kadar önemli olduğunu gösterdi. Türkiye olarak, stratejik sektörlerde dışa bağımlılığı azaltmak için kendi çiplerimizi üretmeye başlıyoruz.”

Savunma Sanayi İçin Kritik Bir Hamle

Özellikle savunma sanayinde kullanılan çipler, ithalat kısıtlamaları ve ambargolar nedeniyle büyük önem taşıyor. ASELSAN, TUSAŞ ve ROKETSAN gibi savunma sanayi devleri, gelişmiş elektronik sistemler için güvenilir ve kesintisiz çip tedariğine ihtiyaç duyuyor. Yeni yerli üretim tesisi, bu şirketlerin dışa bağımlılığını azaltarak daha güçlü ve bağımsız bir teknoloji ekosistemi oluşturacak.

Elektrikli Araçlarda Yerli Çip Kullanımı

Türkiye’nin yerli otomobil markası TOGG da bu yeni üretim hamlesinden faydalanacak. Elektrikli araçların beyin işlevi gören mikrodenetleyiciler ve güç yönetim çipleri, yerli üretimle desteklenecek. Bu sayede, TOGG’un üretim maliyetlerinin düşmesi ve küresel pazarda daha rekabetçi hale gelmesi bekleniyor.

Türkiye’nin Teknoloji Üssü Olma Hedefi

Türkiye, çip üretimi konusunda sadece iç pazarı hedeflemiyor. Yapılan açıklamalara göre, yerli üretim tesislerinde Avrupa ve Orta Doğu pazarlarına yönelik ihracat da planlanıyor. Özellikle Avrupa Birliği ülkelerinin çip tedarik güvenliği konusundaki endişeleri, Türkiye için büyük bir fırsat oluşturuyor.

Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın 2030 hedefleri arasında şunlar yer alıyor:

• Yılda 10 milyon adet yerli çip üretimi
• Savunma sanayi çiplerinde %80 yerlilik oranı
• Avrupa’ya yıllık 2 milyar dolarlık çip ihracatı
• Yerli çip mühendisliği programlarıyla 5 bin yeni uzman yetiştirilmesi

Uzmanlar Ne Diyor?

Teknoloji uzmanları, Türkiye’nin çip üretimine girmesinin uzun vadede büyük bir avantaj sağlayacağını belirtiyor. Yarı iletken sektörüne yapılan yatırımın, Türkiye’yi gelecekte küresel çip krizlerinden bağımsız hale getireceği ve teknoloji alanında daha güçlü bir konuma taşıyacağı vurgulanıyor.

Boğaziçi Üniversitesi Elektrik-Elektronik Bölümü’nden Prof. Dr. Ahmet Yılmaz, konuyla ilgili şunları söylüyor:

“Çip üretimi, yüksek maliyetli ve uzun vadeli bir yatırım gerektiriyor. Ancak bu adımı atan ülkeler, geleceğin teknolojik bağımsızlığını kazanıyor. Türkiye’nin bu alanda atılım yapması, kritik sektörlerde büyük avantaj sağlayacaktır.”

Türkiye Kendi Çipini Üretecek!

Türkiye, teknoloji bağımsızlığı yolunda dev bir adım atıyor. Yerli çip üretimi ile savunma sanayinden otomotive, sağlıktan telekomünikasyona kadar birçok sektörde dışa bağımlılık azalacak. Türkiye’nin küresel çip pazarında söz sahibi olma hedefi, önümüzdeki yıllarda büyük yankı uyandıracak gibi görünüyor.

The post Türkiye’nin Yeni Teknoloji Hamlesi: Yerli Çip Üretimi Başlıyor! first appeared on TNT Haber.

Her yıl piyasaya sürülen yeni modeller, DxOMark tarafından detaylı testlerden geçirilerek puanlandırılır. 2025 yılı itibarıyla en yüksek DxOMark puanına sahip akıllı telefonları sizler için derledik. İşte, şu ana kadar en yüksek puanı almış 10 telefon modeli!

DxOMark Nedir ve Nasıl Çalışır?

DxOMark, 2008 yılında Fransa merkezli DxO Labs tarafından kurulan bir teknoloji test platformudur. Özellikle kamera ve görüntüleme sistemleri üzerine yoğunlaşan bu kuruluş, akıllı telefonların yanı sıra dijital kameralar ve lensleri de test eder.

Platform, cihazları değerlendirirken farklı kategorilerde testler uygular:
• Kamera: Fotoğraf ve video performansı, gece modu, HDR kapasitesi, zoom yetenekleri, renk doğruluğu gibi kriterler incelenir.
• Ekran: Parlaklık, kontrast, renk doygunluğu, dokunmatik hassasiyet ve görünürlük testleri yapılır.
• Ses: Hoparlör ve mikrofon performansı, gürültü engelleme, müzik kalitesi gibi özellikler değerlendirilir.
• Batarya: Şarj süresi, pil ömrü ve enerji tüketimi test edilir.

DxOMark’ın sunduğu puanlar, kullanıcıların yeni bir telefon satın alırken dikkate aldığı en önemli kriterlerden biri haline gelmiştir.

⸻

2025’in En Yüksek DxOMark Puanına Sahip 10 Telefonu

1. Apple iPhone 16 Pro Max – 157 Puan

Apple’ın en yeni amiral gemisi modeli, gelişmiş A18 Bionic çipi ve yapay zeka destekli kamera algoritmalarıyla zirvede yer alıyor. 48 MP ana kamerası, optik zoom yetenekleri ve ProRes video kaydı gibi özelliklerle DxOMark listesinde en üst sıraya yerleşti.

2. Samsung Galaxy S25 Ultra – 155 Puan

Samsung’un 2025 model Ultra serisi, 200 MP ana kamerası ve gelişmiş periskop lensiyle dikkat çekiyor. DxOMark testlerinde özellikle düşük ışık performansı ve video stabilizasyonuyla öne çıktı.

3. Google Pixel 9 Pro – 153 Puan

Google’ın Pixel serisi, her zaman yapay zeka destekli kamera yazılımlarıyla bilinir. Pixel 9 Pro, özellikle portre modu ve gece çekimlerinde rakiplerine kıyasla daha doğal ve keskin sonuçlar sunarak üst sıralarda yer aldı.

4. Huawei P70 Pro+ – 151 Puan

Huawei, mobil fotoğrafçılıktaki başarısını P70 Pro+ modeliyle sürdürüyor. Leica ile ortak geliştirilen lensleri ve yeni nesil RYYB sensörü sayesinde düşük ışıkta üstün performans sergiliyor.

5. Xiaomi 15 Ultra – 150 Puan

Xiaomi, kamera konusunda büyük atılımlar yaparak 15 Ultra modeliyle DxOMark listesinde üst sıralara yerleşti. Cihaz, 1 inçlik büyük sensörü ve gelişmiş HDR teknolojisiyle fotoğraf kalitesini yeni bir seviyeye taşıyor.

6. Oppo Find X7 Pro – 148 Puan

Oppo’nun Find X serisi, kamera konusunda her zaman iddialı olmuştur. Find X7 Pro, Hasselblad iş birliğiyle geliştirilmiş kamera sistemiyle profesyonel seviyede fotoğrafçılık deneyimi sunuyor.

7. Vivo X100 Pro+ – 147 Puan

Vivo’nun yeni amiral gemisi, özellikle gimbal destekli optik stabilizasyonu ve Zeiss lensleriyle DxOMark testlerinden yüksek puan aldı. Video çekimlerinde en stabil performansı sunan modellerden biri olarak öne çıkıyor.

8. Sony Xperia 1 VI – 145 Puan

Sony’nin amiral gemisi modeli, Alpha serisi kameralarla benzer teknolojilere sahip. Özellikle sinematik video kayıt yetenekleri ve doğal renk doğruluğuyla dikkat çekiyor.

9. Honor Magic6 Pro – 143 Puan

Honor, bağımsız bir marka olarak yükselişini sürdürüyor. Magic6 Pro modeli, büyük sensörlü kamerası ve yapay zeka destekli görüntü işleme yetenekleriyle DxOMark testlerinden yüksek puan aldı.

10. OnePlus 13 Pro – 142 Puan

OnePlus, Hasselblad ortaklığı sayesinde kamera performansını üst seviyeye taşıdı. 2025 model 13 Pro, özellikle dinamik aralık ve renk doğruluğu testlerinde oldukça başarılı sonuçlar verdi.

⸻

DxOMark Puanları Neden Önemli?

DxOMark testleri, akıllı telefonların gerçek kullanım senaryolarına uygun şekilde değerlendirilmesini sağlar. Bu testler sayesinde kullanıcılar, satın almayı düşündükleri telefonun kamera ve ekran kalitesi hakkında objektif verilere ulaşabilirler.

Özellikle mobil fotoğrafçılıkla ilgilenen kullanıcılar için DxOMark, hangi telefonun en iyi kamera performansına sahip olduğunu belirlemede büyük bir yardımcıdır. Ayrıca, video çekimleri ve gece modu gibi spesifik alanlarda hangi cihazın daha iyi performans sunduğunu görmek isteyenler için de kapsamlı bir rehber sunar.

⸻

2025’te Hangi Telefon Alınmalı?

DxOMark verilerine göre, 2025 yılında en iyi kamera performansına sahip telefon iPhone 16 Pro Max olurken, Samsung Galaxy S25 Ultra ve Google Pixel 9 Pro gibi modeller de üst sıralarda kendine yer buldu. Eğer en iyi fotoğraf ve video deneyimini yaşamak istiyorsanız, bu telefonlardan birini tercih edebilirsiniz.

Ancak, kamera dışında pil ömrü, işletim sistemi ve genel performans gibi faktörleri de göz önünde bulundurmak önemlidir. DxOMark puanları her ne kadar önemli bir referans olsa da, kişisel kullanım alışkanlıklarınıza uygun bir modeli seçmek her zaman en iyi tercih olacaktır.

The post DxOMark Nedir? En Yüksek Puan Alan 10 Telefon Modeli (2025 Güncel Liste) first appeared on TNT Haber.

Son yıllarda Elon Musk, Nick Bostrom ve birçok bilim insanı, “Simülasyon Teorisi”nin gerçek olabileceğini öne sürdü. Hatta Musk, “Gerçek dünyada yaşama ihtimalimiz milyarda bir olabilir” diyerek tartışmayı alevlendirdi. Peki, gerçekten bir simülasyonun içinde yaşıyor olabilir miyiz? Ve eğer öyleyse, Matrix’teki gibi bir uyanış mümkün mü?

Yapay Zekâ ve Simülasyon: Gerçekliğimiz Kodlarla mı Yazıldı?

Son dönemde yapay zekâ alanındaki gelişmeler, Matrix evreninin bilimsel bir temele oturduğunu gösteriyor. OpenAI ve Google DeepMind gibi şirketler, kendi kendine öğrenen yapay zekâ sistemleri geliştirerek, makinelerin artık insan gibi düşünmesini sağlıyor.

Hatta ChatGPT, Midjourney ve Sora gibi yapay zekâ tabanlı sistemler, gerçekçi görüntüler ve diyaloglar üreterek, sanal dünyaların giderek daha inandırıcı olmasına neden oluyor. Eğer makineler, insan zihnini taklit edebiliyorsa, biz de aslında başka bir medeniyetin ürettiği bir simülasyon olabilir miyiz?

ABD’deki bazı bilim insanları, kuantum fiziği deneylerinin “gerçekliğin programlanmış olabileceğini” gösterdiğini iddia ediyor. Örneğin, çift yarık deneyi ve gözlemci etkisi, evrenin bir bilgisayar simülasyonu gibi çalıştığını düşündürüyor.

Matrix’in Öngördüğü Teknolojiler Gerçek Oldu!

Matrix’te gördüğümüz birçok teknoloji artık gerçek dünyada da var:

1. Beyin-Makine Arayüzleri: Elon Musk’ın şirketi Neuralink, insan beynini doğrudan bir bilgisayara bağlamayı başardı. Bu, filmde Neo’nun zihnine “kung fu” bilgisi yüklenmesine benzeyen bir teknoloji.
2. Gerçekçi Sanal Dünyalar: Meta ve Apple gibi dev şirketler, sanal gerçeklik gözlükleriyle insanların tamamen dijital ortamlarda yaşamalarını sağlıyor.
3. Yapay Zekâ Bilinç Kazanıyor mu? OpenAI’ın eski çalışanları, YZ’nin “gizlice bilinç geliştirdiğini” iddia etti. Eğer yapay zekâ gerçekten farkındalık kazanırsa, Matrix’teki “Makinelerin İnsanları Kontrol Etmesi” senaryosu gerçekleşebilir mi?

Matrix Bir Film mi, Yoksa Bir Uyarı mıydı?

Teknoloji bu hızla ilerlerse, belki de birkaç on yıl içinde Matrix gibi bir dünya gerçek olabilir. Yapay zekânın ve sanal gerçekliğin bu denli ilerlediği bir çağda, hepimiz “kırmızı hapı mı, yoksa mavi hapı mı seçeceğiz?” sorusunu kendimize sormak zorunda kalabiliriz.

Bu gelişmeler, “acaba bir simülasyonun içinde miyiz?” sorusunu tekrar gündeme getiriyor. Belki de Matrix, bir bilim kurgu filminden çok, insanlığa verilmiş bir mesajdı…

The post MATRİX GERÇEK Mİ OLUYOR? YAPAY ZEKÂ VE SİMÜLASYON TEORİSİ YENİDEN GÜNDEMDE! first appeared on TNT Haber.

1. Yapay Zekâ İş Dünyasında Yeni Bir Dönem Başlattı

Son verilere göre, küresel iş gücünün yaklaşık %40’ı YZ’nin bir şekilde iş süreçlerine entegre olduğu şirketlerde çalışıyor. Finans, sağlık, üretim, lojistik ve medya gibi sektörlerde YZ destekli sistemler, daha verimli ve düşük maliyetli çözümler sunarak şirketlere büyük avantajlar sağlıyor.

Örneğin, bankacılık sektöründe YZ destekli müşteri hizmetleri chatbot’ları, insan kaynaklı hataları minimize ederken, hızlı ve kesintisiz hizmet sunuyor. Sigorta sektöründe ise risk analizi yapay zekâ algoritmaları sayesinde saniyeler içinde gerçekleştirilebiliyor.

Öte yandan, üretim sektöründe robotik otomasyon sistemleri, fabrikalardaki iş süreçlerini daha hızlı ve güvenli hale getiriyor. Çin, Almanya ve ABD gibi ülkelerde büyük sanayi tesisleri, artık tamamen yapay zekâ tarafından yönetilen akıllı fabrikalara dönüşüyor.

2. Günlük Hayatımızda Yapay Zekâ: Artık Vazgeçilmez

Yapay zekâ sadece iş dünyasını değil, bireysel yaşamlarımızı da doğrudan etkiliyor. 2025 itibarıyla, dünya genelinde yaklaşık 3 milyar insan, günlük yaşamında bir şekilde YZ destekli cihazlar veya yazılımlar kullanıyor.

• Akıllı asistanlar: Siri, Alexa ve Google Assistant gibi sesli asistanlar, evlerimizde daha fazla görev üstlenmeye başladı. Kullanıcılar, bu sistemlerle yemek tarifleri alıyor, alışveriş yapıyor ve hatta sağlık verilerini takip ediyor.
• Otonom araçlar: Tesla, Mercedes ve BMW gibi markalar, tam otonom sürüş teknolojilerini daha da geliştirerek trafikte YZ’nin rolünü artırıyor. Bu araçlar, kazaları önleme ve yakıt tasarrufu konusunda devrim yaratıyor.
• Sağlık teknolojileri: Yapay zekâ, hastalık teşhisinden ilaç geliştirmeye kadar birçok tıbbi alanda çığır açıyor. Örneğin, Google’ın DeepMind sistemi, kanser teşhisinde %95 doğruluk oranına ulaşarak doktorlara yardımcı oluyor.

3. Yapay Zekâ ile İşsizliğin Artacağı Endişesi

Ancak, YZ’nin bu hızlı yükselişi bazı sorunları da beraberinde getiriyor. En büyük tartışma konularından biri, yapay zekânın işsizlik oranlarını artırıp artırmayacağı. Otomasyon sistemleri, özellikle tekrarlayan işleri ortadan kaldırarak milyonlarca insanın işsiz kalma riskini doğuruyor.

Özellikle, müşteri hizmetleri, veri girişi, muhasebe ve lojistik gibi alanlarda çalışanlar, yapay zekâ sistemleriyle rekabet etmek zorunda kalıyor. Ancak bazı uzmanlar, YZ’nin yeni iş alanları açarak kaybolan işlerin yerine yenilerini getireceğini savunuyor.

Örneğin, yapay zekâ mühendisliği, veri analistliği ve siber güvenlik gibi alanlarda istihdam hızla artıyor. McKinsey’in 2024 raporuna göre, 2030 yılına kadar YZ destekli mesleklerde 150 milyondan fazla yeni iş imkânı yaratılacak.

4. Yapay Zekâ Etik ve Güvenlik Riskleri Taşıyor

YZ’nin yaygınlaşmasıyla birlikte etik ve güvenlik kaygıları da gündeme geliyor. Derin sahtecilik (deepfake) teknolojileri, sahte haberlerin yayılmasını kolaylaştırırken, YZ tabanlı siber saldırılar da giderek artıyor.

• Veri gizliliği: Yapay zekâ sistemleri, kullanıcıların kişisel verilerini işleyerek büyük miktarda bilgi topluyor. Bu durum, gizlilik ihlalleri riskini artırıyor.
• Sahte haberler ve manipülasyon: Derin sahtecilik teknolojileri, siyasi ve sosyal manipülasyon için kullanılabiliyor. 2024 ABD seçimleri öncesinde, sahte video ve ses kayıtları büyük tartışmalara yol açtı.
• Otonom silahlar: Yapay zekâ destekli insansız hava araçları ve savaş sistemleri, küresel güvenlik açısından endişe yaratıyor. BM, bu tür silahların kontrol altına alınması için uluslararası bir anlaşma çağrısında bulundu.

5. Yapay Zekâ Düzenlemeleri: Hükûmetler ve Şirketler Ne Yapıyor?

Dünya genelinde birçok ülke, yapay zekâ teknolojilerini düzenlemek için yeni yasalar üzerinde çalışıyor. Avrupa Birliği, 2024’te yürürlüğe giren Yapay Zekâ Yasası (AI Act) ile yüksek risk taşıyan yapay zekâ uygulamalarına sıkı denetimler getirdi.

ABD ve Çin gibi ülkeler de, özellikle YZ’nin askeri ve ekonomik etkilerini kontrol altına almak için stratejiler geliştiriyor. Büyük teknoloji şirketleri ise etik YZ geliştirme konusunda çeşitli girişimlerde bulunuyor.

Google, Microsoft ve OpenAI gibi firmalar, yapay zekâ güvenliğini sağlamak için bağımsız denetim mekanizmaları oluşturuyor. Ayrıca, etik yapay zekâ geliştirme konusunda akademik iş birlikleri artıyor.

Yapay Zekâ Geleceğimizi Nasıl Şekillendirecek?

Yapay zekâ, insanlık için büyük fırsatlar sunarken, aynı zamanda ciddi zorlukları da beraberinde getiriyor. İş dünyasında verimliliği artırırken, bazı mesleklerin yok olmasına neden olabiliyor. Günlük yaşamımızı kolaylaştırırken, etik ve güvenlik tehditleri yaratabiliyor.

Önümüzdeki yıllarda, yapay zekâ ile insan iş gücünün nasıl bir dengeye oturtulacağı, büyük bir tartışma konusu olmaya devam edecek. Hükûmetlerin, şirketlerin ve bireylerin bu değişime nasıl adapte olacağı, YZ çağının kaderini belirleyecek.

Bu nedenle, yapay zekâyı daha iyi anlamak, bilinçli kullanmak ve ona yön vermek, toplum olarak hepimizin sorumluluğu. Yapay zekâ ile şekillenen bu yeni dünyada, fırsatları değerlendirmek kadar, riskleri de yönetmek zorundayız.

The post Yapay Zekâ Çağı: İş Dünyasını ve Gündelik Hayatı Nasıl Değiştiriyor? first appeared on TNT Haber.

1. Avatar (2009)

James Cameron’ın yönettiği bu epik bilim kurgu, muazzam görselliği ve hikayesiyle sinema tarihine geçti. 2.9 milyar dolar gişe hasılatıyla en çok kazanan filmlerden biri oldu. Avatar, Pandora gezegeninde yaşayan Na’vi halkı ile insanların mücadelesini anlatıyor. Filmde, felçli bir asker olan Jake Sully’nin Na’vi halkına katılarak onların dünyasını korumaya çalışması, izleyicilere büyük bir görsel şölen sunuyor. Cameron’ın yenilikçi teknolojileri kullanarak yarattığı bu dünya, 3D sinemanın en başarılı örneklerinden biri olarak kabul ediliyor.

2. Avengers: Endgame (2019)

Marvel Sinematik Evreni’nin doruk noktası olan bu film, 2.8 milyar doları aşan gişe geliriyle izleyicileri ekran başına kilitledi. Thanos’un “sonsuzluk savaşı” sonrası dünyanın düzensizliğe sürüklendiği hikaye, hayranları için büyük bir final niteliğindeydi. Avengers ekibi, kaybettikleri dostlarını geri getirmek ve evreni eski haline döndürmek için zamanda yolculuk yaparak büyük bir mücadeleye girişiyor. Karakterlerin gelişimi, destansı savaş sahneleri ve duygusal anlar, filmi yalnızca bir süper kahraman yapımı olmaktan çıkararak sinema tarihine kazınan bir eser haline getirdi.

3. Titanic (1997)

James Cameron imzalı bir başka şaheser olan Titanic, aşk ve trajediyi harmanlayan etkileyici senaryosuyla hâlâ en çok izlenen filmlerden biri. 1912’de batan ünlü yolcu gemisi Titanic’in gerçek hikayesinden esinlenen film, zengin bir kadın olan Rose ile fakir ama özgür ruhlu bir adam olan Jack’in aşkını konu alıyor. Film, sadece dramatik aşk hikayesiyle değil, aynı zamanda mükemmel prodüksiyon tasarımı ve dönemin detaylarına gösterilen özenle de dikkat çekiyor. Leonardo DiCaprio ve Kate Winslet’in unutulmaz performansları, filmin başarısını taçlandıran unsurlar arasında yer alıyor.

4. Star Wars: The Force Awakens (2015)

Star Wars efsanesinin yeni nesil hikayesi, nostalji ve modern teknolojinin birleşimiyle büyük bir ilgi gördü. J.J. Abrams tarafından yönetilen bu film, eski serinin ruhunu koruyarak yeni bir karakter kadrosu sunuyor. Rey, Finn ve Kylo Ren gibi yeni kahramanlarla tanışırken, Han Solo ve Prenses Leia gibi klasik karakterlerin geri dönüşü de hayranları heyecanlandırdı. Film, büyüleyici efektleri ve tempolu aksiyon sahneleriyle hem eski hem de yeni Star Wars hayranlarını memnun etti.

5. Avengers: Infinity War (2018)

Marvel kahramanlarının bir araya geldiği bu büyük yapım, sinemaseverleri heyecanlandıran en iyi filmler arasında yerini aldı. Filmde, Thanos’un sonsuzluk taşlarını ele geçirerek evrenin yarısını yok etme planı, Avengers ekibini bir araya getirmek zorunda bırakıyor. İki saatten uzun süren bu yapım, tempolu anlatımı ve sürükleyici aksiyon sahneleriyle büyük bir etki yarattı. Final sahnesi ise izleyicileri derinden etkileyerek devam filmi için büyük bir merak uyandırdı.

6. Spider-Man: No Way Home (2021)

Spider-Man serisinin en duygusal ve sürpriz dolu filmi olarak öne çıkan yapım, büyük bir hayran kitlesi oluşturdu. Tom Holland’ın canlandırdığı Peter Parker karakteri, kimliğinin açığa çıkmasının ardından Doctor Strange’in yardımıyla farklı evrenlerden gelen Spider-Man karakterleriyle bir araya geliyor. Tobey Maguire ve Andrew Garfield’ın dönüşü, hayranları nostaljiye boğarken, aksiyon sahneleri ve duygu dolu anlar filmi unutulmaz kılıyor.

7. Jurassic World (2015)

Dinozorlarla dolu bu aksiyon dolu film, Jurassic Park efsanesinin devamı olarak büyük bir başarı yakaladı. Film, bir adada açılan ve dinozorların sergilendiği Jurassic World parkının kontrolden çıkmasını konu alıyor. Chris Pratt ve Bryce Dallas Howard’ın başrollerinde olduğu yapım, modern görsel efektleri ve nefes kesici sahneleriyle izleyicileri büyüledi.

8. The Lion King (2019)

Disney’in klasik animasyonunun canlı aksiyon uyarlaması, nostaljik hissiyle hem çocukların hem de yetişkinlerin beğenisini kazandı. Film, Simba’nın büyüyerek babasının mirasını devralma sürecini anlatıyor. Görsel efektler ve orijinal filmle olan sadık anlatımı, bu uyarlamayı en başarılı yapımlardan biri haline getirdi.

9. Furious 7 (2015)

Hızlı ve Öfkeli serisinin en duygusal filmi olan Furious 7, Paul Walker anısına yapılan dokunaklı final sahnesiyle hatırlanıyor. Hızlı arabalar, aksiyon dolu sahneler ve dostluk temasıyla öne çıkan film, serinin en etkileyici yapımlarından biri olarak kabul ediliyor.

10. Frozen II (2019)

Disney’in başarılı animasyonlarından biri olan Frozen II, gişede büyük bir başarı elde etti. Anna ve Elsa’nın yeni bir maceraya atılarak geçmişin sırlarını keşfetmesi, görsel efektler ve müziklerle zenginleştirildi. Filmin “Into the Unknown” adlı şarkısı, dünya çapında büyük bir popülerlik kazandı.

11. Matrix (1999)

Lana ve Lilly Wachowski’nin yönettiği bu bilim kurgu klasiği, sinema tarihinde çığır açan bir yapım olarak kabul ediliyor. “Matrix“, gerçeklik ve sanal dünya arasındaki sınırları sorgulayan derin felsefi temalarla öne çıktı. Keanu Reeves’in canlandırdığı Neo, bu paralel evrende gerçeği keşfederken izleyiciyi etkileyici aksiyon sahneleriyle büyüledi. “Bullet time” teknolojisi, yavaş çekim aksiyon sahneleriyle sinemada devrim yaratmış ve film, görsel efektleri ile modern sinemaya yön vermiştir. Matrix, bilim kurgu sevenlerin vazgeçilmezi haline gelmiş, sinemanın evriminde önemli bir kilometre taşı olmuştur.

12. Skyfall (2012)

James Bond serisinin en başarılı filmlerinden biri olan Skyfall, Daniel Craig’in başrolde olduğu muhteşem bir aksiyon yapımı. Film, Bond’un geçmişiyle yüzleşmesini ve MI6’nın tehlike altındaki varlığını ele alıyor. Sam Mendes’in yönetmenliğindeki film, etkileyici aksiyon sahneleri, unutulmaz müzikleri ve nefes kesici hikayesiyle gişede büyük bir başarı elde etti.

Sinema, insanları bir araya getiren ve duygulara hitap eden en güçlü sanat dallarından biri. Yıllar içinde milyonlarca insanın ilgisini çekerek gişe rekorları kıran bu filmler, kültürel mirasın önemli parçaları haline geldi. Bu yapımlar sadece gişe başarılarıyla değil, aynı zamanda izleyicilere sundukları benzersiz deneyimler ve kültürel etkilerle de tarihe geçmiştir. Her biri, sinema dünyasında bir dönüm noktasını simgeliyor. Örneğin, Avatar, 3D sinemanın evriminde önemli bir adım atarken, Avengers: Endgame ve Avengers: Infinity War gibi Marvel yapımları ise süper kahraman türünün zirveye ulaşmasını sağladı. Titanic ise duygusal derinliği ve görsel anlatımıyla sinemanın gücünü bir kez daha kanıtladı.

Film endüstrisinin büyümesi, teknolojinin ilerlemesiyle paralel bir şekilde gelişmiş ve bu yapımlar izleyicilere hem görsel bir şölen sunmuş hem de onları unutulmaz bir deneyimin parçası yapmıştır. Sinemanın gücü, izleyicinin kalbini ve aklını etkileyen bu efsanevi yapımlarda bir araya gelir. Gelecekte, belki de şu an bile, izleyicilere yeni hikayeler ve görsel harikalar sunan filmler, bu listeye yeni isimler ekleyecektir.

The post Dünyada En Çok İzlenen 12 Film: Sinema Tarihini Sarsan Yapımlar first appeared on TNT Haber.

1. Samsung Galaxy S25 Ultra

Samsung, amiral gemisi modelleriyle her yıl teknoloji severleri heyecanlandırıyor. Galaxy S25 Ultra, Snapdragon 8 Gen 4 işlemcisi, 200 MP ana kamerası ve gelişmiş yapay zeka özellikleriyle dikkat çekiyor. Dinamik AMOLED 2X ekranı ve S Pen desteğiyle de profesyonel kullanıcılara hitap ediyor.

2. Google Pixel 8 Pro

Google’ın en yeni telefonu olan Pixel 8 Pro, özellikle yapay zeka destekli kamera yazılımıyla fark yaratıyor. Tensor G3 işlemcisi, optimize edilmiş Android deneyimi ve 50 MP ana kamerasıyla fotoğrafçılık tutkunlarının gözdesi olmaya aday.

3. OnePlus 12 Pro

Hızlı şarj teknolojisi ve akıcı ekran deneyimi ile dikkat çeken OnePlus 12 Pro, 120 Hz OLED ekranı ve 100W hızlı şarj desteği ile performans konusunda sınırları zorluyor. Hasselblad iş birliğiyle geliştirilen kamera sistemi, düşük ışık koşullarında bile üstün fotoğraf kalitesi sunuyor.

4. Xiaomi 14 Ultra

Xiaomi, Ultra serisiyle premium segmentte güçlü bir konum elde etti. Xiaomi 14 Ultra, Snapdragon 8 Gen 3 işlemcisi, 1 inç büyüklüğündeki Sony IMX989 sensörlü kamerası ve 5000 mAh bataryasıyla büyük bir kullanıcı kitlesine hitap ediyor.

5. ASUS ROG Phone 8 Ultimate

Mobil oyun severler için geliştirilen ASUS ROG Phone 8 Ultimate, 165 Hz AMOLED ekranı, özel soğutma sistemi ve güçlü hoparlörleriyle rakipsiz bir oyun deneyimi sunuyor. Snapdragon 8 Gen 3 işlemcisiyle yüksek performans sağlarken, 6000 mAh bataryası uzun süreli kullanım sunuyor.

6. Vivo X100 Pro

Fotoğrafçılık özellikleriyle ön plana çıkan Vivo X100 Pro, ZEISS iş birliğiyle geliştirilen lensleriyle profesyonel kalitede fotoğraflar sunuyor. 120W hızlı şarj desteği ve güçlü donanımıyla rakiplerinden ayrılıyor.

7. Sony Xperia 1 VI

Sony, Xperia serisiyle özellikle içerik üreticilerine hitap eden premium cihazlar üretiyor. Xperia 1 VI, 4K OLED ekranı, profesyonel düzeyde kamera kontrolleri ve güçlü ses performansıyla video çekimi ve multimedya kullanımı için ideal.

8. Nothing Phone (2)

Fütüristik tasarımı ve şeffaf arka paneliyle dikkat çeken Nothing Phone (2), Snapdragon 8+ Gen 2 işlemcisi ve optimize edilmiş Android arayüzüyle kullanıcılara farklı bir deneyim sunuyor.

Hangi Telefonu Tercih Etmelisiniz?

Eğer kamera sizin için en önemli faktörse Google Pixel 8 Pro veya Vivo X100 Pro doğru tercih olabilir. Performans odaklı bir telefon arıyorsanız Samsung Galaxy S25 Ultra veya OnePlus 12 Pro güçlü alternatifler arasında yer alıyor. Oyun tutkunları içinse ASUS ROG Phone 8 Ultimate rakipsiz bir seçenek sunuyor. Tasarım ve özgünlük açısından ise Nothing Phone (2) fark yaratıyor.

2025 yılı, Android telefonlar açısından birçok yeniliğe ev sahipliği yapıyor. Her bütçeye ve ihtiyaca yönelik farklı seçenekler mevcut. Doğru telefonu seçerken, kullanım alışkanlıklarınıza ve beklentilerinize en uygun modeli tercih etmeniz önemli. Teknoloji dünyasındaki gelişmeleri yakından takip ederek en iyi deneyimi yaşamanız mümkün!

The post 2025’in En İyi Android Telefonları: Performans, Kamera ve Yeniliklerle Zirvedekiler first appeared on TNT Haber.

Xiaomi SU7 Ultra, 2 Saatte 10 Bin Adet Sattı! Otomotiv Dünyasında Kartlar Yeniden Dağıtılıyor!

Çin merkezli teknoloji devi Xiaomi, akıllı telefon pazarındaki başarılarını otomotiv sektörüne de taşımakta kararlı! Şirketin dün akşam resmi olarak satışa sunduğu elektrikli lüks otomobil SU7 Ultra, yalnızca iki saat içinde 10 bin adetlik satış barajını aşarak inanılmaz bir rekora imza attı.

Sadece 10 Dakikada 6.900 Sipariş!

Xiaomi, yıllardır teknoloji alanındaki yenilikçi adımlarıyla dikkat çekiyor. Ancak, şirketin uzun süredir beklenen elektrikli otomobili SU7 Ultra, tüm beklentileri fazlasıyla aşmış gibi görünüyor. Satışa sunulmasından sonra sadece 10 dakika içinde 6.900 sipariş alan bu üstün performanslı model, adeta fırtına gibi esti. İlk iki saatte ise 10 bin satış adedine ulaşarak, sektörde büyük ses getirdi.

Xiaomi SU7 Ultra, yalnızca performansıyla değil, fiyat politikasıyla da büyük ilgi gördü. Model, Ekim 2024’te ön siparişe açıldığında tam 111 bin dolarlık bir fiyat etiketine sahipti. Ancak şirketin aldığı stratejik bir karar, SU7 Ultra’nın fiyatını yüzde 35 oranında düşürdü ve resmi satış fiyatı 72 bin 800 dolar olarak açıklandı.

Bu büyük fiyat indirimi, Çinli tüketicilerin büyük ilgisini çekti ve SU7 Ultra’yı adeta kapış kapış sattırdı. Elektrikli otomobil pazarında Tesla, BYD ve Nio gibi devlerle rekabet eden Xiaomi, bu satış başarısıyla pazara iddialı bir giriş yaptığını kanıtladı.

Xiaomi SU7 Ultra’nın Teknik Özellikleri ve Yenilikçi Teknolojileri

Xiaomi SU7 Ultra, yüksek performansı, estetik tasarımı ve ileri düzey teknolojik donanımlarıyla dikkat çekiyor. Araç, elektrikli otomobil dünyasında öncü bir model olmaya aday. İşte SU7 Ultra’nın teknik detayları:

1. 0’dan 100 km/s Hıza Sadece 2.8 Saniyede Ulaşıyor!

Xiaomi SU7 Ultra, çift motorlu bir sisteme sahip ve toplamda 900 beygir gücüne ulaşabiliyor. Bu da, aracın 0’dan 100 km/s hıza sadece 2.8 saniyede çıkmasını sağlıyor. Bu hız, onu süper spor arabalarla aynı lige sokuyor!

2. 800V Hızlı Şarj Teknolojisi ile 10 Dakikada 400 km Menzil

Xiaomi’nin geliştirdiği 800V hızlı şarj teknolojisi, SU7 Ultra’yı rakiplerinden ayırıyor. Bu teknoloji sayesinde araç, sadece 10 dakikada 400 km menzil kazanabiliyor. Tam dolu şarj ile 800 km’ye kadar yol kat edebiliyor. Bu özellik, elektrikli araç sahiplerinin menzil endişesini büyük ölçüde azaltıyor.

3. Otonom Sürüş ve Yapay Zeka Destekli Sistemler

Xiaomi, akıllı telefon ve yazılım teknolojilerindeki uzmanlığını otomobil dünyasına taşıdı. SU7 Ultra, Xiaomi’nin geliştirdiği yapay zeka destekli otonom sürüş sistemine sahip. Bu sistem, LIDAR ve gelişmiş kamera sensörleriyle çevresini analiz ederek, sürücüsüz sürüş deneyimi sunuyor.

4. Ultra Lüks İç Mekan ve Devasa Ekran

Araç içinde devasa bir 16 inç dokunmatik ekran, harman/kardon ses sistemi, lazerle işlenmiş detaylar ve lüks deri koltuklar bulunuyor. Sıfır yer çekimi koltukları sayesinde konforlu bir yolculuk vadediyor.

Xiaomi SU7 Ultra’nın Rakipleri Kimler?

Xiaomi, SU7 Ultra ile direkt olarak Tesla Model S, Porsche Taycan ve Nio ET7 gibi üst segment elektrikli araçlarla rekabete giriyor. Ancak Tesla’nın Model S Plaid versiyonundan daha uygun fiyatlı olması ve yüksek performansı ile fiyat/performans dengesi açısından rakiplerini geride bırakıyor.

1. Tesla Model S Plaid

• Fiyat: 90.000+ Dolar
• 0-100 km/s Süresi: 2.1 saniye
• Menzil: 650 km

Tesla Model S Plaid, SU7 Ultra’dan daha hızlı olsa da, fiyat açısından Xiaomi’nin sunduğu avantajlara sahip değil.

2. Porsche Taycan Turbo S

• Fiyat: 185.000+ Dolar
• 0-100 km/s Süresi: 2.6 saniye
• Menzil: 700 km

Porsche Taycan Turbo S, lüks segmentte SU7 Ultra’ya rakip olabilir ancak fiyatı iki kat daha yüksek. Xiaomi’nin sunduğu fiyat avantajı, büyük bir rekabet avantajı sağlıyor.

3. Nio ET7

• Fiyat: 78.000 Dolar
• 0-100 km/s Süresi: 3.5 saniye
• Menzil: 1.000 km

Nio, Çin pazarında güçlü bir rakip olsa da, Xiaomi’nin marka gücü ve teknoloji entegrasyonu sayesinde SU7 Ultra daha cazip hale geliyor.

Xiaomi SU7 Ultra’nın Geleceği: Global Pazara Açılacak mı?

Xiaomi, SU7 Ultra’nın şu an için sadece Çin pazarına sunulduğunu açıklasa da, ilerleyen süreçte Avrupa ve Kuzey Amerika pazarına açılmayı planlıyor. Özellikle Almanya, İngiltere ve ABD gibi büyük pazarlarda Tesla ve diğer markalarla rekabet edecek.

Türkiye’ye Gelecek mi?

Şu an için Türkiye pazarına giriş yapacağına dair resmi bir açıklama bulunmuyor. Ancak Xiaomi’nin Türkiye’de güçlü bir tüketici kitlesi olduğu düşünülürse, SU7 Ultra’nın ülkemize de giriş yapması büyük olasılık taşıyor.

Xiaomi, Otomotiv Dünyasında Oyunun Kurallarını Değiştiriyor!

Xiaomi SU7 Ultra, iki saat içinde 10 bin adet satışıyla elektrikli otomobil sektöründe büyük bir etki yarattı. 900 beygir gücü, 800V hızlı şarj teknolojisi, lüks iç mekan ve Tesla’ya rakip performansıyla dikkat çeken model, 72.800 dolarlık fiyat etiketiyle rakiplerine büyük bir meydan okuyor.

Xiaomi, bu büyük başarının ardından elektrikli otomobil üretimini artıracağını ve gelecek yıllarda global pazarlara açılacağını duyurdu. Eğer bu ivme devam ederse, Xiaomi’nin otomotiv sektöründe Tesla ve diğer devleri zorlaması kaçınılmaz görünüyor.

Elektrikli otomobil dünyasında büyük bir değişime hazır olun, çünkü Xiaomi geliyor!

The post Xiaomi SU7 Ultra, Satışa Çıktığı Gibi Tükendi! 2 Saatte 10 Bin Adet Satıldı! first appeared on TNT Haber.

iPHONE 17 PRO: TASARIMDA YENİ BİR ÇAĞ BAŞLIYOR!

Apple, iPhone 17 Pro’nun tasarımında radikal değişiklikler yapmaya hazırlanıyor. Sızdırılan bilgilere göre kamera dizilimi tamamen değişiyor ve yatay bir modüle geçiliyor! Bu, iPhone X’ten bu yana süregelen tasarım anlayışına büyük bir veda anlamına geliyor.

Bununla da kalmıyor! Apple, cihazın çerçevesinde titanyum alaşım kullanarak hem hafif hem de daha dayanıklı bir gövde sunmaya hazırlanıyor. Titanyum, çizilmelere ve darbelere karşı daha dirençli olduğu için iPhone 17 Pro’nun bugüne kadarki en sağlam iPhone olacağı konuşuluyor!

KAMERA TEKNOLOJİSİNDE DEVRİM! iPHONE 17 PRO’NUN GÖRSEL GÜCÜ ARTIRILIYOR!

Apple’ın kamera teknolojisinde bir sıçrama yapacağı iddia ediliyor. 48 MP çözünürlüğe sahip telefoto lens ve periskop teknolojisi ile iPhone 17 Pro, uzak mesafelerden bile mükemmel detaylar yakalayacak!

Bunun yanı sıra, yeni 24 MP ön kamera ile daha net ve profesyonel selfieler çekmek mümkün olacak. Özellikle düşük ışık performansının, gelişmiş yapay zeka desteğiyle inanılmaz bir seviyeye çıkacağı söyleniyor.

Apple’ın en büyük rakiplerinden Samsung’un Galaxy S24 Ultra’sına sert bir yanıt niteliğinde olan bu geliştirmeler, iPhone 17 Pro’yu piyasadaki en güçlü kamera telefonlarından biri haline getirebilir!

EKRANDA BÜYÜK DEĞİŞİM! SONUNDA GERÇEK TAM EKRAN iPHONE!

Apple, ekran teknolojisinde ezber bozan bir yeniliğe hazırlanıyor! Face ID’nin ekran altına yerleştirileceği ve Dinamik Ada’nın küçültüleceği söyleniyor. Bu sayede, iPhone 17 Pro’nun ekranı neredeyse çerçevesiz hale gelecek!

Buna ek olarak:
1 Hz – 120 Hz değişken yenileme hızına sahip ProMotion ekran!
Daha parlak ve daha dayanıklı OLED panel!
İnce çerçevelerle maksimum görüntü deneyimi!

Apple, bu değişikliklerle iPhone tarihinin en şık ve en yenilikçi ekran tasarımını sunmaya hazırlanıyor!

GÜÇLENDİRİLMİŞ BATARYA VE AŞIRI HIZLI ŞARJ!

iPhone kullanıcılarının en büyük sorunlarından biri pil ömrü ve Apple, iPhone 17 Pro’da bu sorunu kökten çözmeye hazırlanıyor!

%30 daha büyük batarya kapasitesi!
50W kablosuz şarj desteğiyle ultra hızlı şarj imkanı!
Yeni nesil güç tasarrufu teknolojisiyle 2 güne kadar pil ömrü!

Tüm bunlar, Apple’ın iPhone 17 Pro’yu piyasadaki en uzun ömürlü bataryaya sahip akıllı telefonlardan biri haline getirme planlarının bir parçası.

A19 BIONIC: APPLE’IN EN GÜÇLÜ İŞLEMCİSİ!

Apple, iPhone 17 Pro’yu A19 Bionic işlemcisiyle donatacak ve bu çip, Apple tarihindeki en güçlü işlemci olacak!

3 nm üretim süreci ile maksimum enerji verimliliği!
12 GB RAM desteğiyle süper akıcı performans!
Yapay zeka destekli işlem gücüyle üstün iOS 18 deneyimi!

Apple’ın rakipsiz performans vadeden yeni işlemcisi, hem oyun oynayanları hem de profesyonel kullanıcıları fazlasıyla memnun edecek gibi görünüyor!

ÇIKIŞ TARİHİ VE FİYATI: iPHONE 17 PRO NE ZAMAN SATIŞA ÇIKACAK?

Apple’ın iPhone 17 Pro’yu Eylül 2025’te tanıtması bekleniyor. Ancak, fiyatlandırma konusunda şimdiden büyük tartışmalar var.

ABD fiyatı: 1.299 dolar başlangıç fiyatı!
Türkiye fiyatı: Vergilerle birlikte rekor seviyeye ulaşabilir!

iPhone 17 Pro, Apple tarihinin en pahalı iPhone’u olabilir! Ancak sunduğu yenilikler düşünüldüğünde, bu fiyat çok da şaşırtıcı değil!

SONUÇ: iPHONE 17 PRO TEKNOLOJİDE DEVRİM YARATACAK MI?

Sızdırılan bilgilere bakıldığında, iPhone 17 Pro’nun Apple tarihindeki en büyük yeniliklerden biri olacağı kesin gibi görünüyor.

Yenilenen titanyum tasarım!
Gelişmiş 48 MP telefoto kamera ve periskop lens!
Çerçevesiz ekran ve daha küçük Dinamik Ada!
A19 Bionic işlemci ve 12 GB RAM!
50W hızlı kablosuz şarj ve ultra uzun pil ömrü!

Bu özellikler, iPhone 17 Pro’yu rakiplerinden ayıran en büyük farklar olacak!

The post İPHONE 17 PRO SIZDIRILDI! TEKNOLOJİ DÜNYASI BU YENİLİKLERİ KONUŞUYOR! first appeared on TNT Haber.

iPhone 16 Batarya Kapasitesi Ne Kadar?

Apple, önceki modellerinde olduğu gibi batarya kapasitesini resmi olarak açıklamasa da, sızdırılan bilgilere göre iPhone 16’da şu özellikler bulunuyor:

• iPhone 16 Standart Modeli: 3.561 mAh
• iPhone 16 Plus: 4.359 mAh
• iPhone 16 Pro: 3.650 mAh
• iPhone 16 Pro Max: 4.852 mAh

Bu değerlere baktığımızda, iPhone 16 serisinin önceki nesillere kıyasla daha büyük bataryalarla geldiğini görüyoruz. Apple’ın enerji verimliliği odaklı geliştirdiği A18 Bionic çipi ve optimize edilen iOS 18 ile bu bataryaların günlük kullanıma etkisi büyük olacak gibi görünüyor.

Pil Performans Testleri Nasıl Sonuçlandı?

Pil testlerinde iPhone 16 serisinin kullanım süresi açısından önemli gelişmeler sunduğu görülüyor. İşte farklı kullanım senaryolarına göre yapılan test sonuçları:

• Video Oynatma Süresi: iPhone 16 Pro Max, tam şarj ile 31 saate kadar video oynatabiliyor. Standart modelde bu süre 23 saat olarak ölçüldü.
• İnternette Gezinme Süresi: Wi-Fi bağlantısı üzerinden yapılan testlerde iPhone 16 Pro Max yaklaşık 18 saatlik bir kullanım sundu.
• Oyun Performansı: Yoğun grafik gücü gerektiren oyun testlerinde iPhone 16 Pro Max 9 saat, iPhone 16 Pro ise 8 saatlik bir performans sergiledi.
• Şarj Süresi: 30W hızlı şarj desteği ile iPhone 16 Pro Max’in bataryası yaklaşık 30 dakikada %50 doluluğa ulaştı.

iPhone 16 ile Günlük Kullanım Deneyimi

Gerçek kullanım senaryolarında iPhone 16’nın pil ömrü oldukça tatmin edici görünüyor. Standart bir kullanıcı için sosyal medya, mesajlaşma, video izleme ve internette gezinme gibi günlük aktivitelerde iPhone 16’nın rahatlıkla bir günü çıkarabileceği belirtiliyor. Yoğun kullanımda bile Pro Max modelinin iki güne yakın bir pil süresi sunduğu görülüyor.

Rakiplerine Kıyasla Nasıl Bir Performans Sergiliyor?

Piyasada iPhone 16’nın en büyük rakipleri Samsung Galaxy S24 Ultra ve Google Pixel 8 Pro olarak gösteriliyor. Yapılan testlerde iPhone 16 Pro Max, batarya ömrü konusunda rakipleriyle başa baş bir performans sergiliyor. Ancak Apple’ın donanım ve yazılım optimizasyonları sayesinde özellikle bekleme süresinde rakiplerinden daha iyi bir sonuç sunduğu belirtiliyor.

iPhone 16’nın Pil Performansı Beklentileri Karşılıyor mu?

Apple, iPhone 16 serisinde batarya kapasitesini artırarak ve enerji verimliliğini geliştirerek pil performansını bir üst seviyeye taşıdı. Günlük kullanımda uzun ömürlü bir deneyim sunan iPhone 16, özellikle Pro Max modeli ile dikkat çekiyor. Eğer güçlü bir bataryaya sahip, uzun ömürlü bir akıllı telefon arıyorsanız, iPhone 16 serisi bu beklentinizi karşılayabilir.

iPhone 16’nın Batarya Teknolojisindeki Yenilikler

Apple, iPhone 16 ile birlikte batarya teknolojisinde de bazı önemli yenilikler sundu. Bunlardan biri, yeni nesil lityum iyon batarya hücrelerinin daha yoğun enerji kapasitesi sunmasıdır. Daha az yer kaplayan bu hücreler sayesinde telefonun genel ağırlığında önemli bir artış yaşanmadan daha uzun pil ömrü sağlanabiliyor.

Ayrıca, iOS 18’in güç tasarrufu modları da geliştirilmiş durumda. Kullanıcılar, güç tasarrufu seçeneklerini daha detaylı kişiselleştirerek pil ömrünü önemli ölçüde uzatabiliyorlar. Örneğin, düşük güç modunda ekran parlaklığı ve arka planda çalışan uygulamalar daha verimli bir şekilde yönetiliyor.

Apple’ın geliştirdiği akıllı şarj yönetimi de iPhone 16’da büyük bir yenilik olarak karşımıza çıkıyor. Bu özellik, kullanım alışkanlıklarınıza göre şarj sürecini optimize ederek batarya sağlığını koruyor. Örneğin, gece boyunca telefonu şarja taktığınızda, şarj işlemi %80’e kadar hızlı bir şekilde tamamlanıyor ve geri kalan %20’lik kısım sabaha kadar yavaşça dolduruluyor. Bu sayede bataryanın uzun vadede ömrü uzatılmış oluyor.

Gelecekteki iPhone Modellerinde Daha Güçlü Bataryalar mı Göreceğiz?

Apple’ın batarya konusunda yaptığı geliştirmeler, gelecekte daha da büyük yenilikler görebileceğimizin sinyallerini veriyor. Özellikle katı hal batarya teknolojileri üzerinde çalıştığı bilinen şirket, ilerleyen yıllarda bu teknolojiyi yeni iPhone modellerine entegre edebilir. Bu tür bataryalar, daha hızlı şarj süresi ve çok daha uzun kullanım ömrü sunarak akıllı telefon dünyasında devrim yaratabilir.

The post iPhone 16’nın Pil Testi Sonuçlandı: İşte Batarya Kapasitesi ve Performansı first appeared on TNT Haber.

Apple Intelligence’a Yeni Dil Desteği Geliyor

Apple Intelligence sistemi, iOS 18.4 güncellemesiyle birlikte yeni dil destekleri kazanıyor. Güncellemeyle birlikte Fransızca, Almanca, İtalyanca, Portekizce (Brezilya), İspanyolca, Japonca, Korece, Çince (Basitleştirilmiş), İngilizce (Singapur) ve İngilizce (Hindistan) dilleri ekleniyor. Ancak, Apple Intelligence için hâlâ Türkçe dil desteği sunulmuyor. Bu eksiklik, Türk kullanıcıları için hayal kırıklığı yaratsa da Apple’ın gelecekte bu desteği ekleyebileceği yönünde beklentiler sürüyor.

Denetim Merkezi’ne ‘Ambient Music’ Özelliği

iOS 18.4, iPhone’un Denetim Merkezi’ne yeni bir ‘Ambient Music’ özelliğini dahil edecek. Bu özellik, farklı kategorilere ayrılmış müzik koleksiyonlarını hızlı bir şekilde açmaya imkân tanıyacak. Kullanıcılar ‘Uyku, Rahatlama, Üretkenlik ve Farkındalık’ olmak üzere dört farklı kategori arasından seçim yaparak, istedikleri atmosfere uygun müzikleri kolayca dinleyebilecek.

Apple News’e Yeni ‘Yemek’ Bölümü

iOS 18.4 güncellemesi, Türkiye’de resmi olarak kullanılmayan Apple News uygulamasına yeni bir ‘Yemek’ bölümü ekleyecek. Bu yeni özellik, yemek tarifleri ve gastronomi içeriklerine daha kolay erişim sağlayacak. Apple News’in Türkiye’de aktif olmaması nedeniyle bu yenilik, yerel kullanıcılar için doğrudan bir etki yaratmasa da, küresel çapta büyük ilgi görmesi bekleniyor.

iOS 18’in Yaygın Kullanımı

Apple’ın resmi verilerine göre, son dört yılda piyasaya sürülen iPhone’ların %76’sı iOS 18 işletim sistemini kullanıyor. Genel iPhone kullanıcılarının %68’i iOS 18’e geçmiş durumda. Aynı şekilde, son dört yılda piyasaya çıkan iPad’lerin %63’ü iPadOS 18’e güncellenmişken, tüm iPad kullanıcılarının %53’ü en güncel işletim sistemini kullanıyor. Bu veriler, Apple kullanıcılarının güncellemelere yüksek oranda uyum sağladığını gösteriyor.

Önceki iOS Güncellemelerinde Neler Vardı?

iOS 18.2 güncellemesi, Apple tarafından Türkiye’ye özel sürüm notlarıyla paylaşılmıştı. Bu güncellemeyle, iPhone 16 serisine özel olarak geliştirilen ‘Kamera Denetimi’ özelliği sunulmuş, Safari başlangıç sayfasına yeni arka plan özelleştirme seçenekleri eklenmiş ve Sesli Notlar uygulamasına katmanlı kayıt desteği getirilmişti. Ayrıca, Fotoğraflar ve Bul uygulamalarında önemli iyileştirmeler yapılmış, Podcast deneyimi kişiselleştirilmiş ve Borsa uygulamasına ön piyasa takibi eklenmişti.

iOS 18.4 ile Beklenen Diğer Yenilikler

iOS 18.4’ün kamera deneyimini daha da iyileştirmesi ve performans açısından çeşitli geliştirmeler içermesi bekleniyor. Ayrıca, Apple’ın batarya optimizasyonuna yönelik yeni iyileştirmeler sunabileceği tahmin ediliyor. Yeni güncelleme, iPhone kullanıcıları için daha akıcı ve verimli bir işletim sistemi deneyimi vaat ediyor.

Apple, iOS 18.4 güncellemesini nisan ayında kullanıcıların erişimine açmayı planlıyor. Güncellemeye ilişkin daha fazla detayın önümüzdeki haftalarda netleşmesi bekleniyor.

The post Apple, iOS 18.4 ile Gelen Yenilikleri Açıkladı first appeared on TNT Haber.

5G’ye Geçiş İçin Geri Sayım Başladı

Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, Türkiye’nin mobil iletişimdeki gelişimi değerlendirdiği açıklamasında, 31 yıl önce gerçekleşen bu tarihi görüşmeyi hatırlatarak, 5G’ye geçişin hızla yaklaştığını belirtti. 5G teknolojisinin, özellikle internet hızlarında devrim niteliğinde bir iyileşme sağlayacağını vurgulayan Uraloğlu, “5G ile internet hızlarımız 20 Gbps’ye kadar çıkacak. Türkiye, bu teknolojiyi yerli ve milli ürünlerle hayata geçirmeye hazırlanıyor,” dedi.

Yerli ve Milli Teknoloji ile Güçlü Altyapı

Türkiye’nin 5G teknolojisine geçiş sürecinde yerli ve milli altyapının önemine dikkat çeken Bakan Uraloğlu, geliştirilen teknolojilerin hem güvenlik hem de ekonomik açıdan büyük bir kazanım olacağını ifade etti. 5G’nin devreye alınmasıyla, başta sanayi, sağlık, otomotiv ve akıllı şehir uygulamaları olmak üzere pek çok sektörde büyük yeniliklerin yaşanacağını belirtti.

5G ile Gelecek Dijitalleşiyor

Uzmanlar, 5G’nin yalnızca bireysel kullanıcılar için değil, kurumsal sektörler için de büyük bir dönüşüm sağlayacağını öngörüyor. Yeni nesil ağ teknolojisi, otonom araçlardan akıllı şehir uygulamalarına, uzaktan ameliyatlardan yapay zeka destekli sanayi çözümlerine kadar geniş bir yelpazede kullanım alanı bulacak.

Özellikle nesnelerin interneti (IoT) sayesinde fabrikalar, tarım alanları ve hatta enerji sistemleri daha verimli hale gelecek. Düşük gecikme süresi ve yüksek veri transferi kapasitesiyle 5G, dijital ekonomiyi güçlendirecek ve Türkiye’nin teknoloji alanında rekabet gücünü artıracak.

Operatörler ve 5G Hazırlıkları

Türkiye’de faaliyet gösteren mobil operatörler de 5G’ye geçiş sürecinde yoğun çalışmalar yürütüyor. Altyapı yatırımlarını hızlandıran şirketler, test süreçlerini sürdürüyor ve abonelerine en iyi hizmeti sunmak için kapsamlı planlamalar yapıyor. 5G’nin tamamen hayata geçirilmesiyle birlikte kullanıcılar, mobil cihazlarında ultra yüksek hızlarda internet deneyimi yaşayacak.

Yeni Dönem Başlıyor

Türkiye, cep telefonuyla ilk görüşmenin yıl dönümünü kutlarken, 5G ile yeni bir iletişim devrimini karşılamaya hazırlanıyor. Yerli ve milli teknolojilerin desteğiyle hayata geçirilecek olan 5G, yalnızca iletişimde değil, ekonomiden sanayiye kadar birçok alanda büyük değişimlere kapı aralayacak. Önümüzdeki süreçte yapılacak ihaleler ve altyapı çalışmalarının ardından Türkiye, dünya ile eş zamanlı olarak 5G teknolojisini tam anlamıyla kullanmaya başlayacak.

The post Türkiye 5G’ye Geçiyor! Hız Çağı Başlıyor first appeared on TNT Haber.

Bu yeni versiyon, 220 kW gücünde arkadan çekişli tek bir elektrik motoruyla donatılmış durumda. Aracın batarya kapasitesi 62,5 kWh olarak belirlenmiş olup, lityum demir fosfat teknolojisi kullanılıyor. Yapılan geliştirmeler sayesinde WLTP menzili 455 km’den 500 km’ye yükseltildi. Performans açısından bakıldığında, araç 0’dan 100 km/h hıza 5,9 saniyede ulaşabiliyor ve maksimum hızı 200 km/h ile sınırlandırılmış.

Tesla, bu modelin yanı sıra uzun menzilli RWD versiyonunu 49.990 eurodan ve dört tekerlekten çekişli AWD versiyonunu ise 52.990 eurodan satışa sunuyor. Özellikle AWD modelinde yapılan 2.000 euro fiyat indirimi, kullanıcıların dikkatini çekmiş durumda.

Yenilenen Model Y’nin dış tasarımında aerodinamik iyileştirmeler göze çarparken, iç mekânda da büyük değişiklikler bulunuyor. Kabin daha sessiz hale getirilirken, süspansiyon sistemindeki güncellemeler ile sürüş konforu artırılmış. Tesla ayrıca daha yumuşak malzemeler ve gelişmiş yalıtım ile sürücü deneyimini üst seviyeye taşıyor.

Aracın standart donanım paketi, 19 inç jantlar ve temel otopilot özelliklerini içeriyor. Gelişmiş otopilot paketine sahip olmak isteyen müşteriler için 3.800 euro ek ücret ödenmesi gerekiyor. Tam Otonom Sürüş olarak adlandırılan en gelişmiş paket ise Avrupa’da 7.500 euroya sunuluyor.

Model Y’nin Türkiye’de ne zaman satışa sunulacağı ise henüz kesinleşmiş değil. Ancak Avrupa pazarında satışa çıkması, yakın zamanda Türkiye’de de siparişe açılabileceğini gösteriyor. Tesla, bu yeni model ile elektrikli araç pazarındaki lider konumunu pekiştirmeyi hedefliyor.

The post Tesla Model Y’nin Yeni Standart Versiyonu Avrupa’da Satışa Sunuldu first appeared on TNT Haber.

Şirket, geliştirdiği yeni teknolojinin kuantum bilgisayarların temel yapı taşı olan kubitlerin çok daha güvenilir ve stabil çalışmasını sağlayacağını belirtiyor. Microsoft yetkilileri, Majorana çipi sayesinde milyonlarca kubitlik kuantum çipler üretilebileceğini ve bu çiplerin insan avucuna sığabilecek kadar küçük boyutta olacağını ifade etti.

Kuantum Dünyasında Yeni Bir Dönem

Microsoft’un Majorana çipiyle ortaya koyduğu topolojik iletkenler, maddenin bilinen katı, sıvı ve gaz hallerinin dışında, yeni bir faz olarak tanımlanıyor. Bu malzemenin, kuantum hesaplamalarındaki en büyük sorunlardan biri olan hata oranlarını önemli ölçüde düşüreceği ve işlem gücünü artıracağı öngörülüyor.

Kuantum bilgisayarlar, klasik bilgisayarlardan farklı olarak, bilgiyi 0 ve 1’ler yerine süperpozisyon prensibiyle birden fazla durumda tutabilen kubitler ile işliyor. Ancak bu kubitlerin kararlılığı büyük bir teknik zorluk olarak görülüyordu. Microsoft’un geliştirdiği yeni malzeme ile bu sorunun büyük ölçüde aşılması hedefleniyor.

Rekabet Kızışıyor

Kuantum bilgisayar alanında Microsoft’un yanı sıra Google, IBM ve diğer teknoloji devleri de yoğun çalışmalar yürütüyor. Google, Aralık 2024’te Willow adını verdiği kendi kuantum çipini tanıtmış ve bu çipin normal bilgisayarlarla milyarlarca yılda yapılabilecek işlemleri sadece birkaç saniyede gerçekleştirebildiğini açıklamıştı.

Microsoft’un yeni Majorana çipiyle sunduğu teknoloji, bu alandaki rekabeti daha da kızıştıracağa benziyor. Eğer Microsoft’un iddiaları doğru çıkarsa, kuantum bilgisayarlar çok daha küçük boyutlara indirgenerek ticari kullanıma daha yakın hale gelebilir.

Teknoloji dünyasında büyük yankı uyandıran bu gelişme, kuantum bilgisayarların geleceği için kritik bir adım olarak değerlendiriliyor. Majorana çipiyle ilgili daha fazla detayın önümüzdeki dönemde paylaşılması bekleniyor.

The post Microsoft, Kuantum Bilgisayar Yarışına ‘Majorana’ Çipiyle Katıldı first appeared on TNT Haber.

Güzellik Sektöründeki Başarı Yolculuğu

İş İnsanı Süleyman Duman, güzellik sektörüne giriş yaparken sadece kaliteli hizmet sunmayı değil, aynı zamanda sektöre yenilikler getirmeyi hedefledi. Sahibi olduğu güzellik merkezi, modern teknolojiler ve profesyonel ekiplerle hizmet vererek kısa sürede sektörde kendine sağlam bir yer edindi. Hizmet yelpazesi, cilt bakımı, estetik uygulamalar ve özel kişisel bakım çözümleri gibi çeşitli alanları kapsayarak geniş bir müşteri kitlesine hitap etmektedir.

Vizyon ve Misyon

Duman’ın iş dünyasındaki vizyonu, güzellik sektöründe uluslararası standartları yakalayarak müşterilere en iyi hizmeti sunmak üzerine kurulu. Onun liderliğinde güzellik merkezi, yalnızca estetik değil, aynı zamanda sağlık ve kalite standartlarına uygun bir anlayışla faaliyet gösteriyor. Bu yaklaşım, müşterilerin güvenini kazanarak merkezi sektörün en prestijli yerlerinden biri haline getirdi.

İş Dünyasındaki Etkisi

Süleyman Duman, girişimciliği ve ileri görüşlülüğü sayesinde sadece güzellik sektöründe değil, İstanbul’un iş dünyasında da önemli bir isim haline geldi. Genç girişimcilere ilham veren başarı öyküsü, iş dünyasında örnek alınan bir model olarak gösteriliyor. Duman’ın, sektörel inovasyonlara yaptığı katkılar ve müşterilere sağladığı güven, onun başarı hikayesinin temel taşlarıdır.

Süleyman Duman, güzellik sektöründeki başarısıyla hem İstanbul’da hem de Türkiye genelinde adından söz ettiren bir iş insanıdır. Modern iş yaklaşımı, sektördeki yenilikçi adımları ve müşteri odaklı hizmet anlayışı sayesinde güzellik merkezini sadece bir işletme değil, aynı zamanda bir marka haline getirmiştir. Onun başarı hikayesi, iş dünyasına adım atmak isteyen pek çok genç girişimciye ilham vermeye devam ediyor.

The post İş İnsanı Süleyman Duman Kimdir ? first appeared on TNT Haber.

SEO uzmanı olarak tanınan Budak, iş dünyasında kazandığı tecrübesi ve inovatif yaklaşımları sayesinde birçok şirkete büyük değer kattı. Geliştirdiği özelleştirilmiş SEO stratejileri ile müşterilerinin arama motorlarında üst sıralara çıkmalarını sağladı, web trafiğini artırarak satış ve karlılığı olumlu yönde etkiledi.

Budak’ın başarısının arkasındaki sır, yalnızca teknik SEO bilgi birikimi değil, aynı zamanda müşterilerinin ihtiyaçlarını ve sektörlerini derinlemesine analiz etme yeteneğidir. Bu sayede her bir şirket için en uygun stratejiyi belirleyerek, kalıcı başarılar elde edilmesini sağlıyor. Ayrıca, sürekli olarak değişen arama motoru algoritmalarına hızla uyum sağlama kabiliyeti ile sektördeki rakiplerinden bir adım önde duruyor.

Ünlü İş İnsanı Hasan Ateş Budak’ın etkili SEO danışmanlığı, yalnızca Türkiye’de değil, uluslararası alanda da takdir topluyor. Pek çok farklı sektörden müşteriye hizmet veren Budak, dijital dünyada güçlü bir varlık oluşturmak isteyen her şirketin yanında yer alarak, onların marka bilinirliğini artırıyor ve dijital dönüşümlerine liderlik ediyor.

Hasan Ateş Budak, iş dünyasında SEO uzmanlığı ile adından söz ettirirken, iş ortaklarına sağladığı katkılarla da değer yaratmaya devam ediyor. Onun liderliğinde, dijitalde başarıya ulaşmak isteyen şirketler, güvenle geleceğe adım atıyor.

The post Dijital Dünyada Başarı: Hasan Ateş Budak, Şirketlere SEO Uzmanlığıyla Değer Katmaya Devam Ediyor first appeared on TNT Haber.

90’ların ikonik telefonu Nokia 3210, modern bir dokunuşla geri dönüyor! HMD Global tarafından yeniden canlandırılan bu efsanevi cep telefonu, 4G bağlantısı, Bluetooth desteği ve daha uzun pil ömrü gibi günümüzün ihtiyaçlarını karşılayan özelliklerle donatılmış.

Yenilenen Tasarım, Aynı Kullanış Kolaylığı:

3210’un 2024 versiyonu, orijinal tasarımına sadık kalırken bazı modern güncellemelerle de karşımıza çıkıyor. Unutulmaz tuş düzeni korunurken, arka kasada 2024’e uygun bir görünüm ve 3210’da bulunmayan bir arka kamera yer alıyor.

Teknik Özellikler:

• 4G bağlantısı
• Bluetooth desteği
• Uzun pil ömrü

Fiyat ve Satış Tarihi:

Mayıs ayında piyasaya sürülmesi beklenen Nokia 3210 2024’ün Türkiye’ye gelip gelmeyeceği henüz belli değil. Fiyatının ise 100 dolar civarında olması öngörülüyor.

Bu efsanevi telefonun geri dönüşü, nostalji severleri ve sadelik arayan kullanıcıları heyecanlandıracağa benziyor. Siz ne düşünüyorsunuz? 3210’u 2024 versiyonuyla tekrar kullanmayı ister misiniz?

The post Efsane Geri Döndü: Nokia 3210 2024 Modeliyle Geliyor! first appeared on TNT Haber.

Dacia’nın fiyat performans canavarı SUV’u Duster’ın 3.nesli, Bursa’da üretim bandından inecek.

Yenilenen tasarımıyla öne çıkan araç, Bigster konseptinden ilham alarak Y şeklindeki farları ve stoplarıyla dikkat çekiyor.

En dikkat çeken değişikliklerden biri ise iç mekanda yaşanıyor.Dijital gösterge paneliyle ilk defa tanışan Duster, 7 inçlik ekranı giriş seviyesinde sunmuyor; ancak ortada konumlandırılan 10.1 inçlik bilgi eğlence ekranı dikkat çekiyor. 

The post Yeni Dacia Duster’dan Dizel Vedası first appeared on TNT Haber.

Apple’ın sunduğu günden beri sorun çıkartan iOS 17 yeni bir güncelleme alacak. iOS 17.1 sürümünün 24 Ekim akşamı yani bu akşam iPhone kullanıcılarına sunulması bekleniyor. Burada çözülecek bazı sorunlar ve yenilikler de olacak.

The post iOS 17.1 güncellemesi ne zaman geliyor? first appeared on TNT Haber.

Yeni modellerde mini-LED olmayacak iddiası gerçekten çok garip görünüyor, Digitimes buna gerekçe olarak mini-LED panellerin yüksek maliyetini gösteriyor. Kaynak tarafından Apple’ın yeni iPad Air’i de LCD ekran ile pazara sunacağı söyleniyor.

Bu sitede ve bağlantılı sayfalarında yer alan içerikler; tamamen veya kısmen LOG’un yazılı izni olmadıkça kaynak gösterilerek veya alıntı yapılarak dahi kullanılamaz, çoğaltılamaz ve değiştirilemez.

The post Yeni iPad modelleri için beklenen tarih verildi first appeared on TNT Haber.

Uzmanların açıkladığı gibi, Chrome tarayıcısı, bir sitenin kendisine erişmek için hangi tarayıcı ve cihazın kullanıldığını belirlemesine olanak tanıyan bir HTTP başlığı olan kullanıcı aracısı gibi ayar değişme özelliklerine sahip. Yani Google’ın sınırlamasını bu yöntemle aşabilmek mümkün. Peki bunun için ne yapmak gerekiyor? YouTube reklam engelleme sınırlandırılması nasıl kaldırılır?

Uzantıyı indirip Chrome tarayıcınıza yükledikten sonra kullanıcılar, Chrome’daki kullanıcı aracısını Windows Phone’a geçirebiliyor. Temel olarak bu yöntem, YouTube sitesine göz attığınızda web tarayıcınızın Windows Phone’da olduğunu söyler. Bilinmeyen bir nedenden dolayı YouTube sitesi, Windows Phone’da videoları izlerken bir istisna içeriyor ve bu nedenle bu reklam engelleyici uyarısını göstermiyor.

The post YouTube’da reklamları atlamanın yeni yolu first appeared on TNT Haber.

The post Chrome Artık daha akıllı olacak!Chrome first appeared on TNT Haber.

Uzunluk: 155 mm
Çap: 7,5 mm
Ağırlık: 20,5 gram
Bağlantılar: Bluetooth ve USB-C konnektörü
Apple’ın hem global duyuru yazısında hem de web sitesinde ürün sayfasında sık sık yer verdiği ”en uygun fiyat” ifadesi ülkemizde de geçerli. Ancak tabii ki bu fiyat düşüşü yaşanırken pek çok özellikten de feragat edilmiş.

Tasarım olarak baktığımızda 2. nesil Apple Pencil ile birebir aynı görünen yeni kalem, arka uçta bulunan kayar kapak ile 2. nesilden ayrılıyor. Burada kapak açıldığında bir USB-C bağlantı noktası ortaya çıkıyor. Üçgenimsi köşeli tasarım ve mat yüzey ise 2. nesilde olduğu gibi devam ediyor.

The post En Uygun Fiyatlı Apple Pencil Kasımda Satışa Çıkacak. first appeared on TNT Haber.

The post WhatsApp arayüzü yenileniyor! first appeared on TNT Haber.

Elektrik süpürgeleri, ev temizliğini hızlı ve etkili bir şekilde yapmanın vazgeçilmez araçlarından biridir. Ancak, pazarda birçok farklı marka ve model bulunmaktadır, bu nedenle doğru seçimi yapabilmek için bazı önemli özellikleri göz önünde bulundurmanız önemlidir. İşte iyi bir elektrik süpürgesinin sahip olması gereken özellikler:

1. Güçlü Emiş: İyi bir elektrik süpürgesi, güçlü bir emiş gücüne sahip olmalıdır. Bu, zemindeki toz, kir ve diğer partikülleri etkili bir şekilde çekebilmesi için önemlidir. Emiş gücü, watt cinsinden ölçülür ve daha yüksek watt değeri, daha güçlü emiş anlamına gelir.
2. HEPA Filtre: HEPA (High Efficiency Particulate Air) filtreleri, toz ve alerjenlerin havadan etkili bir şekilde temizlenmesine yardımcı olur. İyi bir elektrik süpürgesi, en azından bir HEPA filtre ile donatılmış olmalıdır, böylece evinizin havası temiz ve sağlıklı kalır.
3. Çok Yüzeyli Kullanım: İyi bir elektrik süpürgesi, farklı zemin türlerinde etkili bir şekilde kullanılabilme özelliğine sahip olmalıdır. Halılar, sert zeminler, ahşap döşemeler ve fayanslar gibi farklı yüzeylerde işlevsel olmalıdır.
4. Hafiflik ve Taşınabilirlik: Elektrik süpürgesi hafif ve taşınabilir olmalıdır, böylece kolayca taşınabilir ve farklı odalarda kullanılabilir. Ayrıca, dar alanlara ve köşelere erişim sağlayabilen bir tasarıma sahip olmalıdır.
5. Geniş Kapasite: Toz haznesi veya torbası, iyi bir elektrik süpürgesinde yeterli kapasiteye sahip olmalıdır. Bu, sürekli boşaltma veya değiştirme gerekliliğini azaltır ve temizlik işini daha verimli hale getirir.
6. Farklı Temizlik Aksesuarları: İyi bir elektrik süpürgesi, farklı temizlik görevleri için çeşitli aksesuarlarla birlikte gelmelidir. Farklı fırça uçları, döşeme araçları ve köşe temizleme aparatları gibi ek aksesuarlar, daha fazla işlevsellik sağlar.
7. Ses Seviyesi: Elektrik süpürgesi kullanırken gürültü seviyesi önemlidir. Daha sessiz çalışan bir model, evdeki diğer aktiviteleri veya insanları rahatsız etmez.
8. Uzun Kablo veya Kablosuz Seçenek: Elektrik süpürgenizin kablo uzunluğu, odalarda dolaşırken priz değiştirme ihtiyacını azaltabilir. Kablosuz modeller ise daha fazla hareket özgürlüğü sunar, ancak pil ömrünün yeterli olması önemlidir.
9. Toz Tutma Kapasitesi: İyi bir elektrik süpürgesi, tozu ve alerjenleri etkili bir şekilde tutabilen bir toz haznesine veya torbaya sahip olmalıdır. Bu, hava kalitesini iyileştirir ve filtrelerin daha uzun süre dayanmasını sağlar.
10. Dayanıklılık ve Garanti: Elektrik süpürgesi satın alırken, dayanıklı bir yapıya sahip olan ve uzun vadeli kullanım için tasarlanmış bir model tercih etmelisiniz. Ayrıca, üretici tarafından sunulan garanti koşullarını gözden geçirmek de önemlidir.

Sonuç olarak, iyi bir elektrik süpürgesi, güçlü emiş gücü, HEPA filtre, çok yüzeyli kullanım, taşınabilirlik, geniş kapasite, farklı temizlik aksesuarları, düşük ses seviyesi, uygun kablo uzunluğu veya kablosuz seçenek, etkili toz tutma kapasitesi, dayanıklılık ve garanti gibi özelliklere sahip olmalıdır. Bu özellikler, ev temizliğinizi daha kolay ve etkili bir hale getirecek ve uzun vadeli memnuniyet sağlayacaktır.

The post İyi Bir Elektrik Süpürgesi Hangi Özellikleri Barındırmalı? first appeared on TNT Haber.

GÜNEŞ TUTULMASI NEDİR?

Güneş tutulması, Ay’ın Dünya ile Güneş arasına geçerek Güneş’i kısmen veya tamamen engellediği göksel bir olaydır. Bu olay sırasında Güneş ışığı Dünya’ya ulaşamaz ve gözlemciler için bir gölge oluşur. Güneş tutulması, Ay’ın yörünge hareketi nedeniyle sadece belirli zamanlarda gerçekleşir ve gözlem için özel güneş gözlükleri veya filtreler gerektirir, çünkü doğrudan Güneş’e bakmak gözlerinizi ciddi şekilde zarar verebilir.

Güneş tutulmaları genellikle iki türde olur:

1. Tam Güneş Tutulması: Bu türde Ay, Güneş’i tamamen örter ve sadece Güneş’in parlak atmosferi olan korona görünür hale gelir. Bu sırasında gün ışığı aniden azalır ve çevre daha karanlık hale gelir. Tam güneş tutulmaları, sadece belirli bir coğrafi bölgeden gözlemlenebilir ve oldukça nadirdir.
2. Halkalı Güneş Tutulması: Bu türde Ay, Güneş’i tamamen örtemez çünkü Ay’ın Dünya’ya olan uzaklığı belirli bir noktada yeterince uzaktır. Bu nedenle Güneş’in etrafında bir halka veya “ateş halkası” görünür. Halkalı güneş tutulmaları, tam tutulmalara göre daha sık görülür, ancak yine de gözlemciler için özel koruyucu ekipman gerektirir.

Güneş tutulmaları astronomi meraklıları ve bilim insanları için önemli olaylardır, çünkü Güneş’in atmosferini ve koronasını daha iyi anlamalarına yardımcı olabilirler. Ayrıca kültürel ve mitolojik öneme sahiptir ve birçok toplumda tarihsel olarak önemli bir etki bırakmıştır. Ancak, güneş tutulmalarının gözlemi için mutlaka uygun güneş gözlükleri veya ekipman kullanılmalıdır, çünkü doğrudan Güneş’e bakmak ciddi göz hasarına yol açabilir.

The post Güneş Tutulması Ne Zaman? first appeared on TNT Haber.

Halkalı güneş tutulması, tam güneş tutulmasından farklıdır. Tam güneş tutulması sırasında Ay, Güneş’i tamamen örter ve gece gibi karanlık bir ortam oluştururken, halkalı güneş tutulması sırasında Güneş’in etrafındaki halka, bir yüzük gibi görünür. Bu, Ay’ın yörüngesel hareketi ve Dünya-Güneş-Ay geometrisine bağlı olarak meydana gelir.

Halkalı güneş tutulmaları, gözlemciler için oldukça ilginç olaylar olabilir, ancak doğrudan güneşe bakmak gözleri ciddi şekilde zarar verebilir. Bu nedenle güneş tutulmalarını güvenli gözlemlemek için özel güneş gözlükleri veya güneş teleskopları gibi uygun koruyucu ekipmanlar kullanmak önemlidir. Ayrıca, güneş tutulmaları sırasında güvenli gözlem pratiği hakkında bilgi sahibi olmak da önemlidir.

The post Halkalı Güneş Tutulması Nedir? first appeared on TNT Haber.

1. LED Ampuller Kullanın: Geleneksel akkor ampuller yerine enerji verimli LED ampuller kullanarak aydınlatma maliyetlerinizi azaltabilirsiniz. LED ampuller daha az enerji tüketir ve daha uzun ömürlüdür.
2. Enerji Verimli Cihazlar: Eski veya enerji verimliliği düşük cihazları yenisiyle değiştirin. Özellikle A+++ enerji sınıfına sahip beyaz eşyalar ve elektronik cihazlar tercih edilmelidir.
3. Termostatı Ayarlayın: Kışın termostat sıcaklığını birkaç derece düşürerek ısıtma maliyetlerini azaltabilirsiniz. Ayrıca, klima veya vantilatörleri kullanırken odaları sık sık havalandırarak serinletme veya ısıtma ihtiyacını azaltabilirsiniz.
4. İzolasyon: Evdeki izolasyonu iyileştirmek, ısı kaybını azaltır ve enerji tasarrufu sağlar. Pencereleri, kapıları ve çatıyı izole etmek veya yalıtmak için profesyonel yardım alabilirsiniz.
5. Su Tasarrufu: Enerji tasarrufu sadece elektrik veya gazla sınırlı değildir. Su tasarrufu da önemlidir. Düşük akışlı musluk ve duş başlıkları kullanarak su tüketimini azaltabilirsiniz.
6. Standby Modunu Kapatın: Televizyonlar, bilgisayarlar ve diğer elektronik cihazlar, standby modunda da enerji tüketir. Kullanılmadığı zamanlarda cihazları tamamen kapatın veya prizden çıkarın.
7. Enerji Dostu Ev Aletleri: Enerji verimliliği yüksek ev aletlerini tercih edin. Bu, buzdolabı, bulaşık makinesi, çamaşır makinesi gibi cihazlarda enerji tüketimini azaltır.
8. Doğal Işık Kullanımı: Gündüzleri odalarınızda doğal ışığı daha fazla kullanarak yapay aydınlatma ihtiyacını azaltın.
9. Isıtma ve Soğutma: Evdeki ısıtma ve soğutma sistemlerini düzenli olarak bakımını yaptırın. Filtreleri temiz tutun ve gereksiz yere yüksek sıcaklıkta veya düşük sıcaklıkta ayarlamaktan kaçının.
10. Enerji Etkin Ev Aletleri: Evde enerji üreten güneş panelleri veya rüzgar türbinleri gibi enerji üretim sistemlerini düşünün. Bu tür sistemlerle kendi enerjinizi üretebilir ve enerji maliyetlerini azaltabilirsiniz.
11. Hareket Sensörleri: Hareket sensörleri ile donatılmış aydınlatma sistemleri, ışığın otomatik olarak açılmasını ve kapanmasını sağlar, böylece enerji israfını önler.
12. Isı Yalıtımı: Evdeki ısı kayıplarını azaltmak için pencereleri ve kapıları sızdırmaz hale getirin. Ayrıca, evi izole ederek ısıtma ve soğutma maliyetlerini azaltabilirsiniz.

Bu yöntemler, evde enerji tasarrufu sağlamanıza yardımcı olabilir. Unutmayın ki küçük değişiklikler bile uzun vadede büyük bir fark yaratabilir ve hem enerji maliyetlerinizi düşürebilir hem de çevreye daha az zarar vermenizi sağlayabilir.

The post Evde Enerji Tasarrufu Nasıl Sağlanır? first appeared on TNT Haber.